TBMM B: 9 2 1 . 1 0 . 2009 O: 1 ondan çekilinmesi mümkün değildir. Yani bir anlaşma iki ülke arasında sınır tesis etmişse bu anlaşmanın geçersiz addedilmesi mümkün değil. Rejimler değişebilir, ama o sınır tabi kalır. Pozitif örneği bizim başka bir sınırımızdan vereyim. Hep övünürüz; Türkiye'nin İran'la sınırı üç yüz elli yıllık, 1639'dan beri değişmedi. Safaviler ile Osmanlılar arasında bir anlaşma o. Safaviler gitti, Kaçarlar geldi. Kaçarlar gitti, Pehleviler geldi. Onlar devrildi, İran İslam Cumhuriyeti kuruldu; ama o anlaşma orada. Osmanlı Devleti yıkıldı, cumhuriyetimiz kuruldu; o anlaşma orada. Sınır tesis eden anlaşmalar devletlerin nitelikleri değişti diye ortadan kalkmazlar. CANAN ARITMAN (İzmir) - Ermenistan bunu kabul etmiyor Sayın Bakan. "Ben bunu kabul etmiyorum." diyor yıllardan beri. DIŞİŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU (Devamla) - Müsaade ederseniz bitireyim, cevap bulacaksınız. CANAN ARITMAN (İzmir) - Herkes sizinle aynı görüşte değil. DIŞİŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU (Devamla) - Müsaade edin, bitireyim. Bu, uluslararası hukuk metinleridir ve herhangi bir ülkenin kabul edip etmemesiyle ilgili değil. Ermenistan ki, Viyana Anlaşmalar Hukuku Sözleşmesi'ne taraftır. Yani bunu burada bir kere daha teyit edeyim. Yine şöyle bir soru gelebilir: Ardıl devlet olması bakımından Ermenistan'ın durumu özel mi? 23 Ağustos 1978 tarihinde Viyana'da imzalanan Devletlerin Anlaşmalara Ardıl Olması Sözleşmesi'nin 34'üncü maddesi ve 11'inci maddesi şunu öngörüyor: Bir anlaşmayla çizilen sınırların ve sınır anlaşmalarından doğan hak ve yükümlülüklerin devletlerin ardıl olmalarıyla değiştirilemeyeceği kayıt altına alınıyor. Şimdi, Sovyetler Birliği dağıldığında üç grup ülke çıktı. Bir, Sovyetler Birliği'nin devamı olduğunu, ardılı değil devamı olduğunu söyleyen ve bu sebeple Sovyetler Birliğinin uluslararası forumlardaki temsilciliğini üstlenen, mesela Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyindeki temsilciliğini üstlenen Rusya; özel bir durum. Bir, Baltık devletleri gibi Sovyetler Birliği'ne iltihakı hep meşkuk (şüpheli) görülen ülkeler; onlar ardıl gibi kabul edilmedi. Ama diğer bütün ülkeler Sovyetler Birliği'nin ardılı kabul edildi ve Sovyetler Birliği'nin imzaladığı bütün imzalarla yükümlü addedildiler. Bunu daha da teyit etmek için 21 Aralık 1991 'de Ermenistan'ın da dâhil olduğu diğer ülkeler Almatı'da bir araya geldiler Kazakistan'da ve şu deklarasyonda bulundular, dediler ki: "Biz bundan sonra bağımsızız, ama Sovyetler Birliği'nin yaptığı her anlaşma bizi bağlar." Eğer bu olmamış olsa Baltık Denizi'nden Vladivostok'a kadar olan her yerde bir kaos doğardı. Herkes bütün o anlaşmaları açardı. Sadece bizimle değil ki bu, Çin'le de var, Moğolistan'la da var, bir sürü anlaşma... Böyle bir şey söz konusu değil. Kimse bu konuda herhangi bir tereddüt içinde olmamalıdır. Kars ve Moskova Anlaşmaları ve bu anlaşmanın getirdiği Nahcivan'ın garantörlüğü de dâhil olmak üzere, bu protokollerde Türkiye'nin sınırları mutlak bir şekilde tahkim edilmiştir uluslararası hukuk bağlamında ve bu çerçevede şu anki protokoller Lozan Anlaşması'nı tahkim eden protokollerdir. Bu yolla protokoller, Türkiye ile Ermenistan arasında ilişki kurulduğunda bu ilişkinin hangi esaslara göre yürütüleceğini belirleyen birçok hüküm içeriyor. Ayrıca, ilişki kurulduğu takdirde iş birliği alanlarını da tadat ediyor. Ermenistan üzerine düşen yükümlülükleri, kendisinden beklenenleri yerine getirdiği takdirde, iki komşu devlet arasındaki ilişkiler başka birçok ülkeye ve coğrafyaya örnek olacak şekilde, sağlıklı bir şekilde normalleşme sürecinin önünü açıyor. Bu, iki ülke arasındaki, komşu olarak yaşayan iki ulus devlet arasındaki düzenlemeyle ilgili hususlar. -190-