Yeni Dönem Gazetesi Kapanıyor!? Kosova Türkleri’nin ilk Türk bağımsız gazetesi Yeni Dönem Gazetesi son sayısı siz sayın okuyucularımız ile son defa bir araya geliyor. Bugüne kadar bu gazeteye yardımlarını sunan tüm okuyucularımıza, tüm Yeni Dönem çalışanları en içten teşekkürlerini arz ederken, daha iyi günlerde ve maddi kaynakları sağlanıncaya dek gazetemiz satış bayilerinde olmayacaktır. Haber sayfa 4’te KOSOVA TÜRKLERÝNÝN ÝLK BAÐIMSIZ GAZETESÝ Perşembe , 17 Temmuz 2008 KDTP tekrar “Mahir Yağcılar ” dedi SAYI: 436 YIL: 10 Fiyatý: 0.50 Hafta sonu KDTP Genel Meclis Üyeleri Prizren’de düzenlenen Kosova Demokratik Türk Partisi Kurultayında gizli oylama ile KDTP Genel Başkanını belirledi. Mahir Yağcılar oy çoğunluğu ile yeniden parti genel başkanlığına seçildi. K osova Demokratik Türk Partisi, 15 Temmuz 2008 tarihinde Prizren’in “Cemali Berişa” Kültür Evi salonunda parti kurultayını düzenledi. 56 Meclis üyesinden 54 meclis üyesinin hazır bulunduğu kurultayda, şubeler tarafından önerilen KDTP Meclis ve KDTP Merkez Yönetim Kurulu üyeleri de belli oldu. Toplantı, merhum KDTP üyeleri anısına bir dakikalık saygı duruşuyla başladı. KDTP Genel Başkanı Mahir Yağcılar, seçim öncesinde herkesi birlik-beraberliğe davet ettiği ve kurultaydan daha güçlü çıkılması dileklerini ifade etti. Ardından Milletvekilleri Müfera Şinik ve Enis Kervan da selamlama konuşmalarında birlik-beraberlik çağrısında bulunurken, Türk toplumunun bunu başarabileceğimi dile getirdiler. İki yıllık çalışma ve finansı raporunu özetli bir şekilde sunan KDTP Genel Başkanı Mahir Yağcılar, Brüksel’de düzenlenen Kosova bağışçılar konferansı ve son gelişmelerden bilgi verdi. Beklenilen oy alınamamasına rağmen 2007 seçimlerinin iyi geçtiğini belirten Yağcılar, KDTP’nin 2 yıllık çalışmalarını başarılı “Arnavutluk sınırında Türklere ayrımcılık ” 11 Temmuz tarihinde Arnavutluğa tatil yapmak için yola çıkan Prizren-Kosova vatandaşı Yusuf Timurhan, Arnavutluğun Morina sınır kapısına geldiğinde, sınır geçiş işlemleri sırasında sınır kapısındaki Arnavutluk polis memurlarının ayrımcılığına maruz kaldı. Yusuf Timurhan’a milli etnik mensubiyetini soran Arnavutluk sınır görevlisi, Timurhan’ın Türk olduğu için sınır geçiş ödemesi yapmasını istedi. Haberin devamı sayfa 3’te Kosova’ya 1.2 milyar avro bağış Kosova’nın bağımsızlık ilanından sonra yeniden yapılandırılması ve kalkınması için düzenlenen Bağışçılar Toplantısında” Kosova’ya 1.2 milyar avro bağış toplandı. Kosova’ya verilen bu bağışın tek sentinin de hesabının sorulacağını ifade eden bağışçılar, bağışın Kosova’nın kalkınması için harcanması gerekliliğine işaret ettiler. Haber sayfa 2’de Raif VIRMIÇA’nýn yeni kitabı basından çıktı “PRÝZREN’DE ROTLALAR HÂKÝMÝYETÝ VE VAKFÝYESÝ” olarak değerlendirdi. Hakların garantisinin kağıtta kaldığını ama onların uygulanması için uğraşılması ve mücadele edilmesi gerektiğini vurgulayan Yağcılar, “Kosova Türk Toplumunun geleceği vardır” dedi. Bağımsızlık süreci, Ahtisaari planı ve Kosova Anayasası’nın kabulü konularında KDTP’nin gerekeni yaptığını ifade eden Yağcılar, T o p l u l u k l a r Komisyonunda aktif rol alındığını ve Ahtisaari planında Türk hakları ve Türkçe yer aldığını hatırlattı. Haberin devamı sayfa 3’te Prizren’de Osmanlý Tarihinin Eksik Býraktýðý Noktalarý Tamamlayan Kitap KÝTABIN TANIMITIMI: 17. Temmuz 2008 tarihinde, Emin Paþa Camiinde görsel olarak Akþam -Yatsý vakitleri arsýnda yapýlacaktýr. Katýlmanýzý tavsiye ediyoruz. Haber sayfa 6’da Kosova Kosova’ya 1.2 milyar avro bağış Perşembe, 17 Temmuz 2008 2 Kosova’nın bağımsızlık ilanından sonra yeniden yapılandırılması ve kalkınması için düzenlenen “Bağışçılar Toplantısında” Kosova’ya 1.2 milyar avro bağış toplandı. Kosova’ya verilen bu bağışın tek sentinin de hesabının sorulacağını ifade eden bağışçılar, bağışın Kosova’nın kalkınması için harcanması gerekliliğine işaret ettiler. B rüksel’de Kosova Cumhuriyeti için “Bağışçılar Toplantısı” yapıldı. Brüksel’de Kosova’nın bağımsızlığını tanıyan ülkelerinin bir araya geldiği toplantıda Kosova Cumhuriyetine 1.2 milyar avro bağış yapıldı. Toplantıya bütün AB üyeleri katılırken, Kosova’nın halen bağımsızlığını tanımayan ülkeler Kosova’ya hiçbir bağışta bulunmadılar. AB Genişlemeden Sorumlu Üyesi Oli Rehn konferansın açılışında yaptığı konuşmasında, AB tarafından Kosova Cumhuriyetine bağışlanacak olan 500 milyon yardım, bölgenin ve Kosova’nın istikrara kavuşmasına önemli katkı sunacağını belirtirken, “Kosova’ya bağışlanan 1.2 milyon avro yardımın Kosova vatandaşları için parlak bir geleceğin alt yapısı için harcanacaktır” diye konuştu. Kosova’nın bir Avrupa sorunu olduğunu hatırlatan Ren, Avrupa Kosova’ya 500 bin milyon avro yardımda bulunma kararı aldığını belirtirken, “Kosova Avrupa’nın sorunudur. Bundan dolayı bu toplantıda Kosova’ya yardım alma kararı aldık” diye konuştu. Kosova’ya yapılan yardımı Kosova ekonomisinin gelişmesi için büyük bir katkı olarak nitelendiren Rehn, Kosova’da yabancı yatırımlar sayesince çok sayıda işyerinin de açılacağını söyledi. Bağışlayıcılar tarafından bağışlanan paranın her bir avrosunun Kosova yetkililerinden hesap isteyeceklerini ifade eden Rehn, “Kosova’ya bağışta bulu- K osova üst düzey yetkilileri Cumhurbaşkanı Fatmir Seydiu ve Başbakan Haşim Thaçi 21 Temmuzda ABD Başkanı George Bush ile bir araya gelecekleri görüşme için Amerika’ya uçtular. Beyaz Saray’da gerçekleşecek olan görüşmeye Dışişleri Bakanı Skender Hüseni ile Condelizza Rice’nin de yer alması bekleniyor. Cumhurbaşkanı Fatmir Seydiu ve Başbakan Haşim Thaçi, Bush ile yapacakları görüşmede Bush’a bugüne nacak tüm bağışlayıcılar verdikleri her bir avroyu denetleyecekler. Her bir avro için hesap istenilecektir. Bu konuda kesin kararlıyız. Bu paralar Kosova’nın gelişmesinden başka hiçbir yerde kullanılmayacaktır” diye konuştu. Kosova kurumları tarafından bütçe aracılığı ile bağışlanan paraların iyi kullanılacağına inandığını belirten Rehn, bu paraların AB kurallarına göre harcanması gerektiğini söyledi. Rehn, Kosova’ya bağışlanan bu bağışların Kosova’da yaşayan tüm topluluklara, bunların arasında Sırplara da verileceğini söyledi. Thaçi: “Bağışlar gereken yere harcanacak” Brüksel’de düzenlenen Kosova Cumhuriyeti için bağışlayıcılar toplantısına katılan Başbakan Haşim Thaçi bu konferansın çalışmalarını başarılı olarak değerlendirdi. Bu konferansın düzenlenmesinin Kosova için büyük bir başarı olduğunu belirten Thaçi, bu konferans ile Kosova’da yeni bir sayfanın açılığını söyledi. Başbakan, “Kosova bu gün bağışlayıcılardan 1.2 milyar avro yada 1.9 milyar dolar bağış almış bulunuyor. Bu meblağdan çok bu bağışlar, uluslararası toplumun Kosova’ya ne kadar önem verdiği göstergesidir” diye konuştu. Bağışlayıcılar tarafından alınan yardımın kısa bir zaman içinde kullanılacağını da belirten Başbakan Thaçi, Kosova hükümeti bu paraların harcanmasını denetleyeceğini ve rüşvete karşı çetin mücadelede bulunacağını söyledi. Bağışlayıcılardan bağışlanan hiçbir sentin yanlış yere harcanmamasına dikkat edeceklerini ifade eden Başbakan, “Bu konuda kesin kararlıyız. Bağışlanan paranın bir tek sentinin bile yanlış bir yerde kullanılmasına izin verilmeyecektir” diye konuştu AB Kosova Özel temsilcisi Piter Feith ise konferansta yaptığı konuşmasında, konferansın Kosova’nın sosyal — ekonomik ve gelişmesini sağlamanın esas amacı olduğunu belirtirken, bağışların Kosova’da yeni iş yerlerin açılmasında harcanacağını söyledi. Kosovalılar bağışlayıcılar tarafından verilen bağışları iyi kullanacaklarını inandığını belirten Feith, verilen bu bağışın iyi kullanılacağına ve Kosovalıların yararına olacağını söyledi. Uluslar arası birliği ile beraber Kosovalı yetkililer Sırp topluluğuna gereken güvenliği sağlayacağına da inandığını belirten Feith, “Bu uzun bir süreçtir. Bağışlayıcılar tarafından verilecek olan bağışlar Kosovalı Sırpların yaşadıkları bölgelerde yatırım yapılacağına inanıyorum” diye konuştu Brüksel’de düzenlenen uluslararası Kosova Bağışlayıcılar toplantısında toplanan bağışlar 2009 — 2011 yılları arasında kullanılması planlanıyor. Kosova 1999 yılından 2007 yılına kadar bağışlayıcılardan 3.7 milyar avroya yakın bağış aldı. Bağışların büyük bir kısmı Kosova’da yıkılan evlerin inşası için kullanıldı. Türkiye’den Kosova’ya 30 milyon euro yardım Bağımsızlığını geçen şubat ayında ilan eden Kosova’nın ekonomisinin soluk almasına ve ülkenin yeniden yapılanmasına katkıda bulunmak amacıyla Brüksel’de düzenlenen uluslararası yardım konferansında, en önemli katkılardan birini Türkiye yaptı. Kosova’nın bağımsızlığını tanıyan ilk ülkeler arasında yer alan Türkiye, yaptığı 30 milyon euro tutarındaki yardımla Almanya ve İsveç dışındaki tüm AB ülkelerini geride bıraktı. Konferansta, 26 ülke ve kurum mali yardımda bulundu. AB Komisyonu, 508 milyon euro yardımla listenin ilk sırasında yer alırken ABD’nin katkısı 256 milyon euro olarak açıklandı. Türkiye listede 8’inci sırada yer aldı. AB Dönem Başkanı Fransa’nın katkısının 2.3 milyon euro düzeyinde kalması dikkat çekti. Bush, Seydiu ve Thaçi’yi ağırlıyor Kosova’nın bağımsızlık sürecinde Kosova’ya en büyük desteği sunan ABD Başkanı George Bush, önümüzdeki hafta Kosovalı üst düzey görevlileri ağırlayarak Kosova’ya vermiş olduğu desteği perçinleyecek. Bu davet Kosova’nın geleceği için büyük bir şans olduğuna dikkat çekilirken, görüşmede Kosova’da ki bağımsızlık sonrasındaki sürecin görüşülmesi bekleniyor. kadar ki desteğinden dolayı teşekkür edecekleri bekleniyor. Ayrıca iki üst düzey yetkilinin görüşmede gelecekte de ABD’nin Kosova’ya destek verme istemini iletmesi bekleniyor. Bush’un Kosova liderleri ile gerçekleştireceği görüşmede Kosova’da demokratik reformları görüşmesi beklenirken, Kosova’nın tüm vatandaşların hizmetinde olacak demokratik, multi etnik ve kalkınmış bir Kosova’ya desteğini yineleyeceği bildirildi. Cumhurbaşkanlığı tarafından konu ile ilgili yapılan açıklamada ziyaretin Kosova’nın geleceği için büyük önem taşıdığına dikkat çekildi. Cumhurbaşkanlık Basın sözcüsü Cavit Beçiri, bu ziyaretin Kosova için büyük önem taşıdığını ifade ederken, ABD’nin Kosova üst düzey iki yetkilisini Amerika’ya davet etmesinin ABD’nin Kosova’yı destekleme konusunda ne kadar kararlı olduğu açıkça gözler önüne serdiğini söyledi. Bush ile yapılacak görüşmenin sembolik olmaktan öte siyasi önem taşıdığına dikkat çeken Sözcü, ABD’nin geçmişte olduğu gibi gelecekte de Kosova’da yasaların üstünlüğünün sağlanması ve demokrasinin gelişiminde önemli katkıda bulunacağını söyledi. Kosova Başbakan Yardımcısı Ram Manay da ziyareti tarihi bir ziyaret olarak nitelendirirken, ABD’nin bu davet ile Kosova’ya vermiş olduğu desteği kanıtladığını söyledi. Kosova kurumları ve siyasi partileri, Bush’un bu çağrısını selamlarken, bu çağrıyı ABD’nin Kosova’ya vermiş olduğu bir destek olarak değerlendirdiler. 3 Perşembe, 17 Temmuz 2008 Kosova Sende mi Karl Bild! Kosova’nın en önemli hastalığı olan parçalanma, tekrar gündeme gelmeye başladı. Kosova’nın bağımsızlığının en önemli savunucularından biri olan İsveç Dışişleri Bakanı Karl Bild, EULEX’in Kuzey Kosova’da görev almasına karşı çıkması, diplomatik kaynaklar tarafından bu adım ile Kosova’nın parçalanacağı öngörüsünde bulundular. AB KDTP’de dördüncü Mahir Yağcılar dönemi Y ağcılar, “Tüm eksikliklere ve zorluklara rağmen gücümüze bağlı olarak Türkçe Anayasada da yer aldı” dedi. Bu dönemde Yanova Şubesi’nin kurulduğunu vurgulayan Yağcılar, şubelerin çalışmalarında kimi eksikliklerin görüldüğünü ve ileride bunların düzeltilmesi, şubeler arasında ilişkilerin daha da geliştirilmesi gerektiğini bildirdi. Yağcıların sunduğu çalışma ve finansı raporu, tartışmalardan sonra 34 evet, 4 hayır ve 8 çekimser oy ile kabul edildi. Ancak Yağcılar’ın sunmuş olduğu rapor, kimi meclis üyelerinin eleştirilerine de maruz kaldı. “Ben Kosovalıyım, Türküm” diyerek sözlerine başlayan KDTP Genel Başkan adayı Cemil Luma, Anayasada istediğimizi elde edemediğimizi söyleyen Cemil Luma, ekonomide Türk sermayesinin yanlış yönlendirilip bilgilendirilerek yatırımlardan vazgeçirildiğini ifade etti. Önümüzdeki dönemde nüfus sayımlarının kaldığını vurguladı. Bunun için daha fazla çabanın harcanması gereğine işaret ederek, Sözde değil, özde birliğe” davet eden Cemil Luma, KDTP’de köklü değişikliklerin yapılması ve Kosova Türklerinin kadrolarına sahip çıkıp uzun vadeli projeler üretmesi gerektiğini belirtti. Enver Baki ise KDTP merkezinin Priştine’ye taşınması ve tüzüğün değişmesini istedi. KDTP Priştine Şubesi adayı Ömer Keçi adaylıktan vazgeçtiğini açıklamadıktan sonra 54 KDTP meclis üyesi gizli oylama ile KDTP Genel Başkanını seçti. Seçim Komisyonu oy sayımını gerçekleştirdikten sonra 2 geçersiz oy olmak üzere Mahir Yağcılar’ın 30, Cemil Luma’nın da 22 oy aldığını açıkladı. Oylama sonuçları açıklanırken, salonda bulunan delegelerin bir bölümü tarafından yuhalamalar eşliğinde ıslık çalınarak protesto edildiği görüldü. Beşinci defa KDTP Genel Başkanı görevine seçilen Mahir Yağcılar teşekkürlerini iletirken, görevini en iyi bir şekilde yerine getirmeye çalışacağını ifade etti. Yeniden KDTP Genel Başkanı seçilen Yağcılar, aynı zamanda Kosova Çevre Planlama Bakanı ve Kosova Cumhuriyeti milletvekili görevini de yapmaktadır. KDTP Prizren Şubesi seçimleri olduğu gibi, bu seçimler de çok şeffaf ve demokratik bir havada gerçekleşti. ülkeleri arasında Kosova’nın bağımsızlık sonrasındaki geleceği ile ilgili fikir ayrılıkların varlığı gün yüzüne çıkmaya devam ediyor. Son anlaşmazlık noktası Ahtisaari planı gereği Kosova’da uluslararası toplumu temsil edecek olan EULEX konusunda yaşanıyor. AB ülkesi olan ve Kosova’nın bağımsızlığını destekleyen ülkelerden biri olan İsveç, EULEX’in Kosova’da ki varlığına karşı çıkarak, EULEX’in Kuzey Kosova’da görev almasına şiddetle karşı olduğunu açıkladı. İsveç Dışişleri Bakanı Karl Bild, Brüksel’de düzenlenen AB zirve toplantısında Kosova’nın Kuzeyinin özel bir bölge olarak tanıması yönünde geçen yılın 13 Aralığında önerdiği dokümanı gündeme getirdi. Doküman, BM Kosova özel temsilcisi Marthi Ahtisaari tarafından hazırlanan planı ihlal ettiği gibi, Kosova’da AB misyonunun görevini sürdürmesini öngörüyor. İsveç Dışişleri bakanı Bild, Kosova’nın Kuzeyinde AB misyonuna karşı gelerek, Sırpların yaşadıkları kuzeyde UNMIK yönetiminin BM 1244 sayılı kararına göre, görevini sürdürmesi gerekliliğine dikkat çekti. Diplomatik kaynaklarınca yapılan açıklamalarda İsveç bu girişimin kendi girişimi olduğu belirtilirken, bu girişimin Kosova’nın parçalanmasına yol açabileceği tedirginliğini yaşadıklarına dikkat çekiliyor. Bild tarafından ortaya atılan bu öneri, Sırbistan Başkanı Boris Tadiç ve yeni kurulan hükümetinin siyasetine uygun olduğu gözlerden kaçmamaktadır. Kermabon: “EULEX Kosova genelinde görev yapacak ” AB EULEX misyonu şefi İv De Kermabon Elez Han sınır kapısını ziyaret ederek, gümrük yetkilileri ile bu sınır kapısının çalışmaları hakkında bilgi aldı. Gümrük Hizmetleri şefi Naim Huruglica ile gümrük kapısını denetleyen Kermabon, bu sınır kapısında yapılan çalışmalardan duyduğu memnuniyeti dile getirirken, başarılı çalışmaların devamını diledi. Başında bulunduğu misyonun operatif olmadığının altını çizen Kermabon, EULEX Kosova genelinde görevini sürdüreceğini ve Kosova’da göreve başlanması için şartların sağlanması için çalışmaların aralıksız sürdürüldüğünü söyledi. EULEX’in bazı yerlerde göreve başlanmasının zor olacağının farkında olduklarını yineleyen Kermabon, kısa bir zaman içinde Kuzeyde bulunan Zubin Potok ve Leposaviç gümrük kapılarını da ziyaret edeceğini söyledi. EULEX’in sonbaharda tam anlamı ile göreve başlayacağından duyduğu inancı dile getiren Kermabon, bu konuda iyimser olduğunu açıkça belli etti. Kosova’da EULEX’in Kosova genelinde çalışmalarını sürdürme stratejisi ne olacak gazetecinin sorusuna Kermabon, “EULEX’in Kosova’da topluluklara yasaların üstünlüğünü sağlamak için bir teknik misyonu olduğunu inandırmaktır. Kosova genelinde güvenliğin sağlanması için misyonumuzun çalışmalarına başlanması için vatandaşlarla ve kurumlarla işbirliği yapmaktır. Bu kararlılığımız sayesinde Kosova genelinde çalışmalarımızı sürdürebileceğiz” diye cevapladı Kosova Gümrük Hizmetleri çalışmaları hakkında açıklamada bulunan Naim Huruglica, Kosova’ya Elez Han gümrük kapısından malların yüzde 60’ının girdiğini söyledi. Kosova Perşembe, 17 Temmuz 2008 Yeni Dönem Gazetesi Kapanıyor!? İ lk sayısı 24 Kasım 1999 tarihinde çıkan, Yeni Dönem gazetesi şu anda elinizde olan bu sayıyla yayın hayatına şimdilik son verdi. Nasıl başladık 1999 yılında NATO Kosova müdahalesinden sonra, en büyük sorunumuz Türkçe diliydi. “Kosova’da Türk yok, sadece Türkçe konuşanlar var!” denilirken, bu işe giriştik. TemmuzEkim 1999 yılında, haftada bazen üç kez Priştine’ye gidip, Türkçe çıkacak olan bir gazete izni alabilmek ve bir an önce bu gazeteyi çıkarmakla uğraştık. Eylül sonu 1999 yılında en nihayet UNMIK’ten bu izni alabildik. Ondan sonra Prizren’deki tüm gazeteci arkadaşları tek tek ziyaret ettim ve kararımı açıkladım. Prizren’den İskender Muzbeg, Raif Vırmiça, Fevzi Karamuço, Altay Suroy, Şecaettin Koka, rahmetli Fahri Mermer, Agim Rifat Yeşeren, Zeynel Beksaç, Güner Ureya, Asım Mongovci, Mediha Yarımhoroz, Deniz Dadale, Figen Kazaz, Ferhat Derviş, Raif Kırkul, Cengiz Curciali, Daver Krasniç, Etem Kazaz, Fikret Kırkul; Priştine’den İbrahim Arslan, Celal İlyas, Zümrüt Süleyman, Ercan Kasap, Turhan Kasap; Gilan’dan Celal Mustafa, Refike Sulçevsi vs. Bir tek Prizren’den Ethem Baymak açıklama vermeden kadroya katılmayı ret etmişti. Böyle güçlü bir kadroyla başladık. Sonradan Taner Güçlütürk, Enis Tabak, Atakan Koro, Esin Muzbeg, Erhan Türbedar, Orhan Lopar, Bengi Muzbeg, Sencar Karamuço, Birol Urcan, Alpay İğci, Caner Süleyman, Mürteza Sulooca, Alev Süleyman, İnan Ruma, spordan İsmail Makasçı, Abdülkadir Bıyıklı, spor sayfasıyla Eren Bütüç, kadın sayfasıyla Mediha Bilurdağ, Sezen Haskuka, Arzu Bütüç, çocuk sayfasıyla Emel Striko, Eda Bütüç, Özcan Micalar... Ve Kosova’da Türkçe’nin yasaklanmasına adımlar atılırken, ilk sayımızı 24 Kasım 1999 yılında çıkardık. Türkçe’yi ve Türk toplumunu yok sayanların yüzüne bastık gazeteyi: “BİZ VARIZ, BURALARDA BİZ DE VARIZ” dedik. Ve bugüne kadar devam ettik. TİKA kurumu 2002 yılı mayıs-aralık ayından ayda 1,600 dolarlık bir destek ile başladı. Ocak-Eylül 2003 yılına kadar : 4 36 ý y a S KOSOVA TÜRKLERÝ’NÝN ÝLK BAÐIMSIZ GAZETESÝ Haftalýk gazete Sahibi ve Genel Müdürü: Mehmet BÜTÜÇ Yazı İşleri Müdürü: Sencar KARAMUÇO hiçbir destek sunmadı. Eylül 2003’ten başlayarak Ağustos 2004 yılına kadar 2,000 Avroluk bir destek çıktı. Eylül 2004 yılından sonra destek 2,800 Avro oldu. Ancak daha önce, temmuz ayında Makedonya’ya yönelik Yeni Balkan gazetesini çıkarmaya başladık ve aldığımız desteğin bir miktarını bu gazeteye sunduk. Yeni Balkan gazetesinin 94 sayısı Prizren’de hazırlanıp basılıyordu. Dostumuz Murteza Sulooca ve ekibiyle bunu yaptık. Bu gazete şu anda Makedonya Türklerinin tek gazetesi olarak Üsküp’te sıralı olarak çıkmaktadır. 31 Aralık 2007 tarihine kadar gazetemize 2,800 Avroluk bu destek devam etti. 1 Ocak 2008 tarihinden sonra tatmin edici bir açıklama yapılmadan bu destek kesildi. Kendi başımıza devam ettik... Kimi makamlar verdiği sözlerin arkasında durmadı. Borçlandık ve gazetenin borçlarını ödeyemez duruma geldik. Paramızın bittiği dönemlerde gazetemizden ayrılan kimi kişiler adeta düşman kesildiler. Bir çete kurup, 10 yıldır bu kapatma davasına giriştiler. Biraz kıskançlık, biraz da kompleks. Son yıllarda o çeteye bulaşan kimi makamlar da beraber hareket ederek, kendi makam yetkilerini kullanarak yardımları kestiler. Neler yaptık Bu 10 yıl içerisinde, gazete olarak her zaman ön planda Türk toplumunun çıkarlarını tuttuk ve hiç kimseye taviz vermeden kendi kimliğimizi savunduk. Tehditler oldu, her taraftan, ama dimdik, Türk kimliğini ön planda tuttuk, Türkçeyi savunduk, Türkiye’yi savunduk, Kosova’daki varlığımıza sahip çıktık, eğitimimize ve dinimize sahip çıktık, Osmanlı kültürünü canlandırdık, diğer milli mensubiyetlerle en iyi ilişkileri sağladık, aydınlarımızla beraber partimize destek sunarak bölünmesini engelledik, kapılarımızı her zaman iyi niyetli ve kendi çıkarlarını ön planda tutmayan kişilere açık tuttuk, Kosova Ýç Haberler: Fevzi KARAMUÇO Kültür: Ýskender MUZBEG Yayýn Koordinatörü: Taner GÜÇLÜTÜRK Balkan ve Ankara Muhabiri: Erhan TÜRBEDAR Gilan Muhabiri: Celal MUSTAFA Mamuþa Muhabiri: Suphi MAZREK Muhabirler Koordinatörü: Enis TABAK Muhabir: Yüksel POMAK Spor: Ýsmail MAKASÇÝ, Abdülkadir BIYIKLI Mizanpaj: Eren BÜTÜÇ Devletimize bağımsızlığına kadar her tür desteğimiz oldu, sivil toplum kuruluşlarımıza her tür desteği sağladık, kapılarımız gençlere her zaman açıktı ve onlara imkanlarımız dahilinde her zaman destek olduk, kültürümüzü savunduk vs. Bugüne kadar yaptıklarımızdan dolayı hiç pişman değiliz, çünkü dimdik, onurlu ve ak yüzle işimizi yaptık. Yalakalık hiç kimseye hiçbir şekilde yapmadık. Kimliğimizi ve dilimizi hiçbir zaman pazarlığa koymadık, koyanları eleştirdik. Halkımızı her konuda haberdar ettik ve bilinçlendirdik. “Bunu yazamazsınız, bu kişiye destek sunamazsınız, Türkçeden çok daha önemli şeyler var” diyenlere cevabımız hep aynı oldu. Pişman değiliz. Neler yapamadık Az önce vurguladığım gibi tüm baskılara rağmen, yalakalık hiç yapmadık. Türk toplumu adına hiçbir şekilde hiçbir çıkar elde etmedik, Türklüğü hiçbir zaman meslek edinmedik, Türklüğü meslek edinmiş o çete gibi ve o çeteye bulaşan makamlar gibi hiç hareket etmedik. Türklüğü meslek edinen kimi “aydın ve sanatçılarımız” gibi hareket etmedik. Biz hiçbir zaman İstanbul/Laleli’deki Azeri Galerisinde 20 Avroya Prizren, Mostar, Poçitel gibi şehirlerin Osmanlı eserleri fotoğraflardan tablo çizdirip imzamızı atmadık, sahte belgelerle üniversite mezunu olmadık, gençlerimizin diploma tezlerini kopyalayarak sunum yapmadık; biz hiçbir zaman olmadığımız makam gibi kendimizi tanıtmadık, savcı gibi bir yıl daha az hapis için 5,000 Avro rüşvet almadık, avukat olarak 30 yıl önce ölmüş bir Sırp’ın sahte belgelerle evini hiç satmadık, uyuşturucu haplar hiç kaçırmadık, fahri doktor hiç olmadık; hiç kimseye düşmanlık yaparak ortalığı karıştırmadık; galerilerde-restoranlarda fitne, fesat, komplo yapmadık; savaş döneminde Türkiye’de yardım paralarıyla hiç araba ve ev sahibi olmadık, Yazýlarda ortaya atýlan fikirler, yazarlara aittir. Gazetemizin resmi görüþü deðildir. Yazýlarýn sorumluluðu yazarlara aittir. e-mail: yenidonem@hotmail.com yenidonem_kosova@yahoo.com Adres: Adem Yaþari No: 8, Prizren/Kosova Tel. 029 623 503 Fax: + 381 (0)29 623 503 Banka: Raiffeisen Bank Yeni Dönem Hesap No: 1502001000171635 Baský: “ALL COA IMPEX” basýmevi Prizren 4 Türkiye TV programlarında kamuoyuna yalan söyleyerek hiç ç o c u k l a r ı m ı z ı Mehmet BÜTÜÇ ağlatmadık ve uçuşan paralarla hiç dilencilik yapmadık... Yapmadığımız çok daha kabarık sayıda olaylar var, ancak yapanlar onlardı ve son yaptıkları ve başardıkları olay da Türkiye’de bazı kurumları ikna ederek yardımları kesmekti. Devlet memuru ve makamı olarak kendilerini kral ilan eden zihniyetler hem kendi devletlerine, ama en fazla bizlere zarar veriyorlar ve verdiler... Neyse, kendi gücümüz bu kadardı ve bu kadar yapabildik. Her zaman anlayışı olmayan insanlardan destek beklenemez; dilenci gözüyle bizlere bakanlardan ancak bunları bekleyebiliriz. Dün Filizler Derneği kira ödeyemediği için evsiz sokakta kaldı, bugün Yeni Dönem gazetesi kapandı, yarın radyo ve televizyon ve diğer dernekler de kapanır, öbür gün sıra Türkçemize gelir ve böylece bu coğrafyadan siliniriz... Sahipsiz kaldık bu fakirlik dönemde. Eskiden öyle değildik, zengindik ve kendi başımıza 90 yıl hiç kimseye bağlı olmadan yaşadık ve yaşattık kimliğimizi... Sevinecekler de olacak bu durumumuza. Olabilir, sevinsinler... Yapamadı diyecekler. Ben bu kadar yapabildim, malımı mülkümü sattım, bugüne kadar yarım milyon avroluk bir sermaye bu misyona harcadık, helal olsun, toplumuma harcadım. Ve hiç pişman değilim... Belki yeni biri çıkar, malını mülkünü satar, yeni bir gazete çıkarır... İnşallah... İlacı olmayan bir hastalığa da kapıldık, hamdolsun Allah’a, kanımız çok şekerli oldu... Aklıma şu anda bu geldi: “Kendini savunmayan toplum yok olmaya mahkumdur.” İnşallah biz o toplum değiliz... Çünkü Mehmet Bütüç bir bireydir, hiç önemli değil, asıl önemli olan Kosova Türk toplumumuz ve geleceğimizdir bu topraklarda... Var dersek var edelim geleceğimizi... Yeni Dönem KTM Þirketi Danýþma Kurulu: Fikri Þiþko (Ýl Mahkeme Yargýcý) Refki Taç (Avukat, Uluslararasý Hukuk Uzmaný) Zeynel Beksaç (Türkçem Dergisi Sahibi) Agim Rifat Yeþeren (Belediye Kamu Avukatý) Levent Koro (UNDP Ekonomi Uzmaný) “Yeni Dönem” Kosova Türk Medyasý Elsev Brina (Türk Dili Öðretmeni) yayýnýdýr. 5 U Perşembe, 17 Temmuz 2008 Kosova UNMİK Şefi Kosova'nın kuzeyini ziyarett etti NMİK Şefi Lamberto Zannieri, KFOR Komutanı General Havier De Marnack ile birlikte Kosova’nın kuzeyindeki iki sınır noktasını ziyaret etti. Bu sınır noktaları Kosova bağımsızlığının ilan edilmesinden hemen sonra Sırplar tarafından yakılmıştı. UNMİK Şefi Zannieri, bu ziyaretinde aynı zamanda bu sınır noktalarında güvenlik durumun denetlenmesi işlevliğinde bulunan araçların hareketi ve kontrol edilmesi için de ilgilendi. Ziyareti ardından açıklamada bulunan Zannieri, gümrük ve sınırların Belgrat yetkilileriyle yapacağı görüşmeler konusunu oluşturacağını ifade etti. Zannieri, ayrıca ilerdeki haftalarda ve aylarda sınır güvenliği ve insan ile mal taşımacılığının UNMİK yetkililerinin odaklanacağı konular olacağını da vurguladı. Scheffer: Kosova’nın yeni güvenlik gücü Fransa Jandarması örneği olacak NATO Genel Sekreteri Jap De Hoop Scheffer, Kosova’da yeni bir güvenlik gücünün kurulmasının yöre istikrarlığı için olduğu gibi, aynı zamanda Sırpların da çıkarından olacağını ifade etti. Scheffer bu açıklamayı BBC’ye verdiği bir demeçte yaptı. S cheffer, bu gücün Fransa’nın “jandarma” birlikleri örneği olacağını da açıkladı. Ancak Scheffer’e göre, bunun birileri tarafından yapılması ve TMK’nın dağılmasının denetlenmesi ile bu yeni gücün kurulmasında çalışması gereklidir. Kosova’da uluslar arası askeri varlığın devam etmesine de değinen Scheffer, KFOR ve NATO rolünün aynı zamanda görev süresiyle ilgili tutumun BM Güvenlik Konseyinin 1244 sayılı kararı esasınca devam etmekte olduğunu, dolaysıyla bu kararı değiştirecek yeni bir karar olmadan böyle devam edeceğini ileri sürdü. Priştine-Belgrat diyalogundan, özellikle Kosova kuzeyinden konuşan NATO Genel Sekreteri Scheffer, NATO’nun siyasi arabulucu rolü ile üstlenmesinin gerekmediği düşüncesini de ortaya attı. Kosova IMF ve Dünya Bankası’na üye oluyor B Kosova Başbakanı Haşim Taçi, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası'na üye olmak için bu kurumlara başvuru yaptıklarını söyledi. rüksel'de düzenlenen Kosova'ya yardım konferansına katılmak için gelen Kosova Başbakan Taçi, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn ile ortak basın toplantısı düzenledi. Bir soru üzerine Taçi, "Dünya Bankası ve IMF'e üyelik için dün başvuru yaptık." dedi. Taçi, olumlu sonuç beklediklerini kaydetti. Dünya Bankası'na egemen olan ülkelerin üye olabiliyor. Kosova, 17 Şubat'ta Sırbistan'dan tek taraflı olarak bağımsızlığını ilan etti. Ancak Sırbistan bu bağımsızlık ilanına tepki gösterirken ilanı tanımamıştı. Rusya'nın aralarında olduğu bazı ülkeler Kosova'nın bağımsızlığını tanımıyor. Şimdiye kadar 43 ülke, Kosova'nın bağımsızlığını tanıdı. Kosova gündemi Sencar Karamuço Bir yıldız daha kayıyor bu diyardan K osova belki de Balkanlar yıllardan beri sahip olduğu en önemli yıldızlarından biri olan “Yeni Dönem Gazetesi” bu haftadan maddi sorunlar yüzünden kayarak, tarihteki köşesine çekilecek. Bu kayma ile Kosova Türkleri de ilk bağımsız ve tek Türkçe gazetesini de kaybetmekle kalmayıp, en önemli iletişim araçlarından birini de kaybetmiş olacaktır. Kosova’da “Yeni Dönem” dışında yayımlanan başka her hangi gazetenin olmayışı, Kosovalı Türklerin gazete bazında öksüz kalacağının açık bir göstergesi olarak karşımızda duruyor. Bunun böyle olması da Kosova’da Türkçe yayım yapan tek Türk gazetesinin kapanmasının yani yayın hayatını maddi sıkıntılar yüzünden durduracak olmasının ne kadar büyük bir toplumsal kayıp olduğunu açıkça gözler önüne seriyor. Acımız büyük, hepimizin şimdilik başı sağ olsun. Başın sağ olsun Kosova, başımız sağ olsun Balkan Türkleri, başımız sağ olsun Kosovalı Türkler ve başımız sağ olsun kalbi Türkçe ve Türklük için atan değerli kardeşlerim. Şimdilik... Belki buna sevinecekler de çıkacaktır aramızdan. İyi oldu, zaten hak etmişlerdi, bize gazete ne lazım, biz mücadelemizi Türkçe gazete olmadan da sürdürebiliriz diyenlerde çıkacaktır, şaşamamak lazım. Bunu onların cahilliklerine verip, abartmamak lazım, çünkü onların kapasitesi o kadar. İlk yayım tarihi olan 1999 yılından bu yana iyisiyle kötüsüyle Kosova’da Arnavutça ve Sırpça’nın yanında üçüncü bir ses yani Kosovalı Türklerin sesi olmayı amaç etmiş olan Yeni Dönem Gazetesi, on yayın yıllık hayatı boyunca Kosovalı Türklerin sesi olmanın yanında Türkçe’nin korunması, kullanılması ve Türkiye ile Kosovalı Türkler arasında bir bağ oluşturmayı en önemli amacı haline getirmekten başka bir şeye hizmet etmemiştir. Bu da gazetenin bütün bu katkılarından sonra bu şeklide yayım hayatından çekilmesinin hiç de adil olmadığını tüm çıplaklığı ile gözler önüne seriyor. Kosova’da Türklüğün korunmasını bir dava olarak görüyorsak, dava en önemli neferlerinden birini yani tek yazılı basınını kaybettiğine şahit olabiliriz. Bu da bu uğurda daha çok kayıp vereceğimizi ve vermeye mahkum olduğumuzu açıkça gözler önüne sermektedir. Çünkü şu an Kosova’da bizler elimizde var olanın değerini bilmiyoruz yada bilmek istemiyoruz. İnsan elindekinin değerini kaybettiği zaman anlıyor. Ama o zamanda iş işten geçmiş oluyor. Ve insanda bu noktadan sonra geçmişe doğru bir pişmanlık birden içini kaplıyor. On yıla yakın yayım tarihinde; partiye, derneklere, şairlere, tiyatroculara, doktorlara, sporculara, fikir adamlarına, sanatçılara, gençlere, çocuklara sayfalarını açmış ve her daim desteklemiş olan “Yeni Dönem Gazetesi” hak etmediği bir şeklide artık tarihin derinliklerine kaybolmaya doğru yola çıkmış durumda. Bir yıla yakın zaman içinde size bu köşemden seslenmeye çalıştım. Demek artık buraya kadarmış. Bugüne kadar bana bu köşeden teamül ettiğiniz için teşekkür ediyorum. Şansınız bol olsun diyorum ve hepimizin “şimdilik” başı sağ olsun. Kosova Fevzi Karamuço Y Çuval dolusu paralar eni doğan çocuğa en yakınları hafta sonu hediyeleri taktılar. Çocuğun yakınları hediyelerini imkanları çerçevesinde verdiler. Kimisi diğerine göre daha fazla, kimisi ise diğerine göre daha az. Ama sonuçta her bir yakını, yeni doğan yeğenine bir hediye taktı. Geçenlerde bağımsızlığını ilan eden Kosova henüz hayatta gözlerini açan bir çocuktan farkı yok. Onun büyümesi yani olgunlaşması için bazı şeylere ihtiyacı vardır ama onları sağlamak için ise imkanı bulunmamaktadır. Bu süreçte gelişim için velilerinin ya da çevresinin yardımına muhtaç olmaktadır. Ona yardım edecek her kişiyi kucak bir psikoloji içinde bulunmaktadır. Kosova’ya savaşın sona ermesinden bu güne dek çok sayıda yardım yapıldı. Bu süre zarfında Kosova’ya farklı ülkelerden 3.5 milyar avroya yakın bir meblağın bağışlandı açıklandı. Brüksel’de Cuma günü bir araya gelen bağışlayıcılar, Kosova’ya 1.2 milyar avro daha yardımda bulundular. Bu parayı dünyanın 37 ülkesi ve 16 örgütü 2011 yılına dek harcaması için verdiler. Kosova için bu yardımın büyük önemi bulunmaktadır. Uzun zaman yatakta yatan, ekonomi ve sosyal sıkıntılar ile karşılaşan bir ülke için, bu bağış sağlığına kavuşmak için hayati önem taşır niteliktedir. Kosova’ya savaştan bu güne kadar yapılan yardımlar, Kosova’nın kendi ayakları üstünde kalması için yeterli olmadı. Ama bu son yardımların var olan sorunların büyük bir bölümünü ortadan kaldıracak turadadır. Bu tutar tabi ki Kosova’da var olan bütün sorunlara ilaç gibi gelmeyecek. Ama bu yardım ile dostların Kosova’yı unutmadığını ve ona zor zamanlarda yardım edeceklerini bir daha kanıtlamış oldular. Brüksel’de temsil edilemeyen Kosova için bu ülkede toplanan yardımlar geleceğe daha sağlam adımlarla ilerlemesine olanak sağlayacaktır. Burada önem arz eden en önemli nokta bu bağışların nereye harcayacağı önem kazanmaktadır. Kosova’nın bugün karşılaştığı boşlukların çokluğu ortadadır. Başımızı hangi yöne çevirirsek bir eksikliğin var olduğunu görmemek mümkün bile değil. Burada istekler çok, ama olanaklar çok az. Sanki bağış, avuçta kaybolan su misali gibi duruyor. Kosova da bu noktada tam anlamı ile bir dipsiz kuyuyu andırıyor. Ne kadar su atsan at kuyu bir suyla dolmak bilmiyor. Ama uzun zaman beri de kuyuya su atılmamış olmaması ve kuyunun kurumaya başlaması doldurmanın zorluk derecesini açıkça gözler önüne seriyor. Kuyunun dolması için zamana ve daha çok yarım ile çalışmaya ihtiyaç duyuluyor. Çocuk küçükken annesi ona para verirken, parayı nereye harcaması gerektiğini tembihler. Oli Rehn de son bağış toplantısında Kosova’nın annesi gibi hareket ederek, Kosovalılara bu paraları nereye harcaması gerektiğini belirterek, bu paranın tek sentinin bile hesabını isteyeceğini söyledi. Yapılan bu son yardım Kosova’ya gözlerini açması ve yeni bir yol seçmesine yardım edecek. Uzun zaman paslanmış devlet mekanizmaların yeniden harekete geçirilmesi için bu yardımlara ihtiyaç duyulmaktadır. Kosova devleti sonunda bu paslardan kurtulacak ve kendi yolunu artık kendi çizecektir. Kosova’nın küçük bir çocuk gibi nereye yönleneceği için yöntemleri bulunmamaktadır. Ülkemizin ekonomi gelişme stratejisinin olamaması bu paraların bilinçli kullanılmasını engelleyecektir. Bu bağışlar genellikle alt yapı, eğitim, sağlık ve diğer kamu alanlarda kullanılacaktır. Kosova için verilen bu bağış destek anlamında önemlidir. Onu bağımsızlığı yolunda destekleyen ülkeler, bu yardım ile ekonomi kalkınmasına da yardımda bulundular. Bu aynı zamanda Kosova için, verilen yardımın nasıl ve nereye harcayacağı için iyi bir test niteliğinde olacaktır. Kosovalı yöneticiler de topluluklara ayrımcılık yapmadan, bu yardımı iyi bir ev sahibi gibi harcaması gerekecek. Ama sonuçta bağışlarla yaşanmayacağı ortadadır. Bir devlet bağışlar sayesinde ayakta kalamaz. Kosova’nın yapacağı tek şey yabancı sermayeyi Kosova’ya çekebilmesi gerekmektedir. Bağış iyi bir yardımdır, ama geçici olarak karın doyurur. Kosova yöneticilerin bu noktadan sonra yapacakları tek iş, yabancı sermayeyi celp edecek yasaları kabul etmek ve bunun için olumlu koşulları yaratması gerekmektedir. Kosova’nın bu yönde var olan doğa zenginliklerini de en iyi bir şekilde kullanılması gerekiyor. Kosova’ya diğer yardımların yapılabilmesi için yardımın en çok önem arz eden yerlere harcayarak, dünyaya artık olgunlaştığımızı gösterme zamanıdır. Perşembe, 17 Temmuz 2008 Gazetemizin son sayýsý S 6 izinle vedalaþma zamaný geldi. Bu sayýdan sonra Yeni Dönem Gazetesi çýkmayacak. Sebebini herkes biliyor. Açýklamaya bile gerek yok. Temel sorun; maddi sýkýntýlar. Uzun yýllar maddi sorunlarla karþýlaþan gazetemiz, gazete sahibi ve gazetecilerin özverisi ile bugüne kadar hayatta kalmayý baþardý. Gazete, baþladýðý maraton koþusunun son etabýný bu sayý ile koþuyor. Kosova savaþýndan sonra maraton koþusuna baþlayan gazetemiz, bu sayýsý ile son defa okuyucularla buluþuyor. Kosova savaþtan çýktýktan sonra Türkçe dilinde yayýnlanan bir gazetesi yoktu. Uzun yýllardan beri Kosovalý Türklerin sesi olan Tan gazetesi de artýk çýkmýyordu. Çünkü bu gazete devlet tarafýndan desteklenmiþ ve savaþtan sonra artýk bu destek ortadan kalkmýþtý. Kosova’da savaþtan sonra baþlayan yeni dönemde yeni bir gazete çýkarmak için hatýrý sayýlýr bir yatýrýma ihtiyaç duyuluyordu. Yada dünyanýn zengin ülkelerden gelen kuruluþlarýn kapýlarýný çalarak bu konuda destek aramak gerekiyordu. Gazetenin basýlmasý için en çok altý - yedi sayýlýk destek veriliyordu. Bu destekler çerçevesinde yayým hayatýna baþlayan iki Türkçe gazete birkaç sayýdan sonra söndü. Bu iki örnekte gazete yayýmlamak isteyen yayýncýlarýný, bu masraflarý kendi ceplerinden kendi cebinden ödemesi gerektiði gerçeði gün yüzüne çýktý. Bunu göz önünde bulunduran bir Türk’te diðerlerinden sýyrýldý. O da Mehmet Bütüç’tü. Kosovalý Türkler, gazeteci, yazar, þair, tiyatrocu Mehmet Bütüç’ün sayesinde ilk baðýmsýz gazetesine yani “Yeni Dönem Gazetesine” sahip oldu. Türk Dünyasýnda ender kiþiler arasýnda yer alan Mehmet Bütüç, dedesinden kalan malýný, mülkünü satarak, Kosovalý Türklere ilk baðýmsýz Türk gazetesini baðýþladý. “Yeni Dönem” gazetesi Kosovalý Türklere gözü, kulaðý ve sesi oldu. Mehmet Bütüç dedesinin malýný “Yeni Dönem”, Kýrýmlý Gaspýralý Ýsmail Bey ise karýsýnýn mirasýný “Tercüman” gazetesi için harcadý. Gaspýralý bu hizmeti ile Rusya’da Türkleri bilinçlendirmeyi baþardý. Gaspýralý Ýsmail Bey’in 19 yüz yýlda hayata gözlerini açan “Tercüman” gazete bugün halen Türkiye’de basýlýyor. Mehmet Bütüç’ün giriþimleri ile yayýmlanmaya baþlanan “Yeni Dönem Gazetesi” de Kosovalý Türklerin kendi sesi oldu. Gazetemizde Kosovalý Türklerin karþýlaþtýklarý sorunlara çözüm bulma, Kosovalý Türklerinin haklarýný çiðnemek isteyen yöneticileri, Türklere yapýlan diðer haksýzlýklarý gün ýþýðýna çýkarmak için çaba gösterdik. Bu yönde ne kadar baþarýlý olduðumuzu zaman gösterecek. Yeni Dönem Türkçe dilinde yayýnlanan tek gazetemiz idi. Bunu yaþatmamýz gerekiyordu. Ama bunu yaþatmak isteyenlerden maada söndürmek isteyenler de vardý. Gazetenin engellenmesi ile kendi oturduðumuz aðacý kestik. 10 yýl yayýnlanan ve 436 sayýsýnda son defa gün ýþýðýna çýkan bu gazeteden ayrýlmak çok zor oluyor. Bu süre içinde gazetede çalýþan gazeteciler, uzun zaman maaþlarýný almadýlar. Gazetenin hayatý sürdürmek için ücretsiz çalýþtýlar. Gazete sahibi de kesilen yardýmlara raðmen borçlanarak gazetenin ömrünü uzatmaya çalýþtý. Gazete sahibi Mehmet Bütüç dedesinden kalan son varlýðýný satarak, gazeteyi kapatma zorunda kaldý. Kendisi, dedemden kalan baþka herhangi bir mülkün daha olsaydý gazetenin yaþamda kalmasý için satardým diyerek, bu konuda kararlýlýðýný göstermeye devam ediyor. Þimdilik durduk, devamý gelir inþallah... Kosova’da Türkçe dilinde yayýnlanan tek gazete maddi yetersizlikten dolayý artýk okuyuculara Kosova’da Türkler, Türk dünyasý ve dünyadan haberler vermeyecek. Kosovalý Türklerin bir özgür gazetesi olmalýdýr. Mehmet gibi bir “çýlgýnýn” çýkacaðýna inanmýyorum. Ama bir gazete için gereksinme olacak. Kim olursa olsun, kim sahibi olursa olsun, sesimizi duydurmak için bir gazetemiz olmalýdýr. Fevzi Karamuço Obama Sırbistan’la iyi ilişki peşinde A BD Demokrat Partisi başkan adayı Barak Obama, Sırbistan’da Avrupa yanlısı partilerin yeni hükümeti kurmak için anlaşmalarını selamlarken, kendi yönetim süresi içinde Sırbistan ile ilişkilerin gelişmesi için çaba harcayacağını ifade etti. Sırbistan medyası tarafından yayınlanan bildiride, Sırbistan’da yeni hükümetin kurulmasını Obama’nın desteklediği bildirilirken, Sırbistan seçmenlerinin Mayısta yapılan seçimlerde Avrupa yolunu seçtiklerine dikkat çekilirken, yeni hükümetin bu istem doğrultusunda kurulmasının önemine vurgu yapılıyor. Sırbistan vatandaşlarına ilerleme, demokratik gelişme ve ekonomik gelişme sözü veren Obama, Sırbistan kendi şanlı tarihinde acı anlar yaşadığına dikkat çektiğine yer veriliyor. Sırbistan’ın gerçek anlamda ilerleme kaydedebilmesi için Kosova dahil ve tüm komşuları ile iyi ilişkiler kurması gerekliğine dikkat çekilen bildiride, bu ilerlemenin önündeki en büyük engelin “sert açıklamalar ve kışkırtıcı eylemler” olabileceğe vurgu yapılıyor. Bildiride, ABD Demokrat partisi Başkan adayı Barak Obama’nın, “Başkan olarak Kosova’da yerel etkenler ile Sırpların korunmasında ve Sırp belediyelerin yetkilerinin artması, Sırp Ortodoks kilisesinin engelsiz işini yapması, mültecilerin evlerine dönmesi ve evlerini terk edenlerin mallarına sahip olmaları ile ilgili çalışacağıma emin olabilirsiniz. Bu süreçte Kosovalı Sırplara da önemli görevler düşmektedir. Onlar artık Kosova kurumlarının çalışmalarını boykot değil de çalışmalara katılmaları gerekmektedir” deniliyor. 7 Perşembe, 17 Temmuz 2008 Balkan Rupel, Hýrvatistan’ýn üyeliði konusunda kötümser S lovenya Dýþiþleri Bakaný Dimitri Rupel yaptýðý açýklamada, Hýrvatistan’ýn AB katýlým müzakere fasýllarýnýn hepsini gelecek yýlýn sonbaharýna kadar açabileceðini, ancak tümünü kapatamayacaðýný söyledi. Bir Akdeniz ülkeleri birliði kurmak amacýyla Paris’te baþlatýlan bir giriþimin oturum aralarýnda konuþan Rupel, Slovenya’nýn komþusu Hýrvatistan’ýn AB üyelik sürecini asla engellemediðini ve engellemeye de niyeti olmadýðný belirtti. Bakan, “Umarým ki Hýrvatistan baþladýðý gibi gider, yolundan sapmaz, hatta umarým ki AB hazýrlýklarýný daha da hýzlandýrýr. Yapacak çok iþ var.” dedi. Topi: Arnavutluk ’un geleceði Büyük Arnavutluk ’ta deðil, Avrupa’dadýr C umhurbaþkaný Bamir Topi 13 Temmuz Pazar günü yaptýðý açýklamada, Arnavutlarýn geleceðinin Büyük Arnavutluk’ta deðil Büyük Avrupa’da olduðunu söyleyerek, bölgedeki Arnavut nüfusunu birleþtirme amaçlý bir vizyonu desteklediði yönündeki iddialarý bir kez daha yalanladý. Topi Belgrad merkezli Beta haber ajansýna verdiði demeçte, “Arnavutluk, Kosova ve Sýrbistan gibi, geleceðini AB ve NATO’da planlamaktadýr. AB, bütün ülkelerin standartlarý tamamlamýþ bir þekilde haysiyetleri ve kimlikleriyle eþit katýlma hakkýna sahip olduklarý bir ailedir.” dedi. Cumhurbaþkaný, Sýrbistan ile iliþkiler konusunda ise, Arnavutluk’un “her iki taraf için de yararlý iliþkilerden” yana olduðunu söyledi. ABD, Yunan vatandaþlarýna vizesiz seyahat hakký verecek Y erel basýnda çýkan haberlere göre, Yunanistan’ý ABD Vize Muafiyet Programýna dahil etme konulu müzakereler Temmuz ayý sonunda tamamlanacaðý üzere Yunan vatandaþlarý yakýnda ABD’ye vizesiz seyahat edebilecekler. Ta Nea gazetesinin bildirdiðine göre, ABD Dýþiþleri Bakaný Condoleezza Rice ve Yunanistan Dýþiþleri Bakaný Dora Bakoyanni 24 Haziran’da Berlin’de yaptýklarý görüþmede konu üzerinde mutabakat saðladýlar. Görüþmeler sonunda, Yunan parlamentosu onayýna sunulmak üzere bir mutabakat anlaþmasý imzalanmasý bekleniyor. Þimdiye kadar, terör örgütleriyle iliþkisi olduðundan þüphelenilen kiþilerin kiþisel bilgilerine eriþim konusunda düþülen anlaþmazlýk görüþmeleri engellemiþti.Yunanistan’ýn, ABD ile AB arasýnda ilgili bir anlaþma imzalandýktan sonra mutabakat anlaþmasýnýn geçerliliði kalmayacaðý konusunda ýsrar ettiði bildiriliyor. Yunanistan, AB’nin ilk 15 üyesi içinde vatandaþlarýnýn ABD’ye girmek için vize almasý gereken tek ülke konumunda bulunuyor. ABD’li yetkili: Karadziç ve Mladiç Sýrbistan’daydýlar A BD’nin Savaþ Suçlarýndan Sorumlu Büyükelçisi Clint Williamson Saraybosna merkezli Oslobodjenje gazetesine verdiði röpostajda, ABD hükümetinin elinde Radovan Karadziç ve Ratko Mladiç’in Sýrbistan’da olduðunu doðrulayan bilgiler olduðunu söyledi. Williamson, iki kaçak zanlýnýn tutuklanarak Lahey savaþ suçlarý mahkemesine teslim edilmesinin büyük oranda Sýrp makamlarýnýn iþbirliðine hazýr olma durumlarýna baðlý olduðunu belirtti. Williamson, “Son zamanlarda bize gelen bütün bilgiler, Ratko Mladiç’in Sýrp topraklarýnda olduðuna inanmamýza yol açýyor ve Karadziç’in de Sýrbistan sýnýrlarý içinde olduðuna dair güçlü iþaretler bulunmaktadýr.” dedi. Elçi, bu sorunun yakýnda çözülmemesinin bölgede istikrar kaybýna yol açacaðýný da sözlerine ekledi. ER H AN TÜ R BE D AR Ankara Mektubu E-posta: eturbedar@gmail.com B Bosnalý Sýrplardan Yeni Provokasyon osna-Hersek topraklarýnýn yüzde 49’una karþýlýk gelen Sýrp Cumhuriyeti’nin, Kosova’ya benzer þekilde baðýmsýzlýðýný ilan etmesi gerektiði üzerine provokasyonlar yine güncellik kazandý. Sýrp Cumhuriyeti’nin baðýmsýzlýðýný ilan etmesini talep eden “Sýrp Hareketi—Seçim Sizindir” isimli bir sivil giriþimin bu yöndeki önerileri, Milorad Dodik’in baþkanlýðýndaki Bosnalý Sýrplarýn hükümetince tartýþýlmaya kabul edildi. Böyle bir bölücülük giriþiminin Sýrp Cumhuriyeti hükümetinin gündemine alýnmýþ olmasý ise, Boþnak yetkililerden sert tepkilerin gelmesine sebebiyet verdi. Baþtan beri Kosova’nýn baðýmsýzlýk ilanýnýn etkilerinin en çok hissedildiði bölge ülkelerinden birisi Bosna-Hersek oldu. Çünkü Sýrp Cumhuriyeti baþtan beri, Kosova’yý kendi sýnýrlarý içinde tutmaya çalýþan Belgrad tarafýndan uluslararasý topluma karþý bir koz olarak kullanýldý. Nitekim, BosnaHersek Cumhurbaþkanlýðý’nýn Boþnak Üyesi Haris Silayciç, Kosova ile Sýrp Cumhuriyeti arasýnda paralellikler kurduðu gerekçesiyle, Sýrbistan’ý ülkesinin içiþlerine karýþýyor olmakla suçluyor. Yine de, Belgrad’dan cesaret alan Sýrp Cumhuriyeti yetkililerinden ayrýlýkçý açýklamalar gelince, Boþnak yetkililer buna sert cevaplar verdi ve neticede her iki taraftaki milliyetçilik dozu týrmanýþa sürüklendi. Kosova’nýn baðýmsýzlýk ilanýnýn hemen ardýndan Bosnalý Sýrplarýn bazý yetkilileri, halkoylamasý yoluyla Bosna’dan kopmayý dile getirmeye baþladý. 21 Þubat 2008 tarihinde Sýrp Cumhuriyeti Meclisi’nin kabul ettiði bir kararda da Bosna-Hersek’ten kopmak üzerinde duruluyor. Söz konusu kararda, “Kosova’nýn baðýmsýzlýðýný tanýmýyoruz. Birleþmiþ Milletler üyesi ülkelerin çoðunluðu, özellikle de Avrupa Birliði üyesi ülkelerin çoðunluðu Kosova’ya baðýmsýzlýðý tanýrsa, Sýrp Cumhuriyeti Meclisi bununla yeni bir uluslararasý ilkenin geliþtirildiðini kabul ederek, Sýrp Cumhuriyeti’nýn baðýmsýzlýk halkoylamasý hakkýnýn varolduðunu varsayacaktýr” deniliyor. Sýrp Cumhuriyeti’nin söz konusu meclis kararýnda yer alan ifadelerin Belgrad tarafýndan ýsmarlandýðý söylenebilir. Kosova’nýn baðýmsýzlýk ilanýndan sonra, bu kaybýn telafi edilmesi üzerine bazý Sýrp milliyetçilerinin BosnaHersek topraklarýna, yani Sýrp Cumhuriyeti’ne göz diktiðinden kuþku yoktur. Zaten Sýrp milliyetçileri açýsýn- dan Sýrp Cumhuriyeti ayrý bir devlettir ve “geçici olarak” Bosna-Hersek topraklarý içindedir. Sýrp Cumhuriyeti Baþbakaný Milorad Dodik bile bu entitenin Bosna-Hersek devleti içinde isteksiz yaþadýðýný, bir devlet olarak Bosna-Hersek’in onlara dayatýlmýþ olduðunu açýkça ifade ediyor. Diðer taraftan, Sýrp Cumhuriyeti vatandaþlarý da Saraybosna’yý deðil, Belgrad’ý kendi baþkentleri olarak kabul ediyor. Dahasý, Sýrp Cumhuriyeti Sýrbistan’la gittikçe artan oranda özel iliþkiler geliþtiriyor. Bu yüzden Boþnaklarýn çoðunluðu, Sýrp Cumhuriyeti’nin varlýðýnýn, Bosna-Hersek’in toprak bütünlüðüne sürekli bir tehdit oluþturduðunu düþünüyor. Ancak, Sýrp Cumhuriyeti Baþbakaný Milorad Dodik bile, uluslararasý toplum izin vermeden, BosnaHersek’ten kopamayacaklarýnýn bilincindedir. Dodik, Aðustos 2007’de yaptýðý bir konuþmada, “Sýrp Cumhuriyeti her zaman var olacak, Bosna-Hersek devletinin var olup olmayacaðý ise uluslararasý topluluðun tutumuna baðlý kalacaktýr” diyerek, aslýnda izlediði stratejisini de belli ettiði söylenebilir. Bir baþka ifadeyle, Dodik Bosna-Hersek’i daðýtamayacaðýnýn bilincinde olduðu için, bu ülkeyi “baðýmsýz devletlerden oluþan bir birlik” olarak tanýtmaya çalýþýyor. Gerçekten de, yaptýðý bütün konuþmalarda, yurt dýþýnda yaptýðý bütün gezilerinde Dodik Sýrp Cumhuriyeti farklý bir devletmiþ gibi davranýyor. Anayasa deðiþikliði hakkýnda yürütülen tartýþmalar çerçevesinde ise Dodik, Sýrp Cumhuriyeti’ni düþünerek, anayasaya “kendi kaderini belirleme hakký” ilkesinin yerleþtirilmesi üzerine ýsrar edeceðini söylüyor. Milorad Dodik’in Sýrp Cumhuriyeti’nin baðýmsýzlýðýný ilan etmesini talep eden sivil giriþimin önerilerini hükümete sunmayý bilinçli bir þekilde kabul ettiði söylenebilir. Bununla bir taraftan bu yýl içinde düzenlenecek olan yerel seçimlere yatýrým yapýldýðý ortadadýr. Diðer taraftan “baðýmsýzlýk” kelimesini gündemde tutarak, Dodik Batýlý ülkelerden, böyle bir þeye kalkýþmamasýna karþýlýk, etnik temizlik politikalarýyla oluþturulmuþ olan Sýrp Cumhuriyeti’nin hiçbir zaman feshedilmeyeceðinin garantisini alýyor. Dodik’in gelecekle ilgili beklentisi ise, Batý’nýn bir gün yorulacaðý ve Sýrp Cumhuriyeti’nin Bosna-Hersek’ten kopmasýna izin verebileceði ümidine dayanýyor. Dünya Hollanda mahkemesi ‘telekulak ’ý yasal buldu Dünya Turu ABD’de baþkanlýk yariþi kýzýþýyor Amerika’da kasým ayýndaki seçimler öncesinde, Cumhuriyetçi aday John McCain, anketlerde Demokrat aday Barrack Obama’ya yetiþiyor. Obama, Newsweek dergisinin 20 haziran tarihli anketinde, yüzde 36’ya karþý yüzde 51’le McCain’in önünde görünüyordu. Derginin bu ay için yayýmladýðý kamuoyu yoklamasýnda farkýn, yüzde 44’e 41’le, sadece üç puana indiði görüldü. Bu gerilemenin, son günlerde Obama’ya yönelik, kolay politika deðiþtirdiði eleþtirilerinden kaynaklandýðý yorumu yapýlýyor. Son dönemde savaþ yanlýsý söylemlerde bulunan Obama, yeni açýklamasýnda ise Irak’taki Amerikan askerlerinin bir takvim çerçevesinde çekilmesini savunmuþtu. Yunanistan’da Telekom skandali Yunanistan’da devlet kontrolündeki Telekomünikasyon Þirketi’nin yöneticileri hakkýnda yolsuzluk davalarý açýldý. Olaya çok sayýda siyasinin de karýþtýðý ileri sürülüyor. Yunan Savcý, Telekom þirketinin yönetim kurulu baþkaný ve müdürleri hakkýnda 2006 yýlýndaki bir elektronik þirketinin satýn alýnmasýndaki usulsüzlükler nedeniyle dava açtý. Satýn alýnan elektronik þirketi ve Yunan Telekom yöneticilerinin tamamý davada sanýk sandalyesine oturacak. Yolsuzluklara bazý Yunan politikacýlarýn isimlerinin de karýþtýðý ileri sürülüyor. Yunan Telekom Þirketi’nin dörtte birlik hissesi, bu yýlýn mayýs ayýnda yaklaþýk 5 milyar dolara Alman Telekom Kurumu’na satýlmýþtý. Ýran’a saldýrý, dünya petrolü için de tehlike Ýran’ýn, Petrol Ýhraç Eden Ülkeler Örgütü’ndeki (OPEC) temsilcisi Muhammed Ali Hatibi, Ýran’ýn petrol ihracatýnýn tehlikeye girmesi halinde Basra Körfezi’ndeki tüm ihracatýn tehlikeyle karþý karþýya kalacaðýný söyledi. Hatibi, “Ýran’a yönelik her tehdit, dünya petrollerinin yüzde 40’ýnýn transfer edildiði Basra Körfezi’ndeki petrol ihracatýný tehlikeye atar. Bundan kastým Irak, Suudi Arabistan, Kuveyt, Katar ve Birleþik Arap Emirlikleri (BAE) gibi petrol ihraç eden ülkelerdir” ifadesini kullandý. OPEC’in ihtiyaç fazlasý günlük yaklaþýk 1,5 milyon varil petrol ürettiðini belirten Hatibi, üretimi artýrmak için bir sebep olmadýðýný kaydetti. Hatibi, Ýran’ýn da günlük ortalama 2,6 milyon varil petrol ürettiðini sözlerine ekledi. S. Arabistan’da terörle mücadele için rehabilitasyon Suudi Arabistan, radikal dinci teröristlerin normal hayata dönmelerini saðlamak için, özel rehabilitasyon merkezleri oluþturdu. Bu merkezlerde saðlanan imkanlar, teröristleri Irak’a gidip savaþmak yerine, normal bir yaþam seçmeye teþvik ediyor. Terörle mücadele bugüne damgasýný vuran siyasi önceliklerin baþýnda geliyor. Amerikan yönetiminin seçtiði mücadele yöntemi, risk oluþturduðunu düþündüðü kiþileri Guantanamo Körfezi’ndeki tutsak kampýna göndermek. 11 Eylül saldýrýlarýný düzenleyenlerin dörtte üçünün memleketi Suudi Arabistan ise þefkat ve diyalogla bezeli ideolojik bir mücadele stratejisi belirlemiþ durumda. BBC muhabiri, Riyad’da bu amaçla açýlan rehabilitasyon merkezini ziyaret Lahey Yüksek Mahkemesi, yaklaþýk 2 yýldan bu yana devam eden ve kamu oyunda büyük fýrtýnalara neden olan “telefon dinleme krizi” davasýnda, telefon dinlemenin “yasal” olduðuna hükmetti. H ollanda’nýn L a h e y Y ü k s e k Mahkemesi, “Devlet ç ý k a r l a r ý n ý gözetmek” amacý taþýyan telefon dinlemelerinin “yasal” olduðunu karara baðladý. Hollanda Ýstihbarat Örgütü AÝVD tarafýndan dinlemeye alýnan iki gazetecinin itirazýna iliþkin baþvuruyu karara baðlayan mahkeme, bundan böyle gerekli görüldüðü durumlarda bazý kiþi ya da kurumlarýn telefonlarýnýn dinlemeye alýnabileceðine de karar verdi. Geçtiðimiz hafta sonu, akþam saatlerinde açýklanan mahkeme kararý, Hollanda basýnýnda hayretle karþýlanýrken, kýsa adý NVJ olan Hollanda Gazeteciler Cemiyeti Uluslararasý Ýnsan Haklarý Mahkemesi’ne baþvurarak karara itiraz edeceklerini açýkladý. Mahkeme kararýný gerekçelendirirken, Hollanda Anayasasý’nda yer alan, “Haberleþme hakkýna, kanunla belirlenen durumlarda, kanunun yetkili kýldýðý veya yetkilendirdiði kiþilerce, istisnalar getirebilir” þeklindeki 13. maddesini örnek gösterdi.Hollanda’nýn De Telegraaf gazetesinden Joost DeHaast ile Bart Mos adlý iki gazeteci, Fransa’da burkalýya vatandaþlýk yok 2006 yýlýndan bu yana silah ve uyuþturucu kaçakçýlýðý yapan bazý organize suç örgütleri hakkýnda yayýnlarda bulunmuþ, Ýstihbarat Örgütü AÝVD tarafýndan hazýrlanan bir raporu ele geçirerek yayýnlamýþlardý. Bunun üzerine iki gazeteci AÝVD tarafýndan, haber kaynaklarýný açýklama konusunda baský altýna alýnmýþtý. Haber kaynaklarýný açýklamayacaklarýný ileri süren gazeteciler, hükümetten haberleþme özgürlüðüne duyarlý olmalarýný istemiþ, dinlendikleri gerekçesi ile de mahkemeye baþvurmuþtu. Gerek basýnda gerekse kamu oyunda oluþan büyük tepkiler üzerine açýklama yapmak zorunda kalan dönemin Ýçiþleri Bakaný Johan Ramkes, “Gerektiðinde gazeteciler de dinlemeye alýnabilir” diyerek bunun yasalara uygun olduðunu ileri sürmüþtü. Çeþitli nedenlerle çeþitli zamanlarda 1700 kiþinin dinlendiðini de belirten Ramkes ayrýca, “Devlet baþka seçenek bulamayýnca bu yola baþvurabilir” diyerek Meclis’e verilen soru önergelerini yanýtlamýþtý. F Danýþtay kararýný Fransa içinde temyize götürebileceði baþka bir yargý organý bulunmuyor. AÝHM yolu açýk olsa da ülkedeki uzman hukukçular Fransýz Danýþtay’ý kararýnýn AÝHM tarafýndan benimsenme olasýlýðýnýn da yüksek olduðunu söylüyorlar.Fransa’da bugüne kadar sadece köktendinci hareketlere yakýnlýklarýyla bilinen veya radikal Ýslam yanlýsý beyanlarýyla tanýnan kiþilerin vatandaþlýk baþvurularý reddedilmiþti.Fransýz yasalarýnda “asimilasyon” terimi net bir þekilde tanýmlanmýyor. 2003 yýlýnda Nicolas Sarkozy Ýçiþleri bakanýyken yürürlüðe giren 1’inci Sarkozy kanunu, vatandaþlýk baþvurusunda bulunan yabancýlara Fransýzca bilme þartýne ek olarak Fransýz vatandaþlýðýnýn hak ve yükümlülüklerini de bilme zorunluluðu getirmiþti. 2006 yýlýndan yürürlüðe giren 2’inci Sarkozy kanununda ise çok eþlilik, “asimilasyon noksanlýðý” olarak tanýmlanýyor. 8 etti. Merkezde geçen yýl bulunan 192 kiþiden 104’ünün Guantanamo’dan, 84 tanesinin de Suudi hapishanelerinden nakledildiði bildirildi. 5’nci Türkmen Kurultayý’nda boykot kararý 5’nci Türkmen Kurultayý’nda ilk gün geride kaldý. Türkmeneli ve Türkmen Karar Partisi yetkilileri kurultayý boykot etme kararý aldýklarýný açýkladý. Parti yetkilileri kararlarýna gerekçe olarak hazýrlýk komisyonunun taraflý davrandýðý, kurultay delegelerinin büyük bölümünün Irak Türkmen Cephesi Baþkaný Sadettin Ergeç’in seçtiði kiþiler olduðu, bu yüzden kurultayýn adil bir þekilde sonuçlanamayacaðý yönündeki görüþlerini bildirdiler. Ýki parti bundan sonraki süreçte kendi baþlarýna siyaset yapacaklarýný da duyurdu. NTV’ye bir açýklama yapan Türkmeneli Partisi Genel Baþkan Yardýmcýsý Ali Mehdi kurultaydan çýkacak yönetimi tanýmayacaklarýný da bildirdi. Pazartesi günü de sürecek olan kurultayda 9 kiþilik Irak Türkmen Cephesi Yürütme Konseyi baþkanlýk için yarýþan Saaddetin Ergeç ve Kerkük Ýl Meclisi Üyesi Hasan Turan arasýnda bir seçim yapacak. Belçika’da siyasi kaos: Baþbakan istifa etti Belçika’da Baþbakan Yves Leterme, devlet kurumlarýnda reform konusunda bir uzlaþma saðlayamamasý üzerine dün akþam hükümetinin istifasýný Kral 2. Albert’e sundu. Belçika Kraliyeti’nden yayýnlanan açýklamada, Kral’ýn, hükümetin istifasýný sunan Baþbakan Yves Leterme’i kabul ettiði belirtilerek, Kral’ýn kararýný saklý tuttuðu ifade edildi. Ýstifa haberinin gelmesi ile ülkede siyasi kaos yaþandýðý söyleniyor. Leterme istifadan sonra yaptýðý açýklamada, “Belçika’daki federal sistemin limitlerine ulaþtýðýný” söyledi. Siyasi uzmanlar, Belçika Kralý’nýn bu açýklamasýyla þu anki HristiyanDemokrat hükümetin baþbakanýnýn hala görevini sürdürebileceðine inandýðýný, yerine henüz baþka bir isim belirlemediðini ve bu konudaki danýþmalarýný sürdürmek istediðini belirtiyorlar. Fransýz Devriminin 219. yýldönümü Fransa tarihinde ilk defa “burka” giydiði gerekçesiyle Müslüman bir kadýnýn Fransýz vatandaþlýðý baþvurusu reddedildi. ransýz Danýþtayý tarafýndan alýnan kararda, 32 yaþýndaki Feyza M. adlý Faslý kadýnýn vatandaþlýk baþvurusunun reddine gerekçe olarak, “dininin vecibelerini radikal biçimde yerine getirmek adýna, Fransýz toplumunun, baþta kadýn erkek eþitliði olmak üzere, temel deðerleriyle baðdaþýk olmayan bir yaþam stili benimsemiþ olmasý” gösterildi. Bir diðer deyiþle, Fransa’da ilk defa bir yabancýnýn vatandaþlýk baþvurusu “topluma yeterince asimile olamadýðý” gerekçesiyle reddedilmiþ oldu.Bir Fransýz ile evli ve 3 çocuðu olan Feyza M’nin, Fransa’ya geldiði 2000 yýlýndan bu yana “kocasýnýn isteði üzerine” burka giymeye baþladýðý bildiriliyor. Dosyayý yakýndan takip eden Fransýz hükümet kaynaklarý, Müslüman kadýnýn, kendilerine verdiði beyanlarda, Fransýz toplumundan kopuk yaþadýðýný ve laiklik ve oy kullanma hakký gibi kavramlar hakkýnda hiçbir bilgisi olmadýðýný itiraf ettiðine vurguda bulunuyor.Faslý kadýnýn Perşembe, 17 Temmuz 2008 Fransa, 1789 Fransýz devriminin 219’uncu yýlýný kutluyor. Akdeniz Ýçin Birlik Zirvesi nedeniyle Paris’te bulunan liderlerden bir bölümü de törenleri izledi. Yüksek güvenlik önlemleri altýnda gerçekleþtirilen törenler, Fransa’nýn Avrupa Birliði dönem baþkanlýðýný devraldýðý günlerde bir gövde gösterisine dönüþtü. Akdeniz Ýçin Birlik Zirvesi dolayýsýyla Paris’e gelen liderlerin bir bölümü de Fransýz devriminin bu tarihi kutlamasý için Concorde meydanýndaydý. Birleþmiþ Milletler Genel Sekreteri Ban ki Moon, Filistin Devlet Baþkaný Mahmut Abbas, Almanya Baþbakaný Angela Merkel, Mýsýr Cumhurbaþkaný Hüsnü Mübarek, Ýsrail Baþbakaný Ehud Olmert ve Akdeniz için Birlik zirvesinin flaþ ismi, Suriye Devlet Baþkaný Beþar Esat gibi liderler, geçit törenini izledi. Ve Törende, cumhurbaþkanýnýn özel koruma birliði, nükleer baþlýk taþýyabilen Mirage’lar, tarih boyunca Fransýz ordusunun birliklerini sembolize eden kýyafetleriyle askerler, motorize birlikler geçit yaptý. Dünya Turu 9 Perşembe, 17 Temmuz 2008 Türkiye Ergenekon iddianamesindeki ayrýntýlar Ergenekon iddianamesinin tamamlanan bölümü 13. Aðýr Ceza Mahkemesi’ne verildi. 86 kiþi hükümeti darbe ile devirmeye teþebbüs, Danýþtay saldýrýsý ve Cumhuriyet’in bombalanmasý, halký tahrik ve askeri itaatsizliðe teþvikle suçlanýyor. Ý ddianame ile ilgili genel bilgiler Ýstanbul Cumhuriyet Baþsavcýsý Aykut Cengiz Engin tarafýndan açýklandý. Ýddianamede 48’i tutuklu 86 sanýk, silahlý terör örgütü kurmak ve yönetmek, örgüte üye olmak, yardým etmek, cebir ve þiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldýrmak veya görev yapmasýný engellemeye teþebbüs ve halký hükümete karþý silahlý isyana tahrikle suçlandý. Sanýklar hakkýnda ayrýca, patlayýcý madde bulundurmak, atmak ve bu suçlara azmettirmek, Danýþtay saldýrýsý ve Cumhuriyet gazetesine patlayýcý madde atýlmasý suçlarýna azmettirmek, devletin güvenliðine iliþkin gizli belgeleri temin etmek, askeri itaatsizliðe teþvik, halký kin, düþmanlýða alenen tahrik ve benzeri suçlarýndan dava açýldýðý belirtildi. Mahkeme kararýný 15 gün içinde verecek Ýstanbul 13. Aðýr Ceza Mahkemesi 15 gün içinde iddianameye iliþkin kararý verecek. Mahkeme karar verinceye kadar iddianamenin içeriði gizli tutulacak. Þüphelilerin bireysel suçlardan yargýlanmasýný öngören iddianame, örgüt kurucularý ve yöneticilerini ise iþlenen tüm suçlardan sorumlu tutuyor. “Ýddianamenin hazýrlanmasý gecikti”ye yanýt Baþsavcý, iddianamenin hazýrlanmasýnýn neden 13 ay sürdüðüne dair eleþtirileri de yanýtladý. Engin, “Ýddianame, 2 bin 455 sayfadan oluþuyor ve 441 klasör ekleri bulunuyor. Ýddianamenin hazýrlanmasý için yüz binlerce belge incelendi. Hazýrlýk bu nedenle uzun sürdü.” dedi. “Darbe Günlükleri” iddianamede yok “Darbe Günlükleri”nin iddianamede yer alýp almayacaðý merakla bekleniyordu. Baþsavcý Engin, bu konuyla ilgili de “Bir dergide yayýnlanan darbe günlükleri adýyla yayýnlanan iddialarla ilgili olarak Ýstanbul Cumhuriyet Baþsavcýlýðý tarafýndan þu aþamaya kadar herhangi bir soruþturma yapýlmamýþtýr.” diye konuþtu. Soruþturma sürdüðü için son dalga operasyon iddianamede yer almadý. Baþsavcý “Terör Örgütü”ne açýklýk getirdi Ýddianamedeki “terör örgütü” nitelemesine de açýklýk getiren Engin, “Devlet otoritesini zaafa uðratmak veya yýkmak veya ele geçirmek temel hak ve hürriyetleri yok etmek devletin iç ve dýþ güvenliðini ve kamu düzenini bozmak amacýyla bir örgüte mensup kiþi ve kiþilerce giriþilecek her türlü suç teþkil eden eylemler de terör suçu olarak kabul edilmiþtir.” dedi. “Yayýnlanan çoðu bilgi ve belge gerçek dýþý” Basýný da eleþtiren Baþsavcý, yayýnlanan çoðu bilgi ve belgenin gerçek dýþý olduðunu söyledi. Engin, “Doðru olmayan bu bilgiler çeþitli kiþi ve gruplar tarafýndan da yanlýþ yorumlandýðý için kamuoyunda yanlýþ beklentilere yol açmakta, soruþturmanýn selameti, þüphelilerin özel yaþamýný ve temel haklarýný ihlal etmekte ve yargý aleyhine aðýr ve bahtsýz eleþtirilere sebebiyet vermektedir.” diye konuþtu. Þüphelilere isnat edilen suçlar kapsamýnda verilecek cezalar sadece 1 suç için 5 yýldan baþlarken üst sýnýr aðýrlaþtýrýlmýþ müebbet hapse kadar gidiyor. Erdoðan: Akdeniz Birliði AB’ye alternatif deðil Baþbakan Erdoðan, “Akdeniz Ýçin Birlik” projesinin Akdeniz’de iþbirliðinin geliþtirilmesini amaçlayan bir proje olduðunu belirterek, “Ülkemizin, AB üyelik sürecine kesinlikle bir alternatif teþkil etmemektedir” dedi. T ü r k i y e Baþbakaný R e c e p Tayyip Erdoðan, “Barcelona Süreci: Akdeniz Ýçin Birlik” devlet ve hükümet baþkanlarý zirvesine katýlmak üzere Fransa’ya gitti. Erdoðan, A t a t ü r k Havalimaný’nda yaptýðý açýklamada, bugün gerçekleþtirilecek ilk zirveye AB’ye üye ve aday ülkelerle Akdenizli ortaklardan oluþan 40’ý aþkýn ülkenin devlet ve hükümet baþkanlarýnýn katýlacaðýný belirtti. Erdoðan, “Ben de zirvede, gerek bölgemizde, gerekse dünyada barýþ ve refah ideallerinin gerçekleþtirilmesinde ekonomik kalkýnma, gýda, su ve enerji güvenliðinin önemini anlatan bir sunum yapacaðým” diye konuþtu. Erdoðan, refah küreselleþmedikçe, imkan ve zenginlikler ülkeler ve halklar arasýnda adil þekilde paylaþýlmadýkça, barýþ ve istikrarýn küreselleþmesinin de mümkün olmayacaðýný vurgulayarak, “Bu doðrultuda Türkiye’nin barýþ ve refah vizyonunu da Akdeniz ve AB ülkeleri liderleriyle ilk elden paylaþma imkaný bulacaðýz” þeklinde konuþtu. Þener, AK Parti’yle ‘helalleþti’ AK Erdoðan’ýn programý yoðun Zirvenin sonunda bir siyasi bildirge yayýnlanm a s ý n ý n öngörüldüðünü dile getiren Erdoðan, zirve toplantýsý sýrasýnda Fransa Cumhurbaþkaný Nicolas Sarkozy, BM Genel Sekreteri Ban KiMun, Suriye Devlet Baþkaný Beþþar Esad, Ýsrail Baþbakaný Ehud Olmert, Ýspanya Baþbakaný Jose Luis Rodriguez Zapatero, Hollanda Baþbakaný Jan Peter Balkenende, Ýtalya Baþbakaný Silvio Berlusconi ve Danimarka Baþbakaný Anders Fogh Rasmussen ile ikili görüþmelerde bulunacaðýný belirtti. Erdoðan, bunun dýþýnda yine görüþme yapacaðý bir çok devlet baþkaný ve baþbakan olacaðýný bildirdi. Baþbakan Erdoðan, þöyle devam etti: “Barcelona Süreci: Akdeniz Ýçin Birlik esasen Akdeniz’de iþbirliðinin geliþtirilmesini amaçlayan bir projedir. Ülkemizin AB üyelik sürecine kesinlikle bir alternatif teþkil etmemektedir. Bu husus çeþitli defalar Avrupalý liderler tarafýndan vurgulanmýþtýr. Yayýnlanacak siyasi bildirgede de bu hususa atýfta bulunulacaktýr.” Erdoðan’ýn baþkanlýðýnda toplanan AK Parti MKYK toplantýsýna katýlarak, yeni parti kuracaðý için istifasýný sunan “helalleþen” Abdüllatif Þener, bugüne kadar görülmemiþ bir yöntemle parti Genel Sekreteri tarafýndan arabasýna kadar uðurlandý. Parti’de bugün, Türk siyasi hayatýnda görülmemiþ bir þekilde istifa gerçekleþti. Partinin kurmay isimlerinden olan Abdüllatif Þener, geçen hafta yeni bir parti kuracaðýný açýklayarak sürpriz yapmýþtý. AK Parti yöneticileri sert ifadelerle Þener’i istifaya çaðýrmýþlardý. Ancak tüm bunlardan sonra Þener, üyesi olduðu partinin en üst karar organý MKYK toplantýsýna gidip “Helalleþmeye geldim” dedi; Baþbakan “Hayýrlý olsun” dileðinde bulundu; Þener’in parti yöneticilerine veda konuþmasý yapmasýna izin verdi ve Þener AK Parti’nin Genel Sekreteri tarafýndan arabasýna kadar uðurlandý.MKYK üyesi olan Þener’in ise toplantýya katýlmasýna ihtimal verilmiyordu. Parti kurmaylarý, toplantýya girmeden önce Þener’in istifa etmesi gerektiði görüþlerini bir kez daha seslendirirken, Þener sürpriz yaparak toplantýya geldi.Þener çevresini saran basýn mensuplarýna “Bu benim için bir veda toplantýsýdýr, helalleþmeye geldim” dedi. Genel Merkez’e giren ve kýsa süre sonra yanýnda AK Parti Genel Sekreteri olduðu halde dýþarý çýkan Þener, gazetecilere þu açýklamayý yaptý:“Toplantýnýn baþlangýcýna katýldým. Dilekçemi verdim. Ýstifa bir kavga müessesesi deðildir. Medeni bir müessesedir. Baþbakanýmýz büyük nezaket gösterdiler. Konuþma verdiler ve ben de tüm arkadaþlarýma karþý veda konuþmamý yaptým. Sayýn Baþbakanýmýz hayýrlý olsun dediler, vedalaþtýk ve ayrýldýk. Çok büyük bir nezaket vardý, hiçbir gerginlik olmadý. Siyaset nezih yapýlmalýdýr, toplumsal ve kurumlararasý uyumun saðlanmasý, sistemin çözüm yeteneðinin artmasý için gereklidir. Nezih bir þekilde veda ettik. Sayýn Genel Sekreter de beni uðurluyor.” Þener gazetecilerin diðer sorularýný yanýtlamadý ve kendisine eþlik eden AK Parti Genel Sekreteri Ýdris Naim Þahin tarafýndan arabasýna kadar uðurlanýp, AK Parti’deki siyasi hayatýný noktaladý. Güncel Arada Bir (köþe yazýsý) 10 YIL VARLIÐIMIZI SÜRDÜRME SAVAÞIMI VEREN “YENÝ DÖNEM” GAZETESÝ YAYININI DURDURDU * Kosova Türk toplumunun geleceði soru iþareti altýna getirilebilir! 24 Kasým 1999 yýldan 16 Temmuz 2008 yýlýna kadar 20 sayfa halinde yayýmlanan “YENÝ DÖNEM” gazetesi bu sayýdan itibaren, yayýmýna son verdiði haberini büyük bir üzüntüyle kabul ettik. Haberde maddi yetersizliði nedeniyle, öte yandan matbaaya var olan borçlarýn sürekli artmasý, maaþ ve diðer borçlarýn zamanýnda ödemek olanaðýnda olmadýðýndan ötürü, bir süre yayýnlanmama kararý alan gazete sahibi Sn. Mehmet Bütüç en kýsa zamanda gazete için sýralý ve saðlam bir finansý kaynaðý saðlanmazsa gazetenin uzun bir dönem çýkmayacaðýný vurgulamaktadýr. Gazetenin ve bu medyada mevcut olan diðer redaksiyonlarýn uzun zamandan beri devamlý olarak para sýkýntýsý çektiði kamuoyunda malumdur. Uzun zamandan beri gazetede çalýþan bazý iþçilerde para yetersizliðinin huzursuzluk yaratmasýna raðmen, gazeteye sadýk kalan çoðu iþçiler yaþamýn tüm alanlarýndan halkýmýzýn bilgi edinmelerinin kýsýtlanmamasý amacýyla, gazetenin devamlý olarak yayýmlanmasý için çabalarýný günümüze kadar bir an olsun esirgemediklerini hemen söylemek gerekir. Öte yandan bu gazeteye para için, kariyer için veya kendilerine belli bir amaç edinmek için gelen kimi iþçilerin, gazetenin kötü duruma düþmesiyle iliþkilerini kesip gazeteden ayrýldýklarýný da söylemekte hacet vardýr. Gelecek yýlda X. kuruluþ yýldönümünü kutlamaya hazýrlanan “Yeni Dönem” gazetesinin sahibi Sn. Mehmet Bütüç ile kurucu olarak baþlattýðýmýz bu gazetede ben de 1999 yýlýndan itibaren çalýþmaktayým. Ýlk yýlarda sýralý çalýþmalarýmla, daha sonra köþe yazýlarýmla ve son yýllarda dizi ve diðer yazýlarýmla bu gazetede son gününe kadar çalýþtým ve halkýma bu gazete sayesinde bir þeyler vermeye çalýþtým. Bu 10 yýl muhtevasýnda yaptýðým çalýþmalarýmdan hiçbir ücret almayan bir gazeteci - yazar olarak gazetenin kapanmasýna çok üzüldüm. Hiçbir ücret almamýza raðmen, gazete sahibi, ben ve bugün bu gazetede bulunan genç ve diðer meslektaþlarým bu iþi zevkle yapýp gazeteyi hep güncel tutmaya çalýþtýk. Gururla söyleyebilirim ki gazetede bulunan gazeteci ve diðer personel gösterdikleri çabalarýyla, katlanmýþ olduklarý çeþitli zorluklarla, ara sýra aldýklarý bazý düþük maaþlarýyla gazeteyi sýralý çýkarmakla bu sýnavý yüzlerin akýyla vermiþlerdir. Bütün sýkýntý ve güçlüklere raðmen, bugünkü gazeteciler ve diðer çalýþanlar bir an bile olsun, tatsýz bir olay yaratmamýþ, aksine birbirini destekleyip, her türlü dayanýþmada bulunmuþlardýr. Böylece bu aðýr dönemde gazetecilik mesleðinin kutsallýðýný ve onun onurunu koruyabilmiþlerdir. Bu vesileyle de hepsine teþekkür etmek yanýnda ödüllendirmek gerekir. Tüm bu güçlüklere raðmen, gazete, radyo ve TV de kalan ve çalýþmalarýný sürdüren gazeteci ve diðer personel, kendi heves ve adalarýyla, direniþleriyle, bu gazeteye sadýk kalmalarýyla, gazetenin çýkmasýný saðlamýþlar ve bu davranýþlarý, gazetede kalmakla ve onun kaderini paylaþmakla, gazetecilik mesleðini sevmeleri dýþýnda, Türk varlýðýnýn yaþatýlmasýna katkýlarýný sunmak için kararlý olduklarýný bir daha kanýtlamýþlardýr. Onlar hepsi birer kahramandýr. “Yeni Dönem” gazetesinin yayým döneminde önemli vazifelerinden biri olan, bu topraklarda Türk benliði, kültürü, eðitim, gelenek, göreneklerinin var olmasý ve ayakta dimdik kalmasý alanýnda özel bir çaba ve katký sunduðu bir gerçektir. Kosova Türk toplumunda yaþayýp yaratmakta olan Türk halkýnýn en önemli basýn araçlarýndan biri olan “Yeni Dönem” gazetesi geçen dönemde kendi olanaklarý dâhilinde elinden geleni yapmaya çalýþarak faaliyetlerini baþarýyla sürdürmüþ, halkýmýzýn her zaman olduðu gibi ilk baþvurduðu bir iletiþim, kültür, sanat kaynaðý olmasýný da saðlamýþtýr. “Yeni Dönem” gazetesi, Radyosu, TV’si ve 10 Yeni pasaportlarınız almayı unutmayın! Perşembe, 17 Temmuz 2008 Kosovalılar yeni pasaportlarına kavuşuyor. Vatandaşlar şimdiye kadar kullandıkları UNMIK pasaportları yerine Kosova Cumhuriyeti ismini, hartasını taşıyan, üç dildeki pasaportlarına ay sonunda kavuşuyor. Raif Vırmiça Kosova’da diðer Türk kurumlarý, burada yaþamakta olan Türklerin bir simgesidir ve bunlarý yaþatmak tümümüzün baþta gelen görevidir derken, bunlarý yaþatmakta sadece halkýmýzýn deðil Kosova Hükümetinin ve ana ülkemiz Türkiye’nin de görevi olsa gerek. Çünkü bura Türkler yüzyýllarca bu topraklarda yaþayan bir varlýk olarak bugün bu kuruluþlarý sayesinde ayakta durmaktadýr. Bu varlýðý unutmak, inkâr etmek veya destek vermemekle kapatma durumuna getirmek, büyük bir sorumluluðu ihtiva eden bir durumdur. Sayýmýz az da olsa bu yörelerde oynadýðýmýz rol bizim için, Kosova ve Türkiye için de çok büyüktür ve deðerlidir. Bu yüzden “Yeni Dönem” gazetesinin bu topraklarda oynadýðý rolü ve yapmýþ olduðu kutsal görevinin çok büyük olduðunu göz önünde bulundurarak, onu kapatmak deðil yardým sunmakla yaþatmamak her vatandaþýmýzýn, devletimizin ve ana vatanýmýzýn bir vefa borcudur. Yeni Dönem gazetesi 1999 Kosova olaylarýndan sonraki dönemde enformasyon alaný dýþýnda, halkýmýza, dolayýsýyla da gazetenin kapsýný çalan herkesi kabul etmiþ, konuk etmiþ, herkesten ve her þeyden bir þey yayýnlamýþ, hoþgörü, kardeþlik ve birliðe katký sunmuþ ve bunu yaþatmýþtýr. Halkýmýza yararlý mesajlar sunarken, hoþgörü dýþýnda, birbirimizde sevdayý ve dostluðu da yaratmaya çalýþmýþtýr. Gazete, ulusal kültürümüzün önemli bir boyutunu oluþturan buralarda Türk azýnlýðýnýn geliþtirilip tanýtýlmasý ve onun yüksek bir seviyeye varmasý açýsýndan en büyük katkýyý sunmuþtur. “Yeni Dönem” gazetesi bunu, bugüne kadar sunulan yardýmlarla ve özellikle de sahibi olan Mehmet Bütüç’ün sunmuþ olduðu özel maddi katkýlarýyla ve desteðiyle baþarabilmiþtir. Gazete yayýmýnýn durdurulmasýna raðmen, bura Türk toplumu kendi kültür, sanat, gelenek ve göreneklerini ellerinde var olan haklarla ve kurumlarla (okul, dergi, kitap, Radyo, TV, dernekler) ileride de geliþtirmekte kararlýdýrlar. Böyle þeyler bazý kimselerin hoþuna gitmeyebilir, fakat varlýðýmýzý anacak böyle davranmakla koruyup geliþtirebiliriz. Davranýþlarýmýza bir karþýlýk olarak, bizlere þimdiye kadar olduðu gibi, bundan böyle de devletimiz ve ana vatanýmýz tarafýndan eþit haklý davranýþlarla, bu toplumun ayrýlmaz bir parçasý gözüyle bakýlmasý gerekmektedir. Çünkü “Yeni Dönem” gazetesi bura Türk toplumu için tarihi bir nitelik taþýmaktadýr derken, bu savlarýmýzýn gerçeðini ise bu dönem içinde gazetemizin bugüne kadar çýkan 436 sayýsý ve bu sayýlarda ihtiva edilen konular ispatlamaktadýr. “Yeni Dönem” gazetesinin kutsal rolünün ne kerteye ulaþtýðýný sadece ulusal sahnede deðil, ana ülkemiz Türkiye ve Balkanlarýn diðer yerlerinden gelen destek mektuplarý da kanýtlamýþtýr. Bu gazete yalnýz burada çalýþan iþçilerin deðil, halkýn desteðiyle ve gazeteyle iliþki kuranlarýn yardýmlarýyla yaþadýðýný açýða vurmaktadýr. Bu inancýn kutsallýðýný yüreklerinde taþýyan gazeteciler ve ileriki dönemde ilginin, iliþkinin, desteðin daha da artacaðý görünürken bu desteði bazý dar görüþlü kurum veya kiþiler esirgemeye çalýþtýlar ve gazetenin yayýmý durdurmasý amacýna ulaþtýlar. Sonuçta bu yörelerde gazete ve diðer Türk kurumlarýnýn var oluþu, Türklerin burada var oluþu anlamýna gelmektedir, onlarýn yok oluþu Türklerin buralarda yok oluþu demektir. Ýnanýyorum ki gelecek süreçte, Anayasa ve diðer yasalar esasýnca verilen haklarýmýza sahip çýkmak yanýnda, birbirimize destek vermekle, birlik ve beraberlik halinde olmamýzla bu tür olumsuz durumlarý aþabiliriz. Dolayýsýyla “Yeni Dönem” gazetesinin bu topraklarda rolü ve ödevi çok büyük olduðundan dolayý onu kapatýp deðil her bakýmdan ona yardým sunarak yaþatmalýyýz ki bu hepimizin bir milli ve vefa borcudur. K osova İçişleri Bakanı danışmanı Besnik Recepi, Kosova vatandaşlarının bu ayın sonunda kavuşacağı yeni Kosova Cumhuriyeti pasaportları hakkında bilgi verdi. Kosovalı vatandaşların yeni pasaportlarına sahip olmaları için bütün çalışmaların son demine yaklaştığına dikkat çeken Recepi, “Bu ayın sonunda vatandaşlarımıza yeni pasaportların verilmesi için tüm hazırlıklar yapılmıştır” diye konuştu. Kosova Cumhuriyeti yeni pasaportlarında Kosova devleti sembollerin yer alacağını ifade eden Recepi, tüm belediyelere yeni pasaportların gönderildiğini söyledi. Recepi, vatandaşların pasaportlarını diğer resmi evrakların temin edilmesi gibi bir prosedürden sonra alacaklarını söyledi. Kimlik belgelerinin basılması için bir Fransız firması ile anlaşma imzaladığının altını çizen Recepi, vatandaşlara yeni kimlik belgelerinin eylül ayında vermeyi planladıklarını söyledi. Recepi, “Eski kimlik belgeleri ve ehliyetlere sahip olan kişiler yetkili mercilere başvurarak yenilerinin sahibi olabilirler. Bu evrakları olmayanlar ise ilk defa sahip olanlar için gerekli olan sıralı prosedürü izlemeleri gerekmektedir” diye konuştu. Önceki evraklara kıyasen bu evraklar üretilen teknoloji, kalite, kod ve diğer bilgiler bakımından daha Avrupa standartlarında olduğunu ifade eden Recepi, yeni pasaportların temin fiyatının 25 avro olacağını söyledi. Kosova vatandaşları tarafından yeni pasaportlarının temini için büyük ilgi olacağını belirten Recepi, vatandaşların bu yöndeki gereksinmelerini karşılamak için memurların fazladan mesai yapacağını söyledi. Kosova’nın ilk defa kendine has bir pasaporta sahip olacağına dikkat çeken Recepi, Kosova pasaportlarının bütün dünya tarafından tanınması için gereken çalışmaların yapıldığını söyledi. Kare Bulmaca No: 61 Hazýrlayan: Abdülhadi Taduþka Soldan Saða 1.Orta Amerika’da bir ülke 2.Fransýzca ufak — Türkiye’de bir tatil yeri 3.Ingilizce hayýr — Alkolü bir içecek — Alfabenin ilk harfi 4.A — Ýtalyan futbolcu Luca — “Sisi Speysek” 5.Sahnede oynamak için yazýlmýþ oyun — ABD’li aktör Tinis 6.Kosovalý bayan sanatçý Bekteþi — Batý Afrika’da bir ülke Geçen haftaki bulmacanın çözümü NO: 60 Yukarýdan Aþaðýya 1.Kuzey Amerika’da bir ülke 2.Bir tür çamaþýr deterjenti — “ Radio Luksemburg” 3.Silisyumun kýsaltmasý — “ Tovarna Automobile maribor” 4.Alfabenin 24. harfi — Ýtalya baþkenti 5.Türkiye’de bir þehir 6.Latin Amerikalý sanatçý Martin — Alfabenin 8. harfi 7.Uganda diktatörü Amin — Radyumun kýsaltmasý 8.Alfabenin 14. ve 12. harfi — Bir þeyin bitiþi (sinema) 9.Türkiyede bir þehir Alen, okan, ran, greta, alan, t, f, emek, da, ablin, bil, tren, toni Güncel “Prizren Şehir Parkı’nı Türkçenin Kosova’sý Kuzey Kýbrýs koruyalım” 11 Perşembe, 17 Temmuz 2008 Prizren Parkı’nın açılışından bir ay kadar bir zamanı geride bıraktık. Ankara Büyükşehir Belediyesi desteği ile açılan “Prizren Şehir Parkı”, açılışından bir aylık kısa bir süre geçmesine rağmen parkın büyük çapta tahribata uğramış olması, bizim elimizdeki kıymeti bilmediğimizi açıkça gösteriyor. A nkara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ve Prizren Belediye Başkanı Ramadan Muya’nın açılışını yaptığı “Prizren Şehir Parkı” şahane bir törenle geçtiğimiz ay açılışı yapılmıştı. Kosova’nın en modern parkı olma özelliğini taşıyan parkın bir aya yakın açılışından sonra büyük tahribata uğramış olması üzüntü vericidir. Ankara Belediyesinin kardeş Kosova halkına hediye etmiş olduğu parkın bu kısa süre içinde tahribata uğramış olduğu bizim elimizdekinin değerini bilmediğimizi açıkça gözler önüne sermektedir. Milletimizin bu kadar duyarsız, nede olsa başkası yapmış, yine yaparlar mantığıyla parka ciddi bir biçimde sahiplenmemesi bizleri derinden üzmüş bu konuda halkımızı uyarmaya, bilinçli bir şekilde parkın korunması için duyarlı olmaya çağırıyoruz.Bundan beş yıl öncede parkı Avrupalı bir kurum tarafından düzenleme yapılmış ama aradan 1 yıl geçtikten sonra park yine eski harabe haline dönmüştü maalesef.Bu seferde Ankara Belediyesi tarafından parka yeni düzenleme yapıldı ama maalesef ki parkta tespit edebildiğimiz kadar oyuncaklarda, hayvan büstlerinde,uyarı tabelalarında tuvaletlerde hasarlar tespit ettik.bu konuda yetkilileri ve halkımızı göreve çağırıyoruz. Lütfen elimizdekilerin değerini bilelim ve koruyalım. Yazar: Taner Kotle Foto Muhabir : Nuri Brina Boynuzu kırılmış bir hayvan büstü. Hayvanları yerinden sökülmüş bir süs arabası. Tablosu yerinden sökülmüş bir tutaç. Yasak olmasına rağmen salıncağa kalabalık çocukların bindirilmesi Aradan bir ay geçmemesine rağmen salıncağın durumu. Tuvaletlerin durumu Oyuncakların deforme durumu Ýzlenimleri (2) K uzey Kýbrýs Türk Cumhuriyeti, biz Kosovalýlar için tanýdýk sayýlabilecek bir yer. Bu tanýdýklýk, Türklük ve Müslümanlýk bakýmýndan olacaðý gibi, bu ülkenin siyasî durumundan dolayý da olacaktýr. Kosova, Osmanlý Devleti’nin bir parçasý olduðu dönemden sonra tam olarak hiçbir zaman açýk bir konuma sahip olmadý. Sanýrým bu yargýya varmak gerçekçi ve kolay olacak. Yugoslavya’nýn parçasý olduðunda, baþta iþler yoluna giriyor gibi geldi. Hatta Yugoslavya’nýn siyasî, ekonomik ve sosyal yönden iyi durumda olduðu devirde, Kosova’da da insanlarýn çoðu hâlinden memnundu. Sonrasýnda, son zamanlarla beraber Kosova’nýn ve Kosovalýlarýn arada kalmalarý baþladý ve bu uzun süreç bugünkü duruma vardý. Kosova Cumhuriyeti kuruldu. Henüz bütün dünya tanýmasa da gidiþ o yönde. Zira dünya siyasetinin üstündekiler genelde bu gerçeði kabul etti. ABD’nin Kosova’nýn baðýmsýzlýðýný desteklemesi ve ABD’nin desteði sebebiyle peþinden destekler savuran ülke ve kurumlarýn durumu ortada. Peki ya Kýbrýs’ýn gidiþi nasýl? Kýbrýs’ýn bugünkü durumu yine Kosova gibi, Osmanlý Devleti’nin egemenliðinin ortadan kalkmasýyla baþlýyor. Sizi tarihe çekmeyeceðim. Ýsteyenleriniz, Kýbrýs’ýn sürecini ve adada iki ayrý devletin oluþumunu çeþitli kaynaklardan edinebilir. Ben, Kuzey Kýbrýs Türk Cumhuriyeti günlerimde gördüklerimin bende uyandýrdýðý çaðrýþýmlardan söz açýyorum. 20. yüzyýl baþlarýnda Balkanlar’ýn güneyinde yaygýnlaþan Megali Ýdea temelli Yunan baskýsý, yayýlmacýlýðý ve saldýrýlarý zamanla Girit’e, Ege Adalarýna geçti. Bu süreç Türklüðün ve Müslümanlýðýn buralardan kovulmasý, uzaklaþtýrýlmasý þeklinde sürdürüldü. Kýbrýs adasý da bu saldýrgan ve zalim yayýlmacýlýðýn son bölgelerindendi. Kuzey Kýbrýs Türk Cumhuriyeti iþte bu YunanRum yayýlmacýlýðýnýn durdurulduðu ve hatta geri püskürtüldüðü yerdir. Bu yüzden de önemlidir ve dünyaya örnek olmalýdýr. Lefkoþa’da Barbarlýk Müzesi adlý bir yere gittik. 1963 yýlýnýn 24 Aralýk gecesi bu evde Kýbrýs Türk Kuvvetleri Alayý doktoru binbaþý Dr. Nihat Ýlhan’ýn eþi Mürüvvet Ýlhan, çocuklarý Murat, Kutsi, Hakan ve ev sahibi Feride Gudum þehit edilmiþ. Dr. Nihat Ýlhan’ýn evde bulunmadýðý bir saatte Rum çetecileri, silahlarla kapýlarý kýrarak, her yaný tarayarak eve saldýrmýþlar. Mürüvvet haným canileri fark edince çocuklarýyla beraber banyoya kaçýp saklanmýþ. Rum canilerin evde her tarafa geliþigüzel kurþun sýkmalarýnýn ve evi aramalarýnýn ardýndan onlarý banyoda küvet içinde pusmuþ hâlde bulmalarýyla onlara kurþunlar yaðdýrmalarý bir olmuþ. Bu þekilde de dünyanýn her tarafýna yayýlan ve Kýbrýs’taki Rum vahþetinin mühim belgelerinden biri olan meþhur bir fotoðraf karesi ortaya çýkmýþtý. Ev, belli toparlamalar dýþýnda, o günkü hâliyle býrakýlýp müze hâline getirilmiþ. Müze yapýlmýþ ki baþta Kýbrýs’ýn Türk evlatlarý olmak üzere, herkes bu yere gelsin ve Kýbrýs’ta nelerin yaþandýðýný unutmasýn. Evi gezerken kendinizi kötü hissetmemeniz elde deðil. Duvarlarda, kapýlarda, kurþunlarýn delikleri duruyor. Kýrýlan bahçe kapýsý kýrýk hâliyle orada. Evdekiler, çocuklarýn eþyalarý, ufacýk patikler... Burada aklýma ilk gelen þey, Kýbrýs’ýn ýsrarla tek parça hâline getirilmeye çalýþýlmasý oldu. Ýyi ama ben Kýbrýslý dostlarýmdan daha birleþme Alpay ÝÐCÝ yokken kuzeye geçen Rumlarla Türklerin veya güneye geçen Türklerle Rumlarýn kavgalarýný duydum. Daha iki ayrý devlet varken bunlar oluyordu. Birleþik Kýbrýs nasýl olur! Neden? Dünyanýn her yerini bölmek, paramparça etmek için uðraþan devlet ve siyasî organlar, iþ Kýbrýs’a geldiðinde pek bir birleþtirici, barýþtýrýcý oluyor. Allah Allah. Ne merhamet ama! Barbarlýk Müzesi duvarýnda gördüðüm, Kuzey Kýbrýs Türk Cumhuriyeti’nin kurucusu, Türk Dünyasýnýn büyük þahýslarýndan Rauf Raif Denktaþ’ýn sözü çok anlamlý: Bu yuvada hürriyetin bedeli ve Türk olmanýn diyeti ödenmiþ, Kýbrýs’ýn ikinci bir Girit olmasý önlenmiþtir. Megali Ýdea sevdalýlarý utansýn! Þehitlerimizin ruhlarý þad olsun. Kuzey Kýbrýs Türk Cumhuriyeti topraklarýnda, birçok yerde Kýbrýs Türklerinin baþýna gelenlerin, Rum zulümlerinin, saldýrganlýklarýnýn örnekleri var. Müzeler, bölgeler, kiþiler... Gene gittiðim bir baþka müzede Türklerin borulardan yapýlma silahlarýný ve buna karþýlýk Rumlarýn son teknoloji ürünü otomatik silahlarýný görünce bir kez daha lanet okudum ve gururlandým. Gururlandým çünkü Rumlarýn bütün teknik üstünlükleri, Türklerin yiðitlik üstünlüðüne yenik düþmüþtü. Rumlarýn da sadece teknolojisi vardý. Tanklarý, otomatik silahlarý, toplarý... Maddi nesnelerden baþka hiçbir þeyleri yoktu. Kýbrýs’a yapýlan Türk çýkartmasýnýn baþladýðý yerde bugünde bile duran Rum aðýr askerî araçlarýný gördüm. Onlar orada birçok þeyi gösteriyorlardý. Tabii görmek isteyenlere... Kuzey Kýbrýs Türk Cumhuriyeti’nde Kýbrýs’ýn bu bölünmüþ hâlinin sebepleri çoktu. Bundan ötürü ben daha fazlasýný araþtýrma gereði duymadým. Sözlere bile gerek yok. Geçmiþin acýlarýndan, üzüntü verici ve kahrediciliðinden bugünkü yaþayýþa dönecek olursam, güzel bir ülke gördüðümü belirtmem gerekir. Kuzey Kýbrýs Türk Cumhuriyeti, bütün ambargolara, yýldýrma politikalarýna raðmen saðlam bir gelecek vaat ediyordu. Yeter ki bu gelecek þuurla iþlensin. Adanýn kuzeyinde canlý bir eðlence hayatý var. Adanýn Türkleri eðlenmeyi seviyor ve biliyor. Gece kulüpleri, eðlence mekânlarý, ev sefalarý... Lefkoþa’da olayým, Girne’de olayým veya Gazi Maðusa’da olayým fark etmez. Burada yeni model otomobiller, araçlar görmek mümkün. Kýbrýs Türkleri, her tür arabayý seviyor. Benim gibi, otomobil meraklýsý birisi için etraf güzelliklerle doluydu diyebilirim. Tabii bu güzelliklere Kýbrýs’ýn güzel Türk kýzlarýný da ekleyeyim. Hatýrlarý kalýr yoksa. Kuzey Kýbrýs Türk Cumhuriyeti, tarihî süreçte adada yüzyýllardýr yaþayan Kýbrýs Türklerinin dýþýnda, yakýn tarihte Türkiye’den adaya yerleþen Türkiyeli Türklerin de yaþadýðý bir ülke. Sonuçta her iki grubun da ayný ýrka ve geleneðe mensup olduðu açýk ancak, bazý bakýmlardan adada Kýbrýslý Türklerle Türkiyeli Türklerin farklý algýlamalarý görünebiliyor. Bu farklýlýklarý saygý çerçevesinde kabul edenler olduðu gibi, bu farklýlýklar sebebiyle ikililik yaratan insanlar da var. Ne diyeyim... Kýbrýs Türklüðünün ebedîliði her þeyin üstündedir. Bu güzel Akdeniz adasýnda, Türklük her zaman olacaktýr. Bu yüzden de insanlarýn bütünleþtirici olmasý yararlýdýr. Elyazmasý Güncel Caner SÜLEYMAN caner_pr@yahoo.com.tr Srebrenica Ayýbý 11 Temmuz, dünyanýn ve insanlýðýn 1995 yýlýndan itibaren kara bir sayfa olarak bilinçaltýna yerleþmiþtir. Pragmatist Batý masum sivilleri korumada bir kar öngörmemiþ olacak ki, bu faciada Sýrplar kadar onlar da sorumludur. Eðer Srebrenica faciasý farklý etnik veya dini gruba uygulansaydý verilecek tepki ve duruþ ayný mý olurdu, orasý tartýþýlýr. Bugün ancak organlar birleþimine istinaden zorlanarak insan diyebileceðimiz Ratko Mladiç ve Radovan Karadzic her ne hikmetse bulunamýyor. Düþünce yapým itibari ile paranoya ve komplo teorilerine pek yatkýn olmasam da burada en soðukkanlý tepki içerisindeyken bile bunlar insanýn beynini kurcalýyor. Katledilen yaklaþýk 9000 Müslüman Boþnaðýn, bu durum karþýsýnda en çok söz sahibi olmasý gerekirken, gözüken durum itibariyle en az söz söyleme veya “barýþý tehlikeye atma” galat-ý meþhurunu kurcalamamalarý telkinleri ile aba altýndan sopa gösterilmekte. Yaþanýlan bir acýnýn üstüne ancak, bunun bir daha gerçekleþmemesi için dua ve anma ile manevi, suçlularýn hesap vermesi ile maddi olarak caydýrýcýlýktan baþka bir þey yapýlamaz. Bu iki açýdan ele alýndýðýnda; insanlýk Srebrenica sýnavýndan kalmasýnýn yanýnda onu telafi etmeye bile yanaþmamaktadýr. Zamanýnda olaya herhangi bir sebepten dolayý engel olamayanlar kendilerini þu an suçlu hissetmekte ve kendi vicdanýný dindirmek için bir þeyler yapmaya çalýþmaktadýr. Yani sonuç olarak olaylarýn merkezinde olan þehit ve þehit yakýnlarý konunun merkezinde deðil ancak vicdanlarý tetikleyen ikincil etken olmaya devam etmektedir. Suçlularýn bulunup cezalandýrýlmasý dýþýnda yapýlan her bir faaliyet ancak vicdanlarý tatmin edecek, daha öteye gidemeyecektir. Televizyonlarda hiçbir sefer ayný Boþnaðýn ayný acýlarý anlattýðýna þahit olmadým. Hep farklý insanlar farklý acýlardan bahsediyor. Dinlerken insanin içinin parçalamasý, karþý tarafýn soðukkanlý anlatým tavýrlarýnýn oluþturduðu soru iþaretleri ile bir anda donuyor. Acaba bu anlatýlanlar doðru mu diye? Yukarýda bahsettiðim manevi yönlü desteðimizi o anda sorgulamak kendi kendine oluþan bir þey. Yaþanýlan olaylardan, çekilen acýlardan, gerçekleþen kýyýmlardan yürekler öyle bir nasýrlaþmýþ ki, bunu bizim anlamamýz çok güç. Ýþte biz bunu anladýðýmýz zaman onlarýn dertlerine bir nebze olsun ortak olabileceðiz. Bu ortaklýk ile oluþturacaðýmýz zihni dayanaklar ile beraber somut bir þeyler yapma peþine takýlabiliriz. Srebrenica þehitlerinin sayýsý 9000 olmasýna raðmen aslýnda onlar bunun üstüne iki sefer daha öldürülerek bu sayý 27000’e çýktý. Bunun birincisi her fýrsatta dile getirilen Hollandalý askerlerin sergiledikleri tavýr ve tutumuna yöneltilen eleþtirilere nispet yaparcasýna, bundan bir buçuk yýl önce madalya verilmesi ile bu sayý ikiye katlanmýþtýr. Bu aslýnda basit bir olay deðildir. Ýnsanlýðýn ne yönde ilerlediðini gösteren bir tablodur. Gerçekleþen bu katliam sebebi ile özeleþtiri yapmaya çalýþanlar bile fazla derinlere inildikçe bu tür tablolarla karþýlaþmaktan ürküyor. Yani bu iþin üstüne gittikçe, aslýnda dünyada bütün barýþ ve kardeþlik kavramlarýnýn temelinin çürük olduðu gözler önüne seriliyor. Þehitlerin þimdilik son olarak öldürülmesi ise Uluslar arasý Adalet Divanýnýn aldýðý karar ile gerçekleþmiþtir. Srebrenica’da yaþananlar Uluslar arasý hukuk, evrensellik, insan haklarý ve bunun gibi fiyakalý kavramlar içinde bir “soykýrým” olarak tanýndý. Fakat suçlularýn failleri bilinmesine raðmen, ileride kullanýlmaya açýk kapý býrakýlarak, siyasi bir karar alýnmasý bugün kuþ tüyü kadar hafif olan tabutlardaki kemikleri sýzlatmýþtýr. DURUŞ Perşembe, 17 Temmuz 2008 Taner GÜÇLÜTÜRK “Bağımsız gazeteciliği” ve medyamızı sahiplenmenin dönemecinde G azetecilikte ve Yeni Dönem’in onuncu yayın yılında önemli, tarihi bir dönemeçten geçiyoruz. Kosova’daki Türk Medyamız kapanmak üzere. 436. sayımızda yer alacak haberleri yazı işlerine teslim ederken, gazete müdürümüz Mehmet Bütüç, benden de okuyucularımızla, yani sizlerle vedalaşmamı istedi. Son zamanlardaki gidişatla birlikte bıçak kemiğe dayanmış, mali durumumuzun vahimiyetini şah damarımızda hisseder olmuştuk. Ancak bir bebek gibi kendi ellerinizde büyüyen gazetenizin kapanmak zorunda olduğunun kesin kararlığını kabullenmek, böyle bir kararı kendi kulaklarınızla işitmek ve okuyucularınızla bu veda niteliğindeki son yazıyı karalamak hiç de kolay değil. Savaşın sona ermesiyle birlikte, KFOR askerlerinin Kosova’ya girişinin ertesinde daha her taraf barut kokarken, Kosova’da Türkçe radyo yayınlarını başlatan ilk ekipte yer alarak, Prizren Radyosunda başladı gazetecilik serüvenim. O sıralar “Yeni Dönem” gazetesinin ilk sayısının tanıtımı için stüdyomuzda ağırladığımız Kosova Türklerinin ilk bağımsız gazetesi müdürü Mehmet Bütüç’ten gelen teklif üzerine, gazetenin ikinci sayısından itibaren gazetecilik çalışmalarımı “Yeni Dönem”de sürdürdüm. Bu noktadan sonra gazetecilikteki çalışmalarımla paralel olarak Türk Dili ve Edebiyatındaki tahsilimde Yeni Dönem’in maddi ve manevi katkıları önemli oldu. Yeni Dönem’de arkadaşlarla birlilikte hep ilklere imza atmak nasip oldu. Kosova’da Türkçe yayıncılık tarihi açısından büyük önem arz eden, Kosova Türk Toplumunun ilk özel medya kuruluşu olması itibariyle 24 saat Türkçe yayın yapan Yeni Dönem Radyosu ve Televizyonunun kuruluş aşamasında ister yayınlarımızla, ister de gazeteci olarak haberlerimizle ilkleri gerçekleştirdik. TAN gazetesi ardından, komşu ülke Makedonya’da Birlik gazetesi de kapanmıştı. Bu boşluğu giderebilmek için Makedonya’ya yönelik çıkardığımız “Yeni Balkan” eki, bugün Üsküp merkezli bir gazete olarak Makedonya’da soydaşlarımızın sesi olmaya devam ediyor. Çok zor günlerimiz, fakat bir o kadar çok güzel anılarımız, çok güzel başarılarımız ve çok güzel dostluklarımız oldu. İmkanlar içerisinde en iyisini yapmaya çalıştık. Bazen başardık, bazen çok sıkıntılı dönemlerden geçerek ayakta durmaya çalıştık. Dönüp geriye baktığımızda onca tarihi olaya tanıklık ettiğinizi, onca olayı kareleştirerek ve haberleştirerek ölümsüzleştirdiğinizi, hafta hafta insanımızın dertlerini, başarılarını yazarak ve sesini duyurtarak, toplumumuzun savaş sonrası on yıllık tarihini yazdığınızı görüyorsunuz. 12 Bilhassa ekonomik olarak bağımsız olduğumuz ilk dönemlerde yaptığımız haberler ve söyleşilerle gündem yarattık, gündemi değiştirdik. Bağımsız gazeteciliğin keyfini yaşadık. İnsanımızın sesi olduk. Bu durum birilerini rahatsız etti. Zamanla kaynaklarımız kesildi. Kimi arkadaşlarımız haklı gerekçelerle bu davadan ayrılarak başka mesleğe atılmak, kimileri köşe yazılarını kapatmak, kimileri de imzasını kaldırmak zorunda kaldılar. Geriye kalan arkadaşlarımız Türk medyasının ayakta kalması için son mücadelesini verdiler. Takdir de aldık, eleştirildik de... Destek de gördük, köstek de... Kimi zaman alkışlandık, kimi zaman yarı yolda bırakıldık. Balkanlardaki meslektaşlarımızla aynı kaderi paylaştık. On yıl içerisinde medya olarak genişledikçe, Kosova’daki ekonomik kalkınma paralel olarak aynı çizgide ilerlememişti. Biz tam donanımlı bir medya evine dönüşmüşken, Kosova ekonomik çıkmaza girmiş, reklamlarımız durmuş, bağışlarımız kesilmişti. Bu durum başarı grafiğimizde inişli çıkışlı bir tablo çizmişti. Personel ve motivasyon kaybıyla birlikte yayınların içeriliğindeki nitelik değişmişti. Ve günahımızla, sevabımızla, başarılarımızla ve başarısızlıklarımızla bu noktaya kadar geldik. Peki şimdi ne yapacağız? Toplumumuzun tarihinde ilk defa sahip olduğu kendi medyasının yıkılışını karşısına geçip seyredecek miyiz? İnsanımızın sesinin kesilmesine kulak mı tıkayacağız? Bu toplumun iyi ve kötü gününde, yağmurda, yazda ve kışta, aç, tok karınla, cebinde bazen birkaç kuruşla, bazen de parası olmadan haberinizi yapan gazetecilerimizin sokakta kalmasına göz mü yumacağız? Balkanların ortasındaki Türk Medyasını el birliğiyle gömecek miyiz? Dostumuza, düşmanımıza tek bir Türk Medyasına okuyucusu, dinleyicisi ve seyircisi sahip çıkamadı mı dedirteceğiz? Milli kimliğimizin canlı tutulmasında bir nevi psikolojik hareket arz eden bu medya kuruluşumuz ve “basınımızın yaramaz çocukları”nın her şeye rağmen her zaman mücadelemizin bayraktarlığını yaptığını kimse göz ardı etmemelidir. Vicdanlar sızlamalı, sağduyu harekete geçmelidir... Balkanlarda Türk gazeteciliği, Türk yayıncılığı ilk önce halkı tarafından ve uğruna hizmet ettiği ülkü tarafından sahiplenilmeli, kapısına kilit vurulmamalı, hele yabancı kaynaklı desteğin ve ellerin insafına bırakılmamalıdır. Artık bunun vebali hepimizin elinde. Hadi insanım! Sesini dalga dalga layıkıyla yankılat, medyana, özgür sesine sahip çıkmanın tam zamanı ve sırası şimdi sende... 13 Perşembe, 17 Temmuz 2008 Güncel Raif VIRMIÇA’nýn “PRÝZREN’DE ROTLALAR HÂKÝMÝYETÝ VE VAKFÝYESÝ” yeni kitabý basýndan çýktý… Prizren’de Osmanlý Tarihinin Eksik Býraktýðý Noktalarý Tamamlayan Kitap K Mehmet BÜTÜÇ osova’da XVII. yüzyýlýn ortalarýndan XIX. yüzyýlýn ortalarýna kadar, yaklaþýk bir asýr kadar uzanan zaman diliminde geliþen ve Osmanlý medeniyeti içinde yetiþen ve Prizren’de o medeniyetten kalan, Osmanlý Rumeli tarihinin en önemli ailelerinden biri kuþkusuz ki Rotla ailesidir. O zamandan bugüne kadar kalan ve “Rotlalar Vakfiyesi” olarak bilinen: 5 cami, 1. Saray, 3. Saat Kulesi, 10 Taþ Kulesi, 2 Mektep, 2 Medrese, 2 Dershane, 10 kadar deðirmen ve çok sayýda dükkânlar ve diðer hayratlar zamanýnda ecdadýmýza hizmet sunduktan sonra, günümüzde de hizmetleri devam etmektedir. Zamanýnda olduðu gibi günümüzde de Prizren þehrin dokusunun en elveriþli yerlerinde ve diðer belli yerlerinde inþa edilen bu eserlerin hem yararlý olma niteliði göz önünde tutulmuþ hem de estetik deðerleri sergilenmeye çalýþýrken, Prizren’in ileriye dönük, geliþmesi ve kimliði de belirlenmiþtir. Bugün Prizren’de de dýþ ve sanatsal özellikleriyle biri birinden farklý dönemleri yansýtan bu ve diðer eserler Prizren halkýnýn günlük yaþamýnýn bir parçasýný oluþturmakla her semte damgasýný vurmuþ ve o ortama hoþ ve güzel bir görüntü saðlamýþlardýr. Basýmdan yeni çýkan bu kitap sayesinde bugün zengin olan Prizren tarihinde önemli bir yere tabi olan Rotla ailesinin, sadece hâkimiyeti deðil, Prizren’in her yönlü kalkýnmasýnda büyük çaba sarf eden bu aile üyelerinin yönetici özellikleri yanýnda, bu yörelerde Ýslam dinin yaygýnlaþmasýnda baþta geldiklerini ve sunmuþ olduklarý her yönlü insani yardýmlar ve diðer hayýrlý vesileler yüzünden büyük bir hayýrsever þahsiyet olduklarýný öðrenmiþ oluyoruz. Ýlk defa kitapta Rrotla ailesinin mutasarrýf ve diðer üyelerinden bahsedilirken þahsiyetleriyle ilgili önemli bilgiler teþhir edilmekte. Hususiyetle de bu ailenin en önemli asalarýndan Mehmet Tahir Paþa ve oðullarý Mahmut Paþa ve Emin Paþanýn hayatý, þahsiyeti ve vakfiyesiyle ilgili ayrýntýlý bilgiler sergilenmektedir. Kitapta bu þahsiyetlerle alakalý neþredilen yeni bilgiler ve durumlar teþhir edilerek, Rrotla ailesinin Prizren’de 100 yýllýk hâkimiyet dönemi ve vakfiyesi, ilk defa bir bütün olarak Výrmiça tarafýndan tetkikleþip incelenmiþtir ve tespit edilen bilgiler sayesinde bu ailenin bazý fert ve þahýslarý için yanýtsýz kalan çoðu sorulara cevap verilmiþtir, meçhul durumlar için de açýklamalar yapýlmýþtýr. Bu çalýþma Výrmiça’nýn bugüne kadar Kosova’da Osmanlý mimari eserleriyle ilgili yapmýþ olduðu geniþ anlamlý çalýþmalarýnýn özel bir bölümünü oluþturmakla, diðer araþtýrmalarýna kýyasen Výrmiça için yeni bir araþtýrma ufkunu oluþturan bu mevzunun tetkiki, sadece Prizren tarihi için deðil, Kosova tarihi için de büyük önem taþýyacaktýr. Çünkü Výrmiça’ya göre: “Prizren söz konusu olunca her zaman karþýmýza onun zengin tarihi, müteakiben Vilayet merkezi olduðu döneminde oynadýðý rolü, Prizrenli Rrotla ailesinin 100 yýl kadar süren hâkimiyeti ve Osmanlý tarihinin bu yöreler için eksik býraktýðý bazý noktalar karþýmýza çýkmaktadýr. Dolayýsýyla bu kitap, Osmanlý tarihinin bu yöreler için eksik býraktýðý bazý durumlarý ve noktalarý tamamlayan önemli bir belge niteliði yanýnda, bu yöre tarihinin belli bir ölçüde akýþýný deðiþtirecek yahut Rotla sülalesinin kaderini belirleyecek eserlerden biri olarak da nitelendirilmekte, ulusal tari- paþalarla bugüne kadar az bilinen veya hiç bilinmeyen yeni bilgiler teþhir edilmektedir. Müteakiben Mehmet Tahir Paþa Vakfiyesi, Mahmut Paþa Vakfiyesi ve Emin Paþa Vakfiyesi, hayatý ve þahsiyetleriyle ilgili ayrýntýlý bilgiler verilmektedir. Vakýfnamenin Türkçe tercümesinde ise vakýfnamede yer alan önemli vakýf ve þahsiyetler hakkýnda da ayrýntýlý bilgilerin verilmesine özen gösterilmiþtir. Bütün bu durumlar iyi bir yazýlýþ tarzýyla Raif Výrmiça’nýn kalemiyle ele alýnýrken, bütün vakfiyeler için bizzat yerinde çekilmiþ ve XVIII. yüzyýlý andýran eski fotoðraflara da yer verilmiþtir. Kitapta kullanýlan belgeler dýþýnda takviye edilen ilginç rivayetler de bu esere renk ve özel bir deðer katmaktadýr. Bu eserde il defa Mehmet Tahir Paþa, Mahmut Paþa Vakýfnameleri ve vakýflarý yanýnda aðýrlýklý olarak Emin Paþa Vakfiyesi çerçevesinde, Emin himizi belirleyen önemli kaynak eserleri olarak kütüphanelerimizde yer alacaktýr”. Bu dönemde Rrotla ailesinin yapmýþ olduðu mütenevvi insancýl ve diðer hayrat faaliyetleri, yöneticilik ve savaþçý kabiliyetleri yanýnda, kitapta bu ve yer alan çoðu diðer malumatlar sayesinde o dönemde Prizren ve yöresinin her türlü kalkýnmasýnda Rrotla ailesinin büyük katkýsý, mal ve kiþi güvenliðinin de büyük boyutta olduðu anlaþýlmaktadýr. Kitabýn asýl konusuna daha yakýndan iþtirak etme maksadýyla, Výrmiça, kitabýn birinci bölümünü, Prizren’e ve bugüne kadar Prizren tarihiyle ilgili meçhul olay ve durumlara adamýþtýr. Akabinde XVI. yüzyýldan XX. yüzyýlýn baþlarýna kadar Prizren Sancakbeyi ve vali görevinde bulunan mutasarrýf ve paþalarýn listesini ve onlarla ilgili tespit edilen yeni durumlar aktarýlmýþtýr. Kitabýn ikinci bölümünde Rrotla ailesiyle ilgili umumi malumatlar yaný sýra bu ailenin þeceresi ile birilikte bu aileden mutasarrýf görevinde bulunan Paþa Camii, medresesi, yaný sýra Emin Paþa Camii kabristanýnda Rrotla ailesinin veya bu aileyle alakasý olan paþa ve diðer önemli üye ve þahsiyetlerin kabir kitabelerinin ve Emin Paþanýn kýzý Umu Gülsüm Vakýfnamesinin neþri ve bu eserlerle ilgili bilgiler teþhir edilmektedir. Uzun yýllardan sonra ilk defa Emin Paþa Camii cemaati yardýmýyla Prizren okuruna ve geniþ kamuoyuna Rotla ailesiyle ve vakfiyesiyle ilgili böyle bir deðerli eserin Raif Výrmiça gibi ulusal ve uluslar arasý sahnede Kosova’da Osmanlý Mimari eserleriyle ilgili þan yapmýþ bir araþtýrmacý yazar tarafýndan araþtýrýlýp sunulmasý ve kitabýn bir hayrat eseri olarak (hiçbir ücret almadan) yayýnlamasý, Výrmiça’nýn yine riyasýz Allah ve milleti için yaptýðý çalýþma özelliðini ortaya çýkarmaktadýr. Bu yüzden daha önceki deðerlendirmelerimde yazdýðým gibi þimdi de aynýsýný tekrarlayarak, Výrmiça’yý yapmýþ olduðu bu ilimsel ve diðer çalýþmalarýndan dolayý, cesaret ve çabasý için sadece kutlamak deðil, halk olarak ödüllendirmek gerekir. Görülmemiþ bir hevesle ve büyük bir istekle yaþamýnýn her dakikasýný uzmansal bir þekilde deðerlendirmesini yapmaya çalýþan Výrmiça, kendi araþtýrma sahasýndaki çalýþmalarýna aralýksýz ve çok baþarýlý bir þekilde hala devam ettiðinin en büyük kanýtýný, yayýmdan yeni çýkan “Prizren’de Rotlalar Hâkimiyeti ve Vakfiyesi” kitabý oluþturmaktadýr. Výrmiça’nýn, çok çalýþkan bir kimliðe sahip olduðunu bildiðimden dolayý son yýllarda bu özelliði yanýnda, Yeni Dönem gazetesinde tefrika ve köþe yazarlýðý da yapan Výrmiça’nýn, bu ve diðer yazý ve çalýþmalarýnda da ne kadar baþarýlý olduðu bugüne kadar yapýlan yorumlardan ve deðerlendirmelerden kanýtlanmaktadýr. Araþtýrýlmamýþ, incelenmemiþ ya da yeterince önem verilmemiþ bu tür çalýþmalarda, Raif Výrmiça bir araþtýrmacý sýfatýyla kimseye ödün vermiyor ve yapmýþ olduðu çalýþmalarýyla ve yayýnlanmýþ olan bu yeni eserleriyle baþarý zincirindeki halkalara, çok önemli çalýþmalar ve eserler ekleyerek bura Müslüman topluluðuna büyük hizmetler yapmaktadýr. Bu ise Výrmiça’nýn bu nevi iþlere var olan büyük sevgisi ve hüneri, bir Türk olarak bize ait olan her þeyimizi, daha doðrusu kimliðimizi ispat edecek bütün edinimlerimizi diriltmektir amacý. Onun bugüne kadar yapmýþ olduðu çalýþmalarýyla bura Osmanlý mimarisinin tanýtýmýnda ortaya koyduðu bu hükümle, toplumun yapmadýðý bir iþi kendi baþýna yaparak elindeki þartlar ve imkânlar dâhilinde dile getirmekte baþarýlý olan Výrmiça, bütün bunlarý bizlere yatkýn ve arý bir dille, zevkli bir tarzda, rivayet ve kalýcý özgün fotoðraflarla da emanet ediyor. Sonuçta Výrmiça, mukabil hakikî Müslüman - Türk münevveri olma yanýnda, efendi denilen manayý, görgüsü, terbiyesi, zevki ve yaþayýþý ile günümüze kadar getiren insan. Ýnandýðý fikir ve dava için þahsî menfaatini geriye itip, uzun zamandan bu yana Kosova’da Osmanlýnýn tarihe býraktýðý mirasý kaybolmaktan kurtaran, kayda ve kitaba geçiren büyük irade. Hudutsuz gayretin nadir temsilcisi, Kosova’da Osmanlý mimarîsini en iyi bilen ve en gayretli ölçülerle tefekkürünü yapan ve koruyan ender insanlardan biri… Bu güzel ve nadir eser için Výrmiça’yý kutlar, kitabýn basýlmasýnda emeði geçen herkese bilhassa Emin Paþa Camii cemaatine ve imamý Hafýz Davut Lezi’ye anlayýþ için teþekkür eder, Allah’tan uzun ömürler dilerken, bugün hayatta olmayan gelmiþ geçmiþ bütün cami cemaatine ve görevlilerine mekânlarýnýn cennet olmasý için Allah’a niyaz ederim. Fot o : Na fi z L ok v i ça Agim Rifat ÞÝÝRÝN ATEÞÝ Teþfik etmek, Kosova Türk þiirinin yolunu açýp tekrar tekrar ateþini yakmak adýna, bundan böyle bu sayfada usta þair Agim Rifat Yeþeren, her hafta bir þiirle çýkacak karþýnýza sevgili okuyucular. Kadýn Erkek Kadýn / Erkek Konuþtular El ele Göz göze Konuþtular diz dize Evlenelim dediler Ev olalým Kültür Perşembe, 17 Temmuz 2008 Yaz Þiirleri 14 GÖNLÜMDEKÝ… Hazýrlayan: Agim Rifat Maziye týrmanýverdim nasýl olduysa, Korkuyordum ben yaðan yaðmurdan Gülmeyin efendiler! Korkmak ta bize mahsus deðil mi? Ey karanlýk! Aç perdelerini Meçhul sevgiliyim ben, Yaþ pýnarlarý kurumuþ iken gözlerimde Zoraki ýþýldamalarý gönlümdekiydi fark eden. Ya Rab! Korkuyor olsam bile Kendimle yüzleþmek ne güzel… Beyhude yýllardan kalma O aciz sevgili yok artýk. Enis Kervan Ürpermiþ ölgün aðaçlar O aðlayan kahkahalarým Yabancý oluvermiþ bana… Dedim ya Kendimle yüzleþmek ne güzel, Güzel de Gönlümdeki acep nerede? Kurtlar gibi Kuþlar gibi Bu dünyada biz de Bir yuva kuralým Birken iki Ýkiyken üç Dört beþ olalým Çoðalalým Bir iþ kuralým O iþe dört elle sarýlalým Araba alalým Ev Belki de bir yazlýk Neden olmasýn Allah yürü kulum dedikten sonra Sarýldýlar Koca çýnarýn altýnda ant içtiler Gökyüzünde yýldýzlar vardý Uçuþtular… Saraybosna Film Festivali, ‘Snow ’ ile açılıyor 14. Saraybosna Film Festivali bu yıl ünlü yönetmen Aida Begic’in son filmi ‘Snow’ (Kar) ile açılıyor. ‘Snow’, Bosna’da 1997 yılında geçen savaşta büyük zarar görmüş bir köyde geçenleri anlatıyor. Genç yönetmen Aida Begic tarafından çekilen film aynı zamanda yönetmenin ilk uzun metraj denemesi. CANNES’DAN ÖDÜLLÜ Bu sene 61. kez yapılan Cannes Film Festivali’nde ‘Grand Prix of the Semaine de la critique programme’ ödülüne layık görüldü. Saraybosna Film Festivali’nin ‘büyük bir gururla’ sunduğunu duyurduğu Snow, Kasım ayında da Türkiye’de vizyona girecek. GEZİCİ FESTİVALİN KONUĞU Adia Begic ve ‘Snow’ aynı zamanda Avrupa Gezici Film Festivali’nin de konuğu olacak. Türkiye’yi Kars’dan Ankara’ya kadar dolaşacak olan film sinemaseverlerin karşısına çıkacak. 15 Perşembe, 17 Temmuz 2008 Ýnsan duygusunu, düþünce ve hayalini yansýyan bir ayna olarak sanat ve kültür.. O PRÝZREN’DE KÜLTÜR, SANAT VE ÞAÝRLÝK GELENEÐÝ XVI PRİZREN’DE ÇAĞDAŞ TÜRK ŞİİRİ VE ŞAİRLİK GELENEĞİ smanlıların gidişinden 1951 yılına kadar Prizren’de şairlik geleneğinin sürdürülmesinde bir duraklamanın olmadığını, lakin önceleri gibi büyük bir gelişme sağlanmadığını da hemen söylemek gerekir. Çünkü Osmanlıların gidişinden kısa bir zaman sonra ilkin Rüştiyenin akabinde medreselerin ve daha sonra da mekteplerin, kapanmasıyla o döneme kadar egemen olan Türkçe eğitimi büyük bir darbe almıştır. Eski kuşaktan kalan bazı hafızların ve şiir sevdalıların Osmanlıca-Türkçe şiir yazmaya devam ettiklerine dair yazmış oldukları divanları kanıtlamaktadır. Bu dönemin en belirgin şairleri olarak Hacı Ömer Lütfi müteakiben Hafız Fethi ve adlarını, divanlarını veya diğer eserlerini bulamadığımız diğer şairlerin de gösterilmesi bir hakikattir. Bu durumun böyle olmasında mutlaka ki bu dönemde okullarda Türkçe derslerin yapılmaması yanında diğer dilerde yapılan eğitimde Latin alfabesinin kullanımı ve etkisi de büyük ölçüde tesir etmiştir. Bu yönde yaptığımız tetkikten görülüyor ki Prizren’de Osmanlı döneminin en son divan şairlerinden birini Hacı Ömer Lütfi onun vefatından sonra da Hafız Fethi’nin olduğu katiyet kazanmaktadır. Hafiz Fethi’nin, Prizren’de Osmanlılar döneminden 1978 yıllarına kadar yaratılan divan edebiyatımızın son şairlerinden biri olduğunu, vefatından sonra da Prizren’de divan edebiyatının devam etmediğini aksine söndüğünü açıkça söyleyebiliriz. Osmanlının gidişinden 2008 yılına kadar geçen zaman diliminde Prizren’de göçler, bozgunlar, yıkımlar, acılar ve sıkıntılar içerisinde I. II. Dünya savaşlarını ve 1999 yılında Kosova olaylarını da yaşamak zorunda kalan Türk toplumunun sayısı önemli bir biçimde azalmıştır. Bunun sonucunda tam bir azınlık yaşantısı sürdüren bu toplum bilinç ve sağduyusu ile geleceğe olan itikadını hiçbir zaman yitirmemiştir. Asırlar boyunca yurt bildiği ve edindiği Kosova topraklarında hiç bitmeyen buranlar muhtevasında zaman zaman yalnız da kalsa yine de zengin ve uygar geçmişinin birikimine güvenmeyi, geleceğini sağlamak açısından ilke kabul etmiştir. Etkin bir yaşamı elden bırakmadan sürdürmek, ana dilini, dilden dile yaşatmak ve eğitimimizi kültürümüzü, sanatımızı, örf, adet, gelenek ve göreneklerimizi daha da parlak kılmak ve pekiştirmek, halkımızın geçmişten geleceğe taşıdığı özelliklerden en önemlisidir. Bu nedenle bu dönemin olanca karmaşıklığı ve tehlikelerine rağmen bu topraklarda yaşayan diğer halklar gibi Türk toplumunun da yaşantısını etkilemiş, kesintiye uğratmış, fakat hiçbir şekilde söndürememiştir. Çünkü toplumsal bir olay olarak savaşın yararlarının sıralamasında bilincimizin, dinimizin, dilimizin ve atalarımızdan miras kalan kültür sanat ve medeniyetimizin bizlere verdiği umut ve sunduğu yaşama direncinin her şeyden üstün olduğunu kanıtlamıştır. Bu dönemin en belirgin durumunu 1951 yılında Türk toplumu resmiyet kazanarak Kosova da burada yaşamakta olan diğer halklar gibi Türk toplumunun da yurdu olmuştur. Mevcut olan kopukluğa rağmen, Türk toplumu başta diliyle, diniyle, eğitimiyle, okullarıyla, dernekleriyle, sanatıyla, kültürüyle, şiiriyle, örf, adet, gelenek, görenek ve diğer edinimleriyle kendi mevcudiyetini devam ettirmeye ve günümüze kadar dimdik ayakta tutmaya başarmıştır. 1951'lerden sonra bu topraklarda yetişen sanatçı, yazar, şair, tiyatro sanatçısı, ressam, aydın, tek sözle bayrağımızı dalgalandıranların büyük bir çoğunluğu dernek ve diğer kuruluşlardan duygu ve beceri aşısını almış, bu amaçta hizmeti en kutsal ve onurlu bir görev olarak bilmiştir ve sayıca az olmamıza rağmen, kültür sanat ve şiir alanında göstermiş olduğu başarısıyla bugün kendini önemli ve saygın bir seviyeye ulaştırmıştır. Bu aşamada halkımız her zaman sanatın, kültürün, şairliğin vb. edinimlerimizin geniş yararlı olma niteliğini göz önünde tutarak, kültürümüzün, sanatımızın ve diğer edinimlerimizin estetik değerlerine önem vererek bu topraklarda sanat dehamız hep güncel olarak kalmıştır ve ileride de kalması için elinden geleni yapmaktadır. Tabi ki bu dehanın güncel olarak kalması muhtevasında Prizren’de şairlik geleneğin devam etmesi ve Osmanlı sonrası dönem şairlerimizin Çağdaş Kosova Türk Şirini ve Edebiyatını ortaya çıkarıp işte biz buyuz demekle onu günümüze kadar yapmış oldukları hazımlı çalışmalarıyla yaşatmaktadırlar. II. Dünya Savaşı sonrası yani 1951 yılından başlayarak mevcut olan şartlar altında Kosova Türk şiirinin canlanması aslında Makedonya’da çıkan “Birlik” Gazetesinin yayınlanmasıyla ve Makedonya’da yeni dönem şairlerin ortaya çıkmasıyla başlamıştır. Türk şiirinde yer almak yönünde Prizren’de ise bu yeni dönemin ilk kuşak şairleri olarak İsa Şimşek, Durmuş Selina akabinde Nusret Dişo Ülkü, Nimetullah Hafız, Hasan Mercan gibi şairler gösterilmekte. Bu şairler yazmış oldukları şiirlerinde çağdaş bir şiir anlayışı sergilemeye çaba sarf etmişlerdir ki daha sonra yani 1965 yıllarında “Birilik” Gazetesi çerçevesinde “Sesler”, “Sevinç”, “Tomurcuk” dergilerinin yayım hayatına başlamasıyla şiir alanında ikinci kuşak olarak Bayram İbrahim Rogovalı, İskender Muzbeg, Ahmet İğciler Secaettin Koka gibi şairler geleneksel şiire çağdaş bir boyut kazandırmaya yön tutarken, müteakiben Altay Suroy Recepoğlu, Zeynel Beksaç, Agim Rifat Yeşeren, Aluş Nuş gibi şairlerin ortaya çıkmasıyla ileriki dönemde Prizren’de Türk şairlerinin üçüncü kuşağının yetişmesinde büyük katkıları olmuştur. Ancak Prizren Türk şiirinin en hızlı gelişme dönemi, 1968 yılında “Doğru Yol” TKSD, “Nazim Hikmet” Yazın Kolunun kurulması ve bu kol çerçevesinde başlangıçta “Doğru Yol” daha sonra da “Esin” dergisinin yayınlanmasıyla, bilakis Priştine’de TAN gazetesi ve bu gazete çerçevesinde yayınlanan “Çevren” "Kuş” dergilerinin yayımlanmaya başladığı 1969 sonrası dönemdir. Mehmet Bütüç, Fahri Mermer, Azis Serbest, Ethem Baymak, Fikri Şişko, akabinde Raif Kırkul, Osman Baymak, Özcan Micalar, Vahit Ergin vb gibi bu dönemde ortaya çıkan şairlerdir. Son Kosova olayları öncesinde, Türkçe olan bütün yayın faaliyetlerinin durdurulması nedeniyle zor günler yaşayan Kosova Türk şiiri, 1999 yılında “Nato” müdahalesinden sonra Prizren’de şairlik geleneği, Türkiye’nin desteği sayesinde, tekrar toparlanma sürecine girmiş bulunmaktadır. Bu dönemde “Yeni Dönem” Gazetesinin Prizren’de yayım hayatına başlamasıyla ve bu gazete çerçevesinde “Kitap Dizisinin” faal göstermesiyle, Prizren’de yeni kuşak Türk şairlerin meydana gelmesine etki etmiştir ve bu yönde önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Bu dönemin şairleri arasında Esin Muzbeg, Taner Güçlütürk en belirgin örnekleri olarak gösterilmektedir. Prizren’de şairlik geleneğinin devam etmesinde andığımız şairler kadar belki değil, fakat ara sıra yayınlamış oldukları şiirleriyle dikkati çeken diğer şairlerimizi de burada anmakta bir vefa borcudur: İsa Şimşek, Aziz Serbest, Özcan Micalar, Recep Şalyan, Tahir Vırmiça, Naser Neşo, Semiha Yağcı, vb. Başlangıçta ufak olarak görü¬len bu gelişme kısa bir süre içerisinde, Kosovalı Türk şairleri tarafından yaratılan, gerek ço¬cuklara, gerekse yetişkinlere ait şiir ve hikâyeler kalite ve sanatsal de¬ğer açısından, günümüze doğru büyük bir hamle göstermiş olup, bugün özgün bir edebiyata sahip olmakla, Çağdaş Prizren ve Kosova Türk Edebiyatı doğmuştur. Başlangıçta çocuk veya aşk şiirleriyle şiir hayatına başlayan bu şairlerimizin hemen hemen bütünü son yıllarda tarzlarında olduğu gibi şiir konularında değişiklik oluşturmakla, (milli duygusallığı ve vatanseverlik konuları ağırlıklı olmakla) Türklük uğruna bir mücadele içinde olduklarının en önemli unsuru olarak gösterilmektedir. Aralarında bazı şairlerimiz eski kalıplara dayalı şiirler yazmaya devam ederken, aralarında şiirimizin çağdaşlaşması ve klasikleştirilmesi yönünde çaba harcayan şairlerimiz de yer almaktadır. Daha önce bazı araştırmacılar tarafından Raif VIRMİÇA Kültür Çağdaş Kosova Türk şiiri üzerine yayınlanan yazıların mevcut olduğuna inanmaktayım. Biz bu çalışmaların daha çok antoloji, eleştiri veya değerlendirme niteliğinde olduğunu, bizim çalışmamız ise tamamıyla araştırma niteliğinde amaç edilen bir çalışmadır. Bu çalışmamızda Prizren’de şairlik geleneğinde yeterince araştırılmamış bazı durumlara da eleştirisel yönüyle aydınlık getirirken, bilim kamuoyuna sunulmaktadır. Bunu yapmamızın en büyük nedeni de zamanında TAN gazetesinin müdürü ve gazete çerçevesinde yayınlanan dergi ve kitapların Genel Yayın Yönetmeni görevinde bulunduğum sürece, aşağıda neşredeceğimiz yazar ve şairlerimizin çoğu çalışmalarını ve şiirlerini kitap halinde yayınlayarak değerlendirmelerini yapmıştık. O zamandan günümüze kadar yine yakından çalışmalarını izlediğimiz bu ve diğer genç şairlerimizi “Yeni Dönem” gazetesinde başlattığımız bu yazı dizimizde kapsamak bizim için yeni bir araştırma ufkunu oluşturmuştur. Şunun da altını çizerek ifade etmekte yarar görüyoruz ki Prizren’de Osmanlının gidişinden günümüze kadar şairlik geleneğin bu şehirde devam etmesinde, yaşatılmasında ve bugünkü seviyeye ulaşmasında bu şairlerimizin ve yazarlarımızın hakkıyla sunmuş oldukları payları olduğunu dile getirerek, yaptığımız bu araştırmanın uzun yıllardan beri hazırlamakta olduğumuz “Her Yönüyle Prizren” adı altında büyük bir araştırma eserimizin özel bir bölümünü oluşturmaktadır. Sonuçta Çağdaş Kosova şairlik geleneğimizi yaşatmaya çalışan bugünkü şairlerimizin son zamanlarda konu itibarıyla tavır değiştirmeleri (vatanseverlik, milli duygulu vb konulu şiirler) Kosova Türk şiirinde Toplumcu Gerçekçi tavır edebiyatının (şairlik geleneğin) değerler üzerinde yükselmesi, şiirlerde halkın sorunlarının dile getirilmesi, ileriki döneme şiirimizde yeni bir yöntem yanında milli mücadele ufkusunu oluşturmaktadır. Lakin “Sanat sanat için değil, toplum içindir” dendiğinde, şiir de bu yaklaşım içerisinde önemli bir işleve sahip olmakla, coşturucudur ve yönlendiricidir. Bugün şiir literatürünü karıştırdığımızda bu konudaki çoğu tartışmalara tanık olabiliyoruz. Çünkü artık şiirle devrim yapılamayacağını herkes bilmektedir. Şiire ve şaire ağır görevler yüklemek yanlıştır; dolayısıyla toplumsal olaylara duyarlı davranmak sadece şairlerin değil herkesin görevidir. Bu yüzden şair, bir aydın olarak ne zaman halkın yanında olacağını bilmeli ve ona göre tavır göstermelidir. Çünkü onun tavrı da topluma bir bakış açısı kazandırması bakımından gereklidir. Bunu derken milli sorunlarımız günümüzde dahi sıcaklığını koruyan ve tartışma konuları olma yanında, şiirin yaşamı yansıtması gerektiği görüşü, gerçekçiliğin temelini oluşturmuş, gerçekliği sorgulamak ve eleştirmek ise Toplumcu Gerçekçilik ile gündeme hala oturtulamamıştır. Biz, metnin devamında şairlerimizin hayat hikâyelerini, görevlerini veya başka vazifelerini değil, (çünkü bunlar antolojilerde yer alan bilgilerdir), sadece şiirleri üzerine araştırma açısından bazı bilgilerimizi ve görüşlerimizi dile getirerek, en iyi şiirlerinden birer örnek de teşhir etmeye çalışacağız. Konkur KOMUNA E PRIZRENIT Rr. Sheshi i Lidhjes së Prizrenit Nr. tel. 029/22-585 /41-925 /22-343 Prizren Perşembe, 17 Temmuz 2008 PRİZREN BELEDİYESİ Str. Sheshi i Lidhjes së Prizrenit phone. 029/22-585 /41-925 /22-343 KOSOVA İLK VE ORTAÖĞRENİM KANUNUN ORTA EĞİTİM : 32.4(B) MADDESİNE GÖRE I.“GJON BUZUKU” FEN LİSESİ PRİZREN EĞİTİM VE BİLİM Bir(1) Fizik Öğretmeni MÜDÜRLÜĞÜ TÜRK DİLİ Bir(1) Enformatik Öğretmeni ÜZERE ŞU KONKURU: YAYINLIYOR İLKÖĞRETİM: I.İlköğretim okulu “Emin Duraku”-Prizren Bir(1)Türkçe Öğretmeni 19 ders II. .İlköğretim okulu “Mati Logoreci”-Prizren Bir(1)Türkçe Öğretmeni Bir(1) Teknoloji(BİT) Öğretmeni (M.Logoreci(6)+A.Frasheri(5)) 19 ders 11 Ders III. .İlköğretim okulu “Abdyl Frasheri”-Prizren Bir(1) Coğrafya Öğretmeni 7 ders 16 9 ders 6 ders II. “LUCİANO MOTRONİ” SAĞLIK LİSESİ Bir (1) Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Bir (1) Mesleki dersler için Hekim 10 ders III.“YMER PRIZRENİ” EKONOMİ LİSESİ Bir(1) Beden ve Spor Öğretmeni 8 ders IV.“GANİ QAVDARBASHA” TEKNİK LİSESİ Bir(1) Matematik Öğretmeni 8 ders KOŞULLAR: -Adaylar ,Üniversite ya da YPO mezunu olmalı. -Sözleşme 31 Ağustos’a kadar yapılır. Adaylar şu evrakları teslim etmelidirler: -Bitirdiği okula dair Diploma ya da Sertifika IV. .İlköğretim okulu “Motrat Qiriazi”-Prizren -Kosova dışında mezun olanlar Eğitim Bakanlığında diploBir(1) Ana-Sınıf Öğretmeni (M.Qiriazi+A.Frasheri) malarını denklik(nostrifikasyon) yapmaları gerekir -Doğum belgesi Bir (1) Arnavut Dili Öğretmeni (Türk sınıflarında - Seminere katıldığınız dair Belge-Sertifika ders verecek) -Eğitimde görgüye dair belge -Başvuru formu,Prizren Eğitim ve Bilim Müdürlüğünde V. .İlköğretim okulu “Mustafa Bakiu”-Prizren alınır. -Evrakları eksik olanlar konkura katılamazlar. Bir(1)Beden ve Spor Öğretmeni 8 ders Konkur yayınlandıktan sonra 15 gün açıktır. 17 Perşembe, 17 Temmuz 2008 MAMUŞA PİLOT BELEDİYE BİRİMİ—PILOT NJESIA KOMUNALE E MAMUSHËS PILOT OPSTINSKA JEDINICA MAMUSA PILOT MUNICIPAL UNIT OF MAMUSA MAMUŞA MAMUSHË Kosova Belediyelerinde Özyönetime ait 2000/45 sayılı Düzenleme hükümlerine, Kosova Sivil Hizmet 2001/36 sayılı Düzenlemesine, Mamuşa AHGM hükümlerine, Mamuşa AHGM iş ve çalışma ödevleri Sistematizasyonu göre, Belediye meclisi, AHGM için KONKUR açıyor Serbest çalışma yerleri: 1 (BİR) Genel Hekim Veya Diş Hekimi Öğretim ve profesyonel kalifikasyonu: Adaylar: profesyonel stajlarını tamamlamış ve lisanslı olmalıdırlar. Aranılan evraklar: -Fakülte diploması, -Doğum kayıt örneği, -Çalışma lisansı, -Sağlık Durum Sertifikası Bir yıllık İş sözleşmesi . Aylık maaş, Kamu Sağlık Bakanlığı yönetmeliğine göre belirlenir. Başvuru formları: Mamuşa PBB Eğitim ve Sağlık Sektörlüğünde alınır ve aranılan diğer evraklarla birlikte teslim edilir. Adaylar aynıca , çalışma ödevleri hakkında tanımları kendi ana dillerinde Mamuşa PBB Eğitim ve sağlık Sektörlüğünde alabilirler. Başvuru formların teslim edilme süresi , konkurun medyada yayımlanmadığı günden 15 gündür. Konkur kapandıktan sonra teslim edilen ve komple olmayan başvuru formları görüşülmeyecektir. Mülakat için bildiri, sadece dar listeye girecek olan adaylara gönderilir. İrtibat telefonu: 029/273-051 Në bazë të dispozitave të Rregullorës nr.2000/45 për Vetëqeverisjen e Komunave në Kosovë dhe Rregullorës nr.2001/36 për Shërbimin Civil në Kosovë, dispozitave të QMF në Mamushe të punës dhe detyrave të punës të QMF —re në Mamushë Kuvendi Komunal për QMF-re shpall: KONKURS Për vendet e lira të punës: • 1 (një) doktor të mjekësisë, ose Stomatologjısë Kualifikimi arsimor dhe profesional: Kandidatët: duhet të kenë të kryer stazhin profesional dhe të jenë të liqencuar. Dokumentacioni i kërkuar: Diploma e fakultetit, Çertifikata e Lindjes, Licenca e punës. Çertifikata e gjendjes shëndetësore. Kontrata e punës njëvjeqare . Paga mujore përcaktohet në bazë të rregullores së Ministrisë së Shërbimeve Publike. Aplikacionet merren dhe dorëzohen në Drejtorinë e Arsimit dhe shëndetësisë në PNJK të Mamushës ,së bashku me dokumentacionin e kërkuar. Kandidatët poashtu mund të marrin edhe përshkrimin e detyrave të punës në gjuhën e tyre amtare në QMF-re në Mamushë në zyren e Drejtorisë së Arsimit dhe Shëndetësisë. Afati I paraqitjes së aplikacioneve është 15 ditë nga dita e publikimit në media. Aplikacionet e dorëzuara pas mbylljes së Konkursit dhe ato të paplotësuara nuk do të shqyrtohen. Njoftimi për intervistë do t?ju dërgohet vetëm kandidatëve të listës së ngushtë. Telefoni kontaktues është:029/273-051 Mamuşa.P.B.B Eğitim ve Sağlık Sektör Şefliği Shfi i Sektori Arsim dhe Shëndetësisë P.N.J.K Mamushë Nuhi MORINA Konkur Republika e Kosovës — Kosova Cumhuriyeti Republika Kosova — Republic of Kosovo MAMUŞA PİLOT BELEDİYE BİRİMİ -PILOT NJESIA KOMUNALE E MAMUSHËS PILOT OPSTINSKA JEDINICA MAMUSA -PILOT MUNICIPAL UNIT OF MAMUSA 2002/2 sayılı Kosova İlk ve Orta Öğrenim Kanunu’nun 32.4 (b) maddesine göre Mamuşa Belediyesi Eğitim Sektörü 2008/2009 öğretim yılı için Türk dili ve Arnavutça dili üzere şu KONKUR’u yayınlıyor Haci Ömer Lütfi ilköğretim okulu Türk Dilinde çalışacak 1. İngilizce 12 ders 2. Coğrafya 21 ders 3 .Matematik 45 ders 4. Yurttaşlık 12 ders 5. Resim 12 ders 6. Seçme Ders 12 ders Arnavutça Dilinde çalışacak 1. Sınıf öğretmeni bir öğretmen bir öğretmen bir öğretmen iki öğretmen bir öğretmen bir öğretmen bir öğretmen Vasıflar, deneyim ve istenilen belgeler: 1.Üniversite ya da yüksek okul mezunu 2.Doğum belgesi 3.Seminere katıldığına dair belge-sertifika 4.Varsa, eğitimde tecrübesi olduğuna dair belge Sözleşme süresi: Bir yıl . Başvuru formları Mamuşa PBB Eğitim Sektörü’nde alınır. Tamamlanan evrak Mamuşa PBB Eğitim Sektörü’ne teslim edilmelidir. Konkur gazetede yayımlandığı günden itibaren 15 gün süreyle açık kalacaktır. Republika e Kosovës — Kosova Cumhuriyeti Republika Kosova — Republic of Kosovo MAMUŞA PİLOT BELEDİYE BİRİMİ PILOT NJESIA KOMUNALE E MAMUSHËS PILOT OPSTINSKA JEDINICA MAMUSA PILOT MUNICIPAL UNIT OF MAMUSA Tarih / Data :06.07.2008 Kosova Belediyelerinde Özyönetime ait 2000/45 sayılı Düzenleme hükümlerine, Kosova Sivil Hizmet 2001/36 sayılı Düzenlemesine, Mamuşa AHGM hükümlerine, Mamuşe AHGM iş ve çalışma ödevleri Sistematizasyonu göre, Belediye meclisi, AHGM için KONKUR açıyor 1.Hademe : Sözleşme süresi: 1 yıl Vasıflar, Tecrübe ve Gerekli Belgeler: 1.İlkokul diploması 2.Doğum belgesi 3.İş deneyimi (varsa) Başvuru formları Mamuşa PBB Eğitim ve Sağlık Sektörü’nde alınır. Tamamlanan evrak Mamuşa PBB Eğtim ve Sağlık Sektörü’ne teslim edilmelidir Duyuru yayımlandığı günden itibaren 15 gün süreyle açık kalacaktır Në bazë të dispozitave të Rregullorës nr.2000/45 për Vetëqeverisjen e Komunave Sipas nenit 32.4 (b) të Ligjit 2002/2 të Kosovës për në Kosovë dhe Rregullorës nr.2001/36 për edukim fillestar dhe të shkollimit të mesëm Sektori për Arsim të K.K-së së Mamushës për vitin shkollor Shërbimin Civil në Kosovë, dispozitave të 2007/2008 në gjuhën Turke dhe Shqipe ka hapur këtë Statutit të QMF në Mamushe, dhe detyrave të punës të QMF —re në Mamushë Kuvendi Komunal për QMF-re shpall: KONKURS Shkolla Fillore Haci Ömer Lütfi Në gjuhën Turke 1. Anglisht 12 Orë 2. Gjeografi 21 Orë 3. Matematikë 45 Orë 4. Edukatë Qytetare 14 Orë 5. Art Figurativ 12 Orë 6.Mësimi zgjellor 12 Orë 7 Në gjuhen shqipe 1.Mësim Klasor Një Mësues Një Mësues Dy Mësues Një Mësues Një Mësues Një Mësues Kualifikimet, përvoja dhe dokumentet e nevojshme: 5. Diplomë universiteti (ose Shkolla e lartë) 6. Certifikata e lindjes 7. Certifikata nga pjesëmarrja ne seminare 8. Përvojë pune ne Arsim Afati i Kontratës: Kontrata e punës është ne afat një vjeçarAplikacionet mund ti merrni ne Sektorin për Arsim të PNJK-së së Mamushës Dokumentet dorëzohen ne Sektorin për Arsim dhe Shkence ne Mamushë. Konkursi mbetet i hapur 15 dite nga dita e shpalljes ne gazetë KONKURS 1,Personeli ndihmës Kontrata: 1 vjet Kualifikimet, përvoja dhe dokumentet e nevojshme: 4.Diplomë e shkollës fillore 5.Certifikata e lindjes 6.Përvojë pune (nëse ka) Aplikacionet mund të i merrni ne Sektorin për Arsim dhe Shëndetësisë të PNJK-së së Mamushës Dokumentet dorëzohen ne Sektorin për Arsim dhe Shëndetësisë ne Mamushë. Shpallja mbetet e hapur 15 dite nga dita e shpalljes Mamuşa.P.B.B Eğitim ve Sağlık Sektör Şefliği Shfi i Sektori Arsim dhe Shëndetësisë P.N.J.K Mamushë Nuhi MORINA 18 Sağlık Ispanak, domates ve Çok sýcak suyla yýkanan pazý cilt yaþlanmasýnýn saçlar kuruyor en etkili ilaçlarý Perşembe, 17 Temmuz 2008 G üneþin yakýcý etkisi saçtaki nemi azaltýr ve kurumaya neden olur. Havuz suyunun kloru ve denizin tuzu da saçlarý zayýflatýr. Saçlarýnýzý yazýn olumsuz etkilerinden korumak ve saðlýklý görünmesini saðlamak için yazýn onlarý fön ve maþa gibi sýcak uygulamalardan uzak tutun. Yaptýrmak zorundaysanýz, bu iþlemlerden önce koruyucu ürünler kullanýn. Saçlarýnýzý çok sýcak suda yýkamayýn çünkü aþýrý sýcak saçýnýzý kurutabilir. Yeterince su içmeniz saç saðlýðýnýz ve genel saðlýðýnýz için çok önemlidir. Bu nedenle ihtiyacýnýz olan suyu aldýðýnýzdan, mutlaka emin olun. Cildim güneþten çok etkileniyor. Cildimi koruyabilmek için tüketmem gereken belli baþlý gýdalar var mý? Vitamin iþe yarar mý? Y az aylarýnda cildinin kuru, donuk ve soluk göründüðünden; ince çizgi, kýrýþýklýk ve hatta lekelerle dolu olduðundan yakýnanlar artýyor. Son dönemde özellikle kozmo-farmasötik ürünler cilt sorunuyla savaþmakta önem kazandý. Bu ürünler cilt yaþlanmasýnda büyük rol oynayan güneþ, sigara, kimyasallar gibi çevresel zararlýlarýn yarattýðý serbest radikallerle savaþmakta ilaç gibi etki gösteriyor. Bu ürünlerin içerdiði alfa lipoik asit, koenzim Q10, likopen, C vitaminin yaðda eriyen formu olan askorbil palmitat, üzüm çekirdeði özütleri, nar ekstresi ve yeþil çay özütleri gibi maddeler; cilt yaþlanmasýný yavaþlatmakta oldukça etkili. Bu maddeleri içeren ürünlerin, kozmetiklerden daha kalýcý çözümler ürettiði de biliniyor. Aðýz kokusunu dut yiyerek giderin! Duttan yapýlan pekmezin besin deðeri yüksek bir yiyecek olduðu biliniyor. Dut; kansýzlýk, astým, bronþit, ülser ve benzeri mide hastalýklarýný iyi ediyor. Bebeklerin geliþiminde de etkili olan dut; soðuk havalarda vücut direncini artýrýyor. Ayrýca, sporculara ihtiyaç duyduklarý enerjiyi de saðlýyor. Uzmanlar; zekayý da geliþtiren dutun yapraklarýnýn aðýz yaralarý, salya ve aðýz kokularý için baþvurulan en etkili tedavi yöntemlerinden biri olduðunu dile getiriyor. Lezzetlendirebilirsiniz içerdiði þeker miktarý nedeniyle, þeker hastalarý tarafýndan dikkatli tüketilmesi gerekiyor. Yüksek kolesterol saðýrlýða yol açýyor Ýlerleyen yaþla birlikte, insanlarýn iþitme duyusu iyice zayýflýyor. Bu durumun nedenleri þu þekilde sýralanýyor: Ýþitme Yaz aylarýnýn vazgeçilmez meyvelerinden sinirinin yaþýn ilerlemesi ile birlikte kavun, yüksek miktarda A vitamini iþlevselliðini kaybetmesi, içeriyor. Ayrýca kandaki pýhtýlaþmayý beyindeki iþitme ve dolayýsýyla da damardaki merkezinin özelliðini ve týkanmayý engelleyen iþlevini yitirmesi, çok önemli etkileri kulaða giden bulunuyor. Kavun damarlarýn; damar protein bakýmýndan sertleþmesi, hiper fakir; þeker, vitamin tansiyon veya yüksek ve mineraller kolesterol düzeyi gibi bakýmýndan ise zengin nedenlerle özelliklerini bir meyve. Kanseri yitirip, artýk eskisi gibi önleyebilen maddeler çalýþmamasý. Bu sorunlarý yönünden çok faydalý ve birçok kanser yaþamamak için düzenli olarak türüne karþý bedeni savunuyor. Ancak doktora gitmek gerekiyor. Kavun kansere meydan okuyor! Y Ancak cildinizi içten beslemediðiniz sürece, bu yöntemler asla yeterli olmayacaktýr. Cildinizi içten besleyebilmek için öncelikle su içme alýþkanlýðý kazanmalýsýnýz. Su içmeyi sevmiyorsanýz suyun içine katacaðýnýz salatalýk, limon, elma, karpuz dilimleri veya nane, maydanoz gibi sebzelerle suyu lezzetlendirebilirsiniz. Antioksidan içeriði yüksek olan sebze ve meyvelerden de bol bol tüketmelisiniz. Bununla birlikte protein, kompleks karbonhidratlar ve önemli yað asitlerinden zengin bir beslenme planý oluþturmanýz da oldukça faydalýdýr. Tahil ve süt tüketin Beslenmenize siyah ekmek, kepekli makarna, kepekli pirinç gibi tam tahýllarý; mercimek, kurufasulye, bezelye gibi bakliyat grubu besinlerini ve yoðurt gibi süt ürünlerini eklemeyi unutmamalýsýnýz. Omega-3 yað asitlerini içeren balýk ve ketentohumu; alfa lipoik asit içeren ýspanak, pazý ve karnabahar; likopen içeren domates, koenzim Q10 içeren baklagiller ve birtakým balýklar ile yeþil çay cilde özellikle yararlýdýr. Güneþin cildiniz üzerinde istenmeyen etkiler yaratmasýný önlemek için ayrýca; C, E ve B grubu vitaminlerini, çinko, magnezyum ve selenyum gibi mineralleri ve alfa lipoik asit, koenzim Q10, l-karnitin veya likopen gibi antioksidanlarý içeren besin desteklerini de kullanabilirsiniz. Susuzluk yazýn kalp krizini tetikler az sýcaklarýnýn iyice bastýrmasý, kalp hastalarý için büyük bir risk oluþturuyor. Uzmanlar, alýnacak çok basit önlemlerle kalp hastalarýnýn yazý turp gibi geçirebileceðini söylüyor. Bunun baþlýca þartý; günde 2.5 litre su içmek. Susuzluðun kalbi yorduðunu söyleyen uzmanlar, “Susamayý beklemeden su içmek þart” diyor..... Sýcak hava, bir kalp krizi nedeni midir? Prof. Dr. Sertaç Çiçek: Sýcaklar kendi baþýna kalp krizi nedeni deðildir ama kalp hastalýðý olan kiþilerde kalp krizini tetikler. Doç. Dr. Ertan Ökmen: Yüksek tansiyon hastalarý, kalp hastalarý ve diyabet hastalarý sýcaklarda daha büyük risk altýndadýr. Ýdrar söktürücü ilaç kullananlarda risk daha da fazladýr. Onlar farkýna varmadan daha çok sývý kaybederler ve daha fazla su içmeleri gerekir. Su içmek için susamayý beklemeyin. Susamak zaten vücudu zorlamak ve alarma geçirmek anlamýna gelir. Günde 2.5 litre su içmeyi alýþkanlýk haline getirin. Sýcak havaarda aþýrý yemek yemenin ölümcül etkileri olabilir mi? Doç. Dr. E.Ö.: Eðer kalp hastasýysanýz ve aðýr yedikten sonra bir de egzersiz yaparsanýz; çok ciddi sorunlar ortaya çýkabilir. Kalp krizi riski doðabilir. Kalp hastalýðý ya da riski olan insanlarýn aðýr yemek yiyerek sokaða çýkmalarýný ve yemekten sonra egzersiz yapmalarýný önermiyoruz. ‘Çok yedim, yediklerimi eriteyim’ diyerek; yemekten hemen sonra yürüyüþ yapmak, merdiven çýkmak ya da spor yapmak yanlýþ olur. Herkese, yemekten sonra vücutlarýný bir saat dinlenmeye býrakmayý öneriyorum. Sýcaklarda egzersiz yapmak için en uygun zaman dilimi nedir? Doç. Dr. E.Ö.: Sabah erken saatleri ya da akþam saatlerini öneririm. Saðlýklýysanýz; her gün ya da haftanýn en az 4 günü 30 dakika yürüyüþ yapmanýz yeterlidir. Koþmayý ise kesinlikle tavsiye etmem. Kalp hastalarý için uygun olan egzersizi, mutlaka doktorlar belirlemelidir. To p l u m Doðru bildiðiniz HERKESÝN AHLÂKI her þey yanlýþ! 19 Perşembe, 17 Temmuz 2008 DEÐÝÞEBÝLÝR Prof.Dr. Ahmed YARDIM Âlimlerin çoðuna göre, herkesin ahlâký deðiþebilir. Hiçbir kimsenin huyu, yaratýlýþtaki gibi kalmaz. Ahlâk deðiþmeseydi, Peygamberlerin getirdikleri dinler faydasýz, lüzûmsuz olurdu. Âlimlerin söz birliði ile koymuþ olduklarý terbiye ve cezâ üsûlleri abes olurdu. Bütün ilim adamlarý, çocuklarýna ilim, edeb vermiþ ve terbiyenin fayda saðladýðý her zamân görülmüþtür. O hâlde, ahlâkýn deðiþtiði güneþ gibi meydândadýr. Þu kadar var ki, bazý huylar pek yerleþmiþ, rûhun hâssasý gibi olmuþtur. Böyle huylarý deðiþtirmek çok zor ise de, deðiþtirmek mümkündür. Bunu deðiþtirmek için, nefsin zararlý, kötü isteklerini yapmamak ve nefsin istemediði faydalý, güzel þeyleri yapmak lâzýmdýr. Mevlânâ Celâleddîn Rûmî hazretlerine, kötü huylu kimselerden sorulunca, þu ibretli hâdiseyi anlatýr: “Bir akrep, ýrmaðýn kenarýnda dolaþmaktadýr. Bunu gören kaplumbaða; -Burada ne yapýyorsun der. Akrep de; -Ben ýrmaðýn öte yanýna geçmek için çâre arýyorum. Çünkü yavrularým ýrmaðýn öte yanýnda kaldý der. Kaplumbaða onun haline acýr ve sýrtýna alýp su üzerinde yüzmeye baþlar. Irmaðýn ortasýna gelince akrep, kaplumbaðayý sokmaya çalýþýr. Kaplumbaða; -Ne yapýyorsun? diye sorunca, akrep; -Hünerimi gösteriyorum. Sen bana iyilik ettin ben de sana iðnemi batýrýyorum. Çünkü benim göstereceðim þefkat ancak bu kadardýr, cevabýný verir. Bunun üzerine kaplumbaða hemen suya dalar ve akrep de boðulup gider...” Mevlânâ hazretleri sonra şöyle buyurur: “Câhil, yakýnlýk gösterse de sonunda câhilliðinden ötürü seni incitir. Ahmaðýn sevgisi, ayýnýn sevgisine benzer. Onun kini sevgi, sevgisi kindir! Kötülükler deposu olan nefsinizi terbiye edin ve bu hususta gevşeklik göstermeyin. Zira o, akreptir.” Ýmâm-ý Birgivî hazretlerine; -Tasavvuf nedir? diye sorulunca buyurdu ki: -Tasavvuf; kalbi kötü huylardan temizlemek ve iyi huylarla doldurmak demektir. Kalb, bedende emrine itâat edilen ve her hükmü yerine getirilen bir hükümdâr gibidir. Vücûddaki uzuvlar onun emri altýndaki hizmetçilerdir. Bunun için Resûlullah efendimiz buyurdu ki: (Ýnsanýn bedeninde bir et parçasý vardýr. Bu iyi olursa, bütün uzuvlar iyi olur. Bu kötü olursa, bütün organlar bozuk olur. Bu et parçasý kalbdir.) Kalbin iyi olmasý, kötü ahlâktan temizlenip iyi ahlâk ile süslenmesi demektir. EBEDÎ SAADET ÝÇÝN... Netice olarak, kadýn-erkek her Müslümanýn, ahlâk kitâplarýný ve din büyüklerinin hayatlarýný okuyarak, kendilerinde bulunan kötü huylarý deðiþtirmek için çalýþmasý lâzýmdýr. Böylece dünyâda râhata, huzûra ve âhirette de ebedi saâdete kavuþmak mümkün olur. Her Müslümanýn ve her insanýn birinci vazîfesi de bu olmalýdýr. Ebüssü’ûd el-Bâzinî hazretlerinin buyurduðu gibi: “Bütün güzel huylar kalbden, kötü huylarýn tamâmý ise nefsten doðar. Ýyi huylu olmak isteyen, nefsini, dînin emir ve yasaklarýna itâat eder hâle getirmeli, kalbinden de, Allahü teâlâdan baþka þeylerin sevgisini çýkarmalýdýr. Böylece kötü huylar, güzel ahlâka çevrilmiþ olsun.” Ölümünün birinci yýlýnda, eþim, babamýz, kardeþimiz, Merhum TAHÝR VIRMÝÇA’yý anýyoruz. Aradan bir yýl geçmesine raðmen içimizdeki özlemi ve hatýralarý hala hayatta gibi capcanlý. Konuþtuðumuz her kelimemizde onu yanýmýzda hissediyoruz. Ona olan sevgilerimizi dile getirerek onu anarak yaþýyoruz. Þimdiye kadar olduðu gibi þimdiden sonra da kalbimizin en deðerlisi olarak kalmaya devam edecektir. Seni hiçbir zaman unutmayacaðýz. Ruhun þad, mekânýn cennet olsun Eþi: Elvan Çocuðu: Erkan Kýzlarý: Þenay ve Erdiyana Gelini: Figen, torunlarý ve diðer Výrmiça ailesi F Cahillikler Kitabý, yaygýn kanýlarla ilgili yanlýþ bilgilerimizin ve yanlýþ anlamalarýmýzýn kapsamlý bir listesini sunuyor. ilozoflarýn, bilimcilerin ve sokaktaki insanlarýn tarihin büyük bölümünde cevabýný aradýklarý pek çok soru var. Þu ana kadar doðru bildiðinizi düþündüðünüz her þeyin yanlýþ olabileceðini hiç düþündünüz mü: Telefonu kim icat etti? Antonio Meucci. Floransalý mucit Meucci ABD’de 1860’ta, teletrofono adýný verdiði bir elektrikli aygýtýn çalýþma modelini gözler önüne serdi. Meucci, Alexander Graham Bell’in telefon patentinden beþ yýl önce, 1871’de bir tür geçici patent baþvurusunda bulundu. Bell’in patenti 1876’da tescillendiðinde Meucci dava açtý. Olaðanüstü bir tesadüf eseri Meucci’nin modelleri kayboldu. Fakat 2002 yýlýnda ABD Temsilciler Meclisi, “Meucci’nin telefonu icat ettiðinin kabul edilmesi” kararýný verdi. Maddenin kaç hali vardýr? Her gün geniþlemekte olan bir liste olmasýna raðmen þu anda 15 tanedir. Ýþte listenin son hali: Katý, amorf katý, sývý, gaz, plazma, süper akýþkan, süper katý, dejenere katý, nötronyum, güçlü simetrik madde, zayýf simetrik madde, kuarkgluon plazma, fermiyonik yoðunlaþtýrma, Bose-Einstein yoðunlaþtýrmasý, acayip madde. Dünya mý Ay’ýn etrafýnda döner, ay mý dünyanýn etrafýnda? Ýkisi de birbirinin etrafýnda döner. Bu iki kütle, Dünya’nýn yüzeyinin yaklaþýk 1600 km altýndaki ortak bir aðýrlýk merkezinin yörüngesinde döner. Böylece Dünya üç farklý dönüþ gerçekleþtirir: Kendi ekseni etrafýndaki, Güneþ’in etrafýndaki ve bu aðýrlýk merkezinin etrafýndaki dönüþü. Kýrkayaðýn kaç ayaðý vardýr? Kýrk deðil yüz de deðil. Bazýlarýnýn daha fazla, bazýlarýnýn daha az ayaðý vardýr. Yüze en yakýn ayak sayýsýna sahip olaný 1999’da keþfedilmiþtir. Kýrkayak kelimesi, Latince “yüz ayak” anlamýna gelen centipeda kelimesinden gelmektedir. Kýrkayaklar yüz yýlý aþkýn bir süredir kapsamlý bir biçimde incelenmelerine karþýn tam olarak yüz ayaða sahip bir örneðine rastlanmamýþtýr. Dünyanýn en büyük þehri hangisidir? Honolulu. Honolulu’nun 5509 km2’yle en büyük yüzölçümüne sahip þehir olduðu anlamýna gelir; ama bu þehrin yalnýzca nüfusu 876.156’dýr. þehrin yüzde 72’si deniz suyuyla kaplýdýr. Ye r y ü z ü n d e insan eliyle yapýlmýþ en büyük yapý nedir? Yanlýþ cevaplar arasýnda Büyük Piramit, Çin Seddi ve Kuveyt’teki Mübarek el-Kebir Kulesi sayýlabilir. Doðru cevap 1948’de açýlan Fresh Kills çöp depolama alaný çok geçmeden insanlýk tarihindeki en büyük projelerden biri haline geldi ve sonunda Çin Seddi’ni geride býrakarak dünyada insan eliyle yapýlmýþ en büyük yapý oldu. Dünyanýn etrafýný dolaþan ilk insan kimdir? Zenci Henry. Hemen hemen herkese yabancý bir isim olan Enrique de Malaca, Macellan’ýn kölesi ve çevirmendi. Ferdinand Macellan dünyanýn etrafýndaki turunu asla tamamlayamadý. 1521’de Filipinler’de henüz turun yarýsýndayken öldürüldü. 1519’da çýkýlan dünya turu giriþimi de dahil olmak üzere tüm yolculuklarda Zenci Henry, Macellan’ýn yanýnda gitti. 1521 yýlýnda Uzakdoðu’ya vardýklarýnda Zenci Henry dünyanýn etrafýný dolaþmaýþ ilk insan oldu. James Bond’un hangisiydi? en sevdiði içki Votka martini deðildi. Fleming’in tüm külliyatýyla ilgili www.atomicmartinis.com adlý internet sitesinde yapýlan özenli çalýþma, James Bond’un ortalama olarak her yedi sayfada bir içki içtiðini göstermektedir. Ýçtiði toplam 317 içkiden en çok tercih ettiði, açýk arayla viskidir. Siz hâlâ beþ duyumuz olduðunu, suyun renksiz olduðunu, Amerika’nýn adýnýn Amerigo Vespucci’den geldiðini ya da 36 Osmanlý padiþahý olduðunu düþünüyorsanýz John Lloyd ve John Mitchinson imzalý Cahillikler Kitabý’ný mutlaka okumalýsýnýz. F Spor enerbahçe’nin Ýspanya’nýn Real Mallorca takýmýndan transfer ettiði La Liga gol kralý Daniel Güiza kendisini Fenerbahçe’li yapan resmi sözleþmeye imza attý. La Liga gol kralý imza törenine üzerinde Fenerbahçe formasý ile geldi.Ýspanyol futbolcunun imza törenine asbaþkanlar Mahmut Uslu, Murat Özaydýnlý ve Vedat Olcay katýlýrken, Ýspanyol futbolcu törene 14 numaralý formasýyla geldi. Törende konuþan asbaþkan Mahmut Uslu, þunlarý söyledi: “Ýspanya gol kralýný transfer ettik. Bu transfer için bir aydýr uðraþýyoruz, Kendisi Türkiye gol kralýyla birlikte Fenerbahçe’nin baþarýsý için mücadele edecek. Ýnþallah burada da ayný baþarýyý gösterecek. La Liga’da penaltý olmadan 27 gol atmak büyük baþarý. Önceki sezon da 14 gol atmýþtý. Burada da ayný performansýný devam ettirmesini bekliyoruz. Hem Türkiye’de hem de Þampiyonlar Ligi’nde baþarýlý olmak için çok önemli bir iþe imza attýk. Bu transfer için baþta baþkanýmýz olmak üzere tüm yönetim kuruluna teþekkür ederim”Fenerbahçe’ye geldiði için mutlu olduðunu belirten Güiza, “Burada, Ýstanbul’da olmaktan mutluyum ve çok heyecan duyuyorum. Baþkanýmýz ve yöneticilerimize teþekkür ediyorum. Umarým sizi utandýrmam.” dedi. Kral imzaladı ! Platini’den ‘Salary Cap’ fikri A vrupa futbolunun patronu olan UEFA Baþkaný Michel Platini, futbolcularýn aldýklarý ücretlerin astronomik miktarlara çýkmasýyla birlikte kulüpler arasýndaki uçurumun arttýðýný düþünerek, bu duruma NBA çözümü getirmeyi planlýyor. UEFA, futbolcularýn aldýklarý maaþlarda sýnýrlamaya gerek görmüyor. Ayrýca böyle bir uygulama AB kurallarýna da aykýrýlýk taþýyor. Avrupa futbolunun en tepesindeki isim bunun yerine maaþlara týpký NBA’deki gibi ‘Salary Cap’ sýnýrlamasý konulmasý gerektiðine inanýyor. Böylece bir futbol takýmýnýn kadrosundaki oyunculara ödenen toplam ücrete bir sýnýrlama getirilmesi planlanýyor. Bu sýnýrýn da kulübün toplam bütçesinin belirli bir oraný olarak düzenlenmesi düþünülüyor. UEFA iletiþim direktörü William Gaillard, Platini adýna konuþarak “Oyunculara tek tek maaþ sýnýrlamasý koymanýn zor olaacaðýný biliyoruz. Avrupa Birliði ile görüþüp kulüplerin bütçelerinin belirli bir kýsmýný oyuncularýn maaþlarýna ayýrmalarýný saðlayabiliriz. Bu oran %55, %60 ya da %65 olabilir, KarlHeinz Rummenigge %50-55 ler civarýnda bir orandan bahsetmiþti. Michel Platini de bunun kulüplerin de onay verdiði bir oran olduðunu belirtti. O nedenle biz de bu oraný destekleyeceðiz,” dedi. Atletizmde dünya rekoru! G olden Lig Atletizm yarýþmalarýnda sýrýkla atlamada bir dünya rekoru geldi. Roma Olimpiyat Stadyumu’nda yapýlan Golden Lig Atletizm yarýþmalarýnda Rus atlet Jelena Isinbaeva, sýrýkla atlamada 4.85m.’yi geçerek 1.’liði garantiledikten sonra kendi rekoru 5.01m.’yi kýrmak için çýtayý 5.03’e kaldýrttý. 2.denemesinde baþarýlý bir atlayýþ yapan Isinbaeva yeni bir dünya rekoru kýrdý. Olimpiyatlardan önce son denemesini Ýsveç’in baþkenti Stockholm’de düzenlenecek olan Grand Prix DN Galan’da yapacak olan Jelana Isinbaeva’nýn bir dünya rekoru daha kýrmasý bekleniyor. Ronaldinho Milan’da! Perşembe, 17 Temmuz 2008 Y ılın transferi gerçekleşti! Ronaldinho en sonunda Milan’a imzayı attı! Barcelona’da 5 sezon forma giyen Brezilyalı futbolcu Ronaldinho, değerinin yarısı olarak gösterilen 25 milyon Avro bonservis karşılığında İtalya’nın Milan takımına transfer oldu. Barcelona’da 1 Şampiyonlar Ligi, 2 İspanyol ligi kupası heyecanı yaşayan, 2 kez FIFA tarafından dünyanın en iyi oyuncusu seçilen ve 1 kez de “Altın Top” ödülünü alan Ronaldinho, Katalan kulübünde geçirdiği kötü sezondan sonra İtalya’nın Milan takımına gitmeye karar verdi. Milan 21 milyon Avro peşin gelecek sezon Şampiyonlar Ligi’ne kalmaları halinde 4 milyon Avro ileride ödemek şartıyla toplam 25 Avroluk bonservis ücreti ile Barcelona’yı ikna ederken, İspanyol basını Ronaldinho’nun geçen yılki değerinin 60 milyon Avro olduğunu, Barcelona’nın Ronaldinho’yu çok ucuza verdiğini iddia etti. Milan ile Barcelona’nın anlaşmasında Ronaldinho’nun Milan’dan alacağından yüzde 15 fedakarlık etmesinin etkili olduğu bildirildi. Geçen sezon sadece 17 maçta Barcelona formasını giyen, Frank Rijkaard yönetimindeki teknik kadro ve kulüp yönetimi ile sorunlar yaşayan Ronaldinho’nun kasıtlı olarak böyle bir sezon geçirdiği ve değerini düşürüp, transferden kendisine ekonomik fayda sağladığı iddia edildi. İspanyollar herşeye rağmen “dünyanın en iyi futbolcusu” olarak gösterilen Ronaldinho’yu “teşekkür ederek” uğurladı. Bugün doktor kontrolünden geçecek olan Ronaldinho, Milan ile 3 yıllık sözleşme imzalayacak. Nihat ’ýn klibini milyonlar izliyor ! N ihat Kahveci’nin futbol ve topa vuruþ tekniklerini öðrettiði videosu büyük ilgi çekiyor. A Milli Takýmýn ve Villarreal’in baþarýlý oyuncusu Nihat Kahveci’nin, UEFA’nýn internet sitesinde futbol ve topa vuruþ tekniklerini öðrettiði videosu büyük ilgi çekiyor. 2003 yýlýndan bu yana Ýspanya’da top koþturan Nihat Kahveci, UEFA’nýn internet sitesinde yer alan klibinde futbol dersi veriyor. Topa vuruþ taktiklerini anlatan Nihat’ýn akýcý Ýspanyolca konuþmasý da dikkatlerden kaçmýyor.