moda dekorasyon 01 bakım 07 seyahat 05 09 teknoloji 8 Mart 2012 23 14 Moda BAHARA HAZIRLIK Modanın kalbi New York’ta, Milano’da, Paris’te, Londra’da, İstanbul’da attı bile! Şimdi bahar mevsimine hazır olmanın tam zamanı. 2012 bahar modasının her zevke uygun trendler içerdiğini söyleyebiliriz. Kış mevsiminde kendini gösteren metalik etki yeni sezonda ‘altın dokunuş’ olarak karşımıza çıkıyor. Altın renginin, nostaljik ve zamansız görüntüsü bu sezon tüm ihtişamıyla gözler önüne seriliyor. Sade giyinmeyi ve pastel renkleri sevenler için Givenchy’nin kreasyonundaki somon, blush ve gri ortaklığını görmek eminim sizi heyecanlandırmıştır. Sevdiğiniz bu renkler bu sezon bir araya geliyor ve giyimde romantik bir akım ortaya seriyor. Bu renklerin ayrıntılarda bir araya gelmesi ile renkler arasında geçişler de var. Maskülen ve feminen çizgiler bu sezon belirgin olmakla beraber, sade ve zarif parçalarla romantik ve etkileyici bir stil göze çarpıyor. Bunun yanında romantik unsurları daha da belirginleştirmek için çiçek desenleri bu sezon vitrinlerde yerini buluyor. Çiçekleri grafik desenleri ile buluşturan tasarımcılar minimal kadın siluetini kusursuzca ön plana çıkartmayı amaçlamış. Alçalmış efektler, açıklı koyulu ton farklılıkları, bloke desenler gibi birbirinden farklı tasarımlarda karşımıza çıkıyor. Tüm bunların yanında dantel ve şifon kullanımını da kesinlikle unutmamak gerekir; sezonun temel eğilimi kadınlar için feminenliği, erkekler için maskülenliği öne çıkarmak olduğu için kadınlarda dantel ve şifondan söz etmeden bu sezon geçirilemez. Sezonun bir diğer trendi ise büstiyerler. Yüksek belli etek ya da pantolonlarla kombinlenen büstiyerlerin gardırobumuzda yer almaları an meselesi! O zaman şimdiden spora başlamak şart. Erkeklerde ise takım elbiseler bu sezona damgasını vuruyor. Her ne kadar maskülen kesimler sezonda bulunsa da renk konusunda yine sınır tanınmıyor. Turuncudan saks mavisine kadar iddialı her renk bu sezon gardıropları bekliyor olacak. Bu renkler bana fazla diyenler içinse beyaz ve camel tonları sezonun güvenli renkleri. Baskılar, kadınlar için olduğu kadar erkekler için de ön planda gözüküyor. Özellikle çizgili ve ekose desenler kreasyonların gözdesi. Gözden kaçmaması gereken bir diğer trend ise bol pantolonlar. Hem kadınlar hem erkekler için rahatlık ve şıklık bu pantolonlarla mümkün olacak. Bakım ORGANİK BAKIM Organik ürünler hayatımızın her alanında yer almaya başladı. Artık saç ve cilt bakımında da bu ürünler çevreye ve cildine duyarlı tüketiciler tarafından daha çok tercih ediliyor. Doğayla olan ilişkimizi düzeltmeye karar verdiğimizden beri bireysel adımların bile büyük sonuçlar vereceğini sonunda öğrendik. Bu yüzden hem kendimiz hem de dünya için artık daha dikkatli davranma sorumluluğunu taşıyoruz. Kişisel bakımımız için kullandığımız malzemelerde bile artık daha doğru tercihler yapmak mümkün. Pazarda satılan ürünlerin çoğu kimyasal içerikli olsa bile organik ürünler de raflardaki yerlerini almaya başladı. Henüz oldukça küçük bir paya sahip olsalar bile yakın zamanda daha fazla ilgi görmelerine kesin gözüyle bakılıyor. Peki organik kozmetik dediğimiz şey nedir? Organik kozmetikte ürünler, organik tarım ile elde edilen sertifikalı organik bitkilerin özsuları kullanılarak üretilir. Bu ürünler cildimize zarar vermediği gibi bakım ve korumada çok iyi sonuç veriyor. Üstelik tarımda organik kullanımın desteklenmesiyle doğaya da katkıda bulunuyor. Bunun bilincine varmaya başlayan tüketiciler sayesinde bu doğallığa dönüş felsefesi tüm dünyayı sarmış durumda. Üstelik sektör de son yıllarda bu felsefeyi benimsemiş görünüyor. Kozmetik markaları birbiri ardına piyasaya sürdüğü organik cilt bakım ürünleriyle tüketiciye artık doğru seçim hakkı da tanımış bulunuyor. Bu konudaki bilincin artmasıyla önümüzdeki yıllarda sektörün tamamen organik ürünlere yöneleceği öngörülüyor. Dekorasyon KÜÇÜK ODA ÇÖZÜMLERİ Stüdyo daireler ve evinizdeki küçük odalar için ayrı bir dekorasyon şart. Bu mekanları büyük gösterecek aynı zamanda da fonksiyonelleğini artıracak çözümler artık daha yaygın. Küçük mekan dekorasyonu dediğimizde akla gelen ilk çözüm aynalar. cam tercih etmeniz genişlik hissinin korunmasında faydalı olacaktır. Koltuk ve aksesuar seçiminde ise zıtlıkları kullanmanız odaya heyecan ağırlıklı olduğu yastıklar koyabilir ya da tam tersi beyaz bir koltuğun üzerine canlı renk ve desenlerden oluşan aksesuarlar kullanabilirsiniz. Küçük mekanları daha geniş göstermek için ışıktan mümkün büyük eşya koymaktan ya da kalın perde kullanmaktan de kullanabileceğiniz, göz almayacak, yerden aydınlatma koymamaya ve bunların da hantal olmamasına özellikle dikkat kumaş kaplı sandalye ve koltuklar yerine, ince ve uzun bacaklı seçimler mekanda daha açık ve ferah bir hava yaratır. Seyahat MİMARİ HARİKALAR Bazı şehirler sahip oldukları mimari harikalarla turist çekmeyi başarıyor. Bu nev-i şahsına münhasır binalar şehirlerin imzası haline geliyor. Barcelona: Gaudi şehre imzasını öyle bir atmış ki ne Gaudi’siz Barcelona’dan ne de Barcelona’sız Gaudi’den bahsetmek mümkün. Şehrin en önemli yapılarında hep ünlü mimarın adı yazılı. Sagra da Familia ise kuşkusuz bu yapıların başında geliyor. Gaudi 1926 yılında tramvay çarpması sonucu öldüğünde kilisenin sadece ön cephesi tamamlanmıştı. Öğrencileri tarafından eskizlere bakılarak tamamlanmaya çalışılan kilise hala inşaat halinde. Söylentilere göre bu efsane daha fazla ilgi çektiği için inşaat kasten bitirilmiyor. Karşıdan bakıldığında kumdan yapılmış kuleli bir eser gibi gözüken ama yakın detaylarda kaplumbağadan ağaçlara kadar doğanın yer aldığı oyma bir sanat eseri olan kilise ziyaretçiler için enteresan bir tecrübe sunuyor. Gaudi’nin Barcelona’yı süsleyen bir diğer önemli eseri ise Park Güell. Bu parkta akıl almaz heykeller, binalar ve çiniler iç içe. Devasa kertenkele heykeli, yılan şeklinde kıvrılan oturma alanı, sütunlu yolları ve havuzu başlı başına bir renk cümbüşü ancak hiç beklenmedik yerlerden çıkan detaylardaki renkler de bir o kadar şaşırıtıcı ve etkileyici. Burayı gezdikten sonra kendinizi masal dünyasına ışınlanıp geri gelmiş gibi hissedeceksiniz. Londra: Londra, 2012 Olimpiyat Oyunları’na hazırlanıyor. Olimpiyatlara ev sahipliği yapan şehirlerin siluetlerinin yepyeni yapılarla şekillenmesi ritüeli, Londra gibi güçlü karaktere sahip bir şehirde dahi değişmiyor. Şehrin yeni siluetine en belirgin katkıyı ise Anish Kapoor ve Cecil Balmond imzalı ArcelorMittal Orbit isimli kule yapıyor. 120 metre uzunluğundaki bu kule, kıpkırmızı rengiyle Londra’nın dışından dahi görülüyor. Statford’daki Olympic Park’taki ArcelorMittal Orbit, şu anda Britanya’nın halka açık en büyük sanat eseri. Anıtsal bir forma sahip kulenin mühendislik standartları ve mimari kalıplar açısından eşi benzeri yok. Tuhaf sayılabilecek bu tasarımı tanımlayan en önemli özelliği formunda hiçbir sıradan ve banal öğeye yer vermeyişi. Heykel sanatını strüktürel mühendislik ile harmanlayan kule, cesur tasarımından dolayı hem takdir hem de eleştiri topladı. Anish Kapoor, ArcelorMittal Orbit tasarımında ona en çok mitolojik Babil Kulesi’nin ilham verdiğini söylüyor. ‘İmkansızı inşa etmek’ Kapoor’un çıkış noktası olmuş. Cecil Balmond ise “orta noktası bulunmayan ve tam anlamıyla dikey olmayan” yörünge metaforu üzerinde yoğunlaşmış. Her iki isim de bu kuleyi “heykel, mimari ve sanatın radikal bir eseri” olarak görüyorlar. Sarmal yapısının içinde birden fazla iç mekan barındıran kulenin spiral yollarında yürümek tüm sanat ve spor izleyicileri için eşsiz bir deneyim olacak. New York: parça cam kullanarak tasarladığı küp aslında mağazanın kapısı logosu, cam ve çeliğin birleşimi onca gökdelenin arasında insana bir Teknoloji PROFESYONEL FOTOĞRAF MAKİNALARI Kıştan bahara geçişi fotoğraflamak istemez misiniz? Dijital fotoğraf makineleri artık daha ulaşılabilir fiyatlarla meraklılarını bekliyor. Anılarını profesyonel görüntülerle unutulmaz kılmak isteyenler için dijital fotoğraf makinelerine ait her şey. Sekizinci yüzyılda Cabir İbn-i Haytam’ın, gümüş nitrat’ın güneş ışığı etkisiyle karardığını bulması ve 15. yüzyılda büyük sanatçı Leonardo da Vinci’nin karanlık odada mevcut ufak bir deliğin dış dünyadaki görünümlerini aksettirmesi fotoğrafçılık tarihindeki önemli başlangıçlardır. Yine de fotoğrafçılığın başlangıç tarihi kesin olarak bilinmiyor. Fotoğrafın bir sektör haline gelmesindeki en önemli adımlardan biri ise 1852 yılında George Eastman’ın, Kodak makinelerinde 10 poz çekebilen bromür kaplı jelatin rulolar bulunan Kodak fotoğraf makinelerini piyasaya sürmesi olarak kabul edilebilir. Dijital fotoğraf makineleri ise uzun zamandır hayatımızda olmasına rağmen, son dönemde artan çeşitleri ve bu nedenle azalan fiyatlarıyla gitgide daha fazla yaygınlaşıyor. Görüntülerin netliği, renklerin canlılığı ve kompozisyonun çeşitliliği açısından profesyonel fotoğraf makineleri, kullanıcılarına sınırsız alternatifler sunuyor. Dijital format sayesinde dilediğiniz kadar fotoğraf çekip, bunların arasından seçim yapmak da kolaylaştı. Yalnız burada dikkat edilmesi gereken bir nokta var. O da doğru lens seçimi. Makinelerin fiyatları ucuzladığı için kullanım yaygınlaşsa da profesyonel makinelerin hakkını vermek için iyi ve doğru lens kullanımı gerekiyor. Bu makinelerin farklılığı da buradan geliyor. Yani sadece makine almak sizi en iyi sonuca götürmeyecek. SİZİN İÇİN SEÇTİKLERİMİZ Budala Fyodor Mihayloviç Dostoyevski Çeviren: Ergin Altay Fyodor Mihayloviç Dostoyevski (1821-1881): İlk romanı İnsancıklar 1846’da yayımlandı. Ünlü eleştirmen V. Belinski bu eser üzerine Dostoyevski’den geleceğin büyük yazarı olarak söz etti. Ancak daha sonra yayımlanan öykü ve romanları, çağımızda edebiyat klasikleri arasında yer alsa da, o dönemde fazla ilgi görmedi. Yazar 1849’da I. Nikola’nın baskıcı rejimine muhalif Petraşevski grubunun üyesi olduğu gerekçesiyle tutuklandı. Kurşuna dizilmek üzereyken cezası sürgün ve zorunlu askerliğe çevrildi. Cezasını tamamlayıp Sibirya’dan döndükten sonra Petersburg’da Vremya dergisini çıkarmaya başladı, yazdığı romanlarla tekrar eski ününe kavuştu. En önemli eserlerinden Budala 1868-1869 yıllarında Russki Vestnik dergisinde tefrika edildi. Dostoyevski bu romanında insan ruhunun labirentini çılgınlık, tutku ve hastalık prizmasında kırılan görüntüsüyle sergilemiştir. Böyle Söyledi Zerdüşt Friedrich Nietzsche Çeviren: Mustafa Tüzel Friedrich Wilhelm Nietzsche (1844-1900): Geleneksel din, ahlak ve felsefe anlayışlarını kendine özgü yoğun ve çarpıcı bir dille eleştiren en etkili çağdaş felsefecilerdendir. Bonn Üniversitesi’nde teoloji okumaya başlayan Nietzsche daha sonra filolojiye yöneldi. Leipzig Üniversitesi’nde öğrenimini sürdürdü, henüz öğrenci iken Basel Üniversitesi filoloji profesörlüğüne aday gösterildi. 1869’da sınav ve tez koşulu aranmadan, yalnızca yazılarına dayanarak doktor unvanı verilen Nietzsche profesörlüğü sırasında klasik filoloji çalışmalarından uzaklaştı ve felsefeyle uğraşmaya başladı. Tragedyanın Doğuşu, Zamana Aykırı Bakışlar, İnsanca Pek İnsanca, Tan Kızıllığı, Şen Bilim, Böyle Söyledi Zerdüşt, İyinin ve Kötünün Ötesinde, Ahlakın Soykütüğü, Ecce Homo, Wagner Olayı, Dionysos Dithyrambosları, Putların Alacakaranlığı, Antichrist, Nietzsche Wagner’e Karşı başlıca büyük eserleri arasında yer almaktadır. ÇOCUKLARINIZ İÇİN SEÇTİKLERİMİZ Afacanların Ağaç Evi Maggie Bateson ve Louise Comfort Çeviren: Sevgi Atlıhan Karla kaplı oyun ormanına hoş geldiniz. • Hareketli oyuncaklarla ağaç evindeki oyunlara siz de katılın. • Çıkarılıp takılabilen süslerle ağacı süsleyin. • Baştaki hikâyeyi okuduktan sonra, oyuncaklar ve dekorlarla kendi hikayelerinizi sahneleyebilirsiniz. • Arkadaşlarınızla birlikte oynayabilirsiniz. Elif Doktora Gidiyor Liane Schneider - Eva Wenzel Bürger Çeviren: Necdet Neydim Çok sağlıklı olsalar da, çocukların zaman zaman doktora gitmeleri gerekir. Elif’in de sağlık kontrolü için doktora gitmesi gerekiyor. Ancak kahramanımız biraz korkuyor. Oysa doktora gitmekte korkacak bir şey yok. Siz de Elif’le birlikte doktoru ziyaret edin ve sağlık kontrollerinin ne kadar kolay olduğunu görün.