Destek Özel Eğitim Hizmeti Sunan Öğretmenlerin Uygulamaları Sürecinde Karşılaştıkları Sorunlar 948 yılında yayımlanan İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 26. Maddesinde bulunan “Herkes eğitim hakkına sahiptir. Eğitim, en azından ilk ve temel eğitim aşamasında parasızdır. İlköğretim zorunludur. Teknik ve mesleki eğitim herkese açıktır. Yükseköğretim, yeteneklerine göre herkese tam bir eşitlikle açık olmalıdır.” İbaresiyle, özel gereksinimli bireylerin eğitim süreçleri garanti altına alınmıştır. İlerleyen süreçte de özel gereksinimli bireylerin eğitim haklarını iyileştirmek amacıyla çalışmalar yürütülmüştür. Bunlardan başlıcaları; 1960 UNESCO Eğitimde Ayrımcılığa Karşı Sözleşmesi, 1975 BM Özürlü Hakları Bildirgesi, 1994 UNESCO Salamanca Bildirgesi ve son olarak da 2006 BM Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme’dir. 2006 yılındaki bu sözleşmeye Türkiye Cumhuriyeti devleti de imza atarak, sözleşmenin gereği olan bütünleştirme eğitiminin ülke çapında uygulanması hususunu taahhüt etmiştir. Özel gereksinimi olan öğrencilerin genel eğitim okul ve sınıflarında normal gelişim gösteren akranlarıyla birlikte eğitim almaları olarak tanımlanan bütünleştirme uygulamalarının ülkemizde geçmiş dönemde de uygulanmaya çalışıldığı bilinmektedir. 1992 yılında pilot uygulamayla başlayan kaynaştırma uygulamaları uzun süre yaygınlaşamamıştır. Bahsedilen sözleşmeyle birlikte kaynaştırma uygulamalarının arttığı da gözlemlenmektedir. 2015 yılında özel gereksinimli öğrencilerin yaklaşık %60’ı yani 191.917 tanesi kaynaştırma okullarında eğitimlerini sürdürmektedirler. Özel gereksinimli öğrencilerin topluma en iyi nasıl katılabileceği sorusundan ortaya çıkan kaynaştırma uygulamalarının temel amaçları; Özel gereksinimli öğrencilerin eğitim hakkından eşit şekilde yararlanmalarını sağlamak, onlara nitelikli eğitim ortamı sağlamak, sosyal becerilerinin gelişimlerini sağlamak ve normal gelişim gösteren akranlarıyla birlikte gelişimlerini sağlamak, olarak belirtilmektedir. Bu amaçlar doğrultusunda özel gereksinimli öğrencilerin iletişim becerilerinde gelişim, sosyal ve akademik başarılarında artış, kendine güven ve toplumun bir üyesi olarak hissetmesi gibi yararların olacağı belirtilmiştir. Bahsedilen bu yararların oluşabilmesi ve etkili bir kaynaştırma uygulamasının yürütülebilmesi için belli şartların sağlanması gerekliliği alanyazında sıklıkla vurgulanmaktadır. Bu şartlar genel olarak; ekip çalışması, bireyselleştirilmiş eğitim programı hazırlanması, sınıf içi gerekli uyarlamalar yapılması, eğitimi sağlayacak öğretmenlerin gerekli niteliğe sahip olması ve destek özel eğitim hizmeti sunulması olarak sıralanmıştır. Destek özel eğitim hizmetleri alanyazında okul içerisinde ve okul dışında sağlanan destek özel eğitim hizmetleri olarak gruplanmaktadır. Ülkemizde okul dışında sağlanan destek özel eğitim hizmetlerini Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Özel Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezleri yürütmektedir. Bu kurumların dışında da özel klinikler, fizyoterapistler, dil terapistleri vb. bu hizmeti yerine getirebilmektedirler. Okul içinde sağlanan destek özel eğitim hizmetleri ise üç boyutta ele alınmaktadır. Bunlar; özel eğitim danışmanlığı, işbirliği ile öğretim ve destek eğitim odası olarak karşımıza çıkmaktadır. Ülkemizde sayılan bu destek eğitim türlerinden en çok uygulananı ise ‘’destek eğitim odası’’ dır. Destek eğitim odasının amacı bütünleştirme uygulamalarına dahil olan özel gereksinimli bireye, gereksinim duyduğu alanlarda destek sağlanarak bireyin o dersle ilgili olarak en üst düzeye gelmesini sağlamak, olarak belirtilmektedir. Sağlanan bu hizmetle özel gereksinimli öğrenciye akademik ve sosyal yönden katkı sağlanması amaçlanmaktadır. Destek eğitim odasında; özel eğitim öğretmenin eğitim vermesinin uygun olduğu bilinmekle beraber, sınıf öğretmeni, branş öğretmenleri ve okul idarecileri de görev yapabilmektedir. Ülkemizde de on yıl öncesine kadar destek özel eğitim hizmetlerinin yürütülmediği yapılan araştırmalarla ortaya konmuştur. 2008 yılı itibariyle Milli Eğitim Bakanlığı’nın yayınladığı ‘’Özel Eğitim Yönetmeliği’’ ile destek eğitim odası hizmetinin ön plana çıktığını görmekteyiz. Bu yönetmelikte; kaynaştırma uygulaması yapılan okullarda özel eğitime ihtiyacı olan öğrencilere bireysel ve grup eğitimi verebilmek için destek eğitim odası açılacaktır, ibaresi yer almaktadır. İlerleyen süreçte de 2015 yılında Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün yayınladığı genelgede de bütünleştirme yoluyla eğitime devam eden özel gereksinimli bireylerin destek özel eğitim hizmetlerinden en üst seviyede yararlanmaları için okullarda destek eğitim odası açılmasına yönelik gerekli tedbirlerin alınması hususuna vurgu yapılmıştır. Destek eğitim odası hizmetinin yasa ve genelgelerle garanti altına alınmasıyla birlikte, bu konudaki çalışmalar da hız kazanmıştır. TÜBİTAK tarafından desteklenen 114K236 nolu “Kaynaştırma Sınıflarında Eğitim Alan İşitme Engellilere Yönelik Destek Özel Eğitim Hizmetlerinin İncelenmesi, Geliştirilmesi ve Yaygınlaştırılması” projesi kapsamında destek eğitim odalarının sorunları, çözüm önerileri ve gelişim süreçleri irdelenmeye çalışılmıştır. AMAÇ Bu çalışmanın amacı, bütünleştirme uygulamalarının gerçekleştirilebilmesi için temel koşullardan bir tanesi olan destek özel eğitim hizmetlerini sağlayan öğretmenlerin yaşadığı sorunları belirlemektir. YÖNTEM Önerilen bu çalışma eylem araştırması şeklinde desenlenmiştir. Araştırmanın bu yöntemle betimlenmesinin sebebi öğretmenlerin destek eğitim hizmeti sağlama sürecinde yaşadıkları sorunları derinlemesine incelemenin amaçlanmış olmasıdır. Bu doğrultuda; Ankara, İstanbul, Adana, Gaziantep, Erzurum, Samsun ve İzmir olmak üzere yedi ilde destek eğitim sağlayan 15’er öğretmenlerle odak grup görüşmeleri gerçekleştirilmiştir. Gerçekleştirilen bu görüşmelerin video kayıtları alınmış ve bu video kayıtlar araştırmacı tarafında betimlenmiştir. Araştırma sürecinde elde edilen veriler tümevarım yaklaşımıyla analiz edilmiştir. BULGULAR Araştırma sürecinde elde edilen verilerin analizi sonucunda öğretmenlerin kaynaştırma uygulamalarında destek özel eğitim hizmeti sunarken yaşadıkları sorunlar ortaya çıkmıştır. Buna göre öğretmenlerin görüşlerinden yola çıkarak; (a) eğitim sisteminden, (b) genel eğitim okullarından, (c) genel eğitim öğretmenlerinden, (d) genel eğitim programlarından ve (e) özel gereksinimli öğrencilerden kaynaklanan sorunları dile getirdikleri bulunmuştur. SONUÇ VE ÖNERİLER Kaynaştırma uygulamalarının günümüzde oldukça yaygınlaşmış olduğu bilinmektedir. Son yıllarda ulusal düzeyde kaynaştırma uygulamalarının niteliğinde önemli olan destek özel eğitim hizmetlerinin sunulmasına yönelik düzenlemeler yapılmıştır. Bu doğrultuda araştırmaya dahil olan öğretmenlerin destek hizmetlerin sunulması sürecinde yaşadıkları çok yönlü sorunlardan bahsetmişlerdir. Ulaşılan bu sonuç doğrultusunda destek özel eğitim hizmetlerinin niteliğine yönelik eğitim sisteminde ve okullarında özel gereksinimli öğrencilere yönelik gereksinimlerin gerçekleştirilmesi gerektiği önerilebilir. Ayrıca genel eğitim programları ve BEP konusunda yol gösterici kılavuzların hazırlanması gerektiği önerilebilir. Son olarak kaynaştırma ortamlarına yerleştirilen özel gereksinimli öğrencilerin daha titiz bir değerlendirme sonucu, belirli ölçütler doğrultusunda yerleştirilmeleri gerektiği ileri sürülebilir. Bu çalışmanın sonuçları kapsama alınan iller ve öğretmenler ile sınırlıdır. Dolayısıyla daha fazla öğretmene ulaşılarak benzer amaç edinilen araştırmaların gerçekleştirilmesi gerektiği söylenebilir.