Hemşirelikte Kişilerarası İlişkiler ve İletişim Hafta 3

advertisement
ĠLETĠġĠMĠ ETKĠLEYEN FAKTÖRLER
KĠġĠLER
ARASI
ĠLETĠġĠM
HEDEFLER
Bu üniteyi çalıştıktan sonra;
 İletişimi etkileyen faktörleri öğrenebilme,
 Algıların önemini kavrayabilme,
 Algının iletişimi nasıl etkilediğini sıralayabilme,
 Önyargının iletişime etkisini anlayabilme,
 Değerleri algılama ve iletişim üzerine etkisini
açıklayabilme,
 Kültürü tanımlama ve önemini kavrayabilme,
 Kültürün iletişim üzerindeki etkisini açıklayabilme,
 Duyguların iletişim üzerindeki etkisini
anlayabilme,
ĠÇĠNDEKĠLER
 Giriş
 İletişimi Etkileyen Faktörler
 Özet
 Değerlendirme Soruları
 Yararlanılan ve Başvurulabilecek Kaynaklar
HAFTA
3
İLETİŞİMİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER
1. GĠRĠġ
Şuana kadar kelimelerin, beden duruşunun, iletişim araçlarının düşüncelerimizi
ifade etmede ne kadar etkili olduğunu gördük. Bu etkenlerin dışında birde kuracağımız
iletişimi olumlu ya da olumsuz şekilde etkileyen ve bizim dışımızda olan bazı etkenler
vardır. Bu etkenler iletişimde bulunan kişilerin özelliklerinden, sosyal yapıdan, iletişim
ortamının fiziki özelliklerinden ya da kültürden kaynaklanabilir. Genel olarak bu
faktörler dört ana başlıkta incelenir.
2. ĠLETĠġĠMĠ ETKĠLEYEN FAKTÖRLER
2.1. Algı
İnsanın dış dünyadaki somut nesnelerle ilişki kurması, bunlar hakkında birtakım
yargılarda bulunması bu nesnelere ilişkin davranış geliştirmesi algılama ile başlar.
Algılama dış dünyadaki somut/soyut nesnelere ilişkin olarak ortaya çıkan duyumsal
bilgidir. Algılamayı duyumsal bir bilgi olarak tanımladığımızda beş duyu organımız
aracılığıyla duyma, tatma, görme, koklama, dokunma duyuları yardımı ile dış dünyadan
bilgi edinmeyi tanımlamış oluruz. Algılamak herhangi bir olayı, nesneyi, ilişkiyi;
görmek, tatmak, koklamak, dokunmak ve hissetmektir. Algılamanın fizyolojik yanı her
insan için eşittir ve herkeste aynı gerçekleşir. Fakat algı, her bireyin dış dünyadaki nesne
ya da olayları farkedip anlaması ve yorumlaması sonucu ortaya çıkardığı kendine özel
anlamıdır. Algı kişiye özel olduğu için herhangi bir şeyin anlamı kişiler arasında farklılık
gösterir çünkü dış dünyanın her insandaki anlamı ve algısı farklıdır. Algı hayatımızın
birçok yönünü etkilediği gibi kuracağımız iletişimi de olumlu ya da olumsuz şekilde
etkilemektedir. Çünkü birey yaşadıklarını nasıl algılıyorsa öyle yorumlayacak ve dışarıya
öyle tepki verecektir.
2.1.1. Algı ve Yorumu Etkileyen Faktörler
Her bireyin çevresi mesajlarla doludur. Birey içinde bulunduğu ortamda yüzlerce
iletiyle karşılaşabilir fakat bunların hepsiyle ilgilenmez. Kişinin bilinci, mesajları
gereksinim ya da ilgilerine göre algılamada seçicilik oluşturur. Bilinç verileri ayıklar ve
algılama başlar. Bu seçicilik bir haber başlığı, bir renk, bir ses, bir fotoğraf ya da sizi
ilgilendiren bir konu olabilir. Ortamdaki herhangi bir uyaranın bizi etkileyen tarafı yoksa
işittiğimiz şey sadece gürültü olacaktır.
Algı iletişimimizi etkilediği gibi bizim algımızı da etkileyen bazı faktörler
mevcuttur. Bireyin geçmiş yaşantıları, deneyimleri, gelecek beklentisi, rol ve
sorumlulukları, benlik saygısı, kendine verdiği değer, amaçları, yaşama bakış açıları
algılarını etkiler. Her bireyde bu özellikler farklı olacağından her birey gördüğünü farklı
algılayacaktır. Yani dış dünyanın her insandaki anlamı farklı ve kendine özeldir. Algılar
özel olduğu gibi olayların ya da ifade edilen konuların anlamları da her bireyde farklıdır.
Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi
İLETİŞİMİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER
Her birey olayları nesneleri, kendi bireysel gereksinim, bekleyiş, değer yargıları
ve kültürüne göre farklı biçimde algılar ve bu algılama doğrultusunda yorum yapar.
Kişilerin yaşadıkları olaylara verdiği tepkiler yorumlama biçimlerinden
kaynaklanmaktadır. Olayları ya da nesneleri nasıl algılarsak öyle yorumlar ve bu
doğrultuda iletişim kurarız. Bu algılamayı etkileyen çeşitli faktörler mevcuttur:
1. Ortamdan kaynaklanan faktörler: Mekan, ortamın ısı ve ışık durumu,
gürültü, diğer insanların varlığı, zamanın uygunluğu, iletişimde bulunan
insanların beden dili, kıyafetleri, konuşma yapıları vs.
2. Vericiden kaynaklanan faktörler: Konuşma biçimi, konu hakkındaki
yeterliliği, kendi duygularına yoğunlaşması, mesajı doğru aktarabilmesi,
vericinin dikkat çekiciliği, dili kullanma biçimi, sözsüz iletişiminin sözlü
iletişimiyle uygun olup olmaması
3. Alıcıdan kaynaklanan faktörler: Bilgi ve deneyimi, duyguları, dikkati,
değer ve kültür yapısı, bakış açısı, fiziksel durumu vs.
2.1.2. Algının Önemi
İletişimin etkili ve verimli olabilmesi için karşımızdaki kişinin neleri, nasıl
algıladığını bilmemiz gerekir. Algı ve düşüncelerimizi araştırmadan doğru kabul
ettiğimizde veya bunları başkalarının bildiğini varsaydığımızda iletişimimiz bozulur.
Çünkü iletişim kurduğumuz birey bizim gerçekte ne düşündüğümüzü bilemez. Aynı
şekilde karşıdaki insanın algılarını yok sayarsak bizde verdiğimiz mesajın doğru
anlaşıldığından emin olamayız. Herhangi bir iletişimde diğer kişiyle karşı karşıya
geldiğinizde aşağıdaki tüm basamaklar devreye girer ve kuracağınız iletişimi,
algılamalarınızı ve yorumlama biçiminizi etkiler:








Diğer bireyin özellikleri ve davranışı
Bu özellik ve davranışı görme yolunuz
Ne gördüğünüze ilişkin yorumunuz
Tepkiniz
Diğer kişinin size ve tepkinize yönelik algısı
Diğer kişinin gördüğünü yorumlaması
Diğer kişinin tepkisi
Sizin tepkiniz
Zamanının büyük çoğunluğunu hastalarla geçiren hemşirelik mesleğinde bu çok
daha göze çarpmaktadır. Klinikte aynı tanıyla yatan hatta aynı tedaviyi gören iki hastanın
verdiği tepkiler, hastalığı anlayış biçimleri, tedaviye katılımları aynı olmayacaktır.
Hastaların algıları davranışlarını etkileyecektir. Örneğin onkoloji servisinde yatan iki
kanser hastasının biri hastalığını kabul edip ifade ettiği halde diğeri inkar edebilir. Biri
tedaviye uyumlu olduğu halde diğeri reddedebilir. Bu olayın farklı olmasından değil
Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi
İLETİŞİMİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER
kişilerin olayı farklı algılamasından kaynaklanmaktadır. Biri için kanser hastalığı kötü
fakat tedavisi mümkün olan hayata dair bir durumken diğeri için yolun sonu anlamına
gelebilir.
2.1.3. Önyargı
Önyargı bir tutumdur ve bir kişi ya da gruba beslenen, adil olmayan, hoşgörüsüz
ve aleyhte bir görüş olarak tanımlanır. Diğer birçok tutum gibi önyargının da üç bileşeni
mevcuttur: İnançlar, duygular ve davranışsal eğilimler.
İletişim kurduğumuz birey ya da gruplara karşı duyduğumuz önyargılar,
algılarımızı etkileyecek, yorumlama biçimimizi şekillendirecektir. İletişimde mesajın
doğru algılanması ve yorumlanabilmesi için kişilere önyargılı yaklaşılmaması gerekir
çünkü önyargı bilinçte kalıp oluşturur. Bu kalıplar kişinin olaylara objektif bakmasını
engellerler. Kendisine iletilen mesaj ya da uyaran kişinin değerlendirme süzgecine
gelmeden bu kalıp içinde sıkışıp kalır. Önyargılarımız nedeniyle daha iletişime geçmeden
ya da karşımızdaki bireyi hiç dinlemeden sonucu oluşturmuş oluruz bu da iletişimde
tıkanıklıklara yol açar.
2.2. Değerler
Bireylerin algısı gibi değerleri de farklıdır. Değerler bir bakıma kişinin benliğini
besleyen kaynaklardır ve bu kaynaklar bireyin gereksinimleri doğrultusunda ortaya
koyacağı davranışı etkilemektedir. İnsanlar genellikle benimsedikleri değerleri önemser
ve bunları yüceltirken kendi değer yargılarına uymayanları küçümser ve dışlarlar.
Ethnocentrism denen bu yaklaşım fanatiklik derecesine gelirse tehlikeli ve ilkel bir hale
dönüşür.
Değerler bir bakıma kişinin benliğini besleyen kaynak gibidirler. Kişiler değer
sistemlerinin oturttukça kendilerine ait bir dünya görüşü kazanırlar. Değer sistemleri önce
düşünceleri sonra davranışları şekillendirir. Yaptığımız birçok davranışta bilinçli olarak
değerlerimizi seçmesek de aynen algılarımız gibi değerlerimizde vereceğimiz kararları,
sergileyeceğimiz hareketleri şekillendirirler.
Değer yargılarımızda algılarımız gibi benliğe kuvvetle yerleşmiş güdülerdir ve
değişmeleri oldukça zordur. Fakat değer yargılarımızı etkileyen çeşitli etmenler
mevcuttur. Bunlardan birisi kişilerin yaşıdır. Herhangi bir olay karşısında 10 yaşındaki
bir çocukla 20 yaşındaki bir gencin vereceği tepki aynı olmayacaktır ya da heyecan verici
olarak düşünülen bir aktivitenin genç bir bireydeki anlamıyla yaşlı bir bireydeki anlamı
aynı değildir. Çünkü değerler sistemi kişi hayatını devam ettirdikçe, yaşam tecrübesi
kazandıkça, çeşitli rol ve modelleri örnek aldıkça değişecektir. Zaman, kişinin değerlerini
net olarak belirleyebilmesi için çok önemli bir etkendir. Yaş ilerledikçe kişilerin
düşünceleri ve ilgileri değişir. Aileden, toplumdan ya da model alınan kişilerden
etkilenilerek bir değer sistemi oluşturulur.
Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi
İLETİŞİMİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER
Değer kavramını etkileyen bir diğer etmende benlik algımızdır. Çünkü benlik
değerleri doğrultusunda ortaya çıkan davranışlar, bilinçaltı olduğu için kişinin farkında
olmadan birçok gereksinimini karşılar. Benliğimize verdiğimiz değer, karşımızdaki
bireye verdiğimiz değeri ve dolaylı olarak onun bize ilettiği mesaja verdiğimiz anlamıda
etkileyecektir.
Değer yargılarımızı özellikle meslek alanında etkileyen bir diğer etmende
çalışanların mesleklerini kabullenmesi ve kendilerine inanmalarıdır. Bu nedenle sağlık
çalışanları sahip oldukları değer ölçülerinin farkında olmalıdırlar. Çünkü çalışanların
değer yargıları hastayla olan iletişimlerini hatta verdikleri bakımı dahi etkileyecektir.
Örneğin aynı ideolojik fikre sahip olmayan bir hastaya bakım vermek durumunda
kalan bir hemşirenin değer algısını mesleğine karıştırmaması gerekmektedir. Aynı fikirde
olmadığı için bakım ya da ilgiyi azaltması sözkonusu değildir. Böyle bir durum hem
meslek ahlakına hemde etik ilkelere aykırıdır.
2.3. Kültür
Kültür iletişim biçimini büyük ölçüde etkileyen önemli bir etkendir. Farklı
kültürlerde olan bireylerin aynı konuyu anlatış biçimleri de, anlam vermeleri de farklı
olacaktır. Kültür her bireye, kendine özgü bir dünya görüşü kazandırır ve kişiler
yaşamlarını dünya görüşünden bağımsız sürdüremezler. Yaşamımızın geniş bir bölümü
kültürümüzün etkisi altındadır. İletişimde yaşamımızın vazgeçilmez bir bölümünü
oluşturduğu için kültür bu konuda çok önemli hale gelmektedir.
Kültür üzerine yapılmış birçok tanım bulunmaktadır:

Bir grubun çevresindeki sorunlarını ve kendi bünyesindeki uyum problemlerini
çözerken bir zaman dilimi süresince bir grup tarafından icat edilmiş, keşfedilmiş,
geliştirilmiş ve öğrenilmiş temel varsayımların motifidir.

Bir toplumun tarihsel süreç içerisinde eriterek kullandığı, geliştirdiği ve kuşaktan
kuşağa aktardığı her türlü maddi- manevi paylaşımlar bütünüdür.

Bir milletin sahip olduğu maddi ve manevi değerlerin tümüdür

Kültür genel olarak benimsenen, üyeler için örgütsel hayatı anlamlı hale getiren
ve onların davranışlarını yönlendiren inançlar, tutumlar ve değerler topluluğudur.

Kültür, okumak, anlamak, görebilmek, görebildiğinden mâna çıkarmak, uyanık
davranmak, düşünmek, zekâyı terbiye etmektir. (Atatürk-1936)
Genel anlamda kültür maddi ve manevi olmak üzere ikiye ayrılır. İnsanın gerek
ihtiyaçlarından kaynaklanan ve yaşamını sürdürmek için ortaya koyduğu evler, işyerleri,
Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi
İLETİŞİMİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER
çeşitli eşyalarından gerekse estetik ya da başka amaçlarla olsun tasarlayıp ürettiği her şeyi
maddi kültürün birer öğesidir. Bir toplumdaki dini motifler inanç sistemleri, örf ve
ananeler, tutumlar, davranış kalıpları ve alışkanlıklar ise önemli bazı manevi kültür
öğeleridir.
2.3.1. Kültürü OluĢturan Öğeler







Maddi kültür öğeleri( teknoloji, mimari eserler, işyerleri vs.)
Dil
Ahlak ve estetik
Eğitim, bazı kültürel değerlerin öğrenilmesi
Din, inançlar, tutumlar, kaide ve değerler
Sosyal organizasyon, sosyal kurumlar
Politik hayat
Kültür içinde yaşadığı bireylere iletişimde jest ve mimikleri, giyim kuşamlarını,
çevreyi nasıl kullanacaklarını hatta verecekleri tepkileri bile öğretir. Kültürümüz
kuracağımız iletişimi şekillendirdiği gibi vereceğimiz anlamları da etkiler. Kullanılan
sözcüklerin, deyimlerin ve davranışların anlamı kültürden kültüre değişiklik gösterir.
Örneğin doğu toplumlarında büyükler konuşurken susmak desteklenir ve bunun bir saygı
gösterisi olduğu savunulurken, batı toplumlarında ise gençlerin sürekli konuşmaları ve
hatta aykırı fikirlerde olmaları özgüven ifadesi olarak yorumlanabilir.
Kültür farklılığının hemşirelik mesleğinde de çok önemli bir yeri vardır. Hem
bakımı uygulayan hemşirenin kültürü hem de bakım verilen hastanın kültürü kurulan
iletişimi etkileyecektir. Kültür bazen bakımı kolaylaştırırken bazen de tedaviyi reddedici
hale gelebilir. Kişi yetiştiği çevreden sürekli rıza göstermeyi öğrenmişse, hastalığın
tedavisini geleneksel yöntemlerle çözmeyi uygun buluyorsa tedaviyi reddedebilir. Tam
tersi sağlık hakkında yeterli bilgi düzeyine sahip ve tedavi şekillerinin desteklendiği,
sorunların bilim ışığında çözüldüğü bir çevreden gelen hastanın tedaviye katılımı daha
fazla olacaktır.
Kültürün öğelerinden biri olan dil özellikleri de iletişimimizi geniş ölçüde
etkileyecektir. Kullanılan sözcükler, sözcüklerin toplumdaki anlamı, lehçe farklılıkları,
jest ve mimikler kuracağımız iletişimi şekillendirir. Özellikle dil özellikleri farklı olan
hastalara bakım verirken sağlık çalışanlarının dikkatli olması gerekmektedir. Çünkü
verilen bakımın etkin olabilmesinin şartı, iletişimin doğru anlaşılması ve tedaviye
hastanın da katılımıdır. Kültür yapısı olarak sizden çok farklı olan bir hastaya vereceğiniz
eğitimde bu farkı gözetmezseniz muhtemelen yanlış anlaşılmalar olacaktır ve istenen
amaç gerçekleşmeyecektir. Bu durumlarda hem kültür farkı gözetilmeli hem de hastadan
anladığına dair geribildirim alınmalıdır.
Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi
İLETİŞİMİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER
2.4. Duygular
Duygularda diğer etmenler gibi iletişimi etkileyen önemli bir değişkendir. Çünkü
duygular davranışlara yön verir. Davranışlarımızda kuracağımız iletişimi olumlu ya da
olumsuz etkiler. Duygular davranışlarımıza, davranışlarımızda karşımızdaki kişiyle olan
iletişimimize yön verir. Bazen hissettiğimiz duygular nedeni ile istemediğimiz tavırlar
sergileyebiliriz. Olumlu bir cümle kurarken içinde bulunduğumuz olumsuz duyguların
etkisiyle negatif tavırlar sergileyebiliriz. Konuştuğumuz kelimelerin içeriğiyle beden
dilimizin uygun olmamasında duygularımızın rolü büyüktür.
Örneğin çok stresli ve kızgın bir durumdayken herhangi bir hastanın sorusuna
verdiğiniz yanıt her ne kadar normal olsa da içinde bulunduğunuz duygu durumunuz
beden dilinize yansıyacağı için hasta tarafından yanlış anlaşılabilir. Ona kızmadığınız
halde hasta sizin onun sorusuna tepki gösterdiğinizi düşünebilir hatta alınganlık gösterip
artık soru sormayabilir ya da hırçınlaşabilir.
Sağlık çalışanlarının mümkün olduğu kadar duygularını kontrol edebilmeleri ve
duygularını meslek alanlarına yansıtmamaları gerekmektedir. Örneğin hastanın acısıyla
özdeşleşen bir hemşire bakım vermekte çok zorlanacaktır. Sağlık çalışanlarının görevi
hastaya empati yapmaktır, aynı duyguları yaşaması ya da hastanın yanlış tavır ve
inanışlarına destek sağlaması değildir. Tabi ki kişinin kendisini duygularından
soyutlaması söz konusu değildir ayrıca her zaman bireylerin duygularına da hakim olması
mümkün değildir. Fakat profesyonel mesleğin gereği mümkün olduğunca duyguların
mesleğe yansıtılmamasıdır. Aksi durumlarda ise hastaya açıklama yapılması yanlış
anlaşılmaları engelleyecektir.
Hemşirelikte, hastanın duygularının kabul edilmesi önemli bir kavramdır.
Hemşirenin herhangi bir duyguya katılması veya katılmaması, onaylaması veya
onaylamaması söz konusu değildir. Yani kişilerin duygusunun doğruluğu veya yanlışlığı
tartışılmaz. Yalnızca kişinin böyle bir duygu yaşamakta olduğu kabul edilir, çünkü
bireylerin buna hakkı vardır. Duyguların kabulü iletişim için güven ortamı oluşturur.
Duygularda bir çeşit semptom sayılır ve sağlık çalışanları semptomların doğru mu, yanlış
mı olduğunu tartışmaz.
2.4.1. Duygu ve Kültürün ĠliĢkisi
Duygular evrensel olsada duyguların ifadesi kültürden kültüre hatta kişiden kişiye
değişiklik gösterecektir. Yaşanılan kültür duyguların ifadesini olağan görüyor ve saygı
duyuyorsa, kişiler duygularını rahatça ve doğru bir şekilde aktaracaktır fakat kültür belli
noktalarda engelleyici oluyorsa kişiler duygularını net olarak ifade edemezler buda
iletişimi anlaşılmaz hale getirebilir. Kültürün olumlu ya da olumsuz etkisi altında kişi
kendisini duygularından soyutlayamayacağı için aslında anlatmak istediğini daha kapalı
anlatabilir hatta kınanmak, küçümsenmek gibi rencide edici durumlardan çekindiği için
iletmek istediği mesajın tam tersini aktarabilir. Duygularımıza bizler bilinçli olarak karar
vermeyiz. Örneğin acil bir durum karşısında heyecanlanmak ya da korkmak gibi bir
Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi
İLETİŞİMİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER
tercihimiz olmaz fakat kültür yapımız hissettiğimiz duygunun ifadesini, anlamını, etkisini
değiştirebilir.
3. ÖZET
Şuana kadar iletişimi yönlendiren, etkisini azaltan ya da artıran faktörlerden
bahsettik. Genel olarak kelimeler, beden dili ve iletişim araçları diye bahsettiğimiz bu
konular öğrenilerek ve geliştirilerek iletişim daha kaliteli hale getirilebilir. Birde
bunların haricinde bizden kaynaklanmayan fakat kendimizi de soyutlayamadığımız,
iletişimi etkileyen bazı faktörler mevcuttur. Algılarımız duygularımıza yön verir ve biz
bunların etkisi altında davranışlarımızı sergileriz. Kültür ve değerler ise zaman
içerisinde gelişerek ilerleyen ve kimlik gibi değişmesi çok zor şekilde hayatımıza yerleşen
unsurlardır. İnsanın kendisini değer yargılarından ya da kültüründen soyutlaması
mümkün değildir. Algı, değer, kültür ve duygu olarak verdiğimiz bu dört kavram
hayatımızla bütünleşmiştir ve birçok alanı olduğu gibi kuracağımız iletişimi de
etkilemektedir.
4. DEĞERLENDĠRME SORULARI
1) Aşağıdakilerden hangisi algılarımızı etkileyen vericiden kaynaklanan faktörlerden
biridir?
a) Kendi duygularına yoğunlaşması
b) Beden dilini doğru kullanması
c) Dikkat çekiciliği
d) Dili kullanma biçimi
2) Bir milletin sahip olduğu maddi ve manevi unsurların tümüne ne denir?
a)
b)
c)
d)
e)
Paylaşım
Kültür
Değer
Duygu
Hiçbiri
3) Aşağıdakilerden hangisi duyguların iletişime olan etkisini açıklar?
a)
b)
c)
d)
e)
Duygular, davranışlara, davranışlarda iletişime yön verir
Duygular, beden dilini etkiler
Duygular, karşıdaki kişinin iletişim şekline yön verir
Duyguların kabulü iletişim için güven ortamı sağlar.
Hepsi
Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi
İLETİŞİMİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER
CEVAPLAR
1) E
2) B
3) E
5. YARARLANILAN KAYNAKLAR
1. Schein, E.H, Organizational Culture, AmericanPsychologist Published, 1990,Vol.
45, No.2, pp.109-119
2. Barlı Ö. (2008), Davranış Bilimleri ve Örgütlerde Davranış. Aktif Yayınevi,
İstanbul
3. Özcan A. (2006), Hemşire-Hasta İlişkisi ve İletişim. Sistem Ofset Basım Yayın,
Ankara
4. Üstün B, Akgün E, Partlak N. (2005), Hemşirelikte İletişim Becerileri Öğretimi.
Okullar Yayınevi, İzmir
5. Cüceloğlu D. (2002), Yeniden İnsan İnsana. Remzi Kitabevi, İstanbul
6. Dökmen Ü. (2005), Varolmak Gelişmek Uzlaşmak. Sistem Yayıncılık, İstanbul
6. ÖNERĠLEN KAYNAKLAR
1. Demiray U, Eroğlu E, Gökdağ D, Tuna Y, Ünlü S, Yılmaz R.A, Yüksel A.H.
(2010), Etkili İletişim. Pagem Akademi, Ankara
2. Cüceloğlu D. (2008), Keşke’siz Bir Yaşam İçin İletişim Donanımları. Remzi
Kitabevi, İstanbul
3. Voltan Acar N. (2008), İnsan İlişkileri İletişim. Nobel Yayın Dağıtım, Ankara
4. Cüceloğlu D. (2004), İnsan ve Davranışı. Remzi Kitabevi, İstanbul
Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi
Download