Gazete 1 Sayı - Maltepe Çocuğun 100 Dili

advertisement
ÇOCUGUN 100 DILI
Sıkı durun, gelecegin
bilim insanları geliyor :)
Erken çocukluk dönemi, çocukların bilgi
ve becerilerinin temellerinin atıldığı
dönemdir. Bebekler
dünyaya
geldiklerinde çevrelerini duyuları yoluyla
tanımaya
ve keşfetmeye
başlarlar.
Bebekler için her şey merak konusudur
ve
bu
merakları onları çevrelerini
incelemeye
ve
araştırmaya
yöneltir. Büyüdükçe anlamlı bir şekilde
dünyayı araştırma ve öğrenme devam
eder. Çocuklar çiçekleri, yaprakları ve çeşitli kabukları toplamaktan hoşlanır, yakın
çevrelerindeki hayvanların
hareketleri
onların
ilgisini
çeker.
Böylece
bu dönemde çocuklar
yapacağımız fen ve doğa etkinlikleriyle ilgili ilk
deneyimlerini kazanmaya başlıyorlar. Deneyler,
araçları tanıma ve kullanma, çeşitli çalışma yöntem
ve tekniklerini kullanma, keşifler, icatlar, mutfak
çalışmaları,
doğa
gezileri
ve
yürüyüşleri,
piknikler, kamplar,
koleksiyonlar,
ilgili
bilim
alanlarındaki kişileri konuk olarak çağırma, başvuru
kitaplarını, diğer kitapları ve dergileri inceleme,
fotoğraf çekme, fotoğraf inceleme, belgesel vb.
izleme
gibi
çalışmalarla fen
ve
doğa
etkinlikleri; çocukların
doğal
meraklarından yararlanılarak
onların
çevrelerini
ve
doğayı gözlem
yapma,
araştırma
ve
tanımalarına,
düşüncelerini
açıklığa
kavuşturmalarına, araştıran, soran, sorgulayan, bir şeyleri olduğu gibi kabul etmeyen,
sadece bakan değil, baktığını görebilen bireyler yetiştirmeye yardım eden çalışmalar olarak
tanımlanabilir. Ayrıca çocuklar grup içinde iş birliği, yardımlaşma, paylaşma, sorumluluk alma
gibi sosyal değerler kazanır.
Çocuklarla birlikte yapmaya başladığımız fen ve doğa
etkinlikleriyle
çocukların
bilimsel
düşünmelerini,
deneyerek
öğrenmelerini,
neden-sonuç
ilişkisi
kurmalarını, problem çözme becerilerini geliştirmeyi, akıl
yürütme becerilerini ve yaratıcı düşünmelerini artırmayı,
kendilerine güvenerek grup etkinliklerine uyumlu ve aktif
katılımlarını sağlamayı hedefliyoruz. Bunun için ilk
deneyimizi çocuklarla yaptık bile!
Basınıza icat çıkaracak çocuk yetistiriyoruz :)
3
ANAOKULU Gazetesi Sayı 01
Merhabalar,
Okulumuza misafirler geldiii. Beraberlerinde de bazı
değişiklikler getirdiler. Neler mi???
Beslenme anlayışımız ve eğitim felsefemizi daha sağlıklı çocuklar
yetiştirmek için değiştiriyoruz.
Yeni eğitim ve beslenme anlayışımızı 1. sayfada, çocuklarımızla
geçirdiğimiz zamanlardan kareleri 2. sayfadaki fotoğraflarda ve
yapmaya başladığımız fen ve doğa etkinlikleriyle ilgili bilgiyi 3.
sayfada bulabilirsiniz.
Tüm bu değişiklikleri konuşmak ve tanışmak için siz velilerimizi
bu Cuma (27 Kasım) saat 18.00-19.00 arası yapacağımız
toplantımıza davet ediyoruz.
Görüşmek üzere :)
Sevgili velilerimiz,
Bu hafta itibariyle Pembe Dünya çocuk yuvası ekibine biz de katılmış bulunmaktayız. Bu
birliktelik beraberinde birçok yeniliği de getirdi tabi…
Genetik yapıları değiştirilmemiş, mevsiminde yetişen meyve ve sebzelerle besleneceğiz.
Sütümüzü sütçüden alıp ekmeğimizi ve yoğurdumuzu okulda yapacağız. Beslenme programımızı
Uzman diyetisyen Burcu Üner yapacak.
Eğitim felsefemiz; çocuk odaklı ve çocuk yapılandırmacı, bilim ve sanatın iç içe geçerek öğrenme
sürecinin geliştiği bir pedagojik yaklaşımı esas alıyor. Çocukları ve öğretmenlerimizi bu
yaklaşıma alıştırırken bol bol atölyeler düzenleyip etkinliklerimize de aynı şekilde devam
edeceğiz. Yani bir yandan şimdiki düzenimizi koruyacağız, öte yandan çocuklara daha fazla
uyaran vererek onların bilişsel, dil, motor, sosyal ve duygusal gelişimlerine daha fazla
odaklanacağız. Her çocukta var olan, merak duygusunu, öğrenme becerisini, araştırma isteğini,
yaratıcılığını ve 100 dilini kaybetmeden kim oldukları, neler yapabilecekleri konusunda güçlü bir
bilinç kazanmalarını hedefliyoruz. Bunu yaparken MEB Okul Öncesi Eğitim Programı’ndan
faydalanacağız.
Bizim için her çocuk bir başkahraman ve kendi bilgisini yapılandırabilecek yetilere sahiptir.
Çünkü çocuk meraklıdır, sosyaldir ve oyun oynarken öğrenebilir. “Çocuğun 100 Dili” vardır, yani
çocuk çok çeşitli dillerle iletişime geçebilir. Projeler boyunca çocuklar meraklarını takip ederek,
oyunlarının içinde daha fazla derinlemesine araştırma yapar, dener, üretir, hayatı her yönüyle
tam da hayatın içinde yaşayarak, kalıcı bilgiler edinerek öğrenirler ve bunu kendi “dilleri”yle
açığa çıkararak bize gösterirler.
Öğretmen “çocukla beraber öğrenen” ve araştıran rolünde de olduğunun farkında olarak
çocukları gözlemler. Aynı zamanda çocuğun bir arkadaşıdır, onun bilgiye ulaşmasını sağlamak için
ona rehberlik yapar, uygun fiziksel ve sosyal çevreyi hazırlar, çocuğu dinler ve çocuğun keyifle
keşfedip öğrenme sürecinde onu her an destekler.
Çocukların bilişsel, duygusal ve sosyal zekalarını geliştirmek amacıyla yaşadıkları çevredeki
doğal malzemelerden geri dönüşüm materyallerine, yapılandırılmamış ahşap oyuncaklardan
teknolojik materyallere ve sanat materyallerine, günümüz eğitim ihtiyaçlarına uygun geniş bir
materyal tercihimiz bulunuyor. Çocuklar birbirinden bağımsız gibi görünen materyalleri bir
araya getirince nasıl anlamlı bir bütün oluşturduğunu ve ortaya değerli bir ürün çıkabileceğini
açıkça görürler. Tüketen rolünden sıyrılıp “üreten” rolünde olduklarında ve duygusal ve sosyal
becerileri geliştirildiğinde çocuklar yalnızca bilgi ve ürün değil; hayal, değer ve sorunlara çözüm
üretmede de aktif rol üstlenirler, bireysel başarılarının yanında arkadaşlarıyla uyum içinde grup
çalışmaları yaparak da öğrenme sürecini başlatırlar.
Çocuklara güvenmek, onlara inanmak ve onları “ama”sız dinlemek üzerine oluşturduğumuz
felsefemizle çıktığımız eğitim yolculuğumuzda sizlerle birlikte olmaktan mutluluk duyuyoruz.
1
2
Download