A. Halûk YÜKSEL Uğur DEMİRAY Dursun GÖKDAĞ Sezen ÜNLÜ 7. Baskı Yavuz TUNA Erhan EROĞLU R. Ayhan YILMAZ Başak SOLMAZ Editör: Prof. Dr. Uğur DEMİRAY ETKİLİ İLETİŞİM ISBN 978-605-0022-18-6 Kitap içeriğinin tüm sorumluluğu yazarlarına aittir. © 2014, Pegem Akademi Bu kitabın basım, yayın ve satış hakları Pegem Akademi Yay. Eğt. Dan. Hizm. Tic. Ltd. Şti’ye aittir. Anılan kuruluşun izni alınmadan kitabın tümü ya da bölümleri, kapak tasarımı, mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik, kayıt ya da başka yöntemlerle çoğaltılamaz, basılamaz, dağıtılamaz. Bu kitap T.C. Kültür Bakanlığı bandrolü ile satılmaktadır. Okuyucularımızın bandrolü olmayan kitaplar hakkında yayınevimize bilgi vermesini ve bandrolsüz yayınları satın almamasını diliyoruz. 7. Baskı: Şubat 2014, Ankara Yayın-Proje Yönetmeni: Ayşegül Eroğlu Dizgi-Grafik Tasarım: Cemal İnceoğlu Kapak Tasarımı: Zülfikar Sayın Baskı: Tarcan Matbaacılık Yayın Sanayi Zübeyde Hanım Mahallesi Samyeli Sokak No: 15 İSKİTLER/ANKARA (0312-384 34 35) Yayıncı Sertifika No: 14749 Matbaa Sertifika No: 25744 İletişim Karanfil 2 Sokak No: 45 Kızılay / ANKARA Yayınevi 0312 430 67 50 - 430 67 51 Yayınevi Belgeç: 0312 435 44 60 Dağıtım: 0312 434 54 24 - 434 54 08 Dağıtım Belgeç: 0312 431 37 38 Hazırlık Kursları: 0312 419 05 60 E-ileti: pegem@pegem.net ÖNSÖZ İnsanoğlu için ana rahminde başlayan iletişim; dünyaya geldikten sonra daha da önem kazanarak, yaşamın ve toplumsal bir varlık olarak gelişiminin temel belirleyicisi olmaktadır. İnsanoğlunu hayvanlar âlemindeki öteki canlılardan ayırıp “eşref-i mahlûkat” yapan en birinci özelliği sergilediği iletişim becerilerinin niteliğidir. Bizi insan yapan; iletişimde bulunabilme özelliğimizdir. İnsanlık tarihiyle yaşıt olan iletişimin yaşamsal anlamı zamana ve mekâna göre değişmemiştir. Değişen tek şey, bilimsel ve teknolojik değişmelere koşut olarak iletişimin de her bakımdan boyutlanması olmuştur. Günümüzde bireysel ve toplumsal yaşamın her alanı, giderek daha çok iletişime dayanır, daha çok iletişime bağımlı olmuştur Dün de anlamaya, öğrenmeye ya da öğretmeye çalışıyorduk bugün de; dün yaptığımız gibi, bugün de paylaşmak, etkilemek, değiştirmek istiyoruz. Bütün bunlarda gösterilen başarı ya da başarısızlığın temel belirleyicisi; sahip olunan iletişim becerilerinin düzeyidir. Bugünün dünyasında karı-koca ilişkilerinden, ana-baba-çocuk, hasta-doktor, öğretmen-öğrenci, amir-memur, işçi-işveren, hükümet-toplum ve ülkelerarası ilişkilere kadar her konu, iletişimin inceliklerini üzerine kurulmaktadır. Yukarıda sayılan ilişki örneklerine siz rahatça daha başkalarını da ekleyebilirsiniz. Ancak belirtmek gerekir ki, iletişim alanındaki bunca gelişmeye karşın; ilişkilerde yaşanan başarısızlıklar her geçen gün artmaktadır. Asıl demek istediğim; bütün bu olumsuzlukları azaltmanın belki de en etkili yolu, insanların iletişim becerilerini artırmaktır. İnsan ilişkilerinde yaşanan sıkıntıların, iletişimden kaynaklandığı genellikle düşünülmez, ya da kabul edilmez. Dolayısıyla çözümleri zaman alıcı, üzücü ve zor olabilir. Hâlbuki iletişim becerileri öğrenilen becerilerdir; eğitim ve uygulama ile geliştirilebilir. İletişimde başarılı olanlar; iletişimi temel öğelerini ve onların etkili olarak nasıl kullanılabileceğini bilen insanlardır. Ek olarak toplumsal rollerinde ortay çıkan sorunları iletişim sorunu olarak ele alıp çözüm arayan insanlardır. Çağımızın yaşamsal kavramlarından olan ve olmazsa olmaz bir öneme sahip İletişim, yaşamımızın her anından çeşitli biçim ve süreçlerle karışımıza çıkmaktadır. İleti alma ya da gönderme durumlarımızda nefes almak gibi farkına varmadığımız, çaba harcamadığımızı düşündüğümüz ancak, bazen de oldukça zor olan bir sürecin çoğu kez farkında olamıyoruz. Ne zaman derdimizi anlatamadığımızı düşünsek hemencecik aklımıza karşı tarafın bizi anlamadığı, anlayamadığı, algılayamadığı, ardından da anlaşılamadığımız etiketini yapıştırıyoruz. Oysa belki çok azımız kendimizi anlatamadığımızı, bu süreçte gereken kodlamaları yapamadığımızı aklımıza getiriyoruz. iii Yaşamın her alanında, özellikle öğrenme ve öğretme ortamlarında sözünü ettiğimiz bu iletişim sürecinin başarı ile üstesinden gelebilmek ayrıcalıklı (kritik) bir öneme sahip görülüyor. Özellikle, geleneksel ve gelişmemiş ya da gelişmekte olan yazılı ve görsel kültürü özümseyememiş ya da özümsemeden elektronik kültüre geçmiş toplumlarda sözü edilen eğitim-öğretim ortamları yine söze dayalı iletişim olarak işlevsel olmaktadır. Kuşkusuz karşılıklı olmaksızın, elektronik iletişim ortamlarında gerçekleştirilen iletinin kodlanması ve alıcı tarafından çözümlenmesi de çok önemli olmakla birlikte, sözel eğitim-öğretim ortamlarında bu önem giderek önem kazanmaktadır. Eğitim geçmişimizi şöyle göz önüne getirdiğimizde; kimi eğitimcilerimizin yaşamımıza çok etkili, kiminin ise maalesef o denli etkili olmadığını söylemek olanaklıdır. Kuşkusuz bu etkililikte kişisel yeteneklerin önemli rol oynadığı yadsınamaz. Ancak, bir dizi iletişim becerilerinin de yaşam süreci içersinde elde edilebileceği biline gelmekte ve elde edilmesi gerekliliği de artık kaçınılmazdır. Bu kitap, isminin gereği olarak iletişim becerilerinizi geliştirmenize yardımcı olmak için hazırlanmıştır. Ancak tekrarda yarar var: Bilmek yapmanın ön şartıdır; ama yetmez. Çaba göstermek, tekrar tekrar denemek gerekir. Çünkü mesleğimiz ne olursa olsun; başarımız, iletişim sürecini işletmedeki becerimize bağlıdır. Bu amaçla; elinizdeki bu çalışmada özellikle öğretmen adaylarının gereksinmeleri ön plana alınarak tamamı Anadolu Üniversitesi Đletişim Bilimleri öğretim elemanlarından oluşan yazar kadrosu ile iletişimin temel bileşenlerine, iletişim modelleri, etkili iletişimi kolaylaştıran ve engelleyen etmenlere, iletişim sürecinde konuşma ve dinleme etkinliklerine, etkili iletişimde çatışma yönetimine, etkili iletişimde bilişsel, duyuşsal ve davranışsal süreçlere, eğitim ortamlarında etkili iletişim ve boyutlarına, eğitim kurumlarında örgütsel iletişime ve etkili iletişim kampanyaları ile uygulamaları gibi konulara yer verilmiştir. Yine bu çalışma ile sözü edilen bu kavramların etkili iletişim sürecindeki önem ve işlevini bir kez daha hatırlamaları ve gözden geçirmeleri ile bilmeyenler için ise temelden yeni baştan ele alınması amaçlandı. Çalışmada emeği geçen ve katkıda bulunanlara buradan gönül borcumuzun olduğunu, diğer yandan, siz değerli okuyucularımızın çalışmanın bölümleri ya da geneli hakkındaki geri bildirimleri ise kitabın ilerideki baskılarında dikkate alınacağını belirtmek isterim. Editor Prof. Dr. Uğur DEMĐRAY Şubat 2014-Eskişehir iv Bölümler ve Yazarları 1. Bölüm: Đletişimin Tanımı ve Temel Bileşenleri Prof. Dr. A. Halûk Yüksel, Anadolu Üniv. Đletişim Bilimleri Fakültesi 2. Bölüm: Đletişim Modelleri Prof. Dr. Uğur Demiray, Anadolu Üniv. Đletişim Bilimleri Fakültesi 3. Bölüm: Etkili Đletişim Prof. Dr. Dursun Gökdağ, Anadolu Üniv. Đletişim Bilimleri Fakültesi 4. Bölüm: Etkili Đletişimin Engelleri Prof. Dr. Dursun Gökdağ, Anadolu Üniv. Đletişim Bilimleri Fakültesi 5. Bölüm: Konuşma ve Dinleme Prof. Dr. A. Halûk Yüksel, Anadolu Üniv. Đletişim Bilimleri Fakültesi 6. Bölüm: Etkili Đletişimde Çatışma Yönetimi Prof. Dr. Sezen Ünlü, Anadolu Üniv. Đletişim Bilimleri Fakültesi 7. Bölüm: Etkili Đletişimde Bilişsel, Duyuşsal ve Davranışsal Süreçler Doç. Dr. Yavuz Tuna, Anadolu Üniv. Đletişim Bilimleri Fakültesi 8. Bölüm: Eğitim Ortamlarında Etkili Đletişim ve Boyutları Prof. Dr. Erhan Eroğlu, Anadolu Üniv. Đletişim Bilimleri Fakültesi 9. Bölüm: Eğitim Kurumlarında Örgütsel Đletişim Prof. Dr. Erhan Eroğlu, Anadolu Üniv. Đletişim Bilimleri Fakültesi 10. Bölüm: Đletişim Kampanyaları ve Uygulamaları Doç. Dr. R. Ayhan Yılmaz, Anadolu Üniv. Đletişim Bilimleri Fakültesi 11. Bölüm: Kurumsal Đletişimde Söylenti ve Dedikodu Prof. Dr. Başak Solmaz, Selçuk Üniversitesi Đletişim Fakültesi v vi İÇİNDEKİLER Önsöz.............................................................................................................. iii Bölümler ve Yazarları ....................................................................................... v İçindekiler....................................................................................................... vii 1. BÖLÜM İLETİŞİMİN TANIMI VE TEMEL BİLEŞENLERİ (Prof. Dr. A. Halûk YÜKSEL) (ss: 1-43) Giriş ................................................................................................................. 2 İletişim Kavram, Tanım ve Öğeleri .................................................................... 4 Sistem Yaklaşımı Açısından İletişim Süreci ...................................................... 30 Özet ............................................................................................................... 41 Değerlendirme Soruları................................................................................... 41 2. BÖLÜM İLETİŞİM MODELLERİ (Prof. Dr. Uğur DEMİRAY) (ss: 45-73) Giriş ............................................................................................................... 46 Model Nedir?.................................................................................................. 49 Temel İletişim Modelleri Nelerdir?................................................................... 51 İletişim Sürecinde Model Ne İşe Yarar?........................................................... 66 Özet ............................................................................................................... 68 Değerlendirme Soruları................................................................................... 70 3. BÖLÜM ETKİLİ İLETİŞİM (Prof. Dr. Dursun GÖKDAĞ) (ss: 75-108) Giriş ............................................................................................................... 76 Temel Kavramlar............................................................................................ 76 Etkili İletişimin Temelleri ................................................................................. 78 Eğitsel İletişimin Tasarımı................................................................................ 84 Etkili İletişimin Öğeleri .................................................................................... 92 Özet ............................................................................................................. 103 Değerlendirme Soruları................................................................................. 105 vii 4. BÖLÜM ETKİLİ İLETİŞİMİN ENGELLERİ (Prof. Dr. Dursun GÖKDAĞ) (ss: 109-131) Giriş ............................................................................................................. 110 Kaynakla İlgili Engeller ................................................................................. 110 İleti ve Kodlamayla İlgili Engeller .................................................................. 116 Kanala İle İlgili Engeller ................................................................................ 119 Hedefle İlgili Engeller.................................................................................... 120 Geribildirimle İlgili Engeller .......................................................................... 124 Son Söz........................................................................................................ 126 Özet ............................................................................................................. 127 Değerlendirme Soruları................................................................................. 129 5. BÖLÜM KONUŞMA VE DİNLEME (Prof. Dr. A. Halûk YÜKSEL) (ss: 133-188) Giriş ............................................................................................................. 134 Konuşmanın Tanımı ..................................................................................... 136 Konuşmayı Oluşturan Etmenler .................................................................... 139 Konuşmanın Yapısını Oluşturma ve Konuşmayı Etkili Kılma ......................... 148 Konuşma Türleri........................................................................................... 160 Dinleme Becerileri ........................................................................................ 174 Alıştırma-Deneme (Dinlemenizi Nasıl Ölçersiniz?) ......................................... 182 Özet ............................................................................................................. 183 Değerlendirme Soruları................................................................................. 184 6. BÖLÜM ETKİLİ İLETİŞİMDE ÇATIŞMA YÖNETİMİ (Prof. Dr. Sezen ÜNLÜ) (ss: 189-202) Giriş ............................................................................................................. 190 Çatışmanın Tanımı ....................................................................................... 190 Çatışma Süreci ............................................................................................. 191 Çatışma Sürecindeki Davranış Biçimleri........................................................ 191 Çatışma Nedenleri........................................................................................ 193 İletişimde Çatışma ve Stres İlişkisi ................................................................. 195 viii Çatışma ve Stresle Başa Çıkma Yolları .......................................................... 197 Özet ............................................................................................................. 199 Değerlendirme Soruları................................................................................. 201 7. BÖLÜM ETKİLİ İLETİŞİMDE BİLİŞSEL, DUYUŞSAL VE DAVRANIŞSAL SÜREÇLER (Doç. Dr. Yavuz TUNA) (ss: 203-222) Giriş ............................................................................................................. 204 Đletişim Davranışlarının Oluşmasında Bilişsel Yaklaşımlar .............................. 204 Đletişimde Duyguların Kullanılması .............................................................. 212 Đletişimde Davranışsal Yaklaşımlar ................................................................ 215 Özet ............................................................................................................. 219 Değerlendirme Soruları ................................................................................ 220 8. BÖLÜM EĞİTİM ORTAMLARINDA ETKİLİ İLETİŞİM VE BOYUTLARI (Prof. Dr. Erhan EROĞLU) (ss: 223-242) Giriş ........................................................................................................... 224 Eğitim Kurumlarında Đletişim ......................................................................... 225 Öğretmen-Öğrenci Đletişimi ........................................................................... 227 Öğretmen-Veli Đletişimi ................................................................................. 234 Öğretmen-Yönetici iletişimi ........................................................................... 238 Özet ............................................................................................................. 239 Değerlendirme Soruları................................................................................. 240 9. BÖLÜM EĞİTİM KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL İLETİŞİM (Prof. Dr. Erhan EROĞLU) (ss: 243-264) Giriş ........................................................................................................... 244 Örgütsel Đletişim Kavramı .............................................................................. 244 Eğitim Kurumlarında Örgütsel Đletişimin Amacı ............................................. 249 Eğitim Kurumlarında Örgütsel Đletişimin Önemi............................................. 253 Eğitim Kurumlarında Örgütsel Đletişimin Đşlevleri............................................ 253 Eğitim Kurumlarında Örgütsel Đletişim Türleri ................................................ 255 ix Eğitim Kurumlarında Đletişim Sürecinin Đşleyişi .............................................. 255 Eğitim Kurumlarında Đletişim Biçimleri ve Araçları ......................................... 259 Özet ............................................................................................................. 260 Değerlendirme Soruları................................................................................. 261 10. BÖLÜM İLETİŞİM KAMPANYALARI VE UYGULAMALARI (Doç. Dr. R. Ayhan YILMAZ) (ss: 265-283) Giriş ............................................................................................................. 266 Đletişim Kampanyasının Tanımı ..................................................................... 266 Đletişim Kampanyasının Özellikleri ve Amaçları .............................................. 267 Đletişim Kampanyasının Basamakları ............................................................. 268 Đletişim Kampanyası Türleri........................................................................... 269 Đletişim Kampanyaları Uygulama Örnekleri ................................................... 277 Özet ............................................................................................................. 280 Değerlendirme Soruları................................................................................. 281 11. BÖLÜM KURUMSAL İLETİŞİMDE SÖYLENTİ VE DEDİKODU (Prof. Dr. Başak SOLMAZ) (ss: 285-301) Giriş ............................................................................................................. 286 Kurumsal Đletişim .......................................................................................... 286 Dedikodu ..................................................................................................... 289 Dedikodunun Đşlevleri ................................................................................... 290 Dedikodunun Zararları ................................................................................. 291 Söylenti ........................................................................................................ 292 Söylentinin Evreleri ...................................................................................... 293 Söylentinin Çeşitleri ...................................................................................... 294 Söylenti ve Dedikoduyla Mücadele ............................................................... 294 Özet ............................................................................................................. 297 Değerlendirme Soruları................................................................................. 299 x 1. BÖLÜM İLETİŞİMİN TANIMI VE TEMEL BİLEŞENLERİ Prof. Dr. A. Halûk YÜKSEL Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Öğrenciler bu üniteyi çalıştıklarında; & İletişim, iletişim süreci ve öğelerinin işlevlerini tanımlayabilecek, & İletişim süreci öğelerinin özelliklerini tanımlayabilecek, & Sistem yaklaşımını tanımlayabilecek, & İletişimde iletişim süreci öğelerinin yerlerini tanımlayabilecek, & İletişim sürecinin öğeleri arasındaki işlevsel bağıntıları belirtebilecek, & Sistem yaklaşımı açısından iletişim sürecini tartışabilecek, & İletişimde iletişim süreci öğelerinin yer ve işlevlerine örnek verebileceklerdir. İçindekiler Giriş İletişim Kavram, Tanım ve Öğeleri Sistem Yaklaşımı Açısından İletişim Süreci Özet Değerlendirme Soruları Etkili İletişim GİRİŞ İnsanların toplumsal bir varlık oldukları dönemlerden başlayarak birlikteliklerini sağlayan en önemli olgu olarak karşımıza iletişim çıkmaktadır. Bu yapısıyla iletişim kendiliğinde bir olgu olarak nitelendirilebilir. Hele günümüzde bu “kendiliğinden” olgu yaşantımızda o denli yer etmiştir ki, iletişimsiz bir an yaşanmıyor denilebilir. Ancak, çok geniş bir alanı kapsamakla beraber iletişim; tanımlanabilen, ne olduğu, öğeleri, öğeler arası ilişkileri ve etkileri gösterilebilen bir niteliğe sahiptir. İletişimin bu yapısı aslında onun bilimsel bir disiplin olduğunu da ortaya koymaktadır. Bu noktada iletişimbiliminin yapısını biraz daha ayrıntılamak gerekmektedir İletişim olgusunun yaygınlığı çoğu kez iletişime fazla önem vermemeye ya da bir anlamda ilgisizliğe yol açar. Her gün içinde bulunulan iletişim süreci kişiler tarafından o denli doğal karşılanır ki, kimsenin aklına bilimsel bir yaklaşımla bu süreci çözümlemek gelmez. Bir başka deyişle, iletişimin kendiliğinden ve sürekli yapısı onu ayrılmaz ancak aynı zamanda sorgulanmaz bir olgu durumuna getirmiştir. Oysa, “iletişimin öğeleri nelerdir?”, “Bu öğeler ne tür bir ilişki içindedirler?”, “Değişik durumlar karşısında iletişi stratejisi nasıl saptanır ve değiştirilir?”, “Kişilerarası roller ya da örgüt yapıları iletişimle ilgili davranışlarımızı nasıl etkiler?”, “Kaynağın iletiyi göndermekte ölçüt alacağı noktalar neler olabilir?”, “İletişim sürecinde, iletiyi alan hedefin olası tepkisi ne olur?”, “İletişim sürecinin çift-yönlü karakterinin belirlenmesini sağlayan yansımanın -geri beslemenin- (feed-back) önem boyutu nedir?” biçimindeki sorular iletişim olgusunu çözme yolundaki çıkış noktalarıdır. Aynı sorular iletişimin bilim olma yapısını da ortaya koyucu bir nitelik taşır. Bu noktada bilimin ne olduğunu, konuya açıklık getirebilmek amacıyla tanımlamak gerekir. Toplumbilim Terimleri Sözlüğü’nde bilim; “olayların ve nesnelerin oluşum, yapı ve gelişimindeki yasallıkları açıklamaya çalışan, olguları, mantıksal düşünceyi temel alan, tarihsel nitelikte bilgi düzeni” olarak tanımlanmaktadır. Felsefe Terimleri Sözlüğü’nde ise bilim; “Genel geçerlik ve zorunlu kesinlik nitelikleri gösteren yöntemli ve dizgesel bilgi; belirli bir nesne alanı ile ilgili olan soru, yargı ve bunlarla ilgili araştırmaların nesnel bağlamı” biçiminde yer almaktadır. Bu tanımlarla, iletişim olgusunun yapısı karşılaştırıldığında, tam bir çakışma olduğu görülebilir. İletişimbiliminin de toplumlar ve bireyler düzleminde genel geçerliliği vardır. İnsanla ilgili her bilimsel disiplinde olduğu gibi iletişim bilimi çerçevesinde, iletişimin kesin sonuçları, kime ne tür, ne derece etki ettiği kestirilemez. Ancak, işleyişi bir takım “zorunlu kesinlik nitelikleri” gösterir. Ayrıca, iletişi- 2 İletişimin Tanımı ve Temel Bileşenleri min her duruma göre belli bir yönteminin bulunduğunu da belirtmiştik. Bu noktalar bile iletişiminbilim olduğu konusundaki yeter kanıtlardır. Özellikle yirminci yüzyılın ikinci yarısından başlayarak, hızı gittikçe artan toplumsal gelişme; bir yandan yeni bilim dallarının ortaya çıkmasını sağlarken; diğer yandan da eski, geleneksel bilim dallarından koparak bağımsızlaşan bilim dallarına ve önceleri herhangi bir bilim alanı içinde ele alınmayan bir takım konuların bir ad altında kümeleşerek bilim dalı oluşturmalarına yol açmıştır. “İletişim Bilimleri” adı da aslında ve özellikle dilimizde ve literatürde oldukça yeni olmasına karşın; çatısı altında topladığı bilim dalları, uzmanlık alanları ve bağımsız konular açısından yaşadığımız çağın çok gerilerine kadar uzanmaktadır. Bunun temel nedeni de, iletişim sözcüğünün geniş kapsamlı oluşu ve geçmişinin insanının yeryüzünde toplumsal bir varlık olarak yaşamaya başladığı zaman kadar gitmesidir. Uygulamada, bilimlerin gelişmesinde belirgin olarak görülen bir boyut da; bazı kavramların insanlık tarihi kadar eski ve yaşanmış kavramlar olmasına karşın, bunların bilim konusu yapılmasının son çağa kadar gecikmesidir. Örneğin “yönetim” bunlardan birisidir. Yöntemin olgusu, insanlıkla birlikte başlamıştır denilebilir. Ancak bunun bir bilim dalı haline getirilişi, yirminci yüzyılın ortalarına doğru gerçekleşmiştir. İletişim de benzer bir gelişme göstermiş, gerek tek başına, gerek ilgili alanlarla birlikte toplu bilim dalı olarak ortaya çıkması yaşadığımız çağa rastlamıştır. Benzer diğer kavramlarda da görüldüğü gibi, iletişim kavramı da fiziksel ve toplumsal olmak üzere başlıca iki yönlü bir gelişme göstermiştir. Fiziksel anlamda; mühendislik, sibernetik, tıp ve matematik bilimlerine bağlanan iletişim; toplumsal anlamda bu alanın bilim dallarıyla sıkı bir bağıntı içinde bulunmuştur. Aslında bağımsız bilim dalı olarak gelişme ortamını, toplumsal anlamda yaratmıştır. Günümüzde, iletişim bilimi, çok genel anlamda birey, küme (grup), yığın (kitle) adı verilen toplumsal düzlemler arasındaki etkileşimi tek başına konu edinirken; söz konusu düzlemlerin öteki bilim dalları olan davranış bilimleri (sosyoloji, psikoloji, sosyal psikoloji, kültürel antropoloji), eğitim bilimi, dilbilim, simgebilimi, bilgi kuramı, yazınbilim gibi dalların içinde birleştikleri toplu bir bilim alanı olmuştur. Bu nedenle, İLETİŞİMBİLİMİ VE İLETİŞİM BİLİMLERİ, (tıpkı “yönetim bilimi” ve “yönetim bilimleri” gibi) iletişim kavramının gerek tek başına, gerek diğer bilimlerle oluşturduğu bir bilim çatısı olma özelliği göstermiştir. Toplumsal bir varlık ve toplum içinde yaşayan bir birey olarak bir an iyi bir iletişim yeteneğine sahip olmadığımızı düşünelim. Bu durumda çevreyle etkileşim kurabilmemiz son derece güç bir hal alacaktır. Aldığımız iletiye belli 3 Etkili İletişim bir tepki (response) vermekle, aslında her şeyden önce kendi davranışlarımızı oluşturuyoruz demektir. Bunun da ötesinde, çevremizdekilerle alıp verdiğimiz iletiler aracılığıyla, çeşitli özdeşleştirmeler yaparak, belli bir süreç içinde kendi kişiliklerimizi de tanımlarız. Buna bağlı olarak kişiliğimiz, bir bakıma iletişim çabalarımızın bir sonucu ve ürünüdür yargısına varmak mümkündür. Ayrıca iletişim, çevremizi değiştirmekte kullandığımız bir araç niteliğini de taşımaktadır. İletişim biliminin önemi de burada ortaya çıkmaktadır. İletişim ve iletişim işleyişi ve yapısı konusundaki bilgilerimiz arttığı ölçüde bir takım parçaların birbirine nasıl bağlandığını ve birbirleriyle olan ilişki örüntülerinin daha iyi kavrayarak çevreyi daha yoğun ve güçlü bir biçimde etkileyebilmek mümkündür. Kısacası, iletişim bilimi konusunda bireylerin bilgisinin arttığı ölçüde, bireyler kendilerini ve çevrelerini daha kolay bir şekilde değiştirmeye hazırlarlar. Daha da önemlisi, toplumlar için yaşamsal öneme sahip olduğu açık olan iletişim biliminin topluma öğretilmesi ve bağlı olarak hayata geçirilmesi, etkin düzeye iletişim bozukluklarından kaçmayı ve toplumsal hayatın daha düzenli işlemesini sağlayabilir. İletişim biliminin toplumda yaygın olarak ele alınması ve incelenmesi bir bakıma insanların kendi beynini öğrenme çabasına benzetilebilir. Normal olarak insanlar kendi beyinlerinin varlığı, yapısı ve işleyişi konusunda hiçbir kuşkuya düşmezler. Çünkü, insan beyni vardır ve işlemektedir. Ancak, insanoğlu önüne geçilmez öğrenme güdüsüyle bu bilinmezi çözmeye girişmiştir. Zaman zaman insan beyninin gösterdiği bir takım özellikleri öğrenmek (parapsikolojik bir takım olaylar kastedilmektedir) için beynin yapısının incelendiği bilinmektedir. Aynı durum bir bakıma iletişim için de söz konusudur. İnsanlar çok doğal olarak ve kendiliğinden iletişimde bulunurlar. Çünkü, iletişim insanlığın temel ve asgari bir gereğidir. Ancak, nasıl daha iyi bir iletişim kurulacağı, kurulan bu iletişimin nasıl işlediğini ve iletişimin nasıl daha etkili olabileceğini vb. araştırmak ise İLETİŞİMBİLİMİ’nin görevidir. Bu bağlamda iletişimbilimini topluma mal etmek önemli ve gereklidir. İLETİŞİM KAVRAM, TANIM VE ÖĞELERİ İletişim Kavramı Üzerine Tartışmalar Toplum içinde yaşayan insanın kendisini ve çevresini daha iyi tanımasına ve başkaları ile uyumlu ilişkiler gerçekleştirmek için etkileşme, yaşayan ve artık yaşamayan kişilerin miras olarak bıraktıkları bilgilerinden yararlanmasına yardım eden özel bir becerisi vardır. Bu beceri, insanın iletişim gücü olarak nitelendirilmektedir. 4 İletişimin Tanımı ve Temel Bileşenleri İnsanın toplumsal bir varlık olma özelliği, yaşam boyunca çevresiyle etkileşimde bulunurken öğrendiklerini, çevresindeki diğer insanlara ve kendisinden sonra gelen kuşaklara aktarabilmesinden kaynağını almaktadır. Toplumsal anlamda, kuşaktan kuşağa aktarılan bu bilgiler kültürün bir yönünü oluşturur. Aslında, insan canlılar içinde kültürü olan tek varlıktır. Gruplar halinde yaşasalar bile, hayvanlar için belli bir kültür olgusundan söz etmek güçtür. Çünkü hayvanlar, kendi aralarında en ilkel anlamıyla iletişimde bulunsalar bile, yaşamları boyunca öğrendiklerini, kendilerinden sonra gelecek kuşaklara aktarabilecek ve bağlı olarak da onların davranışlarını etkileyebilecek iletişim yeteneğine sahip değillerdir. İşte bu bağlamda iletişimi bir anlatma ve anlaşma bilimi olarak görmek mümkündür. Temelde insanlar, varoluşlarının başlangıcından bu yana çevrelerini etkilemeye çalışmışlardır. Ancak, doğal olarak, insanlar çevreyi etkilemeleri sürecinde kendileri de etkilenmişlerdir. Bu süreç sırasında çevreyle insan ve insan ile insan (veya insanlar) arasında belli bir duyarlılık geliştirmenin gereği ve önemi de açıktır. Çünkü etkilemenin etkenliği ve hedefine ulaşması, bu konuda kimin kim veya ne ile ve nasıl iletişimde bulunduğunun açık ve kesin bir biçimde bilinmesini; karşılıklı güven, anlayış ve iyi niyetin sağlanmasını da gerektirir. Bu bağlamda, önce ilkel kim veya kimler arasında bir iletişimin olduğunu bilmek gerekir. Kişileri belirtmekle aslında etkilemede önemli bir adım atılmış demektir. İletişimde bulunanlar arasında karşılıklı güven ve anlayış sağlanmamışsa, sorunlar çoğalacak ve iletişimdeki istenen etkinlik sağlanamayabilir. Çünkü iletişim sürecinin sağlıklı gerçekleşmesinin temel gereği olarak, kaynağın güvenirliği kadar alıcının da iletişimde bulunma isteğinin varlığı ortaya çıkmaktadır. Kuşkusuz, iletişim bu şartların sağlandığı durumlar dışında da gerçekleşebilir. Ancak, bu durumda ya iletişim süreç olma niteliğini kaybeder ya da başlangıçta amaçlanan etkililik yeterli düzeyde ve istendik yönde gerçekleşmez. Aynı toplumsal yapı içinde bulunan insanlar bile değişik yapılara sahiptirler. Belli bir sınıflama çalışması ile herkesi aynı anlayışta, aynı duyarlıkta varsaymak mümkün değildir. İşte bu farklılıkların varlığı istenen düzey ve etkililikteki iletişimin ne kadar güç olduğunu ortaya koymaktadır. Bu güçlüğün yenilmesinde şu öğelere dikkat etmek gerekir: • Çevresel etmenler, • Bireyler arası ilişkiler, • Özel iletişim biçimleri, • Kullanılan ortam, kanal ya da oluklar (channels). Sözü edilen çevresel etmenler, çok özet bir biçimde ifade edilirse, belli bir iletişim sürecinin içinde gerçekleştiği şartlar ya da durumlardır. Kaynak ya da 5 Etkili İletişim alıcının içinde bulunduğu çevresel etmenler iletişim sürecini olumlu ya da olumsuz bir biçim veya yönde etkileyebilir. Örneğin; kaynağın çok gürültülü bir ortamda kodladığı iletiler, alıcı tarafından tam olarak algılanamaz. Böylelikle, kaynağın iletişimi gerçekleştirmesinde temel hedefi olan gönderdiği iletinin kodaçımının mümkün olduğunca tam’a yakın olması durumu gerçekleşemeyecektir. Benzer şekilde, kaynak ve alıcı arasındaki bireysel ilişkilerin yapısı ve düzeyi de iletişimin etkililiği üzerine etki eden bir başka faktördür. Kaynak konusunda belli olumsuz düşüncelere sahip olan alıcı, kaynağın gönderdiği iletilerin kodaçımını istendik bir biçimde yapmayabilir hatta kaynakla iletişim kurmayabilir. Bireylerarası iletişimde, bazı durumlarda özel bir takım iletişim biçim ve yolları kullanılarak iletişim gerçekleştirilebilir. Belli bir durumda, kaynak ve alıcı kodaçımını sadece ikisinin gerçekleştirebildikleri bir iletişim türünü kullanabilirler. Bunun dışında, görme, işitme ve konuşma engelleri söz konusu olduğunda, bir arada bulunmak ve etkileşimde bulunmak için bir gerek-şart olan iletişimin gerçekleştirilebilmesinde özel yöntemler geliştirilmiştir. Böylelikle insan olmanın getirdiği en doğal hak ve gerek olan “iletişimde bulunma hakkı” bu tür engellere sahip kişiler için de kullanılabilir bir yapıya kavuşmaktadır. Son olarak, en az diğer öğeler kadar önemli bir öğe olan iletişim sürecinin işlemesinde kullanılan ortamlar (media) ve kanallar karşımıza çıkmaktadır. Az önceki örneğe dönülecek olursa; belki de gürültüden etkilenme olasılığı olmayan görsel nitelikli oluklar olabilirdi. Bu anlamda, “uygun durumda uygun oluk” seçimi iletişim sürecinin işlerlik kazanmasında büyük öneme sahip olmaktadır. İletişim kavramı üzerine ele alınanlardan da anlaşılabileceği gibi, bir iletişim olayının gerçekleşebilmesi süreci içerisinde, bu sürecin hayata geçebilmesinin ilk koşulu olarak ortada belli bir iletinin bulunması gerekmektedir. İnsanların anlayabileceği şekilde dile getirilen ya da belirtilen bir olay, düşünce veya kanaatler ise bu iletileri oluşturur. İşte anılan bu yapısıyla iletiler bir bakıma, toplumları “yaratan” iletişimin de temel kaynağını oluşturmaktadırlar. İnsanlararası, tek tek insanlarla toplumsal kurumlar arası ve nihayet bu kurumları birbirleriyle olan her türlü ilişki ve etkileşimlerinde iletişim birincil öneme sahip bir öğe olarak karşımıza çıkmaktadır. Kısacası, bu bağlamda iletişim, bireylerarası ilişkinin her türünü, örgütleri ve giderek toplumları belirleyen, yaratan ve birarada tutan “çimento” olarak nitelendirilebilir. Grup halinde düşünüp-davranmamızı, toplumsal ilişkilerde rol yapmamızı ve hareket etmemizi de hep iletişime borçlu olduğumuzu söylemek mümkündür. Toplumsal yapı içerisinde insanlar, kaynak ve alıcının düşüncesinde nadiren birbirinden bağımsız düşünülen, bilgi verme, ikna etme ve eğlendirme amacıyla iletişimde bulunurlar. Gerçekten de, insanlararası etkileşime davranışsal yaklaşım, insanların iletişimde bulunmaları durumunda bunu bir bütün olarak gerçekleştirdiklerini önermektedir. İletişimsel olgular insanın bütün 6 İletişimin Tanımı ve Temel Bileşenleri yapısına yöneliktir. Ancak, iletişimin gerçekleştirmek istediği sonul hedef, zaman zaman iletişimin gerçekleşme amacını farklılaştırmaktadır. Temelde, “eğlendiren” bir iletinin bilgi vermediği ya da bilgi veren iletinin, ikna edici olmadığı da ileri sürülemez. Buna karşın, bu amaçların birinin diğerlerinin önüne geçebilmesi de söz konusudur. Süreç içerisinde bir kavram olarak iletişim, sadece bir bireyin, bir başka bireye yaptığı herhangi bir etki olması olgusunun ötesinde, bir paylaşma eylemi, bir kişilerarası ilişki olarak düşünülmeye başlanmıştır. Artık, alıcı pasif bir hedef olarak düşünülmemektedir. Şimdi alıcı (receiver), aktif bir katılıcı, iletişim süreci ise, yanlı bir hareket değil, iki yanlı bir karşılıklı-eylemleşmek (interaction) olarak düşünülmektedir. Aslında, iletişim yaşamımızda, o denli yaygın bir olgudur ki, çoğu kez iletişim kavramının farkına varamayız. Bunun yanısıra, her birey iletişime doğuştan yetenekli olduğunu varsayar, karşıtını düşünmez. Çünkü, herkes, toplumsal yaşamın her anında iletişimde bulunur. Gerçekten de, eğer bir an iyi bir iletişim yeteneğine sahip olmadığımızı düşünürsek, çevremizle ilişki kurabilmemizin o denli güçleştiğini görebiliriz. Toplumsal yaşamda insanlar çevrelerinden aldıkları iletilere göre davranışlarını oluştururlar. Bunun da ötesinde, çevreyle alınıp verilen iletiler aracılığıyla özleştirmeler yapılarak, bir süreç içinde bireyler kişiliklerini tanımlarlar. Bu bağlamda, toplumsal yapı içindeki bireylerin kişilikleri, çevreleriyle olan iletişim çabalarının bir sonucu olarak nitelendirilebilir. Ayrıca, iletişim olgusu yoluyla bireyler sadece çevreden etki almakla kalmazlar. Etkileşim olayının doğal bir sonucu olarak çevrelerini de değiştirirler. Kısacası, iletişim çevremizi değiştirmekde kullandığımız bir araç olarak da karşımıza çıkmaktadır. İletişimsel bir yaklaşımla toplum, bazı tür bilgilerin paylaşıldığı bir ilişkiler toplamı olarak tanımlanabilir. Bu noktada şu vurgulanmalıdır: İnsansal iletişim (human communication), insanların gerçekleştirdikleri bir şeydir ve daha önce de değinildiği gibi kendine ait bir hayatı yoktur. Buna bağlı olarak iletilere insanların yüklediğinden başka bir anlam sözkonusu değildir. İletişim konusunda çalışıldığında aslında; birbirleriyle veya gruplarıyla, kurumlarıyla, toplumlarıyla ilgi kuran, birbirini etkileyen ve etkilenen, eğiten ve eğitilen, eğlendiren ve eğlendirilen insanlar üzerinde çalışıyoruz demektir. Kısacası toplum, ağırlıkla iletişim olgusu tarafından düzenlenen anılan türdeki ilişkiler ağı olarak nitelendirilebilir. Buraya kadar ele aldığımız boyutları ile iletişim kavramı, şimdiye kadar yapılan çok sayıdaki iletişim tanımının ortak noktalarını da bünyesinde taşıyabilecek ve çoğunlukta kabul edilebilecek doğru ve tam bir tanımlamaya gereksinme göstermektedir. 7 Etkili İletişim İletişim Olgusunun Tanımı Günümüzde özellikle son yıllar içinde, insan iletişimi konusunda yapılan bilimsel araştırmalar artık şaşırtıcı boyutlara ulaşmıştır. Aslında, araştırma çalışmalarında görülen ve artık “patlama” olarak nitelendirilebilecek gelişme, iletişim kavramının gittikçe genişleyen kullanım alanı ve anlamından kaynağını almaktadır. Buna bağlı olarak çok sayıdaki bilimsel disiplin kendi alanı doğrultusunda olsa da iletişim konusunda çalışmaktadır. Örneğin; fiziksel bilimler, iletişim konusundaki çalışmalara; sibernetik, bilgi kuramı (enformasyon kuramı) ve genel sistemler kuramının teknik alt-başlıkları bağlamında katılmaktadır. Sosyal bilimler alanında ise, kültür olgusunu iletişim olarak nitelendiren antropologların konuya bakış açıları ilk sırayı almaktadır. Sosyal psikologlar ise iletişimi bireyler arası ilişkiler ve grup-içi etkinlikler olarak ele alırlar. Toplumsal bilimler yelpazesinin en ucunda, dilbilimciler, “dil” yapısı üzerine olan çalışmalarını iletişim biliminin bir parçası olarak görmektedirler. Bunun yanısıra, psikoloji, sosyoloji, politika bilimi, gazetecilik ve diğer birçok bilimsel disiplinler, iletişim bilimi ile yakın ilişkiler içindedirler. Buraya kadar ele alınan yapısıyla iletişim, herkesin farkında olduğu ancak tam olarak tanımlayamadığı bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır. İletişim; bir başkası ile konuşmaktır, günlük hayatımızda yer etmiş olan televizyondur, bilgiyi yaymadır, giyiniş ya da saç biçimidir vb. başka bir deyişle bu liste sonsuza kadar uzatılabilir. Kısacası iletişim insan hayatının her alanıdır. Bu anlamda iletişime iki değişik bakış açısı sözkonusudur. İlk bakış açısı ile yapılan yaklaşım, kaynak ile alıcının iletiyi nasıl kodladığı ve kodaçımının nasıl yapıldığı ile ilgilenir. Ayrıca bu yaklaşımda, etkililik ve doğruluk da iletişimde büyük önem taşır. İletişim olgusuna bu bakış açısı ile bakıldığında, iletişim bir insanın diğerinin davranışına veya düşüncelerine etki etmekte kullandığı bir süreç olarak görülür. Eğer, etki istenenden değişik ya da daha azsa, ortada iletişimsel bir hatanın olduğu öne sürülür ve hatanın nerede oluştuğunu saptayabilmek için iletişim sürecinin işleme aşamaları incelenir. İkinci yaklaşım, iletişimi anlamların oluşturulması ve değişimi olarak görür. Bu yaklaşım, iletilerin veya metinlerin anlam oluşturmak için insanlarla nasıl etkileşimde bulunduğuna bakar. Bu da, metinlerin insanların kültüründeki rolü dile getirmektedir. Yanlış anlamaların iletişim hatalarının delili olmadığını; bunların kaynak ve alıcının kültürel farklılıklarından doğduğu öne sürülmektedir. Bu yaklaşıma göre, iletişim konusundaki çalışmalar bir anlamda kültür ve metinler üzerinde çalışmak anlamını taşır. Çalışmanın ana metodu ise semiotik (simgeler ve anlamlar bilimi) olarak ortaya çıkmaktadır. 8