H*CRET

advertisement
İL
: OSMANİYE
AY-YIL
: KASIM 2012
TARİH
: 09.11.2012
Hicret; Sabrın doruk noktasına ulaştığı, ahde
vefanın sembolleştiği, dayanışma ve kardeşlik
ruhunun her türlü zorluğu yendiği, karşılıklı ahlak
ve nezaket kurallarının lif lif örüldüğü tarihi
zaferin adıdır.
ِ ‫س ِبي ِل ه‬
‫اّلل ِبأ َ ْم َوا ِل ِه ْم‬
َ ‫الَّذِينَ آ َمنُواْ َوهَا َج ُرواْ َو َجا َهدُواْ ِفي‬
َ ‫َوأَنفُ ِس ِه ْم أ َ ْع‬
ِ ‫ظ ُم دَ َر َجةً ِعندَ ه‬
َ‫اّلل َوأ ُ ْولَئِ َك ُه ُم ْالفَائِ ُزون‬
Tevbe-9/20
HİCRET
Değerli Kardeşlerim!
İnsanlığa barış, huzur ve mutluluk sunmak
üzere gönderilmiş olan yüce dinimiz İslam’ı
tebliğle görevlendirilen sevgili peygamberimiz ve
Ona inananlar Mekke müşrikleri tarafından
zulmün, haksızlığın, hakaretin, baskının ve
işkencenin her çeşidine maruz bırakılmışlardır.
Vahye dayalı bir ümmet bilinci oluşturabilmek
amacıyla
Mekke’deki
Müslümanlarda
Habeşistan’a, Taif’e ve ardından da Medine’ye
hicret etmişlerdir.
Muhterem Müslümanlar!
İslam tarihinde ve peygamber (sav)’in
hayatındaki en önemli olaylardan biri hiç şüphesiz
hicret olayıdır. Çünkü hicret islamı anlama ve
anlatmada Hz. Peygamber ( sav)’i tanıma ve
tanıtmada ibret ve derslerle dolu, her yönüyle bir
dönüm noktasıdır. Onun için hicreti sadece tarihi
bir olay olarak değil, tüm zaman ve mekânlarda
hayatımızın her alanına Allah rızasını hâkim
kılabilme, Hz. Peygamber (sav)’in örnekliğini
günümüze taşıyabilme çabası olarak görmek
gerekir. Bu açıdan hicret, imanın, Allah ve
Resulüne itaatin, İslam yolunda fedakârlık
yapmanın, anadan-babadan, maldan-mülkten,
hatta yeri ve zamanı gelince candan vaz
geçebilmenin, İslam uğruna her türlü zorluğa
göğüs germenin destansı ifadesidir. Hicret; inancı
uğruna doğup büyüdüğü vatanını, aile efradını, her
şeyini gözünü kırpmadan terk eden Mekkeli
Müslümanlarla ellerindeki bütün imkânlarını
paylaşan Medineli ensarın ibret dolu hayatıdır.
Hicret; Yeni bir İslam medeniyeti ve İslam
devletinin kurulmasına açılan ilk kapıdır.
Saygı Değer Mü’minler!
Sizlere hicreti anlamlı kılan tablolardan bir
örnek sunmak istiyorum. Mekke’nin saygın
Müslüman zenginlerinden olan Süheyb bin Sinan
bütün malını, mülkünü, servetini Mekke’de
bırakarak bir gece gizlice hicret yolculuğuna çıkar.
Mekkeli müşrikler onu yakalayınca; Ey Süheyb!
Mekke’deki bütün servetini bize vermeden bir
yere gidemezsin aksi takdirde seni öldürürüz
derler. Bunun üzerine Süheyb onlara; Ey insanlar!
Bütün servetim sizin olsun bana Allahım yeter
diyerek kutlu hicretine devam eder. Peki, biz
müslümanlar bu gün Allah rızası için bütün haksız
ve haram kazançları, emek vermediğimiz ve doğru
olmayan beyanlarla elde ettiğimiz kul ve kamu
hakkını terk edecek kadar olgun ve fedakâr
davrana biliyor muyuz? Haramın, kul ve kamu
hakkının, kıyamette ateşten bir gömlek olduğunu
yeterince düşüne biliyor muyuz.?
Değerli Müminler!
Asrın getirdiği sıkıntı ve problemlerle
kararan kalplerimizi hicretle başlayan ve yeşeren
insani ve İslami değerlerle yeniden ihya edelim.
Peygamberimiz
(sav)’in
“Hakiki
hicret
kötülükleri
terk
etmektir.”(1)
hadisini
hatırlayarak gerçek hicretin; tüm haramlardan
uzaklaşarak sevgi ve ibadetle bütünleşen samimi
ve şuurlu bir kullukta olduğunu unutmayalım.
Hutbemi bir ayet meali ile bitirmek istiyorum.
“İman edip hicret edenlerin ve Allah yolunda
mallarıyla, canlarıyla cihat eden kimselerin
mertebeleri, Allah katında daha üstündür. İşte
onlar, başarıya erenlerin ta kendileridir.” (2)
HAZIRLAYANIN ADI: Recep ÇERİ
GÖREVİ: Miraç Cami İmam-Hatibi
KADİRLİ / OSMANİYE
________________________________________
1 – İbni Mace, Fitne :2
2 – Tevbe, 9/20.
Related documents
Download