HABER BÜLTENĐ 22 Mart 2006 Haber Özetleri Irak • Irak Türkmen Cephesi (ITC) tarafından dün yayınlanan bildiride, ITC’nin Irak’ın yeni hükümetinin kurulması konusundaki müzakerelere katılmak istediği; ayrıca kurulacak olan Ulusal Güvenlik Meclisi’nde Türkmen temsilcilerinin de olmasını gerektiği açıklandı. (NĐN HABER AJANSI) • Kürt Đttifakı Üyesi Mahmut Osman’ın yaptığı açıklamaya göre, Irak’ta hükümet kurulmasına yönelik müzakerelerin Cuma günü yeniden başlayacağı bildirildi. (NĐNA HABER AJANSI) • • Irak Đçişleri Bakanı Solak El-Cebir yaptığı açıklamada Irak’ta ‘Federal Polis’ biriminin kurulacağını; bu polis güçlerinin yerel polislere yardımcı olacağını söyledi. (www.iraqidewan.net) Telafer’de bulunan ABD üssüne havan topu saldırısı düzenlendiği bildirildi. (EL- ZAMAN GAZETESĐ) • Müslüman Bilginler Heyeti, Birleşik Irak Đttifakı Başkanı Abdülaziz El-Hekim’in dün yaptığı “Irak’ın ortasında ve güney bölgelerinde federal bir devlet kurulması gerektiği” yönündeki açıklamaya karşılık bir bildiri yayınladı. Bildiride El-Hekim’in yaptığı açıklamaların kabul edilemeyeceği ve Irak’ın bölünmeyeceği vurgulandı. Bildiride ayrıca ‘güney bölgelerde petrol varsa Irak’ın Kuzey ve Sünni bölgelerinde su vardır,’ denildi. (www.iraqidewan.net) • Nina Haber Ajansı’nda yayınlanan haberde Birleşik Irak Đttifakı üyesi Abbas ElBeyati’nin dün yaptığı açıklamalar Nina Haber Ajansı’nda yayınlanan haberde yer aldı. Beyati açıklamasında, Irak hükümetinin müzakerelerinde bir ilerleme olduğunu, Irak meclisinin oturumunun gelecek ay başında yapılacağını söyledi. (EL-SABAH GAZETESĐ) • Irak Başbakanı Đbrahim El-Caferi dün Bağdat’ta ABD Senato Meclisi Silahlı Kuvvetler Komisyonu başkanıyla bir araya geldi. Caferi toplantı sonrasında yaptığı açıklamada, Irak Hükümeti’nin gelecek ay içerisinde kurulacağını bildirdi. (EL-ŞARK EL-AVSAT GAZETESĐ) (www.iraqidewan.net) • Birleşik Irak Đttifakı’nın bir heyeti Adil Abdülmehdi başkanlığında dün Sistani’yi ziyaret etti. Adil Abdülmehdi görüşmeden sonra yaptığı açıklamada Sistani ile Irak’ın siyasi durumu üzerine konuştuklarını söyledi. (EL-ŞARK EL-AVSAT GAZETESĐ) 1 • ABD’nin Bağdat Büyükelçisi Zalmay Halilzad, Irak'taki duruma ilişkin olarak, Irak'ın zor bir dönemden geçtiğini söyledi. Amerikan ABC televizyonuna demeç veren Halilzad, direnişçi grupların iktidar boşluğunu kullanma peşinde olduğunu belirterek, “Irak'ta iç savaş yok, ama Irak zor bir durumdan geçiyor. Seçimlerin üzerinden 3 ay geçmesine rağmen siyasi partiler başbakan seçimi ve hükümet kurma konusunda anlaşmaya varamadı”, dedi. Iraklıların, liderlerinin bir ulusal birlik hükümeti kurmak için mevcut durumu aşmalarını beklediğini kaydeden Halilzad, “Irak kanıyor... Đç savaşa yol açmak isteyen teröristler, ülkede bir ulusal birlik hükümeti olmadığı için var olan boşluktan yararlanmayı fırsat biliyorlar”, diye konuştu. (www.peyamner.com) (www.iraq-ina.com) • ABD Başkanı George W. Bush, Amerikan birliklerinin görev süresinin sona ereceği Ocak 2009 yılına kadar Irak'ta kalabileceğini söyledi. Irak'ın işgalinin üçüncü yıldönümünde açıklamalar yapan Bush, Irak'ın iç savaşın eşiğinde olduğu yorumlarını reddetti ve "parçalanma ihtimalleri vardı, ama bölünmediler. Bu seçeneğe sırtlarını döndüler'', dedi. Irak ordusunu ülkede iç savaş yaşanmamasının bir kanıtı olarak gösteren Bush, ordunun birlik halinde olduğunu ve mezhep farklılıkları çizgisinde bölünmediğini belirtti. ABD Başkanı, Irak ile ilgili stratejilerine yönelik eleştirileri yanıtlarken de, ''teröristler pes etmedi. Dik kafalılar. Öldürmeyi seviyorlar. Đleride daha çetin çatışmalar olacaktır'', dedi. Irak'a savaş açılmasını, başkan olmasından bu yana istediği yolundaki iddialar üzerine öfkelenen Bush, ''savaş istemedim. Savaş istediğimi varsaymak düpedüz yanılgıdır. Hiçbir başkan savaş istemez'', diye konuştu. Bush, kendisine savaş konusunda verilen desteğin azaldığının hatırlatılması üzerine, fikir değiştirenleri, savaş hakkındaki gerçekleri ve bunun ülke açısından önemini anlatarak geri kazanmaya çalıştığını belirtti. ''Amerikalıların, kazanıp kazanamayacakları konusunda endişe etmelerini anlayabiliyorum'' diyen Bush, birçok vatandaşının zafer istediğini; ancak endişe duyduğunu söyledi. ABD Başkanı, Irak'ta zafer elde edileceğinden emin olduğunu belirterek, ''başaracağımız konusunda iyimserim. Aksi taktirde askerleri geri çekerdim'', dedi. Irak'tan asker çekilmesine gelecekte karar verileceğini ifade eden Bush, bu konuda bir takvim vermeyi reddetti. Bush, askerlerin tamamının çekilmesiyle ilgili kararın, gelecekteki başkanlar ve Irak hükümetleri tarafından alınacağını söyledi. ABD ile Đran arasında, Irak konusunun ele alınacağı görüşmelere de değinen Bush, Tahran yönetiminin, Irak'ta Şiilerle Sünniler arasında şiddeti yayma girişimleriyle Irak'ta direnişçilere destek sağlamasının kendileri tarafından kabul edilemeyeceğini belirtti. (AA)(AP)(REUTERS)(BBC) • Savaşın üçüncü yıldönümünde, Đngiltere Başbakanı Tony Blair'den Irak'ın işgalini savunan açıklamalar geldi. Blair, Irak ve Afganistan'daki gelişmelerin sadece bu bölge için değil; Đngiltere, hatta tüm dünyanın güvenliği için önemli olduğunu savundu. Bunun küresel terörle savaş için zorunlu olduğunu öne süren Blair, radikal Đslam'la mücadele için de dünya çapında bir tartışma ortamı önerdi. Başbakan Blair, "bu bir medeniyetler çatışması değil, medeniyetle ilgili bir çatışmadır", şeklinde konuştu. Konuşmasında Irak'taki savaşı meşrulaştırmaya da çalışan Blair, ülkedeki durumu, 'demokrasi ve şiddet arasındaki mücadele' diye tanımladı. Blair 2003'te, yani savaşın ilk yılında sık sık söz ettiği kitle imha silahları konusuna ise hiç girmedi. (BBC) 2 • Đran'ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, ilk kez Irak'taki istikrarsızlığa ilişkin Amerikalılarla görüşmelerde bulunulmasına destek verdi; ama görüşme için henüz herhangi bir tarih belirtmedi. Ancak Hamaney, Washington'u Tahran'a 'kabadayılık yapmamaları' yolunda uyardı. Hamaney, Đran'ın nükleer programı konusunda kendi çıkarlarına ters düşecek herhangi bir BM Güvenlik Konseyi kararını kabul etmeyeceğini de söyledi. Đran'ın kuzeydoğusundaki Meşad kentinde konuşan Ayetullah Ali Hamaney, ABD'yle Irak konusunda görüşmeye hazır olduklarını söyledi ve "eğer bu kurnaz Amerikalıların kabadayılık yapmaya devam edecekleri anlamına geliyorsa, Irak konusunda ABD'ye görüşmeler yasaklanacaktır", dedi. Hamaney ayrıca, Amerikan güçlerinin Irak'ta büyük bir güvensizlik ortamı yarattıklarını, bu nedenle de ülkeden çekilmelerini isteyeceğini belirtti. (BBC) • Amerikan Savunma Bakanı Donald Rumsfeld'in, ABD’nin Ortadoğu’dan sorumlu Merkez Kuvvetler Komutanı General John Abizaid'den bir yıl daha görevini sürdürmesini istediği bildirildi. Savunma Bakanlığı Pentagon'dan adlarının açıklanmasını istemeyen iki yetkili, görev uzatımının henüz resmen açıklanmadığını; ancak Abizaid'in, Rumsfeld'in ricasını kabul ettiğini söyledi. (AA)(REUTERS) Orta Doğu • Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Kofi Annan, eski Lübnan Başbakanı Refik Hariri suikastıyla ilgili olarak Lübnanlı ve yabancı yargıçlardan oluşacak özel bir uluslararası mahkeme kurulmasını istedi. Annan, BM Güvenlik Konseyi'nin talebiyle hazırladığı raporda, muhtemelen Lübnan toprakları dışında oluşacak uluslararası mahkemenin kurulması için resmi müzakereleri başlatmak üzere Güvenlik Konseyi'nden kendisine yetki verecek kararı onaylaması talebinde bulundu. Kofi Annan, Lübnanlı yetkililerin, güvenlik gerekçesiyle böyle bir mahkemenin ülkede faaliyet gösteremeyeceği endişesini taşıdığını, konunun çok dikkatli ve geniş kapsamlı ele alınması gerektiğini belirtti. Özel mahkemenin Lübnanlı ve yabancı yargıçlardan oluşmasını tavsiye eden Annan, uluslararası bir mahkemenin maliyetinin yüksek olacağını; ancak ''Hariri ve diğerlerine yönelik ölümcül saldırıların ardındakilerin kovuşturulmasının, Lübnan'ın istikrara kavuşmasına katkı sağlayacağını, kalıcı bir barışı sağlayacak koşullar için zemin sağlayacağını'' kaydetti. (AA) • Đran Dışişleri Bakanı Manuçehr Mutteki’nin Pakistan Dışişleri Bakanı Hurşid Kasuri'yi telefonla arayarak, Đran'ın nükleer programı konusunu görüştüğü bildirildi. Pakistan Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, görüşmede Kasuri'nin Pakistan'ın Đran'ın nükleer sorununa barışçı bir çözüm bulunması şeklindeki tutumunu teyit ettiği ve konuyla ilgili AB ile Đran arasındaki görüşmelere destek verdiği belirtildi. Đki bakan bu konuda Rusya ve Çin'in sürdürdüğü çabaları da ele alırken, Kasuri, Pakistan'ın güç kullanımına karşı olduğunu ve krize diplomatik çözüm bulunmasını tercih ettiğini söyledi. Nükleer silaha sahip tek Müslüman ülke olan Pakistan'ın Dışişleri Bakanı Kasuri, görüşmelerinde Mutteki'ye, kendilerinin nükleer konuda Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) ile tam iş birliği yaptıklarını söyledi ve Pakistan'ın Đran'ın bir dostu olarak, durumun çözüme kavuşturulmasını ve ilgili 3 bütün tarafların bu amaçla üzerlerine düşeni yapmasını istediğini kaydetti. Kasuri, ''Pakistan da diplomatik olarak elinden gelenin en iyisini yapacaktır ve bu konuda zaten Đran, ABD, Çin ve AB ile görüşmektedir'', dedi. (AA)(AP) • BM Güvenlik Konseyi'nin, Đran'ın nükleer çalışmalarıyla ilgili olarak yapacağı toplantının ertelendiği bildirildi. Diplomatlar, Rusya ile Çin'in onaylamayı reddettiği bildiri taslağı üzerinde değişiklik yapmak için zaman tanındığını, toplantının tarihine karar verilmediğini söylediler. Kaynaklar, Güvenlik Konseyi üyeleri arasındaki resmi olmayan görüşmelerin, gün boyunca devam edeceğini belirttiler. Güvenlik Konseyi'ndeki müzakerelerin zorlu olmasının, Rusya ve Çin'in tutumundan kaynaklandığı, bu iki ülkenin güçlü bir Güvenlik Konseyi kararına karşı çıktıkları belirtiliyor. Bu arada Đran'ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, ABD'nin, nükleer programlarıyla ilgili olarak kendilerine gözdağı veremeyeceğini söyledi. Hamaney, Đran'ın nükleer programının BM Güvenlik Konseyi'ne taşınmasından da korkmadıklarını belirtti. Nükleer teknoloji ve nükleer yakıt dönüştürmenin hakları olduğunu daha önce dile getirdiklerini ifade eden Hamaney, ''bu ulus, ben ve diğer yetkililer, hiçbir şekilde Amerika'nın bu kabadayı diline boyun eğmeyecek. Onlar bizi Güvenlik Konseyi'ne sevk etmekle tehdit ediyorlar, sanki Güvenlik Konseyi dünyanın sonu'', dedi. Irak ile savaştıkları dönemde Güvenlik Konseyi'den Đran'a tehditler geldiğini hatırlatan Hamaney, ülkesinin çıkarlarına yönelik tehditleri kabul etmeyeceklerini ifade etti. (AA)(AP)(REUTERS) • Đsrail Savunma Bakanı Şaul Mofaz, Đran'ın Đslami Cihad Örgütü'ne geçen ay 1,8 milyon dolar aktardığını söyledi. Mofaz yaptığı açıklamada, bu paranın Đsrail'e karşı terör saldırıların planlanması ve girişilmesi amacıyla verildiğini ifade etti. Mofaz, bunun olağanüstü boyutta destek olduğunu belirtti. Şaul Mofaz, Đran'ın, zaman kazanmaya çalışarak, Birleşmiş Milletler'in nükleer programıyla ilgili görüşmelerini durdurmaya çalıştığını da kaydetti. Đsrail Savunma Bakanı Mofaz, bir Amerikalı grupla görüşmesinden önce yaptığı açıklamada, ''Đran'ın nükleer silahlara erişmesi durumunda, artık daha farklı bir dünyada yaşayacağımıza inanıyorum'', diye konuştu. (AA) Kafkasya ve Orta Asya • Gürcistan'da temaslarda bulunan Avrupa Birliği(AB)'nin Güney Kafkasya Temsilcisi Peter Semeby yaptığı açıklamada, AB’nin ayrılıkçı bölgelerle çıkan sorunların barışçı çözüm sürecine elinden gelen katkıyı sağlamaya hazır olduğunu kaydetti. Gürcistan hükümetinin, sorunların barışçı çözümünde gösterdiği çabalara destek verdiklerini ifade eden Semeby, ''ancak sorunların çözümünün Gürcistan hükümetinin işi olduğunu, AB'nin bu sürece sadece katkıda bulunacağını'', söyledi. Ayrılıkçı bölgelerdeki sorunların barışçı çözüm çabalarının yetersiz olduğunu kaydeden Semeby, Gürcü hükümetinin daha aktif, dikkatli ve planlı siyaset izlemesi gerektiğini belirtti. Semeby, sorunların çözümünde taraflar arasında öncelikle karşılıklı güvenin yeniden tesis edilmesinin büyük önem taşıdığını ifade etti. Gürcistan sınır birliklerinin geliştirilmesine önemli destek verdiklerini anlatan Semeby, mahkemelerde ve yargı sistemindeki reform çalışmalarında AB'nin tavsiyelerinin dikkate alınacağını umduğunu da söyledi. (AA) 4 • 19.03.06 tarihinde Özbekistan ile Kazakistan liderleri Devletlerarası Koordinasyon Konseyi kurma kararını imzaladılar. Đki ülke arasında iş birliğini pekiştirmek amacıyla kurulan Konsey’de ülkelerin Başbakanları, Dışişleri, Sanayi, Maliye, Savunma Bakanları yer alacak ve kurumun faaliyetleri Cumhurbaşkanları tarafından denetlenecektir. Bunun dışında, Özbekistan Cumhurbaşkanı Đslam Kerimov’un inisiyatifiyle Şanghay Đşbirliği Örgütü ve Avrasya Ekonomik Topluluğu çerçevesinde ‘Orta Asya’da Nükleer Silahlardan Arınmış Bölge’ projesi konusunda anlaşma imzalandı. (www.inform.kz) • 20.03.06 tarihinde Rusya Federasyonu Cumhurbaşkanı Vladimir Putin ile Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Hu Tsin Tao, enerji, ekonomi ve ticaret alanında birçok anlaşma imzaladılar. Anlaşmalar arasında: Rus ‘Transneft’ ve Çin Milli Petrol ve Gaz Şirketi arasında Doğu Sibirya’dan Pasifik Okyanusu’na giden boru hattından ‘Skovorodino’dan Çin’e Boru Hattı Yapımı Đçin Yatırım Anlaşması’; Rus ‘Gazprom’ ile Çin Milli Petrol ve Gaz Şirketi arasında ‘Gaz Anlaşması’; ‘Rusneft’ şirketinin Rusya’dan demir yolu aracılığıyla bu sene Çin’e 15 milyon ton ham petrol ulaştırma anlaşması; Rusya’da doğal gaz ve petrol yataklarını tespit etme; Çin’de ortak petrol ve petrol mamulleri işletmeleri kurma konusunda anlaşmalar imzalandı. Rusya ve Çin Dışişleri Bakanlıkları arasında “Konsültasyon Planı” da imzalandı. Bu arada Çeçenistan Cumhurbaşkanı Alu Alhanov, Rusya ‘Vneşekonombank’ ve Çin Devlet Kalkınma Bankası arasında Çeçenistan’a yatırım konusunda anlaşmaya vardı.(www.inform.kz) • 20.03.06 tarihinde Kırgızistan Başbakanı Feliks Kulov, teknik tasarımı hazır olan Özbekistan-Kırgızistan-Çin Demir Yolu Hattı’nın finanse edilmesi konusunda Çin tarafıyla görüşmelere bizzat katılacağını açıkladı. (www.regnum.ru) • ABD Dışişleri Bakanlığı ve Đnsan Hakları Đzleme Örgütü (Human Rights Watch) Özbekistan’a BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin kapatılması kararından vazgeçmesi çağrısında bulundular. (www.fergana.ru) Avrupa Birliği • Avrupa Parlamantosu'nda (AP) düzenlenen bir toplantıda, ''Türkiye'de Din ve Siyasetin Birbirinden Ayrılması'' konusu tartışıldı. Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagendijk, Türkiye'de başörtüsü yasağının ''radikalizm artar'' korkusuyla savunulamayacağını belirterek, ''radikalizmin önüne yasakları genişleterek değil, demokrasiyi genişletilerek geçebilirsiniz'', dedi. Halkının büyük çoğunluğu Müslüman olmasının Türkiye'nin AB üyeliğine bir engel oluşturmayacağını belirten Lagendijk, Türkiye'nin AB üyesi olmasıyla Đslam ve diğer dinler üzerinde var olduğunu iddia ettiği devlet baskısının hafifleyeceğini söyledi. AB'nin hiçbir ülkeye dayatma yapamayacağını belirten Lagendijk, ''başörtüsü konusunda AB içinde her ülkede farklı uygulamalar var. Polonya AB'ye girdiğinde kendi değerleriyle girdi ve Polonya'nın değerleri AB değerleri haline geldi. Türkiye'nin de üyeliğiyle AB'de Türk değerleri söz konusu olacak. Önemli olan her ülkede farklı dini inançlara sahip insanların bir arada yaşayabilmeleri. Bu konuda fikir birliği sağlanmalıdır'', dedi. Lagendijk, Türkiye'de ''kamusal alanın mahkeme kararlarıyla sürekli genişletilerek özel alanın iyice daraltıldığını'' iddia ederek, 5 ''Türkiye'de başörtüsü yasağının gerekçesi radikalizm korkusu olmamalı. Çünkü radikalizm az değil, daha fazla demokrasiyle önlenir. Örnek olarak Arap ülkelerine bakın'', şeklinde konuştu. Bir soru üzerine Lagendijk, Avrupa'nın azınlıklar konusunda Türkiye'ye daha fazla demokrasi ve özgürlüklerin genişletilmesi baskısı yaparken, din üzerindeki kısıtlamaları desteklemesini ''çifte standart'' olarak nitelendirdi. (AA) Kıbrıs • KKTC Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Serdar Denktaş, Đslam Konferansı Örgütü (ĐKÖ) Genel Sekreter Yardımcısı Atta Avmannan başkanlığındaki heyetle görüştü. Serdar Denktaş, görüşme sırasında yaptığı açıklamada, ĐKÖ üyesi ülkelerle temasların 2 yılda son derece iyi duruma ulaştığını ve artık daha somut projeleri görüşmeye başlama zamanının geldiğini söyledi. Đslam Kalkınma Bankası'nın yıllar önce Lefke Avrupa Üniversitesi'ne (LAÜ) önemli katkılarda bulunduğunu hatırlatan Denktaş, yeni projelerde bankanın tekrar kapısını çalacaklarını belirtti. Amaçlarının sadece ĐKÖ üyesi ülkelerle değil, diğer ülkelerle de karşılıklı eşit seviyede diyalog oluşturabilme olduğunu kaydeden Denktaş, ''bu diyalogu oluştururken adanın kuzeyinde Rum hakimiyetinin olmadığını, siyaseten tanınmasa bile bir sistemimizin, devlet yapımızın oluştuğunu, ayrı bir devletin varlığını dostlarımıza yerinde göstermek istedik. Bunu gördükçe ve fark ettikçe onlar da atacakları adımlarla Rumları çözüme motive etmenin yollarını aramak durumundadırlar'', dedi. Serdar Denktaş, Rumların, Kıbrıs'ta Kıbrıslı Türklerin varlığını kabul etmediklerini ve yaşamadıklarını varsaydıklarını, Türkiye'yi kendilerine muhatap olarak kabul ettiklerini tüm dünyaya zorla kabullendirmeye çalıştıklarını söyledi. Rumların, Kıbrıs'taki sorunu bir işgal sorunu olarak göstermeye çalıştığını kaydeden Denktaş, sorunun Kıbrıslı Rumlarla Türkler arasında olduğunu ve esas sorunun Rumların Türklerle güç ve adanın güzelliklerini paylaşmak istememesinden kaynaklandığını dile getirdi. Denktaş, ''Biz Ada'da kimliğimize, dinimize ve eşit ortaklığımıza saygı istiyoruz. Bu saygıyı isterken 'hemen KKTC'yi tanıyın' demiyoruz, ama ortak birleşik bir cumhuriyette haklarımızı istiyoruz. Bu da çözüme yardımcı olur'', dedi. ĐKÖ Genel Sekreter Yardımcısı Atta Avmannan da, KKTC'nin Đslam alemi için büyük önem taşıdığını söyledi. Avmannan, KKTC ziyaretinde yetkililerle görüşüp bazı projelerin hayata geçirilmesinde neler yapabileceklerini değerlendireceklerini belirtti. (AA) • Kıbrıs Rum yönetimi lideri Tasos Papadopulos'un müsteşarı Hristodulos Pashiardis, 139 milyon avroluk AB mali yardımının, Kıbrıslı Türklere, Rum makamları aracılığıyla verileceğini söyledi. Pashiardis, Kıbrıslı Türklerin AB'den 139 milyon avro mali yardımı, ''yasal merciler'' olarak nitelediği Rum makamları aracılığıyla almayı kabul etmemekte ısrar etmeleri halinde, bunun Kıbrıslı Türklerin sorunu olacağını kaydetti. Hristodulos Pashiardis, ayrıca Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ''KKTC üzerindeki ambargolar olduğu sürece Türkiye'nin limanlarını açmayacağı'' yönündeki açıklamasını ''AB'yi kışkırtma'' olarak niteledi. Başbakan Erdoğan'ın ilgili açıklamasını değerlendiren Pashiardis, ''Eğer Ankara'nın 'Kıbrıs Cumhuriyeti'ne karşı üstlendiği yükümlülükleri yerine getirmekte sorunu varsa o zaman AB'nin, bu tür Türk kışkırtmalarına hoşgörü göstermekte daha büyük sorunları olacaktır'' 6 görüşünü savundu. Pashiardis, ''Erdoğan'ın bu yeni açıklamaları bizim için şaşırtıcı olmayabilir, ancak bunlar AB için bir başka aşağılama'', dedi. (AA) Diğer Haberler • Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez, Đran'ın nükleer enerji programını savundu ve Washington yönetiminin muhalefetinin "aç gözlülükten" kaynaklandığını iddia etti. Chavez yaptığı açıklamada, ABD'nin, petrole duyduğu açlığın sonucu olarak Irak'ı işgal ettiğini ve Đran'ın nükleer çalışmalarına karşı çıktığını ileri sürdü. Chavez, ''dünyadaki en büyük problemlerden birinin, enerji problemi olduğunu biliyorsunuz. Kuzey Amerika imparatorluğu, Irak'ı sadece petrol için istila etti ve şimdi de sadece petrol yüzünden Đran'ı tehdit ediyor. Bu, enerji arayışı, imparatorluğun gerekçesi'', dedi. ABD'nin, Đran'ın atom bombası yaptığı ithamlarının gerçekdışı olduğunu kaydeden Chavez, Washington yönetiminin gerçek niyetinin, Ortadoğu'nun zengin petrol rezervlerini kontrol etmek olduğunu öne sürdü. ''Đran'ın atom bombası yapmaya çalıştığı iddiasının doğru olmadığına kesinlikle eminim. Atom bombası olan ABD'dir'' diyen Chavez, ABD, Fransa ve Almanya gibi gelişmiş ülkelerin, nükleer teknoloji konusunda tekelcilik yapmaya çalıştığını iddia etti. Chavez, ''Nükleer enerji üretme hakkına sahip ülkeler, bu teknolojiyi kendilerine saklamak istiyorlar ve başkalarının geliştirmesine karşı çıkıyorlar'' şeklinde konuştu. (AA)(AP) Dünya Basını Brüksel'de bugün başlayacak olan Avrupa Birliği zirvesinde ağırlıklı olarak enerji konularının gündeme gelmesi bekleniyor ama, üye ülkelerin ekonomik tutumları dikkat çeken bir tartışma konusu. Zirve öncesinde Avrupa Komisyonu başkanı Jose Manuel Barroso, ekonomi açısından önemli görülen bir uyarıda bulundu. Times yazarlarından Anthony Browne'ın haberinden aktaralım: Barroso, Avrupa başkentlerinde gezinen 'absürd' diye nitelediği ekonomik milliyetçiliğe son verilmesini istedi. Diplomatlar, Anglosakson serbest piyasa anlayışıyla Fransızların korumacı politikaları arasındaki çatışmanın, Avrupa'nın geleceğine ilişkin savaş cephelerinden biri olduğu görüşünde. Financial Times'ın satırlarında Đngiltere, Đtalya ve Hollanda'nın, zirvede korumacı politikaları kınayan ortak açıklamada bulunacakları belirtiliyor. Söz konusu girişim, "Dönem Başkanı Avusturya'nın iki günlük Avrupa Birliği zirvesinde bu konunun tartışılmasını önleme planlarını" bozacağı tehdidinde bulundu. Öte yandan, Đtalya Başbakanı Silvio Berlusconi'nin bu konuyu gelecek ayki genel seçimlere malzeme yapmaya çalıştığı görüşüne de dikkat çekildi. Bu arada Avrupa Birliği'nin gelecek ay 25 üye ülke arasında hizmet sektörünü serbest kılacak bir tasarıyı görüşeceğine hatırlatalım. Independent gazetesinde Đsrail'de genel seçimlere bir hafta kala, Arap partilerin, rakipleri ve seçimi boykota hazırlanan Đslamcılar karşısında yerlerini korumak için epey çaba sarf edeceklerinden bahsediliyor. 7 Bununla beraber, Guardian, Đsrail seçimlerinden ziyade Gazze'de yaşanmakta olan gıda sıkıntısına yer vermiş. "Đsrail'in son iki ayda pek çok defa Filistin'e un ve çeşitli gıda ürünlerinin nakliyatını kesmesi, Gazze Şeridi'nde karne uygulamasını getirdi. Kalan mallar tükenmeye yüz tutarken, fırınlar kapalı ve dükkanların rafları bomboş. Benzin fiyatları artmış durumda. "Birleşmiş Milletler'in Gazze'deki yardım operasyonlarını yürüten John Ging, Filistinlilerin her zaman hesaplı davranmaya alışık olduklarını ancak bu seferki durumun beklenmedik olduğunu söylüyor.” "Ging'e göre, 1 Ocak'tan bu yana geçen zamanın yüzde 60'ında geçiş kapalıydı. Geçen yıl ise bu oran yüzde 18'di." "Bu arada Đsrail, nakliyatı kesmesinin ardında Filistinli militan örgüt Hamas'ın seçim zaferinin yattığı iddialarını yalanlıyor." Đngiliz gazetelerinden aktaracağımız bir diğer konu da büyük su şirketlerinin yoksul ülkelerden çekilmesiyle doğacak su krizi. BM'nin Dünya Su Günü nedeniyle yayınladığı rapora göre, büyük su şirketlerinin, özelleştirme planlarından duydukları şüpheler nedeniyle birer birer yoksul ülkelerden çekilmeleri, milyonlarca insanın daha uzun yıllar, temiz sudan mahrum kalması anlamına gelecek. Guardian gazetesi raporda, söz konusu şirketlere, yerel yetkililer ya da hükümetlerle işbirliği içinde çalışmaları çağrısı yapıldığını aktarıyor. Ancak kâr hesabı yapmakla suçlanan şirketler, yeterli kazanç sağlayamadıklarını söyleyerek daha kârlı görünen Avrupa ve Kuzey Amerika pazarlarına yöneldiklerini söylüyorlar. Independent gazetesi ise dünyadaki su krizinin, kitleler halinde yaşanan sıkıntıların en büyükleri arasında olduğuna dikkat çekiyor. Đngiliz yardım kuruluşu Tearfund'ın raporu, hükümetlerin bu sıkıntıyı önlemekteki çabalarının yetersiz kaldığını ortaya koyuyor. Dünyada şu anda bir milyondan fazla insan temiz su sıkıntısı çekerken, iki buçuk milyondan fazlası, temel sağlık imkanlarından mahrum. Rapora bakılırsa, Birleşmiş Milletler'in 2015 itibariyle, bu rakamları yarıya indirme arzusu hayalde kalmaya yüz tutmuş durumda. Fransız Le Monde gazetesi, ülkede ırkçılığa ilişkin düzenlenen yeni bir araştırmanın sonuçlarını aktarıyor okuyucularına. Buna göre her üç Fransız'dan biri kendini ırkçı diye tanımlıyor. Le Monde'a göre, 2005'te, bir önceki yıla nazaran ırkçı saldırılarda yüzde 38'lik düşüş kaydedildi; ancak kendini "ırkçı" diye tanımlayanların sayısındaki yüzde 8'lik artış kaygı verici. Đnsan Hakları Ulusal Danışma Komisyonu'nun raporuna bakılırsa, halkın yüzde 60'ı ırkçı eylemlerin açıklanabileceğine inanırken, yüzde 56'sı da ülkede çok fazla yabancı olduğunu düşünüyor. Almanya'da yayımlanan Berliner Zeitung gazetesi de araştırmanın halk arasında entegrasyon politikaları çöken siyasetçilere değil de azınlık ailelerin gençlerine yönelik ırkçı yaklaşımların arttığını ortaya koyduğu görüşünde. 8