Bir Üniversite Hastanesinde Hastalardan İstenen Çocuk ve Ergen

advertisement
YENİ SYMPOSIUM
Araştırma Makalesi
DOI: 10.5455/NYS.20151214020808
Bir Üniversite Hastanesinde Hastalardan İstenen Çocuk ve
Ergen Psikiyatrisi Konsültasyonlarının Değerlendirilmesi
Ahmet Hamdi ALPASLAN1, Uğur KOÇAK2, Cansu ÇOBANOĞLU3, Yasemin GÖRÜCÜ3
Yrd. Doç. Dr., Araştırma Görevlisi Dr., Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı,
Afyon
2
Yrd. Doç. Dr., Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı, Afyon
1
3
Yazışma adresi: Ahmet Hamdi Alpaslan, Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Ali
Çetinkaya Kampüsü Afyonkarahisar-İzmir Karayolu 8. km 03200 Afyonkarahisar
E-mail: ahmethamdialpaslan@yahoo.com - Tel: 0 272 246 33 01 - Fax: 0 272 246 33 00
Geliş Tarihi: 28 Şubat 2015 - Kabul Tarihi: 15 Haziran 2015
ÖZET
ABSTRACT
Amaç: Bu çalışmanın amacı, bir üniversite hastanesinde, 1 yıllık
süreçte istenen çocuk ve ergen psikiyatrisi konsültasyonlarının
nedenlerini, olguların klinik ve sosyodemografik özelliklerini ve
bu olgulara önerilen tedavileri sunmaktır.
Evaluation of Child and Adolescent Psychiatry Consultations in a University Hospital
Yöntem: Çalışmada, Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi
Hastanesinde Şubat 2014 - Ocak 2015 tarihleri arasında çocuk
hastalıkları ve diğer klinikler tarafından, çocuk ve ergen psikiyatrisi ana bilim dalından istenen konsültasyonlara dair hastaların
bilgileri geriye dönük taranmıştır.
Bulgular: Çalışmanın sonuçlarına göre, son bir yılda 137 hastadan çocuk ve ergen psikiyatrisi konsültasyonu istenmişti. Olguların %56,2’si kız (n=77) ve %43,8’u ise erkek (n=60) olup olguların
yaş ortalaması 10,9±4,3 olarak saptanmıştır. En sık konsültasyon
isteyen klinikler; çocuk sağlığı ve hastalıkları (%27,8; n=38) ile
çocuk yoğun bakım servisi (%16,7; n=23) idi. Psikiyatrik tanılar;
en sık %12,4 oranla depresif bozukluk, ikinci sıklıkta %8,0 oranla uyum bozukluğu, üçüncü sıklıkta %7,3 oranla dikkat eksikliği
hiperaktivite bozukluğu tanılarıdır. Olguların %29,2’si psikiyatrik
tanı almamıştır. Değerlendirilen olguların %70,2’sine (n=97) medikal tedavi uygulanmıştır.
Tartışma: Çalışmamız fiziksel hastalığı olan çocuklarda depresyon ve uyum bozukluğu başta olmak üzere psikiyatrik bozuklukların sık görüldüğünü ortaya koymaktadır. Çalışmamızın
sonuçları, konsültasyon istemlerinin değeri ve bölümler arası
işbirliğinin önemini vurgulamaktadır. Bu konuda düzenlenecek
eğitim toplantılarının klinikler arasındaki işbirliğini artırmada
katkı sağlayabileceği düşünülmüştür.
Anahtar sözcükler: Çocuk, ergen, konsültasyon, psikiyatri
Objective: Main objective was to address the issue by presenting the reasons of child and adolescent psychiatry consultations,
clinical and socio-demographic characteristics of the cases and
the treatments suggested.
Methods: Patient information related to the consultations requested from the department of child and adolescent psychiatry
by the clinics of pediatric, and other clinics in the Afyon Kocatepe
University, Faculty of Medicine between February 2014 and January 2015 were retrospectively screened.
Results: In the past year, 137 child and adolescent psychiatry
consultations were requested. 43.8% (n=60) of the cases were
male, 56.2% (n=77) were female. While mean age was 10.9±4.3
years. Consultations were most often requested from the clinics of pediatric (27.8%; n=38), and pediatric intensive care unit
(16.7%; n=23). Of the cases, 29.2% had not received any psychiatric diagnosis. Psychiatric diagnoses were mostly depressive disorder (12.4%), adjustment disorder (8.0%), and attention deficit
hyperactivity disorder (7.3%). Medical treatment was administered to 70.2% (n=97) of the evaluated cases.
Conclusions: Our study reveals that psychiatric disorders, mainly depressive disorder and adjustment disorders are frequently
seen in patients with physical diseases. Outcomes of our study
emphasized the merit of these consultation demands, and importance of collaboration between disciplines. Holding more educational meetings on this issue might contribute to enhancing
the cooperation between clinics.
Key words: Child, adolescent, consultation, psychiatry
Yeni Symposium / Eylül 2015 / Cilt: 53, Sayı: 3
10
Araştırma Makalesi
YENİ SYMPOSIUM
GİRİŞ
Fiziksel hastalıkların birçoğunda davranışsal, duygusal,
bilişsel ve kişilerarası tepkiler gelişir. Ortaya çıkan ruhsal durum ve tepkiler, çoğu zaman organizmanın uyum
süreci çerçevesinde gelişmektedir.1 Konsültasyon liyezon psikiyatrisi (KLP), genel klinik tıp alanlarıyla iş birliğine dayanan fiziksel durumlarla ruhsal ve psikososyal
durumlar arasındaki bağlantı ve etkileşimi araştıran
bir psikiyatri disiplinidir. Bu disiplin hastanın bedensel,
ruhsal, toplumsal bütünlüğü içinde ele alınmasına yardımcı olur.2
Sağlıklı kişilerle karşılaştırıldıklarında fiziksel rahatsızlığı
bulunan kişilerde ruhsal bozukluk görülme sıklığı daha
fazladır. Yapılan çalışmalarda toplumda ruhsal bozuklukların bir aylık yaygınlığı yaklaşık %16 iken, fiziksel
hastalığı olanlarda bu oran %21-26 arasında bulunmuştur.3 Kronik fiziksel hastalığı olanlarda ise yaşam boyu
ruhsal bozukluk yaygınlığı %42 olarak bulunmuştur.4
Ölçek kullanılarak yapılan epidemiyolojik çalışmalarda
ise yatan hastalarda psikiyatrik eş tanının %41,3 ile
%46,5 arasında değiştiği belirtilmiştir.5 Psikiyatrik eştanı hastanede yatış süresinin uzaması, artmış morbidite ve mortalite riski ile ilişkili bulunmuştur.6 Bedensel
hastalıklarda psikiyatrik eştanı yeterince tanınmamakta
ve tedavi edilmemektedir. Yatan hastalara zamanında
tanı konulup etkin bir şekilde tedavi edilmeleriyle toplam hasta maliyetinin azalacağı ve hastaların iyileşme
süreçlerinin daha hızlı olacağı ileri sürülmüştür.3,5
Bedensel hastalığı olan çocuk ve ergenlerde psikopatoloji ve bununla bağlantılı işlevsel bozulma sık görülmektedir. Tıbbi bir bozukluğu bulunan çocuk ve ergenlerde
ruhsal bir sorun varlığı 2-4 kat daha fazla bildirilmiştir.7-8 Fiziksel hastalıklara eşlik eden psikiyatrik bozukluklar hastaların değerlendirilme ve tedavi süreçlerini
olumsuz etkilerken, varolan psikiyatrik bozuklukların
tanı ve tedavisi hastaların tedaviye uyumunu arttırarak
hayat kalitesinde yükselme sağlamaktadır.1 Türkiye’de
yapılan çalışmalarda, konsültasyon sürecinin önemi hekimler tarafından kabul edilmesine rağmen, konsültasyon isteme ve işbirliği oranlarının gelişmiş ülkelerden
daha düşük olduğu görülmektedir.9-10 Bu düşük oranın
en önde gelen sebepleri arasında; çocuk hastalıkları uzmanlarının psikiyatrik hastalıkları tanımasındaki
güçlükler, çocuk psikiyatristi sayısının yetersiz oluşu ve
hekimler arası işbirliğinde yaşanan sorunlar gösterilmiştir.11,12
Bedensel hastalığı olan çocuklara yönelik mevcut ruh
Yeni Symposium / Eylül 2015 / Cilt: 53, Sayı: 3
DOI: 10.5455/NYS.20151214020808
sağlığı hizmetlerinin gözden geçirilmesi ve aksaklıkların
saptanmasına yönelik araştırmalar, bu hizmetlerin iyileştirilmesinde yol gösterici olabilir. Bu çalışmada, bir
üniversite hastanesi çocuk ve ergen psikiyatri anabilim
dalı tarafından verilen psikiyatri konsültasyon hizmetlerinin hastaların sosyodemografik özelliklerine, isteyen
kliniklere, konsültasyon istenme nedenlerine, olguların
psikiyatrik tanılarına ve tedavilerine göre dağılımlarının
incelenmesi amaçlanmıştır.
GEREÇ ve YÖNTEM
Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’ndan Şubat
2014 - Ocak 2015 tarihleri arasında diğer kliniklerden
ayaktan ya da yatarak takip edilen hastalar için istenen
konsültasyonlar geriye dönük dosya taraması yoluyla
değerlendirilmiştir. Tanısal değerlendirme, DSM-IV-TR
tanı ölçütlerine göre yapılmıştır. Araştırmacılar tarafından hazırlanan form, hasta, hasta yakınları, ilgili klinik
hekim ve hemşirelerle yapılan görüşmeler sonrasında
doldurulmuştur. Konsültasyon istenen çocuk ve ergenlerin sosyodemografik özellikleri, konsültasyonların
hangi birimlerce istendiği, bedensel hastalık tanıları,
konsültasyon istenme nedenleri, konsültasyon sonucunda saptanan psikiyatrik tanılara ilişkin veriler incelenmiştir. Analizlerde SPSS 16.0 istatistiksel paket programı kullanılarak tanımlayıcı istatistikler yapılmıştır.
BULGULAR
Kliniğimizden bir yıllık süre içinde yatarak veya ayaktan tedavi gören 152 çocuk ve ergen için konsültasyon
istenmiştir. Konsültasyonu yapılan ancak bilgilerine
ulaşılamayan 15 hasta çalışma dışı bırakılmış olup toplam 137 hasta çalışmaya dâhil edilmiştir. Konsültasyon
istenen olguların en küçüğü 1, en büyüğü 17 yaşında
olup yaş ortalaması 10,9±4,3 olarak bulunmuştur. Konsültasyon istenen hastaların %48,9’u 12 yaş ve üzeri olgular (n=67), %51,1’i ise 12 yaş ve altı olgulardan (n=70)
oluşmaktaydı. Cinsiyetlere göre değerlendirildiğinde
konsültasyon istenen olguların %56,2’si kız (n=77) ve
%43,8’u (n=60) erkek olduğu ve arada anlamlı fark bulunmadığı saptanmıştır (p>0,05).
Olguların %58,3’ünü (n=80) yatarak tedavi gören,
%41,7’sini (n=57) ayaktan takip edilen hastalar oluşturmaktaydı. En sık konsültasyon isteyen birimler çocuk
sağlığı ve hastalıkları (%27,8; n=38) ile çocuk yoğun bakım servisi (%16,7; n=23) idi. Konsültasyon isteyen bölümler Tablo 1’de gösterilmiştir.
11
Araştırma Makalesi
YENİ SYMPOSIUM
DOI: 10.5455/NYS.20151214020808
Tablo 1: Konsültasyon İsteyen Klinikler
n
%
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
38
27,8
Çocuk Acil-Yoğun Bakım
23
16,7
Çocuk Cerrahi
11
8,0
Fizik tedavi ve rehabilitasyon
19
13,8
Beyin Cerrahi
11
8,0
Ortopedi ve travmatoloji
8
5,8
Göğüs Cerrahi
2
1,5
Plastik cerrahi ve rekonstrüksiyon
13
9,5
Kulak Burun Boğaz
12
8,8
Toplam
137
100
Konsültasyon isteme nedenleri incelendiğinde en sık
konsültasyon isteme nedenlerinin sırasıyla intihar girişimi (%27,8; n=38), depresif belirtiler (%13,8; n=19),
aşırı hareketlilik-dikkat dağınıklığı (%10,2; n=14) olduğu
saptanmıştır. Yatarak ve ayaktan tedavi gören hastalardaki konsültasyon isteme nedenleri Tablo 2’de gösterilmiştir.
Tablo 2: Yatarak ve Ayaktan Tedavi Gören Hastalarda Konsültasyon İstenme Nedenleri
n
%
İntihar girişimi
38
27.8
Depresif belirtiler
19
13.8
Aşırı Hareketlilik-Dikkat Dağınıklığı
14
10.2
Organik etyolojinin bulunamaması
12
8.8
Anksiyete-Uyum Bozuklukları
11
8.0
Konuşmama/Konuşma Geriliği
10
7.8
Enürezis-enkoprezis
7
5.1
Tik Bozukluğu
6
4.4
Psikokutanöz Hastalıklar
5
3.7
Madde Kötüye Kullanımı
5
3.7
Diğer
10
7.8
Toplam
137
100
Yeni Symposium / Eylül 2015 / Cilt: 53, Sayı: 3
12
Araştırma Makalesi
YENİ SYMPOSIUM
Kliniğimizden konsültasyon istenen hastaların ruhsal
değerlendirmeleri sonucunda en sık konulan psikiyatrik tanı major depresyon olmuştur. Depresif bozukluğu sırasıyla uyum bozuklukları, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, davranım bozukluğu, anksiyete
bozukluğu, mental retardasyon, tik bozukluğu, yaygın
gelişimsel bozukluk enürezis-enkoprezis tanıları takip
etmektedir. Yatarak ve ayaktan tedavi gören hastaların
ruhsal değerlendirme sonucu aldıkları psikiyatrik tanı-
DOI: 10.5455/NYS.20151214020808
lar Tablo 3’te gösterilmiştir. İstenen konsültasyonlar sonucunda psikiyatrik değerlendirmesi yapılan hastaların
%70.2’sine (n:97) farmakoterapi başlandığı saptanmıştır. En sık önerilen psikofarmakolojik ajanlar sırasıyla;
selektif serotonin geri alım inhibibitörleri (SSGİ) (%29,2;
n:40), antipsikotikler (%12,4; n:17), psikostimülanlar
(%9,5; n:13) olmuştur. Değerlendirme sonucunda önerilen psikotrop ilaçlar Tablo 4’te gösterilmiştir.
Tablo 3: Yatarak ve Ayaktan Tedavi Gören Hastaların Ruhsal Değerlendirme Sonucu Aldıkları Psikiyatrik Tanılar
n
%
Tanı almamış
40
29,2
Major Depresyon
17
12,4
Uyum bozukluğu
11
8,0
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu
10
7,3
Davranım bozukluğu
8
5,8
Anksiyete bozukluğu
7
5,1
Mental Retardasyon
7
5,1
Tik bozukluğu
7
5,1
Yaygın Gelişimsel Bozukluk
6
4,4
Enürezis-enkoprezis
5
3,6
Dissosiyatif bozukluk
4
2,9
Genel tibbi duruma bağlı anksiyete
4
2,9
Diğer
4
2,9
Somatoform bozukluk
3
2,2
Psikokutanöz hastaliklar
2
1,5
Akut stres bozukluğu
1
,7
Psikotik bozukluk
1
,7
137
100
Toplam
Yeni Symposium / Eylül 2015 / Cilt: 53, Sayı: 3
13
Araştırma Makalesi
YENİ SYMPOSIUM
DOI: 10.5455/NYS.20151214020808
Tablo 4: Değerlendirme Sonucunda Önerilen Psikotrop İlaçlar
n
%
SSGİ Grubu Antidepresanlar (sertralin, fluoksetin, essitalopram vd.)
40
29,2
Atipik antipsikotikler (risperidon, olanzapin, aripiprazol
vd.)
17
12,4
Psikostimülanlar (metilfenidat, atomoksetin)
13
9,5
Hidroksizin
11
8,0
Desmopressin
3
2,2
Benzodiazepin
2
1,5
Diğer
11
8,0
İlaçsız takip önerildi
40
29,2
Toplam
137
100
TARTIŞMA
Bu çalışmada 1 yıllık sürede 8 farklı klinikteki 137 hastadan konsültasyon istendiği görülmüştür. Bu istemlerin
de %44,5’i çocuk sağlığı ve hastalıkları kliniğinden yapılmıştır. Bu konuda yapılan diğer çalışmalarda da en sık
çocuk sağlığı ve hastalıkları kliniklerinden konsültasyon
istendiği bildirilmiştir.1,2,11,12 Çalışmamızda konsültasyon
istenen olguların cinsiyetleri incelendiğinde %56,2’sinin
kız (n=77) ve %43,8’inin (n=60) erkek olduğu görülmüştür. Türkiye’de İzmir’de yapılan bir çalışmada kız oranı
%59,6, Ankara’da yapılan bir çalışmada %54,5, Konya’da
yapılan bir çalışmada %70,1 ve Trabzon’da yapılan çalışmada ise %62 olarak bildirilmiştir.11,14 Cinsiyetler arasındaki bu farklılık, kızlardaki ruhsal sorunlara karşı tedavi
ekibinin daha duyarlı olması ve erkeklerdeki ruhsal sorunların göz ardı edilebilmesi ile ilişkilendirilmiştir.7 Çalışmamızın verileri, konsültasyon istenen hastalarda kız
baskınlığını gösteren diğer araştırmalarla uyumludur.
Bu durum farklı cinsiyetteki çocuk ve ergenlerin ruhsal
sorunlarının farklı özellikler taşımasıyla ilgili olabileceği
gibi, tedavi ekibinin sorunlara yönelik duyarlılığının cinsiyete göre farklılaşması ile de ilişkili olabilir.
Kliniğimizden en sık konsültasyon istem nedenleri sırasıyla intihar girişimi ile depresif belirtiler olmuştur. Emiroğlu ve ark.’nın yaptığı çalışmada en sık konsültasyon
nedeninin depresif görünüm olduğu saptanmıştır.11
Benzer şekilde Aktepe ve ark., 2013 yılında yaptıkları çalışmada en sık konsültasyon istem nedenlerinin intihar
Yeni Symposium / Eylül 2015 / Cilt: 53, Sayı: 3
girişimi ile depresif belirtiler olduğunu bildirilmişlerdir.2
Ergenlik dönemi, çocukluk dönemi ile kıyaslandığında
bu dönemde ergenin başetmek zorunda kaldığı biyopsikososyal değişimlerin arttığı söylenebilir. Ayrıca günümüzde geçmişe göre daha fazla ergenin ruh sağlığı
sorunu yaşadığı bildirilmektedir.15 Çalışmamızda, konsültasyon istenen olguların %48,9’unun (n=67) ergen
yaş grubundan olması ve en sık konsültasyon istem
nedenlerinin intihar girişimi ile depresif belirtiler olması göz önünde bulundurulduğunda, özellikle ergen yaştaki konsültasyon istemlerinde suisid riskinin mutlaka
değerlendirilmesi gerektiği söylenebilir.
Değerlendirme sonucunda saptanan psikiyatrik tanılara bakıldığında ise depresif bozukluğu (%12,4), sırasıyla uyum bozuklukları (%8), dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (%7,3) ve davranım bozukluğu (%5,8),
anksiyete bozukluğu (%5,1) takip etmiştir. Bu konuyla
ilgili çalışmalara bakıldığında Emiroğlu ve ark. uyum
bozukluğu, depresif bozukluk ve mental retardasyon,
Kandil ve ark. intihar girişimi, anksiyete bozukluğu ve
depresyon, Aktepe ve ark. depresif bozukluk, anksiyete
bozukluğu ve davranım bozukluğu’nu, Gökçen ve ark.
anksiyete bozukluğu, uyum bozuklukları, depresif bozukluğu, Çolpan ve ark. ise uyum bozukluğu, depresif
bozukluğu, anksiyete bozukluğunu en sık saptanan tanılar olarak bildirmişlerdir.1,2,11,14,16 Bizim çalışmamızda
en sık saptanan tanıların bu çalışmalardaki sonuçlarla
uyumlu olduğu gözükmektedir. Çalışmamızdaki olguların %29,2’sine (n=40) psikiyatrik bir tanı konulmadığı
14
Araştırma Makalesi
YENİ SYMPOSIUM
saptanmıştır. Gökçen ve Çelik’in çalışmasında bu oran
%14, Rezaki ve ark.’nın çalışmasında %27,3, Kılıç ve ark.’
nın çalışmasında %38,9, Bilginer ve ark.’nın çalışmasında ise %40,4 olarak bildirilmiştir.1,12,13,17 Çalışmalardaki
tanıların konsültasyon esnasındaki kesitsel değerlendirme bulgularına göre konduğu göz önüne alındığında, tanı almayan yaklaşık 1/3’lük olgu gruplarının ruhsal
bozukluk geliştirme risklerinin sağlıklı akranlarına göre
daha yüksek olduğu akılda tutulmalıdır. Bu bağlamda
tanı almasalar bile ayaktan ya da yatarak tedavi gören
konsültasyon hastalarının kısa süreli de olsa izleme
alınmasını öneriyoruz.
İstenen konsültasyonlar sonucunda psikiyatrik değerlendirmesi yapılan hastaların %70,2’sine (n=97) farmakoterapi başlandığı saptanmıştır. En sık önerilen psikofarmakolojik ajanlar sırasıyla; selektif serotonin geri
alım inhibibitörleri (SSGİ) (%29,2; n=40), antipsikotikler
(%12,4; n=17), psikostimülanlar (%9,5; n=13) olmuştur. Bu oran Abalı ve ark.’ nın yapmış olduğu çalışmada %49,7, Gökçen ve ark.’nın yapmış olduğu çalışmada %70,2, Aktepe ve ark.’nın yapmış olduğu çalışmada
%85,7 olarak saptanmıştır.1,2,18 Geniş bir aralıkta değişen bu oranların, çalışma örnekleminde değerlendirilen
olgulara göre değişkenlik gösterdiği düşünülmüştür.
Sonuç olarak, Afyon Kocatepe Üniversitesi Çocuk ve
Ergen Psikiyatrisi Anabilim Dalı’ndan 1 yıllık sürede 8
farklı klinikten 137 konsültasyon istenmiştir. En sık konsültasyon isteyen birimler çocuk sağlığı ve hastalıkları
ile çocuk yoğun bakım servisleri olup en sık konsültasyon isteme nedenlerinin intihar girişimi ve depresif belirtiler olduğu görülmüştür. En sık konulan psikiyatrik
tanılar major depresyon ve uyum bozukluğudur ve en
sık önerilen psikofarmakolojik ajanlar selektif serotonin
geri alım inhibibitörleri olmuştur.
Tıbbi bir hastalığa ruhsal bir bozukluk (dikkat eksikliği
hiperaktivite bozukluğu, mental retardasyon, öğrenme
güçlüğü vb.) eşlik ettiğinde çocuk ya da ergenin hastalığı anlaması ve tedaviye uyumu güçleşmektedir.19
Bu nedenle fiziksel hastalıklara eşlik eden psikiyatrik
bozuklukların zamanında tanınması ve tedavi edilmesi, fiziksel hastalığın prognozunu ve hastanın tedaviye
uyumunu olumlu yönde etkileyecektir. Bu bozuklukların tanınması ve hastaların daha kısa sürede daha etkin
tedavi edilmesi çocuk ergen psikiyatrisi ile çocuk sağlığı ve hastalıkları alanı arasındaki işbirliğinin artması ve
karşılıklı sorunların irdelenerek çözümlenmesi çocuk
hastaların tedavilerinin daha hızlı ve etkili yapılabilmesi
açısından önem taşımaktadır.
Yeni Symposium / Eylül 2015 / Cilt: 53, Sayı: 3
DOI: 10.5455/NYS.20151214020808
KAYNAKLAR
1. Gokcen C, Celik YI. The Evaluation Of Child And Adolescent Psychiatry Consultations from other Inpatient Clinics in a Training
Hospital. Sak Med J 2011; 1: 140-144.
2. Aktepe E, Kocaman O, Işık A, Eroğlu FÖ. Bir Üniversite Hastanesinde İstenen Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Konsültasyon Hizmetlerinin Değerlendirilmesi TAF Prev Med Bull 2013; 12(5): 539-544.
3. Ito H, Kishi Y, Kurosawa H. A preliminary study of staff perception of psychiatric services in general hospitals. Gen Hosp Psychiatry 1999; 21: 57-61.
4. Hochlehnert A, Niehoff D, Herzog W, Löwe B. Elevated costs of
treatment in medical inpatients with psychiatric comorbidity are
not reflected in the German DRG-system. Psychother Psychosom
Med Psychol 2007; 57: 70-75.
5. Salomon RM. Handbook of Consultation-Liaison Psychiatry. J
Clin Psychiatry 2008; 69: 684.
6. Douzenis A, Lykouras L, Christodoulou GN. Consultation liaison
psychiatry in Greece. J Psychosom Res 2008; 64: 457-458.
7. Shugart MA. Child psychiatry consultations to pediatric inpatients: a literature review. Gen Hosp Psychiatry 1991; 13: 325336.
8. Kerimoğlu E, Alpas B. Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisi. Çuhadaroğlu F (ed). Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Temel Kitabı. 2008, s:
718-722.
9. Gökler B. Çocuk-ergen konsültasyon liyazon psikiyatrisi ve etik.
Çocuk Hastalıklarında Biyopsikososyal yaklaşım içinde, DÜ Tüzün, S Hergüner (ed), Epsilon Yayıncılık, İstanbul, 2007, s: 31-42.
10. Woodgate M, Garralda ME. Paediatric liaison work by child
and adolescent mental health services. Child Adolesc Ment Health 2006; 11: 19-24.
11. Emiroğlu N, Aras Ş, Yalın Ş, Doğan Ö, Akay A. Yatan hastalar
için istenen çocuk ve ergen psikiyatrisi konsültasyonlarının değerlendirilmesi. Anadolu Psikiyatri Dergisi 2009; 10: 217-225.
12. Kılıç BG, Uslu R, Aysev A. A preliminary evaluation of consultationliaison psychiatry services for children at a university hospital: lessons learned to enhance efficacy. New/Yeni Symposium
Journal 2007; 45: 163-169.
13. Rezaki BG, Öy B, Küçükkömürcü Ş. Bir Devlet Çocuk Hastanesinde Çocuk Psikiyatrisi Konsültasyonlarının Değerlendirilmesi.
Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı Dergisi 1998; 5(1): 34-38.
14. Kandil S, Aksu H, Yöntem T, Aktepe E. Bir üniversite hastanesinde bir yıllık çocuk ve ergen psikiyatrisi konsültasyonlarının
değerlendirilmesi. İbn-i Sina Tıp Dergisi 2003; 8:173-177.
15. Alpaslan AH. Ergen Ruh Sağlığı ve Spor Adolescent Mental
Health and Sports. Kocatepe Tıp Derg Kocatepe Med J 2012; 181185.
16. Çolpan M, Eray Ş, Vural P. Uludağ Üniversitesi Hastanesinde
Son Bir Yılda İstenen Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Konsültasyonlarının Değerlendirilmesi. Güncel Pediatr 2013; 11: 101-106.
15
Araştırma Makalesi
YENİ SYMPOSIUM
17. Bilginer SÇ, İnce C, Karadeniz S, Duran B, Kandil S. Evaluation of Child and Adolescent Psychiatry Consultations in A University Hospital Turkish Journal of Child Adolesc Ment Health 2013;
20(2): 87-95.
DOI: 10.5455/NYS.20151214020808
19. Göker Z, Güney E, Dinç G, Üneri Ö. The Evaluation of the Psychiatric Consultations of Children and Adolescents Hospitalised in a
Training and Research Hospital. Turkish J Pediatr Dis 2014; 8: 17-24.
18. Abalı O, Tuzun U, Gurkan K. Cocuk psikiyatrisi konsultasyonlarının değerlendirilmesi. Genel Tıp Dergisi 2006; 16: 121-124.
Yeni Symposium / Eylül 2015 / Cilt: 53, Sayı: 3
16
Download