tc gazi üniversitesi sosyal bilimler enstütüsü işletme anabilim dalı

advertisement
T.C.
GAZĐ ÜNĐVERSĐTESĐ
SOSYAL BĐLĐMLER ENSTÜTÜSÜ
ĐŞLETME ANABĐLĐM DALI
ÜRETĐM YÖNETĐMĐ VE PAZARLAMA BĐLĐM DALI
KÜRESEL ĐŞLETMELERĐN TUTUNDURMA FAALĐYETLERĐNĐN
GAZĐ VE BĐLKENT ÜNĐVERSĐTESĐ ÖĞRENCĐLERĐNĐN SATIN
ALMA DAVRANIŞLARI ÜZERĐNDEKĐ ETKĐLERĐ: COCA COLA VE
PEPSĐ ÖRNEĞĐ
YÜKSEK LĐSANS TEZĐ
HAZIRLAYAN
Deniz GÜLER
TEZ DANIŞMANI
Doç. Dr. Nurettin PARILTI
Ankara–2009
T.C.
GAZĐ ÜNĐVERSĐTESĐ
SOSYAL BĐLĐMLER ENSTÜTÜSÜ
ĐŞLETME ANABĐLĐM DALI
ÜRETĐM YÖNETĐMĐ VE PAZARLAMA BĐLĐM DALI
KÜRESEL ĐŞLETMELERĐN TUTUNDURMA FAALĐYETLERĐNĐN
GAZĐ VE BĐLKENT ÜNĐVERSĐTESĐ ÖĞRENCĐLERĐNĐN SATIN
ALMA DAVRANIŞLARI ÜZERĐNDEKĐ ETKĐLERĐ: COCA COLA VE
PEPSĐ ÖRNEĞĐ
YÜKSEK LĐSANS TEZĐ
HAZIRLAYAN
Deniz GÜLER
TEZ DANIŞMANI
Doç. Dr. Nurettin PARILTI
Ankara–2009
ONAY
Deniz GÜLER tarafından hazırlanan “Küresel Đşletmelerin Tutundurma
Faaliyetlerinin Gazi ve Bilkent Üniversitesi Öğrencilerinin Satın Alma
Davranışları Üzerindeki Etkileri: Coca Cola ve Pepsi Örneği” başlıklı bu
çalışma, 23/10/2009. tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda başarılı
bulunarak jürimiz tarafından Đşletme Ana bilim Dalında yüksek lisans tezi
olarak kabul edilmiştir.
…………………………………….
Prof. Dr. M. Mithat ÜNER (Başkan)
…………………………………….
Prof. Dr. Dilaver TENGĐLĐMOĞLU
…………………………………….
Doç. Dr. Nurettin PARILTI (Danışman)
ÖNSÖZ
Küresel markalar olan Coca Cola ve Pepsi tercihinde etkili olan
faktörlerin
ve
bu
işletmelerin uyguladıkları
tutundurma
faaliyetlerinin
üniversite öğrencilerinin satın alma kararları üzerindeki etkilerinin araştırıldığı
bu çalışmada öncelikle küreselleşme ve küresel pazarlama açıklanmış;
küresel pazarlarda uygulanan tutundurma faaliyetleri ifade edilmiş ve
tüketicilerin satın alma davranışlarına etki eden faktörlere yer verilmiştir.
Daha sonra Coca Cola ve Pepsi tercihinde etkili olan faktörlerin ve
uyguladıkları tutundurma faaliyetlerinin üniversite öğrencilerin üzerindeki
etkilerini belirlemek amacıyla Gazi ve Bilkent Üniversitelerinde öğrenim gören
öğrenciler üzerinde bir araştırma yapılmıştır.
Bu
tez
çalışmasının
meydana
gelişinde,
değerli
fikirleri
ve
değerlendirmeleriyle katkıda bulunan danışman hocam Doç. Dr. Nurettin
Parıltı’ya;
Çalışma
boyunca
manevi
desteğini
biran olsun
esirgemeyen,
çalışmanın her aşamasında bana yol göstererek yaptığı yapıcı eleştirileriyle
tezi tamamlamamda yardımcı olan, sabır ve hoşgörüsünü her zaman
yanımda hissettiğim sevgili eşim Didem Yeter-Güler’e;
Uygulama aşamasında; anketlerin hazırlanması ve uygulamasında
çok değerli katkıları bulunan sevgili Dr. Hale Işık-Güler, Arş. Gör. Furkan
Emirmahmutoğlu ve Arş. Gör. Oğuzhan Yavuz’a;
Sevgili annem, babam ve biricik kardeşime;
Sonsuz teşekkürler…
ii
ĐÇĐNDEKĐLER
ÖNSÖZ ........................................................................................................ Đ
ĐÇĐNDEKĐLER.............................................................................................. ĐĐ
KISALTMALAR........................................................................................... VĐ
TABLOLAR................................................................................................ VĐĐ
ŞEKĐLLER .................................................................................................. ĐX
GĐRĐŞ ........................................................................................................ 1
BĐRĐNCĐ BÖLÜM
KÜRESELLEŞME OLGUSU ve KÜRESEL PAZARLAMA
1.1.
KÜRESELLEŞME KAVRAMI ........................................................... 3
1.2.
KÜRESELLEŞMENĐN TARĐHSEL GELĐŞĐMĐ ................................... 5
1.3.
KÜRESELLEŞMENĐN BOYUTLARI................................................. 6
1.3.1.
Ekonomik Boyut........................................................................ 6
1.3.2.
Kültürel Boyut ........................................................................... 7
1.3.3.
Siyasal Boyut............................................................................ 8
1.3.4.
Teknolojik Boyut ....................................................................... 8
1.4.
KÜRESELLEŞMENĐN DĐNAMĐKLERĐ .............................................. 9
1.4.1.
Bilgi teknolojileri ile Bilgi Toplumunun Oluşması....................... 9
1.4.2.
Sermayenin Küreselleşmesi ....................................................10
1.4.3.
Đşletmelerin Küreselleşmesi.....................................................11
1.5.
KÜRESEL ĐŞLETMELER................................................................12
1.5.1.
Đhracat Yapma (Dış Satım) ......................................................13
1.5.2.
Lisans Verme...........................................................................14
1.5.3.
Ortak Girişim............................................................................14
1.5.4.
Doğrudan Yatırım ....................................................................15
1.6.
KÜRESEL PAZARLAMA ................................................................15
1.6.1.
Pazarlama Kavramı .................................................................16
1.6.2.
Küresel Pazarlamaya Geçiş Aşamaları ...................................17
iii
1.7.
KÜRESEL PAZARLARDA PAZARLAMA KARMASI .......................20
1.7.1.
Ürün.........................................................................................20
1.7.2.
Fiyat.........................................................................................21
1.7.3.
Dağıtım ....................................................................................22
1.7.4.
Tutundurma .............................................................................23
ĐKĐNCĐ BÖLÜM
KÜRESEL PAZARLARDA TUTUNDURMA FAALĐYETLERĐ
2.1.
TUTUNDURMA VE ĐLETĐŞĐM SÜRECĐ...........................................27
2.2.
BÜTÜNLEŞĐK PAZARLAMA ĐLETĐŞĐM SÜRECĐ.............................30
2.2.1.
Hedef Kitlenin ve Đletişim Amaçlarının Belirlenmesi.................32
2.2.2.
Đletişim Mesajının Tasarlanması ..............................................32
2.2.3.
Đletişim
Kanallarının
Seçilmesi
ve
Toplam
Pazarlama
Bütçesinin Oluşturulması .......................................................................34
2.2.4.
Pazarlama Đletişimi Karmasına Karar Verilmesi ve Đletişim
Sonuçlarının Ölçülmesi ..........................................................................35
2.2.5.
2.3.
Bütünleşik Pazarlama Đletişim Sürecinin Yönetilmesi ..............35
KÜRESEL PAZARLARDA TUTUNDURMA STRATEJĐLERĐ...........36
2.3.1.
Uyumlaştırma Stratejisi............................................................37
2.3.2.
Standartlaştırma Stratejisi .......................................................38
2.4.
KÜRESEL
PAZARLARDA
TUTUNDURMA
KARMASI
ELEMANLARI............................................................................................39
2.4.1.
Küresel Pazarlarda Reklam Faaliyetleri...................................40
2.4.2.
Küresel Pazarlarda Satış Geliştirme Faaliyetleri .....................51
2.4.3.
Küresel Pazarlarda Halkla Đlişkiler Faaliyetleri .........................55
2.4.4.
Küresel Pazarlarda Kişisel Satış Faaliyetleri ...........................57
2.4.5.
Küresel Pazarlarda Doğrudan Pazarlama Faaliyetleri .............60
iv
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
TÜKETĐCĐLERĐN SATIN ALMA KARARLARINI ETKĐLEYEN
FAKTÖRLER
3.1.
TÜKETĐCĐ KAVRAMI VE TÜKETĐCĐ DAVRANIŞLARI.....................65
3.2.
TÜKETĐCĐ SATIN ALMA KARARINI ETKĐLEYEN FAKTÖRLER .....68
3.2.1.
3.2.1.1.
Kültür ve Alt Kültür............................................................69
3.2.1.2.
Sosyal Sınıf ......................................................................71
3.2.2.
Sosyal Faktörler.......................................................................72
3.2.2.1.
Referans Grubu................................................................73
3.2.2.2.
Aile ...................................................................................74
3.2.2.3.
Rol ve Statü......................................................................74
3.2.3.
Kişisel Faktörler .......................................................................75
3.2.3.1.
Demografik Faktörler ........................................................75
3.2.3.2.
Durumsal Faktörler ...........................................................77
3.2.4.
3.3.
Kültürel Faktörler .....................................................................68
Psikolojik Faktörler ..................................................................78
3.2.4.1.
Algılama ...........................................................................78
3.2.4.2.
Güdülenme.......................................................................79
3.2.4.3.
Öğrenme ..........................................................................81
3.2.4.4.
Tutum ve Đnançlar.............................................................82
TÜKETĐCĐ SATIN ALMA KARAR SÜRECĐ ......................................83
3.3.1.
Satın Alma Rolleri....................................................................83
3.3.2.
Satın Alma Davranışları...........................................................84
3.3.3.
Satın Alma Karar Sürecinin Aşamaları ....................................85
3.3.3.1.
Đhtiyacın Ortaya Çıkması ..................................................86
3.3.3.2.
Alternatiflerin Belirlenmesi ................................................86
3.3.3.3.
Alternatiflerin Değerlendirilmesi........................................87
3.3.3.4.
Satın Alma Kararı .............................................................88
3.3.3.5.
Satın Alma Sonrası ..........................................................88
v
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
ÜNĐVERSĐTE ÖĞRENCĐLERĐNĐN COCA COLA VE PEPSĐ
TERCĐHLERĐ ÜZERĐNE BĐR ARAŞTIRMA
4.1.
ARAŞTIRMANIN KONUSU VE AMACI...........................................90
4.2.
ARAŞTIRMANIN KISITLARI...........................................................90
4.3.
ARAŞTIRMANIN MODELĐ ..............................................................91
4.4.
ARAŞTIRMANIN ÖRNEK ÇAPININ BELĐRLENMESĐ .....................92
4.5.
ANKET FORMU..............................................................................92
4.6.
VERĐLERĐN ĐŞLENMESĐ.................................................................93
4.7.
ARAŞTIRMANIN BULGULARI .......................................................94
4.7.1.
Öğrencilerin Sosyo-Demografik ve Ekonomik Özellikleri Đle
Marka Tercihleri Arasındaki Đlişki ...........................................................95
4.7.2.
Coca
Cola
ve
Pepsi‘nin
Uyguladıkları
Tutundurma
Faaliyetlerinin Etkileri Arasındaki Farklılıkların Tespit Edilmesi ...........100
4.7.3.
Gazi ve Bilkent Üniversitelerinde Okuyan Öğrencilerin Marka
Tercihinde Etkili Olan Faktörlerin Tespit Edilmesi................................107
SONUÇ ...................................................................................................115
KAYNAKÇA.............................................................................................120
EKLER ....................................................................................................128
ÖZET .....................................................................................................130
ABSTRACT .............................................................................................132
vi
KISALTMALAR
A.B.
Avrupa Birliği
A.B.D.
Amerika Birleşik Devletleri
a.g.e.
Adı Geçen Eser
a.g.m.
Adı Geçen Makale
D.A.
Diskriminant Analizi
Đ.Đ.B.F.
Đktisadi Đdari Bilimler Fakültesi
RATEM
Radyo Televizyon Yayıncıları Meslek Birliği
RTÜK
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu
vb.
Ve Benzeri
www
World Wide Web
vii
TABLOLAR
Tablo 1: Küresel Pazarlarda Reklam Yatırımlarının Yıllara Göre Değişimi
(Milyar $) ........................................................................................................47
Tablo 2: Türkiye’de Reklam Yatırımlarının yıllara Göre Değişimi
(Milyon TL) .....................................................................................................48
Tablo 3: 2008 Yılında Televizyonda En Çok Reklam Veren Đşletmelerin
Adet ve Süre Açısından Sıralanması .............................................................49
Tablo 4: Ankete katılan öğrencilere ilişkin sosyo-demografik ve ekonomik
özellikleri ........................................................................................................94
Tablo 5: Öğrencilerin cinsiyeti ile marka tercihi arasındaki ilişki (%) ..............96
Tablo 6: Öğrencilerin okudukları üniversite ile marka tercihi arasındaki
ilişki (%) .........................................................................................................97
Tablo 7: Öğrencilerin yaş grupları ile marka tercihi arasındaki ilişki (%) ........97
Tablo 8: Öğrencilerin aylık ortalama harcama düzeyleri ile marka tercihi
arasındaki ilişki (%) ........................................................................................98
Tablo 9: Öğrencilerin haftalık ortalama kola tüketme sıklıkları ile marka
tercihi arasındaki ilişki (%) .............................................................................99
Tablo 10: TV Reklamları ile Coca Cola ve Pepsi Tercihi Arasındaki Đlişki....101
Tablo 11: Radyo Reklamları ile Coca Cola ve Pepsi Tercihi Arasındaki
Đlişki..............................................................................................................102
Tablo 12: Gazete Reklamları ile Coca Cola ve Pepsi Tercihi Arasındaki
Đlişki..............................................................................................................103
Tablo 13: Dergi Reklamları ile Coca Cola ve Pepsi Tercihi Arasındaki Đlişki 103
Tablo 14: Açık Hava Reklamları ile Coca Cola ve Pepsi Tercihi Arasındaki
Đlişki..............................................................................................................104
Tablo 15: Đnternet Reklamları ile Coca Cola ve Pepsi Tercihi Arasındaki
Đlişki..............................................................................................................105
Tablo 16: Satış Tutundurma Faaliyetleri ile Coca Cola ve Pepsi Tercihi
Arasındaki Đlişki ............................................................................................105
Tablo 17: Sponsorluk Faaliyetleri ile Coca Cola ve Pepsi Tercihi
Arasındaki Đlişki ............................................................................................106
viii
Tablo 18: D.A. sonucunda elde edilen öz değer ve kanonik korelasyon ......107
Tablo 19: D.A. Fonksiyonunun Wilks’ Lambda test sonuçları ......................108
Tablo 20: Yapı Matrisi ..................................................................................109
Tablo 21: Diskriminant Fonksiyon Katsayıları ..............................................110
Tablo 22: Grupların Ortalama Ayırma Fonksiyon Değerleri .........................110
Tablo 23: Sınıflandırma Matrisi ....................................................................110
Tablo 24: D.A. sonucunda elde edilen öz değer ve kanonik korelasyon ......111
Tablo 25 : D.A. Fonksiyonunun Wilks’ Lambda test sonuçları .....................111
Tablo 26: Yapı Matrisi ..................................................................................112
Tablo 27: Diskriminant Fonksiyon Katsayıları ..............................................113
Tablo 28: Grupların Ortalama Ayırma Fonksiyon Değerleri .........................113
Tablo 29: Sınıflandırma Matrisi ....................................................................113
ix
ŞEKĐLLER
Şekil 1: Đletişim süreci ..................................................................................28
Şekil 2 :Tüketici kara kutu modeli..................................................................68
GĐRĐŞ
Dünya genelinde ekonomik, siyasal, sosyal ve kültürel alanlarda hızlı
bir değişim yaşanmakta ve bu hızlı değişimin bir unsuru olarak ortaya çıkan
küreselleşme
olgusunun
temelini,
bilgi
gelişmelerle
birlikte
sermayenin
ve
ve
iletişim
teknolojilerindeki
işletmelerin
küreselleşmesi
oluşturmaktadır. Bununla birlikte, ortaya çıkan hızlı değişim sürecine paralel
olarak işletmeler, faaliyetlerini küresel ölçekte planlamaya başlamışlardır.
Đşletmeler, küresel pazardaki tüketicilerin istek ve ihtiyaçlarına cevap
verebilmek için tutundurma karması elemanları vasıtasıyla farklı stratejiler
uygulamak durumunda kalmışlardır.
Đşletmeler tarafından küresel pazarlarda uygulanması planlanan
tutundurma faaliyetlerinin etkili ve başarılı olabilmesi için öncelikle hedef
kitlenin belirlenmesine ihtiyaç duyulmaktadır. Hedef kitle profili ortaya
çıkarıldıktan sonra, işletmelerin mal ve/veya hizmetlerine yönelik olarak etkili
bir tutundurma faaliyeti oluşturmaları için hedef kitle ile iletişime geçmeleri
gerekmektedir.
Küreselleşme ile birlikte yaşanan gelişmeler tüketicilerin satın alma
davranışlarını hızlı bir şekilde etkilemekte ve ayrıca kültürel, sosyal, kişisel ve
psikolojik faktörler tüketicilerin istek ve ihtiyaçlarının farklılaştırılmasına neden
olmaktadır. Bu nedenle, işletmeler, tutundurma stratejilerini belirleyebilmek
için hedef kitlelerinin satın alma kararlarında etkili olan faktörlerin farkında
olmalıdırlar.
Bu araştırmanın temel amacı, üniversite öğrencilerinin Coca Cola ve
Pepsi tercihinde etkili olan faktörleri saptayarak söz konusu küresel işletmeler
tarafından uygulanmakta olan tutundurma faaliyetlerinin öğrencilerin marka
tercihleri üzerindeki etkileri arasındaki farklılıkları belirlemektir.
2
Araştırma, dört ana bölümden oluşmaktadır. Araştırmanın birinci
bölümünde, küreselleşme olgusu; küreselleşmenin tarihsel gelişim süreci ve
bu sürece bağlı olarak küreselleşmenin ekonomik, kültürel, siyasal ve
teknolojik boyutları açıklanmıştır. Bununla birlikte, küreselleşme dinamikleri
ele alınarak küresel işletmeler kavramı açıklanmış ve küresel pazarlama ve
küresel pazarlama karması elemanları incelenmiştir.
Đkinci
bölümde;
küresel
pazarlardaki
tutundurma
faaliyetleri
kapsamında; tutundurma ve iletişim süreci arasındaki ilişki ile birlikte
işletmeler tarafından uygulanan bütünleşik pazarlama iletişim süreci
aşamaları incelenmiştir. Ayrıca bu bölümde küresel pazarlarda uygulanan
tutundurma karması elemanları olan reklam, satış geliştirme, halkla ilişkiler,
kişisel satış ve doğrudan pazarlama hakkında bilgi verilmiştir.
Çalışmanın
üçüncü
bölümünde;
tüketici
kavramı,
çeşitleri
ve
tüketicilerin satın alma davranışları tanımlanarak satın alma davranışını
etkileyen kültürel, sosyal, psikolojik ve kişisel faktörler incelenmiştir. Tüketici
satın alma süreci içerisinde satın alma rolleri, satın alma davranışları ve satın
alma karar sürecinin aşamaları açıklanmıştır.
Araştırmanın uygulama bölümünde; Bilkent ve Gazi Üniversitesi
öğrencilerine uygulanan Coca Cola ve Pepsi tercihlerine ilişkin anket
sonuçlarına yer verilmiştir. Bu anket uygulamasında; öncelikle öğrencilerin
sosyo-demografik özellikleri ile Coca Cola ve Pepsi tercihleri arasındaki ilişki
Chi-kare testi ile incelenmiş ve Coca Cola ve Pepsi tarafından uygulanan
tutundurma faaliyetlerinin öğrencilerin marka tercihi üzerindeki etkileri
arasıdaki farklılıklar Mann-Whitney U testi kullanılarak ortaya koyulmuştur.
Son olarak öğrencilerin marka tercihinde etkili olan faktörler diskriminant
analizi uygulanarak tespit edilmiştir.
BĐRĐNCĐ BÖLÜM
KÜRESELLEŞME OLGUSU ve KÜRESEL PAZARLAMA
1.1. KÜRESELLEŞME KAVRAMI
Değişim rüzgarlarının estiği günümüz dünyasında, küreselleşme bu
rüzgarların en önemlisi ve en çok tartışılanı olarak karşımıza çıkmaktadır.
Ulusal kültürlerin, ekonomilerin ve sınırların ortadan kalkmaya başladığı,
teknolojinin akıl almaz bir hızla geliştiği ve toplumsal hayatın büyük bir
kısmının küresel süreçler tarafından belirlendiği bir çağda yaşamaktayız.1 Bu
açıdan, küreselleşme, son yıllarda çok tartışılan, üzerine çok farklı anlam ve
değerler yüklenen, çok farklı tanımlamalara ve nitelemelere konu olan bir
kavram olarak karşımıza çıkmaktadır.
Küreselleşme hakkında tam anlamıyla kabul görmüş ortak bir tanım
verilemese de genel anlamda küreselleşme, insanların yaşamlarının kültürel,
ekonomik, teknolojik ve çevresel yönleri açısından birbiri ile ilişkili hale
gelmesi olarak tanımlanabilir.2
Diğer
bir
açıdan
küreselleşmeyi,
malların,
hizmetlerin,
üretim
faktörlerinin, teknolojik birikimin ve finansal kaynakların ülkeler arasında
serbestçe dolaşabildiği ve faktör, mal hizmet ve finans piyasalarının giderek
bütünleştiği bir süreç olarak ifade etmek mümkündür.3
1
Coşkun Can Aktan, Hüseyin Şen, “Globalleşme”, Ekonomik Kriz ve Türkiye, Ankara:TOSYÖV
Yayınları, 1999, s. 13
2
Jerald Greenberg, Robert A. Baron; Behaviour in Organizations, Seventh Edition, New Jersey,
Prentice Hall, 2000, s.16
3
Fikret Şenses,” Neo liberal Küreselleşme Kalkınma için Bir Fırsat mı, Engel mi?”, ERC Working
Paper in Economic ,04/2009, s.2
4
Küreselleşme geniş kapsamda, dünya insanlarının tek bir küresel
toplumda bütünleşmesinin bir sürecidir. Küreselleşme, dünya çapında
toplumsal bağların, ilişkilerin yaygınlaşması, yoğunlaşması, ülkelerin sahip
oldukları maddi ve manevi değerlerin, bu değerler çerçevesinde oluşmuş
birikimlerin ulusal sınırları asarak dünyaya yayılması şeklinde ifade edilebilir.4
Birleşmiş Milletler Đnsan Hakları Komisyonu, küreselleşmeyi “sadece
ekonomik olmayan sosyal, siyasal, çevresel, kültürel ve hukuksal boyutları da
olan bir süreç” olarak tanımlamaktadır.5 Şüphesiz bu tanımdan da
anlaşılacağı gibi küreselleşme olgusu sadece ekonomik değil birçok faktörü
içinde barındırmaktadır.
Küreselleşmeyi tarihin akışı içinde ortaya çıkan bir olgu olduğu kadar;
uluslararası ticaretin yaygınlaşması, emek ve sermaye hareketlerinin artması,
ülkeler arasındaki ideolojik kutuplaşmaların sona ermesi, teknolojideki hızlı
değişim
sonucunda
ülkelerin
gerek
ekonomik,
gerekse
siyasal
ve
6
sosyokültürel açıdan birbirlerine yakınlaşmaları olarak da tanımlayabiliriz. Bu
açıdan küreselleşmeyi, toplumların ve bireylerin yaşam dünyalarını yeniden
anlamlandırma süreci içinde ekonomik, siyasi ve sosyokültürel bir yapılanma
olarak da adlandırmak mümkündür.
Bu tanımlardan yola çıkarak geniş anlamda küreselleşme; teknolojik
gelişmeler ve kitle iletişim araçlarının yaygınlaşması ile birlikte ekonomik,
siyasal, sosyal ve kültürel değerlerin ve bu değerler çerçevesinde oluşmuş
birikimlerin ulusal sınırlar dışına taşarak dünya genelinde yaygınlaşması
olarak tanımlanmaktadır.
4
Öztin Akgüç, Cumhuriyet ve Küreselleşme, Ankara, T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları, Sistem
Ofset, 2002, s.2
5
Onur Öymen Geleceği Yakalamak, Đstanbul, Remzi Kitapevi, 2000 s.27
6
Aktan, Şen, a.g.m., s. 13
5
1.2. KÜRESELLEŞMENĐN TARĐHSEL GELĐŞĐMĐ
Küreselleşme sürecinin başlangıcına ilişkin yaklaşımlar arasında
farklılıklar göze çarpmaktadır. Bunların en önemlileri, küreselleşmenin tarihin
başlangıcından beri var olduğu, küreselleşmenin modernleşme ve kapitalizm
ile yaşıt olduğu ve küreselleşmenin sanayi ötesi toplum, modern ötesi toplum
ve kapitalist düzenin çözülmesi ile ilgili olarak son yıllarda ortaya çıkan yeni
bir
olgu olduğu şeklindeki
yaklaşımlardır.7 Bu açıdan bakıldığında,
küreselleşmenin tanımında olduğu gibi tarihsel gelişimi konusunda da ortak
bir görüş bulunmamaktadır.
Küreselleşmenin yeni bir olgu olmayıp dalgalar halinde dünyaya
yayıldığı ifade eden görüşe göre; küreselleşme dalgalarını üçe ayırmak
mümkündür.8
Birinci küreselleşme dönemi, diğer bir ifade ile sömürgecilik dönemi
olarak adlandırılan bu dönemde; deniz aşırı yolculuklar sayesinde hem pazar
genişlemiş hem de pazar içinde tek bir hukuk uygulandığından ticaret
kolaylaşmıştır.
1890’lar ile başlayan emperyalizm olarak da adlandırılan ikinci
küreselleşme dönemi, süregelen dünyanın en büyük devrimi yani sanayi
devrimi ile ortaya çıkan ve yeni hammadde, pazar imkânları ve sermaye
ihracının var olduğu dönemdir.
Günümüzde yaşanan küreselleşmeyi ifade eden süreç ise üçüncü
küreselleşme olarak ifade edilir. Bu süreci hızlandıran önemli olgular şu
şekilde sıralanabilir;
7
Ömer Köse, “Küreselleşme Sürecinde Devletin Yapısal Ve Đşlevsel Dönüşümü”, Sayıştay Dergisi,
Sayı:49, s.7
8
Erol Kutlu, Rana, Eşkinat, Dünya Ekonomisi, Eskişehir, Anadolu Üniversitesi Yayınları, 2002,
s.278-281
6
1. Çok uluslu şirketlerin 1970’li yıllarda dünya ekonomisini denetim altına
almaları,
2. 1980’lerde Batı’nın teknolojik buluşları devreye sokarak yarattığı ve
kültürünü yaymakta kullandığı iletişim devrimi,
3. 1990’larda SSCB’nin dağılması ve güç dengesinin ortadan kalkması
sonucunda rakipsiz kalan Batı’nın yeniden bir güç odağı konumuna
gelmesi olarak sıralayabiliriz.
Günümüzdeki anlamıyla küreselleşme ise, 1960’lı yıllarda ortaya
çıkmış ve özellikle 1980’li yıllardan sonra iletişim ve enformasyon
teknolojisinin hızla gelişmesine bağlı olarak kökleşmiş; ideolojik ayrımlara
dayanan kutuplaşmanın ortadan kalkması ve teknolojinin hızlı gelişmesine
bağlı olarak yaygınlık kazanmıştır.9
1.3. KÜRESELLEŞMENĐN BOYUTLARI
Küreselleşmenin
boyutları
incelendiği
zaman
küreselleşmenin
ekonomik, kültürel, siyasal ve teknolojik olmak üzere dört boyutundan
bahsetmek mümkündür.
1.3.1. Ekonomik Boyut
Ekonomik küreselleşme, genel anlamda, ülke ekonomilerinin dünya
ekonomisiyle uyumlaşması yani dünyanın tek bir pazarda bütünleşmesini
ifade etmektedir. Bir başka deyişle, ülkeler arasında mal, sermaye ve emek
akışkanlığının artması sonucu ülkeler arasındaki ekonomik ilişkilerin
yoğunlaşması
ve
ülkelerin
küreselleşme sürecinde, mal
9
birbirlerine
yakınlaşmasıdır.
ve hizmetler ile
uluslararası
Ekonomik
sermaye
Ebru Güzellik, Küreselleşme ve Đşletmelerde Değişen Kurum Đmajı, Đstanbul, Sistem Yayıncılık,
1999, s.18-19.
7
hareketleriyle ilgili sınır ötesi işlemler çeşitlenerek artmakta ve teknoloji
dünya çapında daha hızlı bir biçimde ayrılmaktadır.10 Günümüzde büyük
ölçüde çok uluslu şirketlerin yönlendirdiği küresel ekonomik düzen, dünyanın
her yanında etkinliğini hızlı bir şekilde artırmaktadır.
Küreselleşme olgusu için ekonomik boyutun çok fazla ön planda
olduğunu söylemek mümkündür. Bunun en önemli sebeplerinden birisi,
günümüzde ekonomik ilişkilerin dünya genelinde birbiri ile bağımlı hale
gelmesi ve ekonomik yönden ülkelerin önemli bir kısmının birbiriyle
bütünleşmeye başlamış olmasıdır. Bu da doğal olarak ülkeleri kendi
politikaları kadar başka ülkelerin izlediği ekonomik ve siyasal politikalar
konusunda daha duyarlı olmaya zorlamaktadır.
1.3.2. Kültürel Boyut
Günümüzde küreselleşmenin kültürel alandaki etkileri somut bir
şekilde görülmektedir. Dünyanın farklı noktalarında yaşayan insanlar aynı
teknolojileri kullanmakta, aynı marka giysileri giymekte, aynı rock yıldızlarını
dinlemekte, aynı filmleri izlemektedir. Öyle ki, Mc Donald’s ve Burger King
gibi dev fast food markaları bugün dünyanın birçok noktasına yayılmışlar ve
kendi kültürlerini birçok ülkeye benimsetmişlerdir. Günümüzde birçok ülkede
Çin, Fransız, Amerikan, Japon ve Türk mutfaklarına özgü yemek çeşitlerine
de rastlanmakta, sanat ve moda etkinliklerinde ortak motifler işlenmektedir.
Bütün bu ortak simgeler ve değerler bize kültürün küreselleştiğini
göstermektedir.11 Kültürel küreselleşme ile ülkeler, birbirlerinin kültürlerini
daha yakından tanımakta ve bu bakımdan da kültürler arsındaki farklar
küreselleşme ile azalmaktadır.
10
Aktan, Şen, a.g.e. s.12
Ceyda Ilgaz, Küreselleşme ve 1980 Sonrası Türk Basınına ve Toplumuna Yansıması, Đletişim
Fakültesi Yayınları, Doğan Ofset Yayınları, Đstanbul, 2000.s.5
11
8
Hızlı bir değişimin yaşandığı dünyamızda toplum yaşamına ilişkin her
alanda alışkanlıkların, değer yargılarının ve yaşam tarzlarının farklılaştığını
ve kültürler arasında da yoğun bir etkileşimin ortaya çıktığı görülmektedir.
1.3.3. Siyasal Boyut
Siyasal küreselleşme, eskiden uluslararası sistemin temel aktörü olan
ulus-devletin üstünlüğünü sarsmış ve ulus-devleti, yetkilerini başkalarıyla
paylaşmaya mecbur bırakmıştır. Ulus devlet, küreselleşme ile yetki ve
otoritesini uluslararası ve uluslar üstü kuruluşlara devretmeye başlamıştır. Bu
süreçte uluslararası ilişkilerin artmasına paralel olarak sorunların uluslararası
arenaya taşınması da artış göstermiş ve bunların çözümü uluslararası
işbirliğini zorunlu hale getirmiştir.
Bir başka ifadeyle, uluslararası siyasal ve ekonomik aktörler devlet
egemenliğine
ortak
olmuş;
ülkeler,
ulusal
ve
uluslararası
uygulamalarında dış dünyayı dikkate almak durumunda kalmışlardır.
politika
12
1.3.4. Teknolojik Boyut
1980’li
yıllardan
itibaren
enformasyon
teknolojilerinin
yaygınlık
kazanması dünyada mesafe kavramının eski anlamını yitirmesine sebep
olmuş ve uluslararasındaki değişim ve etkileşim sürecinde küresel dönüşümü
hızlandırmıştır.13
Küreselleşmenin hızla yayılmasına katkıda bulunan bilişim ve iletişim
teknolojileri; ticaretin serbestleşmesi, üretimin uluslararası olma eğilimi,
sermayenin hareketliliği, ekonominin coğrafi örgütlenmesinin değişmesi, yeni
12
13
Aktan, Şen, a.g.m.. s. 15
Bozkurt, a.g.e., s.27
9
bir uluslararası işbölümü, emek yoğun üretimin gelişmekte olan ülkelere
kayması ve işletme ölçeğinin yeniden biçimlenerek kitlesel üretimden esnek
üretime geçişi şeklinde etkiler yaratmıştır.14
Teknolojik gelişmeler, hem yeni imkânlar sağlayarak, hem de mevcut
olan araçların kullanım maliyetini düşürerek, fiziki uzaklıkların sebep olduğu
engelleri ve yüksek maliyetleri, ülkeler arasındaki ekonomik ilişkiler ile
teknoloji ve bilgi alışverişinde ortaya çıkan engelleri ortadan kaldırarak,
küreselleşmeye önemli katkıda bulunmaktadır.
Sonuç olarak küreselleşme sürecinin ekonomik, kültürel, siyasal ve
teknolojik boyutları incelendiğinde; boyutların birbirleriyle karşılıklı ilişki ve
etkileşim içinde olarak aynı bütünün parçaları olduğu ifade edilebilir.
1.4. KÜRESELLEŞMENĐN DĐNAMĐKLERĐ
Küreselleşme sürecinin üç önemli dinamiği bulunmaktadır. Bunlar; bilgi
teknolojileri ile bilgi toplumunun oluşması, sermayenin kürselleşmesi ve
işletmelerin küreselleşmesi olarak sıralanabilir.
1.4.1. Bilgi teknolojileri ile Bilgi Toplumunun Oluşması
Küreselleşmeyle ortaya çıkan köklü yapısal değişmelere paralel olarak
sanayi toplumu, yerini bilgi toplumuna bırakmakta ve tamamen nitelik farkları
gösteren yeni yapılar oluşmaktadır. Küreselleşmeyle birlikte en büyük güç
unsuru haline gelen bilgiye ulaşma ve bu yolla güç elde etme çabası, sanayi
14
Sabahat Bayrak Kök, “Küreselleşmede Đtici Güç Bilişim Teknolojileri ve Çalışma Hayatında
Yaşanan Dönüşümler”, GOÜ ĐĐBF Đşletme Bölümü, 5. Orta Anadolu Đşletmecilik Kongresi Bildiri
Kitabı, 15-17 Haziran 2006 Tokat, s. 271.
10
toplumundan tamamen farklı yapıda bir bilgi toplumunun oluşmasını
sağlamıştır
Bilgi, sürekli kendisini yenileyen, kendisini yenilediği ölçüde yeni
değerler yaratan bir olgudur. Dolayısıyla bilgi toplumunun en önemli
özelliklerinin başında yeniliğe ve değişime açık olması gelmektedir. Sanayi
toplumunda sermaye önemli iken, günümüzde ise enformasyon ve iletişim
teknolojisinin gelişmesine bağlı olarak bilgi, yeni bir değer olarak kabul
edilmiştir. Ayrıca üretimin birçok kademesinde bilginin merkez alınması
günümüzde bilginin büyük bir ekonomik değer ifade ettiğini göstermektedir.15
Bilgi teknolojilerinin ekonomik faaliyet sahasını dünya ölçeğine
taşıması
üretim, satış ve rekabet faaliyetlerini
küreselleştirirken bu
faaliyetlerin irdelenerek yeniden yapılandırılmalarını da gerekli kılmıştır.
Bilginin tüm kaynaklara, faaliyetlere ve zamana yayılması verimliliğin kilit
unsuru olmuştur.16
1.4.2. Sermayenin Küreselleşmesi
Uluslararası ticaret ve bilginin yayılmasına ek olarak küreselleşmenin
yaygınlık kazanmasındaki önemli olgulardan birisi de uluslararası sermaye
akışlarındaki artışlardır. Uluslararası sermaye hareketleri, hem sanayi
ülkelerinde hem de gelişmekte olan ülkeler arasında küreselleşmeye bağlı
olarak yaygınlık kazanmıştır.17
Özellikle bilgi ve iletişim teknolojisinin gelişmesiyle yaşanan elektronik
devrim sayesinde günümüzde sermayenin hareketi hızlanmış ve bununla
15
Mehmet Altan, ”Ekonomik Yönüyle Küreselleşme”,Küreselleşme, Ufuk Kitapları, Đstanbul, 2002,
s.76–77.
16
Peter F. Drucker, Fırtınalı Dönemlerde Yönetim, Çev. Bülent Toksöz, Đnkılap Kitapevi, Đstanbul,
1998, s.25.
17
Michael Mussa, “Metting the Challenges of Globalisation”, Joural of African Economıes, Cilt:12,
AERC Supplemet 1,1999, s.23
11
birlikte sermaye hareket maliyetinin düşmesi ve dünya konjonktüründe
meydana gelen gelişmelerin yakından takip edilmesi sonucu, sermaye ulusal
sınırları aşarak uluslararası alanda serbest hareket etme imkânına
kavuşmuştur.18 Bu bağlamda ekonomik küreselleşmenin temel belirleyicileri
açısından en çarpıcı durum finansal sistemin küresel ölçekteki yayılması ve
sermayenin hareket kabiliyetinin hızlı bir biçimde artmasıdır.
1.4.3. Đşletmelerin Küreselleşmesi
Küreselleşme olgusu ortaya çıkmadan önce, işletmeler arasındaki
ticari rekabet daha çok ulusal nitelikteydi. Đşletmeler, bulundukları pazardaki
rakipleriyle bir yarış içerisinde ve bunun sonucu olarak, ulusal pazarlar
işletmelerin birinci önceliği durumundaydı.
Ancak bilgi ve iletişim teknolojilerinde yaşanan olağanüstü gelişmeler,
ulusal sınırların eski önemini kaybetmesine yol açmış, sermaye uluslararası
alanda serbestçe hareket etme imkanını bulmuş ve bununla birlikte çok
uluslu şirketler vasıtasıyla rekabet ulusal sınırları aşarak küresel bir nitelik
kazanmıştır. Küreselleşme süreciyle birlikte dünya pazarının oluşması ve
rekabetin küresel bir nitelik kazanmasıyla iç pazarların eski ağırlığı
kalmamıştır. Teknolojik gelişmeler ve buna bağlı olarak küreselleşme
süreciyle beraber işletmeler, uluslararası pazarlara girmiş ve dünyanın birçok
yerinde
üretim
taşımışlardır.
Sonuç
gerçekleştirerek
rekabeti
daha
geniş
bir
çerçeveye
19
olarak,
küreselleşme olgusunun
ortaya
çıkmasında
ve
gelişmesinde; sermayenin küreselleşmesi, bilgi teknolojileri alanındaki
gelişmelerin yanı sıra, küresel işletmeler de önemli katkılar sağlamıştır.
18
Suat Gezgin, “Küreselleşmenin Medya ve Toplum Üzerindeki Etkisi”, Đstanbul Ünv. Đletişim
Fakültesi Dergisi, Sayı:21, 2005, s.11
19
Nazım Güvenç, Globalizm, BDS Yayınları, Đstanbul, 1998, s.50-51.
12
1.5.
KÜRESEL ĐŞLETMELER
Merkezi bir tek ülkede olmak kaydıyla, farklı ülkelerle ticari ilişkide
bulunan işletmelere uluslararası işletme, birden fazla ülkede ticaret ve üretim
faaliyetinde bulunan işletmelere çok uluslu işletme denilmektedir. Dünyanın
bütünü iş sahası olarak gören ve dünyayı tek bir ekonomi olarak algılayan,
bütün stratejilerini ve planlarını küresel ölçekte planlayan işletmelere ise
küresel işletme denilmektedir.20 Küresel işletmeler, küreselleşme sürecinin
oluşmasında ve gelişmesindeki önemli temel dinamiklerden birisidir.
Dünyada 2000’li yıllara girildiğinde, küresel ölçekte ekonomik faaliyet
gösteren işletmelerin sayısında büyük artış görülmüştür. Bu bağlamda
küresel işletmeler, dünyayı “tek bir ekonomi olarak algılayan; tüm
stratejilerini, amaç ve hedeflerini küresel ölçekte planlayan ve yürüten; mal
ve/veya hizmet üretiminde kullandıkları tüm kaynakları coğrafi ve kültürel
yaygın şebekelere sahip işletmeler olarak ifade edilir.21 Buradan hareketle
küresel işletme kavramı için, tüm dünyayı genel bir iş sahası olarak gören
işletmeler olarak ifade etmek mümkündür.
Bununla birlikte; küresel bir işletme dünyanın tümünü dikkate alan bir
imalat, lojistik, pazarlama, üretim ve Ar-Ge planı içeren tüm faaliyetlerini
bütüncül bir yaklaşımla sınır tanımaksızın sürdüren küresel bir stratejiye ve
yerel müşterilerin ihtiyaçlarını karşılayabilecek duyarlı bir dağıtım sistemine
sahiptir. Ayrıca, kendi küresel planlarıyla, yerel duyarlılıklar arasında denge
kurmakta ve yerel ihtiyaçların karşılanabilmesi için büyük bir dikkat
göstermektedir. Söz konusu dengenin sağlanması küresel bir şirketin en
önemli sorunu olduğu için, şirketin kolaylıkla anlaşılabilir bir felsefesi vardır.22
20
Masum Türker, Olcay Esin Örerler: Türk Şirketlerinin Küresel Şirket Haline Getirilme Yolları,
Đstanbul Ticaret Odası Yayınları, Đstanbul, 2004
21
Oya Seymen, “2000’li Yıllarda Yöneticiler Açısından Küresel Kariyer Olgusu ve Koşulları Üzerine
Kavramsal Bir Değerlendirme”, Uludağ Ünv. ĐĐBF Dergisi, Cilt:22, Sayı:1, 2003, s.84-85.
22
Mehmet Yunus Dergin, “Küresel Düzeyde Faaliyet Gösteren Şirketlerin Đnsan Kaynakları
Politikaları ve Yerel Çalışma Koşulları”, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Yüksek Lisans Tezi, Đzmir, 2002, s.37
13
Öte yandan küresel işletmeler, amaçlarına ulaşmak ve başarılı
olabilmek için yönetim anlayışlarını küresel bir bakış açısı ile ele
almaktadırlar. Günümüzde küresel işletmelerin büyük bir çoğunluğunun başta
A.B.D. olmak üzere Avrupa ve Japonya eksenli olduklarını söylemek
mümkündür.
Dünyanın küreselleştiği ve yaşamın her alanındaki gelişme ve
değişmelerin işletmeler açısından her gün yeni fırsatlar ve tehditler
oluşturduğu görülmektedir. Çünkü teknolojinin hızla ilerlediği dünyamızda
işletmelerin faaliyetleri, ulusal ölçekten çıkarak uluslar arası alana, dünya
ölçeğine taşınmış ve küresel bir nitelik kazanmış durumdadır.
Bu bakımdan dünya ölçeğinde pazarlara girmeye karar veren
işletmelerin bu pazarlara girmek için farklı giriş alternatifleri bulunmaktadır.23
Söz konusu pazarlara giriş yöntemlerini ihracat, lisans antlaşması, ortak
girişim (joint venture) ve doğrudan yatırım olarak sıralamak mümkündür.
1.5.1. Đhracat Yapma (Dış Satım)
Dış pazarlara girmenin en kolay yolu işletmenin kendisine veya
başkasına ait mal ve/veya hizmetleri yurt dışına satmasıdır. Sadece
ambalajda değişikliğe giderek ya da ürünü alıcı ülkenin isteklerine göre
değiştirerek ihracat gerçekleşir.
Đhracat; bir mal veya değerin yürürlükteki ihracat ve gümrük
mevzuatına uygun olarak yurt dışına gönderilerek, bedelinin mevcut kambiyo
mevzuatınca öngörülen süre içinde yurda getirilmesi olarak tanımlanır.24 Bu
tanımdan da anlaşılacağı üzere ihracat, yürürlükte bulunan kanuni mevzuata
uygun olarak ulusal sınırların dışına mal satımından oluşmaktadır.
23
24
Mucuk, a.g.e., s.317
Hulusi Doğan, Đhracat Pazarlaması ve Đşlemleri, Fakülte Kitapevi, 2002, s.3.
14
1.5.2. Lisans Verme
Lisans anlaşması, bir şirketin sahip olduğu üretim süreci, patent, ticari
sırlar, know-how, ürünün adını koyan ticari marka ve işletmenin adı gibi
dokunulmaz varlıklarını belirli bir bölgede ve belirli bir getiri karşılığında, belirli
bir süre için kullanma hakkını yabancı bir işletmeye verdiği çeşitli sözleşme
düzenlemeleridir.25
Öte yandan, uluslararası alanda en hızlı yayılan lisans verme şekli
franchisingdir. Lisans vermeden farklı olarak franchisingde, bir ismi, süreci,
yöntemi ya da markayı kullanma iznine ek olarak, franchisingi veren firma
franchising alan firmaya devamlı olarak destek verir ve hammadde temin
eder.
1.5.3. Ortak Girişim
Günümüzde ekonomik ya da politik nedenlerle hayli yaygın olarak
başvurulan ortak mülkiyetli yatırım ve iş kurma, bir dış ülkede yerel işletmeye
ortak katılma, yerel işletmenin esas işletmeden hisse alması veya yepyeni bir
firma oluşturması gibi farklı şekillerde gerçekleşebilir.26 Uluslararası pazarlara
girme stratejilerinden biri olan ortak girişimde, belirli bir ortaklık yönetilir ve bu
süreç içerisinde ortak girişimin mülkiyetinin bir kısmının sahibi yabancı
işletmedir.
Ortak girişim stratejisi, genellikle, uluslararası pazarlarda faaliyet
gösteren bir firmanın bir dış pazarda yerel bir firma ile birlikte ortaklık kurmak
suretiyle faaliyette bulunmasını ifade etmektedir. Ekonominin ağırlıklı olarak
25
Dilber Ulaş, Uluslararası Pazarlara Giriş Stratejisi Olarak Ortak Girişimler ve Türkiye’de
Uygulamaları, Turhan Kitapevi, Ankara, 2003, s.58.
26
Mucuk, a.g.e., s.320
15
devlet kontrolünde olduğu ülkelerde uluslararası firmanın dış pazardaki ortağı
devlet veya devlet mülkiyetindeki bir firma da olabilir.27
1.5.4. Doğrudan Yatırım
Doğrudan yatırımlar bir ülkede bir firmayı satın alma ya da yerli bir
firmaya ortak olma, yeni kurulan bir firma için kurulma aşamasında sermaye
tedarik etme veya mevcut bir firmanın sermayesini arttırma seçeneklerinden
oluşmaktadır. Ayrıca bütün bunlar gerçekleştirilirken firmalar beraberlerinde
teknoloji, işletmecilik bilgisi, yatırımcının kontrol yetkisi gibi kavramları da
taşımaktadır.28
Doğrudan yatırımın en büyük sakıncası, hayli büyük bir yatırımı,
ülkede bloke edilmiş veya devalüe nedeniyle değerini kaybetmiş yerel paralar
ve kötüye giden bir pazar durumu gibi risklerle karşı karşıya kalınmasıdır.29
Doğrudan dış yatırımlar, girmiş olduğu pazar hakkında az bir bilgiye sahip
olan, ülkenin kültürünü tanımayan, pazarlama kanallarına hakim olmayan
firmalar bakımından dış pazarlara açılma noktasında diğer alternatiflere göre
maliyeti daha fazla ve riski daha yüksek olan bir seçenektir.
1.6.
KÜRESEL PAZARLAMA
Küresel pazarlama kavramı, Theodore Levitt’in 1983 yılında kaleme
aldığı “Globalization of Markets” makalesiyle birlikte pazarlama alanında ciddi
bir şekilde tartışılmaya başlanmıştır. Levitt’e göre dünya, insanların aynı
ürünleri ve birbirine benzer yaşam sitillerini arzu eden bir pazara
27
Recep Baki Deniz, “Ortak Girişim Stratejisi Đle Global Pazarlara Giriş”, Marmara Üniversitesi
Sosyal Bilimler Öneri Hakemli Dergisi, Cilt:5, Sayı:18, s.38
28
Öznur Yüksel, Uluslararası Đşletme Yönetimi ve Türkiye Uygulamaları, Gazi Kitapevi, Ankara
1999, s.123
29
Mucuk, a.g.e., s.321
16
dönüşmektedir ve bu yaklaşım çerçevesinde bütün dünya ülkeleri tek bir
pazar olarak algılanmalı, ülke ve birey farklılıkları gözetilmeden ürünler
üretilmeli ve pazarlanmalıdır. Bu doğrultuda, küresel işletmeler, ülkeler ve
kültürler arasındaki farklılıkları unutmalı ve insanları küreselleştiren ortak
tatmin unsurları üzerinde odaklanmalıdır.30
1.6.1. Pazarlama Kavramı
Ekonomik hayatın temel unsurları olan işletmeler, mal ve hizmetleri
üreterek insanların ihtiyaçlarını karşılarlar ve sahiplerine kâr sağlarlar.
Đşletmelerin, tüketici ihtiyaç ve isteklerini karşılayarak amaçlarına ulaşmak
üzere üretim, pazarlama, finansman, personel yönetimi gibi çeşitli faaliyetleri
bulunmaktadır. Pazarlama, işletmelerin başarısını sağlayan söz konusu
fonksiyonların basta gelenlerinden biridir.31
Pazarlama, başta bir hedef pazarın ihtiyaçlarını belli bir kâr elde
ederek karşılamak için değer arama, yaratma ve sunma bilimi ve sanatıdır.32
Geniş anlamda pazarlamayı dinamik bir çevrede müşteriler ile değişim
ilişkilerini
kolaylaştırmak
amacıyla
malların,
hizmetlerin
ve
fikirlerin
geliştirilmesi, fiyatlandırılması, tutundurulması ve dağıtılmasına yönelik bir
süreç olarak ifade etmek mümkündür. Pazarlama, daha basit bir ifade ile
ürünün reklamı veya satış faaliyeti olamayıp daha çok müşteri ihtiyaçlarını
tatmin edecek ürünün geliştirilmesi ve yönetilmesidir.33
Pazarlamanın bazı önemli yönleri ve özellikleri şöyle ifade edilebilir.34
30
Thedore Levitt, Globalization of Markets, Harvard Business Review, May-June 1983, s.1-2
Đsmet Mucuk, Pazarlama Đlkeleri, Đstanbul, Türkmen Kitapevi, 2004, s.1-2
32
Philip Kotler, Günümüzde Pazarlamanın Temelleri, çev. Ümit Şensoy,Đstanbul, 2006, s.12
33
William M. Pride, O.C. Ferrell, Marketing Concept and Strategies, Houghton Mifflin Company,
2000, s.4-5
34
Mucuk, a.g.e, s.5
31
17
1. Pazarlama karması elemanları ile ilgili pek çok kararın alınması ve
amaçlara uygun olarak kullanılması gereken faaliyetler sistemidir.
2. Đnsan ihtiyaçlarını karşılayacak bir değişim faaliyetidir.
3. Mallar, hizmetler ve fikirleri içine almaktadır.
4. Çok dinamik yapıda, sürekli ve sık sık değişebilen bir ortamda
yürütülmektedir.
1.6.2. Küresel Pazarlamaya Geçiş Aşamaları
Yirminci yüzyılın son çeyreğinde, gelişen ve buna bağlı olarak geniş
kullanım alanı bulan iletişim teknolojisi, toplumların yaşam tarzlarını, üretim,
tüketim ve pazarlama anlayışlarını küresel boyutta etkilemiştir. Dünyada,
küresel mahiyette siyasi ve ekonomik olaylar cereyan etmiş; siyasi ve
ekonomik bloklar yıkılarak, yerlerini ekonomik temele dayanan, bölgesel ve
küresel işbirliği teşkilatlarına bırakmıştır. Buna paralel olarak, ülkeler
arasında bilgi akışı, mal ve hizmet hareketleri yoğunluk kazanmıştır.35
Küreselleşme sayesinde insanlar farklı kültür ve yaşam tarzlarının
ilginç yönlerini deneme ve tatma imkanına sahip olmakta ve dolayısıyla da
tüketim kalıpları ve tercihlerde bir çeşitlenme ve zenginleşme meydana
gelmektedir.
Bu bağlamda bakıldığında küresel pazarlama, ulusal sınırları aşarak,
küresel müşteri ihtiyaçlarını bulmak ve küresel şartları değerlendirerek
işletmeye rekabet avantajı sağlayacak şekilde pazarlama faaliyetleri arasında
bir eşgüdüm yaratmak şeklinde tanımlamak mümkündür. Küresel pazarlama
ile uğraşan bir işletme kaynaklarını küresel fırsat ve tehditlere odaklamak
zorundadır. Küresel pazarlama, küresel başarıyı yakalayabilmek için,
pazarların benzerlik ve farklılıklarını iyi değerlendirip, farklı ülkelerde elde
35
http://www.dtm.gov.tr/dtmweb/yaziciDostu.cfm?dokuman=pdf&action=detayrk&yayinid=707&icer
ikid=808
18
edilen tecrübe ve birikimleri diğer pazarlara da transfer ederek bir avantaj
yaratmayı gerektirmektedir.36
Küresel pazarlama, herhangi bir firmanın mevcut kaynaklarını,
belirlenen hedefler doğrultusunda küresel pazar fırsatlarına odaklama
sürecidir. Đşletmelerin bu sürece katılmasında başlıca iki unsur vardır.
Bunlardan birincisi, küreselleşmeyle beraber rekabet şartlarının daha da
zorlaşmasıyla işletmelerin hayatta kalma arzusu, diğer unsur ise büyüme ve
yayılma
noktasında
ortaya
çıkan
fırsatları
değerlendirme
iradesidir.
Günümüzde dünya, keskin çizgilerle birbirinden ayrılan ve birbirinden
bağımsız, çoğul pazar olma niteliğini kaybederek küreselleşmeyle birlikte
pazarların bütünleşmesine bağlı olarak tek bir pazar haline gelmiştir.37
Bununla beraber, işletmeler küresel pazarlama aşamasına bir anda
yükselmemişlerdir. Đşletmeler küresel pazarlama aşamasına ulaşabilmek için
beş farklı aşamadan geçmişlerdir.
Bu aşamaları, ulusal aşama, ihracat aşaması, uluslar arsılaşma
aşaması, çok uluslulaşma aşaması ve küresel aşama olarak sıralamak
mümkündür.
Ulusal Aşama: Bu aşamada işletmeler, sadece iç pazarda faaliyet
göstermektedir. Üretim ve buna bağlı olarak yapılacak pazarlama faaliyetleri,
firmanın kendi ülkesinde gerçekleşmektedir. Đşletmelerin oluşturdukları
politika ve stratejiler, ulusal odaklıdır. Bu aşamada firma yöneticileri, dış
pazarlara girme isteğinde bulunabilir, ancak fiili anlamda dış pazarlara
yönelik bir girişimin içinde yer almazlar.38 Bu aşamada, işletmeler mal ve
hizmetlerini diğer pazarlarda nasıl kullanılabileceğini düşünmeden kendi iç
pazarındaki tüketicilere yönelik olarak üretirler.
36
Đpek Altınbaşak vd., Küresel Pazarlamaya Giriş, Beta Basım, Đstanbul 2008, s.4
Selime Sezgin, Global Pazarlama, Đletişim Yayınları, 1992, s.15.
38
Sezgin, a.g.e., s.15.
37
19
•
Đhracat Aşaması: Mamulde ve genelde pazarlama çabalarında önemli
değişiklik yapmadan yurt dışı satışlara yönelme aşamasıdır. Mevcut mallar
için dış pazarlar bulmaya ve dış satışlar yapmaya çaba sarf edilir.39
Uluslar arasılaşma Aşaması: Bu aşamada firma, dış pazarlara
yönelik olarak fiili girişim içerisinde bulunmaktadır. Dış pazarlara yönelik
olarak satışa başlayan firma, bir yandan da örgütsel yapısına bir uluslararası
bölüm ilave ederek pazarlama faaliyetlerini, oluşturduğu bu yeni kanal
vasıtasıyla yürütmektedir. Bunlara ek olarak firma, bir yandan da çok uluslu
bir firmaya geçiş için önemli tecrübeler elde ederek fizibilite çalışmaları
yapmaktadır.40
Çok Uluslulaşma Aşaması: Bu aşamada işletmeler, üretim ve
pazarlama faaliyetlerini değişik ülkelerde üretip pazarlamaktadır. Đhracat
yerine dış ülkelerde, o ülkelerin gereksinimlerini karşılamak amacıyla mal ve
hizmet üreten işletmeler kurulmakta ve işletmelerin gerçekleştirmiş olduğu
satışlarından üçte birinden fazlası dış ülkelerdeki tesislerde üretilip
satılmaktadır. Bu aşamanın sahip olduğu en önemli özellik, küresel pazarlara
giriş aşaması olarak kabul görmesi ve küresel pazarlara geçiş için bir tür ön
çalışma niteliğinde olmasıdır.41
Küresel Aşama: Bu aşamada, küresel pazarlama anlayışına sahip
işletmeler ortaya çıkmaktadır. Küresel şirket olarak anılan bu işletmeler,
standart bir mamul geliştirip, güvenilir kalite elde ederek mallarını tüm
dünyada uygun fiyatla satma çabası ile ölçek ekonomisi sağlayacak küresel
pazarlama stratejisi uygular. Bu işletmeler, artık yerli ve yabancı ülke
pazarlama faaliyeti ayrımını aşmıştır. Bu anlayışta temel varsayım, zevklerin
ve tercihlerin birbirine benzeme yönündeki değişme eğilimidir. Đşletmeler,
dünyayı tek pazar olarak ele alır ve aynı pazarlama programını çeşitli
39
Ömer Akat, Uluslararası Pazarlama Karması ve Yönetimi, Ekin Kitapevi, 2004, s.4
Erol Eren, Yönetim ve organizasyon, Đstanbul, Beta Basım, 2003, s .133
41
Eren, a.g.e., s.133
40
20
ülkelerde, tüm dünyada ya da küresel ölçekte uygularlar.42 Đşletmeler, küresel
pazarlama aşamasında, dünyayı tek bir pazar gibi görerek pazarlama
karması elemanlarını bu anlayış çerçevesinde organize ederler.
1.7.
KÜRESEL PAZARLARDA PAZARLAMA KARMASI
Pazarlama karması, ürün, fiyat, dağıtım ve tutundurma gibi dört ana
bileşenden oluşur. Bu bileşenler temel pazarlama ya da pazarlama karar
değişkenleri olarak kabul edilir. Küresel pazarlama aşamasındaki işletmeler,
küresel anlamda uygulayacakları pazarlama karması elemanlarını, farklı ülke
pazarlarında tüketicilerin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla farklı pazarlama
karması bileşenlerini uygulamaktadırlar.
1.7.1. Ürün
Ürün bir istek ya da gereksinmeyi karşılamak üzere tüketimi, kullanımı
veya dikkate alınması amacıyla pazara sunulan herhangi bir fiziksel obje,
hizmet, mekan, örgüt ve fikirleri içerir.43
Küresel rekabet koşullarında başarılı olmak isteyen işletmeler
öncelikle küresel ürün stratejilerini belirlemelidir. Küresel koşullarda rekabet
edebilecek, müşteri memnuniyeti ve bağlılığı yaratabilecek ürünlerin
geliştirilmesi ve pazara sunulması ancak sürekli ve düzenli bir şekilde
yapılacak
pazar
araştırmalarına
ve
pazarlama
faaliyetlerine
yapılan
yatırımlara bağlı olmaktadır.
Küresel pazarlarda başarılı olan işletmelerin, mal ve/veya hizmetlerini
sundukları her pazarda aynı kaliteyi devam ettirmeleri beklenir. Küresel
42
43
Mucuk, a.g.e., s.316
Kotler, Armstrong, a.g.e., s.232
21
işletmeler açısından, pazarlama karması elemanlarının doğru seçilmesi çok
önemlidir. Ancak başarının anahtarı temel olarak müşterinin beğenisine
sunulan ve bir fayda yaratan üründür. Bu nedenle küresel pazarda rekabet
eden işletmelerin temel stratejisi, doğru ürünün tüketicilere sunulması
olmalıdır.44 Küresel pazarlarda işletmeler doğru ürüne ilişkin kararları
verirken, bir yandan da hedef pazarlarındaki müşterilerinin alış veriş
alışkanlıkları, kültürleri, gelirleri gibi faktörleri göz önünde bulundurmak
zorundadırlar.
1.7.2. Fiyat
Fiyat, bir şirketin pazarlama hedeflerine ulaşmak için kullandığı
pazarlama karması elemanlarından yalnızca biridir. Fiyatlandırma kararları,
tutarlı ve etkin bir pazarlama planı oluşturabilmek amacıyla ürün tasarımı,
dağıtımı ve tutundurma faaliyetleri ile birlikte göz önünde bulundurularak
verilmelidir.
Pazarlama planı oluşturulurken, işletmeler öncelikle fiyatlandırma
kararını vermekte ve pazarlama karmasının diğer elemanlarına ilişkin
kararları da vermek istediği fiyata göre oluşturmaktadır. Burada fiyat, ürünün
pazarını, rekabet ortamını ve tasarımını tanımlayan çok önemli bir ürün
konumlandırma faktörüdür. 45
Küresel boyutta fiyatlandırma, daha çok küresel rekabet ortamının
oluştuğu, birçok marka ve işletmenin karşı karşıya geldiği yoğun rekabet
koşullarında gerçekleşmektedir. Đşletmelerin yapmış olduğu rekabet analizleri
ülke pazarları açısından farklılık gösterdiği için işletmeler yerel pazarda farklı
fiyatlandırma
uygularken
dış
fiyatlandırma yapmaktadırlar.46
44
Altınbaşak vd., a.g.e., s.357
Kotler,, Armstrong, a.g.e. , s.308-309
46
Altınbaşak vd., a.g.e., s.418-419
45
pazarlarda
rekabet
koşullarına
göre
22
Küresel pazarlarda fiyatlandırma, sadece hedef pazardaki tüketici
profili ile ilgili değil, bunun yanında pazarlama karması elemanları ile de
doğrudan
ilişkilidir.
Bu
nedenle
işletmeler
fiyatlandırma
kararlarını
oluştururken hem içsel hem de dışsal faktörleri göz önünde bulundurmalıdır.
1.7.3. Dağıtım
Dağıtım üreticiyle tüketici arasındaki açığı kapatarak, ürünlerin
tüketiciye
ulaştırılmasını
sağlayan
etkinliklerin
tümüdür.
Bir
ürünün
sahipliğinin üreticiden tüketiciye geçmesi için, dağıtım işlevlerini yerine
getiren aracıların tümünün oluşturduğu yapıya ise dağıtım kanalı adı verilir.
Üretim,
ürünlerin
tüketicilere
satılması
için
yapıldığından,
dağıtımın
pazarlamada ne kadar büyük bir önemi olduğu açıktır.47
Üretici bir işletme için dağıtımla ilgili kararlar iki temelde ele alınabilir.
Bunlardan birincisi dağıtım kanalının seçimi ve ikicisi de fiziksel dağıtımdır.
Dağıtım kanalının seçimi, nasıl bir dağıtım sisteminin uygulanacağı, malların
tüketiciye ulaştırılmasında, ne tip ve ne sayıda aracın kullanılacağı ile
belirlenir. Fiziksel dağıtımda ise, malların üretim yerlerinden tüketicilere akışı,
diğer bir deyişle, fiziki dağıtım sisteminin seçilmesi ve böylece malın gitmesi
gereken yere zamanında ve minimum masrafla ulaştırılmasıdır. 48
Küresel pazarlarda dağıtım kanalı, her şeyden önce yönetimin hedef
olarak belirlediği hizmet ve çıktıları karşılama amacını taşımalıdır. Dağıtım
kanalı bu amacını gerçekleştirirken de, kâr elde etmek ve toplam faydayı
maksimum yapmak için toplam maliyetleri minimize etmeli ve maliyetleri
minimum yapabilmek için bazı ilkeleri göz önünde bulundurmalıdır. Bu
ilkeler;49
47
Vasfi Nadir Tekin, Pazarlama Đlkeleri, Đstanbul, Seçkin Yayıncılık, , 2006, s.165
Mucuk,a.g.e. s.258
49
Altınbaşak vd., a.g.e., s.494
48
23
1. Dağıtım kanalları son kullanıcıdan üreticiye doğru düzenlenmelidir.
Dağıtım
kanallarını
belirleyen
faktör
tüketicinin
satın
alma
alışkanlıklarıdır.
2. Seçilen kanallar bir bütün halinde işletmenin pazarlama programı
amaçlarına uygun olmalıdır.
3. Dağıtım kanalları, üreticiler tarafından önceden belirlenmiş asgari
pazar payına ulaşmayı sağlamalıdır.
4. Dağıtım kanallarındaki kurumların başarılarını belirleyen temel unsur
müşteridir. Kanal üyelerinden her biri aralarında ileri düzeyde bir
karşılıklı
bağımlılık
mevcut
olduğundan,
her
işletme
diğerini
desteklemek durumundadır.
1.7.4. Tutundurma
Tutundurma, bir işletmenin, bir kurumun veya bir kişinin kendine ya da
ürettiklerine ilişkin bilgilerin işletmelere, kitlelere, hedef gruplara ya da
bireylere, arzulanan biçimde ulaştıran birçok elemen tarafından oluşturulmuş
bir iletişim sürecidir.50
Tutundurma, bir veya birden çok kişinin işletmeyi olumlu görmesi ve
ürünlerini kabul etmesi için bilgilendirme ve ikna etme yoluyla faydalı ilişkiler
kuran ve devam ettiren bir iletişimdir. Tutundurmanın önemli rolü müşteri için
ürün talebini teşvik etmesidir. Bu doğrultuda, birçok işletme mevcut ve
potansiyel müşteriler ile ilişki kurabilmek ve bu ilişkiyi geliştirmek amacıyla
tutundurma faaliyetleri için önemli miktarda kaynak kullanmaktadır.51 Bu
tanımlardan hareketle tutundurma, ürün veya hizmetleri daha çekici kılmak
amacıyla kullanılan pazarlama araçları ve teknikleri kullanarak tüketicilerin
satın alma kararlarını etkilemek amacı ile onları bilgilendirmeyi ve ikna etmeyi
amaçlayan bir iletişim sürecidir.
50
51
Đslamoğlu, a.g.e., s.419
Pride, Ferrell, a.g.e., s.432
24
Đşletme yönetiminin başarısı, genel ölçüde pazarlama sistemini
etkileyen kontrol edilebilir değişkenler ile kontrol edilemeyen değişkenler
arasında etkin bir uyum sağlayabilmesi ile orantılıdır. Tutundurma, işletmenin
ürettiği mal veya hizmetlerin varlığını tüketicilere duyuran ve işletmenin
yaşamasını, gelişmesini sağlayan ve bunun yanında işletmelerin kontrol
edilemeyen değişkenlere karşı etkili ve stratejik bir pazarlama aracıdır.52
Tutundurma, diğer pazarlama eylemleri ile birlikte düşünüldüğünde ve
uygulandığında bir anlam ifade eder. Ürün, fiyat ve dağıtım çalışmaları
tutundurma çalışmaları ile birlikte, pazarlama stratejisinin ana öğesini
oluşturur. Örneğin, dağıtımı iyi yapılmammış olan bir ürün hakkında ne kadar
iyi
tutundurma
çalışması
yapılırsa
yapılsın
istenilen
etkiler
elde
edilemeyecektir. Sonuçta, ilave bir etkinlik ve yeterlilik veya ikisi birlikte elde
edilirse tutundurma anlam kazanır. Bunu gerçekleştirebilmek için, önce
amaçlara ulaşacak iletişim türlerini belirlemek, sonra ise bunların birbirini
destekleyecek etkileşimi seçmek gerekmektedir.53
52
Mucuk, a.g.e, s.173
Yavuz Odabaşı, Mine Oyman, Pazarlama Đletişimi Yönetimi, Đstanbul, MediaCat Kitapları, 2002,
s.84
53
ĐKĐNCĐ BÖLÜM
KÜRESEL PAZARLARDA TUTUNDURMA FAALĐYETLERĐ
Günümüz pazarlama anlayışı, işletmelerin iyi bir ürünü geliştirmesi,
çekici bir fiyatla fiyatlandırması ve bu ürünü hedef tüketicilere uygun hale
getirmesinden
daha
fazlasının
yapılması
gerektiğini
vurgulamaktadır.
Đşletmeler, müşterileri ile iletişime geçmeli ve yapacakları iletişimi de şansa
bırakmamalıdırlar. Đşletmelerin tüm iletişim çabaları, tutarlı ve koordine
edilmiş bir iletişim programı içerisinde uyumlaştırılmalıdır.54 Đyi bir iletişim,
işletmelerin müşteri ilişkilerini oluşturma ve devam ettirmesinde çok önemli
bir elemandır.
Pazarlama yönetiminin temel kararlarından bir tanesi, ürünlerin
satılması ve markanın tanıtımı amacıyla hedef kitle ile iletişime geçebilmek
için uygun tutundurma karmasının seçilmesidir. Uluslararası pazarlarda
uygun karmanın seçilmesi için dikkate alınması gereken beş temel faktör;
kaynakların yeterliliği ve tutundurma araçlarının maliyeti, pazarın büyüklüğü
ve yoğunlaşması, müşterinin bilgi ihtiyacı, ürünün özellikleri, itme ve çekme
stratejisidir.55
•
Kaynakların Yeterliliği ve Tutundurma Araçlarının Maliyeti:
Pazarlama faaliyetinin yürütüldüğü ülkede veya bölgede kullanılacak
tutundurma elemanını belirleyen en önemli unsur, işletmenin harcayabileceği
bütçe miktarıdır.
•
Pazarın Büyüklüğü ve Yoğunlaşması: Girilen pazardaki satış
potansiyelinin
büyüklüğü,
tutundurma
kararlarını
etkiler.
Karşılığı
alınabileceği sürece satış, reklam veya diğer tutundurma yatırımları
yapılabilir.
54
55
Kotler, Armstrong, a.g.e. , s.427
Altınbaşak vd.., a.g.e., s.445
26
•
Müşterinin Bilgi Đhtiyacı: Farklı kültürlerin iletişim biçimleri ve
içerikleri
birbirinden
farklıdır.
Yeni
pazarlardaki
müşterilerin,
ürünler
hakkındaki ihtiyaç duydukları bilgi düzeyi, tutundurma elemanlarının seçimini
etkileyecektir. Bu durumda, birden çok ülkede müşterileri olan satıcının dil,
kültürel uyum, yabancı pazarlarda sorun çözme gibi becerilerinin çok gelişmiş
olması beklenir.
•
Ürünün Özellikleri: Hızlı tüketilen dayanıksız tüketim malları için
özellikle de ürünlerin tanınmadığı yeni pazarlarda, yüksek reklam yatırımları
yapılması beklenir.
•
Đtme veya Çekme Stratejisinin Kullanımı: Tutundurma elemanları,
işletmenin benimsediği genel stratejiye göre belirlenir.
Đtme stratejisinde işletme, öncelikle alıcıları hedef alır ve malın dağıtım
kanallarıyla nihai tüketicilere ulaştırmaya çalışır. Đşletme, yoğun olarak
kendisini izleyen kanal üyesi olan toptancıya iletişim mesajını gönderir.
Toptancı, dağıtım kanalı zincirinin kendisinden sonraki halkası olan
perakendeciye, perakendeci de nihai tüketiciye itme stratejisi ile mesajlarını
ve dolayısıyla mamullerini ulaştırmaya çalışır. Đtme stratejisi, geniş ölçüde
kişisel satış ve satış geliştirme faaliyetlerini kapsar.56
Çekme stratejisi, tüketicilerin güdülenmesiyle, başta perakendeciler
olmak üzere, dağıtım kanallarını harekete geçirmeyi hedefleyen bir stratejidir.
Đşletme, reklam ve satış geliştirme araçlarıyla tüketicilere ürünü tanıtarak,
onları güdüler. Tüketiciler, ürünü perakendecilerden; perakendeciler de
toptancılardan talep eder. Böylece, toptancılar tarafından üreticiden alınan
ürün, perakendecilere satılır. Perakendeciler de ürünü en son tüketicilere
satarlar.57
56
57
Mucuk, a.g.e., s.184-185
Tekin, a.g.e., s.199
27
Bu açıdan bakıldığında etkili tutundurma, her şeyden önce etkili
iletişim demektir. Ancak sadece bilgi vermek yeterli olmamaktadır. Zira
tüketiciye mal ve hizmetler hakkında bilgi vermekle, onun mevcut tutum ve
davranışları istenilen yönde ise bunu güçlendirmek; istenilen yönde değilse,
istenilen yöne doğru değiştirmek amaçlanmaktadır. Tüketici davranışlarını
değiştirmek ise kolay olmayan bir iştir. Bu noktada davranış bilimleri ile
iletişim konularındaki gelişmeler işletmelere yardımcı olmaktadır. Dolayısıyla
tüketicilere bilgi verip, oları istedikleri yönde davranma yolunda ikna etmeye
çalışan işletmeler için, tüketicileri etkileyebilmek amacıyla iletişim süreci ve
bu sürecin unsurları büyük önem taşımaktadır.58 Buna göre, pazarlama
çabalarının işletme ile pazarda yer alan tüketiciler arasında bir iletişim
sürecine dayalı olduğu açıktır. Pazarlama bileşenlerinin tamamının bu iletişim
sürecine katkısı bulunmakla
birlikte,
pazarlama
bileşenlerinden olan
tutundurma çabaları, doğrudan bu iletişime yöneliktir.
2.1.
TUTUNDURMA VE ĐLETĐŞĐM SÜRECĐ
Đletişim çeşitli şekillerde tanımlanabilir; en basit ifade ile bir bilginin
veya mesajın hedef alıcıya iletilmesi veya gönderilmesidir. Đletişimin
gerçekleşmesi için gönderici ile alıcı arasında anlayış birliğinin bulunması
gerekir. Bilgi iletmede kullanılan semboller, kelimeler ve resimler taraflara
aynı anlamı ifade etmelidir. Çünkü başka bir tanıma göre iletişim, bir anlam
paylaşılmasıdır.59
Etkili bir iletişim için; işletmeler iletişim sürecinin nasıl işlediğini iyi bir
şekilde anlamalıdırlar. Đletişim, Şekil 1’de gösterildiği gibi dokuz elemandan
oluşur. Bunlardan iki tanesi olan mesaj gönderici ve masaj alıcı iletişimin
başlıca taraflarıdır. Đki eleman olan mesaj ve medya ise iletişim araçları için
gereklidir. Diğer dört eleman ise iletişim sisteminde birincil elemanlar olan;
58
59
Mucuk, a.g.e., s.174
Mucuk, a.g.e., s.175
28
şifreleme, şifre çözme, tepki ve geri bildirim olarak sıralanır. Sistemdeki son
eleman ise parazittir.60 Bu elemanlar kısaca;
1. Mesaj Gönderici: Mesajı hedef tüketiciye gönderen pazarlama
yönetimidir.
2. Mesaj Alıcı: Pazarlama yönetimi tarafından gönderilen mesajı alan
hedef tüketicilerdir.
3. Mesaj: Pazarlama yönetiminin, hedef tüketicilere ürün veya hizmete
olumlu tutum ve davranış geliştirmeleri için, onların güdülerini,
duygularını ve düşüncelerini yönlendirici simgeler setidir.
4. Medya: Mesajı göndericiden alıcıya taşıyan iletişim kanallarıdır.
5. Şifreleme: Mesaja simgesel biçim verme sürecidir.
6. Şifre Çözme: Mesajla gönderilen şifrenin tüketiciler tarafından
çözülmesidir.
7. Tepki: Mesaj çözüldükten sonra tüketicinin vermiş olduğu tepkidir.
8. Geri Bildirim: Mesajı alan tüketicilerin, onu gönderen pazarlama
yönetimine gönderdiği bilgidir.
9. Parazit: Đletişim sürecinde mesajın gönderilmesi ve alınmasını
engelleyen her türlü olumsuz etkidir.
Medya
Kaynak
Şifreleme
Mesaj
Şifre
Çözme
Parazit
Geri
Bildirim
Şekil 1: Đletişim süreci 61
60
61
Kotler, Armstrong, a.g.e., s.431
Kotler, Armstrong, a.g.e., s.431
Tepki
Alıcı
29
Đletişim elemanlarından da anlaşılacağı gibi iletişim süreci şu şekilde
işler; pazarlama yönetimi, hedef tüketicilere, onların anlayabilecekleri dilden
şifrelenmiş
mesajı,
medya
araçları
vasıtasıyla
gönderir.
Tüketiciler,
şifrelenmiş mesajın şifresini çözer, yani kendisine ne söylemek istediğini
anlar ve mesajı beğendiyse, olumlu tutum ve davranışlarda bulunur. Yani,
ürün veya hizmet hakkında olumlu düşünür ve onu alır veya olumsuz tutum
ve davranışlara girer. Parazitler ise, bu süreci başından sonuna kadar
olumsuz olarak etkileyen istenmeyen uyarıcılardır.
Bu model, iyi bir iletişimde olması gereken anahtar faktörleri
göstermektedir. Gönderici, hangi alıcılara ulaşmak istediğini ve ne tür
cevaplar alacağını bilmek ister. Mesaj gönderenler, hedef kitle tarafından
şifreleri çözülerek dikkate alınacak mesajları şifreleme konusunda bilgili
olmalı, hedef kitleye ulaşmak için mesajlarını iletişim kanalları vasıtasıyla
göndermeli ve müşterilerin mesaja tepkisine ulaşabilmek için geri bildirim
kanallarını geliştirmek zorundadırlar.62
Đşletmelerin pazarlama faaliyetlerinde devamlı olarak tüketicilerle
mesaj alış verisinde bulunması pazarlamanın bir iletişim süreci olduğunu
göstermektedir. Pazarlama değişik metotlarla inandırma sanatı olarak ele
alınabilir. Çünkü pazarlamanın amacı pazar veya pazarlar bularak o
pazardaki tüketicileri ikna ederek ürün ve hizmet satmaktır. Bunun için,
tüketicilerin ihtiyaçlarının, ilgilerinin değer yargılarının ve düşüncelerinin
analiz edilmesi gerekmektedir. Bu analiz sonucunda, ürün ve hedef kitle
arasında bir ilişki ortaya konularak, bu sonuçlara göre hedef alınan gruba
ürün ve hizmet pazarlanabilmektedir.63
Pazarlama iletişimi çabalarını etkileyebilecek en önemli faktörlerden
biri de, pazarlama iletişiminin tüm unsurlarının ayrı ayrı değil bir bütün olarak
62
Kotler, Armstrong, a.g.e., s.432
Nurettin Parıltı, Yüksel Öztürk, “Kişisel Satış Sürecinde Yeni Bir Đkna Etme Yöntemi:SPIN”, Gazi
Üniversitesi ĐĐBF Dergisi. Sayı:3, 2002, s.104
63
30
ele alınması gerektiği mantığına dayanan bütünleşik pazarlama iletişimi
anlayışıdır.
Uluslararası pazarlarda faaliyet gösteren işletmelerde, tutundurma
faaliyetleri genellikle, farklı bölümler tarafından yapılmaktadır. Đşletmeden
çıkan mesajların çok farklı bölümler tarafından tasarlanması ve yayılması,
özelilikle uluslararası pazarlarda, iletişimi karmaşıklaştırmaktadır. Đşletmeler,
bu karmaşayı önlemek için etkin bir yöntem olan bütünleşik pazarlama
iletişimini kullanmaktadırlar. Bütünleşik pazarlama iletişimi, işletmenin daha
net, uyumlu, güvenilir ve rekabetçi bir ortak mesaj yayınlaması için, tüm
pazarlama iletişiminin bütünleşik bir yapılanma ile tek bir kaynaktan
yönetilmesidir.64
2.2.
BÜTÜNLEŞĐK PAZARLAMA ĐLETĐŞĐM SÜRECĐ
Pazarlama karmasını oluşturan alt bileşenler arasında bütünleşmenin
sağlanarak
tek
sesliliği
oluşturacak
uyum
içinde
çalışmalarının
gerçekleşmesini kolaylaştıracak bir planlamanın yapılması günümüzdeki
pazarlama stratejilerinin temel ilkelerinden birisidir.
Pazarlama iletişimi, tutundurma kavramından daha geniş alanı
kapsayan bir süreçtir. Pazarlama iletişimi kavramı ile ürünün tüketiciler
tarafından fark edilip, tüketicilerin satın alma kararlarını etkileyebilmek için
pazarlama yöneticilerinin yerine getirdikleri tüm eylemler anlatılmaya
çalışılmaktadır. Pazarlama iletişimine, tüketiciler ile kuruluşlar arasında
oluşan sürekli bir diyalogdur denilebilir. 65
Bütünleşik
pazarlama
iletişimi,
tüketiciler
üzerinde
maksimum
bilgilendirici ve ikna edici etkiyi sağlamak amacıyla tutundurma ve diğer
64
65
Altınbaşak vd., a.g.e., s.448
Odabaşı, Oyman, a.g.e., s.35
31
pazarlama çabalarının koordine edilmesidir. Bütünleşik pazarlama iletişiminin
ana hedefi, tüketicilere mesajların sürekli olacak bir şekilde gönderilmesidir.66
Amerikan Reklamcılık Derneğinin tanımına göre bütünleşik pazarlama
iletişimi, reklamcılık, halkla ilişkiler, satış geliştirme, doğrudan pazarlama gibi
çeşitli iletişim yöntemlerinin stratejik rollerini değerlendiren; geniş kapsamlı
bir plana dayanan ve bu yöntemleri anlaşılır; tutarlı ve en üst düzeyde iletişim
etkisi yaratmak için bu disiplinleri birleştiren kapsamlı bir planlama
kavramıdır.67
Bütünleşik pazarlama iletişiminin ana hedefi, aynı temayı taşıyan
değişik mesajları farklı kanallardan doğru zamanlardan alan tüketicinin
zihninde
bütünlük
gerçekleştirmek
ise
oluşturmaktır.
bütünleşik
Bu
bütünlüğü
pazarlama
iletişimi
tüketici
düzeyinde
planlamasını
ve
uygulamasını yapanın görevidir. Bütünleşik pazarlama iletişiminin başarısı
için tüketici ile ürün ve marka arasındaki her iletişim noktasını kullanmak ve
yönetmek gerekmektedir.68 Bu süreçte bütünleşik pazarlama iletişiminin
üstlendiği rol, tüketicilere iletilecek mesajların sürekliliğini sağlayacak
tutundurma çabalarının yönetilmesi ve koordine edilmesini sağlamaktır.
Bu nedenle, hazırlanacak pazarlama iletişim programı; hedef kitleyi,
iletişim amaçlarını belirleme, verilecek mesajı hazırlama, iletişim kanallarını
belirleme, iletişim bütçesi kurma, medya karması belirleme, sonuçları ölçme
ve bütünleşik pazarlama iletişim sürecini yönetmeden oluşan aşamalarda
gerçekleştirilir.69
66
Pride ve Ferrell, a.g.e., s.432
Philip Kotler, Marketing Management, Prentice Hall, 2003, s.583
68
Tosun, a.g.e., s.2
69
Kotler, a.g.e., s. 566
67
32
2.2.1. Hedef Kitlenin ve Đletişim Amaçlarının Belirlenmesi
Đletişim sisteminin birinci aşaması, hedef kitlenin belirlenmesidir.
Çünkü işletmenin neyi, nasıl, ne zaman ve nerede söyleyeceğinin
belirlenebilmesi için önce bunların kime söyleneceğinin, yani hedef kitlenin
kimler olacağının belirlenmesi gerekir.
Hedef kitle, işletmenin mal ve hizmetlerinin potansiyel alıcıları, mevcut
kullanıcıları, karar vericiler veya etkileyiciler, bireyler, gruplar, toplumun bazı
bölümleri veya geneli olabilir.70
Đşletme, hedef kitleyi belirledikten sonra tüketiciden beklediği karşılığın
ne olduğunu belirlemelidir. Burada asıl amaç ürünün tüketiciler tarafından
satın alınmasını sağlamaktır. Fakat satın alma, uzun bir tüketici karar verme
sürecinin sonucudur.
Đşletmeler için hedef kitlenin, normal bir satın alma sürecinde
gerçekleşen altı aşamadan hangisinde olduğunun bilinmesi büyük önem
taşır. Bu aşamaları, farkında olma, bilgilenme, hoşlanma, bağlama, tercih
etme ve satın alma olarak sıralamak mümkündür. Bunlar tüketicinin tepki
aşamalarının hiyerarşisidir. 71 Sonuçta pazarlama iletişiminin amacı tüketiciyi
bu aşamalardan geçirerek satın alma kararını verdirmektir.
2.2.2. Đletişim Mesajının Tasarlanması
Tüketicilerden istenen tepki belirlendikten sonra, etkili mesajlar
oluşturulur. Đdeal bir mesajın hedef kitle üzerinde yaratacağı etkiler sırasıyla;
70
71
Kotler, Armstrong, a.g.e., s.432
Kotler, Armstrong, a.g.e., s.432-433
33
dikkat çekmesi, ilgi toplaması, istek uyandırması ve harekete geçirmesidir.
Dört aşamadan oluşan bu model AIDA Modelidir.72
AIDA Modeli, çok popüler olduğu kadar, oldukça eski olup tüketiciyi
etkileme sürecini bir takım aşamalar halinde göstermekte ve aşamaları ifade
eden Đngilizce kelimelerin baş harfleri, Attention-dikkat çekme, Intrest-ilgi
uyandırma, Desire-istek uyandırma ve Action- harekete geçme, modelin
adını oluşturmaktadır.73
1. Dikkat
Çekme:
Đşletme,
öncelikle
neler
sunduğunu
tüketiciye
duyuracak, onu mamulünden haberdar ederek dikkatini çekecektir.
2. Đlgi Uyandırma: Malın varlığından haberdar olan tüketicinin o mala ilgi
göstermesi sağlanacaktır.
3. Đstek Uyandırma: Đlgi olumlu yöne çekilerek, değerlendirme, malı satın
alma isteğine dönüştürülecektir.
4. Harekete Geçirme: Satın alma isteğinin, satın alma eylemine
dönüşmesi ile satış gerçekleştirilecektir.
Mesajı hazırlarken pazarlama iletişimcisi, mesaj içeriği ile ne
söyleyeceğine ve mesajın yapısı ve şekli ile de nasıl söyleyeceğine karar
vermelidir.
Mesaj genellikle üç farklı şekilde ifade edilmektedir. Birincisinde; hedef
kitleye bir soru yöneltilerek doğru sonuca ulaşması ve bu sayede ürünü veya
hizmeti düşünmesi ve sonunda onu satın alması hedeflenir. Đkincisinde;
hedef kitlenin, ürünü veya hizmeti kullanmasını gerektiren nedenler
gösterilerek ürünü satın alması hedeflenir. Üçüncüsünde ise; hedef kitleye
mesajın başında ve sonunda ürünü satın alıp kullanmasını haklı çıkaracak
gerçekler söylenerek, ürünü satın alması hedeflenir. Mesajla ne ve nasıl
söyleneceği belirlendikten sonra sıra mesajın şeklinin belirlenmesine gelir.
72
73
Tekin, a.g.e., s.193
Mucuk, a.g.e., s.178-179
34
Mesajın şekli, mesaj başlığı, metin, kullanılacak şekiller, resimler, renkler, ve
seslerden oluşur. Mesaj şeklinin belirlenmesinde, iletişim kanalı önemli bir
yer tutar. Televizyon, radyo, gazete, dergi, afiş ve satış elemanlarıyla
ulaştırılacak mesajların her biri farklı özelliklere sahiptir.74
2.2.3. Đletişim Kanallarının Seçilmesi ve Toplam Pazarlama Bütçesinin
Oluşturulması
Mesajın şekli belirlendikten sonra, yapılması gereken hangi tür iletişim
kanalının uygun olacağının belirlenmesi olacaktır. Kişisel ve kişisel olmayan
kanal olarak iki tür iletişim kanalı mevcuttur.
Kişisel iletişim kanalları, mesajın iletilmesi ve alınması esnasında iki
veya daha çok insanın yüz yüze, telefon veya e-posta yoluyla doğrudan
iletişim kurmasını kapsar. Bu kanallar, kişisel etki ve geri besleme sağlar.
Kişisel olmayan iletişim kanalları ise, mesajları kişisel temas veya geri
besleme olmadan taşıyan iletişim kanallarıdır. Bu kanallar, medya, genel
ortam ve olayları içerir. Medya, gazeteler, dergiler, doğrudan posta gibi yazılı
basın, radyo ve televizyon yayıcılı ve ağ medyasını ve billboardlar, işaretler,
posterler vb. gösterim medyasını içerir. Genel ortam, bir ürün satın alma
yolundaki
alıcının
eğilimini
yaratmak
veya
güçlendirmek
amacıyla
tasarlanmış ortamlardır. Olaylar ise; hedef dinleyicilere, mesajları iletmek
amacıyla düzenlenen olaylardır.75
Bir işletmenin karşılaştığı en zor pazarlama kararlarından biri
tutundurmaya ne kadar para harcayacağıdır. Bu nedenle işletmeler,
tutundurmaya harcadıkları para konusunda çok büyük değişiklikler gösterir.
74
75
Tekin, a.g.e., s.193
Kotler, Armstrong, a.g.e., s.437
35
2.2.4. Pazarlama Đletişimi Karmasına Karar Verilmesi ve Đletişim
Sonuçlarının Ölçülmesi
Đşletmeler tutundurma bütçelerini tutundurma araçları olan reklam,
kişisel
satış,
satış
tutundurma
ve
halkla
ilişkiler
arasında
nasıl
paylaştıracaklarına karar vermelidirler. Bunun yanında işletmeler, tutundurma
faaliyetlerinin ne kadarının doğrudan pazarlamayı kapsayacağını da
belirlemelidir. Đşletmeler, tutundurma araçlarını dikkatlice bir bütün olarak
düzenlenmiş tutundurma karması haline getirmelidir. Bununla beraber,
işletmeler tutundurma karması elemanlarını belirlerken ürünün pazarına,
müşterilerin ürünü alma hazırlığına, ürünün yaşam eğrisi üzerindeki yerine ve
ürünün pazar payına dikkat etmelidirler.76
Pazarlama iletişim çabasından sonra hedef kitle üzerindeki etkinin
ölçülmesi gerekmektedir. Đşletmeler, hedef kitle üyelerinin mesajı fark edip
etmedikleri ya da hatırlayıp hatırlamadıkları, hatırlıyorlarsa hangi noktayı
hatırladıkları, mesaja kaç kez maruz kaldıkları, mesaj hakkında nasıl
hissettikleri konularında bilgi edinmek isteyebilir. Bunun yanında hedef
kitlenin ürün veya işletme hakkındaki mesaj almadan önceki tutumları ile
mesaj aldıktan sonraki tutumları hakkında bilgi edinmek için ölçümler
gerçekleştirilebilir.
2.2.5. Bütünleşik Pazarlama Đletişim Sürecinin Yönetilmesi
Birçok işletme hala bir ya da birkaç iletişim aracını kullanarak iletişim
amaçlarına ulaşmaya çalışmaktadır. Ancak uygulamada, kitlesel pazarların
çok sayıda küçük pazarlara dönüşmesi ve daha karmaşık yapıdaki müşteri
tipinin oluşmasına bağlı olarak, hedef müşteri grubunun gereksinimi
doğrultusunda hareket ederek, bir medya ve kanal karması oluşturma
76
Kotler, a.g.e., s.581
36
yönünde ısrarcı bir eğilim vardır.77 Bu çok sayıdaki iletişim kanalı, mesaj ve
hedef kitle, işletmeleri pazarlama iletişimi çabalarını bütünleşmeye doğru
yöneltmektedir.
Sonuç olarak değişen pazar koşulları ve bunun yanında müşteri istek
ve ihtiyaçlarına bağlı olarak kitlesel iletişimin etkileri; işletmelerin tüm iletişim
çabalarının bir bütünlük içinde yönetilmesini, diğer bir ifade ile her bir iletişim
çabasına bu bütünlük içinde özel bir görev verilmesini zorunlu kılmıştır.
2.3.
KÜRESEL PAZARLARDA TUTUNDURMA STRATEJĐLERĐ
Bir işletmenin kendi ulusal pazarında başarılı olması, aynı başarıyı
uluslararası pazarlarda da sürdüreceği anlamına gelmemektedir. Uluslararası
pazarlarda yoğun bir rekabet ortamı, düşük fiyatlar ve değişik çevre
faktörlerinden dolayı belirsiz ve riskli bir ortam vardır. Đşte bu noktada,
başarının anahtarı, uluslararası pazarlarda stratejik pazarlama planının çok
iyi bir şekilde hazırlanmasına bağlıdır.78
Đşletmeler, farklı ülkelerde aynı tutundurma stratejilerini uygulayabilir
ya da bu stratejilerini her bir yerel pazar için değiştirebilir. Bazı küresel
işletmeler,
dünya
genelinde
standartlaştırılmış
reklam
temalarını
uygulamaktadır. Bazı işletmeler de, reklam mesajlarını yerel pazarlara
uyumlaştırarak iletişim uyumlaştırması stratejisini benimserler.79
Đşletmeler, pazarlama programlarını her bir dış pazar için dikkatli bir
şekilde hazırlamalıdır. Bu açıdan işletmeler, öncelikle hedef pazara karar
verdikten sonra işletmenin tutundurma karmasının yerel şartlara göre hangi
stratejiyi uygulayacağını belirlemelidir. Bunu yapmak için ülkenin pazar
77
Kotler, a.g.e., s.583
Mucuk,a.g.e., s.321
79
Kotler, Armstrong, a.g.e., s.210
78
37
koşulları özellikle de pazardaki tüketicilerin kültürel özelliklerini iyi bir şekilde
anlamak gerekir. Tutundurma karması elemanları için uyumlaştırma ve
standartlaştırma
stratejileri
olmak
üzere
iki
stratejiden
bahsetmek
mümkündür.
2.3.1. Uyumlaştırma Stratejisi
Dünyada farklı coğrafyalarda yerleşik uluslar ve milletler, kültürel ve
yapısal olarak birbirinden farklı olduğundan dolayı reklamların bu farklılıklara
göre uyarlanması gerekir. Bu yaklaşımı benimseyen uluslararası işletmeler,
birbirine çok benzeyen yalnızca birkaç pazar bulunduğu için, her ülkeye göre
farklı reklam kampanyaları yapma eğilimindedirler. Bu stratejide, işletmeler
reklam mesajlarını yerel pazarlara tamamen uyumlaştırırlar. Bu yaklaşım,
“Küresel Düşün Yerel Hareket Et” olarak nitelendirilen uyumlaştırma
stratejisidir.80
Đşletmeler, daha fazla maliyete katlanarak, daha büyük bir pazar payı
ve kâr beklentisi içerisindedir. Bu amaçla tutundurma karması elemanları da
hedef pazardaki yerel yapıya uyumlaştırılmalıdır.
Bu stratejiye örnek olarak; Coca Cola Kuzey Amerika, Birleşik Krallık
ve Uzak Doğuda düşük kalorili içeceğini Diet Cola olarak satarken diğer
ülkelerde Light Cola olarak satmaktadır. Kellogg’s reklamları, Birleşik
Krallıkta ürünün tahıl yönünden besleyici ve tatlı olduğu üzerinde dururken,
Hindistan’da çoğu ağır ve kızarmış kahvaltı yapan tüketicileri, Kellogg’s
reklamları daha hafif ve besleyici olan diyet kahvaltıya ikna etmeye
çalışmaktadır.81
Medya araçları ülkeden ülkeye farklılık gösterdiği için bu araçları da
uyumlaştırılmaya gerek vardır. Televizyon reklamcılığı, Avrupa’da çok
80
81
Altınbaşak vd.,a.g.e., s.451
Kotler, Armstrong, a.g.e., s.608
38
sınırlandırılmıştır. Fransa’da televizyon reklamcılığı günde dört saat iken
Đskandinav ülkelerinde ise yazılı reklamlar TV reklamlarına tercih edildiği için
TV reklamları neredeyse yoktur. Yazılı basın türlerinin etkinliği de
değişmektedir. Örneğin magazin dergileri Đtalya’da orta düzeyde sevilirken
Avusturya’da pek tercih edilmez.82
2.3.2. Standartlaştırma Stratejisi
Tüketicilerin benzer ihtiyaç ve isteklerinin olduğu ve dolayısıyla tüm
dünyanın tek bir pazar olduğunu kabul eden bu yaklaşıma reklam
kampanyalarında standartlaşmayı önerir. Standartlaştırma stratejisi oldukça
yaygın kullanılan bir reklam yaklaşımıdır. Standartlaşmada kararlar merkez
tarafından verilir. Reklam ajansları tarafından merkezde hazırlanan ürüne
ilişkin reklamlar, ürünün satıldığı diğer pazarlarda da gösterilir. Bu şekilde
işletmelerin işi kolaylaşır, maliyetleri düşer ve daha geniş bir kontrol alanı
bulurlar. Tüketicilerin uluslararası seyahatlerinin artması, internetin tüm
dünyada yaygın bir biçimde kullanılması ve medya sektörünün uluslar
arasılaşması, birçok ülke pazarında satılan ürünlere ilişkin standart tek bir
imaj yaratmak mümkün olmaktadır.83
Standardizasyon yaklaşımı, mal ve/veya hizmet nerede satılırsa
satılsın, markasına aynı görüş aynı duygu ve kişiliğin, aynı konumlandırma
ve tutundurma stratejisini oluşturması kısaca pazarlama karmasında hiçbir
değişiklik yapılmadan kullanılmasıdır.
Değişik ülkelerde aynı reklam stratejisini uygulama olanağı bulan
işletme, standartlaştırma sonucu reklam harcamalarını daha düşük düzeyde
tutabilecek ve reklam kampanyalarını daha çok kontrol edebilecektir. 84
82
Kotler, Armstrong, a.g.e., s.610
Altınbaşak vd.,a.g.e., s.451
84
Kozlu, a.g.e., s.279
83
39
Dünyadaki tüm alıcıların birbirine benzediği varsayımına dayanan
standartlaştırma stratejisini tüm mamuller için uygulamak zordur. Genelde
dünya pazarlarında git gide homojen olma yolunda bir eğilim vardır. Küresel
pazarlama bazı ekonomik avantajlar sağlasa da sosyoekonomik, kültürel,
teknolojik farklılıklar, ticari engeller, gümrük vergileri ve sınırlamaları küresel
strateji uygulamayı zorlaştırmaktadır. 85
Standartlaşma stratejisine göre, ülkelerdeki tüketici benzerliklerinin
göz önüne alınması sonucu, söz konusu mal ve/veya hizmet bu tüketicilerin
ihtiyaçlarını da karşılayabilmektedir. Bu durumda mal ve/veya hizmetin
özünde bir değişiklik yapılmayacağı gibi, aynı reklam kampanyaları da tüm
dünyada kullanılabilmektedir.
2.4.
KÜRESEL
PAZARLARDA
TUTUNDURMA
KARMASI
ELEMANLARI
Đşletmeler, uyguladıkları tutundurma faaliyetlerini tutundurma karması
adı
verilen
farklı
bileşenler
kullanarak
gerçekleştirirler.
Tutundurma
karmasının oluşturulması tutundurma planı içerisinde en zor safhadır. Bu
aşamada, hangi iletişim kanalından mesajların hangi tutundurma karması
elemanı vasıtasıyla iletileceği tüketici davranışları da göz önüne alınarak
belirlenir. Tutundurma karması elemanlarını; reklam, halkla ilişkiler, satış
geliştirme, kişisel satış ve doğrudan pazarlama şeklinde sıralamak
mümkündür.
85
Mucuk, a.g.e., s.326-327
40
2.4.1. Küresel Pazarlarda Reklam Faaliyetleri
Günümüzde reklam, pazarlama iletişiminin diğer elemanları gibi hem
işletmeler hem de tüketiciler açısından vazgeçilmez bir olgu durumuna
gelmiştir. Zira hızlı değişen pazar koşulları ve rekabetin günden güne artması
sonucu benzer ürünleri üreten çok sayıdaki işletmenin başarısı büyük ölçüde
pazarlama elemanlarının iletişiminin ne kadar profesyonel ve ne kadar
rasyonel kullandığına bağlıdır.86
Reklam, pazarlama iletişimi ve tutundurma karmasının üzerinde en
çok konuşulan ve tartışılan elemanlarından biridir. Pazarlama tanımının
gelişmesiyle birlikte mal, hizmet, kişi ve düşünceler de pazarlama kapsamı
içinde düşünülmüş, reklamın pazarlama eylemlerinin bütünleşik olarak ele
alınması, reklamın pazarlama mesajları biçiminde algılanmasına yol açmıştır.
87
Bu nedenle reklam, pazarlama denilince ilk akla gelen ve pazarlamanın en
etkili, en çok kullanılan iletişim yöntemlerinden bir tanesidir.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK), Radyo ve Televizyon
Yayınlarının Esas ve Usulleri Hakkında Yönetmeliği’nde yer alan tanımına
göre; reklam “Bir ürün veya hizmetin, alım, satım veya kiralanmasını
geliştirmek, bir amaç veya düşünceyi yaymak veya reklâmcının istediği başka
etkileri oluşturmak amacıyla ücret veya benzer bir karşılık ile iletim zamanı
tahsis edilen kamuya yönelik duyurular” şeklindedir.
Tüketici gözüyle reklam ise; pazarda kendi ihtiyaçlarına karşılık veren
binlerce ürün arasından kendi yararına en uygun ve rasyonel bir seçim
yapmasına yarayan bir araç olarak, çeşitli ürün ve hizmetleri tanıtan, bu ürün
ve hizmetleri nereden nasıl ne fiyatla sağlayabileceğini ve ne şekilde
kullanacağını tanımlayan, günümüzün yaşam biçiminde zaman açısından
86
Füsun Kocabaş, Müge Elden, Reklamcılık Kavramlar, Kararlar, Kurumlar, Đstanbul, Đletişim
Yayınları, 2001, s.13
87
Odabaşı ve Oyman, a.g.e., s.95
41
tüketiciye yardımcı olan bir yapıdadır.88 Toplumun ekonomik ve sosyal
gelişmesine paralel olarak tüketicinin bilgi ihtiyacı ve bu bilgiyi elde etmek için
harcanan zaman gün geçtikçe önem kazanmaktadır. Bu açıdan reklamlar,
tüketicinin hızlı ve ucuz bir biçimde bilgi edinme ihtiyacını karşılama hizmetini
de yerine getirmektedir.
Reklam gerek işletmeler, gerekse kâr amaçsız kuruluşlar için çok
önemli bir iletişim aracıdır. Reklamın değerli görülmesi, yerine getirdiği beş
temel iletişim işlevi ile yakından ilgilidir. Bu işlevler; bilgilendirme, ikna etme,
hatırlatma, değer katma ve destek olma şeklinde sıralanabilir.89
•
Bilgilendirme
Đşlevi:
Yeni
bir
ürün
kategorisinin
pazara
ilk
sunumunda, yoğun bir şekilde başvurulan bir yöntemdir. Tüketicilerin yeni
ürünlerini farkına varmalarına, belirli ürün özellikleri ve yararlarıyla ilgili olarak
aydınlanmalarına ve eğitilmelerine yardımcı olmayı hedefler. Bilgilendirici
reklamlardan en çok ürün hayat eğrisinin ilk bölümlerinde yararlanılır ancak
olgunluk dönemlerinde de çeşitli değişikliklerin gösterilmesi amacıyla
yararlanılabilir.
•
Đkna Etme Đşlevi: Rekabetin yoğun olduğu ortamlarda marka tercihi
geliştirmeye,
algılamalarını
rakip
markalara
geliştirmeye
ve
olan
tutumlarını
değiştirmeye,
değiştirmeye,
markanın
ürün
denenmesini
sağlamaya yöneliktir. Đkna etme işlevi ile tüketicilerin marka hakkında yanlış
ya da eksik kanıları varsa bu kanılar değiştirilmeye çalışılır.
Bazı ikna edici reklamlar, bir işletmenin doğrudan veya dolaylı yoldan
kendi markasını bir veya birden çok markayla kıyasladığı rekabet
reklamlarına da dönüşebilir. Rekabetçi reklamlar, içecekler, bilgisayarlar,
kredi kartları vb. bir çok alanda kullanılmaktadır.90
88
Kocabaş, Elden, a.g.e., s.14
Đslamoğlu, a.g.e., s.427
90
Kotler, Armstrong, a.g.e., s.456
89
42
•
Hatırlatma Đşlevi: Hatırlatıcı reklamlar, bir işletmeyi ya da onun
sunduğu mal ve hizmetlerini tüketici belleğinde sürekli canlı tutmayı, eğer mal
veya hizmetin unutulmuş bir özelliği varsa bu özelliğin sağladığı yararı
hatırlatmayı hedefler.
Bu tip reklamlar, tüketicilerin ürün hakkında düşünmelerini sağladığı
için olgunluk dönemindeki ürünler için çok önemlidir. Coca Cola’nın yapmış
olduğu pahalı reklamlar tüketicilere, sadece bilgilendirme ve ikna etme
amacıyla değil, Coca Cola’yı hatırlatmak amacıyla tasarlanmıştır.91
•
Destekleme Đşlevi: Tüketiciler, yaptıkları seçimler sonucu aldıkları
ürünlerin en iyi ve en doğru olup olmadığı konusunda şüphe duyabilirler.
Tüketicileri, yaptıkları satın almanın en iyi satın alma olduğuna inandırmaya
yönelik reklamlar, destekleme işlevini gören reklamlardır.
•
Değer Katma Đşlevi: Reklam, algılamaları etkileyerek markalara
katma değer yaratır. Etkili reklam, markaların daha zarif, daha biçimsel, daha
prestijli ve yüksek kaliteli görülmelerine yol açar. ABD’de yapılan bir
araştırmaya göre, reklamı çok yapılan dayanıklı ve dayanıksız tüketim malları
markalarının, diğer markalara oranla daha kaliteli olduğu yönünde tüketicileri
etkilediğini ortaya koymuştur. Etkili reklam, algılanan kaliteyi ve diğer
algılamaları
etkileyerek
daha büyük
pazar
payına
ve
karlılığa
yol
açabilmektedir.92
Bu işlevlerin yanı sıra reklamlar değişik açılardan sınıflandırılabilir ve
herhangi
bir
reklam
bu
sınıflandırmaların
birden
fazlası
içinde
değerlendirilebilir. Farklı açılardan reklam türleri aşağıdaki gibidir:93
91
Kotler, Armstrong, a.g.e., s.456
Mucuk, a.g.e, s.216
93
Remzi Altunısık, Şuayip Özdemir, Ömer Torlak, Modern Pazarlama, Değişim Yayınları, 2004, 3.
Baskı, s.236-237
92
43
•
Reklam yapanlar açısından:
1. Üretici Reklamları: Üretici tarafından gerçekleştirilen ve bedeli
ödenen reklamlardır.
Aracı
kurumlar
da
reklamın
etkilerinden
yararlanır.
2. Aracı Reklamları: Gittikçe güçlenen perakendecilerin kendi marka ve
mağazalarını tutundurma amaçlı reklamlardır.
3. Hizmet Đşletmesi Reklamları: Eğitim, bankacılık, sağlık v.b. hizmet
işletmelerinin reklamlarıdır. Hizmet üreticilerinin bayilerine de katkıda
bulunurlar.
•
Ödeme açısından:
1. Bireysel Reklam: Bedeli sadece bir işletme tarafından ödenen
reklamlardır.
2. Ortaklasa Reklam: Belirli bir endüstri, ürün grubu ya da fikir
etrafından olumlu görüş oluşturma amaçlı olup, bedeli birden fazla
işletme ya da organizasyon tarafından ödenen reklamlardır.
•
Hedef Pazar açısından:
1. Tüketicilere
Yönelik
Reklamlar:
Ürünü
tüketecek
olan
son
kullanıcılara yönelik reklamlardır.
2. Endüstriyel Alıcılara Yönelik Reklamlar: Đnşaatçılar, fabrikalar v.b.
endüstriyel alıcıları muhatap alan reklamlardır.
3. Aracılara Yönelik Reklamlar: Herhangi bir mal ya da hizmeti
satmaya
teşvik
etmek
bakımından
aracı
kurumlara
yönelik
reklamlardır.
•
Amaçlar Açısından:
1. Birincil Talep Oluşturucu Reklamlar: Bir ürün ya da ürün grubuna
talep oluşturma amaçlı reklamlardır.
44
2. Seçici Talep Oluşturucu Reklamlar: Örneğin herhangi bir marka ev
tekstili ürününün diğer markalara göre daha kaliteli olduğunu
vurgulayan reklamlardır.
•
Đşlenen Konu Açısından:
1. Doğrudan Satışa Yönelik Reklam: Ürünün kısa sürede satılmasını
sağlamaya yönelik reklamlardır.
2. Dolaylı Olarak Satışa Yönelik Reklam: Tüketicide hatırlatma ve
marka bağımlığı oluşturup, satın alma anında talebe dönüşmesine
sağlamaya yönelik reklamlardır.
•
Mesaj Açısından:
1. Mal Ve Hizmet Reklamı: Belirli bir mal ya da hizmetin yararlarını
vurgulayan
ve
marka
bağımlılığı
oluşturmaya
yönelik
olan
reklamlardır.
2. Kurumsal Reklam: Kâr amaçlı olan ya da olmayan bir organizasyona
karşı olumlu imaj oluşturma amaçlı reklamlardır.
•
Coğrafi Açıdan:
1. Yerel Reklam: Yerel ölçekte üretim ya da dağıtımı yapılan ürünler ile
coğrafi açıdan hedef pazar bölümlendirilmesi uygulayan işletmelerin
mal ve hizmetlerinin tanıtım ve satışını arttırma amaçlı reklamlardır.
2. Ulusal Reklam: Ulusal ölçekte üretim ve dağıtım gerçekleştiren
ürünlerin reklamıdır.
Uluslararası pazarlardaki yoğun rekabet ortamı ve tüketicilerin gittikçe
daha bilgili olması, pek çok ülke pazarında faaliyet gösteren işletmelerin daha
karmaşık reklam stratejileri geliştirmelerine neden olmaktadır. Küresel
anlamda bir marka veya ürün olma isteği, yüksek tutundurma maliyetleri,
45
birden çok ülkede reklam yapmanın getirdiği zorluklar, işletmeleri reklam
kararlarında daha çok kontrol ve etkinlik arayışına itmektedir.94
Uluslararası pazarlarda faaliyet gösteren işletmeler, hedeflediği dış
pazarlara girebilmek ve buralarda sürekli olarak etkinlik gösterebilmek için
programlı bir iletişim süreci gerçekleştirmek zorundadır. Sermayenin uluslar
arasılaşması ile beraberinde gelen küresel reklamcılık, küresel şirketlerin
değişik
ülkelerdeki
pazarları
hedefleyerek
reklam
etkinliklerini
95
gerçekleştirmesi olarak ifade edilir.
Reklamcı, işletmenin reklam kampanyası ile nasıl bir başarıyı
yakalama arzusunda olduğuna karar vermelidir. Reklam amaçları reklam
kampanyasına rehberlik ettiğinden dolayı, reklamcı amaçları dikkatli bir
şekilde tanımlamalıdır. Reklam amaçları, açık bir şekilde, tam olarak ve
ölçülebilir şartlarda ortaya konulmalıdır. Ölçülebilirlik ve kesinlik reklamcıya
kampanyanın sonunda amaçlara ulaşılsa da ulaşılmasa da, reklamın
başarısını değerlendirme fırsatı verir.
Đşletmeler reklam amaçlarını belirledikten sonra, her bir ürün için
reklam bütçesini oluştururlar. Reklam bütçesi oluşturulurken göz önüne
alınması gereken faktörleri; ürün yaşam eğrisindeki dönem, pazar payı,
rekabet, reklam sıklığı ve ürün farklılaştırma olarak saymak mümkündür.96
•
Ürün Yaşam Eğrisindeki Dönem: Yeni ürünlerin, yararlarını, fayda
ve işlevlerini tanıtmak için büyük reklam bütçelerine ihtiyaç duyarken olgunluk
dönemindeki ürünler, satışlara oranla daha düşük bütçelere ihtiyaç
duyarlar.97
94
Altınbaşak vd.., a.g.e., s.448
Gürsel Öngören, Uluslararası Đletişim, Đstanbul: Der Yayınları, 1993, s.200.
96
Kotler, Armstrong, a.g.e., s.456
97
Kotler, Marketing Management, s.592
95
46
•
Pazar Payı: Pazar payı yüksek olan işletmeler, genellikle satışlarına
oranla daha düşük reklam harcamalarına ihtiyaç duyarken; pazar payı düşük
olan işletmeler paylarını en azından makul bir seviyeye çıkarmak için reklama
satışlarına oranla daha fazla kaynak ayırırlar.98
•
Rekabet: rekabetin yoğun olduğu ve yüksek reklam harcamalarının
yapıldığı pazarlarda, işletmeler çok daha fazla reklam yapmak zorundadırlar.
•
Reklam Sıklığı: Markanın mesajını tüketicilere mesajı aktarmak için
duyulan tekrarların sayıları, reklam bütçesinde önemli bir etkiye sahiptir.
•
Ürün Farklılaştırma: Markalar farklı bir izlenim oluşturmak için yoğun
bir reklam kampanyasına ihtiyaç duyarlar.99
Bu bağlamda küresel reklam stratejisi, ürünün pazarlandığı her ülkede
aynı olabileceği gibi, ülkeler arasında farklılıklar da gösterebilir. Eğer temel
pazarlama stratejileri ülkeden ülkeye değişiyorsa, reklam stratejilerinde de bu
farklılık ortaya çıkacaktır.
Birleşmiş Milletler’e göre 192 ülkenin olduğu bu büyük pazarda etkili
olmaya
çalışan
uygulamalarında
uluslararası
iki
temel
reklamcılık
yaklaşım
sektöründe
bulunmaktadır.
strateji
Bunlar
ve
ülkelerin
farklılıkları görüşüne dayalı uyumlaştırma stratejisi ve dünyanın tek bir pazar
olduğu
görüşüne
dayalı
standartlaştırma
stratejisidir.100
Bu
açıdan
bakıldığında dünyada yapılan reklam harcamaları ve bu harcamaların reklam
araçlarına göre dağılımı büyük bir önem arz etmektedir.
Tablo 1’de verilmiş olan; küresel reklam yatırımları gelişmeleri
değerlendirmesine göre televizyon reklam yatırımları diğer reklam yatırım
98
Đslamoğlu, a.g.e., s.432
Kotler, Armstrong, a.g.e., s.456
100
Altınbaşak vd.., a.g.e., s.450
99
47
araçları içerisinde en yüksek payı almaktadır. 2008 yılında küresel pazarlarda
yapılan reklam yatırımlarının 180.335 Milyar $’si TV reklamlarına ayrılmıştır.
TV reklamlarını, sırasıyla gazete, dergi ve internet reklamları izlemektedir.
Yeni mecra olarak internetin dikkat çekici bir yükselişi bulunmaktadır. Düzenli
bir şekilde artış eğiliminde olan internet reklamlarının önümüzdeki yıllarda
reklam pay ortalamasının % 10’ların üstünde olacağı tahmin edilmektedir.
Tablo 1: Küresel Pazarlarda Reklam Yatırımlarının Yıllara Göre Değişimi
(Milyar $)101
Reklam Araçları
YILLAR
2006
2007
2008
2009*
2010*
TV
160.356
168.359
180.335
189.110
198.894
GAZETE
123.031
124.047
127.366
130.955
134.829
DERGĐ
52.959
54.593
56.427
58.518
60.588
AÇIK HAVA
23.516
25.126
27.145
29.099
31.249
RADYO
35.347
36.472
37.782
39.437
41.032
SĐNEMA
1.870
1.984
2.180
2.414
2.691
ĐNTERNET
27.185
35.999
44.583
51.963
60.888
*: 2009 ve 2010 yılları tahmin rakamlarını içermektedir
Bununla beraber, Türkiye’deki reklam yatırımlarının yıllara göre
dağılımı Tablo 2’de incelendiğinde; reklamcılık sektörünün önemli bir
kuruluşu olan Reklamcılar Derneği’nin her yıl açıkladığı reklam yatırımları
verilerine göre, toplam reklam yatırımlarında 2004 yılından bu yana elde
edilen pazar cirosu bazında yükseliş gözlemlenirken küresel ekonomik krizin
etkisiyle birlikte 2008 yılında bir düşüş yaşanmıştır. Reklam araçlarına göre
reklam yatırımları incelendiğinde, yıllara ilişkin yatırımların Türk lirası bazında
bir artış içinde olduğu görülmekte ancak, bir önceki yıla göre hesaplanan
yüzdesel artışlarda bir düşüş gözlenmektedir. Yani reklam yatırımlarındaki
büyüme hızı 2004 yılından bu yana sürekli olarak düşüş içindedir.
101
RATEM, Türkiye Radyo ve Televizyon Yayıncılığı Sektör Raporu, Mayıs 2009, s.10
48
Tablo 2: Türkiye’de
(Milyon TL)102
Reklam
Yatırımlarının
yıllara
Göre
Değişimi
YILLAR
Reklam Araçları
2004
2005
2006
2007
2008
TV
957,00
1.140,00
1.442,00
1.760,00
1.687,00
GAZETE
615,00
805,00
914,00
990,00
952,08
DERGĐ
67,00
85,00
106,00
123,00
113,66
AÇIK HAVA
95,00
110,00
160,00
235,00
242,37
RADYO
75,00
80,00
101,00
111,00
111,51
SĐNEMA
23,00
28,00
33,00
36,00
39,43
ĐNTERNET
0,00
0,00
0,00
53,00
94,90
TOPLAM
1.832
2.248
2.756
3.308
3.240,95
Reklam yatırımları bir önceki döneme ait artış yüzdeleri bakımından
değerlendirildiğinde, son iki yıl içinde büyük düşüş gösteren yayıncılık
alanları televizyon ve radyo olmuştur. Derneğin verilerine göre televizyon
reklam yatırımları -% 4,15 ile bir önceki döneme göre artış yüzdesi
bakımından düşmüştür. Radyo bir önceki yıla göre % 0,46 bir büyüme
göstermiştir. Ancak bu büyümenin enflasyon ortamında bir anlamı yoktur.
2006 yılından bu yana ortaya çıkan tablo göstermektedir ki, televizyon ve
radyo reklam yatırımları düzenli olarak küçülme eğilimindedir. Bu düşüş 2008
yılında küresel ekonomik krizin de etkisiyle oldukça sert bir düşüş şeklinde
gerçekleşmiştir.
Üstelik
değerlendirildiğinde
bazı
yıllık
ülke
yıllara
ilişkin
enflasyonu
artış
verileriyle
dilimlerinin
önemi
konu
de
kalmamaktadır.Dergi başta olmak üzere, televizyon ve gazete bir önceki yıla
göre reklam yatırımları azalmış ve ekonomisi küçülmüş medya alanları olarak
karşımıza çıkmaktadır. Açık hava, radyo ve sinema reklam yatırımlarında
oldukça küçük oranda artışlar kaydedilmiştir.103
102
103
RATEM, a.g.e., s.9
RATEM, a.g.e., s.9-10
49
Tablo 3’ de verilmiş olan, Medya Takip Merkezi’nin 2008 yılını
kapsayan araştırma raporuna göre, 12 TV kanalında çeşitli markalarına
yönelik en fazla reklam veren firmalar arasında Coca Cola Company’nin
reklam toplam adedinde 12, reklamların toplam süresinde ise 9. sırada
olduğu görülmüştür. Bu da Coca Cola’nın televizyon reklamlarına verdiği
önemin bir göstergesidir.
Tablo 3: 2008 Yılında Televizyonda En Çok Reklam Veren Đşletmelerin Adet
ve Süre Açısından Sıralanması104
No
Marka
Adet
No
Marka
Süre(sn)
1
Ülker
105.875
1
Ülker
2.652.787
2
Procter&Gamble
100.127
2
Procter&Gamble
2.209.916
3
Besan Besin
Sanayi
87.919
3
Reckitt Benckiser
1.988.231
4
Reckitt Benckiser
73.637
4
5
Turkcell Đletişim
Hizmetleri
64.600
5
6
Leverelida
54.502
6
Leverelida
1.374.796
7
Danone Gıda
48.298
7
Danone Gıda
1.351.196
8
N.N.R. (UFO)
45.352
8
Türk Telekom
1.244.782
9
Eti Gıda
43.274
9
Coca Cola
Company
1.042.247
10
Đstikbal
40.391
10
Eti Gıda
868.670
11
Türk Telekom
40.295
11
Dünya Pazarlama
845.812
12
Coca Cola
Company
12
Doğan Yayın
Holding
798.805
38.362
Turkcell Đletişim
Hizmetleri
Besan Besin
Sanayi
1.914.610
1.809.339
Reklam için, TV ve diğer reklam araçlarıyla yalnız araç yönüyle değil
yayınlanacak mesajın içeriği ile de çok sıkı denetimlere ve sınırlamalara tabi
olduğu için, ülkeden ülkeye farklı düzenlemeler bulunmaktadır.
Bu doğrultuda, küresel reklam yaklaşımında, reklamcı anlatım biçimine
karar vermeden önce ülkelerdeki yasal düzenlemelere dikkat etmelidir.
Karşılaştırmalı anlatım biçimi ile Coca Cola ve Pepsi’yi deneyen ve Pepsi’nin
104
www.medyatakip.com/medya_sistem/medya_data/site/medyaarastirmalari/106.doc
50
tadının daha iyi olduğu fikrinde birleşen tüketicileri gösteren “Pepsi
Challange” reklam kampanyası çeşitli ülkelerde sorunlarla karşılaşmıştır. Bu
sorunların temelinde yatan, reklamda karşılaştırmalı anlatım biçimini
yasaklayan yasal düzenlemelerdir. Bu nedenle örneğin, Malezya’da iki
içeceğin karşılaştırmasının pazarda sadece iki kola markasının olduğu
imajını verdiği düşüncesiyle, reklam filmine bir üçüncü kola daha eklenmesi
durumunda kalınmıştır.
Reklam mesajının hazırlanmasında, ürünün niteliği göz önüne
alınmalıdır. Eğer ürün uluslararası pazarlarda benzer istek ve gereksinimlere
sahip yani homojen hedef kitlelere sunuluyorsa standart bir reklam mesajı
kullanılabilir. Hedef kitleler farklı özelliklere sahipse, reklam mesajında da
farklılığa gidilebilir.
Küresel pazarlarda reklam mesajının temel biçim ve içeriği bir çok
faktörün fonksiyonu olarak karşımıza çıkmaktadır. Ürünün özellikleri, fayda
ve yararları mesajın içeriği, hedef kitledeki kişilerin, cinsiyet, yaş, eğitim
düzeyi, ırk, gelir, meslek, hayat tarzı vb. özellikleri reklamın hem biçimini hem
de içeriğini ve bunun yanında işletmenin amaçları ise reklam mesajını
etkilemektedir.105
Reklam mesajının tüketici ile iletişiminde kullanılacak televizyon,
basın, afiş gibi iletişim ortamlarının hangisinden, ne zaman reklamların
yapılacağını medya planı gösterir. Medya planının amacı, mesajı hedef
kitleye reklam bütçesinin sınırları içerisinde en yüksek frekansla ve etkinlikle
iletecek reklam programlarını saptamaktır. Medya planı yapılırken, ayrıntılı
iletişim araştırmalarının yapıldığı pazarlarda, en çok hedef tüketiciye en ucuz
şekilde ulaşan medya kanalı öncelikli olarak seçilir.106 Buna göre; medya
planı yaparken reklam bütçesine en uygun olacak şekilde yoğun ve etkili
reklam programları tüketiciye ulaştıracak medya kanalı tercih edilmelidir.
105
106
Czinkota, Kotabe, a.g.e., s.467
Kozlu, a.g.e., s.280
51
Reklam mesajı hazırlanıp, medya kanalından uygulandıktan sonra,
satışlarda artış olup olmadığı ve ne kadar artış olduğu pazar araştırmalarıyla
belirlenerek,
reklamların
etkinliği
ölçülebilir.
Reklam
etkinliği,
ulusal
pazarlarda olduğu gibi, uluslararası pazarlarda da mal ve/veya hizmeti satın
alımı oranıyla belirlenir. Reklamların, uluslararası boyutlarda uygulanmasına
başlanmadan önce, reklam pazar sınamaları yapılmalı, etkinliği belirlenen
reklamların uygulanmasına başlanmalıdır.107
2.4.2. Küresel Pazarlarda Satış Geliştirme Faaliyetleri
Yoğun rekabetçi baskıların yaşandığı iş dünyasında işletmeler; farklı
olmak, yenilikler sunmak, hedef kitleleri çekmek ve sürekli kılmak için çaba
harcamaktadırlar. Her gün yüzlerce yeni ürünün pazara sunulduğu bir
dünyada hem aracıları hem de tüketicileri ürüne çekmek, denemelerini ve
satın almalarını sağlamak gittikçe zorlaşmaktadır. Đşte bu noktada satış
tutundurma etkinlikleri işletmelere rekabetçi bir üstünlüğün yanı sıra etkinlik
sonucunda alınacak deneme ve tekrar alım tepkilerini niceliksel olarak
değerlendirmeye de olanak sağlayabilmektedir.108
Satış geliştirmeyi, kişisel satış, halkla ilişkiler ve reklam dışında kalan,
tüketici veya kullanıcıların alımını harekete geçirmeye ve aracıların etkinliğini
arttırmaya, özendirmeye yönelik, süreklilik göstermeyen, olağan rutinde
olmayan, kısa dönemde satın almayı teşvik edici kendine özgü tutundurma
ve satış çabalarının bütünü şeklinde tanımlanabilir.109
Daha farklı bir ifadeyle satış geliştirme; tüketiciler veya ticari işletmeler
tarafından, belirli ürünler veya hizmetlerin daha çabuk ya da daha fazla
107
Tekin, a.g.e., s.273
Mine Oyman, “Tüketicilerin Satış Tutundurma Etkinliklerine Yönelik Tutumları ve Yarar
Algılamaları”, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, C:4, No:1,2004, s.56
109
Tek, a.g.e., s.780
108
52
miktarlarda satın alımlarını harekete geçirmek için tasarlanmış, çoğu kısa
vadeli, birbirlerinden farklı teşvik edici araçların toplamı olarak ifade edilir.110
Günümüzde işletmelerin, bütün pazarlama harcamalarının ortalama
%65-75’ini satış geliştirme faaliyetleri oluşturmaktadır Satış geliştirme
harcamalarının, özellikle tüketici pazarlarında son yirmi yılda hızlı bir yükselişi
söz konusudur. Bu hızlı yükselişi etkileyen faktörlerden bazıları; satış
geliştirmenin yöneticiler tarafından etkili bir satış aracı olduğunun kabul
edilmesi, yöneticilerin satışları arttırmaları yönünden baskı altında olmaları,
işletmelerin daha fazla rekabet halinde olmaları ve ikame ürünler arasındaki
farkın giderek azalması, bunun yanında tüketicilerin fiyata daha fazla
yönelmesi ve reklam etkinliğinin, maliyetlerin çok yüksek olması nedeniyle
azalması sayılabilir.111
Satış geliştirme faaliyetlerinden küresel pazarlamada etkin bir
tutundurma yöntemi olarak faydalanabilmek için, önce pazardaki müşteri ve
tüketicilerin hangi satış geliştirme araçlarını tercih ettiklerini saptamak
gerekir. Verilen hediyelerin tüketicinin beklentilerine ve yaşam biçimlerine
uygun olması gereklidir. Örneğin okuma yazma bilmeyen bir müşteriye kitap,
kalem vb. vermek çok bir anlam ifade etmeyecektir. Verilen hediyenin birim
değeri değil işe yarayıp yaramadığı önemlidir.112 Buradan hareketle satış
geliştirme faaliyetlerinin uygulandığı dış pazarlardaki ulusal tercihlere uygun
olması gerektiği söylenebilir.
Satış geliştirme faaliyetleri, diğer tutundurma faaliyetlerine göre yerel
pazarlar için daha fazla uyumlaştırılmalıdır. Değişik ülkelerde satış geliştirme
araçları konusunda farklı kanunlar bulunmakta ve çeşitli satış geliştirme
yöntemleri, sosyo-ekonomik ve kültürel farklılıklardan dolayı farklı ülke
tüketicilerince
110
değişik
Kotler, a.g.e., s.609
Kotler, a.g.e., s.609
112
Akat, a.g.e., s.195
111
şekilde
kabul
görmektedir.
Satış
geliştirme
53
uygulamaları
planlanırken,
ekonomik
gelişmişlik,
pazarın
olgunluğu,
tüketicinin teşvik algısı, ticaret kültürü ve yasal kısıtlamalar gibi konulardaki
ülkeler ve kültürler arası farklılıklar dikkate alınmalıdır.113
•
Ekonomik Gelişmişlik: ABD, Japonya, AB gibi gelişmiş pazarlarda
her türlü satış geliştirme faaliyeti uygulanabilir. Bunun yanında gelişmekte
olan ülkelerde fiyatı arttıracak paket içi hediyeler etkili olmayabilir. Ürün
denemeleri ve ücretsiz numuneler ise gelişmekte olan ülkelerde kolay kabul
görmektedir.
•
Pazarın Uygunluğu: Uygulanacak olan satış geliştirme faaliyetini
etkileyen diğer bir konu da girilen ülke pazarındaki rekabetin düzeyidir.
Rekabetin yoğun olduğu pazarlarda, müşteri sadakatini arttırmaya yönelik
olarak kulüp kartları, bonus uygulamaları ve indirimler yapılmalıdır.
•
Tüketici Algıları: Yapılan satış geliştirme uygulamalarına yönelik
olarak farklı tüketici algılarını dikkatlice incelemek gerekir. Örneğin Türkiye’de
kadınların en çok tercih ettikleri satış geliştirme yöntemleri; indirimler ve
ücretsiz hediyelerdir. Bunun yanında çocuk tüketicilerin algılamaları kolaylıkla
etkilenebilir. Hemen tüm kültürlerde çocuklara yönelik ürünler için satış
geliştirme uygulamaları dikkatlice uygulanmalıdır.
•
Ticaret Kültürü: Bazı ülkelerde üreticiler ve aracılar satış geliştirme
uygulamalarının yaratacağı ek çabaya katlanmak istemezler. Örneğin
perakendeciliğin çok parçalı ve küçük olduğu Japonya ve Hindistan’da
mağaza içi uygulamaları yapmak çok zordur. Ayrıca Portekiz ve Belçika’da
satış geliştirme uygulayabilmek için bazı harçlar ödenmesi gerekmektedir.
113
Altınbaşak vd., a.g.e., s.484-486
54
•
Yasal ve Politik Uygulamalar: Bazı ülkelerde yarışma, çekiliş,
piyango uygulamaları yasak olduğu gibi bazılarında da limit getirilmiştir.
Örneğin Japonya’da hediyelerin değeri ürünün değerinin %10’unu geçemez.
Satış geliştirme geniş açıdan ele alındığında, çok çeşitli heterojen
nitelikte usul ve metotlardan oluştuğu için, ancak hedef bakımından
sınıflandırılabilir. Başlıca satış geliştirme araçlarını, hedef alınan kitle dikkate
alındığında üç grupta; tüketicilere yönelik satış geliştirme aracılara yönelik
satış geliştirme ve işletmenin kendi satış gücüne yönelik satış geliştirme
metotları şeklinde toplamak mümkündür.114
•
Tüketicilere Yönelik Satış Geliştirme (Tüketici Promosyonu):
Tüketicilere yönelik satış geliştirmenin amaçları mevcut ve muhtemel
tüketicilerin davranışlarını etkilemektir. Bu amaçla tüketici promosyonun
başlıca araçlarını; örnek ürünler, eşantiyonlar, kuponlar, nakit iadeleri,
primler, yarışmalar, çekilişler, ikramiye pulları, müşteri ıskontoları, vb. olarak
saymak mümkündür.
•
Aracılara Yönelik Satış Geliştirme: Satış geliştirme çalışmalarının
yöneltildiği ikinci hedef kitle, aracı kuruluşlardır. Pazarlama kanalı bir sistem
olarak düşünüldüğünde, ortak amaçlara ulaşmak için aracı kuruluşlar ile
üretici işletmenin birlikte çalışma zorunluluğu ortaya çıkmaktadır. Ancak,
aracı kuruluşların üretici işletmenin çalışmalarına destek vermesi ya da
istenilen çalışmaları gerçekleştirmesi her zaman olanaklı değildir. Aracıların
desteğinin sağlanması için ön koşul, onların da bu çalışmalardan kazanç
sağlamasıdır.
Aracı
kuruluşlara
yönelik
çalışmaları,
satış
noktası
malzemeleri, fuar ve sergiler, yarışmalar, hediyeler, ve bayii toplantıları olmak
üzere beş grupta toplamak mümkündür.115
•
Đşletmenin Kendi Satış Gücüne Yönelik Satış Geliştirme: Üretici
işletmeler, kendi satışçılarını motive etmek ve daha verimli çalışmalarını
114
115
Mucuk, a.g.e., s.208
Odabaşı, Oyman, a.g.e., s.214
55
sağlamak amacıyla çeşitli araçlar kullanarak satış geliştirme faaliyetlerini
yürütürler. Bu araçlar; primler, yarışmalar, satış toplantıları, özel ödülleri, yılın
veya ayın satışçısı gibi ödüllendirmeler vb. olarak sıralanabilir.116
Satış geliştirme faaliyetleri küresel pazarlarda da satıcılar tarafından
genellikle yeni bir ürünün denenmesini teşvik etmek, sadık müşterileri
ödüllendirmek ve ürünü ara sıra kullananların yeniden kullanım oranlarını
artırmak için kullanılır.
2.4.3. Küresel Pazarlarda Halkla Đlişkiler Faaliyetleri
Đşletmelerin yapmış olduğu faaliyetler, çeşitli açılardan çok geniş
kitlelerce değerlendirilmektedir. Bu değerlendirmeyi yapanlar, işletmenin
çalışanları ve müşterileri olduğu gibi, işletmeyle henüz hiçbir iletişimi olmamış
kişi ya da kurumlar olabilir. Bu kitleler, işletmeleri yaptıkları veya
yapmadıklarıyla değerlendirmekte ve bu doğrultuda işletmeye yönelik tutum
ya da davranışlar geliştirmektedir. Đletişim ve ulaşım olanaklarının teknolojik
gelişmelerle son derece ilerleme gösterdiği günümüzde, çeşitli kitlelerle
iletişim kurmanın önemi de ortaya çıkmaktadır. Bu noktada karşımıza çıkan
kavram halkla ilişkiler olmaktadır.117
Halkla
ilişkiler,
işletmelerin
kamuoyunda
kendisiyle
ilgili
çıkar
gruplarıyla iyi ilişkiler geliştirmek, topluma sağladığı yararlarla ilgili bilgi
vermek ve sonuçta işletmenin topluma da yararlı olduğu mesajını iletmek için
yerine getirilen etkinliklerdir.118 Đşletmeler hedefledikleri ulusal ve uluslar arası
pazarlarda iyi bir işletme imajı yaratmak amacıyla halkla ilişkiler faaliyetlerini
kullanırlar.
116
Mucuk, a.g.e., s.209
Odabaşı, Oyman, a.g.e., s.129-130
118
Tekin, a.g.e., s.214
117
56
Diğer bir açıdan halkla ilişkiler, kamuoyunun tutumlarını değerlendiren,
bir birey ya da organizasyonun politika ve prosedürlerini kamuoyu çıkarlarıyla
tanımlayan, kamuoyunda anlayış ve kabul oluşturmak için eylem programı
planlayan ve uygulayan bir yönetim fonksiyonudur.119 Tüketiciler için sadece
ürün veya hizmet değil, işletmenin ve işletme yöneticilerinin kamuoyundaki
imajı da çok önemlidir. Bu nedenle, pazarda tutunmak isteyen işletme, hedef
kitlenin iyi bir işletmede olması gereken özelliklerinin neler olduğunu belirleyip
kendisine bu özellikleri kazandırmalıdır.120 Bu amaçla halkla ilişkiler
faaliyetlerini etkili bir şekilde yürütmek isteyen işletmeler hedef pazarlarındaki
kitleyi iyi tanımaları gerekmektedir. Bu yönde araştırmalar yapmalı ve hedef
kitlenin işletmeden beklentilerinin ne olduğunu ve işletmenin bu beklentileri
ne kadar tatmin edeceği ortaya konulmalıdır.
Bu amaçla işletmelerin uygulamakta oldukları hakla ilişkiler araçlarını
şu şekilde sıralamak mümkündür:121
•
Yayınlar: Đşletmeler hedef pazarlarına ulaşmak ve onları etkilemek
için basılı materyaller, yıllık raporlar, broşürler, makaleler, şirket mektupları
ve dergileri kullanırlar.
•
Olaylar: Đşletmeler, yeni ürünlerini veya işlemenin diğer aktivitelerine
ilgi çekebilmek amacıyla, konferanslar, seminerler, yarışmalar ve çeşitli
gösteriler vasıtasıyla hedef kitlelerine ulaşırlar.
•
Sponsorluklar: Đşletmeler, spor, kültür ve diğer önemli olaylara
sponsor olarak marka ve şirket adlarını destekleyebilirler.
119
Odabaşı, Oyman, a.g.e., s.130
Tekin, a.g.e., s.274
121
Kotler, Marketing Management, s.618
120
57
•
Haberler: Halkla ilişkiler uzmanlarının en önemli görevlerinden biri
işletmeleri, ürünleri veya kişileri destekleyen haberleri araştırmak ve
hazırlamaktır.
•
Konuşmalar: Đşletme yöneticilerinin medyada, satış toplantılarında ve
organizasyonlarda yapacakları konuşmalar işletmeye yönelik bir imaj
oluşturabilir.
•
Kamu Hizmeti Faaliyetleri: Đşletmeler, güncel ve kamuoyunun
dikkatini çeken önemli olaylara para ve zaman ayırarak iyi bir imaj çizebilirler.
•
Görsel Kimlik: Đşletmeler, halk tarafından tanınacakları görsel kimlik,
logolar, broşürler vb. kullanırlar.
Küresel pazarlarda büyük bir öneme sahip olan halkla ilişkiler
faaliyetlerinin nerede ve ne zaman kullanılacağına karar verilirken; işletmeler
halkla ilişkiler amaçlarını belirlemeli, halkla ilişkiler faaliyetlerine ilişkin
mesajlarını ve iletim araçlarını seçmeli, halkla ilişkiler faaliyet planı
uygulamalı ve sonuçlarını değerlendirmelidir. 122
2.4.4. Küresel Pazarlarda Kişisel Satış Faaliyetleri
Günümüzde yoğun rekabet ortamı, piyasayı etkileyen alıcıların eğitim
seviyesinin artması, satın alma gücündeki artış ve işletme ölçeklerinin
büyümesi gibi birtakım gelişmeler kişisel satışın önemini daha da
arttırmaktadır.123
122
Kotler, Armstrong, a.g.e., s.479
Mine Ömürgönülşen, “Bir Tutundurma Karması Elemanı Olarak Kişisel Satış: Teorik Çerçeve ve
Bir Örnek Olay Đncelemesi”, Pazarlama Dünyası, 2005, Yıl:19, Sayı:6, s.49
123
58
Kişisel satış, satıcıların satış yapmak amacıyla bir ya da daha fazla
satın alıcı ile ürün veya hizmetlerine ilişkin iletişim kurması ile hazırlanan bir
tutundurma biçimidir.
Kişisel satış, yeni ve bilinmeyen ürünlerin sunuşunda ya da
kullanılışının yaygınlaştırılmasında ve eski alışkanlıkların değiştirilmesinde
vazgeçilmez bir yöntemdir. Bu açıdan kişisel satışın yeni pazarlar ve talepler
oluşturma etkisi olduğu söylenebilir. Bir tutundurma karması bileşeni olarak
kişisel satış tüketicilerle yüz yüze konuşma fırsatı verdiğinden dolayı
tutundurma karması elemanları arasında en etkili olan yöntemlerden
biridir.124
Bu açıdan bakıldığında; potansiyel alıcılara gidilerek görüşmeyi ve
talep yaratarak, yaratıcı bir biçimde satışı gerçekleştirmeyi temel almak
suretiyle yapılan satış işlemi, alıcı bulma, ön yaklaşım, sunuş, satış sonrası
faaliyetler olmak üzere dört adımda gerçekleştirilir. Bu aşamalar kısaca;125
•
Alıcı Bulma: Bu aşamada satıcı, geçmiş satış kayıtlarını ve mevcut
müşterileri de inceleyerek, müşteri profillerini belirler, potansiyel alıcıların
niteliklerini saptar, potansiyel alıcıların satın alma isteğini, satın alma gücünü
ve kredi verilebilirliğini değerlendirir.
•
Ön Yaklaşım: Bu aşama, alıcıların yakından tanınmasının sağlandığı
aşamasıdır.
Potansiyel
alıcılara
giderek
satış
görüşmesinden
önce,
başvurulacak kişi ve işletmelerin tercih ettikleri mal ve/veya hizmetlerin tür ve
kalitelerinin
neler
olduğu,
kişisel
alışkanlıkları,
nelerden
hoşlanıp
hoşlanmadıkları gibi sunuş aşamasında kullanılacak her türlü bilgiyi öğrenme
çalışmalarıdır.
124
125
Altunışık, Özdemir ve Torlak; a.g.e., s. 219
Mucuk, a.g.e., s.195-197
59
•
Sunuş: Sunuş aşamasında AIDA modeli çerçevesinde; alıcıların
dikkatini çekecek sunuşa başlanır, sonra mal ve/veya hizmete ilgi ve istek
uyandırılarak alıcıyı harekete geçirip satış sonuçlandırılır.
•
Satış
Sonrası
Faaliyetler:
Bu
aşamada,
özelikle
alıcının
memnuniyetsizlik duygusu minimuma indirilmeli, mal ve/veya hizmetten ne
gibi yararlar sağlayacağı vurgulanarak alternatiflerden en uygununu seçtiği
belirtilmelidir.
Kişisel
satışın
amaçlarının,
işletmeden
işletmeye
değişmesine
rağmen, genellikle potansiyel müşterinin bulunması, müşterinin satın almaya
ikna edilmesi ve müşterilerin tatmin edilmesi olarak sıralanması mümkündür.
Đşletmenin ürünleri ile ilgilenen potansiyel müşterileri tespit etmesi oldukça
kritik bir iştir. Çoğu potansiyel müşteri satın alma kararını vermeden önce
bilgi ihtiyacı duyduğundan dolayı, satış personelinin, potansiyel müşterilerin
ihtiyaç duydukları, hem mal ve/veya hizmetlere hem de genel satış süreci ile
ilgili bilgilere ilişkin iyi bir eğitim alması gerekmektedir.126
Kişisel satışın amaçları, diğer iletişim çalışmalarının amaçları ve
pazarlama amaçları ile tutarlı ve uyum içerisinde olmak zorundadır. Kişisel
satışın amaçları arasında satışın gerçekleştirilmesi diğer amaçlara göre daha
ön planda olmalısına karşın tek amaç olarak düşünülmemelidir.
Küresel açıdan bakıldığında kişisel satış, yerel pazarlarda dahi yüksek
beceri gerektiren bir alan olmasının yanında bir de yabancı pazarların
farklılıkları, coğrafyaların uzaklıkları, kültürel anlayışlardaki uyumsuzluk gibi
zorluklar eklenince uluslararası satıcıların da çok yetkin ve eğitimli olması bir
şart olmaktadır.127
126
127
Pride, Ferrell, a.g.e., s.485
Altınbaşak vd., a.g.e., s.475
60
Herhangi bir uluslararası pazarda faaliyet gösterecek olan satış
gücünde bulunması gereken özellikler ve bu gücün yönetimi ile ilgili
prensipler de ulusal pazardakinden farklı değildir. Bu nedenle uluslararası
işletmecilikte satış gücünün seçimi, işe alınması, eğitimi, ödüllendirilmesi ve
benzeri konularda ulusal pazarda elde edilen pazarlama yönetimi bilgi ve
tecrübelerinden önemli ölçüde yararlanılır. Bununla birlikte uluslararası bir
pazarda bulunulduğu unutulmamalı ve bu pazara özgü yeni, değişik ve farklı
özelliklerin de dikkate alınıp değerlendirilmesi yapılmalıdır.128 Bazı ülkelerde,
reklam etkinliklerinin yerine, kişisel satışın daha çok tercih edilmesinden
dolayı, bu ülkelerde kişisel satışa önem verilmektedir. Özellikle gelir düzeyi
ve okuma yazama oranının çok düşük olduğu ülkelerde, kişisel satış çok
önemli bir yer tutmaktadır.129
2.4.5. Küresel Pazarlarda Doğrudan Pazarlama Faaliyetleri
Pazarlamada son yıllarda görülen en güçlü eğilimlerden biri,
işletmelerin giderek artan ölçüde doğrudan pazarlamaya yönelmeleridir.
Doğrudan pazarlama, müşterinin, bir işletmenin mal ve hizmetlerine hiçbir
aracı ihtiyacı duyulmaksızın ulaşabileceği bir iletişim kurma biçimidir.
Hedeflenen sonuç, iletilen bir mesaja hemen cevap verilmesini sağlamak
olduğundan dolayı, doğrudan cevaplı reklam da denir.130 Doğrudan
pazarlama için, perakendeci kullanmadan tüketicilere malların ve hizmetlerin
direk tüketim kanalları vasıtasıyla ulaştırılması ve teslim edilmesi tanımı
yapılabilir.
Doğrudan pazarlama, herhangi bir mekanda ölçülebilir bir tepkiyi
ve/veya bir ticari işlemi etkilemek için, bir ya da birden fazla reklam aracını
128
Akat, a.g.e., s.193
Tekin, a.g.e., s.273
130
Mucuk, a.g.e., s.234
129
61
kullanan etkileşimli bir pazarlama sistemidir.131 Kitleler yerine tüketicilerle,
müşteri veya müşteri adayı olarak tek tek temas kurmaya dayandığı için
etkileşimli olma özelliği öne çıkan bu sistemin tanımında, ölçülebilir bir cevap
ya da bir müşteri siparişi vurgulanmaktadır. Bu nedenle doğrudan
pazarlamaya
“doğrudan
sipariş
pazarlaması”
veya
“doğrudan
ilişki
pazarlaması” da denir.132
Ölçülebilirlik ve etkileşim gibi temel noktalar, hedef kitleyi yakından
tanımayı gerektirir. Bunun için de hedef kitle konusunda gerekli verilerin
toplanması, işlenmesi, güncellenmesi ve değerlendirilmesi zorunludur.
Đşletmelerin, müşterinin kimliği ve özellikleri gibi sorulara yanıt bulabilmek
amacıyla bir veri tabanına ihtiyaçları vardır. Böylelikle müşteriye gönderilecek
mesajlar kişiselleştirilebilir ve etkileşim kolaylaşır. Bu nedenle veri tabanı,
doğrudan pazarlamanın vazgeçilmez bir unsuru olarak görülür. Sonuç olarak
işletme hedef kitlesini daha iyi tanıyabilecek ve birebir daha etkin bir yolla
ulaşarak
müşterilere
sunabilecektir.
zaman,
çaba
vb.
özel
girişimlerle
kolaylıklar
133
Doğrudan pazarlama uygulamaları genellikle ulusal sınırlar içerisinde
yapılmasına rağmen, Avrupa Birliği oluşumundan sonra Avrupa’da birden çok
ülke uygulamaları da görülmektedir. Pazar ve medyadaki bölünme, teknolojik
gelişmeler, postalama listeleri sayısındaki artış, gelişmiş analitik teknikler,
koordineli
pazarlama
artmasına yol açmıştır.
sistemleri
doğrudan
pazarlama
uygulamalarının
134
Çoğu işletme, doğrudan pazarlamayı imaj oluşturmak, tüketici tatminini
sürekli kılmak, tüketicileri bilgilendirmek ve/veya eğitmek gibi amaçlarla
kullanmaktadır. Đşletmelerin asıl amacı satış da olsa, uzun dönemli bir bakış
131
Odabaşı, Oyman, a.g.e., s.304
Mucuk, a.g.e., s.234
133
Odabaşı, Oyman, a.g.e., s.305
134
Altınbaşak vd., a.g.e., s.481
132
62
açısıyla her şey tüketici ile iletişim ve etkileşime dayanır. Doğrudan
pazarlamanın dört temel amacı vardır;135
•
Mevcut Müşterileri Korumak: Doğrudan pazarlamada, müşteriyle
işletme arasında olumlu ve güçlü ilişkiler geliştirmek son derece önemlidir.
Çünkü bu olumlu ilişkiler, mevcut müşterileri kuruluşa bağlı tutmak için
gereklidir ki bu bağlılık da hem işletme başarısı, hem de karlılık için önem
taşımaktadır.
•
Ürün Denemeyi veya Marka Değiştirmeyi Teşvik Etmek: Doğrudan
pazarlama, işletmenin ürünlerini potansiyel müşterilere denetmek ya da
marka değiştirmelerini sağlamak amacıyla hizmet edebilir. Potansiyel
müşterilerle ilişkin bilgilerden hareketle ürünlere ya da hizmetlere dikkatlerini
çekmek yoluna gidilebilir.
•
Doğrudan Tepki Reklamlarıyla Satış Yapmak: Özellikle artan
televizyon
kanalları
vasıtasıyla
işletmelerin
amaçlarına
ulaşmaları
kolaylaşmaktadır.
•
Markanın Kullanımını ve Kullanım Miktarını Arttırmak: Markanın
kullanımını arttırmak da bir diğer doğrudan pazarlama aracıdır. Burada
mümkünse alternatif kullanım alanları bularak ya da markanın daha fazla,
daha sık kullanımı için fırsatlar yaratarak amaca ulaşılmaya çalışır.
Đşletmeler, mevcut ve potansiyel müşterilerine ulaşmak amacıyla çok
sayıda doğrudan pazarlama aracına başvurur. Bu araçları; yüz yüze satış,
doğrudan posta ile pazarlama, katalogla pazarlama, telefonla pazarlama,
medya aracılığıyla doğrudan cevaplı pazarlama ve internetten pazarlama
olarak sıralamak mümkündür. 136
135
136
Odabaşı, Oyman, a.g.e., s.319
Kotler, Marketing Management, s.622
63
•
Doğrudan Posta ile Pazarlama: Doğrudan posta ile pazarlama, satış
teklifi veya önerisi hedef alınan müşterilere, resmi veya özel yollarla
ulaştırmaya dayanır. Gönderilen materyal, mektup, broşür, katalog, video
kaseti, CD, postayla iadeli bir cevap kartı veya pazarlanan malın numunesi
olabilir. Doğrudan pazarlama ile iletişim, müşteri ile birebir ilişki kurmaya çok
uygun düşmektedir. Doğrudan posta ile pazarlama da en çok satış
mektupları kullanılmaktadır. Diğer postalanan araçlar ise kartpostal, katalog,
videokaset, CD, faks, e-posta ve sesli postadır.137
•
Katalogla Pazarlama: Katalogla pazarlamada, fiyat, renk, malzeme
vb. gibi ürüne ilişkin çeşitli bilgiler kapsamlı bir şekilde yer alır. Belirlenen
hedef kitleye gönderilen kataloglar, müşterilerin katalogdan seçim yapması,
sipariş vermesi ve verilen siparişin müşteriye ulaştırılması şeklinde müşteriye
önemli bir alış veriş kolaylığı sağlar.138
•
Telefonla Pazarlama: Telefonla pazarlama, potansiyel müşterileri
çekme, mevcut müşterilere satış yapma ve siparişleri alıp soruları cevap
vererek
hizmet
kullanılmasını
sağlamak
kapsar.
amacıyla
Telefonla
telefon
pazarlama,
ve
çağrı
merkezlerinin
işletmelere
gelirlerinin
arttırılması, satış maliyetlerinin azaltılması ve müşteri tatmininin yükseltilmesi
gibi faydalar sağlar.139
•
Medya Aracılığıyla Doğrudan Tepki Pazarlaması: Đşletmeler,
potansiyel alıcılara doğrudan öneri yapmak için tüm medya kanallarını
kullanırlar. Gazete ve magazinler, kişilerin ücretsiz olarak telefonla sipariş
verebilecekleri kitap, kıyafet, seyahat vb. mal ve hizmetlere ilişkin reklamları
içerirler. Radyo reklamları ise, dinleyicilere 24 saat ürün hakkında bilgi verir.
Đşletmeler doğrudan pazarlamada televizyonu 3 farklı biçimde kullanır.
137
Mucuk, a.g.e., s.239
Odabaşı, Oyman, a.g.e., s.312
139
Kotler, Marketing Management, s.627
138
64
Bunlar, doğrudan cevaplı reklamlar, evden alışveriş kanalları ve etkileşimli
televizyonlardır.140
•
e-Pazarlama: Doğrudan pazarlamada kullanılan en yeni kanallar
elektronik kanallardır. e-pazarlama, bilgi teknolojilerindeki gelişmelerden
kaynaklanan ve onlarla paralel bir şekilde gelişen elektronik ticaret, mal ve
hizmet alım/satımının elektronik ortamda gerçekleştirildiği bir süreci ifade
etmektedir.141 Đnternet, doğrudan pazarlamada, elektronik mağaza ortamı
yaratmak, doğrudan tepki reklamlarını internete yerleştirmek, e-posta
aracılığıyla hedef kitlelere ulaşmak için kullanılabilir.
140
141
Kotler, a.g.e., s.627
Mucuk, a.g.e., s.241
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
TÜKETĐCĐLERĐN SATIN ALMA KARARLARINI ETKĐLEYEN FAKTÖRLER
3.1.
TÜKETĐCĐ KAVRAMI VE TÜKETĐCĐ DAVRANIŞLARI
Tüm pazarlama faaliyetleri tüketicilere ve onların tatminine yöneliktir.
Tüketici, farklı disiplinler tarafından kendi bakış açılarıyla pek çok değişik
biçimde tanımlanmıştır.142
Tüketiciyi, tatmin edilecek ihtiyacı, harcayacak parası ve harcama
isteği olan kişi, kurum ve kuruluşlar olarak tanımlamak mümkündür. Bu
kapsama bireyler, aileler, üretici ve satıcı işletmeler, tüzel kişiler, kamu
kuruluşları ve kâr amacı gütmeyen kurumlar dahil edilmektedir.143
Tüketiciler, pazarda mal ve/veya hizmetleri satın alma amaçlarına göre
iki gruba ayrılırlar.
•
Nihai Tüketiciler: Kişisel veya ailevi ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla
satın alanlardır.
•
Endüstriyel veya Örgütsel Tüketiciler: Kendi üretimlerine katmak,
üretimi desteklemek veya tekrar satmak gibi ekonomik faaliyetlerini
sürdürmek amaçlı satın alanlardır.
Tüketicilerin tüketim kararları oldukça karmaşık bir süreç olup,
kararlarını bu karmaşık yapısı tüketici davranışları ile açıklanmaktadır.
142
143
Yavuz Odabaşı, Gülfidan Barış,. Tüketici Davranışı, Mediacat, Đstanbul, 2007.,s.42
Mucuk, a.g.e., s.66
66
Tüketici davranışı; tüketicilerin mal ve/veya hizmetleri satın almaları ve
tüketmeleri sırasında aldıkları kişisel, psikolojik, kültürel ve sosyal kararları
kapsayan eylemler bütünüdür.144 Artık günümüzde üreticilerin sundukları ile
yetinen tüketicilerin yerini, kendi arzu ve isteklerini dile getirerek pazara
hakim olma gücüne sahip tüketiciler almaktadır. Tüketici davranışı, tüketici
konumundaki kişi ve grupların ihtiyaç ve isteklerini tatmin etmek amacıyla
mal, hizmet ve fikirleri seçme, satın alma, kullanma ve elden çıkarma
süreçlerini barındırmaktadır.145
Đşletmeler mal ve/veya hizmet
üretirken tüketicilerin istek
ve
ihtiyaçlarını, tüketici davranış özelliklerini göz önünde tutmak zorundadırlar.
Bu amaçla tüketici özellikleri işletmeler tarafından doğru bir şekilde analiz
edilerek
hazırlanacak
iletişim
süreci,
tüketici
ihtiyaçlarına
paralellik
göstermelidir.
Tüketici davranış özellikleri şu şekilde sıralamak mümkündür:146
1. Tüketici
davranışı
bir
amacı
gerçekleştirmek
için
güdülenmiş
davranıştır.
2.
Tüketici davranışı satın alma öncesi, satın alma faaliyeti ve satın alma
sonrası şeklinde birbiri ile ilgili ve birbirini izleyen dinamik bir süreçtir.
3. Tüketici davranışı bazen isteyerek ve planlayarak bazen de tesadüfi
olarak meydana gelen çeşitli faaliyetlerden oluşur.
4. Ürün çeşidine göre tüketicilerin satın alma kararları ve harcadıkları
zaman değişiklik gösterir.
5. Satın almayı öneren kişi, ürünü kullanan kişinin satın alma kararını
yani tüketici davranışını olumlu veya olumsuz olarak etkiler.
6. Tüketici davranışı kültür, aile, danışma grubu, pazarlama çevresi vb
çevresel faktörlere göre değişiklik gösterir.
144
Serap Çabuk, Đ. Mehmet Yağcı, Pazarlamada Çağdaş Yaklaşım, Nobel Kitapevi, 2003, s.70
Michael Solomon: Consumer Behavior Buying, Having and Being New Jersey: Prentice-Hall,
1996, s.9.
146
Odabaşı, Barış, a.g.e., s.30-37
145
67
7. Kişisel farklılıkların doğal sonucu olarak tüketici davranışı farklı kişiler
için, farklılıklar gösterebilir.
Tüketici davranışlarının anlaşılması için geliştirilen farklı davranış
modelleri mevcuttur. Bunlar ekonomik insan, pasif insan, problem çözücü ve
duygusal insan modelleridir. Ekonomik insan modeline göre; tüketici,
rasyonel kararlar veren, tüm ürün seçeneklerinin farkında olan ve her bir
seçeneği fayda-maliyet yönünden değerlendirir. Pasif insan modelinde
tüketici, harcama yapma ile ilgili her türlü uyarıcıya açık olan, rasyonel
davranmaktan uzak, amaçsız olarak ürün ve hizmetleri satın alan bir birey
olarak düşünülmektedir. Problem çözücü insan modelinde; tüketici aktif bir
şekilde istek ve ihtiyaçlarını karşılayan ürünler, markalar ve satış yerleri
konusundaki bilgileri arayan ve değerlendirmeler yapar. Duygusal insan
modelinde ise satın alma kararlarında duygularına yer veren tüketicilerden
bahsedilmektedir. Çoğu tüketici satın alma kararlarını korku, sevgi, ümit ve
itibar gibi duygularla özdeşleştirir ve satın almadan önce arayış içine
girmeden, bilgi edinmeden ve seçenekleri değerlendirmeden sadece
duygularıyla hareket ederek karar verir.147
Tüketici davranışlarını açıklamak için genel anlamda yapılan en
önemli model önerisi Kurt Lewin tarafından geliştirilmiştir. Modelde davranış
şu şekilde formüle edilmektedir. D=F(K, Ç) Bu formülde D (davranış), K
(kişisel
unsurların
açıklanmaktadır.
148
etkileşimi)
ve
Ç
de
(çevre
faktörleri)
olarak
Bu modele göre, uyarınca, tüketici davranışı bu iki
faktörün etkileşimden oluşan sürecin bir çıktısı konumundadır. Bu modelde;
tüketici deneyimleri, sezgileri, tutum ve inançları ile edindiği bilgileri
pazarlama faaliyetlerinden gelen dışsal bilgilerle bütünleştirerek; hepsini bir
süreçten geçirmektedir. Bu işlem sürecinden elde edilen sistem çıktısı ise
tüketicinin davranışıdır.
147
Đzzet Bozkurt., Đletişim Odaklı Pazarlama Tüketiciden Müşteri Yaratmak, 2.baskı, Mediacat,
Đstanbul, 2004, s.101-102
148
Odabaşı, Barış, a.g.e., s.47
68
Pazarlama
Güçleri
-Ürün
-Fiyat
-Dağıtım
-Tutundurma
Diğer
Güçler
-Ekonomik
-Teknolojik
-Politik
-Kültürel
Tüketici
Tüketici Karar
Özellikleri
Süreci
-Kültürel -Problemin Belirlenmesi
-Sosyal
-Alternatiflerin
-Kişisel
belirlenmesi
-Psikolojik -Alternatiflerin
Değerlendirilmesi
-Satın alma
-Satın alma sonrası
Tüketici
Kararları
-Ürün tercihi
-Marka tercihi
-Aracı tercihi
-Satın alma
zamanı
-Satın alma
miktarı
Şekil 2 :Tüketici kara kutu modeli149
3.2.
TÜKETĐCĐ SATIN ALMA KARARINI ETKĐLEYEN FAKTÖRLER
Satın alma davranışı, bir karar verme, ürünü satın alma ve
kullanmaları ile ilgili olarak kişilerin davranışlarıdır. Tüketici satın alma
davranışları son tüketicinin satın alma davranışları ile ilgilidir.150
Bu doğrultuda, tüketicinin satın alma davranışını etkileyen faktörleri
psikolojik, sosyal, kültürel ve kişisel olarak ayırmak mümkündür.
3.2.1. Kültürel Faktörler
Kültürel faktörlerin, tüketici davranışları üzerinde çok geniş ve derin
etkileri bulunmaktadır. Bu bakımdan, işletmeler, tüketicilerin kültürleri, alt
kültürleri ve sosyal sınıflarının tüketicilerin davranışları üzerindeki etkilerini
bilmeye ihtiyacı duyarlar.
149
150
Kotler, Marketing Management, s. 184.
Pride, Ferrell, a.g.e., s.214
69
3.2.1.1.
Kültür ve Alt Kültür
Kişinin isteklerinin en temel nedeni veya belirleyicisi olan kültür,
insanların yarattığı değer sisteminin örf, adet, ahlak, tutum, inanç, davranış,
sanat ve paylaşılan diğer sembollerinin karışımı olarak ifade edilebilir.151
Her birey belirli bir toplumun üyesi olduğu için onun bütün
davranışlarında olduğu gibi satın alma karar ve davranışında da bağlı
bulunduğu toplumun kültürünün etkisi bulunacaktır.
Kültürün öğrenilmesinde kültürel değerler önemli bir rol oynamaktadır.
Kültürel değerler, makul, onaylanmış ve neyin uygun olduğunu belirten bir
inanç bütünüdür. Đşletmeler için önemli olan nokta ise, kültürel değerlerin
yerini
alabilecek
ya
da
onları
tamamlayabilecek
tüketim
kalıpları
oluşturmaktır. Kültürün dört önemli özelliği vardır. Bunlar; 152
1. Kültür oluşturulur. Yani kültürü insanlar ortaya çıkarır.
2. Kültür öğrenilir. Kültür öğeleri bir nesilden diğerine öğrenme yoluyla
aktarılır.
3. Kültür gelenekseldir. Kültür, toplum üyelerinin ortak anlayış ve
düşüncelerine uygun standartlar içerir.
4. Kültür zamanla değişebilir.
Bununla birlikte, her bir kültür, bireylerine daha özel kimlik ve
sosyalleşme imkanı sağlayan nispeten daha küçük alt kültürleri kendi
içerisinde bulundurmaktadır. Alt kültürler, coğrafi bölgeler, ırk grupları, dinler
ve milletlerden oluşmaktadır. Alt kültürler yeterince büyüdüğü ve refah
seviyesine eriştiği zaman, işletmeler onlara özel pazarlama programları
uygulamaya başlarlar.153
151
Kotler, Armstrong, a.g.e., s.137
Đslamoğlu, a.g.e., s.161-163
153
Kotler, Marketing Management, s.183-184
152
70
Kültürün tüketiciler üzerindeki önemli etkilerinden dolayı, işletmeler,
hedef tüketicilerine daha etkili bir şekilde ulaşabilmek amacıyla farklı
kültürlerin özelliklerini incelerler ve farklı kültüre sahip tüketicilere aynı
ürünün, reklamın, promosyonun nasıl etkide bulunacağını araştırırlar.154
Farklı kültürlerdeki davranış biçimleri ve değer yargılarının incelenmesi
yanında, tüketici davranışları açısından önemli bir konu da satın alma
kararlarının incelenmesidir. Arap ülkelerinde satın alma kararlarını çoğunlukla
erkekler verir. Batı ülkelerinde ise kadın ve erkek arasındaki ilişkilerin daha
demokratik olması satın alma kararlarında da kendini gösterir. Kültürel
farklılıkların pazarlama çalışmalarındaki önemli bir etkisi de tutundurmadır.
Örneğin bazı ülkelerde erkek satış elemanlarının evleri ziyaret ederek satış
yapabilmeleri olanaksızdır.155 Đşletmeler hedefledikleri ülke pazarlarında o
ülkenin kültürel özellikleri göz önünde bulundurarak pazarlama faaliyetlerini
planlarken kültür etkisini mutlaka göz önünde bulundurmaları gerekmektedir.
Buna ilişkin bir örnek vermek gerekirse; Coca-Cola firması, Đspanya’da
piyasaya sunduğu 2 litrelik kola şişelerini barındırabilecek derecede büyük
olan buzdolabına sahip Đspanyolların sayısının çok az olduğunu keşfettikten
sonra bu ürünü pazardan çekmiştir.
Kültürün dikkate alındığı pazarlama faaliyetlerinden biri de tüketicilerle
iletişimi sağlayan reklamdır. Tüketiciler satın alma karar süreçlerinde
reklamların etkisi altında kaldıklarından, reklamdan beklenen sonuçların
alınabilmesi için de farklı tüketim kültürüne sahip hedef kitlelere aynı ülke
içinde bile olsalar farklı reklamlar sunulmaktadır. Örneğin, Amerika’da
bulunan reklam ajansları zencilere ve beyazlara aynı ürün için farklı reklam
kampanyaları
uygulamaktadır.156
Bu
bakımdan;
kültürün
pazarlama
faaliyetleri üzerinde yadsınamaz bir etkisi vardır. Küresel işletmeler, hedef
154
T. Denise Ogden,, James. R. Ogden, Hope. Jansen Schau, “Exploring the Impact of Culture and
Acculturation on Consumer Purchase Decisions: Toward a Microcultural Perspective”, Academy of
Marketing Science Rewiev, 2004, s.1
155
Odabaşı, Barış, a.g.e., s.326-327
156
David Staff, Understanding the Consumer: A Psychological Approach, MacMillan Business,
1997, s.223
71
kitlelerine ürettikleri malı satabilmek için olaylara tüketici gözüyle bakabilmeyi
ve onların değer yargılarına göre hareket etmeyi gerektirir. Coca Cola’nın
Ramazan ayında ülkemizde gösterilen televizyon reklamları buna en güzel
örneklerden birisidir. Bu Coca Cola’nın yerelleşmeye ne kadar önem
verdiğinin bir göstergesidir.
Đşletmelerin pazarlama faaliyetlerinde kullandıkları sembollere, farklı
kültürlerde farklı anlamlar yüklenmiştir. Sembollere yüklenmiş olan anlamları
anlamadaki başarısızlık ise ciddi problemleri de ortaya çıkarabilir. Örneğin,
Pepsi, soğutucu ve satış donanımlarındaki gösterişli mavi rengini açık buz
mavisi rengiyle değiştirdiği zaman Güneydoğu Asya’daki baskın pazar payını
Coca Cola’ya kaptırmıştır. Bu düşüşün nedeni ise, açık mavi rengin
Güneydoğu
Asya’nın
bazı
bölgelerinde
ölüm
ve
matem
ile
ilişkilendirilmesidir.157
3.2.1.2.
Sosyal Sınıf
Tüketicilerin tüketim kalıpları, marka değerlendirme ya da ihtiyaç
kriterleri ve satın almayı gerçekleştirme süreçleri, büyük ölçüde içinde yer
aldıkları sosyal sınıfın değer ve standartları tarafından etkilenmektedir.
Sosyal sınıf, toplumda değişik sosyal yapıdaki bu grup ve tabakaların bazı
özellikler itibariyle benzer olanlarından oluşur.158
Sosyal sınıflar, giyim-kuşam, yeme-içme, ev döşeme, eğlence-oyun
faaliyetleri ve sahip olunan otomobil gibi pek çok alanda belirli ürün ve marka
tercihlerinde farklılık gösterirler. Medya tercihlerinde de sosyal sınıf
farklılıkları göze çarpmaktadır. Örneğin, üst sınıf tüketiciler, dergi ve kitapları
tercih ederken, alt sınıftakilerin tercihi daha çok televizyon olmaktadır. TV gibi
157
Del I. Hawkins, Roger J. Best, Kenneth A. Coney, Consumer Behaviour: Building Marketing
Stratgy, Mc Graw Hill, 2004, s.58
158
Đslamoğlu, a.g.e., s.177
72
medya kategorisinde de üst sınıf daha çok haberleri tercih ederlerken, alt
sınıf dizileri ve spor programlarını tercih etmektedirler. Ayrıca tüketicilerin
lisan kullanım farklılıkları da sosyal sınıflara göre değişiklik göstermektedir.
Bu doğrultuda medyada, yazı ve konuşmalar, hedeflenen sosyal sınıfların
konuştukları dile göre uyumlaştırılmaktadır. 159
Sosyal sınıf, ne dinlendiğini, okunduğunu ve ne seyredildiğini
belirleyen önemli bir etkendir. Bu nedenle, televizyon, radyo ve gazete
alışkanlıklarının sosyal sınıflar açısından farklılıkları reklam stratejilerinde göz
önüne alınmalıdır.160 Đşletmeler de sosyal sınıfların farklılıklarını bilerek,
ürettikleri mal ve/veya hizmetlerini belirli bir sosyal sınıfa ulaşabilecek şekilde
oluşturulmalı ve pazarlama çalışmalarını buna yönelik yapmalıdır.
Hedef kitlenin tutum ve davranışlarının belirlenmesinde önemli bir
unsur olarak karşımıza çıkan sosyal sınıf kavramı, pazarlama faaliyetleri için
de çok önemli bir değişkendir. Bu nedenle pazarlama karması elemanlarının,
işletmelerin hedef kitlesindeki sosyal sınıf tabakalarına uygun olarak
bütünleştirilmesi, işletmenin başarısında önemli bir faktör olmaktadır.
3.2.2. Sosyal Faktörler
Tüketici davranışları, referans grupları, aile, rol ve statüler gibi sosyal
faktörler tarafından da etkilenmektedir. Bu sosyal faktörler tüketici tepkileri
üzerinde güçlü bir etki yapabildikleri için, işletmeler, pazarlama stratejilerini
oluştururken bu faktörleri göz önüne almak zorundadırlar.
159
160
Kotler, a.g.e, s.184
Odabaşı, Barış, a.g.e.,, s.310
73
3.2.2.1.
Referans Grubu
Referans grubu, kişinin tutumlarını, fikirlerini, değer yargılarını ve
davranışlarını doğrudan etkileyen bir insan topluluğudur. Başta aile olmak
üzere, kişinin yakın çevresi kişiyi yüz yüze ilişkilerde etkileyen yakın
arkadaşları, akrabaları, komşuları, iş arkadaşları ve diğer ilgili kişi ve
kuruluşlardır. Yakın çevrenin yüz yüze tavsiye ve öğütleri, reklamlardan daha
fazla etkili olabilmektedir. Kişinin üyesi olmadığı gruplar ve yüz yüze temasta
olmadığı kişiler ise, ünlü sinema yıldızları, ünlü sporcular vb kişilerdir. Bunlar,
değer yargıları, giyinme tarzları, hareketleri, davranış biçimleri yönünden
özellikle, çocuk ve gençler tarafından örnek alınan grup ve kişilerdir.161162
Đşletmeler, özellikle ünlü yıldızlar ve futbolcuları kullanarak reklam
yaptıklarında, yani kendi ürünlerini kullanan ünlülerin seçtiklerinde reklamları
daha etkili olabilmektedir. Pazarlama açısından referans kişi ve grupların
önemi, tüketicilerin tercih ve davranışlarını etkilemesi nedeniyle oldukça
yüksektir. Tüketicilerin bir mal hakkında bilgisi ve deneyimi yoksa bazılarını
örnek almaya daha çok eğilim gösterirler.163
Küresel işletmeler, ünlü sanatçılar ve sporcuları kendi ürün ve
markalarının reklamlarında kullanarak, genellikle tüketicilerin örnek alma ve
taklit etme olgularını harekete geçirerek, tüketici tercihi ve davranışlarını
yönlendirmede oldukça etkili olmaktadır.
Referans kişi ve gruplar kullanılarak yapılan reklamlar farklı kültürlerde
değişiklik göstermektedir. A.B.D.’de bu tür reklamlar desteklenirken, Almanya
ve Đspanya’da yasaklanmaktadır. Pepsi tarafından Japonya’da yaptırılan bir
odak grup çalışmasına göre, genç tüketicilerin, rakipleri ile dürüst ve komik
bir şekilde dalga geçen reklamları beğendiğini ortaya çıkarmıştır. Bu
161
Tek, a.g.e., s.185
Mucuk, a.g.e., s.73
163
Mucuk, a.g.e., s.73
162
74
araştırmaya dayanarak Pepsi, rap müzik şarkıcısı Hammer’ın oynadığı bir
reklam filminde pazar lideri Coca Cola içen kişiyi sınıfında alay edilen bir
öğrenciye dönüştüren bir içecek olarak tasvir etmiş ve bu reklam sayesinde
Pepsi’nin satışlarında %19’luk bir sıçrama yaşamıştır.164
3.2.2.2.
Aile
Aile; en geniş anlamı ile kan bağı ve evlilik neticesinde birlikte oturan
iki ya da daha fazla kişinin oluşturduğu toplumsal bir grup olarak
tanımlanabilir.165
Đşletmeler için ailedeki eşlerin ve çocukların satın almadaki rolleri ve
aile içinde satın alma kararını verenin kim olduğunu belirlemek oldukça
önemlidir. Bu roller ülkelere ve sosyal sınıflara göre çok çeşitlilik
göstermektedir. Bu konuda ailenin yapısı ve üyelerin rolleri, çocuk sayısı,
ailenin kırda veya kentte oturması, satın alınacak malların cinsi ve niteliği gibi
çeşitli faktörler rol oynar. Satın alma işleriyle ilgili olarak, ailede karı ve koca
arasında kendiliğinden oluşan yetki-görev dağılımı üründen ürüne olduğu
kadar, aileden aileye de büyük farklılıklar gösterir. Karmaşık bir küçük sosyal
grup olarak aile ile genelleme yapmak oldukça güçtür. Pazarlamayla ilgili her
mal ve o malın pazarları ayrı ayrı incelenmeli ve ailenin davranış özellikleri
belirlenmelidir.166
3.2.2.3.
Rol ve Statü
Kişinin aile, gruplar ve organizasyonlar içerisindeki konumu rol ve
statü kavramıyla açıklanır. Rol, kişinin yapması beklenen faaliyetler dizisidir.
164
Hawkins,. Best, Coney, a.g.e., s.50
Odabaşı, Barış,. a.g.e., s.245
166
Mucuk,a.g.e., s.74
165
75
Her bir rol, bir statü taşır. Yüksek mahkeme yargıcı, satış müdürüne göre
daha yüksek statüde iken satış müdürünün statüsü de satıcıya nispeten daha
yüksektir. Kişiler topum içerisindeki rol ve statülerini bildiren malları tercih
etmektedirler. Bu bağlamda işletmeler, mal ve markalardaki potansiyel statü
sembollerinin farkında olmak zorundadırlar.167
3.2.3. Kişisel Faktörler
Tüketicilerin
satın
alma
kararlarını
etkileyen
kişisel
faktörler
demografik ve durumsal faktörler olmak üzere iki grupta toplanabilir.
3.2.3.1.
Demografik Faktörler
Tüketicilerin içinde bulundukları yaş grupları diğer tüm davranışlarını
olduğu gibi satın alma davranışlarını da etkilemektedir. Her yaş grubuna
özgü ihtiyaçlar ve isteklerin farklık göstermesinden dolayı bu istek ve
ihtiyaçları karşılayacak mal ve/veya hizmetler de değişiklik göstermektedir.
Yaş, davranışı etkileyen önemli bir faktördür. Gençler modayı takip ederken,
yaşlı
tüketiciler
sağlık
problemlerini
ortadan
kaldıracak
ilaçlara
yönelmektedirler. Bu durum tüketilen ürünlerin yaş ile ilişkili olduğunu
göstermektedir. Yani; ürünün hayat seyrinde pek çok unsurun farklılaşması
gibi
tüketicinin
farklılaşmaktadır
168
de
hayat
seyri
aşamasında
kullanılan
ürünler
Kişinin yaşı ve yaş dönemi onun hangi tür ürün ve
hizmetlere ve hangi markalara yöneleceğinde etkili olmaktadır.169 Her yaş
grubunun satın alma davranışları birbirinden farklı olduğu için pazarlama
yöneticileri hedef pazarlarını oluştururken yaş gruplarını göz önünde
tutmalıdırlar.
167
Kotler, a.g.e., s.188-189
Kotler. a.g.e., 167
169
Mucuk, a.g.e., s.77
168
76
Kişinin ekonomik durumu da ürün ve marka seçimini etkileyen başlıca
faktörlerdendir. Ekonomik durum; tüketicinin harcanabilir gelirinin düzeyine,
istikrarlılığına, ele geçiş zamanına, tasarruflarına, likit olan ve olmayan aktif
değerlerine, kredisine ve harcama ile tasarruf arasındaki tercihlerine
bağlıdır.170
Bununla beraber, bireyin mesleği de satın alma davranışlarını
etkilemektedir. Bir işçi iş elbiselerini, iş ayakkabılarını ve iş yerinde rahatlıkla
kullanabileceği ürünleri satın almaktadır. Đşletmeler, mal ve/veya hizmetlerini
belirli meslek grupları için özel olarak mühendisler, öğretmenler, avukatlar ve
doktorlar vb. için farklı ürünler tasarımlaştıracaklardır.171
Tüketicilerin davranışlarını etkileyen faktörlerden biri de, tüketicilerin
tüketimine ve tercihlerine yön veren onun amaçladığı yaşam tarzıdır. Yaşam
tarzı, insanların nasıl yaşadıkları, zamanlarını ve para kaynaklarını nasıl
harcadıklarını ifade eden bir kavramdır. Bireyin yaşam tarzı öğrenme
sonucunda oluşur. Bireyin sosyalleşmesi ve çevresi ile etkileşimi neticesinde
kendine özgü bir yaşam tarzı gelişir. Yaşam tarzının iki temel belirleyicisi
vardır. Bunlar değerler ve kişiliktir. Değerler doğuştan kazanılmaz ve
değerlerin oluşumunda aile, okul dini kurumlar gibi toplumsal yapılar ve
bireylerin yaşamları boyunca elde ettikleri deneyimleri rol oynamaktadır.172
Yaşam tarzı, tüketici satın alma karar süreci üzerinde birçok yönden
güçlü etkilere sahiptir. Yaşam tarzı, tüketicinin ürün ihtiyacı, marka tercihleri,
medya kullanım türü, nasıl ve nereden alış veriş yaptığı gibi konular üzerinde
etkilidir.
170
Tek, a.g.e, s.204
Kotler. a.g.e., 2000, 168
172
Remzi Altunışık, ve Sima Nart, “Tüketicilerin Yaşam Tarzı Özelliklerine Göre Profillerinin
Belirlenmesi: Otomobil Sahipleri Üzerine Bir Araştırma”, 5. Ulusal Pazarlama Kongresi, Antalya,
2000, s.410
171
77
Kişilik ise, zamanın insanlara birer biyolojik ve sosyal özellikler olarak
yüklediği ve belirli bir zaman içerisinde de sürekliliğini koruyan psikolojik
davranışlardaki düşünsel, duygusal ve eylemsel farklılıkların ve ortaklıkların
hepsini belirleyen eğilim ve karakterlerin tamamına verilen bir isimdir.173
Kişilik, aynı zamanda kişinin iç ve dış çevresiyle kurduğu, onu diğer
bireylerden ayırt eden, tutarlı ve yapılaşmış bir ilişki biçimidir.
Günümüzde işletmeler belirli türdeki kişilikler üzerine reklamlar
yapmayı hedeflemektedir. Đşletmeler, güvenlik bilincine sahip, toplu halde
sosyal bir şekilde yaşayan, özgürlüğüne düşkün ve rekabetçi özelliklere sahip
pozitif değerli kişilik karakterleri üzerine odaklanmaktadır.174
3.2.3.2.
Durumsal Faktörler
Durumsal faktörler, tüketicilerin satın alma kararlarını verirken mevcut
olan şartlar veya durumların sonucudur.
Durumsal faktörler, durum, zaman ve mekanların bir sonucu olarak
tüketici satın alma karar sürecini etkiler. Durumsal faktörleri, fiziksel çevre,
sosyal çevre, zaman perspektifi, satın alma nedeni ve satın alan kişinin anlık
ruhsal durumu olarak beş gruba aymak mümkündür.175 Fiziksel çevre, karar
verme sürecinin gerçekleştiği mekan atmosferi, sesler, ışıklandırma ve
fiziksel çevredeki diğer faktörleri kapsar.
Durumsal değişkenlerin çok fazla ve birbirinden de oldukça farklı
etkilerinin olması işletmeler için güçlük yaratsa da, işletmeler hangi durumsal
etkilerin baskın olduğunu ve bu etkilerin bir satın alma durumunda nasıl
ortaya çıktığını belirlemek ihtiyacını duyarlar. Durumsal etkiler, tüketicinin
173
Eroğlu, a.g.e., s.139
Pride, Ferrell, a.g.e., s.206
175
Pride, Ferrell, a.g.e., s.200-201
174
78
marka bağımlılığı varsa ve ilgilenimi yüksek ise satın alma kararları üzerinde
daha az değiştirici olmaktadır.176
3.2.4. Psikolojik Faktörler
Tüketici satın alma davranışlarını etkileyen psikolojik faktörler,
algılama, güdü, öğrenme, tutum-inançlar ve yaşam tarzıdır.
3.2.4.1.
Algılama
Algılama, dış dünyamızdaki soyut/somut nesnelere ilişkin olarak
aldığımız duyumsal bilgi (sensible information)'dir. Algılama duyumları
yorumlama, onları anlamlı biçime getirme sürecidir. Duyum, bir uyarıcının
duyu organları tarafından alınmasıdır. Işığın parlaklığı, sesin yüksekliği gibi
deneyimleri içerir. Ancak algılama, duyum gibi sadece fizyolojik bir olay değil,
aynı zamanda psikolojik boyutludur. Algılamada daha önceki yaşantı ve
deneyimlerin etkisi büyüktür. Bu nedenle algılama son derece öznel bir
süreçtir.177
Algılama iki yönlü bir süreç olarak; hem güdüler ve tutumlar algılamayı
etkiler, hem de algılama, güdüler ve tutumları etkiler. Ayrıca bu fizyolojik
faktörlerin dışında algılama, duyum süreçleri, simgesel süreçler ve duygusal
süreçleri de kapsar. Duyum süreçleri, uyarıcıların beş duyu organı ile
algılanmasıyken, simgesel süreçler, uyarıcının tüketici belleğinde bir imaj
yaratmasıdır. Duygusal süreçler ise, uyarıcıların, hoşlanma düzeyini
belirlemesidir.178
176
Odabaşı, Barış, a.g.e., s.338
Yavuz Odabaşı, Tüketici Davranışları ve Pazarlama Stratejileri, Eskişehir, Anadolu Üniversitesi
Yayınları, 1998, s.63
178
Cemal Yükselen,Temel Pazarlama Bilgileri,Adım Yayıncılık,Ankara,1994,s.46
177
79
Tüketicinin bir mal veya hizmeti satın alabilmesi bir öğrenme sürecinin
sonucunda gerçekleşmektedir. O mal veya hizmetin satın alınabilmesi için
önce o mal veya hizmetle ilgili bilgilerin tanımlanması ve sonra hafızaya
işlenmesi gerekmektedir. bu mal veya hizmet ile ilgili bilgi, duyu ve imajların
hafızaya alınabilmesi için de tüketicinin o mal veya hizmet ile ilgili mesajların
fakına varması, onlara dikkat etmesi ve sonucunda da bu mesajları
algılaması gerekmektedir. Pazarlama karar ve stratejilerinin uygulanmasında
algılanan ile algılanması istenenler farklı olabileceği için işletmelerin algılama
sürecini çok iyi bilmeleri gerekir.179
Algılama ilgili kavramları iyi bir şekilde analiz eden işletmeler hedef
kitleye uygun mal veya hizmetlerin üretilmesini sağlayarak tüketicinin ürün
hakkında olumlu tutum ve davranış geliştirmesini sağlar ve bu açıdan başarılı
olurlar.
3.2.4.2.
Güdülenme
Güdü, kişinin tatmin etmeye çalıştığı
uyarılmış ihtiyaçları
ve
güdülenme; kişinin, çeşitli uyarıcılar aracılığıyla belirli davranışlar göstermek
üzere harekete geçmesidir. Đnsanı harekete geçiren ve hareketlerinin
yönlerini belirleyen güdüler insanların düşünceleri, umutları, inançları kısaca
arzu; ihtiyaç ve korkularıdır. Đnsanın güdülenmesi konusunda geliştirilen ve
en çok kabul gören teorilerden bir tanesi Abraham Maslow’a aittir.180
Abraham Maslow teorisinde, insanların niye belirli zamanlarda belirli
ihtiyaçların etkisi altında hareket etmelerinin sebebini araştırmıştır. Neden bir
kişi, şahsi güvenlik için oldukça zaman ve enerji harcarken, bir diğeri, zaman
ve enerjisini, diğerlerinin, kendisi hakkında iyi düşüncelere sahip olmaları için
179
Erdoğan Koç, Tüketici Davranışı ve Pazarlama Stratejileri: Global ve Yerel Yaklaşım,Ankara,
Seçkin Yayıncılık, 2007, s.65
180
Gazi Üçkun ve Evrim Çeltek, “Emniyet Mensuplarının Motivasyon Araçlarının Tespitine Yönelik
Bir Araştırma “ Kişisel Gelişimde Çağdaş Yönelimler Semp. Bildiriler Kitabı, Ankara, 2004, s.3.
80
harcamaktadır. Maslow’un cevabı, beşeri ihtiyaçlar, en çok zorlayıcısından
en az zorlayıcısına kadar hiyerarşi bir sırada düzenlenmiştir. Önem sıralarına
göre onlar, psikolojik ihtiyaçlar, güvenlik ihtiyaçları, sosyal ihtiyaçlar, saygı
duyulma ihtiyaçları ve insanların yapmayı istedikleri şeyleri gerçekleştirme
ihtiyaçlarıdır. Đnsanlar ilk olarak, kendilerinin en önemli ihtiyaçlarını gidermeye
çalışacaklardır. Bir kişi, önemli bir ihtiyacını karşıladığı zaman, o ihtiyaç artık
motive edici bir ihtiyaç olmaktan çıkacak ve o şimdi, daha sonraki en önemli
ihtiyacını karşılamaya çalışacaktır. Mesela aç bir insan (ihtiyaç 1) sanat
dünyasında (ihtiyaç 5) olup bitenlerle ne ilgilenecek, ne de diğerlerinin
kendisini nasıl gördükleriyle (ihtiyaç 3 veya 4) ilgilenecek ve hatta teneffüs
ettiği havanın temiz olup olmadığı da (ihtiyaç 2) onu ilgilendirmeyecektir.
Fakat yeterli yiyecek ve suya sahip olduğu zaman, daha sonraki en önemli
ihtiyaç kendisini hissettirecektir.181
Maslow, ihtiyaçlar hiyerarşisini şu şekilde gruplandırmıştır;
1. Fizyolojik ihtiyaçlar
2. Güvenlik ihtiyaçları
3. Ait olma ve sevgi ihtiyacı
4. Saygı ihtiyacı
5. Başarma ihtiyacı
Đşletmeler, pazarladıkları malları ve/veya hizmetleri gelecekte de
pazarlamayı sürdürmek, daha fazla satış yapabilmek veya ilave başka
ürünlerin
satışını
sağlamak
için
pazarlama
bileşenleri
stratejilerini
oluştururken, insanların herhangi bir malı veya hizmeti satın alması sırasında
harekete geçiren güdüleri göz önünde bulundurmak zorundadır. 182
181
182
Philip Kotler, Pazarlama Yönetimi, çev. Nejat Muallimoğlu, Beta Basım, Đstanbul 2000, s.172
Koç, a.g.e., s.132
81
3.2.4.3.
Öğrenme
Đnsanlar, çevre ile etkileşimleri sonucu bilgi, beceri, tutum ve değer
kazanırlar. Öğrenmenin temelini de bu yaşantılar oluşturmaktadır. Kişi,
çevresinden sürekli olarak kendisine ulaşan verileri değerlendirir ve bunun
sonucu olarak düşünsel, duyumsal veya davranışsal tepkide bulunur. Đnsanın
çevresi ile etkileşimi, onda düşünsel, duyumsal veya davranışsal değişime
yol açıyorsa öğrenmeden söz edilebilir. Bu nedenle öğrenme, kişide oluşan
kalıcı değişimler olarak tanımlanmaktadır.183
Đnsan davranışlarını yönlendirmede, öğrenme sürecinin büyük bir yeri
ve önemi vardır. Yaşam ile ilgili birçok şey öğrenildiği gibi, tüketim ve tüketim
ile ilgili davranışlar da öğrenilir. Hangi markaların seçileceğine ve alınan
ürünleri nasıl tüketime hazır duruma getirileceğine öğrenme sonucunda karar
verilir.
Đnsan, ihtiyaçlarını gidermede, sorunlarını çözmede, kendi varlığına
ilişkin algılar ve kavramlar oluşturmada öğrendiklerinden ve tecrübelerinden
yararlanmaktadır. Genel olarak ihtiyaç ve isteklerini, özel olarak içgüdüsel
ihtiyaçlarını insan yine öğrenme yoluyla belirlemektedir.184
Pazarlama ve tüketici davranışı açısından öğrenme, pazarlama
iletişimi aracılığıyla hedef kitlenin, öğrendikleri sonucunda davranışlarını
değiştirmesi ve reklamı yapılan ürünü satın alması anlamına gelmektedir.
183
Müge Elden, “Hedef Kitle Davranışlarını Etkileyen Psikolojik Bir Faktör Olarak Öğrenme:
Öğrenme ve Reklam Đlişkisi “, Gazi Üniversitesi Đletişim Kuram ve Araştırma Dergisi, Sayı:18,
2003, s.2
184
Đlhan Cemalcılar, Pazarlama Kavramlar Kararlar, Beta Yayınları, Đstanbul, 1999, s.68
82
3.2.4.4.
Tutum ve Đnançlar
Birey karmaşık bir ortamda kendisi için sınırlı denebilecek bazı kişi,
kurum veya nesnelerle karşı karşıyadır. Karşılaştığı bu uyarıcılardan
etkilenmekte, onlardan bazı bilgiler almakta ve onlara karşı bir inanç veya
düşünce sistemi geliştirmektedir. Sözü edilen inanç ve düşünce sisteminin
sonucu olarak da söz konusu olan nesneye karşı özel bir davranış
sergilemektedir. Kişi çevresinde bulunan ve kendisini sürekli uyaran diğer
kişiler veya olgulardan aldığı uyarıları derlemekte, düzenlemekte ve zihinsel
sisteminde saklamaktadır. Tekrar aynı kişi veya olgularla karşılaşıldığında
kullanılacak bu düzenlenip saklanmış düşünce demeti bireyin sözü edilen
uyaranlara karşı tutumudur.185
Çevremizdeki nesnelere, kişilere ve olaylara yönelik düşüncelerimizi,
duygularımızı ve eylemlerimizi içeren tutumlar, davranışların gelişindeki
yönlendirici güçlerdir. Tutumun incelenmesiyle davranışların ön kestirimi
olanağı doğmaktadır. Diğer yandan da tutum değişimi sürecinin koşullarının
saptanmasıyla insan davranışları, tutumları kontrol edilerek denetim altına
alınabilmektedir.186
Đnanç bir kişinin herhangi bir şey hakkındaki tanımlayıcı düşüncesidir.
Đnançlar, bilgi, kanaat veya itikat üzerine kurulabilir. Đnançlar, ürün ve marka
imajlarını yaratır ve insanlar da ürünlerin ve markaların imajlarına göre
hareket ederler. Eğer bazı inançlar yanlışsa ve satın almayı engelliyorsa,
işletmeler bu inançları düzeltmek için faaliyetlere başlaması gerekecektir.187
Reklam, tüketicilerin satın alma karar süreçlerini yönlendirirken,
tüketicilerin ürün ve markalar hakkında tutum belirlemelerine yol açmaktadır.
Örneğin; X marka bir ürünü daha önce kullandığını ve beğendiğini söyleyen
185
Đlhan Erdoğan, Đşletmelerde Davranış, Đstanbul Beta Yayınları, , 1997, s.361.
Metin Đnceoğlu, Güdüleme Yöntemleri, Ankara, A.Ü.Basın Yayın YO Yayınları, 1985, s.8
187
Kotler, Pazarlama Yönetimi, s.174
186
83
bir tüketicinin tutumu pozitif olarak değerlendirilmekte, tutumu belirleyen
faktörler
tespit
edilerek
şekillendirilmekte
ve
reklam
çalışmalarında
kullanılabilmektedir. Tüketicilerin satın alma karar sürecinde ürün ve marka
tercihine ilişkin tutumlarının belirlenmesinde reklam, tüketicilerde yeni bir
tutum oluşturarak geliştirmeyi, belirli bir ürün ve markaya olan tutumların
şiddetini arttırmayı ve belirli bir ürün veya markaya ilişkin var olan tutumların
yönünü değiştirmeyi hedeflemektedir.188
Tüketicilerin, ürünlere olan tutumları, işletmeler için büyük önem
taşımaktadır. Eğer genel olarak, bir işletmenin kendisi veya ürünleri
hakkında, tüketicilerin zihninde olumsuz tutumlar yerleşmiş ise, işletmenin
pazarda uzun süre var olması zorlaşacaktır.
3.3.
TÜKETĐCĐ SATIN ALMA KARAR SÜRECĐ
Đşletmeler, tüketiciler üzerindeki farklı etkileri bilmek ve tüketicilerin
gerçekte satın alma kararlarını nasıl verdiklerini anlamak zorundadır. Açık bir
şekilde, işletmeler, satın alma kararını kimin verdiğini, satın alma karar
türlerini ve satın alma sürecindeki adımları tanımalıdır. Bu bakımdan tüketici
satın alma karar sürecinde satın alma rolleri ve satın alma davranışlarından
bahsetmek mümkündür.
3.3.1. Satın Alma Rolleri
Birçok ürün için satın alan kişiyi saptamak mümkündür. A.B.D.’de
erkekler genellikle tıraş takımlarını ve kadınlar da makyaj malzemelerini
kendileri satın almaktadır. Ancak bu kapsamda işletmeler, hedef kararlarını
verirken, satın alma rolleri değişkenlik gösterdiği için çok dikkatli olmak
188
F. Belma Güneri, “Reklam Aracılığıyla Tüketici Zihnine Girilmesi”, Pazarlama Dünyası. Yıl:12,
Sayı:69, s.43-44.
84
zorundadırlar. Satın alma kararlarında kişilerin beş farklı rol sergiledikleri
söylenebilir. Bu roller;189
1. Başlatan: Bir mal ve/veya hizmetin alınma fikrini ilk öneren kişidir.
2. Etkileyen: Tavsiyesi veya görüşü satın alma kararını etkileyen kişidir.
3. Karar Veren: Satın alma kararının her bir bileşenine, satın alınıp
alınmayacağı, ne, nerede veya nasıl alınacağına karar veren kişidir.
4. Satın Alan: Gerçek satın almayı yapan kişidir.
5. Kullanan: Mal veya hizmeti kullanan veya tüketen kişidir.
3.3.2. Satın Alma Davranışları
Tüketicilerin satın alma karar tipleri çok farklı olmasına rağmen, bunları genel
itibariyle üç ana grupta toplamak mümkündür.190
•
Rutin Satın Alma: Çok sık satın alınan ve kolay bulunabilen az bir
araştırma ve değerlendirme çabası gerektiren ve kolay karar verilen satın
alma davranışıdır. Yeniden öğrenme ihtiyacının olmadığı veya çok az olduğu
tüketicilerin ürünler, markalar vb. özellikleri hakkında bilgi sahibi olduğu
durumdur. Tüketicilerin alışkanlıkları ile gerçekleştirdikleri satın almalardır.191
•
Sınırlı Satın Alma: Daha az sıklıkla satın alınan ve tüketicinin
markalar hakkında biraz tecrübeli olduğu satın alma davranış türüdür. Daha
önce alınan ürünün, markanın satın alınma olasılığı yüksek olmakla birlikte
sınırlı da olsa diğer ürünler, markalar değerlendirilerek satın alma davranışı
gerçekleştirilir.
189
Kotler, a.g.e., s.200
Mucuk,a.g.e., s.78
191
Kotler, Armstrong, a.g.e., s.185
190
85
•
Yoğun Karar Verme: Yoğun karar verme; tüketicinin hakkında çok az
bilgiye sahip olduğu önemli ve fiyatı yüksek bir malın satın alınmasına karar
verme durumudur. Tüketicinin ne ürün ne de marka konusunda bilgisi yok
veya çok azdır. Böyle bir durumda alıcı bilgiye karşı çok duyarlıdır ve iyice
araştırır. Alıcı zamanının büyük bir kısmını bilgi toplama ve malı satın almak
için karar verirken harcar. Daha önce hiç veya çok az satın alma tecrübesi
olduğu için belirli markalara bağlılık durumu gelişmemiştir.192 Yoğun problem
çözme durumunda karar verme süreci detaylı ve kapsamlı olup doğru
seçimin yapılabilmesi için pek çok alternatif değerlendirilmekte ve çeşitli bilgi
kaynakları geniş ölçüde göz önünde bulundurulmaktadır.
3.3.3. Satın Alma Karar Sürecinin Aşamaları
Satın alma kararı beş aşamada gerçekleşen bir karar süreci olup,
tüketicilerin satın alma esnasında bu süreçten geçtikleri varsayılmaktadır.
Sürecin her aşamasında birey kararlar vermek ve değerlendirmeler yapmak
durumundadır. 193 Dolayısıyla satın alma sürecinin her aşamasında tüketici
doğru ve rasyonel kararlar verebilmek için bilgi kullanmak zorundadır.
Bu aşamalar, tüketici davranışını etkileyen sosyal, psikolojik ve kişisel
faktörlerle birlikte düşünülmelidir. Burada karar alma, alımdan çok önce
başlar ve alım sonrasını etkiler. Bu şekliyle karar süreci, pazarlamacının
satışının kendisine değil, asıl alım karar sürecine ağırlık vermesi gerektiğini
de vurgular.194
192
Mucuk,a.g.e. s.78
Altunışık, Özdemir, Torlak; a.g.e., .s.70
194
Mucuk,a.g.e. s.78
193
86
3.3.3.1.
Đhtiyacın Ortaya Çıkması
Satın alma süreci, tüketicinin herhangi bir ihtiyaç olduğunun farkına
varmasıyla başlar. Bu farkına varma içsel olarak oluşturulabileceği gibi, dış
etmenler tarafından gelebilir ya da işletmelerin tutundurma faaliyetleri
neticesinde ortaya çıkabilir. Genel bir kural olarak, işletmeler içsel süreçlere
herhangi bir müdahalede bulunamaz yalnızca bu süreçlerin neler olduğunun
farkına varırlar. Diğer bir yandan, işletmelerin dışsal çevresel faktörlerin
üzerinde büyük bir etkileri vardır. Bu etki işletmelerin maksatlarının en uygun
yönde faktörlerin tanınması ve yönetilmesi şeklinde olmaktadır.195
Problemin tanımlanması oldukça hızlı veya epeyce yavaş olabilir.
Bazen kişi herhangi bir ihtiyacı olduğunun farkında olmayabilir. Đşletmeler,
satış personeli, reklam ve ambalajlama kullanarak, kişinin ihtiyaçlarının
farkına varmasına yardımcı olurlar.196 Bu aşamada, işletmeler açısından
hangi tür ihtiyaçların ortaya çıktığını, bu ihtiyaçlara hangi etkenlerin neden
olduğunu, ihtiyaçların tüketiciyi nasıl belirli bir ürüne yönlendirdiğini
anlayabilmek amacıyla tüketicilerin incelenmesi gerekliliği ortaya çıkmaktadır.
3.3.3.2.
Alternatiflerin Belirlenmesi
Satın alma sürecinin ikinci
aşaması
ise ihtiyaç
karşılayacak
alternatiflerin belirlenmesi ve alternatifler hakkında bilgi toplanmasıdır. Bu
aşamada pazarda mevcut ürünler ve markalar hakkında bilgi toplanır. Bu
amaçla dış bilgi kaynakları araştırılır ve bazen de pazarda hangi
alternatiflerin olduğu konusunda bilgi toplama işlemi yapılır. Aslında bu
aşamada tüketici kendi bilgi dağarcığını sorgular, reklamlar, eş-dostla
195
Czinkota, Kotabe, a.g.e., s.88
196 Pride, Ferrell, a.g.e., s.197
87
görüşme ve diğer tüketicileri gözlemleme gibi yollardan bilgi toplanır.197 Bu
aşamadaki amaç, tüketicinin ihtiyacını tatmin edecek düzeydeki alternatif
ürünleri belirlemek ve onları değerlendirebilecek kadar bilgi sahibi olmaktır.
Tekrarlama, reklamcılar tarafından tüketicinin bilgiyi öğrenme düzeyini
arttıran iyi bir teknik olarak bilinir. Đlk kez bir reklam mesajı duyulduğu veya
görüldüğünde, alıcı mesajın tüm önemli ayrıntılarını kavramayabilir ancak
mesaj tekrarlandıkça daha fazlasını öğrenir. Bununla birlikte, reklamlar ilk
başta etkili olsalar da, tekrarlar neticede mesajın etkisini kaybetmesine sebep
olabilir. Bunun anlamı ise tekrar neticesinde mesajın, tüketicilerin dikkatini
daha
az
çekmesi
ve
ilk
başta
olandan
daha
düşük
bir
şekilde
karşılanmasıdır.198
3.3.3.3.
Alternatiflerin Değerlendirilmesi
Seçeneklerin
belirlenmesi
ve
bunlar
hakkında
bilgilerin
elde
edilmesinden sonra her birinin değerlendirilmesi yapılır. Seçilecek olan
seçeneğin riskinin en az olmasına özellikle dikkat edilir. Seçeneklerin
değerlendirilmesi konusunda en önemli unsur, seçim kıstaslarının ne
olacağıdır. Hangi seçim kıstaslarının uygulanacağı tüketicilere ve duruma
bağlı olarak değişir.
Pazarlama yönetiminin, tüketicilerin değerlendirme kriterlerini ve
biçimini etkilemede iki önemli stratejisi vardır. Bunlardan birincisi, tüketici
tarafından önemli olduğu belirlenen kıstaslara uyabilecek biçimde üründe
değişiklikler yapılmasıdır. Đkinci strateji ise tüketicilerin kullandıkları kıstasları
etkilemek ve değiştirmektir. Böyle bir stratejinin başarılı olabilmesi için
tüketicinin mutlaka bilgilendirilmesi ve eğitilmesi gereklidir. Bilgilendirici
197 Remzi Altunışık, Levent Çallı, “Plansız Alışveriş (Impulse Buyıng) Ve Hazcı Tüketim
Davranışları Üzerine Bir Araştırma: Satınalma Karar Sürecinde Bilgi Kullanımı”, 3. Ulusal Bilgi,
Ekonomi ve Yönetim Kongresi, Eskişehir, 2004, s.233
198 Pride, Ferrell, a.g.e.,s.198
88
reklamlar ve satış elemanlarının etkin bir biçimde kullanılması ile arzulanan
sonuç elde edilebilir.199
3.3.3.4.
Satın Alma Kararı
Bu aşamada, tüketicinin kararı yer alır. Seçim, önceki aşamalardan
geriye kalan markalar arasında yapılır. Tüketici için seçim, ihtiyaçları en iyi
şekilde karşılayacak marka olması nedeniyle rasyoneldir. Bilgi eksikliği veya
pazarın
şeffaf
olmaması
nedeniyle
verilecek
pazarlamacı açısından irrasyonel olacaktır.
kararlar,
en
azından
200
Bu aşama sırasında, alıcılar ürünü hangi satıcından alacağının
seçimini yapar. Satıcının tercih edilmesi nihai ürün tercihini ve bu da satışın
koşullarını etkiler. Fiyat, taşıma, garanti, bakım anlaşmaları, yükleme ve kredi
anlaşmaları gibi konular da belirlenir. Son olarak, eğer müşteri satın alma
karar sürecini bitirme kararı vermemişse, gerçek satın alma bu aşamada
gerçekleşir.201 Bu aşamada tüketici nihai kararını vermiş ve satın alma
işlemini gerçekleştirmiş olur.
3.3.3.5.
Satın Alma Sonrası
Satın alma karar sürecinin son aşamasında tüketici, kararının etkilerini
ve sonuçlarını değerlendirir ve bunlara yönelik davranışlarda bulunur.
Tüketicinin mal ve/veya hizmeti kullanmaktaki öncelikli nedeni bir ihtiyacını
tatmin etmektir. Eğer mal ve/veya hizmet ihtiyacı tatmin etmiyorsa olumsuz
199 Odabaşı, Barış,. a.g.e..,s.365-372
200 Czinkota, Kotabe, a.g.e., s.89
201 Pride, Ferrell, a.g.e.,s.199
89
bir değerlendirme ortaya çıkacaktır. Bu nedenle ürünün kullanımında nasıl bir
performans gösterdiğinin bilinmesi önem taşımaktadır.202
Tüketicinin alım sonrası ortaya çıkan değerlendirmeleri, duygu ve
düşünceleri, alıcının başkalarına ne söyleyeceği ve alışkanlığa dönüşen
tekrar alımları yapıp yapmayacağı pazarlama açısından çok önemlidir. Ancak
alışkanlığa dönüşen satın almalar dışında seçilen malın olumsuz yanları,
seçilmeyen malların üstünlükleri tüketici üzerinde bir kaygı, yanlış seçim
endişesi ve uyumsuzluk yaratmaktadır. Đşletmeler, tutundurma çalışmaları ve
satış sonrası hizmetlerle, satmış olduğu mallara yönelik olarak tüketicilerde
oluşacak kaygı ve olumsuz duyguları ortadan kaldırmaya ve ya en aza
indirmeye çalışır.203
202
203
Odabaşı, Barış,. a.g.e., s.387-388
Mucuk, a.g.e., s.79
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
ÜNĐVERSĐTE ÖĞRENCĐLERĐNĐN COCA COLA VE PEPSĐ TERCĐHLERĐ
ÜZERĐNE BĐR ARAŞTIRMA
4.1.
ARAŞTIRMANIN KONUSU VE AMACI
Küreselleşme sürecine paralel olarak, bilgi teknolojilerindeki ilerlemeler
ile
birlikte
tüketicilere
çok
sayıda
mal
ve/veya
hizmet
alternatifi
sunulmaktadır. Đşletmeler, küresel pazarlardaki rekabet ortamında kendi mal
ve/veya hizmetlerine ilişkin mesajları tüketicilere doğru ve etkili bir biçimde
iletmek durumundadırlar. Bu amaçla işletmeler, hedef tüketicilerine ilişkin
kültürel, sosyal, kişisel ve psikolojik değişkenleri iyi tespit etmeli ve
tutundurma karması faaliyetlerini uygularken bu değişkenleri göz önüne
almalıdır.
Bu araştırmanın amacı, Ankara’daki üniversite öğrencilerinin kolalı
içecek sektöründe faaliyet gösteren iki küresel firma Coca Cola ve Pepsi
tercihinde etkili olan faktörlerin belirlenmesi ve Coca Cola ve Pepsi tarafından
uygulanan tutundurma faaliyetlerinin üniversite öğrencilerinin satın alma
kararları üzerindeki etkilerinin tespit edilmesidir.
4.2.
ARAŞTIRMANIN KISITLARI
Araştırma
öğrencileri
dahil
kapsamına
edilmiştir.
yalnızca
Ancak
Ankara’da
araştırmada
bulunan
üniversite
kullanılacak
yığının
Ankara’daki tüm üniversite öğrencilerini kapsamasından dolayı doğan
91
maliyet, harcanacak zaman ve tüm öğrencilere ulaşmada yaşanan
zorluklardan nedeniyle, Ankara’da bulunan üniversitelerden biri devlet ve biri
özel üniversite olmak üzere iki üniversite öğrencilerine uygulama yapılmıştır.
Bu araştırmanın Ankara ilindeki devlet üniversitelerinden Gazi
Üniversitesi Đ.Đ.B.F. ve özel üniversitelerden Bilkent Üniversitesi Đ.Đ.B.F.
öğrencileri üzerinde uygulanmasının başlıca nedenleri; öncelikle öğrencilerin
farklı üniversitelerden olmaları nedeniyle farklı sosyal, kişisel ve psikolojik
faktörler tarafından etkilendikleri dolayısıyla farklı satın alma davranışları
gösterdikleri düşünülmüştür. Ayrıca kolalı içeceklerin tüketiminin genç nüfus
özellikle üniversite öğrencileri arasında yaygın olduğu bilinmektedir. Bu
nedenle, araştırmanın tüm üniversite öğrencilerine genellenmesi ve farklı
yapıdaki tüketici gruplarını temsil etmesi güçleşmektedir.
Bu çalışmada sadece Coca Cola ve Pepsi tercih ettiğini belirten
öğrencilere ait veriler değerlendirilmiştir. Bu nedenle, örneğe çekilen
öğrenciler kolalı içecek pazarının tümüne ilişkin yapılacak çalışma sonuçları
ile örtüşmeyebilir.
Ayrıca, araştırma kapsamına Coca Cola ve Pepsi firmalarının hem
firma hem de marka isimlerini taşıyan temel ürünler dahil edilmiştir. Coca
Cola ve Pepsi firmalarının üretim ve pazarlama ağında sunulan diğer
içecekler araştırmanın dışında bırakılmıştır.
4.3.
ARAŞTIRMANIN MODELĐ
Araştırma farklı iki üniversitedeki öğrencilerin satın alma kararlarında
etkili olan faktörlerin tespiti ve işletmelerin uyguladıkları tutundurma
faaliyetlerinin etkilerinin incelendiği betimleyici bir çalışma niteliğindedir.
92
4.4.
ARAŞTIRMANIN ÖRNEK ÇAPININ BELĐRLENMESĐ
Araştırma evrenini, 2008–2009 öğretim yılında Gazi ve Bilkent
Üniversitelerinin Đktisadi ve Đdari Bilimler Fakültelerinde öğrenim gören
öğrenciler oluşturmaktadır. Gazi Üniversitesi Đ.Đ.B.F.’de 2008–2009 öğretim
yılı itibariyle öğrenim gören öğrenci sayısının 6.633 ve Bilkent Đ.Đ.B.F.’de ise
2.169 öğrenci olduğu üniversitelerin öğrenci işlerinden temin edilmiştir. Bu
durumda araştırmanın evreni 8.802 öğrenciden oluşmaktadır. Araştırmada
rasgele örnekleme yöntemlerinden biri olan basit rasgele örnekleme
kullanılmıştır.
Yapılan istatistiksel hesaplamalar neticesinde; %95 güvenilirlik ve %5
duyarlılık için ana kitleyi temsil edecek örneklem büyüklüğü 383 olarak
hesaplanmıştır. Örneklem büyüklüğü, üniversitelerin iktisadi ve idari bilimler
fakültesinde okuyan öğrenci büyüklüklerine göre ağırlıklı olarak paylaştırılmış
ve bu sonuçlar ışığında Gazi Üniversitesi Đ.Đ.B.F.’den 292, Bilkent Đ.Đ.B.F.’den
91 öğrenci örneğe seçilmiştir.
4.5.
ANKET FORMU
Anket formu dört bölümden oluşmaktadır. Đlk bölümde, katılımcıların
kolalı içecek tercihleri ile ilgili sorular, ikinci bölümde katılımcıların kolalı
ürünleri satın alırken etkilendikleri faktörler, üçüncü bölümde ise katılımcıların
tutundurma faaliyetlerinin araçlarından etkilenme düzeylerine ilişkin sorular
sorulmuştur. Đkinci ve üçüncü bölümde, yanıtlayıcıların ifadeleri, “1. Hiç
Etkilemez - 5. Kesinlikle Çok Etkiler” e kadar sıralanan 5’li Likert tipi ölçekle
değerlendirilmiştir. Anket formunun son bölümünde, katılımcıların sosyodemografik özelliklerine ilişkin sorular yer almaktadır.
Araştırmada kullanılan anket formu 30 sorudan oluşmaktadır. Anket
formunda yer alan soruların katılımcılar tarafından anlaşılıp anlaşılmadığını
93
belirlemek amacıyla 15–18 Mart 2009 tarihleri arasında 15 kişi ile bir pilot
çalışma yapılmış ve bu çalışma sonucu anlaşılamayan ifadeler gözden
geçirilip düzeltilmiştir. Anketler 16 Nisan –10 Mayıs 2009 tarihleri arasında
Gazi ve Bilkent Üniversiteleri’nde öğrenim gören öğrencilere uygulanmıştır.
Tüm katılımcılara anket öncesi araştırmanın amacıyla ilgili kısa bir bilgi
verilmiştir. Yapılan anketlerin bir kısmı cevaplama hataları nedeniyle
değerlendirilmeye alınmamıştır.
4.6.
VERĐLERĐN ĐŞLENMESĐ
Analizler SPSS 16.0 programı ile yapılmıştır. Analizlerde sayı ve
yüzde dağılımı ile çapraz tablolar (cross-tabulation) gibi betimsel istatistik
teknikleri ve bununla birlikte Chi-kare analizi, Diskriminant analizi ve MannWhitney U testi kullanılmıştır.
Bazı çapraz tabloları oluşturan değişkenler arasındaki ilişkilere ise
Cramers’ V tekniği ile bakılmıştır. Bu tür büyük örnekleme sahip
araştırmalarda kullanılan çıkarsama istatistikleri hemen hemen her durumda
anlamlı bir ilişkinin varlığına işaret ederler. Ancak, bir ilişkinin istatistiksel
olarak anlamlı olması, ilişkinin gücünü göstermez. Cramers’ V, kategori
sayısı 2’den fazla olan nominal değişkenler arasındaki ilişkinin düzeyini
gösterir. Cramers’ V tekniğinin alabileceği değerler 0.00 ile 1.00 arasında
değişmektedir.
Araştırmada, satın alma davranışlarına etki eden faktörler ve
tutundurma etkinliklerine ilişkin ifadelerin güvenilirlik katsayıları hesaplanmış
ve söz konusu değişkenler için α katsayısı 0,894 olarak belirlenmiştir. Buna
göre, değişkenlerin yüksek derecede güvenilir olduğunu ifade etmek
mümkündür.
94
4.7.
ARAŞTIRMANIN BULGULARI
Uygulanan anketler neticesinde öğrencilere ilişkin demografik veriler
Tablo 4’te verilmektedir.
Tablo 4: Ankete Katılan Öğrencilere Đlişkin Sosyo-Demografik ve Ekonomik
Özellikleri
SAYI
%
Gazi Üniversitesi
292
76,2
Bilkent Üniversitesi
91
23,8
18-20 arası
117
30,5
21-23 arası
220
57,4
24 ve yukarı
46
12
Erkek
194
50,7
Kadın
189
49,3
100 TL ve altı
20
5,2
101-250 TL
113
29,5
251-500 TL
155
40,5
501-750 TL
47
12,3
751 TL ve üstü
48
12,5
Coca Cola
265
69,2
Pepsi
118
30,8
1-4 bardak/kutu
292
76,2
5-8 bardak/kutu
54
14,1
9 bardak/kutu ve üzeri
37
9,7
383
100
ÜNĐVERSĐTE
YAŞ
CĐNSĐYET
HARCAMA DÜZEYĐ
KOLA TERCĐHĐ
KOLA TÜKETME SIKLIĞI
TOPLAM
95
Araştırmaya katılan Öğrencilerin okudukları üniversiteler göz önüne
alındığında;
%76,2’si
Gazi
Üniversitesinde,
%23,8’i
ise
Bilkent
Üniversitesinde okumaktadır.
Araştırmaya katılan öğrenciler yaş gruplarına göre incelendiklerinde,
%30,5’i 18-20 yaş arasında iken araştırmaya katılanların %57,4’ü 21-23 yaş
ve %12’si de 24 ve yukarı yaş grubunda bulunmaktadır.
Öğrencilerin
aylık
ortalama
harcama
miktarları
incelendiğinde,
%5,2’sinin 100 TL ve daha düşük, %29,5’inin 101-250 TL, %40,5’inin 251500 TL, %12,3’ünün 501-750 TL ve %12,5’inin de 751 TL ve üzeri olduğu
gözlenmiştir.
Araştırmaya katılan öğrencilerin %69,2’si Coca Cola tercih ederken,
%30,8’i ise Pepsi tercih ettiğini ifade etmiştir. Bununla beraber haftalık kolalı
içecek tüketme sıklıkları incelendiğinde; haftalık 1-4 bardak/kutu arası
tüketiyorum
diyen
öğrencilerin
oranı
%76,2,
5-8
bardak/kutu
arası
tüketiyorum diyen öğrencilerin oranı %14,1 ve 9 bardak/kutu ve üzeri arası
tüketiyorum diyen öğrencilerin oranı ise %9,7 olarak tespit edilmiştir.
4.7.1. Öğrencilerin Sosyo-Demografik ve Ekonomik Özellikleri Đle Marka
Tercihleri Arasındaki Đlişki
Birçok
araştırmada
sınıflama
düzeyinde
ölçülen
iki
değişken
arasındaki ilişki olup olmadığının ortaya çıkartılması istenir. Chi-kare dağılımı
bu amaçla oldukça yaygın olarak kullanılan bir dağılımdır. Çoğu araştırmada
çeşitli kategorilere giren deneklerin, nesnelerin veya cevapların sayısı ile
ilgilenilir. Meselâ, bir grup insan belli bir anketin sorularına verdikleri
cevaplara göre sınıflandırılabilirler. Araştırmacı belli bir cevabın diğerlerine
kıyasla daha sık ortaya çıkıp çıkmayacağını belirlemek isteyebilir. Bir
araştırmacı, hastaların tedavi şekli ile tedavi sonrası durumları arasında bir
ilişki olup olmadığını bilmek isteyebilir. Burada chi-karenin uygulanabilmesi
96
için değişkenlerin ikisinin de sınıflama ya da birinin sınıflama, diğerinin
sıralama düzeyinde ölçülmüş olması gerekir. Bağımsızlık için chi-kare testi,
gözlenen çokluklar ile H0 hipotezi doğru iken hesaplanan beklenen çoklukları
karşılaştırır. Bağımsızlık için chi-kare testinde hipotezler aşağıdaki gibidir.
H1.0 : Öğrencilerin sosyo-demografik ve ekonomik özellikleri ile Coca
•
Cola ve Pepsi tercihi arasında anlamlı bir ilişki yoktur.
H1.1 : Öğrencilerin sosyo-demografik ve ekonomik özellikleri ile Coca
•
Cola ve Pepsi tercihi arasında anlamlı bir ilişki vardır.
Bu açıdan; marka tercihinde etkili olan sosyo-demografik ve ekonomik
değişkenleri saptamak amacıyla her bir değişken ile marka tercihi arasında
chi-kare testi uygulanmıştır.
Tablo 5: Öğrencilerin Cinsiyeti Đle Marka Tercihi Arasındaki Đlişki (%)
Coca Cola
Pepsi
Erkek
66,5
33,5
Kadın
72,0
28,0
TOPLAM
69,2
30,8
Chi-kare değeri= 1,34; p = 0,247, p>0.05
•
H0 : Öğrencilerin cinsiyetleri ile Coca Cola ve Pepsi tercihi arasında
anlamlı bir ilişki yoktur.
•
H1 : Öğrencilerin cinsiyetleri ile Coca Cola ve Pepsi tercihi arasında
anlamlı bir ilişki vardır.
Araştırmaya katılan erkek öğrenciler arasında Coca Cola tercih
ediyorum diyenlerin oranı %66,5 iken Pepsi tercih edenlerde bu oran %33,5
olarak gözlenmiştir. Kadınlarda ise bu oran Coca Cola tercih ediyorum
diyenlerde %72 iken Pepsi tercih edenlerde %28 olmuştur. Yapılan chi-kare
testi sonucunda %95 güvenilirlikle örnek birimleri için cinsiyet ile Coca Cola
97
ve Pepsi tercihi arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir ilişki bulunamamış ve
H0 hipotezi red edilememiştir.
Tablo 6: Öğrencilerin okudukları üniversite ile marka tercihi arasındaki
ilişki (%)
Coca Cola
Pepsi
Gazi Üniversitesi
67,8
32,2
Bilkent Üniversitesi
73,6
26,4
69,2
30,8
TOPLAM
Chi-kare değeri= 1,1; p =0 294, p>0,05
•
H0 : Öğrencilerin okudukları üniversiteler ile Coca Cola ve Pepsi
tercihi arasında anlamlı bir ilişki yoktur.
•
H1 : Öğrencilerin okudukları üniversiteler ile Coca Cola ve Pepsi
tercihi arasında anlamlı bir ilişki vardır.
Araştırmaya katılan öğrencilerden Bilkent Üniversitesi öğrencilerinden
%73,6’sı Coca Cola tercih ederken; Pepsi tercih edenlerde bu oran %26,4
olarak gözlenmiştir. Gazi Üniversitesi öğrencilerinden Coca Cola tercih
edenlerin
oranı %67,8 iken Pepsi tercih edenler %32,2 olmuştur.
Üniversitenin marka tercihine yönelik yapılan chi-kare testi sonucunda %95
güvenilirlikle cinsiyet ile Coca Cola ve Pepsi tercih edenler arasında
istatistiksel açıdan anlamlı bir ilişki bulunamamış ve H0 hipotezi red
edilememiştir.
Tablo 7: Öğrencilerin yaş grupları ile marka tercihi arasındaki ilişki (%)
Coca Cola
Pepsi
18-20 arası
73,5
26,5
21-23 arası
67,7
32,3
24 ve yukarı
65,2
34,8
69,2
30,8
TOPLAM
Chi-kare değeri= 1,58; p = 0,453, p>0,05
98
•
H0 : Öğrencilerin yaş grupları ile Coca Cola ve Pepsi tercihi
arasında anlamlı bir ilişki yoktur.
•
H1 : Öğrencilerin yaş grupları ile Coca Cola ve Pepsi tercihi
arasında anlamlı bir ilişki vardır
Örneğe çekilen öğrencilerden 18-20 yaş grubundakiler arasında Coca
Cola tercih ediyorum diyenlerin oranı %73,5 iken Pepsi tercih edenlerin oranı
%26,5 olarak gözlenmiştir. 21-23 yaş grubunda Coca Cola tercih edenlerin
oranı %67,7, Pepsi içenlerin oranı ise %32,3; aynı şekilde 24 ve yukarı yaş
grubunda da bu oranlar sırasıyla %65,2 ye karşılık %34,8 olarak
gözlenmiştir. Yaş arttıkça Pepsi kullananların oranının arttığı dikkat
çekmektedir. Yaşın marka tercihine etkisini test etmek amacıyla yapılan chikare testi sonucunda %95 güvenilirlikle yaş ile Coca Cola ve Pepsi tercihi
arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir ilişki bulunamamış ve H0 hipotezi red
edilememiştir.
Tablo 8: Öğrencilerin aylık ortalama harcama düzeyleri ile marka tercihi
arasındaki ilişki (%)
Coca Cola
Pepsi
100 TL ve altı
80,0
20,0
101-250 TL
59,3
40,7
251-500 TL
69,0
31,0
501-750 TL
83,0
17,0
751 TL ve üstü
75,0
25,0
69,2
30,8
TOPLAM
Chi-kare değeri= 11,24; p = 0,024, p<0,05; Cramers’ V = 0,171
•
H0 : Öğrencilerin harcama düzeyleri ile Coca Cola ve Pepsi tercihi
arasında anlamlı bir ilişki yoktur
•
H1 : Öğrencilerin harcama düzeyleri ile Coca Cola ve Pepsi tercihi
arasında anlamlı bir ilişki vardır
99
Araştırmaya katılan öğrenciler arasında aylık ortalama 100 TL ve
altında harcama yapanlardan %80‘inin Coca Cola, %20’sinin de Pepsi tercih
ettiği gözlenmiştir. 101-250 TL harcama yapanların %59,3’ü Coca Cola
%40,7’si de Pepsi tercih ederken, 251-500 TL düzeyinde bu oranlar Coca
Cola için %69 Pepsi için de %31 olarak gözlenmiştir. 501-750 TL düzeyinde
in oranında ciddi bir yükselme gözlenmiştir. Coca Cola tercih edenlerin oranı
%83 iken Pepsi tercih edenlerde bu oran %17 olarak gözlenmiştir. 751 TL ve
üstü harcama düzeyinde ise Coca Cola ve Pepsi tercihleri sırasıyla %75 ‘e
karşı % 25 olarak hesaplanmıştır.
Harcama düzeyi ile marka tercihi arasındaki ilişkiyi ortaya çıkarmak
amacıyla yapılan chi-kare testi sonucunda örneğe çekilen öğrenciler için;
%95 güvenilirlikle harcama düzeyleri ile Coca Cola ve Pepsi tercihleri
arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir ilişki bulunmuş ve H0 hipotezi
reddedilmiştir Bu değişkenler arası ilişkinin derecesi 0,171 olarak tahmin
edilmiştir. 100 TL ve altı harcama düzeyi dışında diğer düzeyler için harcama
miktarı arttıkça Coca Cola tercihinin artmakta olduğu ifade edilebilir.
Tablo 9: Öğrencilerin haftalık ortalama kola tüketme sıklıkları ile marka
tercihi arasındaki ilişki (%)
Coca Cola
Pepsi
1-4 bardak/kutu
69,2
30,8
5-8 bardak/kutu
68,5
31,5
9 bardak/kutu ve üzeri
70,3
29,7
69,2
30,8
TOPLAM
Chi-kare değeri=0,03; p = 0,984, p>0,05
•
H0 : Öğrencilerin haftalık ortalama kola tüketim sıklığı ile Coca Cola
ve Pepsi tercihi arasında anlamlı bir ilişki yoktur.
•
H1 : Öğrencilerin haftalık ortalama kola tüketim sıklığı ile Coca Cola
ve Pepsi tercihi arasında anlamlı bir ilişki vardır.
100
Araştırmaya katılan öğrenciler arasında haftalık ortalama 1-4 bardak
arası içiyorum diyenlerden Coca Cola tercih edenlerin oranı %69,2 iken
Pepsi içenlerde bu oran %30,8 olarak gözlenmiştir. Haftalık ortalama 5-8
bardak arası içiyorum diyenlerde ise Coca Cola tercih edenler %68,5 ve
Pepsi içenlerde %31,5 olarak tespit edilmiştir. Yapılan chi-kare testi
sonucunda %95 güvenilirlikle haftalık ortalama kola tüketme sıklığı ile Coca
Cola ve Pepsi tercihi arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir ilişki
bulunamamış ve H0 hipotezi reddedilememiştir.
Bu testler ışığında örneğe çekilen öğrencilerin yaşları, cinsiyetleri,
okudukları üniversite ve kola tüketme sıklıkları arasında istatistiksel açıdan
anlamlı bir ilişki tespit edilememiş, yalnızca harcama düzeyleri ile Coca Cola
ve Pepsi markalarının tercih edilmesi arasında anlamlı bir ilişki olduğu
sonucu ortaya çıkmıştır. Bu açıdan, H1.0 hipotezi reddedilememiş, diğer bir
ifade ile sosyo-demografik ve ekonomik değişkenler ile öğrencilerin kola
markası tercihi arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır.
4.7.2. Coca Cola ve Pepsi‘nin Uyguladıkları Tutundurma Faaliyetlerinin
Etkileri Arasındaki Farklılıkların Tespit Edilmesi
“Mann Whitney U” testi, iki ilişkisiz örneklemden elde edilen puanların
birbirlerinden anlamlı bir şekilde farklılık gösterip göstermediğini test eder.
Bu bakımdan; “Mann Whitney U” testini, t-testinin parametrik olmayan
karşılığı olarak kabul etmek mümkündür. Bu test için verinin dağılımı
konusunda bir koşul öne sürülmez. Ancak verinin rasgele toplanmış olması
gereklidir. "Mann Whitney U" testi ile bağımsız iki grubun aynı dağılıma sahip
ana kütlelerden geldiği hipotezi test edilir, t-testi için koşulların uygun
olmadığı durumlarda bu test uygulanmaktadır.204
204
http://www.istatistikanaliz.com/mann_whitney_u_testi.asp
101
Mann-Whitney U testinde;
•
Bağımsız değişkene ait veriler sayısal karakterler ile ifade edilmeli,
•
Örneklem birbirinden bağımsız olarak rasgele seçilmeli
•
Bağımlı değişkene ilişkin ölçümler, sıralama, aralık veya oran
ölçeğinde olmalıdır
Bu amaçla;
H2.0 : .Coca Cola ve Pepsi tarafından uygulanmakta olan tutundurma
karması faaliyetlerinin öğrencilerin marka tercihleri üzerindeki etkileri
arasında anlamlı bir fark yoktur.
H2.1 : .Coca Cola ve Pepsi tarafından uygulanmakta olan tutundurma
karması faaliyetlerinin öğrencilerin marka tercihleri üzerindeki etkileri
arasında anlamlı bir fark vardır.
Hipotezlerini test etmek amacıyla, sekiz adet tutundurma karması
elemanına ait alt hipotezler oluşturulmuş ve bu doğrultuda; Coca cola ve
Pepsi’nin uygulamakta olduğu tutundurma faaliyetlerinin öğrencilerin marka
tercihi üzerindeki etkileri arasındaki farkları araştırmak için Mann-Whitney U
testi uygulanmıştır.
Tablo 10 : TV Reklamları ile Coca Cola ve Pepsi Tercihi Arasındaki Đlişki
Faktör
TV Reklamları
•
Coca Cola
Pepsi
Anlamlılık
Sıra
Ortalaması
Sıra
Ortalaması
MannWhitney U
değeri
Z değeri
p değeri
200,06
173,90
13499,50
-2,23
0,03
H0 : Coca Cola ve Pepsi tarafından uygulanmakta olan TV
reklamlarının öğrencilerin marka tercihleri üzerindeki etkileri arasında
anlamlı bir fark yoktur.
102
H1 : Coca Cola ve Pepsi tarafından uygulanmakta olan TV
•
reklamlarının öğrencilerin marka tercihleri üzerindeki etkileri arasında
anlamlı bir fark vardır.
Tablo 10 incelendiğinde, H0 hipotezini test etmek amacıyla yapılmış
olan Mann-Whitney U testi sonuçlarına göre, p=0,03 diğer bir ifade ile p<0,05
olduğundan ötürü %95 güvenilirlikle Coca Cola ve Pepsi tarafından
yapılmakta olan TV reklamlarının öğrencilerin marka tercihi üzerindeki etkileri
arasında anlamlı bir fark tespit edilmiştir. Sıra ortalamaları incelendiğinde,
öğrencilerin Coca Cola’nın TV reklamlarından daha fazla etkilendiğini ifade
etmek mümkündür.
Tablo 11 : Radyo Reklamları ile Coca Cola ve Pepsi Tercihi Arasındaki Đlişki
Coca Cola
Faktör
Radyo
Reklamları
•
Pepsi
Anlamlılık
Sıra
Ortalaması
Sıra
Ortalaması
MannWhitney U
değeri
207,51
157,17
11524,50
Z değeri
p değeri
-4,34
0,00
H0 : Coca Cola ve Pepsi tarafından uygulanmakta olan radyo
reklamlarının öğrencilerin marka tercihleri üzerindeki etkileri arasında
anlamlı bir fark yoktur.
•
H1 : Coca Cola ve Pepsi tarafından uygulanmakta olan radyo
reklamlarının öğrencilerin marka tercihleri üzerindeki etkileri arasında
anlamlı bir fark vardır.
Tablo 11 incelendiğinde, Coca Cola ve Pepsi tarafından yapılmakta
olan radyo reklamlarının öğrencilerin marka tercihi üzerindeki etkileri
arasında farklılığı test etmek amacıyla yapılmış olan Mann-Whitney U testi
sonuçlarına göre, p=0,00 diğer bir ifade ile p<0,05 olduğundan ötürü %95
güvenilirlikle H0 hipotezi red edilmiş ve sonuç olarak Coca Cola ve Pepsi
tarafından yapılmakta olan radyo reklamlarının öğrencilerin marka tercihi
103
üzerindeki etkileri arasında anlamlı bir fark tespit edilmiştir. Sıra ortalamaları
incelendiğinde, öğrencilerin Coca Cola’nın radyo reklamlarından daha fazla
etkilendiği sonucuna varılmıştır.
Tablo 12 : Gazete Reklamları ile Coca Cola ve Pepsi Tercihi Arasındaki Đlişki
Coca Cola
Faktör
Gazete
Reklamları
Pepsi
Anlamlılık
Sıra
Ortalaması
Sıra
Ortalaması
MannWhitney U
değeri
195,80
183,47
14628,50
Z değeri
p değeri
-1,04
0,30
H0 : Coca Cola ve Pepsi tarafından uygulanmakta olan gazete
•
reklamlarının öğrencilerin marka tercihleri üzerindeki etkileri arasında
anlamlı bir fark yoktur.
H1 : Coca Cola ve Pepsi tarafından uygulanmakta olan gazete
•
reklamlarının öğrencilerin marka tercihleri üzerindeki etkileri arasında
anlamlı bir fark vardır.
Tablo 12 incelendiğinde, H0 hipotezini test etmek amacıyla yapılmış
olan Mann-Whitney U testi sonuçlarına göre, p=0,3 diğer bir ifade ile p>0,05
olduğundan ötürü %95 güvenilirlikle Coca Cola ve Pepsi tarafından
yapılmakta olan gazete reklamlarının öğrencilerin marka tercihi üzerindeki
etkileri arasında anlamlı bir fark tespit edilmemiştir.
Tablo 13 : Dergi Reklamları ile Coca Cola ve Pepsi Tercihi Arasındaki Đlişki
Faktör
Dergi Reklamları
•
Coca Cola
Pepsi
Anlamlılık
Sıra
Ortalaması
Sıra
Ortalaması
MannWhitney U
değeri
Z değeri
p değeri
198,53
177,34
13905,50
-1,89
0,06
H0 : Coca Cola ve Pepsi tarafından uygulanmakta olan dergi
reklamlarının öğrencilerin marka tercihleri üzerindeki etkileri arasında
anlamlı bir fark yoktur.
104
H1 : Coca Cola ve Pepsi tarafından uygulanmakta olan dergi
•
reklamlarının öğrencilerin marka tercihleri üzerindeki etkileri arasında
anlamlı bir fark vardır.
Tablo 13 incelendiğinde, Coca Cola ve Pepsi tarafından yapılmakta
olan dergi reklamlarının öğrencilerin marka tercihi üzerindeki etkileri
arasındaki farklılığı test etmek amacıyla yapılmış olan Mann-Whitney U testi
sonuçlarına göre, p=0,06 diğer bir ifade ile p>0,05 olduğundan ötürü %95
güvenilirlikle H0 hipotezi red edilememiş ve sonuç olarak Coca Cola ve Pepsi
tarafından yapılmakta olan dergi reklamlarının öğrencilerin marka tercihi
üzerindeki etkileri arasında anlamlı bir fark tespit edilememiştir.
Tablo 14 : Açık Hava Reklamları ile Coca Cola ve Pepsi Tercihi Arasındaki
Đlişki
Faktör
Açık Hava
Reklamları
•
Coca Cola
Pepsi
Anlamlılık
Sıra
Ortalaması
Sıra
Ortalaması
MannWhitney U
değeri
Z değeri
p değeri
199,38
175,43
13680,00
-2,01
0,04
H0 : Coca Cola ve Pepsi tarafından uygulanmakta olan açık hava
reklamlarının öğrencilerin marka tercihleri üzerindeki etkileri arasında
anlamlı bir fark yoktur.
•
H1 : Coca Cola ve Pepsi tarafından uygulanmakta olan açık hava
reklamlarının öğrencilerin marka tercihleri üzerindeki etkileri arasında
anlamlı bir fark vardır.
Tablo 14’te, H0 hipotezini test etmek amacıyla yapılmış olan Mann-
Whitney U testi sonuçlarına göre, p=0,03 ve p<0,05 olduğundan ötürü %95
güvenilirlikle Coca Cola ve Pepsi tarafından yapılmakta olan açık hava
reklamlarının öğrencilerin marka tercihi üzerindeki etkileri arasında anlamlı
bir fark tespit edilmiştir. Sıra ortalamaları incelendiğinde, öğrencilerin Coca
105
Cola’nın açık hava reklamlarından daha fazla etkilendiğini ifade etmek
mümkündür.
Tablo 15 : Đnternet Reklamları ile Coca Cola ve Pepsi Tercihi Arasındaki Đlişki
Coca Cola
Faktör
Đnternet
Reklamları
Pepsi
Anlamlılık
Sıra
Ortalaması
Sıra
Ortalaması
MannWhitney U
değeri
198,83
176,66
13825,00
Z değeri
p değeri
-1,85
0,06
H0 : Coca Cola ve Pepsi tarafından uygulanmakta olan Đnternet
•
reklamlarının öğrencilerin marka tercihi tercihleri üzerindeki arasında
anlamlı bir fark yoktur.
H1 : Coca Cola ve Pepsi tarafından uygulanmakta olan Đnternet
•
reklamlarının öğrencilerin marka tercihi tercihleri üzerindeki arasında
anlamlı bir fark vardır.
Tablo 15’teki sonuçlar ışığında, Coca Cola ve Pepsi tarafından
yapılmakta olan internet reklamlarının öğrencilerin marka tercihi üzerindeki
etkileri arasındaki farklılığı test etmek amacıyla yapılmış olan Mann-Whitney
U testi sonuçlarına göre, p=0,06 diğer bir ifade ile p>0,05 olduğundan ötürü;
%95 güvenilirlikle H0 hipotezi red edilememiş ve sonuç olarak Coca Cola ve
Pepsi tarafından yapılmakta olan internet reklamlarının öğrencilerin marka
tercihi üzerindeki etkileri arasında anlamlı bir fark tespit edilememiştir.
Tablo 16 : Satış Tutundurma Faaliyetleri ile Coca Cola ve Pepsi Tercihi
Arasındaki Đlişki
Faktör
Satış
Tutundurma
Faaliyetleri
Coca Cola
Pepsi
Anlamlılık
Sıra
Ortalaması
Sıra
Ortalaması
MannWhitney U
değeri
Z değeri
p değeri
193,04
189,66
15358,50
-0,28
0,78
106
H0 : Coca Cola ve Pepsi tarafından uygulanmakta olan satış
•
tutundurma faaliyetlerinin öğrencilerin marka tercihleri üzerindeki
etkileri arasında anlamlı bir fark yoktur.
H1 : Coca Cola ve Pepsi tarafından uygulanmakta olan satış
•
tutundurma faaliyetlerinin öğrencilerin marka tercihleri üzerindeki
etkileri arasında anlamlı bir fark vardır.
Tablo 16 incelendiğinde, H0 hipotezini test etmek amacıyla yapılmış
olan Mann-Whitney U testi sonuçlarına göre, p=0,78 diğer bir ifade ile p>0,05
hesaplanmış ve sonuç olarak %95 güvenilirlikle Coca Cola ve Pepsi
tarafından yapılmakta olan satış tutundurma faaliyetlerinin öğrencilerin marka
tercihi üzerindeki etkileri arasında anlamlı bir fark tespit edilmemiştir.
Tablo 17 : Sponsorluk Faaliyetleri ile Coca Cola ve Pepsi Tercihi Arasındaki
Đlişki
Faktör
Sponsorluk
Faaliyetleri
•
Coca Cola
Pepsi
Anlamlılık
Sıra
Ortalaması
Sıra
Ortalaması
MannWhitney U
değeri
Z değeri
p değeri
194,92
185,45
14862,00
-0,79
0,43
H0 : Coca Cola ve Pepsi tarafından uygulanmakta olan sponsorluk
faaliyetlerinin öğrencilerin marka tercihleri üzerindeki etkileri arasında
anlamlı bir fark yoktur.
•
H1 : Coca Cola ve Pepsi tarafından uygulanmakta olan sponsorluk
faaliyetlerinin öğrencilerin marka tercihleri üzerindeki etkileri arasında
anlamlı bir fark vardır.
Tablo 17’deki sonuçlar ışığında, Coca Cola ve Pepsi tarafından
yapılmakta
olan
sponsorluk
faaliyetlerinin
öğrencilerin
marka
tercihi
üzerindeki etkileri arasındaki farklılığı test etmek amacıyla yapılmış olan
Mann-Whitney U testi sonuçlarına göre, p=0,06 diğer bir ifade ile p>0,05
hesaplanmış ve %95 güvenilirlikle H0
hipotezi red edilememiştir. Sonuç
107
olarak Coca Cola ve Pepsi tarafından yapılmakta olan sponsorluk
faaliyetlerinin öğrencilerin marka tercihi üzerindeki etkileri arasında anlamlı
bir fark tespit edilememiştir.
Bu sonuçlar ışığında; H2.0. hipotezi red edilememiş, diğer bir ifade ile
Coca Cola ve Pepsi tarafından yapılmakta olan tutundurma faaliyetlerinin
üniversite öğrencilerinin marka tercihi üzerindeki etkileri arasında anlamlı bir
fark tespit edilememiştir
4.7.3. Gazi ve Bilkent Üniversitelerinde Okuyan Öğrencilerin Marka
Tercihinde Etkili Olan Faktörlerin Tespit Edilmesi
Diskriminant analizi, iki veya daha fazla grubun çok sayıda değişkene
bağlı olarak karşılaştırılmasını sağlayan bir yöntemdir. Analizin amacı,
grupların hangi değişkenler açısından birbirinden farklılaştığının ortaya
çıkarılmasıdır. Diğer bir ifadeyle, grupların ayırıcı özelliklerinin belirlenmesidir
Diskriminant analizinin bir diğer işlevi ise, gruplardan herhangi birine ait olan
fakat hangi gruptan geldiği bilinmeyen bir birimin ait olduğu grubu en az hata
ile saptamaktır.
•
Gazi Üniversitesi Öğrencileri Đçin Oluşturulan Diskriminant
Fonksiyonu
Tablo 18: D.A. sonucunda elde edilen öz değer ve kanonik korelasyon
Fonksiyon
Öz Değer
1
0,11
Toplam Varyansı
Açıklama Oranı %
100
Kanonik
Korelasyon
0,31
Tablo 18’deki sonuçlar ışığında; analizde iki grup (Coca Cola ve
Pepsi) söz konusu olduğundan, doğrusal diskriminant fonksiyonunun bir tane
olduğu ve elde edilen fonksiyonun bağlı değişkendeki varyansın tamamını
108
açıkladığı tespit edilmiştir. Ayrıca yine aynı tablodan fonksiyona ilişkin öz
değerin 0,11 ve kanonik korelasyon katsayısının da 0,31 olduğu tespit
edilmiştir.
Tablo 19: D.A. Fonksiyonunun Wilks’ Lambda test sonuçları
Wilks' Lambda
Değeri
0,90
Chi-Kare Değeri
s.d.
p değeri
328,41
3
0,000
Wilks Lambda değeri, her bir fonksiyonun olayları gruplara ne kadar iyi
dağıttığının bir ölçüsüdür. Bu değer 0 ile 1 arasında değişen değerler alır.
Tablo 19’da yer alan Wilks Lambda değerinin 0,82 olarak hesaplandığı ve
bunun Wilks’ Lambda test istatistiği kullanılarak uygulanan test sonucunda
ayırma fonksiyonundaki değişkenlerin ayırıcı özellikleri istatistikî bakımdan
α=0,05 düzeyinde anlamlı bulunmuştur. Bu sonuçlara dayanarak bu
fonksiyonun kullanılabilir bir ayırma fonksiyonu olduğu söylenebilir.
109
Tablo 20: Yapı Matrisi
Değişkenler
Yapı Matrisi
Alışkanlık
0,69
Radyo Reklamları
0,64
TV Reklamları*
0,39
Gazete Reklamları*
0,31
Arkadaş Tavsiyesi
-0,27
Açık Hava Reklamları*
0,26
Đnternet Reklamları*
0,24
Kolay Bulunabilmesi*
0,19
Reklamları*
0,18
Markanın Sloganları*
0,16
Dergi Reklamları*
0,15
Marka Đmajı*
0,15
Marka Bilinilirliği*
0,10
Markaya Duyulan Güven*
0,09
Satış Tutundurma Faal.*
0,09
Markanın Sponsorlukları*
0,08
Marka Adı*
0,08
Aile ve Yakın Çevre Tavsiyesi*
-0,07
*: Analizde kullanılmayan değişkenler
Tablo 20’de yapı matrisi de bağımsız değişkenlerin öneminin
değerlendirilmesinde kullanılabilecek bir matristir. Bu matris her bir
değişkenin diskriminant fonksiyonu ile korelasyonunu gösterir. Modele
başlangıçta 18 bağımsız değişken alınmıştır. Stepwise işlemi sonucunda.
0,05 anlamlılık düzeyinde modele 3 değişken girmiştir.
Modele giren değişkenler alışkanlık, radyo reklamları ve arkadaş
tavsiyesi olarak tespit edilmiştir. Yapı matrisi sonuçlarına göre, diskriminant
fonksiyonu ile alışkanlık arasındaki korelasyon 0,69, radyo reklamları
arasındaki korelasyon 0,64 ve fiyat arasındaki korelasyon -0,27 olduğu
saptanmıştır.
110
Tablo 21: Diskriminant Fonksiyon Katsayıları
Standart Kanonik
Diskriminant Fonksiyon
Katsayıları
Kanonik Diskriminant
Fonksiyon Katsayıları
Alışkanlık
0,67
0,51
Arkadaş Tavsiyesi
-0,46
-0,37
Radyo Reklamları
0,65
0,54
Sabit
-2,28
Tablo 21’de görüldüğü üzere gruplara ayırmada tüm değişkenler
önemli
ayırt
katsayıların
edici
bağımsız
kullanılmasının
değişkendir.
sebebi,
Burada
bağımsız
standartlaştırılmış
değişkenlerdeki
farklı
ortalamalar ve farklı standart sapmaların etkilerini ortadan kaldırmaktır. Aksi
takdirde daha küçük standart sapması olan değişkenlerin daha büyük ayırma
katsayısı olma durumu ortaya çıkabilir. Bu durumda bağımsız değişkenlerin
nispi öneminin değerlendirilmesi zorlaşır.
Tablo 22: Grupların Ortalama Ayırma Fonksiyon Değerleri
Coca Cola
Pepsi
0,22
-0,47
Fonksiyon 1
Tablo 22’de verilmiş olan Coca Cola ve Pepsi’nin ortalama ayırma
fonksiyon değerleri neticesine göre; Gazi Üniversitesi Đ.Đ.B.F.’den örneğe
çekilen öğrencilerin Coca Cola tercihinde alışkanlığın ve radyo reklamlarının
etkili olduğu bunun yanında Pepsi tercih eden öğrencilerin ise fiyat
değişkenin etkisinde kaldıkları sonucu ortaya çıkmaktadır.
Tablo 23: Sınıflandırma Matrisi
Gerçek Grup Üyeliği
Tahmin Edilen Grup Üyeliği
Toplam
Coca Cola
Pepsi
Coca Cola
93,9
6,1
100
Pepsi
71,3
28,7
100
111
Diskriminant
analizinde,
analizin
başarısı
doğru
sınıflandırma
yüzdesidir. Doğru sınıflandırma yüzdesi ne kadar yüksekse analiz o kadar
başarılıdır. Tablo 23’te verilen sınıflandırma tablosu değerlendirilerek, Gazi
Üniversitesi öğrencilerinden örneğe seçilenler arasında Coca Cola tercih
edenlerin %93,9’u ve Pepsi tercih edenlerin de %28,7’si doğru tahmin
edilmiştir. Gazi Üniversitesi öğrencilerinin marka tercihine etki eden
değişkenlere göre modelin bir bütün olarak doğru sınıflandırma oranı %72,9
olarak hesaplanmıştır. Bu değer analizimizin başarılı olduğunun bir ölçütü
olarak ifade edilebilir.
•
Bilkent Üniversitesi Öğrencileri Đçin Oluşturulan Diskriminant
Fonksiyonu
Bilkent Üniversitesi Đ.Đ.B.F. öğrencilerinin Coca Cola ve Pepsi
tercihinde etkili olan faktörleri analiz etmek amacıyla oluşturulan diskriminant
fonksiyonuna ilişkin tablolar aşağıda verilmiştir.
Tablo 24: D.A. sonucunda elde edilen öz değer ve kanonik korelasyon
Fonksiyon
Öz Değer
1
0,40
Toplam Varyansı
Açıklama Oranı
%
100
Kanonik
Korelasyon
0,53
Tablo 24’e bakıldığında Coca Cola ve Pepsi için oluşturulan, doğrusal
diskriminant
fonksiyonunun
bağlı
değişkendeki
varyansın
tamamını
açıklamaktadır. Ayrıca yine aynı tablodan fonksiyona ilişkin öz değerin 0,40
ve kanonik korelasyon katsayısının da 0,53 olduğunu söylemek mümkündür.
Tablo 25 : D.A. Fonksiyonunun Wilks’ Lambda test sonuçları
Wilks' Lambda
Değeri
0,71
Chi-Kare Değeri
s.d.
p Değeri
29,1
3
0,000
112
Tablo 25’te yer alan Wilks Lambda değerinin 0,58 olarak hesaplandığı
ve bunun yanında anlamlılık düzeyinin 0,000 olması, oluşturulmuş olan
diskriminant fonksiyonunun ayırt etme gücünün istatistiksel açıdan anlamlı
olduğunu göstermektedir.
Tablo 26 : Yapı Matrisi
Değişkenler
Yapı Matrisi
Alışkanlık
0,79
Açık Hava Reklamları
0,49
TV Reklamları*
0,40
Đnternet Reklamları*
0,36
Dergi Reklamları*
0,28
Arkadaş Tavsiyesi *
0,20
Gazete Reklamları*
0,18
Reklamlar*
0,17
Marka Bilinilirliği*
0,14
Markaya Duyulan Güven
-0,14
Marka Đmajı*
0,11
Radyo Reklamları*
0,11
Markanın Sponsorlukları*
0,07
Satış Tutundurma Faal.*
0,07
Markanın Sloganları*
0,07
Kolay Bulunabilmesi*
0,06
Aile ve Yakın Çevre Tavsiyesi*
0,03
Marka Adı*
0,01
*: Analizde kullanılmayan değişkenler
Modele başlangıçta 18 bağımsız değişken alınmıştır. Stepwise işlemi
sonucunda. 0,05 anlamlılık düzeyinde modele 3 değişken girmiştir. Modele
giren değişkenler alışkanlık, açık hava reklamları ve markaya duyulan güven
olarak tespit edilmiştir.
Yapı matrisi sonuçlarına göre, diskriminant fonksiyonu ile alışkanlık
arasında 0,79, açık hava reklamları arasındaki 0,49 ve markaya duyulan
güven arasındaki korelasyonun -0,14 olduğu saptanmıştır.
113
Tablo 27: Diskriminant Fonksiyon Katsayıları
Standart Kanonik
Diskriminant Fonksiyon
Katsayıları
Kanonik Diskriminant
Fonksiyon Katsayıları
0,91
0,81
-0,52
-0,39
0,42
0,30
Alışkanlık
Markaya Duyulan
Güven
Açık Hava Reklamları
Sabit
-2,26
Tablo 27’de görüldüğü üzere gruplara ayırmada tüm değişkenler
önemli
ayırt
katsayıların
edici
bağımsız
kullanılmasının
değişkendir.
sebebi,
Burada
bağımsız
standartlaştırılmış
değişkenlerdeki
farklı
ortalamalar ve farklı standart sapmaların etkilerini ortadan kaldırmaktır.
Tablo 28 : Grupların Ortalama Ayırma Fonksiyon Değerleri
Coca Cola
Pepsi
0,37
-1,04
Fonksiyon 1
Tablo 28 incelendiğinde, Coca Cola ve Pepsi’nin ortalama ayırma
fonksiyon değerleri neticesine göre; Bilkent Üniversitesi Đ.Đ.B.F.’den örneğe
çekilen öğrencilerin Coca Cola tercihinde alışkanlığın, tadın ve reklamların
etkili olduğu bunun yanında Pepsi tercih eden öğrencilerde ise markaya
duyulan güvenin ve markanın sloganlarının etkisinde kaldıkları sonucu ortaya
çıkmaktadır.
Tablo 29 : Sınıflandırma Matrisi
Gerçek Grup Üyeliği
Tahmin Edilen Grup Üyeliği
Coca Cola
Pepsi
Toplam
Coca Cola
97,0
3,0
100
Pepsi
41,7
58,3
100
114
Tablo 29’da verilen sınıflandırma tablosu incelendiğinde, Bilkent
Üniversite’si öğrencilerinden örneğe seçilenler arasında, Coca Cola tercih
edenlerin %97’si ve Pepsi tercih edenlerin de %58,3’ü doğru tahmin
edilmiştir. Bilkent Üniversitesi öğrencilerinin marka tercihine etki eden
değişkenlere göre modelin bir bütün olarak doğru sınıflandırma oranı % 86,8
olarak hesaplanmıştır. Bu değer analizimizin başarılı olduğunun bir ölçütü
olarak ifade edilebilir.
SONUÇ
Küreselleşme, yeryüzünde ekonomiden siyasete, politikadan kültüre,
hemen hemen her alanda değişimi ifade etmek için kullanılan bir sözcüktür.
Küreselleşme
sürecine
paralel
olarak
yaşanan
tüm
bu
değişimler,
haberleşme ve iletişim teknolojilerindeki gelişmeler, ticaretin serbestleşmesi
ve işletmelerin küresel pazarlarda faaliyet göstermeleri ile birlikte ortaya
çıkan küresel rekabet ortamındaki küresel pazarlama ve buna bağlı olarak
küresel tutundurma stratejileri işletmeler için önemli birer araç haline
gelmiştir.
Küreselleşme
ile
artan
rekabet
ortamında
her
geçen
gün
kalabalıklaşan ve daha da seçici hale gelen pazarlarda, payını korumak ya
da büyütmek isteyen işletmeler hedef kitlelerine ulaşabilmek ve müşteri istek
ve ihtiyaçlarını karşılayabilmek için pek çok yeni yöntem denemektedirler. Bu
süreç içerisinde işletmelerin amaçlarına ulaşmak için kullandıkları önemli
yöntemlerden biri de bulundukları pazar ortamında kendilerine başarılı bir
pazarlama iletişimi stratejisi belirleyerek, buna uygun taktikleri uygulamaya
koymaktır. Đşletmeler, doğru hedef kitleye, doğru kanal ve doğru mesajlarla
ulaşmanın önemini kavrayarak, pazarlama iletişimi stratejilerinde geçmiş
çalışmalara oranla pazarın yerel değerlerini ön plana çıkartacak yaratıcı
pazarlama iletişimi stratejilerini tercih etmeye başlamışlardır. Bu bakımdan;
küresel bir işletmenin belirli bir hedef pazarına yönelik küresel tutundurma
stratejisi oluşturması, doğru pazarlama iletişim stratejisinin belirlenebilmesine
bağlıdır.
Küresel pazarlarda faaliyet gösteren işletmeler açısından, hedef
pazarındaki tüketicilerin satın alma davranışlarına etki eden faktörlerin
bilinmesi tutundurma faaliyetlerinin başarısı açısından önem kazanmaktadır.
Diğer taraftan tüketiciler satın alma davranışında bulunurken, bir karar alma
süreci içerisine girerler. Bu kararlarında, çeşitli faktörlerden etkilenen
116
tüketicilerin davranışlarını yönlendirmek için işletmeler sıklıkla tutundurma
faaliyetlerine başvurmaktadırlar.
Tüketicinin satın alma kararını vermesinde etkili olan faktörleri kültürel,
sosyal, psikolojik ve kişisel faktörler olmak üzere dört ana başlık altında
sıralayabiliriz. Kültürel faktörler içerisinde yer alan kültür, alt kültür, sosyal
sınıf; Sosyal faktörler içerisinde yer alan referans grupları, aile, rol ve statü
tüketicinin yani bireyin, dışında gelişen fakat etkisi altında kaldığı etkenlerdir.
Psikolojik faktörler arasında yer alan algılama, güdülenme, öğrenme, tutum
ve inançlar, yaşam tarzı ve kişilik ise her birey için farklılık göstermektedir. Bu
faktörlerin yanında; kişisel faktörler olan demografik ve durumsal faktörlerin
de bireyin karar sürecinde önemli etkileri vardır.
Bu araştırmada, üniversite öğrencilerinin küresel işletmeler olan Coca
Cola ve Pepsi tercihinde etkili olan faktörleri tespit edilmiş ve bu işletmelerin
uyguladıkları tutundurma faaliyetlerinin üniversite öğrencileri tarafından
algılanmaları ve marka tercihi üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Bu amaçla
Ankara’daki iki farklı üniversitede öğrencilere anket yapılmıştır.
Araştırmaya toplam 383 öğrenci dahil edilmiştir. Araştırmaya katılan
öğrencilerin okudukları üniversiteler göz önüne alındığında; %76,2’si Gazi
Üniversitesinde,
%23,8’i
ise
Bilkent
Üniversitesinde
okumaktadır.
Araştırmaya katılan öğrenciler yaş gruplarına göre incelendiklerinde, %30,5’i
18-20 yaş arasında iken, araştırmaya katılanların %57,4’ü 21-23 yaş ve
%12’si de 24 ve yukarı yaş grubunda bulunmaktadır. Öğrencilerin aylık
ortalama harcama miktarları incelendiğinde, %5,2’sinin 100 TL ve daha
düşük, %29,5’inin 101-250 TL, %40,5’inin 251-500 TL, %12,3’ünün 501-750
TL ve %12,5’inin de 751 TL ve üzeri olduğu gözlenmiştir. Ayrıca, araştırmaya
katılan öğrencilerin %72,5’i Coca Cola tercih ederken, %27,5’i ise Pepsi’yi
tercih etmektedir.
117
Analizlerin birinci bölümünde araştırmaya katılan öğrencilerin Coca
Cola ve Pepsi tercihinde etkili olan sosyo-demografik ve ekonomik
değişkenleri saptamak amacıyla öğrencilerin cinsiyeti, okudukları üniversite,
yaş grupları, harcama düzeyleri ve günlük ortalama kolalı içecek tüketimleri
ile marka tercihi arasındaki ilişki araştırılmış ve bu testler ışığında örneğe
çekilen öğrencilerin yaşları, cinsiyetleri, okudukları üniversite ve kola tüketme
sıklıkları arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir ilişki tespit edilememiş
yalnızca harcama düzeylerinin Coca Cola ve Pepsi markalarının tercih
edilmesinde etkili olduğu sonucu ortaya çıkmıştır. Bu açıdan, sosyodemografik ve ekonomik değişkenler ile kola markası tercihi arasında anlamlı
bir ilişki bulunamamıştır.
Analizin ikinci bölümünde, Coca Cola ve Pepsi tarafından uygulanan
tutundurma faaliyetlerinin öğrencilerin marka tercihi üzerindeki etkileri
arasındaki farklılıkları tespit etmrk amacıyla yapılmış olan parametre dışı
testlerden Mann-Whitney U testi sonuçlarına göre; Coca Cola ve Pepsi
tarafından yapılmakta olan TV, radyo ve açık hava reklamlarının örneğe
çekilen
üniversite
öğrencilerinin
marka
tercihlerine
etkileri
arasında
istatistiksel açıdan anlamlı bir fark bulunduğu tespit edilmiştir.
Coca-Cola ile yapılan
görüşmeler neticesinde; Coca Cola’nın
reklamlar açısından 2009 yılı için tahmini reklam aracı kullanım oranları TV
63%, radyo 2%, açık hava 15%, basın 4%, ınternet 14%, ve sinema 2%
şeklinde olduğu ifade edilmiştir. Coca Cola’nın mecralar bazında en yoğun
olduğu alanlar olarak televizyon, açık hava ve internet reklamları göze
çarpmaktadır. Analiz sonuçlarına göre de TV, radyo ve açık hava reklamları
için anlamlı farklılıklar olduğu tespit edilmiştir.
Analizin son bölümünde, marka tercihinde etkili faktörlerin iki farklı
üniversite açısından incelenmesi amacıyla yapılan diskriminant analizi
sonuçlarına göre Gazi Üniversitesi öğrencileri arasından örneğe çekilen
öğrenciler için Coca Cola tercihinde etkili olan faktörlerin alışkanlık ve radyo
118
reklamları olduğu tespit edilirken, Pepsi tercih edenlerde ise arkadaş
tavsiyesinin önemli bir faktör olduğu ortaya çıkmıştır. Diğer taraftan, Gazi
Üniversitesi öğrencilerinin Coca Cola ve Pepsi tercihinde etkili olan faktörlere
göre doğru sınıflandırma oranı % 72,9 olarak hesaplanmıştır.
Bilkent Üniversitesi öğrencilerinden ankete dahil olanlar arasında
marka tercihinde etkili olan faktörlerin tespit edilmesi amacıyla yapılan
diskriminant analizi sonuçlarına göre ise; Coca Cola tercihinde alışkanlığın ve
açık hava reklamların bunun yanında Pepsi tercih eden öğrencilerde ise
markaya duyulan güvenin etkili olduğu ortaya çıkmaktadır. Diğer yandan.
Bilkent Üniversitesi öğrencilerinin marka tercihine etki eden faktörlere göre
doğru sınıflandırma oranı % 86,8 olarak hesaplanmıştır.
Coca Cola tercihinde her iki üniversitenin öğrencileri tarafından da
ortak faktör olarak alışkanlığın etkisini tespit edilmiştir. Bu sonuç; Coca
Cola’nın Pepsi’ye göre örneğe çekilen öğrenciler açısından marka sadakati
yarattığı sonucunu ortaya çıkartmaktadır.
Bu sonuçlar doğrultusunda tezle ilişkili olacak şekilde şu önerileri
getirmek mümkündür.
Coca Cola, tüketicilerde marka sadakati yaratarak alışkanlık etkisi ile
ön plana çıkmakta ve bununla birlikte TV, radyo ve açık hava reklamları
vasıtasıyla da Pepsi’ye göre öğrencilerin satın alma davranışları üzerinde
etkili olmaktadır.
Bu bakımdan Pepsi’nin yalnızca Türkiye pazarı değil küresel
pazarlarda da en büyük rakibi olan Coca Cola ile mücadele edebilmesi ve
müşterileri üzerinde marka sadakati yaratabilmesi amacıyla özellikle
reklamlar ve diğer tutundurma karması elemanlarını daha etkin bir şekilde
kullanması gerektiği düşünülmektedir.
119
Üniversite öğrencilerinin Coca Cola ve Pepsi tercihinde sosyo
demografik özelliklerin istatistiksel açıdan anlamlı olmadığı ortaya çıkmıştır.
Sosyo demografik özellikler müşteri profili ile yakından ilişkili bir konudur.
Đşletme yöneticileri pazarlama stratejilerini geliştirmek amacıyla öncelikle
hedef pazarını seçmeli ve bu pazardaki kitleye uygun pazarlama karması
oluşturmalıdır. Müşteri profili ile hedef pazar arasında güçlü bir ilişki olması
nedeniyle işletmeler hedef pazarlarını belirledikten sonra hedef kitlelerinin
özelliklerini doğru biçimde tespit etmeli, satın alma davranışlarının neler
olduğunu yapacağı pazarlama araştırmaları neticesinde analiz ederek ve
oluşturacakları tutundurma stratejilerini bu değişkenleri de göz önüne alarak
oluşturmalıdır.
Đleride yapılması düşünülen çalışmalarda kolalı içecek pazarına
yönelik olarak yalnızca üniversite öğrencileri değil farklı yaş, meslek ve eğitim
düzeyinden katılımcılara ilişkin sonuçlara ulaşılması faydalı olacaktır.
Bununla birlikte sadece Coca Cola ve Pepsi’nin değil kolalı içecek pazarının
tamamına yönelik tutundurma karması elemanları özellikle reklam ve
reklamın etkinliğine
ilişkin
tüketici
tutumlarını
belirlemeyi
amaçlayan
çalışmaların, sektöre yönelik uygulama önerileri geliştirmeyi sağlayacağı
düşünülmektedir.
KAYNAKÇA
AKGÜÇ, Öztin; Cumhuriyet ve Küreselleşme, Ankara, T.C. Kültür
Bakanlığı Yayınları, Sistem Ofset, 2002.
AKTAN, Coşkun Can, ŞEN Hüseyin; “Globalleşme”, Ekonomik Kriz ve
Türkiye, Ankara:TOSYÖV Yayınları, 1999, s.10-35.
ALTAN, Mehmet; ”Ekonomik Yönüyle Küreselleşme”, Küreselleşme,
Đstanbul, Ufuk Kitapları, 2002, s.76-77.
ALTINBAŞAK, Đpek vd.; Küresel Pazarlamaya Giriş, Đstanbul, Beta
Basım, 2008.
ALTUNIŞIK, Remzi, ÇALLI Levent; “Plansız Alışveriş (Impulse Buyıng) Ve
Hazcı Tüketim Davranışları Üzerine Bir Araştırma: Satınalma Karar
Sürecinde Bilgi Kullanımı”, 3. Ulusal Bilgi, Ekonomi ve Yönetim
Kongresi, Eskişehir, 2004, s.231-239.
ALTUNIŞIK, Remzi, NART Sima; “Tüketicilerin Yaşam Tarzı Özelliklerine
Göre Profillerinin Belirlenmesi: Otomobil Sahipleri Üzerine Bir Araştırma”,
5. Ulusal Pazarlama Kongresi, Antalya, 2000, s.405-423.
ALTUNIŞIK, Remzi, ÖZDEMĐR Şuayip; TORLAK Ömer; Modern
Pazarlama, Adapazarı, Değişim Yayınları, 2002.
ARPACI, Tamer vd.; Pazarlama, Ankara, Gazi Yayınları, 1992.
ASLANOĞLU, Rana; “Küreselleşme ve Üniversite”, Uludağ Üniversitesi.
Đktisadi ve Đdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt:21, Sayı 1, 2002, s.1-12.
121
BOZKURT, Đzzet; Đletişim Odaklı Pazarlama Tüketiciden Müşteri
Yaratmak, Đstanbul, Mediacat, 2004.
BOZKURT, Veysel; “Küreselleşme; Kavram, Gelişim ve Yaklaşımlar”,
Uludağ Üniversitesi, ĐĐBF Dergisi, Nisan 2000.
BOZKURT, Veysel; Küreselleşmenin Đnsani Yüzü, Đstanbul, Alfa
Yayınları, 2000.
CEMALCILAR, Đlhan; Pazarlama Kavramlar Kararlar, Đstanbul, Beta
Yayınları, 1999.
CZĐNKOTA, Michael R., KOTABE, Masaaki; Marketing Management,
South Western College Publishing, 2000.
ÇABUK, Serap, Đ. YAĞCI, Mehmet; Pazarlamada Çağdaş Yaklaşım,
Adana, Nobel Kitapevi, 2003.
DENĐZ, Recep Baki; “Ortak Girişim Stratejisi Đle Global Pazarlara Giriş”,
Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Öneri Hakemli Dergisi, Cilt:5,
Sayı:18, Yıl:8, s.37-40.
DERGĐN, Mehmet Yunus; “Küresel Düzeyde Faaliyet Gösteren Şirketlerin
Đnsan Kaynakları Politikaları ve Yerel Çalışma Koşulları”, Dokuz Eylül
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, Đzmir,
2002.
DOĞAN, Hulusi; Đhracat Pazarlaması ve Đşlemleri, Fakülte Kitapevi,
2002.
DRUCKER, Peter; Fırtınalı Dönemlerde Yönetim, çev. Bülent Toksöz,
Đstanbul, Đnkılap Kitapevi, 1998.
122
ELDEN, Müge; “Hedef Kitle Davranışlarını Etkileyen Psikolojik Bir Faktör
Olarak Öğrenme: Öğrenme ve Reklam Đlişkisi”, Gazi Üniversitesi Đletişim
Kuram ve Araştırma Dergisi, Sayı:18, 2003, s.1-29.
ELLWOOD, Wayne; The No-Nonsense Guide To Globalization, Oxford,
England, New Internationalist, 2004.
ERDOĞAN, Đlhan; Đşletmelerde Davranış, Đstanbul, Beta Yayınları, 1997
EROĞLU, Feyzullah; Davranış Bilimleri, Đstanbul, Beta Basım, 2000.
GEZGĐN, Suat; “Küreselleşmenin Medya ve Toplum Üzerindeki Etkisi”,
Đstanbul Üniversitesi Đletişim Fakültesi Dergisi, Sayı:21, 2005, s.1-21.
GREENBERG, Jerald, BARON Robert; Behaviour in Organizations,
New Jersey, Prentice Hall, Seventh Edition, 2000.
GÜNERĐ, Belma; “Reklam Aracılığıyla Tüketici Zihnine Girilmesi”,
Pazarlama Dünyası, Yıl:12, Sayı:69, s.43-46.
GÜVENÇ, Nazım; Globalizm, Đstanbul, BDS Yayınları, 1998.
GÜZELLĐK, Ebru; Küreselleşme ve Đşletmelerde Değişen Kurum Đmajı,
Đstanbul, Sistem Yayıncılık, 1999.
HAWKĐNS, Del I., BEST, Roger J., CONEY, Kenneth A.; Consumer
Behaviour: Building Marketing Strategy, Boston, Mc Graw Hill, 2004.
HĐRST, Paul, THOMPSON, Grahame; Küreselleşme Sorgulanıyor, çev.
Çağla Erdem, Elif Yücel, Ankara, Dost Kitapevi, 1998.
123
ILGAZ, Ceyda; Küreselleşme ve 1980 Sonrası Türk Basınına ve
Toplumuna Yansıması, Đletişim Fakültesi Yayınları, Doğan Ofset
Yayınları, Đstanbul, 2000.
ĐNCEOĞLU, Metin; Güdüleme Yöntemleri, Ankara, A.Ü.Basın Yayın
Y.O. Yayınları, 1985.
ĐSLAMOĞLU, Ahmet Hamdi; Pazarlama Yönetimi, Đstanbul, Beta Basım
Yayın, 2006, s.11.
ĐSLAMOĞLU, Ahmet Hamdi; Tüketici Davranışları, Đstanbul, Beta
Yayınları, 2003.
JOBBER, David; Principles and Practice of Marketing, New York,
McGraw-Hill Education, 2007.
KANAT, Ömer; Uluslararası Pazarlama Karması ve Yönetimi, Bursa,
Ekin Kitapevi Yayınları, 1998.
KOCABAŞ, Füsun, ELDEN Müge; Reklamcılık Kavramlar, Kararlar,
Kurumlar, Đstanbul, Đletişim Yayınları, 2001.
KOÇ, Erdoğan; Tüketici Davranışı ve Pazarlama Stratejileri: Global ve
Yerel Yaklaşım, Ankara, Seçkin Yayıncılık, 2007.
KOÇEL, Tamer; Đşletme Yöneticiliği, Đstanbul, Beta Yayınları, 2003.
KOTLER, Philip; Günümüzde Pazarlamanın Temelleri, çev. Ümit
Şensoy,Đstanbul, 2006.
KOTLER, Philip; Marketing Management, Prentice Hall, 2003.
124
KOTLER, Philip; Pazarlama Yönetimi, çev. Nejat Muallimoğlu, Đstanbul,
Beta Basım, 2000.
KOTLER, Philip, ARMSTRONG, Gary; Marketing: an introduction,
Prentice Hall:, 7. Eddition, 2005.
KÖK, Sabahat Bayrak; “Küreselleşmede Đtici Güç Bilişim Teknolojileri ve
Çalışma Hayatında Yaşanan Dönüşümler”, GOÜ ĐĐBF Đşletme Bölümü,
5. Orta Anadolu Đşletmecilik Kongresi Bildiri Kitabı, 15-17 Haziran
2006, Tokat, s.271-280.
KÖSE, Ömer; “Küreselleşme Sürecinde Devletin Yapısal Ve Đşlevsel
Dönüşümü”, Sayıştay Dergisi, Sayı:49, s.3-46.
KUTLU ,Erol, EŞKĐNAT, Rana; Dünya Ekonomisi, Eskişehir, Anadolu
Üniversitesi Yayınları, 2002.
MUCUK, Đsmet; Pazarlama Đlkeleri, Đstanbul, Türkmen Kitapevi, 2004.
MUSSA, Michael; “Meting the Challenges of Globalisation”, Journal of
African Economies, Cilt:12, AERC Supplemet 1,2003, s.14-34.
ODABAŞI, Yavuz, BARIŞ, Gülfidan; Tüketici Davranışı, Đstanbul,
Mediacat, 2007.
ODABAŞI, Yavuz, OYMAN, Mine; Pazarlama Đletişimi Yönetimi,
Đstanbul, MediaCat, 2002.
ODABAŞI, Yavuz; Tüketici Davranışları ve Pazarlama Stratejileri,
Eskişehir, Anadolu Üniversitesi Yayınları, 1998.
125
OGDEN, T. Denise, OGDEN, James. R., SCHAU, Hope Jansen;
“Exploring the Impact of Culture and Acculturation on Consumer
Purchase Decisions: Toward a Microcultural Perspective”, Academy of
Marketing Science Rewiev, 2004, s.1.
OYMAN, Mine; “Tüketicilerin Satış Tutundurma Etkinliklerine Yönelik
Tutumları ve Yarar Algılamaları”, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler
Dergisi, C:4, No:1, 2004, s.55-75.
ÖMÜRGÖNÜLŞEN, Mine; “Bir Tutundurma Karması Elemanı Olarak
Kişisel Satış: Teorik Çerçeve ve Bir Örnek Olay Đncelemesi”, Pazarlama
Dünyası, 2005, Yıl:19, Sayı:6, s.49-55.
ÖNGÖREN, Gürsel; Uluslararası Đletişim, Đstanbul, Der Yayınları, 1993.
ÖYMEN, Onur; Geleceği Yakalamak, Đstanbul, Remzi Kitapevi, 2000.
ÖZKAN, Gürsel; “Küreselleşme ve Ulus Devletin Geleceği”, Đstanbul
Üniversitesi Đdare Hukuku ve Đlimler Dergisi, Cilt:13, Sayı:1-3, s.369378.
ÖZTÜRK, Sevgi; Hizmet Pazarlaması, 4. Baskı, Bursa, Ekin Kitapevi:
2003.
PARILTI, Nurettin, ÖZTÜRK, Yüksel; “Kişisel Satış Sürecinde Yeni Bir
Đkna Etme Yöntemi:SPIN”, Gazi Üniversitesi ĐĐBF Dergisi. Cilt:4, Sayı:3,
2002, s.104-110.
PRIDE,
William
M.,
FERRELL,
O.C.;
Marketing
Strategies, Houghton Mifflin Company, 2000.
Concept
and
126
RATEM; Türkiye Radyo ve Televizyon Yayıncılığı Sektör Raporu,
Mayıs 2009, s.9-10.
SEYMEN, Oya; “2000’li Yıllarda Yöneticiler Açısından Küresel Kariyer
Olgusu ve Koşulları Üzerine Kavramsal Bir Değerlendirme”, Uludağ
Üniversitesi ĐĐBF Dergisi, Cilt:22, Sayı:1, 2003, s.83-105.
SEZGĐN, Selime; Global Pazarlama, Đstanbul, Đletişim Yayınları, 1992.
SOLOMON, Michael; Consumer Behavior Buying, Having and Being,
New Jersey, Prentice-Hall, 1996.
SÖNMEZ, Sinan; Dünya Ekonomisinde Bütünlesme Hareketleri ve
Türkiye: Sorunlar ve Çözüm Önerileri, Ankara: Siyasal Yayınevi, 2004.
STAFF, David; Understanding the Consumer: A Psychological
Approach, MacMillan Business, 1997.
ŞENSES, Fikret; ”Neo liberal Küreselleşme Kalkınma için Bir Fırsat mı,
Engel mi?”, ERC Working Paper in Economic , 2009, s.1-27.
TEK, Ömer Baybars; Pazarlama Đlkeleri Global Yönetimsel Yaklaşım
Türkiye Uygıulamaları, Beta Basım Yayım, Đstanbul, 1999.
TEKĐN ,Vasfi Nadir; Pazarlama Đlkeleri, Đstanbul, Seçkin Yayıncılık, 2006.
TENEKECĐOĞLU, Birol; Genel Đşletme, Eskişehir, Anadolu Üniversitesi
Açık Öğretim Fakültesi Yayını, 2003.
TOSUN,
Nurhan
Babür;
Pazarlama
Halkla
Đlişkileri
ve
Reklam/Bütünleşik Pazarlama Đletişimi Yönlü Bir Yaklaşım, Đstanbul,
Türkmen Kitapevi, 2003.
127
TÜRKER, Masum, ÖRERLER Olcay Esin; Türk Şirketlerinin Küresel
Şirket Haline Getirilme Yolları, Đstanbul, Đstanbul Ticaret Odası
Yayınları, 2004.
ULAŞ, Dilber, Uluslararası Pazarlara Giriş Stratejisi Olarak Ortak
Girişimler ve Türkiye’de Uygulamaları, Ankara, Turhan Kitapevi, 2003.
ÜÇKUN, Gazi, ÇELTEK, Evrim; “Emniyet Mensuplarının Motivasyon
Araçlarının Tespitine Yönelik Bir Araştırma “ Kişisel Gelişimde Çağdaş
Yönelimler Sempozyum Bildiriler Kitabı, Ankara, 2004.
www.dtm.gov.tr/dtmweb/yaziciDostu.cfm?dokuman=pdf&action=detayrk&
yayinid=707&icerikid=808, Erişim tarihi 30.05.2009
www.istatistikanaliz.com/mann_whitney_u_testi.asp.,
Erişim
tarihi
27.06.2009
www.medyatakip.com/medya_sistem/medya_data/site/medyaarastirmalar
i/106.doc, Erişim tarihi 22.05.2009
YELDAN, Erinç; Küreselleşme Sürecinde Türkiye Ekonomisi, Đstanbul,
Đletişim Yayınları, 2001.
YURDABAKAN, Đrfan; “Küreselleşme Konusundaki Yaklaşımlar ve
Eğitim”, Eğitim Araştırmaları, Sayı:6, 2002, s.61-64.
YÜKSEL,
Öznur;
Uluslararası
Đşletme
Yönetimi
ve
Türkiye
Uygulamaları, Ankara, Gazi Kitapevi, 1999.
YÜKSELEN,
Cemal;
Yayıncılık, 1994.
Temel
Pazarlama
Bilgileri,
Ankara,
Adım
128
EKLER
EK-1: Anket formu
KÜRESEL ĐŞLETMELERĐN TUTUNDURMA FAALĐYETLERĐNĐN GAZĐ ve
BĐLKENT ÜNĐVERSĐTESĐ ÖĞRENCĐLERĐNĐN SATIN ALMA
DAVRANIŞLARI ÜZERĐNDEKĐ ETKĐLERĐ: COCA COLA VE PEPSĐ
ÖRNEĞĐ
Bu çalışma tamamen bilimsel amaçlarla kullanılacak olup, elde edilen bilgilerin
geçerliliği sorulara vereceğiniz cevapların gerçek durumu yansıtmasıyla mümkün
olabilecektir. Anket formu Gazi ve Bilkent Üniversitesi öğrencileri tarafından cevaplanacaktır.
Anketi cevaplayarak bu çalışmaya değerli katkılar sağladığınız için teşekkür ederim.
Deniz GÜLER
GENEL TUTUMLAR
A.1.
Haftalık ortalama kaç bardak/kutu/şişe (330ml) kolalı içecek içersiniz ? ...............
A.2.
Hangi kola markasını içmeyi tercih edersiniz?
( ) Coca Cola ( ) Pepsi
( ) Diğer: (Yazınız)………………
SATIN ALMA DAVRANIŞLARINI ETKĐLEYEN FAKTÖRLER
Kesinlikle
katılMIyorum
Yukarıda belirttiğiniz markayı neden tercih edersiniz? (Her bir faktörün karşısına
katılma derecenize göre bir adet (X) işareti koyunuz)
Kesinlikle
katılıyorum
B.1.
1. Aile ve Yakın Çevre Tavsiyesi
5
5
4
3
2
1
1
2. Alışkanlık
5
4
3
2
1
3. Arkadaş Tavsiyesi
5
4
3
2
1
4. Kolay Bulunabilmesi
5
4
3
2
1
5. Marka Adı
5
4
3
2
1
6. Marka Bilinilirliği
5
4
3
2
1
7. Marka Đmajı
5
4
3
2
1
8. Markanın Sloganları
5
4
3
2
1
9. Markanın Reklamları
5
4
3
2
1
10. Markaya Duyulan Güven
5
4
3
2
1
129
TUTUNDURMA FAALĐYETLERĐNĐN ETKĐLERĐ
C. Đçtiğiniz kolalı ürünü tercih etmenizde aşağıdaki tutundurma araçları sizin için ne kadar
etkilidir?
Çok fazla
Çok az
5
1
1. Televizyon Reklamları
5
4
3
2
1
2. Radyo Reklamları
5
4
3
2
1
3. Gazete Reklamları
5
4
3
2
1
4. Dergi Reklamları
5
4
3
2
1
5. Açık Hava Reklamları
5
4
3
2
1
6. Đnternet Reklamları
7. Satış Tutundurma
Faaliyetleri
8. Sponsorluk Faaliyetleri
5
4
3
2
1
5
4
3
2
1
5
4
3
2
1
KĐŞĐSEL BĐLGĐLER
D.1.Cinsiyetiniz:
( ) Kadın
( ) Erkek
D.2. Yaşınız: ……
D.3. Üniversiteniz: …………………
D.4. Aylık kişisel harcama miktarınız
( ) 100 TL veya daha az ( ) 101-250 TL ( )251-500 TL ( ) 501-750 TL ( )751 TL üstü
Eklemek istedikleriniz:
130
ÖZET
GÜLER, Deniz. “Küresel Đşletmelerin Tutundurma Faaliyetlerinin Gazi ve
Bilkent Üniversitesi Öğrencilerinin Satın Alma Davranışları Üzerindeki
Etkileri: Coca Cola ve Pepsi Örneği”, Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2009
Đşletmeler, küreselleşme süreci ile birlikte, yoğun rekabet ortamında
hızlı bir şekilde değişen tüketici istek ve ihtiyaçlarına cevap verebilmek için
tutundurma karması vasıtasıyla farklı stratejiler uygulamak durumundadırlar.
Đşletmeler tarafından küresel pazarlarda uygulanması planlanan tutundurma
faaliyetlerinin etkili ve başarılı olabilmesi için öncelikle hedef kitlenin
belirlenmesine ve daha sonra hedef kitle ile iletişime geçilmesine ihtiyaç
duyulur. Diğer taraftan işletmeler, tutundurma stratejilerini belirlerken hedef
kitlelerinin satın alma kararlarında etkili olan faktörlerin de farkında
olmalıdırlar.
Bu araştırmada küreselleşme süreci ele alınarak küresel işletmeler ve
faaliyetleri hakkında bilgi verilmiş, küreselleşmeyle birlikte işletmelerin
uyguladıkları tutundurma karmasına ilişkin kavramlar açıklanarak, tüketici
satın alma karar süreci ve bu sürece etki eden faktörler üzerinde
durulmuştur. Araştırmanın uygulama bölümünde; Ankara’daki Bilkent ve Gazi
Üniversiteleri öğrencilerine uygulanan kolalı içeceklere ilişkin anketlerin
sonuçlarına göre, üniversite öğrencilerinin Coca Cola ve Pepsi’yi tercih
etmelerinde etkili olan faktörler ve söz konusu küresel işletmelerin
uygulamakta olduğu tutundurma faaliyetlerinin satın alma kararları üzerindeki
etkileri incelenmiştir.
Analizin birinci bölümünde, araştırmaya katılan öğrencilerin Coca Cola
ve Pepsi tercihi ile harcama düzeyleri arasında, analizin ikinci bölümünde
Coca Cola ve Pepsi tarafından yapılmakta olan TV, radyo ve açık hava
reklamlarının örneğe çekilen üniversite öğrencilerinin marka tercihlerine
131
etkileri arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir fark bulunduğu tespit
edilmiştir.
Analizin son bölümünde, marka tercihinde etkili faktörlerin iki farklı
üniversite açısından incelenmesi amacıyla yapılan diskriminant analizi
sonuçlarına göre Gazi Üniversitesi öğrencileri arasından örneğe çekilen
öğrenciler için Coca Cola tercihinde etkili olan faktörlerin alışkanlık ve radyo
reklamları olduğu tespit edilirken, Pepsi tercih edenlerde ise arkadaş
tavsiyesinin önemli bir faktör olduğu ortaya çıkmıştır. Bilkent Üniversitesi
öğrencilerinden ise; Coca Cola tercihinde alışkanlığın ve açık hava
reklamların bunun yanında Pepsi tercih eden öğrencilerde ise markaya
duyulan güvenin etkili olduğu ortaya çıkmaktadır.
Anahtar Kelimeler
1.
2.
3.
4.
Küresel Đşletmeler
Tutundurma Faaliyetleri
Tüketici Davranışı
Coca Cola, Pepsi
132
ABSTRACT
GÜLER, Deniz. “Effects Of Promotion Activities Of Global Enterprises On
Gazi and Bilkent University Students’ Buying Behaviours: The Case of Coca
Cola and Pepsi, Master Thesis”, Ankara, 2009
During the globalisation process, enterprises have to impliment
different strategies by means of promotion mix in order to meet the rapidly
changing comsumer needs and wants in an intensive competition
environment. It is needed to determine the target audience primarily and then
communicate with them in order promotion activities, planed to be
implemented by enterprises in global markets, to be effective and succesfull.
On the other hand, as they are determining their promotion strategies,
enterprises should be aware of the factors which have effect on target
audience’s buying decisions.
In this research, dealing with globalisation proces, it is informed about
global enterprises and their activities;
explaining the concepts related to
promotion mix implemented by enterprises through globalisation and
consumer buying decision process and factors effecting this process are
emphasized. In the implementation chapter of the research, according to the
results of the questionaries applied to the students of Bilkent and Gazi
Universities in Ankara; factors having effect on university students’
preference of Coca Cola and Pepsi and effects of promotion activities having
been implemented by these global enterprises on buying decisions are
studied.
Analysis of the first section, it has been identified that relationship
between Coca Cola and Pepsi choice of students and spending levels.
Analysis of the second section, it has been determined that significant
difference between the effects of the students’ brand choice and TV, radio
commercials and billboards which are being implemented by Coca Cola and
Pepsi.
133
In the last part of the analysis, according to the results of discriminant
analysis which examining the factors to be effective in brand preferences of
students from two different universities, it has been identified that the factors
both effects of the Coca Cola choice are habits and radio advertisements and
also effects of Pepsi choice is friend recommendation for Gazi University
students. On the other hand, the effects of the factors which influence the
Coca Cola choice are habits and billboards and Pepsi choice is brand
confidence for Bilkent University students.
Key words
1. Global Enterprises
2. Promotion Activities
3. Consumer Behaviour
4. Coca Cola, Pepsi
Download