T.B.M.M. B:74 1.5.2003 0:1 kanlığına verdiğimiz kanun teklifinin hayata geçirilmesi için, değerli miUetvekillerimizden destek beklediğimizi vurguluyor, şükranlarımızı sunuyor, tekrar, bütün emekçilerin bayramını kutluyorum. Saygılarımla. (Alkışlar) BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Kafkas. Gündemdışı üçüncü söz, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu tarafından yapılacak olan frekans ihalesiyle ilgili söz isteyen Malatya Milletvekili Sayın Ferit Mevlüt Aslanoğlu'na aittir. Buyurun Sayın Aslanoğlu. (CHP sıralarından alkışlar) 3.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Âslanoğlu'nun, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu tarafın­ dan yapılacak frekans ihalelerine ilişkin gündemdışı konuşması FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malarya) - Sayın Başkan, Yüce Meclisin çok değerli üyeleri; öncelikle, Bingöl'de meydana gelen elim deprem nedeniyle, tüm Bingöl halkına geçmiş ol­ sun dileklerimi iletiyor, ölenlere Tanrı'dan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Tann'nın, bir daha bize böyle acıları göstermemesini; ama, ihmalin veya ihmal edilen şeylerin kader olmamasını diliyorum. Her şey kader değildir; kadere karşı yapılan ihmaller, kader değildir. Kadere karşı ön­ lemler almak, bizim, hepimizin görevidir. Ayrıca, tüm çalışanların 1 Mayıs bayramını kutluyor, önümüzdeki 1 Mayıslarda ekmeğini, aşını mutlulukla yiyen tüm işçi kardeşlerime böyle günler diliyor ve tekrar, tüm işçi kardeşlerimin 1 Mayısını kutluyorum. Sayın milletvekilleri, ülkemiz bir hukuk devletidir. Ülkemiz vatandaşlarının temel hak ve hukuku Anayasamızda açıkça belirtilmiştir. Buna karşın, Radyo Televizyon Üst Kurulu tarafından yapılacak frekans ihalesi için bir ulusal güvenlik belgesi aranmaktadır ve bu koşul, önkoşul olarak öne sürülmektedir. Ulusal güvenlik belgesi almadan radyo ve televizyon frekans ihalesine giremiyorsunuz. Bu belge, Başbakanlık Güvenlik İşleri Başkanlığı tarafından düzenleniyor. Eğer bu belge bir hukukî dayanağa dayanarak düzenleniyorsa hiçbir sözümüz yoktur. Ancak, uygulama, 57 nci hükümet döneminde ve 57 nci hükümetin Başbakanı tarafından yürürlüğe konmuştur ve halen bu uygulama devam etmektedir. Hakkında hiçbir mahkeme kararı olmaksızın, karakoldan içeri dahi girmemiş, karakola adımını dahi atmamış, hiçbir ceza almamış, devletine ve ülkesine karşı her türlü vatandaşlık görevini yerine getirmiş bir kişiye, siz bu yayın kuruluşuna ortak olamazsınız diyeceksiniz. Peki, suçu ne, ne yap­ mış bu insan? Yasal bir dayanağın yok. Kimler bu araştırmayı yapıyor, bilmiyorum. Sonuçta, düzenlenen bir rapor var. Raporun içeriği hakkında kesinlikle bilgi verilmiyor, mahkemeye dahi bilgi verilmiyor ve insanlara "idare mah­ kemesine gidin" deniliyor. İnsanlar suçlu ilan ediliyor. Hukuk devleti, hiçbir yasal dayanağı olmak­ sızın, vatandaşını suçlu ilan edemez. Peki, bu insanlar, etraflarına, çevrelerine, ben suçluyum mu diyecekler?! Peki, bu insanlar "benim suçum ne" dedikleri zaman, suçlan belli olmayacak mı, ne cevap verecekler etraflarına?! Burada gösterilen yol ise, idare mahkemesine gidin. Peki, suçunu bilmeyen bir insan, neyin savun­ masını yapacak?! Benim suçum nedir, söylemiyorlar. Peki, bu kişi, hangi mahkemede, neyin savun­ masını yapacak?! Suçlu ilan edeceksin, "mahkemeye müracaat et" diyeceksin... Bu kişiler, her türlü göreve talip olduklarında izin vereceksin, kamu görevlisi olabilecekler, il genel meclisi üyesi olabilecekler, belediye başkanı olabilecekler, milletvekili olabilecekler; ama, hukuken hiçbir suçları olmadığı halde, bir yayıncı kuruluş ortağı veya yayıncı kuruluşta yönetici olamayacaklar. Tabiî, bunun bir hukuk devletinde izahatı nedir, bilemiyorum. -294-