Oya Irmak ŞAHİN-CEBECİ Genel Mikrobiyoloji Ders Notu#1 Mikroorganizmaların Gelişme İstekleri Gerekli koşullardan anlaşılan; mikroorganizmanın hangi hızda gelişebileceği ve gelişmenin nasıl kontrol altına alınabileceğidir. «sıcaklık, pH, ozmotik basınç, oksidoredüksiyon potansiyeli, ışık, karbon, kükürt, fosfor, oksijen» gibi fiziksel ve kimyasal faktörlerdir. 1. SICAKLIK Mikroorganizmalar çok geniş bir sıcaklık aralıığnda gelişebilirler. Sıcaklık tercihleri dikkate alındığında; 1. Psikrofiller (düşük sıcaklık koşulları) 2. Mezofiller (normal sıcaklık koşulları) 3. Termofiller (yüksek sıcaklık koşulları) Bunların dışında her mikroorganizmanın kendine has en yüksek, en düşük ve en uygun sıcaklık derecesi mevcuttur. Bu 3 ana grup birbirinden kesin sıcaklık değerleri ile ayrılamaz. Psikrofiller; 15 derece ve altı sıcaklıklarda iyi şekilde gelişme gösterirler. En yüksek 20 derece. En iyi gelişme sıcaklığı 10-20 derece arasında ise «psikrotrof» olarak alt grup adlandırılması. 0-30 derece arası geniş bir gelişme sıcaklığı gösterirler. Mezofillerin en yaygın gelişme sıcaklığı 25-40 derece arasıdır. ***Birçok patojen mikroorganizma için en uygun gelişme sıcaklığı 37 derecedir*** Mezofil gruptan olup psikrofil grup sıcaklığında gelişme gösterenlere fakültatif psikrofil adı verilir. Mezofil olduuğ halde 50 derece ve üzerinde gelişme gösterebilenlere termotolerant adı verilir. Termofiller; 50-60 derece arasında gelişme gösterirler. Bazıları 90 derece dahi yaşamlarını sürdürebilirler. Termofilik küf-maya ve bakteri Termofilik bakterilerinin endosporları ısıya dayanıklıdır. Eğer 65 derecenin üzerinde iyi gelişme gösterebiliyorsa ekstrem termofil adını alır. 2. pH İkinci en önemli gelişme koşuludur. pH tanımı: ortamın hidrojen iyonları konsantrasyonudur. Sıcaklıkta da olduğu gibi en yüksek-en düşük-en uygun değerleri vardır. En uygun gelişme pH’sında mikroorganizma birim zamanda en fazla gelişmeyi gösteriyor demektir. Mikroorganizmaları pH değerlerine göre gruplandırabiliriz… 1. Prokaryotların büyük bölümünü oluşturan bakteriler nötre yakın değerlerde ve dar bir pH aralığında gelişme gösterir. **6,5-7,5*** Bazıları asit toleranslıdır, 4.0’un altında da gelişme gösterir. 2. Siyanobakterler genelde 7.0’de gelişirler (mavi-yeşil algler) 3. Küf ve mayalar çok geniş bir aralıkta gelişir. En uygun 5,0-6,0 arasıdır. Küfler için optimum 4,5-6,8, gelişme aralığı 1,5-11,0 Mayalar için optimum 4,0-6,5, gelişme aralığı 1,5-8,5 4. Protozoa. pH 5,0-8,0. 3. OZMOTİK BASINÇ Gelişmek ve biyolojik aktivite gösterebilmek için %80-90 arasında suya ihtiyaç duyar. Mikrobiyel bir hücrenin konsantrasyonu içinde bulunduğu tuzlu ya da şekerli ortamın konsantrasyonuna bağlı olarak değişime uğrar. Plazmoliz…**Hücreden ortama su kaybı** Halofiller.. Ozmofiller.. 4. IŞIK Çok sayıda mikrrorganizma ışık olmadan da gelişim gösterebilirler. Ancak bazılarının yaşam döngüleri için ışık gereklidir. Özellikle mavi-yeşil algler… 5. OKSİDASYON-REDÜKSİYON O/R potansiyeli: maddenin elektron kazanma ya da kaybetme eğilimidir. Elektron alan indirgenir, elektron veren yükseltgenir. İndirgene negatif yüklenir, yükseltgenen pozitif yüklenir. İki potansiyel arasındaki fark bir enerji doğurur +400 mV ile -400 mV değerleri arasında değişir. + değerler: aerob mikroorganizmalar için - değerler: anaerob mikroorganizmalar için 6. OKSİJEN AEROB: gelişmeleri için oksijene ihtiyaç duyarlar OBLİGAT AEROB: mutlak oksijene ihtiyaç duyanlar FAKÜLTATİF ANAEROB: Aerob olduğu halde oksijen yokluğunda da kısmen gelişebilenler OBLİGAT ANAEROB: Gelişmek için oksijensiz ortama ihtiyaç duyarlar Genel Mikrobiyoloji Mikroorganizmaların beslenme durumunu tanımlamak için; enerji kaynağı, H-verici ve Ckaynakları göz önünde bulundurulur. FOTOTROF; enerjisi kaynağı olarak güneş ışığını kullanan (fotosentez yapan) mikroorganizmalardır. KEMOTROF; enerjilerini hazır besin maddelerini oksido-redüksiyona uğratarak elde eden mikroorganizmalar, LİTOTROF; hidrojen verici olarak inorganik bileşiklerden (H2, NH3, H2 S vb.) yararlanan mikroorganizmalar, ORGANOTROF; Hidrojen verici olarak organik bileşikleri kullanan mikroorganizmalar, OTOTROF; karbon kaynağı olarak karbondioksitten yararlanan mikroorganizmalar, HETEROTROF; karbon kaynağı olarak organik bileşikleri kullanan mikroorganizmalar, FOTOLİTOTROF; enerjiyi ışıktan, hidrojeni inorganik maddelerden, karbonu ise karbon dioksitten sağlayan mikroorganizmalar (mavi-yeşil algler) KEMOLİTOTROF; enerjisini hazır besin maddelerinden, hidrojeni inorganik maddelerden ve karbonu karbon dioksitten elde eden mikroorganizmalar (Nitrifikasyon bakterileri), KEMOORGANOTROF; enerjiyi hazır besin maddelerinden, hidrojeni organik bileşiklerden ve karbonu ise karbondioksitten sağlayan mikroorganizmalar, KEMOLİTOHETEROTROF; enerjiyi hazır besin maddelerinden, hidrojeni inorganik maddelerden ve karbonu hazır besin maddelerinden elde eden mikrorganizmalardır. Kültür Besiyeri Mikroorganizmaların laboratuvar koşullarında gelişmesini sağlayabilmek için hazırlanan besi maddeleri Kültür Besiyerleri olarak isimlendirilir. Bir besiyeri içinde veya üzerinde gelişme gösteren mikroorganizmalar kültür olarak isimlendirilir. Özellikleri; Geliştirilmek istenen mikroorganizmaya uygun besim maddeleri içermeli, Yeterli miktarda nem ve oksijen içermeli, pH’sı ayarkanmış ve steril durumda olmalı. Bunların yanında kültür ancak uygun sıcaklıkta inkübe edilerek geliştirilebilir. Besiyerlerinin Gruplandırılması Besiyerleri elde ediliş yöntemlerine göre «yapay» ve «doğal» olmak üzere ikiye ayrılır. Üzüm şırası, malt şırası, maya ve et ekstraktı doğal besiyerleri. Yapay besiyerleri içinde inorganik tuzlar, Vitaminler, aminoasitler ve şekerler. Fiziksel özelliklerine göre besiyerleri «sıvı»» ve «katı» besiyerleri olarak anılır. Bileşimlerine göre «basit» ve «kompleks» olarak gruplandırılır. Kullanılış amaçlarına göre «genel» ve «seçici» olarak ayrılır. İnokülasyon İnokülasyon ya da aşılama, mikroorganizmanın tam anlamıyla sterilize edilmiş besiyerine geliştirmek üzere taşınmasıdır. İnokülasyon ardından bir inkübatöre yerleştirilerek genellikle 24-48 saat bekletilerek inkübe edilme işlemi gerçekleştirilir. Bu süreçte mikroorganizmalar besiyerlerinde aktif olarak gelişirler. Mikrobiyal Gelişmenin Kontrolü Mikrobiyal gelişme kontrolü sadece hastalık etmeni mikroorganizmalar bakımından değil, aynı zamanda gıdalarda bozulma etmeni olanlar bakımından da büyük önem taşır. Mikrobiyal kontrol, kontaminasyonu (bulaşma) ve bozulmaları önlemek amacıyla gerçekleştirilir. Mikrobiyal kontrolde fiziksel yöntemler; ısıl uygulama, filtrasyon, düşük sıcaklık, kurutma ve radyasyon alt başlıklarında incelenebilir. Dezenfeksiyondaki esas nokta kontamine materyale zarar vermeden, kısa sürede bütün mikroorganizmaları öldürecek bir ajan seçilmesidir. Mikrobiyal kontrolde her durumda kullanılacak tek bir fiziksel yöntem olmadığı gibi her duruma uygun tek bir kimyasal ajan (dezenfektan) bulunması da zordur. Kaliteli bir dezenfektan; kontamine materyaldeki mikroorganizmaların hemen hepsine hızlı bir şekilde etki edebilmeli, su ile karışımları veya emülsiyonları stabil olmalı, dezenfekte edilen maddedeki organik bileşiklerden zarar görmemeli, ışık, ısı ve havadan etkilenerek aktivitesini kaybetmemeli, hoş kokulu, ekonomik ve taşımada emniyetli olmalıdır. Mikrobiyal Kontrolü Etkileyen Faktörler Mikroorganizma cinsi; birçok antiseptik madde ve dezenfektan Gram-pozitif bakterilere daha etkilidir. Ancak Gram-negatif bakterilerden Pseudomonas kimyasal maddelere aşırı direnç gösterir. Mikroorganizmanın fizyolojik durumu; aktif olarak gelişmelerini sürdüren mikroorganizma hücreleri yaşlı hücrelere nazaran kimyasal ajanlara daha duyarlıdır. Endospor yapısına sahip olanlar ise diğer hücrelere göre daha dayanıklıdır. Sıcaklık; Düşük sıcaklıklar mikrobiyal gelişmeyi kontrol altında tutabilmektedir. Gelişme için gereken tüm kimyasal ve biyokimyasal tepkimeler düşük sıcaklıklarda gerçekleşemez. Ortam; Organik maddeler kimyasal ajanlarla karşılıklı tepkimeye girebilmektedirler. Örneğin, kremadaki bakteriler proteinler ve yağlar tarafından korunmakta. Sterilizasyon Dezenfeksiyon Ortamda canlı bulunan mikroorganizmaların tüm formlarını öldüren proses. Sterilizasyon mutlaktır ve derecesi yoktur. Vegetatif patojenlerin öldürülmesi prosesi. Antisepsis Deri, mukoza membranları veya diğer canlı dokuların kimyasal dezenfesiyonu Germisid Mikroorganizmaları hızla öldüren bir kimyasal ajandır, fakat endosporlarına etkili değildir. Bakteriostatik Asepsis Sanitasyon Bakteriyel gelişme ve çoğalmayı engelleme işlemidir. Patojenlerin obje ya da ortamdan yok edilmesidir. Patojenlerin miktarını mekanik veya kimyasal yollar ile insan sağlığına zarar vermeyecek düzeye indirme işlemi. Mikrobiyel Kontrolde Etki Şekilleri Membran geçirgenliğindeki değişim; Hücre duvarının hemen altındaki plazma membranı birçok kontrol ajanının hedefidir. Bu membran besin maddelerinin hücreye girişini ve hücreden yapılan atıkları kontrol eder. Plazma membranındaki lipid ve proteinlerin antimikrobiyel ajanlarla zarar verilmesi sonucu hücre içi maddeler dışarıya sızmakta ve hücre gelişmesi engellenmektedir. Protein ve nükleik asitlerin zararlanması; Proteinlerin fonksiyonelliği sahip oldukları üç boyutluluktan kaynaklanmaktadır. Bu yapı aminoasitlerin kimyasal bağlarla bağlanmasından ileri gelir. Bu bağlara kimyasal ajnalarla zarar verilmesi hücre yapısını bozacaktır. Fiziksel Kontroller 1. Isıl Uygulama: Isı, etkili bir sterilizasyon aracı olması sebebiyle çok yaygın uygulanan bir işlemdir. Ayrıca ekonomik olmasının yanısıra kontrolü de kolaydır. Isı, mikroorganizmaların öncelikle enzimlerini parçalamakta ve ardından protein yapıdaki maddelerin denatürasyonu ile de hücre ölümü gerçekleşmektedir. Her mikroorganizma ısıya farklı direnç gösterir. Bu nedenle hedef mikroorganizmanın ısı direncinin bilinmesi gerekir. Sterilizasyonda sıcaklık kuru ve nemli olmak üzere iki şekilde gerçekleştirilir. Kuru sıcaklık oksidasyon etkisiyle öldürmektir. Nemli sıcaklık ise suyu kullanarak protein yapısındaki hidrojen bağlarının kırılması esasıyla gerçekleşir. a) Nemli sıcaklık; bilinen ilk yöntem «kaynatma»dır. 100°C’deki kaynatma ile 10 dakika içinde patojenlerin vegetatif formların öldürülmesi gerçekleşir. Ancak bu yöntemle endosporlar ve bazı virüslerin ölümü gerçekleşmez. Bu sebeple kaynatma çok iyi bir sterilizasyon yöntemi değildir. Nemli yüksek sıcaklık «otoklav»da gerçekleşir. 121°C’de en az 15 dakika mikroorganizmaların vegetatif formlarının ve endosporlarının tamamen öldürüldüğü işlemdir. Otoklavda sterilizasyon; kültür besiyerleri, alet ekipman, çözeltiler gibi ürünler için kullanılır. b) Kuru sıcaklık; sterilizasyon en kolay yol doğrudan alev uygulamasıdır. Bu yöntem daha çok laboratuvar çalışmalarında aşı iğnesi veya gözünü sterilize etmek amacıyla kullanılır. Bu yöntem %100 etkilidir. Diğer yöntem ise sıcak hava uygulamasıdır. Sterilizatör denilen aletlere materyaller yerleştirilir genelllikle 170°C’de 2 saat işlem uygulaması şeklinde gerçekleşir. Daha uzun süre ve daha yüksek sıcaklık için nemli sıcaklık tercih edilir. 2. Filtrasyon: Bir sıvı veya gazın mikroorganizmaların geçemeyeceği kadar küçük delikli filtrelerden geçirilmesidir. Bu amaçla vakum uygulamasından yararlanılır. Filtrasyon bazen mikroorganizma sayısını azaltmak üzere, ve ısıya hassas materyallerin sterilizasyonunda kullanılır. Bu amaçla günümüzde «membran filtre» adı verilen çok küçük gözenekli filtreler kullanılır. 3. Düşük Sıcaklık; Düşük sıcaklık etkisi mikroorganizmanın özelliği ve uygulamanın derecesine bağlıdır. SOĞUTMA & DONDURMA Bu işlemlerin hepsinin etkili olabilmesi için hızla soğutma veya dondurma yapılması şarttır. 4. Kurutma; Mikroorganizma gelişmesi için «su» en gerekli maddedir. Hücredeki suyun bir kısmının ya da tamamnının uzaklaştırılması durumunda mikrobiyel gelişme yavaşlamakta veya bir süreliğine durmaktadır. Ancak hücre suya kavuştuğunda yeniden gelişme gözlemlenebilir. 5. Radyasyon; Radyasyon; dalga boyu, yoğunluk ve süreye bağlı olarak hücreleri çeşitli şekillerde etkiler. a) İyonize etkili olan b) İyonize etkili olmayan olarak 2 tipi vardır. İyonize etkili radyasyın, X-ışınları ile gammaışınlarıdır. Enerjisi yüksektir. Mikroorganizmaları doğrudan etkiler. İyonize etkili olmayan radyasyon ise daha uzun dalga by-oyuna sahiptir. Bu nedenle de az enerji taşır. UV-ışınları buna örnektir. Hücrelerin direk DNA’sına etki etmektedir. Böylece hücrelerin gelişerek çoğalması engellenmiş olunur. Gıdalarda radyasyon uygulaması yenidir. Ticari amaçla gıda maddelerine sterilizasyon uygulanmasında kullanılır. En büyük engel insanlara radyasyonun etkileridir... Yöntem Etki Şekli Sonuç Kaynatma Denatürasyon Vegetatif bakteri, Fungal patojen, bazı virüslerin 10 dak.da ölümü Otoklavlama Denatürasyon Bütün hücrelerin ve endosporların ölümü Kuru Sıcak Hava Denatürasyon Etkili Sterilizasyon Alevleme Külleşme Tam Sterilizasyon Pastörizasyon Denatürasyon Patojen-Bazı patojen dışı Filtrasyon Süzerek ayırma Filtre materyalinin mikroorganizmaları tutması Soğutma Kimyasal tepkimeler yavaşlar, protein yapısı Bakterostatik etki Dondurma Kimyasal tepkimeler yavaşlar, protein yapısı Mikrobiyal kültür muhafazası Liyofilizasyon Kimyasal tepkimeler yavaşlar, protein yapısı Mikrobiyal kültür muhafazası Uzun süreli ve etkili muhafaza Yöntem Etki Şekli Sonuç Kurutma Metabolizmanın Bozulması Mikroorganizma içerisindeki su azalır, bakteriostatik etki Ozmotik Basınç Plazmoliz Mikrobiyal hücre su kaybeder İyonize etkili radyasyon DNA’nın X, gama vb ışınla parçalanması Yaygın kullanım alanı yoktur İyonize olmayan radyasyon DNAnın UV ışını ile zararlanması Işın fazla nüfus etmez bazı hücre yapılarında statik etki yaratır. Mikrobiyal kontrolde kimyasal yöntemler ise bazı kimyasal bileşikler yardımı ile gerçekleştirilmektedir. Bunlar; 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. Fenol ve fenolikler Halojenler Alkoller Ağır metaller ve bileşikleri Yüzey aktif maddeler Organik asitler Aldehitler Oksitleyici maddeler Yöntem Etki Şekli Kullanıldığı yerler Fenoller Plazma membranında bozulma, denatüresyon, enzim inaktivasyonu Diğer dezenfektanlarınetki belirlenmesinde standart olarak kullanılır Fenolikler Plazma membranında bozulma, denatüresyon, enzim inaktivasyonu Çeşitli yüzeyler, aletler, deri ve mukoza membran temizliği Halojenler İyot; protein fonksiyonunu engeller. Klor; hipoklorik asit-güçlü bir oksidasyon ajanı. Etkili bir antiseptik Alet-ekipman temizliği Alkoller Denatürasyon ve yağ çözücü Dezenfektan olarak tek başına kullanılabilir, diğer antiseptik maddeler ile Yüzey aktif maddeler Mekanik yolla mikroorganizma yok edilmesi, enzim parçalama, protein denatürasyonu, plazma membranı parçalama Cilt temizliği Gıda endüstrisi sanitieri Alet ve cilt için antiseptik MİKROORGANİZMALARIN ÇOĞALMASI Mikroorganizmaların çoğalması birbirinden farklı ve değişik şekillerde, cins, tür ve hatta çevre koşullarına göre değişim göstermektedir. Genellikle çoğalma iki ana başlık altında incelenir; eşeyli ve eşeysiz çoğalma. 1.EŞEYSİZ ÇOĞALMA Tek bir hücrenin kendi başına çoğalması şeklidir. Vejetatif çoğalma ve sporla çoğalma olark ikiye ayrılır. Vejetatif çoğalma, tomurcuklanma ve bölünme olarak iki gruba ayrılmaktadır. Tomurcuklanma daha çok mayalarda görülmektedir. Gelişmekte olan yavru hücre normal hücre büyüklüğüne geldiğinde eğer çevre koşulları da uygunsa tomurcuk oluşturma yeteneği kazanır. Koşullar uygun olduğunda ana hüre tomurcuklanmaya devam ederken, yavru hücre de tomurcuklanabilir. Bu durumda genellikle hücreler birbirinden ayrılmaz ve «dallanma» denilen yapı oluşur. Genel Mikrobiyoloji Sınıflandırma; canlıların özelliklerinin belirlenmesi ve tanımlabması amacıyla köken, morfoloji, sitoloji, fizyoloji ve ekolojileri bakımından benzer olanların bir grup altında toplanmasıdır. Organizmalarınadlandırma, tanımlama ve sınıflandırılmalarını konu edinen bilim dalı taksonomidir. Bakterilerin Sınıflandırılması Bakteriler çeşitli özellikleri bakımından gamlandırılırlar. Bu özelliklerin başlıcaları; şekilleri, kamçı durumları, solunumları, beslenmeleri ve boyanmaları olarak sayılabilir. 1. Çubuk Şeklinde Olanlar (Bacillus): Tek tek veya birbirlerine yapışmışlardır. Tifo, tüberküloz ve şarbon hastalığı bakterileri bu şekildedir. 2. Yuvarlak Olanlar (Coccus): Bunlar monococcüs, diplococcüs, staphilococcüs ve streptococcüs biçimde olurlar. Genellikle kamçısızdırlar. Zatürre ve bel soğukluğu bakterileri bunlara örnektir. 3. Spiral Olanlar (Spirillum): Kıvrımlı bakterilerdir. Frengi bakterileri ve dişlerde yerleşen Spiroket’ler bunlara örnektir. 4. Virgül Şeklinde Olanlar (Vibrio): Virgül biçiminde tek kıvrımlıdırlar. Kolera bakterisi gibi. Bakteriler, tek hücreli prokaryotik mikroorganizmalardır. Büyüklükleri 0.1 - 10 µm arasında değişir. Hava, toprak, su ile canlı dokularında yaşarlar ve dünyada bilinen ilk yaşam formunu oluşturmuşlardır. Bakteriler prokaryot yapıdadır. En çok organik atıkların bol bulunduğu yerlerde ve sularda yaşarlar. Büyüklükleri normal ökaryotik hücrelerin mitokondrileri kadardır . -90 ºC’de buzullar içinde veya +80 °C kaplıcalarda yaşayabilen bakteri türleri vardır. Bünyelerinde; organik ve inorganik madde ile su içerirler. Su oranı %70-90 civarındadır, sporlarda su oranı %40-50 ye düşer. Organik maddeler; protein, karbonhidrat, lipid ve nükleik asitlerdir. Bakterilerin gelişme ve beslenmeleri için besin kaynaklarına ve özel çevre koşullarına gereksinimleri vardır. Uygun ortam koşullarını bulan bakteriler bölünerek çoğalırlar. BAKTERİLERİN YAPISI Genel görünüm bakımından; yuvarlak, çomak, ve sarmal olmak üzere üç ana gruba ayrılmaktadır. Yuvarlak şekilli bakteriler (Koklar): ikili (diplokok), zincir (Streptokok), üzüm salkımı (Staphlokok) diziliş gösterebilirler. Çomak şekilli bakteriler (Basiller): silindir şekilli bakteriler, zincir biçiminde ve uc uca dizilebilirler (Streptobasil). Sarmal şekilli bakteriler: bir kıvrımlı veya çok kıvrımlı olabilirler. Esnek bükülebilir yılansı hareketliler (Spiroketler), veya sert kıvrılmaz sarmal şeklindekilerdir (Koliform). Bakteri hücresinde başlıca şu oluşumlar yer alır: 1. Çekirdek 2. Stoplazma, 3.Hücre zarı, 4.Hücre duvarı 5. Kapsül 6. Kirpikler (Flegella) 7. Fimbria (Pilus) ÇEKİRDEK: Bakteri kromozomu çift iplikli tek bir DNA molekülünden oluşmaktadır. Çembersel yapıda bir yün yumağı şeklindedir. SİTOPLAZMA: En önemli özelliği çok yüksek ozmotik basınca sahip olmasıdır. İçerisinde bol miktarda, hücre eskidikçe çoğalan, granüller vardır. HÜCRE ZARI: Stoplazmanın etrafını saran bir zardır. Bu zar bazen içeri doğru uzantılar meydana getirir bunlara mezozom adı verilmektedir. Stoplazma zarı seçici geçirgendir bu sayede aktif transport yapar. Üzerinde solunum enzimlerini taşır. Sindirim işlevini yürütür. Biyosentez görevini yürütürler. HÜCRE DUVARI: Hemen hemen bütün bakterilerde hücre duvarı bulunur. Bakteriye şeklini verir, Hücre duvarı bütünlüğü bozulursa bakteri ölür. Bütün bakterilerin hücre duvarında murein bulunur. Bu tabakanın kalınlığı Gram pozitif bakterilerde Gram negatif bakterilere oranla daha fazladır. Kapsül Bazı bakterilerde bulunur. Jel kıvamındadır, Bakteriyi fagositoza karşı korur. Genelde iyi bir antijenik özellik gösterdiklerinden serotiplendirmede kullanılırlar. Dış ortam şartları bakteri lehine olduğu zaman kapsül yapımı söz konusudur. KİRPİKLER Hareket organelidir. Bazı bakterilerde bulunur. Kirpiğin yerleşim şekline göre bakteriler isim alırlar. Artrik, Monotrik, Amfitrik, Löfotrik, Peritrik a)Artrik, b)Monotrik, c)Amfitrik d) Löfotrik, e) Peritrik Artrik (kirpiksiz), monotrik (tek kripikli), amfitrik (karşılıklı kutuplarda birer kirpikli), löfotrik (bir kutbunda birden fazla kirpikli), peritrik (tüm çevresinde birden fazla kirpikli) FİMBRİA=Pilus Bakterinin her yönünden çıkar. Flegellaya göre daha kısa olup hareketle ilgisi yoktur. Basit ve seks pilusu olmak üzere ikiye ayrılırlar. Basit pilus bakterinin yüzeye yapışmasını sağlar, seks pilusu ise bakteri hücreleri arası genetik materyalin aktarımında görevlidir. SPOR Spor bakterinin uykudaki halidir. Bazı bakteriler ortam şartları kötüleştiğinde spor yapabilme kabiliyetine sahiptirler, Bu olaya sporulasyon denir. Spordan bakteri haline dönme işlemine de germinasyon adı verilir. Sporlar bakteri içinde değişik yerleşim gösterebilirler ve buna göre de isimlendirilirler. yerleri a) Sentral spor, b) Subterminal spor, c) Terminal spor spor oluşturmuş bir bakteri BAKTERİ GELİŞMESİNDE BAŞLICA DÖRT DÖNEM VARDIR: Başlangıç Dönemi; Bakteri bu dönemde çoğalma için hazırlıklarını yapar, metabolizma artar, bakteri bu döneminde en büyük hacmine ulaşır. Logaritmik Dönem; Bakteri sayısının hızla arttığı dönemdir. Bu dönemde bakteri cisminin hacimce en küçük olduğu dönemdir. Durma Dönemi; Bakterilerin gelişmesi devam ederken bir yanda ölüm görülür, ölen bakterinin üreyen bakteri miktarına eşit olduğu dönemdir. Ölüm Dönemi; Ölen bakteri hücreleri sayıca artmıştır, gelişen bakteri sayısı sıfırdır. Sonuçta ortamda hiç bakteri kalmaz. Bakteri Gelişme Dönemleri A.Başlangıç Dönemi, B.Logaritmik Dönemi C.Durma Dönemi, D.Ölüm Dönemi