yazarlar hakkında - Bingöl Üniversitesi

advertisement
YAZARLAR HAKKINDA
Doç. Dr. M. Cengiz YILDIZ
Elazığ’da doğdu. İlk ve ortaöğrenimini Elazığ’da tamamladı. Fırat
Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü’nden mezun
oldu. Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyoloji Anabilim
Dalı’nda yüksek lisansını, aynı enstitünün Sosyoloji Anabilim Dalı
Kurumlar Sosyolojisi Bilim Dalı’nda doktorasını tamamladı. Millî Eğitim
Bakanlığı’nda öğretmenlik yaptı. Fırat Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi
Sosyoloji Bölümü’nde araştırma görevlisi olarak çalıştı. Dicle Üniversitesi
Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü’nde ve Elazığ PMYO’da öğretim
üyesi olarak görev yaptı. Halen, Bingöl Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi
Sosyoloji Bölümü’nde öğretim üyesidir. Evli ve iki çocuk babasıdır.
Temel çalışma alanları; Kurumlar Sosyolojisi, Din Bürokrasisi ve
Yöntembilim olan yazarın, otuzu aşkın Uluslararası, ulusal makale ve
bildirisi ile 6 kitap/kitap bölümü bulunmaktadır.
DOÇ. DR. MUSTAFA GÜNDÜZ
Mersin’in Gülnar ilçesinde doğdu. İlk ve ortaöğrenimini Gülnar’da, lisans
eğitimini SDÜ Burdur Eğitim Fakültesi’nde tamamladı. Ankara Üniversitesi
Eğitim Bilimleri Fakültesi’nden yüksek lisans (2001) ve doktora derecesi
aldı (2005). İstanbul ve Ankara’da kısa süreli öğretmenlikten sonra, Fırat
Üniversitesi’nde Arş. Gör. ve Yrd. Doç. Dr. olarak çalıştı. 2011’den beri,
Yıldız Teknik Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde çalışmaktadır. 2012 Bahar
döneminde, Princeton Üniversitesi Near Eastern Studies Bölümü’nde
misafir öğretim üyesi olarak çalıştı.
iii
iv
KOMŞULUK KÜLTÜRÜ
Temel ilgi alanı, Türk Eğitim Tarihi ve Eğitim Sosyolojisi olan yazarın,
Tanzimat’tan Cumhuriyet’e eğitim, toplum, modernleşme, kültür, din,
dil ve aydın meseleleri üzerine yayımlanmış pek çok makalesi, tercüme
ve çevrim yazıları vardır. II. Meşrutiyet’in Klasik Paradigmaları (2007),
Osmanlı Mirası, Cumhuriyet’in İnşası (2010), Eğitimci Yönüyle Ahmed
Cevdet Paşa (2012), Osmanlı Eğitim Mirası (2013) te’lifleriyle; İçtihad’ın
İçtihad’ı (2008), Bir Abdülhamid Müdâfaanâmesi (2008), 31 Mart Olayına
Popüler Bir Yorum (2009), Eğitimci Bir Jön Türk Lider: Ahmed Rıza Bey
(2010) ve Mustafa Satı Bey ve Eğitim Bilimi: Fenn-i Terbiye (2012) başlıklı
eserleri yayıma hazırlamıştır.
ÖN SÖZ
Şirazlı Sadi, “beni Âdem a’zâ-yı yek digerend/ki der âferîniş zi yek gevherend”
(Âdemoğulları bir vücudun parçaları gibi, birbirlerinin uzuvlarıdır/çünkü
yaratılışta aynı cevherden oluşmuşlardır) derken, aslında insanlığın kadim
bir hakikatine işaret ediyordu. Bu tabii ihtiyaç kültürümüzde, “Komşu
komşunun külüne muhtaçtır.” şeklinde formüle edilmiş ve beşeriyetin tek
başına yaşayamayacağı, ancak, bir cemiyet, topluluk hâlinde var olabileceği
dile getirilmiştir. İnsanlığın kadim tecrübesi de bu hakikati bütün veçheleriyle
tasdik etmiş görünmektedir.
İnsanı “tab’an medenî” bir varlık olarak kabul eden İslam, topluluk
ilişkilerinin, muamelatın önemine her fırsatta vurgu yapmıştır. İslam
Peygamberi’nin, cemiyet hayatının işleyişine yönelik en fazla vurgu yaptığı
alanların başında komşuluk gelmektedir. İslam Peygamberi, komşusu açken
tok yatanın ümmetinden olmadığını dile getirmiş, komşunun komşuya
varis bırakılması ihtimalinden bahsederek, meselenin ne kadar önemli
olduğuna dikkat çekmiştir.
Cemiyetimizin sağlıklı bir şekilde yaşayabilmesi için son derece derin
köklere, sağlam ritüellere sahip olan komşuluk kültürü, belki de dünyada
başka kültürlere nasip olmayacak kadar bir insanî ilişkilere, iletişime ve
zenginliğe sahiptir. Ancak sözlü kültürümüzün, yazıya geçirilmemesi
eksikliği, komşuluk için de söz konusudur ve geçmişte, bu mevzuda nasıl
bir hayat yaşandığının belli belirsiz izleri bu günlere ulaşabilmiştir.
Modern dönemin; toplum hayatı, yerleşim modelleri, ev yaşamı ve insanlar
arası ilişkileri yeniden biçimlendiği için, hemen her alanda farklı bir tarz
oluşmuştur. Bu yeni hayatın bölünmez hücresi birey olarak tasarlanmıştır.
Öyle ki, cinsiyetinin bile belli olmadığı parçalanamaz en küçük toplum
birimi, kendisi dışında kimseye muhtaç olmayan, kendini kendisi için
var eden ve yaşayan bir canlı olarak düşünüldüğü için, geleneksel toplum
hayatının bütün nirengi noktalarını yok etmiştir. Böylece, “Bir zamanlar
v
vi
KOMŞULUK KÜLTÜRÜ
ne güzel komşuluk ve insan ilişkilerine sahiptik.” benzeri anlatımlar sadece
edebî metinlerde kalmış görünmektedir.
Toplum hayatının kurumlarını ve kurumlar arası ilişkilerini incelemeyi
kendine görev bilen sosyoloji, komşuluk gibi bir toplumsal olguyu neredeyse
hiç görmemiş, araştırma mevzuu etmemiştir. Bunun bir ihmalden öte, inkâr
ameliyesi olduğunu söylemek mümkündür. Belki de, Batı sosyal hayatının
görülebilir ve kıymetlendirilebilir bir hayat pratiği olmağı için, komşuluğun
modern sosyoloji konuları ya da araştırma sahası içine yeterince girmemesi,
yoğun çeviri ve Batılı teori etkisindeki Türk sosyologları ve Türkiye sosyal
bilimi, özellikle de sosyolojisi nokta-i nazarından büyük bir eksikliktir.
Yakın zamana kadar, kenar mahalle ve kırsal kesimde canlılığı ile hâlâ iftihar
edilen komşuluk üzerine yeterli araştırmaların olmaması, bu araştırmanın
yapılmasında en büyük unsur olmuştur.
Bir arada yaşamaya mecbur olan insanlık için komşuluk olgusu, sosyal
hayatın vazgeçilmez unsurlarından biri hatta en önemlisidir. İnsanların
bir arada yaşarken, diğerlerinin farkına varması, ona muhtaç olması ya da
onun ihtiyacına cevap vermesini etkileyen çok değişik saikalar mevcuttur.
Toplumda meydana gelen sosyal ve ekonomik değişmelerin, birçok unsurda
olduğu gibi, komşuluk ilişkilerinde de birtakım değişimler meydana
getirmesi mümkündür.
Komşuluk ilişkilerinde yaşanan değişimin hangi boyutlarda olduğunun
tespit edilebilmesi, ancak yapılacak alan çalışmalarıyla mümkündür. Bu
çalışma, böyle bir amacı hedeflemiştir. Çalışmada, farklı toplum kesimlerinde
komşuluğun önem derecesi, değişim biçimi ve yönü tespit edilmiş, genel
kabullerin geçerlilik düzeyleri, alan araştırma verilerine dayalı olarak, ele
alınmaya çalışılmıştır. Çalışmanın Birinci Bölümü ve Beşinci Bölüm’de yer
alan “Komşuluğun Bir Sivil Toplum Hareketine Dönüşümü ve Yeni Girişimler”
şeklindeki başlığı, Doç. Dr. Mustafa GÜNDÜZ tarafından, bunun dışında
kalan kısmı ise Doç. Dr. M. Cengiz YILDIZ tarafından kaleme alınmıştır.
Bu çalışma, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK)
Araştırma Destek Programları Başkanlığı (ARDEB) Destek Grupları içinde
yer alan Sosyal ve Beşeri Bilimler Araştırma Destek Grubu (SOBAG)
tarafından desteklenmiştir. Proje numarası 109K075’dir. Bu destekten dolayı
kuruma teşekkür ederiz.
Doç. Dr. M. Cengiz YILDIZ
cengiz23@gmail.com
Doç. Dr. Mustafa GÜNDÜZ
mstgndz@gmail.com
Download