İŞİTME YETERSİZLİĞİ OLAN ÇOCUĞA SAHİP AİLELERE ÖNERİLER İşitme yetersizliği; işitme duyarlılığının kısmen veya tamamen kaybından dolayı konuşmayı edinmede, dili kullanmada ve iletişimde yaşanan güçlük nedeniyle bireyin eğitim performansının ve sosyal çevreye uyumunun olumsuz yönde etkilenmesi durumudur. İşitme yetersizliği olan bireylerde erken tanı ve teşhis, erken cihazlandırma ve eğitime erken başlanması çok önemlidir. Son yıllarda yeni doğan tarama testleriyle bireyde işitme yetersizliği olup olmadığı teşhis edilebilmektedir. İşitme engeli olduğu belirlenen bireyin kaybına uygun işitme cihazı zaman kaybetmeden odyolog kontrolünde bireye takılmalıdır. İşitme cihazı kullanan bireyler işitme cihazı yardımıyla duyduğu sesleri taklit ederler. Eğer çocuk cihaz kullanmayı bırakırsa ses çıkarma davranışı azalacaktır. Bu konuda velilere önemli görevler düşmektedir. Aile çocuğun işitme cihazının çalışıp çalışmadığını mutlaka kontrol etmelidir. Aile kulak kalıplarının çocuğun kulağına uygun olmasına, hoparlörlerin bozuk olmamasına, kordonların sağlam olmasına dikkat etmelidir. Aile çocuğun işitme cihazını uzman odyoloğun önerdiği şekilde ayarlamalıdır. Dikkat edilmediğinde çocuk işitme cihazından yarar sağlamaz. Bazı çocuklar işitme cihazını takmak istemezler. İşitme cihazını takmak istememe sebepleri arasında çocuğun yaşının küçük olması, cihaza uyum sağlamaması, bireyin sesten rahatsız olması ve bireyin akranlarından utanması yer alabilir. Daha sonraki yaşlarda çocuklar” Kulağım ağrıyor, çok ses geliyor rahatsız oluyorum, herkes bana bakıyor” gibi söylemlerle cihazını takmak istemeyebilir. Anne- babalar çocuklarına işitme cihazı kullanımını teşvik edici çalışmalar yapmalıdır. Çocukların ilgisini çekecek işitme cihazı aksesuarları, işitme cihazı kullanımı ile ilgili cdler, kitaplar ve broşürler, dinleme becerisini geliştirici oyuncaklar alabilirler. Aile çocuğuna işitme cihazını işitme duyusu gibi görmesini sağlatmalı, çocuğa cihaz takma bilinci kazandırmalıdır. Bu bilinci kazanan bireyler cihazlarını aktif olarak kullanabilmektedirler. Çocuğun işitme cihazını zaman zaman ailesine karşı tehdit unsuru olarakta kullanabildiği görülmektedir. Örneğin çocuk istediği bir şey yapılmadığında ailesini cihazı çıkarmakla tehdit etmektedir. Bu duruma aile kulak asmamalı ve çocuğa taviz vermemelidir. Çocuğun cihazı çıkarması halinde aile sabırla cihazı taktırmalıdır. Cihaz eğitimi konusunda aileler kararlı olmalıdır. Ebeveynlerin tüm ilgisini işitme yetersizliği olan birey üzerinde toplaması kaçınılması gereken bir durumdur. Genellikle anneler işitme yetersizliği olan çocuklarına daha fazla ilgi ve şefkat göstermektedirler. Bu durum diğer aile bireylerinin ve eşin ihmal edilmesine neden olmaktadır. Bu nedenle anne diğer çocuklarına da aynı şekilde davranmalı ve zaman ayırmalıdır. Ebeveynler işitme yetersizliği olan çocuğuna ayrıcalıklı davranmamalıdır. İşitme yetersizliği olan çocuğa gösterilen ayrıcalıklı davranışlar diğer çocuklar tarafından hoş karşılanmayabilir. Bu durum hem anne babaya hem de işitme yetersizliği olan çocuğa karşı olumsuz tutum sergilemelerine ve çocuğun dışlanmasına sebep olabilir. Kardeşlerin “Keşke bende işitme engelli olsaydım” ya da “Keşke benimde işitme cihazım olsaydı” gibi düşünmesine zemin hazırlanmamalıdır. Anne babalar işitme yetersizliği olan çocuğun üzerinde disiplin kurmalıdır. Çocuk ailesini değil, aile çocuğu yönlendirmelidir. Çünkü çocuk kendi isteği doğrultusunda aileyi yönlendirmek isteyecektir. Aileler eğer çocuk üzerinde disiplin kuramazsa bu durum eğitimini olumsuz yönde etkileyecektir. Anne babalar ve çevre işitme engeli olan bireye normal bir bireymiş gibi davranarak iletişim kurmaya çalışmalıdır. İletişim abartısız ve doğal olmalıdır. Çocukların sosyal çevre ile iletişime girmesi sağlanmalıdır. Örneğin çocuk parkta yaşıtları ile oynamalı, alışverişe götürülmeli, fatura yatırmaya birlikte gidilmeli, bir yere çevre gezisi (müze, postane, hastane…) yapılmalıdır. Ebeveynler çocuğun sosyal yaşantısını zenginleştirmelidir. Mahiye ELİÖZ Havza RAM İşitme Engelliler Sınıf Öğretmeni