Özel kesim borcu üzerine

advertisement
Özel kesim borcu üzerine! 19.10.2008
deniz.gokce@aksam.com.tr
Cuma akşamı Beşiktaş’tan taksiye bindim,
evime gidiyorum. Şoför ile sohbete başladık.
Babası Tokat’lı, o ise İstanbul’da büyümüş.
İki oğlu var, biri dershanede üniversite
kursları için babadan para almış, sonra da
onu sevgilisi ile yemiş, bu nedenle de
üniversiteye girememiş, şimdi boşta. İkincisi
ise daha küçükmüş. Sohbet ilerleyince
derhal konuya girdi: “Abi, dinle beni, bu
dolar 2 milyona kadar gider, ihracatçılar çok
mal satarlar, biz de hemen toparlarız!” “Peki evladım” dedim, “Bu ülke eşek yükü ile
ithalat yapıyor, başta enerji... Enerji fiyatları düşmüşken biz rahatlarız diye düşünebilirsin
ama, o arada kur zıplarsa ithalatta düşen fiyat avantajını kaybetmiş olmaz mıyız? Sonra
döviz kazanmayan kişiler fakirleşmiyor mu?” Sonra sohbet daha da ilerledi, borç
efsanelerine girdik.
Gerçekten ülkemizde döviz kuru ve borç ile ilgili birçok efsane anlatılıyor. Vatandaş da
genelde bilgisini ya televizyondan ya da ucuz gazetelerden alıyor ve dolayısıyla bilgi
ağızdan dolma.
Şimdi gelelim gerçeklere. Biz dalgalı kura bu tür günler için girmiştik. Döviz üzerinde
baskı olduğu zaman fiziki rezerv kaybetmek yerine, fiyat değişikliği ile baskıyı çözmek.
Bugün olduğu gibi, tüm dünyada kaos olduğu zaman ülkemizin de etkilenmesi gayet
normaldir. Ama bir gerçek de uzun vadede, ne tür dalga olursa olsun, TL yatırımı yapanın
kazanacağıdır. Eğer uzun vadede TL yatırımı kazanıyorsa (ki kazanıyor, yap kendi
hesabını) bu döviz telaşı mantıklı değildir. Ama korku böyle psikolojik bir şey, mantık ile
korku ortadan kaldırılamaz. Bu nedenle dövizini alan alır, TL yatırımı yapan da yapar. Her
koyun kendi bacağından asılsın bakalım.
Tabii bir de döviz ve kur kaynaklı sistemik risk var. Son dönemde cari denge açığı ve özel
kesim dış borcu ülke vatandaşlarına “Bunlardan korkun!” diye standart günlük diyet
olarak takdim edildi.
Cari denge açığının ülkenin tasarruf zafiyeti olduğunu ve son dönemde ülkemizde yapılan
yatırımların, tasarruf açığı nedeni ile dışarıdan finanse edildiği ve dış âlem paniklerse, bu
finansman da daralırsa, yatırım ve tüketimin duracağını biliyoruz. Hem balayı yaşamak
hem de şikayet harbi delikanlıyı bozar!
Aşağıda ise bir diğer sistemik risk unsuru olan banka ve özel sektör dış borcunun vade
dökümü toplamı var. Veriler Merkez Bankası ve Raymond James adlı uluslararası
kurumdan derlendi. Veriler 2008 yılı başı itibarıyla toplanmış.
Özel sektörün bir yıllık zaman diliminde yenilemesi veya geri ödemesi gereken bir yıldan
daha kısa vadeli borç miktarı, 15 milyar dolar kadar finans kesimi ve 25 milyar dolar
kadar da reel sektör olmak üzere, 40 milyar dolar civarında. Tabii özel kesimin, banka ve
şirketlerin döviz rezerv varlığı da var ama döviz sahibi ile borç sahibi taraf büyük olasılıkla
aynı değildir. Tabii yılbaşından bu yana borcun artmış da olduğunu düşünmek gerekli
ama bankaların da borç ve döviz pozisyon açığını azaltmış olduğunu da eklemek gerek.
Burada bir sıkışma olduğu zaman Merkez Bankası da kısa vadeli döviz borcu hiç olmayan
taraf olarak 80 milyar doları aşkın rezervinin bir miktarını kullanmaya başlar. Onları bu
tür günler için biriktirmiştik.
Ama gene de büyük bir döviz dalgalanmasında bankalar olmasa da şirketlerin bazılarının
zorlanması normaldir.
Aşağıdaki tabloyu vatandaş işin boyutunu bilsin ve bir nebze rahatlasın diye aktardık.
Tabii borçların çoğu kısa vadeli değil! Bir kısmı rahatlatıcı, burada gözükmese de, ihracat
karşılığı alınmış borçlar veya çok çok uzun vadeli borçlar!
Download