HİNDUİZM VE BUDİZM DKAB ÖĞRETMENİ: SÜMEYYE NUR ŞAHİN SEMBOL ‘OM’ İŞARETİ Bütün Hindu mezheplerinin ortak inancıdır. Günümüzde Hinduizm’in en karakteristik özelliğidir. Bu inanca göre toplum; • • • • • brahminler (din adamları) kşatriyalar (yöneticiler ve askerler) vaisyalar (tüccar, esnaf,çiftçi) sudralar (hizmetçiler) paryalar (dokunulmazlar) Kast seçilmez kalıtımsaldır. Ancak aynı kastın üyeleri birbirleriyle evlenebilirler Ancak aynı kastın üyeleri aynı sofrada yemek yiyebilir. Tüm meslekler kastlara göre ayrılmıştır İlk üç kast daha itibarlıdır Her kastın kendine özgü iç kuralları ve kaideleri mevcuttur. Kast üyesi sorumluluklarını yerine getirmezse kasttan çıkarılıp Parya olmakla karşı karşıya kalabilir Hinduların en çok sevdikleri tanrıları Vişnu ve Şiva’dır. Bu ikisi,yaratıcı tanrı Brahma İle birlikte Hindu Tanrı Üçlemesini (Trimurti) Oluşturur. Brahma, en eski ilahlardan olmasına rağmen günümüzde kendisine en az tazim edilen tanrısal varlıktır. Dört yüzlü, dört kollu bir Tanrıdır. Sakalları vardır.Ellerinde bir asa veya kaşık, bir tespih, bir su testisi ve bir de Veda kitabı bulunur. Bazen bir eli lütuf verir ya da korkma işareti yapar durumda gösterilir. Tespih zamanı simgeler; dört yüz dört yönü gösterir. Su evrenin kaynağıdır. Brahma’nın rengi kırmızıdır. Binek hayvanı kuğu veya kazdır. En önemli özelliği kötü güçler ve kaos, dünyadaki erdem ve düzeni tehdit ettiğinde kozmik dengeyi tekrar sağlamak için çeşitli şekillerde bedenleşerek veya göksel ikametgahından inerek yeryüzüne gelmesidir. Tanrı Vişnu’nun bu şekilde bir bedende veya doğrudan yeryüzüne gelmesine avatar adı verilmektedir. Hindular Vişnu’nun zaman içinde bu şekilde 10 kez yeryüzüne geldiği dolayısıyla da on avatarası bulunduğuna inanmaktadır . Ölümün, tahribin ve hastalığın tanrısı olarak şöhret bulmuştur. Alnında iki kaşının arasında üçüncü bir gözü vardır. Bir şeyi yok edeceği zaman gözü açıp yok eder. İki bazen de dört kolludur. Bir elinde üç uçlu mızrağı vardır. Belinde bir kaplan postu sarılıdır. Başında, boynunda ve kollarında yılanlar vardır. Çeşitli biçimlerde resmedilir. Dans ederken resmedilmiş hali Şiva Nataraca. Hindu tapınaklarına mandır adı verilir. Sabah doğuya yönelerek yapılan ibadetleri vardır. Ganj nehrinde yıkanan bir Hindu’nun günahlarından arınacağı düşünülür. • Kutsal kitapları vedalardır. ÖLÜLERİNİ YAKARAK KUTSAL KABUL EDİLEN GANJ NEHRİNE ATARLAR. İslam literatüründeki adı tenasühtür. dünyadaki doğum-ölüm-yeniden doğuş döngüsünü ifade eder. Ruh göçü • Bütün varlıklar sürdürdükleri hayatta ortaya koydukları performansla bir sonraki yaşam biçimlerini tayin ederler. • “Ne yaparsan karşılığını görürsün” Hinduizm’in özelliklerinden biri, kutsal inek kültüdür. Hindular, ineklere büyük saygı duyarlar. Çünkü inekler, canlı olan her şeyin simgesidir. Hindular için bir ineği öldürmekten daha büyük bir dini saygısızlık yoktur. Hatta insan hayatının yok edilmesi, bir ineği öldürmekten daha korkunç değildir. Hindu’yu, inek öldürmekten başka hiçbir kötü davranış daha çok kirletemez. Kurucusu Buda: Siddharta Gautama Sakyamuni (MÖ 563-483) Coğrafya Kuzey Hindistan (Nepal Yakınları). Buradan da güney Hindistan’a ve doğuya doğru tüm Asya ülkelerine yayılmıştır. Kutsal Kitap Tripitaka (Üç Sepet) Adı: Adını kurucusunun unvanından alır. BUDA: aydınlanmış anlamına gelir. Hindu dinsel geleneği içinde ortaya çıkan bu dinsel gelenek, genel olarak Hinduizmin çok tanrıcılığına, Hindu inanç sisteminde Brahmanlar denen din adamlarının otoritelerine, kast sistemine ve karma doktrinine (bazı yönlerine) tepki olarak gelişmiştir • Budizmin üç mücevheri (triratna) a) Buddha (Öğretmen / Budanın kendisi b) Dharma (Öğreti/ilaç) c) Sangha (Topluluk/Cemaat/talebe) İman ilkeleridir. • iman ilkesi şeklinde telaffuz edilir: • “Buddham saranam gacchāmi; Dhammam saranam gacchāmi; Sangham saranam gacchāmi» • «Buda’ya sığınırım, Dhamma’ya sığınırım ve Sangha’ya sığınırım» ya da «“Buddha’ya, Dhamma’ya ve Sangha’ya inanırım.” Budda’ya göre dört soylu gerçeğin farkına vardıktan sonra sekiz dilimli yolun gereklerini hakkıyla yerine getiren kişi, kendisini yaşama bağlayan her türlü dünyevi ve şehevi arzuları mutlak olarak kırıp/dindirip “aydınlanmış/uyanmış” kişi olarak nirvanaya ulaşır. Kişi nirvanaya ulaşmakla yeniden doğum ölüm çarkından yani reenkarnasyon sürecinden ebedi olarak kurtulmuş olur. Tapınaklarına Pagoda ismini verirler.