YERİN YAPISI VE OLUŞUMU Yerin iç yapısı hakkında belgilere; belli bir derinliğe kadar açılan sondaj kuyularından, Deprem dalgalarının hızı ve izlediği yollardan, Volkan patlamaları sırasında çıkan maddelerden, taşların yapısından ve maden aramaları sırasında yapılan kazılardan ulaşabilmekteyiz. Yerin Katmanları 1- Yer Kabuğu: En dış katmandır. Katılaşmış kayaçlardan oluşur. SİMA ve SİAL tabakalarından oluşur. Yer kabuğu okyanusların altında ince(8- 10 km), kıtaların altında ise kalındır(33km). 2- Manto: Hacim olarak en fazla yer kaplayan katmandır. Dış Manto ve İç Manto olmak üzere ikiye ayrılır. Yer Kabuğuna yakın kısmına Astenosfer(Magma) tabakası denir. Burası kızgın ve akışkandır. Kıtalar bu magma üzerinde hareket etmektedirler. Deprem, vokanizma, epirojenez ve orojenez gibi iç kuvvetlerin oluşmasına sebep Astenosfer yani magma tabakasıdır. 3- Çekirdek: İç Çekirdek ve Dış Çekirdek olmak üzere ikiye ayrılır. Dış Çekirdek sıvı, İç Çekirdek katıdır. Demir ve nikel gibi elementlerden oluşmuştur. Kıtaların Kayması Teorisi: Alman Bilim Adamı Alfred Wegener tarafından ortaya atılmıştır. Bu teoriye göre önceleri tek bir kıta olan PANGEA vardı. Pangea, magmadaki konveksiyonel hareketlere bağlı olarak parçalandı ve parçları da birbirinden uzaklaştı. Böylece bu günkü kıtalar meydana geldi. Zaten kıtları incelediğimizde yap bozun birer parçası gibidirler. Bu teorinin en büyük kanıtı; Güney Amerika ile Güney Afrika’da aynı hayvan fosillerinin bulunması ve Atlas Okyanusu’nun her iki kıyısındaki kayaç yapısının benzemesi ile buraların yap bozun parçaları gibi birbirini tamamlamasıdır. Yer Kabuğu bütün değildir parçalardan oluşur. Bu parçaların her birine LEVHA adı verilir. Kıtalar da bu levhaların üzerindedir. Manto Katmanındaki yatay ve konveksiyonel hareketlere bağlı olarak levhalar da hareket ederler. Levhalar bu hareketler sırasında birbirlerine çarparlar, uzaklaşırlar veya birbirlerine sürterler. İşte bu hareketler sonucunda uzun vadede yeni kıtalar, yeni okyanuslar, sıradağlar, volkanik dağlar, depremler ve sıcak su kaynakları oluşur. Jeolojik Devirler 1- İlk Zaman(Antekambriyen): Kıta çekirdeklerini oluşturan en eski kıvrımlar oluştu, canlılardan su yosunları ortaya çıktı. 2- Paleozoik: Bu devirde kıtalar henüz birbirinden ayrılmamıştır(sadece Pangea kıtası vardı). Hersinyen ve Kalodinien kıvrımları oluşmuştur. Dev bitki türleri oluşmuştur. 3- Mezozoik: Büyük oranda tortullaşma ve birikme olmuştur. Alp Kıvrımına hazırlık yapılmıştır. Yer Kabuğu parçalanarak kıtalar oluşmaya başlamıştır. Bu zamanın sonlarında kara ve denizlerin dağılımı bugünkü halini almıştır. Dinozorlar ortaya çıkmıştır. 4- Neozoik: Alp Kıvrımları oluşmuştur. Atlas ve Hint Okyanusları oluşmuş, bugünkü bitki ve hayvan toplulukları oluşmuştur. 5Antropozoik(Quterner): a)Kuzey Yarım Küre’de önce şiddetli soğuma oldu ve Batı Avrupa, İskandinavya ve Kanada buzullar altında kaldı. Şiddetli soğuma sonucu buzullaşma oldu ve deniz seviyesi alçaldı. B) Buzular eriyince Batı Avrupa, İskandinavya ve Kanada yükselmeye başladı(Bu durum bugünde devam etmektedir), deniz seviyesi yükseldi. Bugünkü iklim şartları oluştu, Ege Denizi oluştu, İstanbul ve Çanakkale Boğazları oluştu, İlk insan meydana çıktı. İç Kuvvetler 1- Dağ Oluşumu: Akarsu, rüzgar ve buzulların taşıdıkları malzemeleri okyanus ve deniz diplerine biriktirir. Bu birikme alanlarına “Jeosenklinal” denir. Levhaların birbirine hareketi sırasında yan basınçların etkisiyle biriken bu tortullar yumuşaksa kıvrılarak yükselir. Böylece kıvrım dağlar oluşur. Kıvrılmada yukarıda kalan kubbemsi kısma “Antikinal”, aşağıda kalan kısma ise “Senklinal” denir. Bunlar yer şekli değil yapıdır. Eğer tortul tabakalar sert yapıda ise yan basınçların etkisiyle kırılırlar. Ve faylar oluşur. Yukarıda kalan kısma “Horst”, aşağıda kalan kısma da “Graben” adı verilir. Dünyamızın oluşumundan bugüne kadar üç büyük dağ oluşumu olayı yaşanmıştır. Paleozoik’te Kalodoniyen dağ oluşumunda İskoçya ve Norveç’teki dağlar; Paleozoik sonlarındaki Hersinyen dağ oluşumunda ise Apalaşlar, Urallar ve Orta Ren Dağları oluşmuştur. Tersiyer’de Alpler, Himalayalar, And Dağları ve Kayalık Dağları oluşmuştur. Hindistan Levhası günümüzde de kuzeye doğru hareket etmektedir. Bu yüzden buralarda şiddetli depremler oluşmakta ve Himalaya dağları yılda 5 mm yükselmektedir. 2- Kıta Oluşumu: Yer kabuğunu oluşturan levhalar, Manto(Mağma) üzerinde dengeli biçimde durur. Bu dengeye “İzostatik Denge” denir. Ancak bu denge yer kabuğu üzerinde meydana gelen çeşitli olaylar sonucunda bozulabilir. Aşınan kara yüzeyleri hafifleyerek yükselir ve bu durumda kıtalar oluşur. Ağırlaşan yerler de alçalarak aşağıya doğru çöker. Diğer taraftan buzullaşma sonucunda kara kütlesinin üzeri ağırlaşır ve kara kütlesi çöker. Bu durumda deniz karaya doğru ilerler buna “Transgarasyon” denir. Buzulların erimesinden sonra da kara kütlesi hafifler ve kara kütlesi yükselir. Bu durumda deniz çekilir buna “Regresyon” denir. Epirojenik hareketlere örnek olarak İskandinavya ve Kanada örnek verilebilir. Buralarda yükselme günümüzde de devam etmektedir. 3- Volkanizma: Mağma yerin zayıf olan dirençsiz noktalarındaki tektonik kırılma alanlarından yüzeye fışkırır. Bazı durumlarda da yeryüzüne çıkamaz, yer kabuğunun derinliklerinde kalarak buralarda karılaşır. Mağmanın yer kabuğunun içinde kalarak katılaşması sonucunda bazı şekiller oluşur bunlara “Dayk”, “Botalit”, “Sill” ve “Lotalit” denir. Bu şekiller, yüzeyin dış kuvvetler tarafından aşındırılması sonucu yüzeye çıkabilmektedir. Volkanlardan çıkan küçük boyutlu(1cm) malzemelere “Volkan tüfü”, 1cm den büyüklerine “Lapilli” daha büyüklerine de “Volkan bombası” denir. Mağmanın yeryüzüne çıkarken izlediği yola “Volkan Bacası”, Yanardağın tepesindeki çukurluğa “Krater”, Kreterin çökmesi sonucu oluşan büyük çukurluğa “Kaldera”, gaz patlaması şeklinde oluşan volkanik faaliyetin oluşturduğu çukurluğa da “Maar” denir. Volkan Şekilleri: a) Kül konileri; Cüruf ve volkan bombası üretir. b) Kalkan Volkanı; Geniş bir alana yayılmıştır. c) Tabakalı Volkanlar; üst üste yığılmış yüksek volkan dağlarıdır(Ağrı Dağı). 4- Depremler: Levha hareketleri sonucunda yerde biriken enerjinin dalgalar halinde yeryüzüne atılması olayına deprem denir. Depremler levha sınırlarında gerçekleşir. Bu depremlere “Tektonik deprem” denir. Depremin meydana geldiği merkeze “Episantr”, dış merkeze de “Hipodantr” denir. Depremin şiddeti “Rihter Ölçeği” ile ölçülür. Deprem Bilimine de “Sismoloji” denir. Fay Tipleri; Normal fay, Ters fay ve Doğrultu atımlı faydır. Rihter Ölçeğine göre depremin büyüklüğü(Magnitüd): 3,5- 4,2 Hafif; 4,3- 4,8 Orta; 4,9- 6,1 Şiddetli; 6,2- 7,3 Yıkıcı; 7,4+ Afet. Volkanik Depremler; Volkan püskürmesi sırasında gerçekleşen sarsıntılardır(Japonya ve İtalya’daki depremlerin bir kısmı). Dar alanda etkilidir. Zararları azdır. Çöküntü Depremler; Yer altında oluşan boşlukların çökmesi sonucu oluşan depremlerdir. Etki alanı dardır. Büyük heyelanlar da depremlere neden olabilir.