ODTÜLÜ’LERBÜLTENİ DERNEKTEN EVRİM SÖYLEŞİLERİ ODTÜ Mezunları Derneği Güncel Tartışmalar Komisyonu tarafından düzenlenen ve Babür Erdem’in konuşmacı olarak katıldığı Evrim Söyleşileri, 26 Aralık Cumartesi ve 9 Ocak Cumartesi günleri gerçekleşen iki söyleşi ile devam etti. İ “ nsan evrimi” konusunun değerlendirildiği söyleşide, ilk toplantıda konuşulan konuları özetleyerek konuşmasına başlayan Babür Erdem, çevre şartlarının ve popülasyonun değişimi dolayısıyla evrimin devam ettiğini, evrimleşmesi duran canlının yok olmuş olduğunu söyledi. Babür Erdem, insan evrimini 7 milyon yıl öncesinden anlatmaya başladığı konuşmasında, evrimsel olarak kuyruksuz maymunların nasıl seçilerek hayatta kaldığını ve önemli bir dönüm noktası olan iki ayak üzerinde durmaya geçişi anlattı. Yüksek otlar arasında iki ayak üzerinde yükselerek avcılarından korunabilen canlıların merak ve ayağa kalkma dolayısıyla hayatta kaldığını ifade eden Babür Erdem, iklim değişikliğinin devamıyla yiyecek bulmak zorlaşınca besin kaynaklarına ulaşmak için ayakların daha iyi kullanımı ve daha uzun yürüyebilmenin seçilim nedeni olduğunu söyledi. Erdem, zamanla besin olarak yalnızca kemiklerin kaldığını, kemik bulabilen insanın kemikleri kırarak içindeki ilikle beslenmesi için taş kullanmaya başladığını ve yoğun yağ ve protein içeren iliğe ulaşanların seçildiğini belirtti. Zamanla taşların geliştirilerek aletlere dönüştüğünü ve avlanmanın başladığını anlatan Erdem, alet yapımı ve avlanmanın devreye girmesiyle daha zeki bireylerin seçilmeye başladığını söyledi. Afrika’dan çıkan insanların Avrupa’ya ulaştığı dönemde erimekte olan buzullar sayesinde çayırların oluştuğunu ve çayırlarda mamutlar bulunduğunu ifade eden Babür Erdem, bugünkü insanların atalarını anlatmaya devam etti: “Bizler Afrika’da kaldık ve evrimimizi sürdürdük. Popülasyonumuz Afrika’ya sığmaz hale geldi ve Afrika’dan çıktık.” Afrika’dan çıkan insanların Avrupa’daki neandertallarla karşılaştığını ve onlarla karıştığını dile getiren Erdem, beyaz tenli insanların yüzde 4 oranında neandertal karışımı olduğunu söyledi. Babür Erdem, dünyaya yayılmanın ardından insanın tarımı 10 ŞUBAT 2016 ODTÜLÜ’LERBÜLTENİ DERNEKTEN keşfettiğini ve böylece arazinin, dolayısıyla mülkiyetin önemli hale geldiğini ifade ederek, ardından hayvanların evcilleştirilmesinin geldiğini, bu sırada avcılığın da devam ettiğini belirtti. Erdem, yazının icadından itibaren gelişmelerin tarih biliminin ilgi alanına girdiğini dile getirerek, yazının icadı ile anlatımını tamamladı. Babür Erdem, anlatımın ardından katılımcıların sorularını yanıtladı. “Evrim kuramının tarihi ve Türkiye’deki gelişiminin değerlendirildiği 9 Ocak’taki söyleşiye katılımcıların sorularını cevaplayarak başlayan Babür Erdem, insan embriyosundaki evrim izlerini anlattı. Evrim ve canlı ömrü arasındaki bağıntı ile ilgili soru üzerine Erdem, canlının devam etmesinin yaşamda kalma başarısı ve üreme başarısına bağlı olduğunu, çok üreyen canlıların evriminin daha hızlı, yaşam süresinin daha kısa olduğunu hatırlattı. İnsanda evrimsel bir değişimin gözlenmesi için 100 bin yıl gerektiğini dile getiren Babür Erdem, evrim üzerine erişilebilecek internet kaynaklarından da söz etti. Evrim kuramını ilk olarak Antik Yunan’da Anaksimander’in ortaya attığını söyleyen Babür Erdem, Anaksimander’in evrimi doğal seleksiyona dayandırmadığını, “Balıklardan geldik” dediğini anlattı. Erdem, Sümerlerde ve Mısırlarda yaşamın balçıktan, Eski Yunanda ise sudan geldiğinin ve yaratılışın birden olduğunun anlatıldığını anımsatarak, ilk defa Anaksimander’in yaşamın değişerek devam ettiğini söyleyerek bir devrim yarattığını ifade etti. Toplum değişmez düşüncedeyken, değişim düşüncesinin topluma aktarılmasının önemine dikkati çeken Babür Erdem, Aristo’nun doğayı gözlemleyen ilk fizikçi olduğunu belirterek, değişime karşı çıkmasının değişim düşüncesine vurduğu darbeden söz etti. Erdem, Aristo’dan sonra Hıristiyanlığa kadar evrime yönelik görüşlerin de ortaya çıkmaya devam ettiğini söyledi. Darwin’e en yakın evrim düşüncesinin SAYI 257 Eski Roma’da Lucretius tarafından ortaya atıldığını anlatan Babür Erdem, El Cahız isimli İslam bilgininin doğal seleksiyon temelli evrim kuramını Hayvanlar Kitabında ortaya koyduğunu ifade etti. Erdem, Hıristiyan Kilisesinin güçlenmesiyle evrim kuramına karşı görüşler ortaya atıldığını dile getirerek, evrimle ilgili önceki görüşlerin de yok sayıldığını, Aristo’nun görüşlerinin benimsendiğini, bu durumun Darwin’e kadar devam ettiğini anlattı. Darwin’in evrimle ilgilenmeye başlaması, araştırma ve kitap çalışmalarını da anlatan Erdem, doğal seçilime dayalı evrim kuramına kilisenin karşı çıkışının ve materyalist görüşün evrimi benimsemesinin nedenlerinden söz etti. Babür Erdem, evrimin Türkiye’deki durumunu da anlattı. Cumhuriyetin ilk yıllarında evrimin biyoloji kitaplarında önemli yer bulduğunu, biyoloji öğretiminin evrimle başlatıldığını dile getiren Erdem, 1960’lara kadar evrimle ilgili kitapların yayınlandığını söyledi. Erdem, sonrasında giderek evrimle ilgili yayınların azaldığını, 1980’lerden sonra ise evrime karşı yayınlanan kitap “Yaratılış” Türkiye’de öğretmenlere dağıtıldığını söyledi. Günümüzdeki biyoloji kitaplarında evrim konusuna toplam 5 sayfa ayrıldığını ifade ederek, Amerika Birleşik Devletleri’nde “Yaratılış” kitabının mahkeme kararıyla okullarda okutulmasının yasaklandığını belirtti. Yaratılış kitabının bilimsel bir dayanağının olmadığını söyleyen Erdem, evrim kuramını kabul edip etmemenin dini inançla ilişkilendirilmesinin yanlış olduğunu, bilimin dini inançla ilgilenmediğini dile getirdi. Evrim teorisini topluma aktarma çalışmaları konusunda bilgi veren Erdem, evrim teorisinin topluma aktarılmasında yaşanan sorunların eğitim sorunlarından kaynaklandığını, cumhuriyetle birlikte başlayan eğitim devriminin tamamlanamadığını, bir eğitim devrimi gerektiğini ifade etti. Babür Erdem, söyleşinin devamında katılımcıların sorularını yanıtladı. 11