BD ARALIK 2014 Dahi mi Diktatör mü? rof. Dr. Celal fiengör'ün geçen ay yay›mlanan Dahi Diktatör adl› kitab›, onu “ödünsüz” ve çoflkulu bir Atatürkçü olarak tan›yan okurlar› üzerinde flafl›rt›c› bir etki yaratt›. Onu y›llard›r tan›yan okurlar› bile, “Nas›l olur da ‘örnek bilim insan›’ Prof. fiengör, tüm bilimsel çal›flmalar›nda ve toplumsal yaflam›nda ilkelerini ad›m ad›m izledi¤i Atatürk'ü, bir diktatör olarak tan›mlayabilir?” kuflkular›n› birbirleriyle paylaflt›lar. P 34 BD ARALIK 2014 Biraz da bu kuflkular›n dürtüsüyle “Dahi Diktatör”ü sat›r sat›r, sayfa sayfa ve“bir ç›rp›da” okudu¤umuzda, bu kitab› “yaln›zca kapa¤›na bakarak” de¤erlendirmeye kalkan kiflilerin ne denli çok yan›ld›klar›n› gördük. Mustafa Kemal Atatürk’ün büyük bir dâhi oldu¤unun birçok kez vurguland›¤› kitapta, Prof. Dr. Celal fiengör’ün kendine özgü anlat›m biçemiyle gün ›fl›¤›na ç›kard›¤› birçok “Atatürk an›s›”n› da ö¤rendik. Peki... Kitab›n ad›n› oluflturan iki sözcükten biri olan "diktatör"le, Atatürk’ün hangi özelli¤ini aç›klamaktad›r Prof. fiengör? Bu soruyu Bütün Dünya, kitab› yay›mlayan Ka Kitap yay›mevinin Genel Yay›n Yönetmeni Emrah Akkurt’a sordu, o da sorumuzun yan›t›n› Prof. Celal fiengör'den istedi. “Dahi Diktatör”ün yazar› ile yay›mc›s›n›n, ricam›z üzerine yapt›klar› görüflmeyi afla¤›da okuyacaks›n›z. Emrah Akkurt: Kitab›n isminin okuyucu, özellikle de sizi yak›ndan takip eden okuyucu üzerinde flok etkisi yaratt›¤›n› söylemeliyim. Takip etti¤imiz kadar›yla, bu isme sitem etmenin ötesinde elefltiriler var. Neler söylemek istersiniz? Celal fiengör: Kitab›n ismine olan reaksiyon, diktatör ile zorba aras›ndaki fark› bilmemekten kaynaklan›yor. Diktatörlük bence fena bir fley de¤ildir; diktatörün, diktas›n› ne amaçla kulland›¤›na ba¤l›d›r. Atatürk fikirlerinden taviz vermek niyetinde de¤ildi, çünkü bunlar›n memleketinin ve milletinin bekas›, refah› ve emniyeti için yaflamsal önemi oldu¤una inanm›flt›. Tarih kendisini hakl› ç›kard›. Ancak bu fikirleri etrafl›ca tart›flmadan ve meclisin onay›n› almadan hiçbir zaman yürürlü¤e koymad›. Fikirlerinin Celal fiengör’ün gündemdeki kitab› niçin do¤ru oldu¤unu düflündü¤ünü her seferinde son derece detayl› olarak çevresine ve meclise, s›k s›k da 35 BD ARALIK 2014 meydan konuflmalar›yla milletine anlatmaya çal›flt›. Ama fikirlerinde diretmeseydi, çevresini ve milleti zorlamasayd›, bugünkü müreffeh, emin ve modern Türkiye olamazd›; çevremizdeki ilkel toplumlara benzer ç›kard›k. E. Akkurt: Kitab›n›z›n arka kapak yaz›s›nda, "ak›l bizim için önemli mi, buna verilecek cevap Atatürk hala bizim için önemli mi sorusunun da cevab›d›r" diyorsunuz. Bu cümlenizi biraz açar m›s›n›z? C. fiengör: Atatürk yapt›¤› her iflte bilimsel yöntemle düflünmüfl, akl› ve bilgiyi tüm icraat›na temel yapm›flt›r. Atatürk'ün düflünceleri ve yapt›klar› ak›ll› ve bilgili bir insan›n do¤a bilimlerinde (asl›nda akl› bafl›nda tüm insanlar›n icraat›nda) kullan›lan elefltirel ak›lc›l›¤a dayan›r. Onun için, onun yerinde o dehâ ve bilgiye sahip kim olsa onun yapt›klar›n› yapard›. Mesela, Britanya Baflbakan› Lloyd George'un ‹ngiliz Parlamentosu’nda Anadolu'daki baflar›s›zl›¤›n› savunurken söyledi¤idir: Atatürk çap›nda bir deha dünyaya Lloyd George'un yüz y›l ile ifade etmeye çal›flt›¤› büyük zaman aral›klar›yla bir gelmektedir. Mesela Fizik bilimi sicim kuram› ile bugün içine girmifl oldu¤u krizden ç›kabilmek için Einstein çap›nda bir dehan›n gelmesini beklemektedir. Türkiye de ayn› durumdad›r ve bu genel bir insan sorunudur. Büyük 36 krizler, büyük dehalar› gerektirir çözülebilmek için. Tarih, kurallar, yasalar ile de¤il, kiflilerle oluflur. Tarihin kendi yasalar›, kendi anlam› yoktur. Ona kifliler anlam verir ve onu kifliler yönlendirir. Onun için, Atatürk'ün yerinde akl› onun gibi kullanabilecek kim olsa benzer fleyler yapard›, çünkü o zamanki Türkiye'nin karfl›s›ndaki problemlerin çözümünün en emin yolu, onun seçti¤i yoldu. E. Akkurt: Ak›l ile ak›ld›fl›n›n savafl›nda "akl›d›fl›" olan›n muazzam cazibesinin kolay bir izah› var m›? Yoksa bu bizim topluma has bir durum mu? C. fiengör: Ak›ld›fl›, efor gerektirmedi¤i için her zaman tercih edilir. Nas›l ki, spor yapmak zahmetli oldu¤u ve zaman ald›¤› için ekseri insanlar spor yapmaz, karfl›l›¤›n› da sa¤l›klar› ile öder. Toplumlar ve kifliler de çok zahmetli bir ifl olan sürekli düflünmeyi ihmal ederek, kendileri ad›na o zor ifli yapacak kiflilerin pefline düflerler. ‹nsan, yaflam› esnas›nda karfl›s›nda duran ve onu zorlayan, korkutan, telafla sürükleyen sorulara yalan söyleyerek cevap bulmaya çal›flm›flt›r. Her soru karfl›s›nda, onun hakk›nda bilgi edinmek, onun üzerine düflünmek ve akl›n buldu¤u çözümleri uygularken de her ad›mda o ad›m› kontrol etmek çok, ama çok zor bir ifltir. Ne yaz›k ki yaflam mücadelesinde baflka çare yoktur. Çok basit gibi gözüken bu durum, BD ARALIK 2014 insanlar›n ezici ço¤unlu¤u taraf›ndan ya görülmemekte, ya da Marx'›n pek nadir olan do¤ru sözlerinden birinde dedi¤i gibi uyuflturucuyla geçifltirilmeye çal›fl›lmaktad›r. Gençli¤in uyuflturucu sorunun temelinde de burada anlatt›¤›m düflünmenin zorlu¤u yatmaktad›r. ‹nsanlar› uyuflturucudan kurtarman›n yolu onlara düflünmenin güzelliklerini ve çekicili¤ini ve sonra da büyük faydalar›n› ö¤retmektir. E. Akkurt: Son olarak, "Atatürk bir diktatördü ama bir zalim de¤ildi" diyorsunuz. Fark› izah edebilir misiniz? C. fiengör: Atatürk, tüm yapt›klar›n› bir asker olarak çok küçük yafl›nda üstlendi¤i ulusunu ve vatan›n› korumak amac›na yönelik olarak yapm›flt›r. Bunlar› yaparken de yukar›da dedi¤im gibi yapt›klar›n› niçin yapt›¤›n› herkese aç›k seçik anlatmaya çok büyük Atatürk, tüm yapt›klar›n› bir asker olarak çok küçük yafl›nda üstlendi¤i ulusunu ve vatan›n› korumak amac›na yönelik olarak yapm›flt›r. önem vermifl, onlar› ikna etmeye çal›flm›flt›r. Ancak zaman›n dar, sorunun büyük oldu¤u durumlarda zorlamadan kaç›namam›flt›r. Zalim, sadisttir; Atatürk bazan çocu¤una bir tokat atmak zorunda kalan flefkatli bir baba gibiydi. Onun "gerekli olmayan savafl cinayettir" sözünü unutmayal›m. O savafla da, insan katline de karfl›yd›. Ancak, ulusun selameti mi, bir kiflinin yaflam› m› sorusu karfl›s›nda ulusun selameti demekten kaç›nmam›flt›r. Kendi yaflam›n› da ulusuna feda etmedi mi? • 37