Safra taşları; bilinmesi gerekenler Prof. Dr. Etem Alhan Safra kesesi karaciğerin alt yüzünde ona yapışık 30-50 ml hacminde bir kesedir.Ana safra kanalına ince bır kanalla baglıdır. Karaciğerde yapılan safra ana safra kanalı ile mideden sonra 10-12 cm aşağıda oniki parmak barsağına boşalır. Ana safra kanalına yandan safra kesesi kanalı bağlanır.Yemek dışındaki ara zamanlarda karaciğerde yapılan safra safra safra kesesinde depolanır ve bu esnada konsantre edilir. Yemek yenilince mideden onkiki parmak basamağına geçen yiyecekler oniki parmak barsağından salınan CCK ve pankreozymin adlı hormonların salınımına neden olur. Bu hormonlarda safra kesesinin kasılarak safranın oniki parmak barsağına boşalımına neden olur. Safra oniki parmak barsağında yağların sindirimi ve yağda eriyen vıtaminlerin emilimini sağlar. Safra içeriğinde safra asitleri, lesitin ve kolesterol bulunur. Bunlar bir üçgen şeklinde belirli bir dengede bulunur. Bu denge bozulursa safra taşları oluşur. Genetik yapı, diet, obesite, cinsiyet bazı ilaçlar bu dengeyi bozarak taş oluşumuna neden olurlar. Safra kesesi taşları sindirim sisteminin en çok rastlanan problemidir. Otopsilerde toplumda % 11-36 arasında safra taşı tespit edilmiştir. Yaş, cinsiyet etnik gruplar ile ilişki gösterir. Obesite, gebelik, Crohn hastalığı, ince barsağın son kısmının çıkarılması, geçirilmiş mide cerrahisi, ailevi sferositozis, orak hücreli anemi, talesemi hastalığı safra taşı gelişmesine hazırlayıcı faktörlerdir. Kadınlarda erkeklerden iki kat fazla safra taşı görülür. Safra taşı olan çoğu hasta yaşam boyunca şikayetsiz yaşar. Bilinmeyen nedenlerle taş safra kesesi kanalını tıkayarak hastada rahatsızlık, şikayet oluşturur. Bu hastalar da safra kesesinin akut iltihabı, taşın ana safra kanalına düşmesi, pankreas iltihabı, safra kesesi ile ince barsak arasında kısa devre (fistül) gelişimi , barsak tıkanması, ve safra kesesi kanseri gelişimi gibi komplikasyonlar ortaya çıkabilir. Safra kesesi taşları şikayeti olmayan hastalarda başka nedenle çekilen ultrasonografiler, tomografiler veya ameliyat esnasında teşhis edilirler.Şikayeti olmayan hastaların yılda % 3 ü şikayet etmeye başlar. 20 yıllık süre içinde %60-65 hasta şikayetsiz durumdan şikayet eder hale gelirler. % 25-30 hastada da yukarıda bahsedilen ciddi komplikasyonlar gelişir. Safra kesesinin çıkarılmasına kolesistektomi denir. Kolesistektomi şikayeti olan hastalara yapılır. Diabetik yaşlı safra taşı hastaları, toplumda yüksek oranda safra kesesi olan hastalarda ve kalsifikasyondan dolayı porselen safra kesesi olan hastalarda önleyici kolsistektomi yapılır. Porselen safra kesesi hastalığıda safra kesesi kanserine yol açmaktadır. Şikayeti olan hastalarda taş kanalda tıkanıklığa yol açarak yemeklerden sonra karın sag üst veya orta kısmda sağ omuza veya bele vuran gelip giden ağrıya neden olur. Ağrı bazan yemeklerden önce ve devamlı haldede bulunabilir. Ağri ile beraber kusma ve bulantı olabilir. Ayrıca bazı hastalarda karında dolgunluk, gaz hissi, hazımsızlık gibi şikayetlerde olabilir.Taş ana safra kanalına düşerse yine gelip giden ağrı ateş, çarpıntı, titreme olabilir ve sarılık ortaya çıkar. Taş ile beraber safra kesesinde kanser varsa o zaman kilo kaybı görülür. Bu hastalarda teşhiste en iyi yöntem ultrasonografidir. Bazan düz karın grafisi ve karın tomografisi de kullanılabilir. Şikayeti olan ve taş tespit edilmeyen hastalarda ülser hastalığı, böbrek taşları, mide reflü hastalığı da ayırıcı tanıda düşünülmeli ve gerekli endoskopi, tomagrafi gibi ek tanı yöntemleriyle araştırmak gerekebilir. Şikayeti olan hastalarda tedavi cerrahi kolesistektomidir. Kolesistektomi açık veya laporoskopik (kapalı) olarak yapılabilir.Yaşlı , iskemik kalb hastalığı, kronik akciger hastalığı olan hastalarda açık kolsistektomi tercih nedenidir. Kolesistektomide ölüm oranı 60 yaşın altında % 0.7 dir. Bu oran 60-70 yaş arasında %3 e, 70-80 arasında % 5-10 yükselmektededir. Bu nedenle şikayeti olan hastalar beklemeden ameliyat olmalıdır. Bazı hastalarda hastaneye safra kesesi kanalının aniden tam kapanmasına bağlı olarak akut kolesistit dediğimiz safra kesesi iltihabı ile başvururlar. Bu hastalarda karın sağ üst kısmında sırta vuran şiddetli ağrı, kusma, bulantı, ateş vardır. Muayenede karın sağ üst kısmı duyarlıdır. Kanda lökositler artmıştır. Ultrasonografide kesede taş dışında kese duvarında kalınlaşma vardır. Bu hastalar da her hastaya göre değişmekle beraber acilen ameliyat edlirler. Bir kısım ek sorunlu hastalar önce tıbbi tedavi ve altı hafta sonra ameliyat edilirler. Bu haldede açık veya laporoskopik ameliyat yapılır. Fakat kapalı başlanan hastalarda açığa geçiş oranı % 25 civarındadır. Bu oran acil olarak gelmeyen hastalarda % 5 civarındadır. Taş ana safra kanalına düşerse sarılık ateş gelip giden ağrı, titreme şikayet ve bulgularına neden olur. Bazan ana safra kanalındaki taş daha ciddi bir durum olan akut pankreatite neden olabilir. Bu hastalarda magnetik rezonans görüntüleme yoluyla safra taşının ana safra kanalında olup olmadığı dogrulanır. Bundan sonra endoskopik retrograd kolanjiopankreatikografi (ERCP) ve papillotomi ile taş barsağa düşürülür. Daha sonra kolesistektomi yapılır. Bu işlemde başarılı olmayan hastalarda açık ameliyatla taş alınır ve kolsistektomi yapılır. Ana safra kanalına düşen taş akut pankretit yapmışsa önce iki hafta kadar akut pankreatit tıbbi olarak tedavi edilir. Sonra taş ERCP ve papillotomi ile alınarak açık yada kapalı kolesistektomi yapılır. Safra taşlarının açık yada laparoskopik yapılmasında fark yoktur. Yaşlı, iskemik kalb hastalığı, kronik akciger hastalığı olan hastalarda açık kolsistektomi tercih edilmelidir. Laparoskopik kolesistektomi ameliyat sonrası az ağrıya, erken işe başlamaya neden olan ve hastanede kalış süresini azaltan bir cerrahi yöntemdir. Ancak ameliyatı yapan cerrah en az daha önce yüz civarında bu ameliyattan yapmış olmalıdır. Yoksa yaşamı tehdit eden çok ciddi komplikasyonlar ortaya çıkabilmektedir. Çok nadir bir hasta grubunda, ciddi ek hastalığı nedeniyle ameliyat olamayan kolesterole bağlı safra taşları ilaçla tedavi edilebilir. Fakat bu hastalarda ilaç kesildiği anda taşlar çok kısa bir sürede daha fazla oluşmaktadır. Mutlak ameliyatı gereken safra kesesinde gangren yada delinmesi olan çok ciddi ek sorunlu çok yaşlı hastalar günümüzde gelişen anestezi teknikleriyle uyutulmadan (epidural anestezi) ile başarılı olarak ameliyat edilebilmektedir. Toplumda sık görülen safra kesesinin taş hastalığı günümüzde tıbbi gelişmeye bağlı olarak kolayaca teşhis ve tedavi edilebilen bir hastalıktır. Zamanında hastaneye başvurmayan hastalarda ölüm dahil ciddi komplikasyonlara neden olabilmektedir. Bu nedenle benzer şikayeti olan hastalar hastaneye başvurmalı, teşhis dogrulanırsa ameliyat olmalıdır.