11 Ösofagus kanseri H. Udogawa, H. Akiyama, R.M. Kirk Çeviri: Alper Parlakgümüş İÇİNDEKİLER Giriş 139 Alt ösofagus karsinomunun çıkartılması Torasik ösofageal karsinom ameliyatları Adjuvan tedavi 155 141 144 bezlerine metastazları varken, hastaların anlamlı bir kısmında alt üçte bire ait tümörler supraklaviküler bezlere yayılım göstermektedir. Histopatolojik farklılıklara rağmen, asıl tümörün yerleşimi ve invazyon derinliğine göre lenfatik yayılımın olduğu varsayılmalıdır. Kan yoluyla yayılım nispeten daha geç olmak üzere karaciğer, akciğer ve kemikleri etkilemektedir. 4 Sinsi yayılımından dolayı, birçok hasta yutma güçlüğü, kilo GİRİŞ 1 Yassı hücreli ösofagus kanserinin epidemiyolojisi tümörler arasında en değişken olup, bazı coğrafik alanlarda sıklığı fazla iken diğer alanlarda çok nadir olabilmektedir. Ayrıca eşlik eden baş boyun tümörleri gibi ösofagusun yassı hücreli karsinomu genellikle çok odaklıdır. Bunlar çevresel faktörlerin önemli olduğunu göstermekte olup sigara içimi, alkol, gıdayla alınan nitrozaminler, mantar kontaminasyonu, salamura edilmiş sebzeler, sıcak çay, yulaf çorbası, bazı vitamin ve eser elementlerin eksikliği etken olarak varsayılmaktadır. Bu tümörün gelişiminde aşındırıcı madde-alkali- yanıkları, akalazya, Peterson-Kelly-Plummer-Vinson sendromu ve radyasyon öyküsü gibi bazı iyi huylu hastalıklar hazırlayıcı etkenlerdir. Ek olarak Barrett ösofagusu net olarak adenokarsinom gelişme riskini artırmaktadır. Birçok araştırmacı batılı toplumlarda alt ösofagus ve mide kardiya tümörlerinin hızla arttığını rapor etmiş olmakla beraber gastroösofageal reflü hastalığının ve Barrett ösofagusunun çoğalmasının bu artışa neden olduğu tamamen kesinleşmemiştir. Otozomal baskın durum tylosis (Yunanca tylos = nasır) derinin hiperkeratozu, papilomlar ve nihayetinde ösofagus karsinomu ile sonuçlanır. 2 Ösofagus boyundan toraksa ve karına doğru ilerler. Boyun kısmı dışında, ösofagus üst, orta ve alt üçte bir olarak bölünürken, karın kısmı bazen ayrı olarak düşünülür. Yaklaşık olarak yassı hücreli karsinomların yarısı torasik ösofagusun orta üçte birlik kısmında gelişmektedir. Batılı toplumlarda adenokarsinomlar çok daha geniş oranda alt üçte birlik kısımda gelişmektedir. 3 Tümör mukozada dairesel ve uzunlamasına yayılır (intraepitelyal yayılım) ve submukoza ve kas tabakasında ana odakla devamlı veya bazen de asıl tümörden farklı olarak ilerler (intramural metastaz). Trakea, bronş, akciğer, torasik kanal, rekürren laringeal sinir, perikard ve aortu tutabilir. Bu tümör sadece yerel olarak değil uzak lenf bezi metastazıyla ün salmıştır. Ayrıntılandırılırsa, özellikle Japon kaynaklı çalışmalarda üst üçte bir bölüme ait tümörlerin karın içi lenf kaybı, substernal veya sırt ağrısı, aspirasyon pnömonisi veya ses boğukluğu ile hastalık ilerlemiş olarak başvurur. Supraklaviküler lenf bezleri başvuru sırasında ele gelebilir. Bu aşamada prognoz çok kötüdür. 5 Japonya'da çok geniş sayıda asemptomatik yassı hücreli karsinomlu hastalar rutin sağlık taramalarında endoskopik olarak tespit edilmekte olup birçoğu endoskopik mukozal çıkarma ile tedavi edilmektedir. Japonya'da tüm ülkeyi kapsayan çalışmada, invazyonun epitel veya lamina propria ile sınırlı olduğu tümörlerde bu yöntemin çok yüksek düzeyde tedavi başarısı olduğu belirtilmiştir. 6 Eğer kontrast radyografi uzun, düzensiz sınırlı darlık göstermekteyse kanser tanısı kuvvetle düşünülmelidir. Bununla birlikte erken lezyonlar baryum grafilerinde hafif mukozal düzensizlik ya da normal şekilde gözlenebilirler. Tanı endoskopik biyopsiyle doğrulanmalıdır. Lugol iyot ile boyama tekniği çok yararlıdır. Çünkü karsinom, ösofajit, ektopik gastrik mukoza ve Barrett epitelini içeren anormal mukoza bölgeleri lugol ile boyanmaz. Biyopsi örnekleri renk değişikliği veya düzensizlik olan tüm şüpheli alanlardan düzeyleri de kaydedilerek alınmalıdır. Endoskopik mukozal çıkarma ile tedavi edilebilmeye aday lezyonlardan çok sayıda örnek alınmamalıdır; çünkü biyopsiler genellikle fibrozis ile iyileşmektedirler. 7 Karsinom şüphesi olan ancak sitolojik sürüntü ve biyopsi örnekleri normal olarak rapor edilmiş lezyonlarda inceleme tekrar edilmeli ve bir karsinomun kaçırılmadığından emin olunana dek yinelenmelidir. Servikal veya torasik girimde olan kanserleri tanımlamak en zordur ve sıklıkla gözden kaçırılmaktadır. Endoskopi uzmanın çabası ösofagusu, ösofagus girişi ve hipofarinks gibi olabildiğince yukarı düzeyde incelemek olmalıdır. Böylece tanı atlama durumu azaltılmış olur. 8 Kullanılabilir görüntüleme yöntemlerinden en değerlisi çift kontrastlı baryum grafisi, karın ve servikal ultrasonografi, bilgisayarlı tomografi (BT), endoskopik ultrasonografi ve 139