C. MUTASYON Gen, DNA ya da kromozomların yapısında meydana gelen değişme veya bozulmalara mutasyon denir. Hücredeki kromozom sayısının eksilmesi veya artması, DNA’daki gen sayısının azalması veya artması, bir gen üzerindeki nükleotit dizilişinin değişmesi, DNA’daki farklı nükleotitlerin karşılıklı olarak eşlenmesi mutasyona örnektir. Mutasyonlar hem vücut hem de üreme hücrelerinde meydana gelebilir. Üreme hücrelerinde görülen mutasyonlar yavru bireylere aktarılabilir, yani kalıtsaldır. Vücut hücrelerinde görülen mutasyonlar sadece kişinin yaşamını etkiler. NOT: Eşeysiz üremeyle çoğalan canlılarda vücut hücrelerinde görülen mutasyonlar nesilden nesile aktarılabilir. Mutasyona X ışınları, radyasyon, ultraviyole, bazı ilaç ve kimyasal maddeler, ani sıcaklık değişmesi gibi sebepler neden olabilir. D.MODiFiKASYON Çevre koşullarının etkisiyle canlılarda oluşan ve kalıtsal olmayan değişmelere modifikasyon denir. Modifikasyon olayında genlerin yapısı değil de çalışma şekli ve etkinlik hızı değişiklik gösterir. Modifikasyonla oluşan değişmeler çevre koşullarıyla ilişkili olup şartların değişmesine bağlı olarak farklılık gösterebilir. ÖRNEKLER 1. Düzenli spor yapan insanların normal kişilere göre kaslarının daha fazla gelişmesi 2. Himalaya tavşanlarının tüy renginin sıcaklığa göre değişmesi 3. Çuha çiçeğinin 15oCde yetiştirildiğinde kırmızı,30oCde yetiştirildiğinde beyaz çiçek açması 4. Arı larvalarının çiçek tozlarıyla beslendiğinde işçi arı, arı sütüyle beslendiğinde kraliçe arı olması E.ADAPTASYON Canlı türlerinin belirli ortam koşullarında yaşama, koruma ve üreme şansını artıran özelliklerinin hepsine adaptasyon denir. Adaptasyon canlıların çevre koşullarına uyum sağlamasıdır. Dünyanın yaşam koşulları geçmişten günümüze sürekli değişim geçirmiştir. Bu değşimlere ayak uydurabilen türler yaşamına devam etmiş, değişime uyamayanların nesli tükenmiştir. Buna doğal seçilim denir. Nesli devam eden canlılarda bu adaptasyonu sağlayan her bir özellik canlının genlerinde şifrelidir ve kalıtsaldır. Yani üremeyle nesilden nesile aktarılır. Bitki Adaptasyonu: Çöller gibi çok sıcak ve kurak bölgelerde yaşayan bitkilerin yaprakları dar ve etli gövdeye sahiptir. Böylece vücutlarında su depolarlar ve terlemeyi azaltırlar. Nemli ortamda yaşayan bitkilerin ise yaprakları geniştir. Hayvan Adaptasyonu: Soğuk iklimlerde yaşayan kutup ayısı, fok, penguen gibi canlıların deri altındaki yağ tabakasının kalın olmasının sebebi vücut izolasyonunun sağlanmasıdır. Soğuk ortamlarda vücut sıcaklığının sabit kalmasını sağlar. Sıcak iklim kuşağında yaşayan tilki, fare, tavşan gibi hayvanların kulak, burun ve kuyrukları uzun, vücut yüzeyleri de geniştir. Bu farklılık terleme oranının artmasına ve vücut sıcaklığının sabit kalmasına yardımcı olur. F.EVRİM Canlı türlerinde görülen ve jeolojik zamandan başlayarak günümüzde de devam eden değişimler evrim olarak adlandırılır. Lamarck Omurgasız hayvan türleri üzerinde araştırma yapmış benzerlik ve farklılıkları inceleyerek aralarında dönüşüm yapmış olabilecekleri görüşüne varmıştır. Lamarck’a göre; yaşam suda yaşayan ilkel organizmalarla başlamıştır. Bu basit organizmaların bir kısmı gelişerek karaya çıkmış ve karadaki türlerin oluşmasını sağlamıştır. Bu değişim ve gelişim günümüz organizmalarının oluşmasına kadar devam etmiş ve halen etmektedir. Lamarck’ın evrimle ilgili iki temel kuramı şunlardır: 1. Kullanma ve Kullanmama Prensibi: Bir organ normalden çok kullanılıyorsa gelişmesini sürdürerek daha etkin bir yapı kazanır. Böylece kullanılan organların geliştiği kullanılmayan organların ise köreldiğini savunur. Örnek: zürafa 2. Kazanılan Özellikler Kalıtsaldır: Çevre etkisiyle oluşan ve vücutta meydana gelen değişiklikler genlerin de değişmesine neden olur. Çevre etkisiyle kazanılan değişimler kalıtsal bir özelliğe sahip olur. Böylece organlardaki her bir gelişme nesilden nesile aktarılır. Darwin Darwin’e göre tabiatta acımasız bir hayat mücadelesi vardır. Bu hayat mücadelesinde zayıflar elenmekte güçlülüer yaşamaktadır. Darwin “ Türlerde bulunan varyasyonlar doğal seçilime uğrar. Yaşam mücadelesini kazanan canlılar tür oluşumuna devam eder.” demiştir. Doğadaki canlı türlerinin ortak bir kökenden geldiğini ve tesadüflerle değişerek çeşitlendiğini türlerin çok uzun zaman içerisinde başka türlere dönüştüğünü belirtmiştir. Varyasyon: Bir türe ait bireyler arasında bulunan tür içi çeşitliliğe denir. Varyasyonların büyük kısmı kalıtımla, bir kısmı da çevrenin etkisiyle gerçekleşir.