Otizm, çocuğun sosyal ve iletişim becerilerinin oluşmasını etkileyen bir gelişim bozukluğudur. Otizmde birey, dış dünyanın gerçeklerinden uzaklaşıp kendine özgü bir dünya yaratır. Genellikle 3 yaş öncesindeki çocuklarda ortaya çıkar ve yaşam boyu devam eder. Ancak çocuk 3 yaşını doldurduktan sonra da otistik davranış özellikleri gösterebilir. Özellikle küçük yaşlarda otizm, belirtileri ve seyri bakımından otizm dışındaki bazı hastalık ve bozukluklarla karıştırılabilmektedir. Bunlar arasında; işitme güçlüğü, çocukluk çağı depresyonu, çocukluk çağına özgü konuşma sorunları, zeka geriliği ve dikkat eksikliği- hiperaktivite bozukluğu sayılabilir. Otizmin ilk belirtileri Göz temasında yaşanan sorunlar, göz göze gelindiğinde anlamlı bir iletişim kurulamaması, İnsanlara karşı dikkatinin gelişmemesi, Bebeğin ihtiyaçlarını ifade etmek için değişik ağlamalar kullanması, Nesnelerle ilgilenmemesi, Kucağa alınınca susmaması ya da kucağa alınmaya direnmesi, otizmin ilk belirtileri arasında sayılabilir. Otistik bir bebeğin altı aylık olduktan sonra otizm ile ilgili ortaya çıkan belirtileri; Bebeğin bir şey yemek istememesi, yiyecek ve içecekleri reddetme, Seslenildiğinde tepki vermeme, Çevreye karşı ilgisizlik, Taklit becerisinin gelişmemesi, Akranlarına kıyasla belirgin sakinlik, Kişilerden ve/veya nesnelerden korkup aşırı tepkiler verme, Basmakalıp (stereotipik) hareketler şeklindedir. Sıklık ve Yaygınlık: Otizmin erkek çocuklarda görülme oranı kız çocuklarından 3-4 kat daha fazladır. Her 10.000 kişiden 5’i tipik otistik tanısı alırken yaklaşık olarak 15-20 kişi de otistik davranışlar göstermektedir. Otistik Çocukların Özellikleri Göz teması kuramazlar, biriyle göz göze geldiklerinde sanki boşluğa bakıyor gibi dururlar ya da çok kısa süreli göz temasları vardır. Sözel yad a sözel olmayan ifadeleri yanıtsız bırakabilirler. Örneğin kendilerine seslenildiğinde duymuyormuş gibi davranabilirler. Kimi otistik çocuklar, bazı seslere, kokulara, ışık yada dokunuşlara karşı aşırı hassasiyet geliştirebilirler. Sıcak, soğuk ya da acı gibi duyusal materyallere karşı duyarsız olmaları mümkündür. Etrafındaki birtakım değişikliklere karşı tepkisel olabilirler. Örneğin ev içinde eşyaların yerinin değiştirilmesinden ya da odalarında yapılan değişikliklerden rahatsızlık duyabilirler. Bunu nedeni; çevrelerine karşı bir nevi zihinsel bir harita oluşturulmuş olmalarıdır. Yapılan herhangi bir değişiklik ise çocuğun çok fazla stres yaşamasına neden olmaktadır. Bazı çocuklar saldırgan olabilir, kendilerine, çevrelerindeki insanlara ve eşyalara zarar verebilirler. Tehlike ve korku duygusu hissetmezler. Bu nedenle, gerek evde gerekse dışarıda tehlikeli eylemlerde bulunabilirler. Yemek yeme bozuklukları olabilir. Yenmeyen bazı şeyleri yemekten hoşlanabilirler. Kelime hazineleri sınırlıdır, çoğunlukla etraftan duydukları kelimeleri kullanırlar. Bazen de konuşulanları tekrarlamaları mümkündür ( ekolali). Sosyal ve duygusal açıdan izoledirler. Çevrelerindeki insanları önemsemeyen bir tutum içinde olabilirler. İnsanlarla değil, cansız obje ve varlıklarla vakit geçirirler. İhtiyaçlarını ertelemeyi başaramazlar. Parlak şeylere ilgi duyarlar. İlgileri bir şeye sabitlenir ve bu şey ortadan kaldırılırsa kriz geçirir. Otistik çocuklar, konserve kutuları, boş deterjan kutuları, plastik şişeler ya da kapaklar gibi şeylere çok bağlı olabilirler. Sevdiği bir şey kaybolduğunda bulunana kadar huzursuzdur. Yüksek sesten huzursuz olabilirler, özellikle motorlu araç sesi, köpek havlaması gibi sesler onlar için rahatsız edici olabilir. Bazıları hayatları boyunca konuşmazlar. Dokunulmayı sevmese de, sıkı sarılmalardan hoşlananları vardır. Elleri çırpmak, yüz göz hareketleri yapmak, kendi etrafında dönmek gibi hareketleri olabilir. Çoğu parmak uçlarında yürür. Kendilerine ait ritüelleri Olabilir. Örneğin; Koltuğa oturmadan önce etrafında bir tur dönmek gibi. Bazıları para gibi yuvarlak şeyleri döndürmeye meraklı ve beceriklidir. Dönen şeylere bakmaya doyamazlar. Örneğin, çamaşır makinesi çalışırken karşısında oturup onu seyredebilirler. Pek çoğu müziği sever ve şarkı söyler. Bazılarında yersiz gülmeler görülebilmektedir. Başkalarının duygularını anlamakta zorlanırla., bu nedenle uygun tepkiler veremeyebilirler. Taklit yetenekleri sınırlıdır. Otistik Çocuklarda Görülen Davranış Problemleri 1. 2. 3. 4. Öfke Nöbetleri: Özellikle 2-5 yaş arasındaki çocuklarda görülmektedir. Bu dönemde konuşma çok azdır ya da hiç yoktur. İsteklerini sözel olara ifade edemeyen çocuk, öfke nöbeti olarak adlandırılan tekmeleme, ağlama, bağırma, kendini yere atma gibi davranışlar gösterebilmektedir. Çevresine Zarar Veren Davranışlar: Çığlık atma, evdeki eşyalara zarar verme şeklinde olabilmektedir. Kendisine Zarar Veren Davranışlar: Bu davranışlar genelde, çocuğun kızdığı, endişelendiği ya da başarısızlığa uğradığı zamanlarda ortaya çıkmaktadır. Yüzünü tırmalama, kafasını duvara vurma, ellerini ısırma, kendini yere atma şeklinde davranışlar ortaya çıkabilmektedir. Stereotipi- kalıplaşmış hareketler: 1. Duyumsal Uyarım: İleri geri sallanma, kendi ekseni etrafında dönme. 2. 3. 4. Görsel Uyarım: Parmaklarını gözlerinin önünde hareket ettirme, parmakları ile havada şekiller oluşturma. Dokunsal Uyarım: Elin ritmik hareketleri ile kulak, el gibi diğer vücut parçalarına vurmak. İşitsel Uyarım: Aynı ezgiyi üst üste saatlerce mırıldanma. Otizm ve Tedavi Otizm, uygun bir eğitim planı ve bazı durumlarda ilaç tedavisi ile bazı belirtileri düzeltilebilen bir bozukluktur. Uyum yetenekleri ve becerileri geliştirilip kendi kapasitesi için mümkün olan en üst düzeye gelebilir. Ancak tedaviye başlarken çocuğun hangi noktaya varacağını kestirmek mümkün değildir. Bu çocuğun probleminin şiddetine ve gösterdiği belirtilerin çeşitliliğine bağlı olduğu kadar aldığı profesyonel desteğin ve eğitimin kalitesine de bağlıdır. Otizmi tedavi eden herhangi bir ilaç yoktur ancak kullanılan ilaçlar otistik bireylerde görülebilen hiperaktivite, saldırganlık, yeme sorunları, epilepsi nöbetleri, depresyon gibi sorunlar üzerinde etkili olabilmektedir.