Safra kesesi 9-12 cm boyunda , karaciğerin altında , sağ tarafta bulunan bir organımızdır.Karaciğer fonksiyonlarından biri de kandaki toksik maddeleri uzaklaştırmaktır.Karaciğerin tüm topladığı bu toksinler safra içinde toplanır. .Safra ayrıca safra tuzu , lesitin , kolesterol ve diğer maddeleri içerir. Safra ilk önce safra kesesine ulaşır, ince bağırsağa besin ulaşana kadar orada tutulur .Toksinler safra yoluyla ince bağırsağa ulaşır ve gaitayla vücuttan uzaklaştırılır. Safra taşı ‘ kolelitiasis' olarak adlandırılır. Safra kesesinde taş oluşumunun birkaç sebebi vardır: safra içeriğinin yoğunlaşması ve bu yoğunluğun çökelmesi.10 kişiden birinde safra taşı olduğu sanılmaktadır.Ayrıca safra taşı oluşumu için bazı risk faktörleri vardır: Kadın olmak , 40 yaşın üzerinde olmak , kilolu olmak , ailede bu hastalıkların bulunması , yüksek kolesterol seviyeleri gibi.Yiyeceklerin taş oluşumuna doğrudan bir katkısı yoktur. Genellikle bu semptomlar kişinin kızarmış ve yağlı besinler yemesinden sonra oluşur. Safra taşları ince kum tanesinden bezelye büyüklüğüne kadar olabilir. Safra taşı varlığında kolesistit olarak adlandırılan safra kesesinin inflamasyonu gelişebilir.Bu sağ üst karında ağrıya hatta göğüs ağrısına , ateş,bulantı kusmaya neden olabilir. Ağrı meme altına ,sağ veya sol omuz arkasına yansıyabilir.Ağrı 30 dk ila saatler sürebilir. İdrar çay yada kahve rengine dönebilir. Ciltte ve gözlerde sarılık olabilir. Bu ağrı atakları sıklıkla akşamları görülür.Göğüs bölgesinde şiddetli ağrıya yol açtığı için kalp krizi ile karıştırılabilir. Safra kesesi inflamasyonu acil tedavi gerektirmektedir. Eğer tedavi edilemezse hayatı tehdit edebilir. Safra kesesi hastalıklarında beslenme Kronik ve akut safra kesesi iltihabında , uygulanan beslenme programı tek başına hastalığın iyileşmesini sağlamasa da, sindirim güçlüğünü ve ağrıları önleyebilir. Bazı gıdalar semptomları artırabilir. Proteinler ve yağlı besinler semptomları artırır.Yağların enzimler tarafından işlenerek emilebilmesi için mutlaka safra gereklidir. Safranın bağırsağa akışının azalması ya da durması yağların sindirimini de engeller. Safra kesesi hastalarının yağsız beslenmesi çok önemlidir. Ne var ki, uygulamalar yağsız besinlerdeki tat kaybı nedeniyle zaten iştahsız olan bu hastalarda yetersiz ve dengesiz beslenme gibi önemli bir tehlikeye yol açtığını , bu nedenle yağ yasağının çok katı uygulanmaması gerektiğini göstermiştir. Ayrıca , yağların besinlerden tümüyle çıkarılmasını sakıncalı kılan iki neden daha vardır. Yağlar safra akımını hızlandırdığından , safra kesesinde birikmenin , bunun sonucunda iltihabın artmasını önler; ayrıca , birçok safra kesesi hastası normal düzeyde yağ içeren besinleri kolayca sindirebilir . Koyun , ördek , kaz, domuz ve sığır etlerindeki yağlardan da kaçınmalıdır. Bu nedenle , etleri pişirmeden önce yağlı bölümlerinden iyice ayırmak gerekir. Safra kesesinde aşırı derecede kasılmaya yol açarak safrakesesi koliğine neden olduğu bilinen yumurta da sınırlandırılmadır. Çok az alındığında bile yakınmalar ortaya çıkıyorsa tümüyle yasaklanmalıdır. Buna karşılık hasta iyi uyum gösteriyorsa yumurta (yağda kızartılarak pişirilmemek koşuluyla) son derece iyi bir besin kaynağıdır. Genel olarak, sindirimi zor olan yağda kızarmış yiyeceklerin kısıtlanması yararlıdır. Bazı yağlı balıklar (örneğin somon, ringa, sardalya) yenmemelidir. Yağlı tohumların fazlası zararlıdır. Sebzelerden ıspanak , kuru fasulye, bezelye ve mercimeğin sindirimi güçtür. Ayrıca safrakesesi hastalarında sık sık ve azar azar beslenme önerilir. Oğün araları uzarsa safra koyulaşarak keseye zarar verir. Bu hastaların beslenmesinde dikkat etmesi gereken başka bir nokta ise hastanın kilosudur. Zayıf ve şişman hastalar uygun diyetlerle normal kiloya getirilmelidir. Son olarak safra yapımını azaltan karbonhidratlar kısıtlanmamalı, buna karşılık, doku yıkımını önleyen vitamin ve minerallere ağırlık verilmelidir. Kabızlık varsa bol posalı yiyecekler ve iltihabın azaltılması için bol sıvı önerilir.