varolturker@superonline.com oroilaclari@superonline.com İlaç Sevgisi, Çok küçük yaşta ilaçla tanıştım. Yanlış anlaşılmasın, kullanıcı olarak değil Eczacı Kalfası olan babam sayesinde. Hopa ve çevre ilçelerinde hatta bağlı bulunduğu Artvin vilayetinde bile eczane yok iken dünyaya geldiğim ve ilçem olan Hopa’da Ömer Lütfi Eczanesi vardı. Söz konusu eczane Cumhuriyet öncesi Mektebi Tıbbiyeyi Şahane Eczacılık Yüksek Mektebi nden mezun olmuş ve rahmetlik babam Rıza TÜRKER’in ustam diye andığı çok büyük sempati ve saygı duyduğu Ecz. Ömer Lütfi bey tarafından emin olmamakla birlikte 1918 li yıllarda kurulmuş. O dönemler için bu olay Hopa ve çevresi için çok büyük bir nimet. Ecz. Ömer Lütfi bey o dönemlerde Hopa Rüştiye mektebinde okuyan babam Rıza Türker’i yanına çırak olarak almış. Hazır preparat yok. Tamamı yapma ilaçlar. Çok sonradan dönemin eczacılarından biri Hasan Kuvvet Şurubunu kendi imkanları ile üretmiş. İlk hazır preparatlardan biri olduğunu söylerdi rahmetlik babam. Daha sonra babamın çok sevdiği ve onu o dönemler son derece saygın ve geçerli olan Eczacı Kalfalığı gibi kutsal bir görev ile onurlandıran eczacısı, ustası,patronu Ecz. Ömer Lütfi OKMAN Bey hastalanır ve tedavi olmak için İstanbul Heybeliada senatoryumunda tedavi görürken rahmetlik olur. Bu babam için çok büyük ve inanılmaz bir acı kayıp olur. Babam eczanede baş kalfa olarak yanında bulunan mesai arkadaşı ve can dostu .kendisinin yetiştirdiği İlyas Demirkaya ile sırt sırta vererek yasal mesul müdür arayışı içine girerler. Tabi o dönemde eczacı bulmak çok zor bir olay. Ancak bir süre sonra Ecz. Osman Akçay’ı mesül müdür olarak bulurlar. Rahmetlik Ecz. Ömer Lütfi beyin eşi Muzaffer hanım sevgili eşini kaybettiğinde daha sonradan eczacı olacak oğlu Vural’a o dönemler hamiledir. Daha sonra oğlu Vural OKMAN dünyaya gelir ve o da baba mesleğini tercih ederek eczacı olur. Daha sonra Ecz. Vural Okman babasının eczanesinin başına geçer ve eczanenin sahibi ve babasının yetiştirdiği ve kendisini okumasında çok büyük katkıda bulunan kalfa Rıza Türker’in de doğal olarak patronu olur. İşte benim ilaç ile tanışmam yeni okula başladığım 1957 yıllarına rastlar. Babam beni ve daha sonra E.General olan ağabeyim Bahtiyar TÜRKER’i okul dışında kalan sürede eczanede çalıştırır ve kendi cebinden çalışmamızın karşılığı olarak harçlık verirdi. Böylece bizde ilaç kokusu ile birlikte ilaç sevgisi aşılanmış oldu. Akşam babamın eve geldiğini kendisini görmesem bile ilaç kokusundan geldiğini anlardım.Çünkü sürekli yapma ilaçlarla uğraştığı için kimyevi madde kokuları üzerine sinerdi. Eczane Laboratuarında yapılan ilaçlarda bende kendilerine çok yardımcı oldum. Dönemin en çok tüketilen uyuz ilacı pomad vilkinsonu havanda çok yaptık.Ayrıca hassas teraziler ve kaşeler, suppozutuar kalıpları, üzerinde Fransızca yazılar bulunan renkli kavanozlar ve boş renkli ve şeffaf cam şişeler çok gördüğümüz şeylerdi. Yapma ilaç için reçete okuyabilmek ve de bunun için Fransızca’yı kısmen de olsa anlamak gerekmekte idi.Halen Paris’te çevirmen yazar olarak yaşayan ablam Sevgi Türker Terlemez babamın o döneme göre Fransızcasının oldukça iyi olduğunu söylerdi. İşte benim ilaca olan sevgim ve minnettarlığım böyle başladı. Çünkü E.General olan abim, çevirmen yazar olan ablam babamın ve ilacın sayesinde okuduk ve bugünkü durumlara geldik. Bu nedenle Eczane ve ilacın bizde ayrı bir yeri ve önemi vardır. Üç kardeşten sadece ben baba mesleğini sürdürmeye ve ilaç üretip satmaya devam ediyorum. İLAÇ SANAYİNE GİRİŞ İlça Sanayine 1975 Yılında İbrahim Etem ULAGAY ‘da Trabzon Bölgesinde Tıbbi Mümessil olarak başladım. Daha sonra bölge şefi, bölge müdürü ve 1987 yılında Türkiye satış müdürü oldum. 1995 yılında İ.Etem ULAGAY firmasından kendi isteğimle emekli olarak ayrıldım. Kısa bir süre Toprak İlaçta Genel Müdür yardımcısı olarak görev yaptım.Daha sonra Türkiye’nin tek çok uluslu dağıtım kuruluşu olan ve Türk Hoechst’ün bir kuruluşu olan Naftol Ecza Depolarının (Malatya-Samsun-Bursa ve İstanbul) ilk ve son Türk Genel Müdürü olarak görev yaptım.Ancak yönetsel sıkıntılar nedeni ile yabancılarla anlaşamadım ve bir süre sonra ayrıldım.Biofarma İlaç ta Satış ve Pazarlama Müdürü olarak görev yaptım. Daha sonra İstanbul Emek Ecza Deposu sahipleri Ecz. Mustafa SEYHAN ve Ecz. İbrahim DAĞDELEN ile birlikte TRIPHARMA İlaç Sanayini A.Ş ‘yi kurduk. Yalnız başıma bu firmanın kuruluşunda çok büyük mücadeleler verdim. Ekip kurdum. Sabahlara kadar çalışarak TRIPHARMA’yı iyi yerlere taşımaya çalıştım. Ancak daha sonra finans yetersizliği nedeni ile Tripharma İlaç satıldı. Bir süre Adeka İlaç Sanayinde satış müdürü olarak görev yaptım. 2002 Yılında halen şirket müdürlüğünü ve yöneticiliğini yaptığım ORO İLÇALARI LTD. ŞTİ’ye ortak oldum. 36 Yıllık geçmişi olan ve ortağı bulunduğum Oro İlaçları Ltd.Şti. yakın gelecekte daha iyi konuma gelecektir. Ayrıca CENKMED SAĞLIK ÜRÜNLERİ TAN. PAZ .SAN.VE TİC.LTD.ŞTİ adında pazarlama firmam bulunmaktadır Evet böylece ilaç sevgisi ve ilaca olan bağlılık beni bu günlere taşımış oldu. Ancak daha yapılacak çok işlerimizin olduğuna inanıyorum. İnanıyorum ki ECZACI DERGİSİ Türkiye genelinde tüm eczacılar ile ilaç üreticileri arasında bir diyalog ortamı sağlayacak ve yurt genelinde bunu başaracaktır. Bu nedenle Türkiye genelinde Tüm Eczacılarımızın 2006 yılını yürekten kutlar sağlık, mutluluk ve bol kazançlı bir yıl olmasını dilerim. Saygılarımla Varol TÜRKER .