10Reklâmdan Ötesi Yok / Biga Doğuş Gazetesi DİŞ MACUNUNDAKİ FLORÜR ZARAR VERİR Mİ? Günümüzde ağız ve diş sağlığı alanında en çok tartışılan konulardan biri de dişler için kullanılan florun faydalı mı yoksa zararlı mı olduğudur. Zaman zaman konuyu iyi bilmeyen veya yüzeysel olarak takip eden bazı yazarlar florun ne kadar zararlı olduğu hakkında sayfalarca yazı yazmış, hatta florun bir zehir olduğunu ifade edecek kadar da ileri gitmişlerdir. Flor doğada kayalarda, toprakta, sularda ve havada hiçbir zaman serbest bulunmayıp iyonlar ve bileşikler halinde bulunur. Flor kıkırdaklarımız, kemiklerimiz, diş ve tırnaklarımızın yapısında bulunan, eksikliğinde veya fazlalığında bu dokuların yapısını bozan bir elementtir. Flor daha çok volkanik yapıların etrafında, artezyen sularında, endüstriyel gazlarda ve kömür dumanlarında bol miktarda bulunur. Ülkemizde özellikle Isparta ilinde sularda fazla miktarda flor bulunması nedeni ile Florosis denilen (flor fazlalığı) hastalık sıkça görülürdü. Bu hastalığın tipik görüntüsünde dişlerin minesi oluşmaz ve genellikle dişlerde yaygın çürükler görülür, bunun yanında tırnaklarda şekil bozuklukları ve kemiklerde kolay kırılmalara da sık rastlanır. Evet aslında flor bir zehirdir. Elbette günde 300 mg sodyum florürü 60 kg ağırlığında bir birey yerse toksit etki yani zehirlenmeye sebep verir. Şunu asla unutmamalıyız ki her şeyin kararında yenilip içilmesi vücudumuz için faydalıdır. Buradan sakın flor yenmesini tavsiye ettiğimi düşünmeyin zaten flor veya diş macunu yiyen bir bireye şimdiye kadar rastlamadım. Yalnızca çocuklarda kaza sonucu yendiği vakalar rapor edilmiştir. Bir diş macununun, ki floru artırılmış olan 100 gr.lık bir tüpte en fazla 0.2 gr flor bulunur, basit bir hesapla 150.000 tüp macun yerseniz flor sizi zehirler. Flor, 1940 yıllarından beri diş hekimliğinde kullanılmaktadır. En büyük projelerden biri İsveç ve Norveç gibi İskandinav ülkelerinde suların Horlanması ile diş çürüklerinin önüne geçilmesidir. Bu proje sayesinde İskandinav ülkelerinde diş çürüğü oranı dünya ortalamasının altındadır. Son yıllarda yapılan araştırmalar sayesinde florun sistemik (sulara katılması) olarak değil de topikal olarak yani dişlere sürülmesinin daha faydalı olduğu konusunda görüş birliğine varılmıştır. Bunun temel nedeni az da olsa bireylerin farklı ortamlarda farklı miktarda floru çevresel faktörlerden (yiyecekler, su ve hava gibi) almasıdır. Özelikle çocuklar için veya yaşı ilerlemiş bireyler için de geçerli olan bu uygulama çürüğe karşı hassasiyeti yüksek olanlar, dişlerinde aşırı aşınmaları, hassasiyeti olanlarda, baş boyun kanserleri nedeni ile ışın tedavisi görenlerde ve ağız kuruluğu olanlarda uygundur. Flor jelinin diş hekimi tarafından uygulanması oldukça basittir. Plastikten yapılmış, bireyin ağızına uygun bir kaşığa, flor jeli yüklenir ve hastanın ağızına uygulanır ve bu uygulamadan sonra 30 dakika bir şey yenmez ve içilmez. İrrite edici veya ağrının olmadığı bu basit uygulama diş çürüklerinden korunmak isteyen herkese tavsiye edilmektedir. Haber Merkezi 13 Eylül 2017 Çarşamba Sayı 8042 AŞIRI ÇAY VE KAHVE GÖZ KURUTUYOR! Gözyaşımızın göz sağlığımız açısından çok büyük önem taşıdığını biliyor muydunuz? İçindeki koruyucu maddelerin göz yüzeyi için bariyer oluşturduğunu ve gözyaşı azaldığında gözün savunma mekanizmasının bozulmaya başladığını? Peki ya gözyaşı üretiminde azalmaya yaz faktörleri, klimalı ortam, göz makyajını temizlememe hatta sıvı ihtiyacınızı su yerine çay ve kahve ile karşılamanın da yol açabildiğini? Klimalı ortam Klima, ortamdaki nem oranını düşürdüğü için gözleri kurutuyor. Rezidans tipi binalarda bu problem daha sık karşımıza çıkıyor. Bu durumda klima sisteminin nem düzenleyici tipte olması veya ortamın ayrıca neminin artırılması gerekiyor. Buna rağmen şikayetiniz devam ederse suni gözyaşı ile gözün nemini takviye edebilirsiniz. Güneş ultraviyole nedeniyle göz yapılarına zarar verebiliyor. Isı nedeniyle gözyaşının çabuk buharlaşmasına neden olmasının yanında, ultraviyole ışınları katarakt ve sarı nokta hastalığına da neden oluyor. UV blokajlı güneş gözlüğü kullanmak çok önemli. Ayrıca şapka kullanımı da gerek yetişkin gerekse çocuklarda ihmal edilmemeli. Deniz ve havuz Tuzlu su, göz yüzeyinin ve gözyaşı doğal yapısının bozulmasına neden oluyor. Havuz ise klor nedeniyle daha da zararlı. Klor göz yüzeyine toksik etki yapıyor. Denize veya havuza girerken mutlaka gözlük kullanın. Gözde kızarıklık ve çapaklanma olursa mutlaka bir göz doktoruna başvurun. Rüzgar Yaz aylarında esen rüzgar serinlememizi sağlayıp bizi rahatlatırken gözlerimizi kurutuyor. Gözyaşı buharlaşıyor. Geniş çerçeveli gözlükle gözlerinizi koruyabilir, suni gözyaşı takviyesiyle nemlendirebilirsiniz. Kahve ve çay Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Evren Baca “Bol su içmek göz kuruluğunu önlemede büyük fayda sağlıyor. Özellikle buharlaşmanın yoğun olduğu ve göz kuruluğunun arttığı yaz döneminde yeterli sıvı tüketmemek, sıvı ihtiyacının çay ya da kahve ile karşılanabileceğini düşünmek, göz kuruluğunu artırarak göz sağlığına da zarar veriyor” diyor. Tozlu ortam Toz; kuru ve rüzgarlı havada göz yüzeyine yapışıp çizilmelere, enfeksiyonlara neden olabiliyor. Göze toz kaçması durumunda bol su ile yıkayın, gözleri asla ovuşturmayın, yıkamaya rağmen batma devam ederse hemen bir hekime başvurun. Kontakt lens Kontakt lensler gözlüğe alternatif olarak bazen de sadece kozmetik olarak kullandığımız konforu yüksek, görüşü rahatlatan materyaller. Ancak gözde kornea refleksini azaltarak ve gözyaşı buharlaşmasını da artırarak göz kuruluğuna neden olabiliyor. Yaz aylarında daha çok günlük lens kullanın. Kullanma kurallarına mutlaka uyun. Lensinizi çıkarmadan uyumaktan kaçının. Lensle uyumlu suni gözyaşı damlalarıyla gözün nemini takviye etmek de önemli. Bilgisayar Günümüzün vazgeçilmezleri bilgisayar, tablet ve akıllı telefonlar göz sağlığımızı tehdit ediyorlar. Uzun süre ekrana bakmak gözleri kurutuyor. Ekran başında çalışırken gözlerin dinlenmesi ve ıslanması için göz kırpma sayınızı artırın ve 20 dakikada bir 20 saniye gözünüzü ekrandan uzaklaştırın. Makyajlı uyumak Göz makyajı kapak kenarındaki kanalları tıkayarak gözyaşının yapısının bozulmasına ayrıca enfeksiyonlara zemin hazırlıyor. Her gece makyajın göze uygun bir ürün ya da temizleme mendilleri ile temizlenmesi şart. Göz kapağı hijyeni için de göz yakmayan bebe şampuanları ve ılık suyla kirpik diplerini temizleyebilir ya da eczanelerde kirpikler için özel üretilmiş şampuanlar ve temizleme mendilleri kullanabilirsiniz. İlaçların yan etkileri Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Evren Baca “Göz hastalıklarının tedavisinde uzun süreli kullanılan ilaçlar, hormonal nedenler ve bazı romatolojik hastalıklar da gözyaşı üretimini olumsuz etkiliyor. Göze damlatılan ilaçların içindeki koruyucu maddelerden akne tedavisinde kullanılan ilaçlara, antihistaminiklerden diüretiklere dek göz kuruluğuna yol açan bazı ilaçları kullanırken, suni gözyaşı damlaları kullanılmalı. Düzenli doktor takibi ihmal edilmemeli” diyor. Haber Merkezi