T.C ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ KAZIM KARABEKİR EĞİTİM FAKÜLTESİ DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÖĞRETMENLİĞİ GRUBUN ADI: SAMSUN GENÇLİK GRUP ÜYELERİ: Hande BAYRAK , Şerife HATİPOĞLU ÖDEV KONUSU: Gelişim Psikolojisinde Temel Kavramlar ve Gelişimi Etkileyen Faktörler KAYNAK: Eğitim psikolojisi Editör: Prof. Dr. Ayten ULUSOY) Eğitim psikolojisi( Gelişim-Öğrenme-Öğretim Editör: Binnur YEŞİLYAPRAK) DERS SORUMLUSU: Arş. Gör. Ceyhun OZAN ERZURUM,2010 GELİŞME İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR Bu kavramlar büyüme, gelişim, olgunlaşma, öğrenme, hazır olma(hazır bulunuşluk) ve gelişim görevidir. Büyüme: Bedenin boy ve ağırlık olarak artışı organların belli bir düzeye gelinceye kadar geçirdikleri değişimler olarak tanımlanır.Büyüme daha çok bedenle ilgili bir değişimdir. Olgunlaşma: İnsanın ya da organın belli bir yaşta beklenilen, saptanmış bir devinimi yapabilecek etkinliğe ulaşmasıdır. Olgunlaşma büyüme ile birlikte oluşur. Öğrenme: İnsanın olgunlaşma sürecinde çevresiyle etkileşerek deneyim kazanması anlamına gelmektedir. Örneğin; çocuğun parmak kasları kalem tutacak ve yazı yazacak olgunluğa ulaşırken, büyüklerinin kalemi nasıl tuttuğunu gözlemler. Bu davranışıyla kalemi tutmayı ve yazı yazmayı öğrenmeye çalışır. Hazır olma: İnsanın belli bir gelişim görevini olgunlaşma ve öğrenme yoluyla yapabilecek düzeye gelmesidir. Örneğin; ilkokul çocuklarına doğal sayıları öğretmeden kesirli sayıları öğretmek yanlış olur. GELİŞİM İnsanın beden yapısı, duygusal, sosyal ve zihinsel büyümesi, değişmesi ve istenilen görevleri yapabilecek duruma gelmesidir. Gelişim, olgunlaşma ve öğrenmenin etkileşimi sonucu oluşur. GELİŞİMİN TEMEL İLKELERİ Gelişim, kalıtım ve çevrenin etkileşimi sonucunda oluşur. Kalıtımla anne ve babadan çocuğa bazı yetenek ve özellikler geçer. Bu yetenek ve özellikler çevrenin etkisiyle ortaya çıkar. Büyüme ve gelişme, baştan ayağa ve içten dışa doğru gelişir. Baş gelişimi döllenmeden itibaren bedenin diğer kısımlarına göre daha hızlıdır. Bunun sonucu olarak bebekler önce başlarını dik tutmayı öğrenir, en sonrada yürümeyi öğrenir. Önce iç organlar daha sonra da eller ve kollar gelişir. Gelişim genelden özele doğru olur. Döllenmeden sonra insanın genel görünümü ortaya çıkar, daha sonra da diğer ayrıntıları gelişir. Gelişim süreklilik gösterir. Gelişim döllenmeden ölüme kadar süren bir süreçtir. Gelişim belli evrelerde gerçekleşir. Gelişimin hızı her yaşta aynı değildir. İnsanlar her gelişim evresinde diğer gelişim evrelerinden daha değişik hızla gelişirler. Örneğin; çocuk doğum öncesi dönemde doğum sonrasına göre daha hızlı büyür. Gelişim değişik alanlarda nöbetleşerek gerçekleşir. Bazı dönemlerde bir gelişim alanı hızlanırken, diğerleri duraklayabilir. Örneğin; doğumdan sonraki bir buçuk yılda bedensel gelişim diğer gelişim alanlarına göre çok daha hızlıdır. Gelişim alanları birbirleriyle ilişkilidir. Gelişim fiziksel, zihinsel, duygusal ve sosyal alanlarda bir bütün olarak ilerler. Bir alandaki gelişim diğer alandaki gelişimi de etkiler. Gelişimde bireysel ayrılıklar vardır. Her bireyin gelişim süreci farklıdır. Aynı anne babadan doğan çocukların bile kalıtımla sahip oldukları özellikler farklıdır. Her bireyin içinde yaşadığı çevre ayrılık gösterir. Bunun sonucunda bireylerin gelişim biçimleri de değişik olur. GELİŞİMİ ETKİLEYEN ETMENLER Kalıtım: Bireye anne ve babadan genler yoluyla geçen özelliklerdir. Babadan gelen sperm ile anneden gelen yumurtanın döl yatağında birleşmesiyle insanın ilk hücresi oluşur. Genlerin bazıları baskın, bazıları ise çekiniktir. Genlerin bu özellikleri çocuğun kalıtsal yapısını etkiler. Yani baskın olan gen sahip olduğu özelliği dölüte geçirir. Örneğin; ela gözlü bir anne ile mavi gözlü bir babadan doğan ela gözlü çocukta annenin geni babaya göre daha baskın olmuştur. Kalıtım insanların cinsiyet oluşumunu da etkiler. 23 çift kromozomdan bir çifti bireyin cinsiyetini belirler. Kadının hücrelerinde yalnızca x cinsiyet kromozomları bulunurken erkekte x ve y cinsiyet kromozomları bulunur. Kadının x kromozomu ile x kromozoma sahip bir sperm birleşirse kız, y kromozomuna sahip bir sperm ile birleşirse erkek çocuk doğar. Çevre: Çevre insan gelişimine döllenmeden başlayarak tüm gelişim evrelerinde etki eden dış uyarıcıların tümüdür. Çevrenin gelişmeye etkisi üç şekilde incelenir: Doğum öncesi etmenler: Çocuk ortalama dokuz ay döl yatağında gelişir. Dölüt, dölyatağı kendisi için uygun olmazsa gebeliğin ilk günlerinde bile yaşamını yitirebilir. Bebeğin nefes alışverişini sağlayan göbek kordonunda ki bozukluklar, annenin beslenme biçimi, aldığı ilaçlar, geçirdiği kazalar, zararlı alışkanlıklar vb… bebeğin gelişimini olumlu ya da olumsuz etkilemektedir. Doğum sırası etmenler: Doğum sırasında bebeğin boynuna göbek kordonunun dolanması gibi nedenlerle oksijen alamaması, forseps ve vakum gibi araçların uygun biçimde kullanılmaması, ve bebeğin başının çok fazla basınçla karşılaşması başta beyin olmak üzere tüm bedenin gelişimini engellemektedir. Doğum sonrası etmenler: Çocuğun ilk yaşantıları, çevredeki uyarıcılar, beslenme, yorgunluk, hastalık, kazalar ve savaşlar, iklimler ve mevsimler, aile, anne-çocuk ilişkisi, anne babanın çocuğuna karşı tutumları, çocukların doğum sırası, akran grupları, sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel düzey ve kitle iletişim araçları çocuğun doğum sonrası gelişimini etkileyen etmenler olarak görülmektedir. Bunlardan bazıları şunlardır: Beslenme: Çocuğun doğduktan sonra büyümesi ve gelişmesi için iyi ve dengeli beslenmeye ihtiyacı vardır. Çocuğun bedeninin büyümesi ve gelişmesi devrimsel gelişimini de olumlu etkiler. Bunun yanında, iyi beslenen çocuklar duygusal olarak da rahat olurken, kötü beslenen çocuk da sinirlilik durumları görülebilir. Yorgunluk: Çocukların sürekli olarak hareket etmeleri, oynamaları ve koşmaları fazla enerji harcamalarına dolayısıyla yorulmalarına neden olur. Bu yorgunluk bedenin gelişimini yavaşlatabilir. Yorgunluğun bu olumsuz etkisini ortadan kaldırmak için çocukların günlük uyku ve dinlenme gereksinimlerini gidermelerine özen gösterilmelidir. Hastalık, kazalar ve savaşlar: Çocukların özellikle okullarda bulaşıcı hastalıklara yakalanma olasılığı yüksektir. Çocukluk devresinde bulaşıcı hastalıkları ( kızamık, suçiçeği vb.) ve sindirim bozuklukları ( ishal vb.) sık görülmektedir. Çocukları hastalıklardan korumak için şu önlemler alınmalıdır: Çocukların aşıları zamanında yapılmalı. Yiyecek ve içeceklerin sağlık koşullarına uygun olması sağlanmalı. Giyimi mevsime, hava ısısına uygun olmalı. Çocuğun sağlığı izlenmeli, hastalık belirtisi görüldüğünde doktora gidilmeli. Diş sağlığına, vücut temizliğine önem verilmeli. Ev ve trafik kazaları da büyümeyi ve gelişmeyi olumsuz etkileyen etmenlerdendir. Savaşlar da çocukların gelişimini olumsuz yönde etkilemektedir. Aile: Aile, çocuğun doğumdan sonraki ilk çevresi olması nedeniyle çok önemlidir. ! Sağlıklı ilişkilerin kurulduğu mutlu bir ailede doğan çocuk kendisini güvende hisseder. Mutlu ailelerin çocuklarının da mutlu olma olasılığı yüksektir. Sosyo-ekonomik ve kültürel düzey: Ailenin çocuğa değişik uyarıcılar sunabilmesi sosyo-ekonomik düzeyi ile ilişkilidir. Örneğin; sosyo-ekonomik düzeyi yüksek olan bir ailenin çocuğu değişik yerlere götürerek değişik uyarıcılarla karşılaştırma olasılığı sosyo-ekonomik düzeyi düşük olan aileye göre daha çoktur. Ailelerin sosyo-ekonomik ve kültürel düzeyi çocukların kişilik gelişimlerinde de etkili olabilir. Eğitim: Eğitim, okul öncesi eğitimde yaygınlaşmasıyla çocukların gelişimi üzerinde neredeyse doğumdan itibaren etkili olmaktadır. Eğitim etmeninin niteliğinde öğretmenin büyük rolü vardır. Öğrencilerini ayrı bireyler olarak gören ve öğrenmeyi güdülendiren, derste etkin kılmaya çalışan ve onlara kendilerini değerlendirme olanağı tanıyan öğretmenler öğrencilerinin bedensel, devrimsel, zihin, dil, duygusal ve sosyal gelişimini olumlu yönde etkiler. Arkadaş grupları: Çocuklar arkadaş gruplarında oynarken yaşama ilişkin pek çok şey öğrenirler. Arkadaşları ile oynarken, konuşurken ve onları gözlerken duygusal olarak rahatlayabilirler. Buna karşın, arkadaş gruplarının özellikle ergen evresinde olumsuz etkileri de olabilir. Toplum için zararlı davranış ve alışkanlıklara sahip arkadaş gruplarına giren çocuklarda bu davranış ve alışkanlıkları gösterebilir. Çünkü, çocuklar ve ergenler yaşıtlarının yaptığı davranışları yapma eğilimindedirler. Kitle iletişim araçları: Televizyon, radyo, gazete, dergi ve internet gibi kitle iletişim araçlarını çocukların gelişimini hem olumlu hem de olumsuz olarak etkilemektedir. Televizyon çocukların gelişimini özellikle reklamlar ve çizgi film yoluyla etkilemektedir. Örneğin; televizyondaki güzel bir süt reklamı çocukları süt içmeye özendirerek olumlu, güzel bir çikolata reklamı çocukların çikolatayı fazla tüketmesine neden olarak olumsuz etki göstermektedir. İnternet yoluyla çocuklar ve gençler değişik insanlar tanıyarak sosyalleşmekte değişik uyarıcılarla karşılaşarak ve bilgiler edinerek zihinlerini ve dillerini geliştirmekte; bununla birlikte,yaşlarına uygun olmayan yayınları izleyerek duygusal ve sosyal gelişimleri yönünden olumsuz özelliklere sahip olabilmektedirler.