Araştırma/Research Article

advertisement
TAF Preventive Medicine Bulletin, 2013: 12(5)
Araştırma / Research Article
TAF Prev Med Bull 2013; 12(5):539-544
Bir Üniversite Hastanesinde İstenen Çocuk ve Ergen
Psikiyatrisi Konsültasyon Hizmetlerinin Değerlendirilmesi
[An Evaluation of the Child and Adolescent Psychiatry Consultation Services
Requested in a University Hospital]
ÖZET
AMAÇ: Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Anabilim Dalında
4 yıl 3 ay içerisinde istenen psikiyatri konsültasyonlarının değerlendirme ve izleme sürecinin
araştırılması hedeflenmiştir.
YÖNTEM: 20 Mart 2008-04 Haziran 2012 tarihleri arasında Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp
Fakültesi kliniklerinden ayaktan ya da yatarak takip edilen psikiyatri konsültasyonu istenen hastalar
çalışmaya alınmıştır. Bu çalışmada istenen konsültasyonlar geriye dönük olarak değerlendirilmiştir.
Konsültasyonların hangi birimlerden istendiği, hastaların tıbbi tanıları, konsültasyon istek nedenleri,
psikiyatrik tanı ve tedavileri, izlem süreçleri ve demografik özelliklerine ilişkin veriler incelenmiştir.
BULGULAR: Olguların %71,4’ü kız (n:40), %28,6’sı erkek (n:16) olup toplam 56 çocuk ve ergenden
oluşmaktadır. Olguların %66,1’i yatarak tedavi gören, %33,9’u ise ayaktan takip edilen hastalardır.
Olguların en sık almış oldukları tıbbi tanı akut bedensel yakınmalar (%48,2) olup en sık konsültasyon
isteme nedenlerinin de intihar girişimi (%41,1) ve depresif belirtiler (%12,5) olduğu tespit edilmiştir.
Takip önerilen hastaların %66’sının takiplerine gelmedikleri saptanmıştır.
SONUÇ: Çocuk hastalıklarıyla uğraşan hekimlerle ruh sağlığı uzmanlarının birlikte çalışmalarının
konsültasyon sürecinin sağlıklı işlemesi açısından önemli olduğu düşünülmüştür. İzlem önerilen
olguların çoğunluğunun takiplere gelmedikleri ve tedavilerini tamamlayamadıkları görülmektedir. Bu
konuda aileleri bilgilendirmenin ve takibin yapıldığı çocuk psikiyatrisi kliniklerinde gerekli
düzenlemelerin yapılmasının uygun olacağı sonucuna varılmıştır.
SUMMARY
AIM: The aim of the present study is to inquire into the evaluation and monitoring processes of the
psychiatry consultations requested within the period of 4 years and 3 months in Suleyman Demirel
University (SDU) Medical Faculty Children-Adolescent Mental Health and Disorders Department.
METHOD: In-patients and out-patients monitored by the clinics of SDU Medical Faculty between
20 March 2008 - 04 June 2012 for whom psychiatry consultation is requested are included in the
study. The requested consultations are evaluated retrospectively in this study. Data concerning which
units the consultations have been requested from, the medical diagnoses of the patients, reasons for
the consultation request, psychiatric diagnoses and treatments, and the monitoring processes and
demographic characteristics are evaluated.
RESULTS: The 71.4% of the cases are females (n:40) and the 28.6% are males (n:16). There are 56
cases that consist of children and adolescents. The 66.1% of the cases are in-patients and 33.9% are
out-patients. The most frequent medical diagnosis is acute physical complaints (48.2%), and the most
frequently observed reasons for consultation requests are suicide attempts (41.1%) and depressive
symptoms (12.5%). It has been observed that among the patients for whom monitoring is advised,
66% have not attended to their monitoring sessions.
CONCLUSION: It is important that child care physicians and mental health professionals to work in
cooperation for the consultation process to function properly. It has been observed that most of the
cases for whom monitoring is advised have not attended to their monitoring sessions and were not
able to complete their treatments. It seems proper to inform the families about this matter and to take
the necessary measures in the child psychiatry clinics where monitoring is to be conducted.
1
Evrim Aktepe
1
Orhan Kocaman
1
Adem Işık
1
Funda Özyay Eroğlu
1
Süleyman Demirel Üniversitesi
Tıp Fakültesi Çocuk Ergen Ruh
Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim
Dalı, Isparta.
Anahtar Kelimeler:
Konsültasyon, Çocuk-Ergen,
Kronik Hastalık.
Key Words:
Consultation, Child-Adolescents,
Chronic Illness.
Sorumlu yazar/
Corresponding author:
Evrim Aktepe
Süleyman Demirel Üniversitesi
Tıp Fakültesi Çocuk Ergen Ruh
Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim
Dalı, Isparta, Türkiye.
e_aktepe@yahoo.com
Gönderme Tarihi/Date of Submission: 14.12.2012, Kabul Tarihi/Date of Acceptance: 31.01.2013, DOI:10.5455/pmb1-1355473983
GİRİŞ
Konsültasyon liyezon psikiyatrisi, genel klinik tıp
alanlarıyla iş birliğine dayanan fiziksel durumlarla
psikososyal durumlar arasındaki bağlantı ve
etkileşimi araştıran bir psikiyatrik disiplindir. Bu
sorunların tanınması, tedavisi, izlenmesi ve eğitimini
içine alır. Bu disiplin hastanın bedensel, ruhsal,
www.korhek.org
toplumsal bütünlüğü içinde ele alınmasına yardımcı
olur (1). Çalışmalarda çocuk ve adölesanlarda
görülen fiziksel hastalıklar ile psikiyatrik bozukluklar
arasında ilişki olduğu açıkça gösterilmiştir (2,3).
Tüm çocuk populasyonunun %1-2'sinde günlük
aktiviteyi etkileyen ya da sık tedavi gerektiren kronik
sağlık sorunları bulunmaktadır (4). Kronik hastalığı
olan çocuklarda davranış bozukluğu ve emosyonel
539
TAF Preventive Medicine Bulletin, 2013: 12(5)
bozukluk görülme oranı daha yüksektir. Psikolojik
problemlerin görülme oranını artıran diğer faktörler
yaş, erkek cinsiyet, ailesel stresör faktörlerin olması,
tek ebeveyn, düşük sosyoekonomik düzeydir (5).
Tıbbi hastalığı nedeniyle tedavi alan çocukların
%15-20'sinde duygusal ve davranışsal sorunlar
görülmektedir. İleri bakım ve tedavi alan kronik
hastalığı olan çocuklarda bu oran daha yüksek
olabilmektedir. Kronik hastalığı olan çocuklarda
yapılan ek travmatik tıbbi girişimler de olumsuz
psikolojik etkilere neden olabilir (6,7,8,9). Fiziksel
hastalığı olanlarda psikiyatrik hastalıklar daha sık
görülmektedir. Genel nüfusta ruhsal bozuklukların bir
aylık yaygınlığı %16, fiziksel hastalığı olanlarda aynı
oran %21-26 arasında bulunmuştur. Kronik fiziksel
hastalığı olanlarda yaşam boyu ruhsal bozukluk
yaygınlığı ise %42 olarak bulunmuştur (10). Başka
bir çalışmada ise kronik fiziksel hastalığı olan
çocuklarda genel toplumla karşılaştırıldığında 2-4 kat
daha fazla psikiyatrik bozukluk saptanmıştır (2).
Kronik sağlık sorunu olan çocuklarda eğer
hastalıkları bedensel yetersizliğe neden olmuşsa
psikiyatrik bozukluk ve sosyal sorunların görülme
oranı kronik hastalığı olmayan yaşıtlarına göre 3 kat
daha fazladır (11).
Pediatrik yaş grubundaki hastalıklarda komorbid
psikiyatrik bozukluklar tanı ve tedavi süreci üzerine
olumsuz etki göstermektedir. Akut bedensel
hastalıklar ve hastaneye yatışlar daha çok anksiyeteye
neden olurken, kronik bedensel hastalıklar ise
olumsuz beden algısına ve düşük benlik saygısına
neden olmaktadır (12). Tıbbi hastalığı olanlarda
psikiyatrik bozuklukların tanısının konulması daha
zordur. Depresif bozuklukta görülen uyku bozukluğu,
iştahsızlık, kilo ve enerji kaybı gibi vejetatif belirtiler
aynı zamanda diğer tıbbi hastalıklarda da
görülmektedir. Bu bozuklukların erken tanı ve doğru
tedavisi kuşkusuz tıbbın diğer dalları ile psikiyatri
arasında yakın işbirliği kurulmasıyla mümkündür
(13).
Bir araştırmada çocuk sağlığı ve hastalıkları
hekimlerinin yatan hastaların %64'ünde psikiyatri
konsültasyonu gerektiren emosyonel sorunları fark
edebildiği, ancak bu çocukların sadece %11'i için
konsültasyon istedikleri bildirilmiştir (14). Batı
toplumlarında ise yatan hastaların %10'undan
konsültasyon
istendiği
bildirilmiştir
(15).
Konsültasyonun
hekimler
tarafından
önemli
görülmesine rağmen konsültasyon isteme oranlarının
düşük olduğu görülmektedir. Bunda hastaların
psikiyatri konsültasyonuna olumsuz bakışlarının
olması kadar hekimlerin psikiyatrik konsültasyon
isteme gerekçelerini hastaya sunmadaki zorlukları ve
540
psikiyatrik hastalıkları tanıma güçlükleri de önemli
rol oynamaktadır (16). Aynı zamanda pediatristler
kısa hastaneye yatışlarda çocuğun en acil ve hayatını
tehdit eden sıkıntılarıyla uğraşırken ruhsal
sıkıntılarını göz ardı edebilir (1).
Bu çalışmada Süleyman Demirel Üniversitesi
(SDÜ) Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi
Anabilim Dalı’nda 4 yıl 3 aylık süre içerisinde
psikiyatri konsültasyonlarının hangi birimlerden
istendiği, hastaların medikal tanısı, konsültasyon
isteme nedenleri, konsültasyonu istenen hastaların
ayaktan mı ya da yatarak mı tedavi gördükleri,
psikiyatrik değerlendirme sonucu hastaların aldıkları
tanı, verilen tedaviler, takip süreci ve demografik
özelliklerinin araştırılması amaçlanmıştır.
GEREÇ ve YÖNTEM
SDÜ Tıp Fakültesi Çocuk-Ergen Ruh Sağlığı ve
Hastalıkları Polikliniğine 20 Mart 2008-04 Haziran
2012 tarihleri arasında diğer kliniklerden ayaktan ya
da yatarak takip edilen psikiyatri konsültasyonu
istenen hastalar çalışmaya alınmıştır. Bu çalışmada
istenen konsültasyonlar geriye dönük olarak
değerlendirilmiştir.
Konsültasyonların
hangi
birimlerden istendiği, hastaların tıbbi tanıları,
konsültasyon istek nedenleri, DSM-IV-TR tanı
sınıflamasına göre konulan psikiyatrik tanı ve
tedavileri, izlem süreçleri ve demografik özelliklerine
ilişkin veriler incelenmiştir. Analizlerde SPSS 15.0
istatistiksel paket programı kullanılarak tanımlayıcı
istatistikler yapılmıştır.
BULGULAR
Kliniğimizden 4 yıl 3 aylık dönemde yatarak veya
ayaktan tedavi gören 56 çocuk ve ergen için
konsültasyon istenmiştir. Konsültasyon istenen
olgulardan en küçüğü 3 yaşında olup yaş ortalaması
13,4'tür. Konsültasyon istenen olguların %16 (n:9)'sı
3-11 yaş arasında, %84 (n:47)'ü 12-17 yaş arasında
bulunmuştur. Konsültasyonu istenen olguların
%71,4’ü kız (n:40), %28,6’sı erkek (n:16)'tir.
Olguların yaş grubu ve cinsiyetlere göre dağılımı
Tablo 1'de gösterilmiştir.
Tablo 1: Olguların Yaş Grubu ve Cinsiyetlere Göre
Dağılımı
Yaş
Kız
Erkek
Toplam
3-11 yaş
12-17 yaş
6
34
3
13
9
47
www.korhek.org
TAF Preventive Medicine Bulletin, 2013: 12(5)
Olguların %66,1 (n:37)’ini yatarak tedavi gören,
%33,9 (n:19)'unu ayaktan takip edilen hastalar teşkil
etmektedir. En sık konsültasyon isteyen birimler
çocuk sağlığı ve hastalıkları (%39,3; n:19) ile
çocuk yoğun bakım servisi (%39,3; n:19)’dir.
Konsültasyon isteyen bölümler Tablo 2’de
gösterilmiştir.
Tablo 3: Konsültasyon istenen çocuklardaki bedensel
hastalık tanıları
Tanılar
Akut bedensel sorunlar ve
travmalar
Tıbbi tanı araştırılıyor
Sayı
Yüzde
27
48.2
17
30.3
Kronik hastalıklar
9
16.1
Yüzde
Neoplastik hastalıklar
2
3.6
22
39,2
Enfeksiyon hastalıkları
1
1.8
22
39,2
56
100
Acil tıp
4
7,2
Dermatoloji
Kadın doğum ve
hastalıkları
Ortopedi ve travmatoloji
Plastik cerrahi ve
rekonstrüksiyon
Beyin cerrahisi
2
3,6
2
3,6
1
1,8
1
1,8
1
1,8
Tablo 2: Konsültasyon İsteyen Klinikler
Klinik
Çocuk sağlığı ve
hastalıkları
Pediatrik yoğun bakım
Göğüs hastalıkları
Toplam
Sayı
Toplam
1
1,8
56
100,0
Konsültasyon istenen hastalarda en sık konulan
tıbbi tanıların akut bedensel sorunlar ve travmalar
(%48,2; n:27) olduğu saptanmıştır. Hastaların tıbbi
tanıları Tablo 3'te gösterilmiştir.
Konsültasyon isteme nedenleri incelendiğinde en
sık konsültasyon isteme nedenlerinin intihar riskigirişimi (%41,1; n:23) olduğu saptanmıştır. Yatarak
ve ayaktan tedavi gören hastalardaki konsültasyon
isteme nedenleri Tablo 4'te gösterilmiştir.
Kliniğimizden konsültasyon istenen hastaların ruhsal
değerlendirmeleri sonucunda en sık konulan
psikiyatrik tanı depresif bozukluk olmuştur. Depresif
bozukluğu sırasıyla anksiyete bozuklukları, davranım
bozukluğu, uyum bozukluğu, konversiyon bozukluğu,
psikotik bozukluk, dışa atım bozuklukları, dikkat
eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB), konuşma
bozukluğu, madde bağımlılığı, obsesif kompulsif
bozukluk tanıları takip etmektedir. Yatarak ve
ayaktan tedavi gören hastaların ruhsal değerlendirme
sonucu aldıkları psikiyatrik tanılar Tablo 5'te
gösterilmiştir.
Tablo 4: Yatarak ve Ayaktan Tedavi Gören Hastalarda Konsültasyon İsteme Nedenleri
Ayaktan Tedavi Gören
Yatarak Tedavi Gören Hastalar
Hastalar
Nedenler
Sayı
İntihar riski-girişimi
Yüzde%
Sayı
Yüzde%
23
41,1
0
0
Depresif belirtiler
5
8,8
2
3,6
Davranış sorunları
1
1,8
5
8,8
Organik etyolojinin bulunamaması
2
3,6
4
7,1
Psikiyatrik hastalık öyküsünün bulunması
1
1,8
3
5,4
Anksiyete
0
0
2
3,6
Aileyle ilgili sorunlar
1
1,8
1
1,8
Psikotik belirtiler
1
1,8
1
1,8
Konversif şikâyetler
2
3,6
0
0
Zehirlenme
1
1,8
0
0
Madde bağımlılığı
0
0
1
1,8
37
66,1
19
33,9
Toplam
www.korhek.org
541
TAF Preventive Medicine Bulletin, 2013: 12(5)
Tablo 5: Yatarak ve Ayaktan Tedavi Gören Hastaların Ruhsal Değerlendirme Sonucu Aldıkları Psikiyatrik Tanılar
Yatarak Tedavi Gören
Ayaktan Tedavi Gören
Hastalar
Hastalar
Psikiyatrik Tanılar
Sayı
Yüzde%
Sayı
Yüzde%
Depresif bozukluk
16
28,8
3
5,3
Anksiyete bozukluğu
4
7,1
3
5,3
Davranım bozukluğu
3
5,3
3
5,3
Uyum bozukluğu
4
7,1
1
1,8
Konversiyon bozukluğu
4
7,1
1
1,8
Psikotik bozukluk
4
7,1
0
0
Dışa atım bozukluğu
1
1,8
2
3,7
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu
0
0
3
5,3
Konuşma bozukluğu
1
1,8
1
1,8
Madde bağımlılığı
0
0
1
1,8
Obsesif kompulsif bozukluk
Toplam
0
0
1
1,8
37
66,1
19
33,9
Psikiyatrik değerlendirmesi yapılan hastaların
%85,7 (n:48)'sine psikotrop ilaç başlandığı
saptanmıştır. En sık önerilen psikotrop ilaç selektif
serotonin
geri
alım
inhibibitörü
(SSGİ)
antidepresanlardır (%53,6; n:30). Konsültasyon
sonrası
tedavi
planına
ilişkin
veriler
değerlendirildiğinde hastaların %78,5 (n:44)'ine
takip önerildiği saptanmıştır. Ayrıca hastaların
%34 (n:15)'ünün takiplere geldiği; %66 (n:29)'sının
takiplere gelmediği belirlenmiştir. Değerlendirme
sonucunda önerilen psikotrop ilaçlar Tablo 6'da
gösterilmiştir.
Tablo 6: Değerlendirme
Psikotrop İlaçlar
Psikotrop ilaçlar
SSGİ* Grubu Antidepresanlar
(sertralin, fluoksetin)
Atipik antipsikotikler
(risperidon, olanzapin,
aripiprazol)
Psikostimülanlar (metilfenidat,
atomoksetin)
Antihistaminik (hidroksizin)
Tedavi önerilmedi
Toplam
Sonucunda
Sayı
Önerilen
Yüzde
30
53,6
10
17,8
3
5,4
5
8,9
8
14,3
56
100
TARTIŞMA
Kliniğimizden konsültasyon istenen hastaların yaş
gruplarına bakıldığında %84 ile ergen yaş grubu
çoğunluğu oluşturmaktadır. Ülkemizde yapılan bir
çalışmada ise konsültasyon istenen hastaların
542
yaklaşık yarısının ergen yaş grubunda olduğu
bildirilmektedir (17). Ergen yaş grubundaki olguların
tedavi gereksinimlerinin çocuk yaş grubundakilere
göre daha fazla fark edilmesi konsültasyon talebini
arttırmış olabilir.
Bu çalışmada konsültasyon istenen hastaların
cinsiyetleri incelendiğinde %71,4 ile kız hastalar
çoğunluğu oluşturmaktadır. Bu konuyla ilgili
ülkemizde yapılan çalışmalarda kız oranlarının
%54,5-%70,1 arasında olduğu saptanmıştır (18,19,
20). Çalışmamızın verileri, konsültasyon istenen
hastalarda kız baskınlığını gösteren çeşitli
araştırmalarla uyumludur. Bu durum farklı
cinsiyetteki çocuk ve ergenlerin ruhsal sorunlarının
farklı özellikler taşımasıyla ilgili olabileceği gibi,
tedavi ekibinin sorunlara yönelik duyarlılığının
cinsiyete göre farklılaşması ile de ilişkili olabilir.
Çocuk psikiyatrisi konsültasyonu isteminde bulunan
kliniklerin dağılımına bakıldığında çocuk sağlığı ve
hastalıkları servisi ile pediatrik yoğun bakım servisi
ilk sırada yer almaktadır. Ülkemizde yapılan
çalışmalarda
çocuk
sağlığı
ve
hastalıkları
servislerinden konsültasyon istendiği bildirilmektedir
(17,21). Farklı ülkelerdeki çalışmalarda sıklığın
%41-70 oranları arasında olduğu saptanmıştır (22).
Acil, ayaktan ve yatarak çocuk sağlığı hizmetlerinde
ön planda olan psikiyatri konsültasyonu nedenlerinin
farklı olduğu bildirilmektedir. Yatarak tedavi gören
çocuklarda ayırıcı tanı gereksinimi, hastane
ortamında çocuğun davranışlarını yönlendirme
güçlüğü, tedavi uyumsuzluğu, depresyon/intihar,
anksiyete, ağrı ile başa çıkma, psikofizyolojik
sorunlar ve anne-babalara ilişkin sorunlar sıklıkla
konsültasyon nedeni olabilmektedir. Hastalık ve
www.korhek.org
TAF Preventive Medicine Bulletin, 2013: 12(5)
hastaneye yatış çocuk için uyum gerektiren bir
süreçtir ve çocuğun bu süreçteki tepkileri gelişimsel,
biyolojik, ruhsal ve sosyal etkenlere bağlı olarak
şekillenmektedir. Kaygı, çaresizlik, gerileme,
davranış sorunları, bedensel işlevlerde (uyku, iştah
gibi) değişiklikler bedensel hastalığı olan çocuklarda
sık görülebilen ruhsal sıkıntı belirtileridir. Hastalığın
yaşamı tehdit edici olması, akut veya kronik olması,
görünür veya kalıcı engele neden olması gibi
hastalığa ilişkin etkenler her çocuğu farklı şekilde
etkileyebilir. Aile üyeleri, yaşıtlar ve çevredekiler
birbiriyle etkileşim halinde olabilen birçok etkenden
etkilenir. Onların tepkileri ise çocuğa yönelik
uygulamalarda belirleyicidir. Emiroğlu ve ark.’nın
yaptığı çalışmada en sık konsültasyon nedeninin
depresif görünüm olduğu saptanmıştır (17).
Çalışmamızda ise en sık görülen konsültasyon
nedenleri intihar girişimi riski ile depresif
belirtilerdir. Çocuk hastanelerinde konsültasyon ve
liyezon alanında çocuk psikiyatristleri tarafından
sıklıkla karşılaşılan tanılar; uyum bozukluğu, akut
stres reaksiyonu, travma sonrası stres bozukluğu,
kaygı bozuklukları ve depresyondur. Psikiyatrik
bozukluklar için tetikte olmak gereklidir. Eğer
DSM-IV TR tanı kriterlerini karşılayan tanı
konulabilir bir bozukluk varsa bozukluk tedavi
edilmelidir. Geçmişte kronik hastalığı olan çocuklar,
depresif belirtiler sergilediğinde her zaman
tanınamazdı ve tanındığı zamanda her zaman
psikiyatrik yardım alamazlardı. Genellikle bu durum
ciddi bir fiziksel hastalık için beklenen bir durum
olduğundan çocuğun içe kapanması olağan
karşılanırdı (23). Ülkemizde konsültasyon liyezon
psikiyatrisi alanında yapılan çalışmalarda depresif
bozukluk görülme sıklığının %5,3-%23,8 oranları
arasında olduğu bildirilmektedir (17,19,24). Ankara
Üniversitesinde ayaktan ve yatarak tedavi sürecinde
konsültasyon istenen 221 olguda en sık konan tanının
major depresyon olduğu bildirilmektedir (21).
Çalışmamızda da en sık saptanan psikiyatrik tanı
depresif bozukluktur.
Çalışmamızda
psikiyatrik
değerlendirilmesi
yapılan hastaların %85,7’sine psikotrop ilaç tedavisi
uygulanmıştır. Ülkemizde yapılan çalışmalarda
psikotrop ilaç uygulamalarının %6,0-%70,2 oranları
arasında
olduğu
saptanmıştır
(18,20,23).
Çalışmamızda bu oran daha yüksek olup bunun
nedeni psikiyatri dışı hekimler tarafından daha
şiddetli ruhsal sorunlarda konsültasyon istenmiş
olması olabilir. Çalışmamızda ilaç tedavisi başlanan
hastalarda en sık kullanılan psikotrop ilaç ise
antidepresanlardır. Bu konuyla ilgili ülkemizde
yapılan diğer çalışmalara bakıldığında antidepresan
tedavi oranı %65,4-%68,2 oranları arasında
www.korhek.org
değişmekte olup çalışmamızda ise bu oran %53,6
olarak saptanmıştır (10,18).
Bu çalışmada, çocuk psikiyatrisi izlemini
sürdürmesi önerilen hastaların sadece üçte birinin
ayaktan tedaviyi sürdürdüğü saptanmıştır. Ülkemizde
yapılan bir çalışmada çocuk psikiyatrisi izlemi
önerilen olguların sadece beşte ikisinin ayaktan
tedaviyi sürdürdüğü bildirilmekte olup diğer bir
çalışmada hastaların sadece %37,8’inin ayaktan
tedaviyi sürdürdüğü ifade edilmektedir (17,18).
Hastaların tedaviye uyumu açısından çocuk ve ailenin
özellikleri,
hekimin
özellikleri
önemli
rol
oynamaktadır (25). Ailelerin çocuklarını psikiyatrik
takibe getirmemeleri, psikiyatrik tedavi ile ilgili
önyargılarının bulunması ve damgalama korkusuna
da bağlı olabilir (18). İzlem önerilen olgulara çocuk
psikiyatrisi hizmeti sunulmasına karşın tedaviyi
sürdürme oranının düşük bulunması, gereksinimi olan
çocukların ruh sağlığı hizmetlerine erişiminde
engeller olduğunu düşündürmektedir. Hastaların
takiplere düzenli gelmemelerinin nedenlerinin
saptanması ve saptanan sorunların giderilmesi
sonucunda konsültasyon hizmetleri daha iyi işleyecek
ve tedaviden daha iyi sonuçlar alınacaktır.
SONUÇ
Genel pediatri ve pediatrik yoğun bakım,
psikiyatri konsültasyonlarının en fazla istendiği
birimlerdir.
Pediatrik
konsültasyon-liyezon
çalışmaları çocuk psikiyatrisi ile pediatri servislerinin
olmazsa olmaz bir ortak çalışma alanlarıdır. Bu
konuda her iki hekimlik alanı arasındaki işbirliğinin
artması ve karşılıklı sorunların irdelenerek
çözümlenmesi çocuk hastaların tedavilerinin daha
hızlı ve etkili yapılabilmesi açısından önem
taşımaktadır. Ergen ve kızlardan daha fazla
konsültasyon istenmiştir. Konsültasyon istenen
hastaların en sık almış oldukları tıbbi tanı akut
bedensel sorunlar- travmalardır. En sık belirtilen
konsültasyon nedeni intihar riski-girişimi olup
değerlendirme sonucu en sık konulan tanı depresif
bozukluktur. Psikotrop tedavi başlanan hastalarda en
sık kullanılan ilaçlar antidepresanlardır. Takip
önerilen hastaların çoğunluğu takiplere gelmemiş
olup tedaviyi tamamlayamadıkları görülmektedir.
Taburculuk sonrasında izlem gereken olguların
tedavilerini sürdürebilmeleri açısından, ruhsal
hastalıklar konusunda aileyi bilgilendirmenin ve bu
çocukların takibinin yapıldığı çocuk psikiyatrisi
kliniklerinde gerekli düzenlemelerin yapılmasının
önemli olduğu öngörülebilir. Yatarak ve ayaktan
tedavi gören çocuk ve ergenlerde yapılan bu çalışma,
daha
iyi
konsültasyon-liyezon
hizmetlerinin
sunulması adına yol gösterici olabilir.
543
TAF Preventive Medicine Bulletin, 2013: 12(5)
KAYNAKLAR
Tüzün DÜ. Çocuk psikiyatrisinde konsültasyon
liyezon. Ed: Aysev AS, Taner YI. Çocuk ve
ergen ruh sağlığı ve hastalıkları. Birinci Baskı,
Golden Print, İstanbul: 2007, s. 821-825.
2.
Shugart MA. Child psychiatry consultations to
pediatric inpatients: A literature review. Gen
Hosp Psychiatry. 1991; 13 (5): 325-336.
3.
Steiner H, Fritz GK, Mrazek D, Gonzales J,
Jensen S. Pediatric and psychiatric comorbidity.
Part I: The future of consultation-liaison
psychiatry. Psychosomatics. 1993; 34 (2): 107111.
4.
Turkel S , Pao M. Late consequences of chronic
pediatric illness. Psychiatr Clin North Am. 2007;
30 (4): 819-835.
5.
Lewis M. Consultation process in child and
adolescent psychiatric consultation-liason in
pediatrics. Ed: Lewis M. Child and Adolescent
Psychiatry. A Comprehensive Textbook. Third
edition. Philadelphia, Lippincott Williams &
Wilkins, 2002, p. 1111-1115.
6.
Knapp PK, Harris ES. Consultation-liaison in
child psychiatry: a review of the past 10 years.
Part II: research on treatment approaches and
outcomes. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry.
1998; 37 (2): 139–146.
7.
Barlow JH, Ellard DR. Psycho-educational
interventions for children with chronic disease,
parents and siblings: an overview of the
research evidence base. Child Care Health Dev.
2004; 30 (6): 637-645.
8.
Pless IB, Power C, Peckham CS. Long-term
psychosocial sequelae of chronic physical
disorders in childhood. Pediatrics. 1993; 91 (6):
1131–1136.
9.
Ekşi A. Kronik ve fatal hastalıklara yaklaşım. Ed:
Neyzi O. Pediatri. 2. Baskı. İstanbul: Nobel Tıp
Kitabevi, 1990, s. 1484–1488.
10. Göktaş K, Yılmaz E, Kaya N, Akman C. Bir
eğitim
hastanesinde
istenen
psikiyatri
konsültasyonlarının değerlendirilmesi. Anadolu
Psikiyatri Dergisi 2006; 7: 27-32.
11. Offord DR, Bennett KJ. Epidemiology and
prevention. Ed: Lewis M. Child and Adolescent
Psychiatry. A Comprehensive Textbook. Third
edition.
Philadelphia: Lippincott Williams&
Wilkins, 2002, p. 1320–1335.
12. Steiner H, Shaw R. Psychiatric assessment and
management of medically ill children. Eds:
Stoudemire A, Fogel BS, Greenberg DB.
Psychiatric Care of the Medical Patient. Second
edition. UK, Oxford University Press; 2000, p.
1097-1110.
1.
544
13. Fulop G, Strain JJ. Diagnosis and treatment of
psychiatric disorders in medically ill inpatients.
Hosp Community Psychiatry. 1991; 42(4): 389394.
14. Rauch P, Jelinek M. Paediatric consultation.
Eds: Rutter M, Taylor E. Child and Adolescent
Psychiatry. Fourth edition. UK, Blackwell; 2002,
p. 1051-1066.
15. Hackett PT, Cassem NH. Handbook of General
Hospital Psychiatry, PSG Publishing Company,
Massachusetts. 1987, p. 1-14.
16. Çevik A, Soykan A, Düzyürek S, Ünal S. Bir
üniversite hastanesinde deliryum olgularına
birincil hekim ve cerrahların ve psikiyatri
konsültanlarının yaklaşımı. 37. Ulusal Psikiyatri
ve Nörolojik Bilimler Kongre Kitabı, İzmir. 1990,
s. 125-137.
17. Emiroğlu N, Aras Ş, Yalın Ş, Doğan Ö, Akay A.
Yatan hastalar için istenen çocuk ve ergen
psikiyatrisi konsültasyonlarının değerlendirilmesi.
Anadolu Psikiyatri Dergisi. 2009; 10: 217-225.
18. Gökçen C, Çelik Yİ. Bir Eğitim Hastanesi’nde
Yatan Hastalar İçin İstenen Çocuk ve Ergen
Psikiyatri Konsültasyonlarının Değerlendirilmesi.
Sakarya Medical Journal. 2011; 4: 140-144.
19. Özdemir DF. Çocukluk döneminde konsültasyon
liyezon psikiyatrisi. Ed: Köroğlu E, Güleç C,
Şenol S. Psikiyatri Temel Kitabı. 2. Baskı. HYB
Basım Yayın; Ankara: 2007, s. 898-902.
20. Rezaki BG, Öy B, Küçükkömürcü Ş. Bir devlet
çocuk
hastanesinde
çocuk
psikiyatrisi
konsültasyonlarının değerlendirilmesi. Çocuk ve
Ergen Ruh Sağlığı Dergisi. 1998; 5: 34-38.
21. Kılıç BG, Uslu R, Aysev A. A Preliminary
Evaluation of Consultation-Liaison Psychiatry
Services For Children at A University Hospital:
Lessons Learned to Enhance Efficacy. New
Symposium Journal. 2007; 45 (4): 163-169.
22. Campbell JM, Cardona L. The consultation and
liaison processes pediatrics. A Martin, FR
Volkmar (Eds.), Lewis’s Child and Adolescent
Psychiatry: A Comprehensive Textbook. 4ht
edition, Philadelphia, Lippincott Williams &
Wilkins, 2007, p. 912-921.
23. Emiroğlu Nİ, Akay AP. Kronik hastalıklar,
hastaneye yatış ve çocuk. DEÜ Tıp Fakültesi
Dergisi 2008; 22: 99-105.
24. Kandil S, Aksu H, Yöntem T, Aktepe E. Bir
üniversite hastanesinde bir yıllık çocuk ve ergen
psikiyatrisi konsültasyonlarının değerlendirilmesi.
İbn-i Sina Tıp Dergisi. 2003; 8: 173-177.
25. Lazaratou H, Vlassopoulos M, Dellatolas G.
Factorsaffecting compliance with treatment in an
outpatient
child
psychiatric
practice:
A
retrospective study in a community mental health
centre in Athens. Psychother Psychosom. 2000;
69 (1): 42-49.
www.korhek.org
Download