DEPRESYON YAŞI KÜÇÜLÜYOR Sağlık Bültenleri-3 DEPRESYON YAŞI KÜÇÜLÜYOR ‘Çocukta da depresyon mu olurmuş’ diyorsanız yanılıyorsunuz. Zira modern çağın hastalığı son yıllarda yetişkinler gibi çocukların da kapısını daha fazla çalar oldu. Anne babalar dikkat! Çocuğunuzda göz ardı edeceğiniz veya oluruna bırakacağınız depresyon, ileride telafisi çok güç sorunlara yol açıyor. İşte uzmanından, Akşam Gazetesi’ne çok önemli uyarılar, öneriler… Çocuğunuz son zamanlarda sinirli ve öfkeli davranışlar mı sergiliyor? Sürekli yorgunluktan yakınıyor, ya hiç yemiyor ya çok yiyor, ya uyuyamıyor ya da kalkmak bilmiyor! ‘Bir sorun var’ diyor ama tüm çabalarınıza rağmen ona ulaşamıyorsunuz. Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Çocuk ve Genç Psikiyatristi Dr. Özlem Şireli, modern çağın hastalığı depresyonun çocuğunuzun da kapısını çalmış olabileceğini bu durumda hem çok anlayışlı hem de çok dikkatli davranmanız gerektiğini belirtiyor. Çocuklarda depresyonun görmezden gelindiğinde ya da erkenden tedavi edilmek yerine oluruna bırakıldığında okul problemlerinden ders başarısızlığına, sosyal ilişkilerde bozulmadan özellikle ergenlik dönemine doğru madde kullanımı ve öz kıyım girişimleri gibi kendine zarar verici davranışlara dek çok ciddi sorunlara yol açabildiğini vurgulayan Dr. Şireli “Çocuklardaki ani duygusal ve davranış değişikliklerine karşı hem öğretmenlerin hem de ailenin duyarlı olması ve gereken desteği sağlaması çok önemlidir” diyor. Ergenlikte görülme sıklığı artıyor! Özellikle ergenlik döneminde depresyonun artış gösterdiğini belirten Dr. Şireli depresyona giren çocuğun uyku düzeninde keskin değişiklikler olduğunu belirterek ya uyuyamamaya ya da aşırı uyumaya başlayacağını, iştahında da benzer şekilde ya kesilme ya da artış yaşanacağını, özellikle daha küçük yaştakilerde beklenen kilo artışının olmamasının önemli bir klinik belirti olduğunu söylüyor. Özellikle 6-8 yaşlarındaki çocuklarda bedensel yakınmalar en çok da baş ağrısı şikayeti görülürken, yaş küçüldükçe karın ağrıları da sıklıkla yaşanabiliyor. Depresyonun yetişkinlerde daha çok nedensiz ortaya çıkan aşırı üzüntü haline yol açmasına rağmen çocuklarda üzüntü halinin, mutsuz görünmenin yanı sıra aşırı huzursuzluk, sinirlilik ve dindirilemeyen öfke nöbetlerine yol açtığını belirten Dr. Şireli “Gün içinde ani duygu dalgalanmaları ve eşlik eden ağlama nöbetleri olabilir. Eşlik eden değersizlik ve suçluluk düşüncelerinin yanı sıra, özgüven eksikliği ve içe kapanıklık görülür, ayrılık kaygısı, fobiler, takıntılar ortaya çıkabilir” diyor. Dr. Şireli, depresyona giren çocuğun günlük aktiviteleri ve sosyal ilişkilerinin yanı sıra derslerine karşı da ilgisizlik ve isteksizlik baş gösterdiğini belirterek “Depresyona bağlı olarak da ortaya çıkan dikkat dağınıklığı ve konsantrasyon kaybı çocuğun ders başarısında da azalmaya neden olur. Toplumsal içe çekilme ile birlikte hem yaşıtlarıyla hem de ailesi ile ilişki problemleri gözlenir” diyor. Kızlar daha fazla depresyonda Depresyonun genetik, çevresel ve biyolojik faktörlerin etkileşimi ile ortaya çıkan bir hastalık olduğunu, ergenlik öncesinde kız ve erkeklerde eşit oranlarda görülmesine rağmen ergenlikle beraber kızlarda görülme sıklığının arttığını kaydeden Dr. Şireli, “Çocuklarda söz konusu depresif belirtilerin varlığında ailenin mutlaka bir uzmandan yardım alması gerekmektedir. Tedavide bireysel psikoterapi, gerekirse ilaç tedavisi uygulanmaktadır. Yapılan çalışmalar ilaç tedavisi ile birlikte uygulanan psikoterapinin daha etkin sonuçlar sağladığını göstermektedir. Aile tedavinin bir parçası olmalıdır. Aile görüşmeleri ve psikoeğitimin yanı sıra uzmanın gerekli gördüğü hallerde aile terapisi de uygulanan tedavi yöntemlerindendir” diyor.