haftalık bülten 30haftalık Aralıkbülten 2013 Ecicek Geçen haftanın özeti TCMB rezerv harcama hızını arttırıyor. 2014 yılı Para ve Kur Politikası Raporunu sunan TCMB Başkanı Başçı, Banka’nın faiz artırımı yerine, TL ve döviz likiditesindeki ayarlamalarla sıkılaştırma yapmaya devam edeceği mesajını verdi. Mevcut koşullarda para politikasındaki öngörülebilirliğin artırılmasının önemine dikkat çeken Başçı, kısa vadeli faiz oranlarının aynen korunacağının işaretini verdi. Mevcut para politikası duruşunun enflasyonist baskılar karşısında yeterli olduğunu bir kez daha ifade eden Başçı, likidite yönetiminde tüketici kredilerindeki artışın önüne geçmeye yönelik ayarlamalar yaptı. Döviz ROK’larının %40’lık diliminin üzerindeki değerlerini 0.4 puan artıran TCMB, böylelikle üst dilimlerdeki kullanımlarını azaltacak bankaların zorunlu karşılıkları için daha çok TL tutmasını sağlayacak. Başçı ayrıca, TCMB’nin yüksek miktarda döviz satışı yaparak TL likiditesini kısmaya devam edeceğini duyurdu. Yılsonuna kadar her gün en az 450 milyon dolar satmayı planlayan Banka, Ocak’ta da her gün en az 100 milyon dolar satarak, Ocak sonuna kadar toplamda en az 6 milyar dolar satmış olacak. Başçı’nın daha önce işaret ettiği gibi, Rapor haftalık repo fonlamasının nasıl dağıtılacağını da açıkladı. Buna göre haftalık repo ihalelerinde her banka, zorunlu karşılıklarının bankacılık sektörünün toplam zorunlu karşılığına oranının iki katına kadar teklif verebilecek. Sonuç olarak, TCMB faiz oranlarını değil, döviz rezervlerini yoğun olarak kullanmayı tercih ediyor. Anladığımız kadarıyla, dış finansman koşullarının sıkılaştığı bir ortamda, Banka rezervlerini büyük döviz açık pozisyonu olan özel sektörün kullanımına sunuyor. Ancak, Türkiye’nin dış finansman ihtiyacının büyüklüğü dikkate alındığında, TCMB’nin rezervleri çok güçlü görünmüyor. Dolayısıyla, TCMB’nin stratejisi TL üzerindeki değer kaybı baskılarını yumuşatmaya yardımcı olsa da, bunu tersine çevirecek durumda değil. Bu açıdan, dış finansman koşullarının sıkılaşması ve iç siyasi gerilimin sürmesi halinde, %7.75 oranıyla sınırlanan kısa vadeli faizlerin yeterli olmayacağı yönündeki görüşümüzü koruyoruz. PPK kısa vadeli faizlerin öngörülebilir ve istikrar olacağını söyledi. Para Politikası Kurulu’nun (PPK) 17 Aralık tarihli toplantısının özetine göre, yıllık enflasyonun Kasım ayında %7.32’ye gerilemesinde, işlenmemiş gıda ve giyim grubundaki gelişmeler belirleyici oldu. Temel enflasyon göstergelerinde de aşağı yönlü seyir olduğu kaydedildi. Kurul, enflasyon göstergelerinin önümüzdeki dönemde düşmeye devam edeceğini, İnan Demir +(90) 212 318 5087 inan.demir@finansbank.com.tr Deniz Çiçek +(90) 212 318 5086 deniz.cicek@finansbank.com.tr Gökçe Çelik +(90) 212 318 5096 gokce.celik@finansbank.com.tr haftalık bülten temel enflasyon göstergelerinin ise bir süre daha hedeflerin üzerinde seyredeceğini bildirdi. Toplantı özetine göre üçüncü çeyrek büyümesi TCMB’nin beklentileri doğrultusunda gerçekleşti. Dördüncü çeyrek içinse, Kurul nihai yurtiçi talebin toparlanmaya devam edeceğini, üretim tarafında ise ekonomik aktivitenin ılımlı büyümeyi sürdüreceğini söyledi. Toplantı özetine göre, dış ticaret dengesi ve cari denge beklentiler doğrultusunda seyrediyor. Ayrıca, Euro Bölgesinin ithalat talebinde son dönemde kısmi bir canlanma görülmesi ve küresel PMI göstergelerinin toparlanmaya işaret etmesi sebebiyle, dış talep koşullarının önümüzdeki dönemde ihracata olumlu destek vereceği düşünülüyor. Altın ticareti hariç tutulduğunda cari açıktaki ılımlı iyileşme eğiliminin süreceği tahmin ediliyor. Toplantı özetinde Kurul, toplam talep koşullarının enflasyon üzerinde aşağı veya yukarı yönlü belirgin bir baskı oluşturmadığını ifade etti. Kurul ayrıca, mevcut politika çerçevesinin cari işlemler dengesini olumlu yönde etkilediğini de söyledi. Dahası Kurul, temkinli para politikası duruşunun, alınan makroihtiyati tedbirlerin ve zayıf seyreden sermaye akımlarının etkisiyle finansal koşullarda yaşanan sıkılaşmanın, önümüzdeki dönemde kredi büyüme hızlarını daha makul düzeylere çekeceğini öngörüyor. Enflasyon görünümü orta vadeli hedeflerle uyumlu hale gelene kadar para politikasında temkinli duruşun korunması gerektiğini tekrarlayan Kurul, kısa vadeli faizlerin öngörülebilir ve istikrarlı seyretmesinin önemini vurguladı. Bu doğrultuda, bankalararası faizlerin %7.75 ve ağırlıklı ortalama fonlama maliyetinin %6.75 olarak gerçekleşmesi sağlanacak şekilde, finansal sisteme sağlanan likidite kompozisyonunun ayarlanacağı ifade edildi. Rezerv opsiyonu mekanizması hakkında ise, katsayıların özellikle son dilimlerde kademeli olarak arttırılabileceği ifade edildi. Ayrıca bu artışların, döviz satım ihaleleriyle birlikte, finansal sistemin ihtiyacını artırıcı yönde etki yapacağı değerlendirildi. Sonuç olarak, Kurul mevcut politika duruşunun, dış denge, tüketici kredisi büyümesi ve enflasyondaki iyileşmelere katkı yapacağını öngörüyor. Öncü göstergeler 4. çeyrekte de güçlü seyretti. Kapasite kullanım oranı (KKO) Aralık’ta %76.0 olarak, yıllık bazda 2.4 yüzde puan arttı. Mevsim etkilerinden arındırılmış verilere bakıldığında ise, KKO bir önceki aya 0.9 yüzde puan yükselerek %75.9’e yükseldi. Arındırılmış KKO son aylarda oldukça dalgalı seyretse de, beş aydır %75 seviyesinin altını görmedi. Ayrıca bu ayki değer, Ekim 2011’den beri bu göstergede gözlemlenen en yüksek oran. Reel sektör güven endeksi de Aralık’ta yıllık bazda ciddi artış gösterdi. Bir önceki yılın aynı ayına göre 4.2 puan artan endeks 102.1’e ulaştı. Mevsim etkilerinden arındırılmış endeks ise 110.9 olarak, bir önceki aya göre 0.6 puan aşağıda yer aldı. Endeks son iki aydır gerilese de, yıl sonunda üçüncü çeyrek sonundan 2.3 puan yukarıda yer aldı. Sonuç olarak, kapasite kullanımı ve reel sektör güveni yıllık bazda belirgin artış gösterirken, aylık bazda da güçlü performansını sürdürdü. Bu dördüncü çeyrekteki büyüme görünümü açısından iyi bir işaret. Bu verilerin ardından, %4 olan 2013 yılı GSYH büyümesi tahminimizi koruyoruz. haftalık bülten Tüketici güven endeksi Aralık’ta düştü. Tüketici güven endeksi Aralık ayında 75.0 değerini aldı. Endeks böylece, Kasım ayındaki 77.5 değerine göre %3.3 oranında gerilemiş oldu. Detaylara baktığımızda, anketin 18 bileşeninden dördü hariç hepsinin düşüş gösterdiğini görüyoruz. Bunlar arasında, hanehalkının genel ekonomik durum beklentisi %5 gerilerken, gelecekteki işsizlik durumu beklentisi de %4.8 oranında bozulma kaydetti. Hanehalkının, mevcut dönem için ve gelecekte beklenen finansal durumuna dair endeksler de, sırasıyla %0.8 ve %0.5 oranlarında küçük düşüşler gösterdi. Sonuç olarak, tüketici güven endeksi yılın ikinci yarısı boyunca dalgalı seyir izledi. Son zamanlarda ABD para politikalarına bağlı olarak finansal piyasalarda oynaklığın artması ve iç siyasi gerilimlerin yükselmekte olması, önümüzdeki aylardaki tüketici güveni için olumsuz bir görünüm ortaya koyuyor. Önümüzdeki Haftaya Bakış Kasım ayı dış ticaret verileri yarın yayımlanacak. Aylık dış ticaret açığını, piyasa beklentisiyle aynı seviyede 7.7 milyar dolar olarak tahmin ediyoruz. Bu sonuç, aylık açığın bir önceki yıla göre %7 genişlemesi anlamına geliyor. Böylelikle, 12 ay birikimli açık, Ekimdeki 97 milyar dolar düzeyinden, 97.5 milyar dolara yükselecek. Aylık tahminimiz ihracatın 14.2 milyar dolar, ithalatın da 21.9 milyar dolar olacağı öngörüsüne dayanıyor. Altın ticaretinin ise ihracatın 0.4 milyar dolarını, ithalatın ise 1.1 milyar dolarını oluşturmasını bekliyoruz. Bu tahminler, altın dışarıda bırakıldığında 12 ay birikimli dış ticaret açığının Kasım’da da düşüş göstereceğine işaret ediyor. 12 ay birikimli açığın Aralık ayında da, büyük ölçüde altın ticaretindeki mevcut eğilim sebebiyle genişlemesini öngörüyoruz. Bu doğrultuda, 2013 yılı dış ticaret açığı tahminimiz 98 milyar dolarda bulunuyor. Aralık ayı enflasyonu Cuma günü yayımlanacak. Aralık ayında TÜFE enflasyonunun aylık bazda %0.72 olmasını bekliyoruz. Piyasa beklentisi ise henüz belli olmadı. Aylık enflasyonda işlenmemiş gıda ve enerji fiyatlarının belirleyici olacağını düşünüyoruz. Ayrıca, aylık enflasyon tahminimiz yılın sonunda yıllık enflasyonun %7.68’e ulaşacağına işaret ediyor. Hatırlanacağı gibi, Kasım ayında yıllık enflasyon %7.32 olmuştu. Sıkılaşan küresel finansal koşullar ve iç siyasi riskler sebebiyle, son zamanlarda TL üzerindeki değer kaybı baskıları yeniden şiddetlendi. Bu baskılar devam ettiği takdirde, enflasyon görünümü önümüzdeki dönemde bozulacaktır. Buna bağlı olarak da, TCMB’nin faiz koridorunun tavanını yükselterek parasal sıkılaştırmayı arttırması beklenebilir. Banka’nın tepkisinin zamanlaması ve büyüklüğü, enflasyonun 2014 yılındaki seyri üzerinde belirleyici olacaktır. Bu verilere ek olarak, Aralık ayı İTO İstanbul tüketici enflasyonu, TİM öncü ihracat göstergesi ve PMI da bu hafta yayımlanacak. Ayrıca, geçtiğimiz hafta olduğu gibi, bu hafta da piyasa hareketleri üzerindeki temel belirleyici faktör, muhtemelen iç siyasi gelişmeler olacaktır. haftalık bülten Bu rapor, Finansbank CEO Ofisi Araştırma Bölümü tarafından müşterilerini bilgilendirmek amacıyla düzenlenmiştir. Raporun Finansbank ile ilişkili bir kuruluşun müşterisi tarafından kullanılabilirliği, alan kişi ve bu kuruluş arasındaki akdi ilişkiye tabi olacaktır. Bu raporda sunulan bilgi, yorum ve tavsiyeler raporu hazırlayan Finansbank CEO Ofisi’ne ait görüşleri yansıtmakta olup yatırım danışmanlığı hizmeti kapsamında değildir. Mali durum ile risk ve getiri tercihlerinin çeşitliliğini göz önünde bulundurunca sadece bu raporda yer alan görüşlere dayanarak verilecek yatırım kararları beklentilere uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bu rapordaki bilgilerin derlenmesinde güvenilirliğine inanılan sağlam kaynaklardan faydalanılmıştır; ancak bilgilerin doğruluğu bağımsız olarak teyit edilmemiştir. Finansbank bilgilerin doğruluğu ve bütünlüğü konusunda garanti vermemekte ve doğabilecek hatalarda sorumluluk üstlenmemektedir. Raporda sunulan bilgiler üzerinde önceden belirtilmeksizin değişiklik yapma hakkı saklıdır. Finansbank ve ilişkili kuruluşlar ile bu kurumlarda çalışan personel araştırma raporlarında sözü edilen menkul kıymetlere yatırım yapabilir ve zaman içerisinde pozisyonlarını değiştirebilir. Bu raporda yer alan bilgilerin bir kısmı ya da tamamının kopyası çıkarılamaz ya da dağıtılamaz.