İKLİM BİLGİSİ İklim ve hava durumu birbirinden farklı kavramlardır. Hava durumu günlük değişebilen kavramdır. İklim ise herhangi bir bölgede uzun süre devam eden hava olaylarıdır. Bu iki kavramı birbirinden ayırt etmek gerekir. ATMOSFER Diğer gezegenlerden farklı olarak dünyanın etrafını çeşitli gazlardan oluşan hava kütlesi sarmıştır. Bu hava kütlesine atmosfer, içinde meydana gelen olaylara ise atmosfer olayları yada hava olayları denir. Atmosferin sıcaklık ve nem bakımından benzer özellikteki geniş parçalarına hava kütlesi denir. Hava kütleleri hareketli olup geçtikleri yerlerin iklim ve hava olaylarını etkilerler. Atmosferin içinde çeşitli tozlar olsada tamamına yakını gezlardan oluşur. Atmosferdeki gazların %99'unu azot ve oksijen oluşturur. Atmosferde %78 oranında azot bulunur ve azot atmosferde en çok bulunan gazdır. Atmosferdeki oksijenin oranı %21'dir. Geriye kalan %1'lik kısmını ise karbondioksit, su buharı, hidrojen, argon, neon, kripton gibi gazlar ve tozlar oluşturur. Atmosferdeki karbondioksit ve su buharı miktarı yere ve zamana göre değişiklik gösterebilir. Genellikle alçak yerler ile deniz üzerlerinde su buharı fazla olur. Karbondioksit ise yüksek yerlerde ve denizler üzerinde daha az bulunur. Atmosferin alt sınırı yerkabuğu ile temas ettiği bölümdür. Üst sınırı ise yerçekimi etkisinin bittiği yerdir. Bu sınır 140 km'ye kadar çıkmaktadır. Atmosferin üst sınırına doğru yerçekimi azaldığı için gazlar seyrekleşir. Atmosferin Etkileri Atmosferin en önemli etkisi canlılara yaşam ortamı sağlamasıdır. Atmosferin en önemli etkilerinden biride dünya ile beraber dönen atmosfer yerkabuğunun sürtünmeye maruz kalmasını engeller. Aksi taktirde dünyanın dönüş hareketinden doğan sürtünme yaşam olmasını engellerdi. *Güneşten gelen zararlı ışınları süzerek canlıların zarar görmesini engeller. *Hava olayları atmosferde gerçekleşir. *Atmosfer güneşten gelen ışınların bir kısmını tutarak aşırı ısınmayı, yerden yansıyan ışınları tutarak ta aşırı soğumayı engeller. *Atmosfer güneş ışınlarının dağılmasını sağlayarak güneşi doğrudan görmeyen yerlerin yani gölgede kalan yerlerin tam karanlık olmasını engeller. *Meteorlar atmosfer içine girince yanarak dünyaya büyük kütleler halinde düşmezler ve ayrıca atmosfer meteorların dünyaya çarpmasını engeller. *Atmosferde meydana gelen hava olaylarına bağlı olarak oluşan dış kuvvetler ile yerkabuğu şekillenir. Atmosferin Katmanları Atmosferin fiziksel ve kimyasal yönden farklı özellikler gösteren her bölümü farklı bir katman olarak sınıflandırılmıştır. Özelliklerine göre atmosfer 4 ayrı katmandan meydana gelir. 1-Troposfer Bu katman atmosferin yeryüzüne değen en alt sınırını oluşturan bölümdür. Kalınlığı kutuplardan ekvatora doğru gittikçe artar. Bunun sebebi hava sıcaklığıdır. Ekvatorda sıcaklıktan dolayı gazlar genleşir ve troposferin kalınlığı 14 km'yi bulur. Kutuplarda ise soğuk nedeniyle gazlar ağırlaşarak çöker ve troposferin kalınlığı 9km'ye kadar iner. Atmosferdeki gazların büyük çoğunluğu ve su buharının tamamı bu katmandadır. Yerçekimi etkisiyle gazların çoğunluğu en alt tabaka olan bu katmanda birikmiştir. Su buharı ise atmosferin üst katmanları soğuk olduğu için yoğunlaşmaya uğrar ve yoğunlaşan su buharı ağırlaştığı için atmosferin üst katmanlarına çıkamadan tekrar yere düşer. Su buharının tamamının troposferin en alt kısmında yani 4 km'lik kısmında bulunması hava olaylarının da bu bölümde gerçekleşmesine sebep olmuştur. Troposferde bol miktarda toz zerrecikleri bulunur ve bu yoğunlaşma ve yağış oluşumunda etkiye sahiptir. Troposfer ile Stratosfer arasındaki geçiş kuşağına Tropopoz adı verilir. 2-Stratosfer Troposferin üst sınırından başlayıp yeryüzünden 16-50 km'ye kadar devam eden katmandır. Stratosferde de az miktarda da olsa hava hareketleri görülebilir. Bu hava haraketleri sadece yatay yönlü olanlardır. Ozon tabakası olarak bildiğimiz bölüm bu katmanın içinde yer alır. 3-Mezosfer Stratosferin üst sınırından başlayıp atmosferin en üst katmanı olan Termosferin alt sınırına kadar devam eden katmandır. Mezosferin üst sınırının yerden yüksekliği 80 km'yi bulur. Bu katmanda hava hareketleri görülmez. 4-Termosfer Mezosferden sonra başlayan katmandır. Atmosferin en üst katmanıdır. Bu katmandan sonra uzay başlar ve tabakadaki gazlar yerçekimi etkisinin azalmasından solayı oldukça seyrektir. Bu yüzden Mezosferin üst sınırı tam olarak bilinememekle beraber 80-140 km arası olarak kabul edilmiştir. Bu katman yeryuvarlağı ile sonunu bilmediğimiz uzay arasındaki geçiş alanını oluşturur. Bu katmanda gazlar çok seyrelmiş ve iyonlara ayrılmıştır. Radyo dalgaları bu katmandan iletilmektedir. katmandaki gazların bazıları yerçekiminin etkisinden kurtularak uzaya gitmektedir. İKLİMİN ELEMANLARI Sıcaklık, basınç, rüzgar, nem ve yağış olmak üzere iklimi belirleyen 5 etken vardır. Bunlardan sıcaklık en önemlisi olup diğer iklim elemanlarınada önemli etkiler yapar. Aslında diğer bütün iklim elemanlarını her biri birbiri ile ilişkilidir. Hepsinin bu ilişkileri sonucunda bir yerin iklim koşulları oluşur. 1-SICAKLIK Dünyanın sıcaklık kaynağı güneştir. Sıcaklık insanlar ve diğer tüm canlılar için çok önemli olduğu gibi cansız varlıklar için ve çeşitli olaylar için önemlidir. İnsan bütün faaliyetlerini düzenlerken sıcaklık şartlarına göre düzenler. Yaşamsal faaliyetlerinin yanında ekonomik ve sosyal faaliyetlerinde de sıcaklık önemli bir unsurdur. Sıcaklık basıncı nemi ve hatta yağış oluşumunu etkileyerek te etkiler yapar. Sıcaklık kayaçların çözünmesi olayında da çok önemlidir. Sıcaklık diğer tüm canlıların yetişmesinde ve yayılışında etkilidir. Kısaca sıcaklık herşey için çok önemlidir. Dünya üzerinde sıcaklık düzenli bir şekilde dağılmamıştır. Sıcaklığı etkileyen bir çok faktör vardır ve bunların etkilerine göre sıcaklığın yayılış alanları farklılık gösterir. Bazı yerler çok sıcak olurken bazı yerler vardır çok soğuktur. İşte sıcaklığın bu şekilde farklı dağılış göstermesinde etkili olan faktörler önemli rol oynar. SICAKLIK DAĞILIŞINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER 1-Güneş ışınlarının geliş açısı 3-Yükselti 2-Güneşlenme süresi 4-Karalar ve Denizler (karasallık-denizellik) 5-Okyanus akıntıları 6-Rüzgarlar 7-Nem 8-Bitki örtüsü 1-Güneş Işınlarının Geliş Açısı Güneş ışınlarının geliş açısı sıcaklığı etkileyen en önemli faktördür. Güneş ışınlarının geliş açısı 4 faktöre göre değişir ve sıcaklıkta buna göre dağılış gösterir. A-Dünyanın Şekli (Enlemin etkisi) Ekvatordan kutuplara doğru gidildikçe güneş ışınlarının yere düşme açıları küçülür. Güneş ışınları ne kadar dik gelirse sıcaklık o kadar daha fazla olur. Türkiye ekvatora daha yakın olduğu için Kanada’dan daha sıcaktır. Akdeniz bölgesinin yıllık ortalama sıcaklığı Marmara bölgesinden daha fazladır. B-Mevsimler (Eksen eğikliği) Eksen eğikliğine bağlı olarak Temmuz ayında KYK’de yaz yaşanırken GYK’de kış mevsimi yaşanır. Türkiye’de yaz mevsimi yaşanırken Arjantin’de kış mevsimi yaşanır. C-Günün Saati (Günlük hareket) Bir yerdeki gün içindeki en yüksek sıcaklık öğlen vaktinden biraz sonradır. Herhangi bir yerde gündüz sıcaklığı gece sıcaklığından daha fazladır. D-Bakı ve Eğim Bakı faktörüne bağlı olarak güneşe dönük yamaçlarda; Sıcaklık fazladır. Karlar erken erir. Daimi kar sınırı yüksektir. Tarımın ve yerleşmenin yükselti sınırı daha fazladır. Bitki örtüsünün yetişme süresi daha yüksektir. Aynı zamanda ekilen aynı tür bitkiler daha erken olgunlaşır. Not: Dönenceler arasındaki bölgelerde bakı faktörünün etkisi önemli değildir. 2-Güneşlenme Süresi Güneşlenme süresi ne kadar fazla olursa sıcaklık o kadar fazla olur. (Kutuplarda 6 ay gündüz yaşandığı halde sıcaklığın yinede düşük olması güneş ışınlarının yere eğik gelmesindendir.) Ocak ayında KYK’de güneşlenme süresi GYK’ye göre daha azdır. Temmuz ayında ise daha fazladır. 3-Yükselti Sıcaklık her 200 metre yükseldikçe ortalama 1C azalmaktadır. Dağların yüksek kesimlerinde kalıcı karların bulunması Bir dağ yamacı boyunca yükselen havanın yağış bırakması Aynı enlemlerde farklı yüksekliğe sahip yerlerde sıcaklık değerlerinin farklı olması (Örnek: Ege ve Doğu Anadolu) Yükseldikçe sıcaklığın azalmasına bağlı olarak bitki kuşaklarının oluşması Yükseldikçe sıcaklığın azalmasına bağlı olarak tarım ürünlerinin olgunlaşma sürelerinin uzaması 4-Karalar ve Denizler (Karasallık-Denizellik) Karalar çabuk ısınıp çabuk soğur, denizler geç ısınıp geç soğur. Karalar çok ısınıp çok soğur, denizler az ısınıp az soğur. Denizler karalara oranla geç ısınıp geç soğuduğu için; karasal (denize uzak) iklimlerde KYK’de en sıcak ay temmuz, en soğuk ay ocak iken, denizel iklimlerde en sıcak ay ağustos, en soğuk ay şubattır. KYK’de karaların alanı GYK’ye göre daha fazla olduğundan kışın soğuma, yazın ısınma daha fazla olur. Bu da yıllık sıcaklık farkını artırır. Yine bu nedenle KYK’de izoterm eğrileri daha fazla sapmaya uğrar. Karaların KYK’de fazla olmasından dolayı yıllık ortalama sıcaklık GYK’den yaklaşık 2C daha fazladır. Karalar çok ısınıp çok soğurken denizler az ısınıp az soğur. Bu nedenle karalarda ölçülen en yüksek sıcaklıklarla denizlerde ölçülen en yüksek sıcaklıklar farklıdır. Denizden karaya doğru esen rüzgarlar kışın ılıtıcı yazın ise serinletici etki yaparlar. Meltem ve muson rüzgarları kara ve denizlerin farklı sınmaları sonucu oluşurlar. Kara ve denizler arasındaki ısınma farkları kuzey ve güney yarımkürede sıcaklık kuşaklarının aynı enlemlerden geçmesini engellemiştir. Türkiye’de Akdeniz kıyıları kış aylarında Güney Doğu Anadolu’dan daha ılık olurken, yaz aylarında denizin etkisiyle daha serin olmaktadır. Bunun sebebi denizelliktir. Koyu mavi renlerle belirtilen yerler denizin etkisinin olduğu kıyı bölgelerdir. 5-Okyanus Akıntıları Denizlerdeki yoğunluk, tuzluluk, seviye, sıcaklık farkları denizlerde akıntılar oluşturmaktadır. Ekvatordan kutuplara doğru giden akıntılar geçtikleri bölgenin sıcaklığını artırırken (sıcak su akıntısı), kutuplardan ekvatora doğru giden akıntılar sıcaklığı düşürmektedir (soğuk su akıntısı). Örneğin Meksika Körfezi’nden hareket eden Gulf-stream sıcak su akıntısı Batı Avrupa kıyıları boyunca kuzeye doğru hareket eder ve etkili olduğu yerlerde kış sıcaklığını yükseltir. Bu yüzden Batı Avrupa, aynı enlemlerde yer alan Sibirya’ya oranla daha sıcak olmaktadır. 6-Rüzgarlar Ekvatordan kutuplara doğru esen rüzgarlar sıcaklığı artırır. Kutuplardan ekvatora doğru esen rüzgarlar sıcaklığı düşürür. Örneğin; Türkiye’de kuzey sektörlü rüzgarlar (poyraz,yıldız,karayel) sıcaklığı düşürürken, güney sektörlü rüzgarlar (lodos,kıble,keşişleme) sıcaklığı yükseltir. Ayrıca kara ve denizlerin farklı ısınmalarından dolayı denizlerden karalara doğru esen rüzgarlar kışın sıcaklığı artırır, yazın ise sıcaklığı azaltır. 7-Nem Nem miktarı deniz ve göl kenarları ile sıcak ve alçak bölgelerde fazla iken, denize uzak, soğuk ve yüksek bölgelerde azdır. Nem bir yerin fazla ısınmasını ve soğumasını önleyerek günlük ve yıllık sıcaklık farkını azaltır. Ekvatoral bölge güneş ışınlarını dik ve dike yakın açılarla aldığı halde nemin fazla olmasından dolayı dünyanın en sıcak yeri değildir. Dönenceler çevresindeki çöllerde havadaki nem çok azdır. Bundan dolayı gündüz aşırı ısınma olurken geceleri ısı kaybı nedeniyle aşırı soğuma olur. Kış mevsiminde havanın bulutlu olduğu günler yerin ısı kaybı azaldığı için daha ılık geçer. Bulutsuz günlerde ise ısı kaybı daha fazla olduğundan kuru ve ayaz bir hava yaşanır. Türkiye’de Doğu Karadeniz kıyılarında nem miktarı fazla olduğu için günlük ve yıllık sıcaklık farkı azdır. İç Anadolu gibi denize uzak yerlerde nem miktarı az olduğu için günlük ve yıllık sıcaklık farkı artar, yazın aşırı ısınma kışın aşırı soğuma meydana gelir. 8-Bitki Örtüsü Bitki örtüsünün gür olduğu yerlerde terlemeden dolayı nem miktarı artar ve bu da sıcaklık farkının biraz daha az olmasına neden olur. Bitki örtüsünün az olduğu yerlerde ise nem az olduğu için sıcaklık farkı biraz daha fazla olur. Ormanlık alanlarda gece sıcaklık açık alanlara göre biraz daha fazla olur. Ormanlık alanlarda kış mevsiminde sıcaklık açık alanlara göre biraz daha fazla olur. 4-Karalar ve Denizler (Karasallık-Denizellik) Karalar çabuk ısınıp çabuk soğur, denizler geç ısınıp geç soğur. Karalar çok ısınıp çok soğur, denizler az ısınıp az soğur. Denizler karalara oranla geç ısınıp geç soğuduğu için; karasal (denize uzak) iklimlerde KYK’de en sıcak ay temmuz, en soğuk ay ocak iken, denizel iklimlerde en sıcak ay ağustos, en soğuk ay şubattır. KYK’de karaların alanı GYK’ye göre daha fazla olduğundan kışın soğuma, yazın ısınma daha fazla olur. Bu da yıllık sıcaklık farkını artırır. Yine bu nedenle KYK’de izoterm eğrileri daha fazla sapmaya uğrar. Karaların KYK’de fazla olmasından dolayı yıllık ortalama sıcaklık GYK’den yaklaşık 2C daha fazladır. Karalar çok ısınıp çok soğurken denizler az ısınıp az soğur. Bu nedenle karalarda ölçülen en yüksek sıcaklıklarla denizlerde ölçülen en yüksek sıcaklıklar farklıdır. Denizden karaya doğru esen rüzgarlar kışın ılıtıcı yazın ise serinletici etki yaparlar. Meltem ve muson rüzgarları kara ve denizlerin farklı sınmaları sonucu oluşurlar. Kara ve denizler arasındaki ısınma farkları kuzey ve güney yarımkürede sıcaklık kuşaklarının aynı enlemlerden geçmesini engellemiştir. Türkiye’de Akdeniz kıyıları kış aylarında Güney Doğu Anadolu’dan daha ılık olurken, yaz aylarında denizin etkisiyle daha serin olmaktadır. Bunun sebebi denizelliktir. Koyu mavi renlerle belirtilen yerler denizin etkisinin olduğu kıyı bölgelerdir. 5-Okyanus Akıntıları Denizlerdeki yoğunluk, tuzluluk, seviye, sıcaklık farkları denizlerde akıntılar oluşturmaktadır. Ekvatordan kutuplara doğru giden akıntılar geçtikleri bölgenin sıcaklığını artırırken (sıcak su akıntısı), kutuplardan ekvatora doğru giden akıntılar sıcaklığı düşürmektedir (soğuk su akıntısı). Örneğin Meksika Körfezi’nden hareket eden Gulf-stream sıcak su akıntısı Batı Avrupa kıyıları boyunca kuzeye doğru hareket eder ve etkili olduğu yerlerde kış sıcaklığını yükseltir. Bu yüzden Batı Avrupa, aynı enlemlerde yer alan Sibirya’ya oranla daha sıcak olmaktadır. 6-Rüzgarlar Ekvatordan kutuplara doğru esen rüzgarlar sıcaklığı artırır. Kutuplardan ekvatora doğru esen rüzgarlar sıcaklığı düşürür. Örneğin; Türkiye’de kuzey sektörlü rüzgarlar (poyraz,yıldız,karayel) sıcaklığı düşürürken, güney sektörlü rüzgarlar (lodos,kıble,keşişleme) sıcaklığı yükseltir. Ayrıca kara ve denizlerin farklı ısınmalarından dolayı denizlerden karalara doğru esen rüzgarlar kışın sıcaklığı artırır, yazın ise sıcaklığı azaltır. 7-Nem Nem miktarı deniz ve göl kenarları ile sıcak ve alçak bölgelerde fazla iken, denize uzak, soğuk ve yüksek bölgelerde azdır. Nem bir yerin fazla ısınmasını ve soğumasını önleyerek günlük ve yıllık sıcaklık farkını azaltır. Ekvatoral bölge güneş ışınlarını dik ve dike yakın açılarla aldığı halde nemin fazla olmasından dolayı dünyanın en sıcak yeri değildir. Dönenceler çevresindeki çöllerde havadaki nem çok azdır. Bundan dolayı gündüz aşırı ısınma olurken geceleri ısı kaybı nedeniyle aşırı soğuma olur. Kış mevsiminde havanın bulutlu olduğu günler yerin ısı kaybı azaldığı için daha ılık geçer. Bulutsuz günlerde ise ısı kaybı daha fazla olduğundan kuru ve ayaz bir hava yaşanır. Türkiye’de Doğu Karadeniz kıyılarında nem miktarı fazla olduğu için günlük ve yıllık sıcaklık farkı azdır. İç Anadolu gibi denize uzak yerlerde nem miktarı az olduğu için günlük ve yıllık sıcaklık farkı artar, yazın aşırı ısınma kışın aşırı soğuma meydana gelir. 8-Bitki Örtüsü Bitki örtüsünün gür olduğu yerlerde terlemeden dolayı nem miktarı artar ve bu da sıcaklık farkının biraz daha az olmasına neden olur. Bitki örtüsünün az olduğu yerlerde ise nem az olduğu için sıcaklık farkı biraz daha fazla olur. Ormanlık alanlarda gece sıcaklık açık alanlara göre biraz daha fazla olur. Ormanlık alanlarda kış mevsiminde sıcaklık açık alanlara göre biraz daha fazla olur.