86 Fert’ten Cemââte, Cemâât’ten Devlete Geçişin İlk Adımı: Hicret Mekke’nin, gözlerini kan bürümüş cani müşrikleri, mağaranın yanına, kenarına gelip dayanınca ve mağaranın ağzından içeri bakabilecek kadar yaklaşınca, hasb’el-beşer ve yüce Resûlün hayatını göz önüne alarak büyük bir endişeye kapılan Hazret-i Ebubekir, Resûlûllahın (asm) mübarek kulaklarına eğilerek; “Ya Resulallah! Müşrikler gözlerini eğse de bir baksalar, muhakkak ki bizi görürler,” demiş, yüce Resûl (asm) de: “Sus, ya Eba Bekir iki arkadaş ki, Allah onların üçüncüsü ola, hiç endişe edilir mi ?” cevâbını vermiş,271 Böylece Hazret-i Ebubekir’i sükûnete kavuşturmuştur... Allah-u Teâlâ, konuyu şu ayetiyle hatırlatmakta ve sonraki nesillere aktarmaktadır: “Eğer siz O’na (Resûlüme) yardım etmezseniz; (hatırlayın o anları ki) kâfirler onu (Mekke’den) çıkardıkları zaman, bizzat Allah ona yardım etmişti. (Yine de o, nusretini esirgemez. O demler öyle demlerdi ki Resûlûllah ancak) ikinin ikincisinden ibaretti. O zaman onlar (Sevr dağının tepesindeki) mağaradaydılar. Peygamber, o vakit (mağara) arkadaşına: “Mahzun olma (tasalanma)! Hiç şüphesiz Allah bizimle beraberdir” diyordu. Allah, (o zaman) onun üzerine (kalbine) sekinetini (kuvve-i ma’neviyesini) indirmiş, onu (habibini) görmediğiniz (ma’nevî) ordularla te’yid etmiş, kâfirlerin kelimesini (küfür ve şirk da’valarını) alçaltmıştı. Allah’ın kelimesi (tevhid davası) ise; O, çok yücedir Allah mutlak galibdir, yegâne hüküm ve hikmet sahibidir.272 271 272 Buhari (Arapça) K. Menâkıb'ul-Ensar: 45; cilt: 4, s. 263; Zübde' tül-Buhari: 694 ; Tecrid-i Sarih: 10/115-116; Asr-ı Saadet: 1/199; El-Bidâye: 3/181182; Kenz'ul- Ummal: 8/329; Ebu Nuâym-Delâil: 2/272; Beyhakî-Delâil: 2/213; Hayat' us-Sahabe (H. Müslümanlık): 1/335-336; İslam Tarihi (Mekke Devri): 6/160-161; Zâd'ul- Meâd: 2/59. Tevbe(9) : 40.