Danışım Meclisi B : 148 lir, ikinci kademede kamu hukuku gelir, üçüncü ka­ demede ceza hukuku gelir. Böylesine önemli bir konuda ceza hukukunu tat­ bik etmekle mükellef bir mahkemeye Yüce Divan sıfatı vermek meselenin esasını kavramamak olur. Cumhurbaşkanının ve de Yargıtaya eşdeğerdeki me­ murları yargılamanın aynı seviyedeki bir mahkeme­ ye vermenin sakıncalarını takdir edersiniz. Deneyimimiz Anayasa Mahkemesi üzerinde he­ nüz yenidir; ama bu deneyimden elde ettiğimiz ve önergemde öngörülen iki husus vardır, bunlardan bir tanesi; Anayasa maddelerinin yine Anayasaya aykı­ rılık iddiasıdır. Geçen dönemde Anayasamızın dört maddesi başlangıçtaki «Cumhuriyetin değiştirilmez» ilkesine aykırıdır denilerek iptal olunmuştur. Bir ikincisi; millî iradenin iradesinden çıkan ka­ nunların kimi fıkralarının iptal edilmesi suretiyle ye­ ni hüküm tesisidir. Her iki hususu da men eden ikin­ ci fıkrayı şöylece arz ediyorum : «Anayasa Mahke­ mesi Anayasanın bir hükmünü diğer hükümlerine ay­ kırılığı nedeniyle iptal edemeyeceği gibi, kanunların iptali kanun koyucuya ait yetkiye etki yapacak yeni bir hüküm tesisi sonucunu yaratacak iptaller de ya­ pamaz.» Sayın arkadaşlarım; Böylece Yüce Divanın tarihsel gelişimi, toplumu­ muz için taşıdığı önemi, yargılayacağı kişilerin yüceli­ ğini dikkate alarak Yüce Divan sıfatının Anayasa Mahkemesinde toplanması, bu yetkinin Anayasa Mahkememize verilmesi kanımca zorunlu hale gel­ miştir. Bunun aksini düşündüğümüz zaman çıkacak sakıncaları düşünemiyoruz. Bir asırdan beri hiç bir dönemde, (İmparatorluk dönemi bu sözüme dahildir) hiç bir zaman bir mah­ kemenin yetkisine verilmemiştir. Daima kamu hu­ kuku, idare hukuku, ceza hukukunu oluşturan birim­ lerden oluşan yüce divanlar teşekkül etmiştir. Tekrar tekrar söylüyorum beni bağışlayınız, Rei­ sicumhuru yargılayacak, Başbakanı yargılayacak, bakanları yargılayacak yüce mahkeme öncelikle Ana­ yasa hukukunu dikkate alacak, ikinci de kamu huku­ kunu dikkate alacak, üçüncüye de ceza hukukunu dikkate alacaktır. BAŞKAN — Sayın öztürk, süreniz dolmuştur lütfen. KÂZIM ÖZTÜRK — Bitiriyorum Sayın Başka­ nım, özür diliyorum. Bir olayı size aktarmak istiyorum; 378 sayılı Ka­ nun Parlamentoda kabul edilmiş ve Parlamento ta­ 10 . 9 . 1982 O:4 tile girmiştir. NATO'dan Türkiye'nin çıkması slogan­ ları sokaklarımızda boy gezmektedir. Bu sıralarda NATO Parlamenterleri toplanmıştır. Parlamentoyu toplamak, 378 sayılı Kanunun öngördüğü heyeti oluşturmak maddeten mümkün değildir zaman yö­ nünden. Heyet gitmesi lazım, yüce makamı işgal eden kişi yetkisini kullanarak Kanuna muhalif olarak eski heyeti bu parlamentoya gönderiyor. Bir devir geçi­ yor, böyle bir göndermenin Kanuna aykırı olduğu ve bu olayın zimmet suçunu teşkil edeceği yolunda gi­ rişimler bulunuyor. Sayın arkadaşlarım; Makam aynı zamanda takdir makamıdır, çoğu kez memleketin yüksek menfaati karşısında kanun­ lar ihmal olunabilir; makamların yüceliği karşısında Binaenaleyh, sadece olay ve kanunu dikkate alarak suçu takdir etmek mümkün değildir. Memleketin yü­ ce menfaati gerektiriyorsa yüce makam oturan kişi veya kişiler kanunun ihmali pahasına memleketin menfaatini önde tutacaklardır. Bu nedenle, Yüce Divanın bir ceza dairelerinden oluşan, yalnız ceza hukukuyla uğraşan bir dairede de­ ğil, memleketin yüce menfaatlerini arz ettiğim gibi Ana­ yasa, kamu hukuku ve ceza hukuku yönünden yargı­ layacak yüce bir mahkemeye, zaten tarihî deyimiyle Divanıâli'ye ihtiyaç vardır ve bunu görecek de hamdolsun ülkemizde tesis ettiğimiz Anayasa Mahkeme­ mize aittir. Saygıyla arz ederim. (Alkışlar) BAŞKAN — Süreyi çok aştınız Sayın öztürk, te­ şekkür ederim. Sayın öztürk'ün önergesi üzerinde Sayın Vardal lehte. Buyurun efendim. İSA VARDAL — Sayın Başkan, değerli arka­ daşlar; Sayın Öztürk'ün vermiş olduğu önergenin sadece Yüce Divan göreviyle ilgili bölümü üzerinde konuş­ mak istiyorum : Tasarıda 190 inci maddede Yüce Divan Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlarından kurulu bir heyete ve­ rilmiştir. Yargıtay hâkim ve daire başkanlarının ni­ telikleri konusunda söyleyecek hiç bir şey yoktur, mesleklerinin zirvesine ulaşmışlar ve yurdun en de­ ğerli hâkimlerinden oluşmuşlardır, yargılamayı en iyi şekilde yapacaklarına ben de inanıyorum; ama inanmadığım bir konu şudur : Bugün biz Yüce Divan görevini Yargıtaya bıra­ kırsak, Yüce Divan sıfatıyla verilecek olan. kararla­ rın eleştirilmesi ve bu eleştiriler neticesinde Yargıta- — 186 —