KİŞİLER ARASI İLETİŞİMİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER DUYGULAR Duygu kavramı Kişinin hislerinde bir değişime neden olan heyecanlandırıcı yada uyarıcı bir etkinin meydana gelmesi ile vücutta oluşan değişikliklere duygu denir. Beyinde Duygu Nasıl Oluşur? Duygular aslında bir iletişim aracı olup kişinin iç dünyası hakkında diğer kişilere bilgi verir. Duyguların işlevleri Harekete hazırlar. Davranışları biçimlendirir. Sosyal ilişkileri düzenler. Duygusal tekpi üçlüsü. Duygu kuramlari Fizyoloji His DUYGU İfade Sonuç Duygunun ne olduğu ve nasıl ortaya çıktığına ilişkin ilk çalışmalar “Duygu Nedir” sorusuna cevap arayan William James ile başlamıştır. Sonraki süreçlerde Duygular nasıl ortaya çıkar ve Duygusal tepkilerin ne şekilde meydana geldiğine dair çok sayıda teori ileri sürülmüştür. James-Lange duygu kuramı James ,duygusal hisleri merkeze alarak bedende meydana gelen değişimleri incelemiştir. (Örneğin kokunun etkisi.) Carl Lange, küçük farklılıklarla bir duygu modeli geliştirmiş. James-Lange kuramında çevredeki uyarıcıların bedende fizyolojik değişimlere neden olduğu, bu fizyolojik değişimlere bağlı olarak ta duygunun ortaya çıktığı ifade edilir. Duygular kasların gerilmesi, titreme, solunum hızının değişmesi gibi değişikliklerden meydana gelir. “İnsanlar korktukları için titremiyor, Titredikleri için korkuyorlar.” Cannon-Bard duygu kuramı Bu kuramda duyguların ve bedensel davranışların ard arda değil aynı zamanda ortaya çıktığı ileri sürülmektedir. “Kişi ayıyı gördüğünde korkmakta ve koşmaya başlamaktadır.” Duygular ve duygusal yaşantıyı belirleyen kişilerin gördükleri ve algıladıklarıdır. Schachter-Singer duygu kuramı Bu kurama göre duyguların, deneyimler temelinde ortaya çıkan ani bir olayı bilişsel olarak sevk ve idare etme fonksiyonu ile düzenlendiğini açıklar. Kişiler duygularını içinde bulundukları ortama göre yorumlamakta, bu nedenle duygunun türü içinde bulunulan ortama göre değişmektedir. Arnold-Lindsey duygu kuramı Kişilerin durumlara ilişkin algıların ve olaylara verdikleri anlamların o duruma ilişkin oluşan duygunun temelini oluşturturur. Kişiler içinde bulundukları durumlara göre uyarılara vereceği tepkiler kişinin yorumu ile ilgilidir. Duygu durumunun isimlendirilmesi kişinin algılamasına bağlıdır. Kişiler Arası İletişim ve Duygular Duygular kişilerarası iletişimi doğrudan etkilemektedir. Kişiler arası iletişimin başlaması ve sürekliliğinin sağlanmasında en önemli etkendir. Olaylara ve durumlara karşı kişilerin duygusal yoğunlukları farklılık gösterir.(Bu yüzden kişilerin tepkileri de farklıdır.) Duygularını yoğun olarak yaşayan kişilerde Kan basıncı artması Kalp atışının hızlanması Göz bebeklerinde büyüme görünür. Bir kişinin ne hissettiğini anlamak için sözsüz davranışların gözlenmesi ve yorumlanması gerekir. Daha önceki davranışları göz önünde bulundurularak, vereceği tepkileri tahmin ederek iletişim kurmak doğrudur. Bir kişinin ne hissettiğini anlamak için soru sormak ta etkili bir yöntemdir. Duygusal ifadeler Duygusal ifadenin ilk gözlemcisi Charles Darvindir. Duygusal ifadeler çocukluktan itibaren öğrenilir. İfadeler iletişim biçimlerini etkiler. Duygunun oluşmasını takiben duygusal ifade yüzde belirir. Kişiler hissettikleri bedenleri ile daha iyi ifade eder. Her kültür, duygular için kendi sergileme kurallarına sahiptir. Bazı yüz ifadeleri kültüre göre değişmemekte ve evrensel bir ifade taşımaktadır. Cinsiyet Farkı Kadınlar ve Erkekler hem sözlü hem de sözsüz iletişimde duygularını ortaya koymada oldukça farklıdır. Erkeklerin duygularını ifade etmedikleri ve Bunun da duyguların farkında olmamasına dayandığı ileri sürülmektedir. Araştırmalar sonucunda erkeklerin kadınlara göre daha duygusal oldukları bulunmuştur. Kadınlar daha açık bir biçimde duygularını dile getiriyorlar. Erkekler öfkelendiklerinde öfkenin kaynağını çevresinde aramakta ve öfkelerini dışa dışa vurarak ifade ederler. Kadınlar öfkeyi önce kendilerinde aramakta, öfkelerini içe yöneltip daha sonra farklı tepkiler(konuşmak, alışveriş) ile öfkelerini geçirmek istemektedirler. Sonuç: Günlük yaşamda iletişimde olumsuz duyguların ifade edilmesi hoş karşılanmıyor. Duygular ılımlı olmalı ve uygun bir şekilde ifade edilmeli. Heyecana dayalı duygular kontrol altına alınmalı Olumsuz duyguların etkisi geçtikten sonra olumlu ifadelerle ortaya konulmalı. Duyguların bastırılmasından kaçınılmalı.