İ04 rumunoa tanınan tedavi müddetini kabul edi niz. Yani

advertisement
M. Meclisi
B : İ04
rumunoa tanınan tedavi müddetini kabul edi­
niz. Yani çıkardığınız 506 sayılı Kanunda işçi­
ye tanıdığınız tedavi müddetini iş Kanununun
maddeleri içine de getiriniz. Şimdiye Ikadar bu
hâdise Kuruma milyarlara malolmuştur. Hem
Kurumu böyle bir zarardan kurtarınız, hem
3008 sayılı Kanundaki müddeti kanunla yerini
değiştirerek işçi Sigortaları Kurumuna bir im­
kân veriniz. Teşekkür ederim.
BAŞKAN — B>aşka söz istiyen sayın üye?.
Sayın Avşargil, buyurun.
TUFAN DOĞAN AVŞARGİL (Kayseri) —
Sayın Başkan, muhterem arkadaşlarım;
16 ncı maddenin işçiye tanıdığı bildirimsiz
fesih hakkı gibi 17 nci maddede işverenin, hiz­
met akdini sürenin bitiminden önoe feshedebile­
ceği hükmünü getirmektedir. Bu sebepler, ka­
nunda gördüğümüz gibi, ©ağlık sebepleri, ahlâk
ve iyi niyet kurallarına uymıyan haller ve ben­
zerleri, işyerinde işçiyi bir haftadan fazla sü­
re ile çalışmaktan alıkoyan bir zorlayıcı sebe­
bin ortaya çıkması olanak tesbit ledilmıiştir.
işçiyi çalışmaktan lalıakoyan zorlayıcı sebep
ne olabilir? Sayın milletvekilleri; bu hülküm
özellikle işçiyi, işverene fearşı kıskıvrak bağla­
yan bir hükümdür, işvereni toplu sözleşme­
lerde işçi örgütlerinin alacağı grev kararların­
da çok keyfî bir biçimde hareket etmeye yö­
neltecek bir hükümdür, işçi sayılanların sos­
yal, kültürel ve ekonomik menfaatlerini koru­
mak için kurulmuş olan sendikalar, bir hafta­
dan fazla grev kararı aldıkları zaman icabında
bu greve katılnııak zorunda olan işçi, geçim endi­
şesiyle greve katılma imlkânma sahibolmıyacak. Grevin bizatihi bünyesinde topluca, lanlaşarak bir iş kolunda veya işyerinde faaliyeti
durdurmak, vardır. Direnme vardır, Anayasa­
mızın 47 nci maddesinde yer alan toplu sözleş­
me ve grev hakkına dayanarak 275 sayılı
Grev ve Lokavt Kanunu çıkarılmıştır. Bu ka­
nunun 17 nci maddesi grevi tarif etmiştir. Bu
3 ncü fıkrayı madde kapsamından çıkarmadı­
ğımız zaman Anayasanın Türk işçisine verdiği
grev hakkını kısıtlamış olacaksınız.
Her ne Ikadar işyeri işgallerine, işyerlerini
tahribetme eylemlerine karşı bu fıkra bir dire­
niş niteliği taşıyor ise de işlemiyeeektıir. Sen­
dikalların grev kanarları işçiyi çalışmaktan alı­
koyan bir ölçüde zorlayıcı bir sebeptir. Bu
— 616
24 . 5 . 1971
O :1
fıkra, grev kararlan alma özgürlüğüne (karşı
çıkan sendikacıyı eli kolu bağlı hale getirme­
ye çalışan bir fıkradır. Bu fıkrayı maddeden
çıkardığınz zaman Türk işçisini kendi haklarım kanunlar çerçevesinde korumak olanağından
yoksun bırakmıyacaksınız demektir. Ve Türü
işçisinin kendi haklarım sav anma konusunda
grev kararı almaya gittiği zaman daha hür ve
müstakil hareket etmeye sevk edeceksiniz de­
mektir. Bu bakımdan, biraz sonra önergem de
okunacaktır, önergemde üçüncü fıkranın mad­
deden çıkarilmasını öneriyorum. Saygılarımla.
BAŞKAN — Başka söz istiyen sayın üye?..
Yok. Değiştirge önergeleri var. Ojkutuyorum
efendim.
GEÇİCİ KOMİSYON SÖZCÜSÜ ARSLAN
TOPÇUBAŞI (Çorum) — Söz istiyorum efen­
dim.
BAŞKAN — Buyurun efendim.
GEÇÎCt KOMİSYON SÖZCÜSÜ ARSLAN
TOPÇUBAŞI (Çorum) — Sayın Başkanım, bu
kanunun bir lalihsizilği var; uzun müddetten
beri müzakere edilir, çıkmaz. Daha evvel bu
kanun Yüce Meclisin tasvibine mıazbar olmuş,
Senatodan geçmiş, kanuniyeıt kesbetmiş, Ana­
yasa Mahîkemesi tarafından şekilden bozulmuş
ve bu şekli tamamlıyorken birtakım tâdil öner­
geleri -150 yi mütecaviz - ile bu kadar gecik­
me neticesi hâsıl olmuş bulunmakta. Talihsiz­
liğin birisi bu.
Talihsizliğin ikincisi; bütün takrirler komis­
yonda ariz ve ami'k görüşülüp, tetkik edilip
neticeye bağlanmış almasına rağmen, komis­
yon üyesi olan arkadaşlarımız çok acayip «Söz
hakkımız mahfuzdur» diye kayıt düşmemeleri­
ne rağmen, komisyonda tesbit edilmiş hususla­
rı gelip burada ve bunun dışında beyanda bu­
lunuyorlar. Bunu kaydetmek istedim.
Meselemize gelince;
müzakere mevzuu
olan 17 nci madde daha evvel komisyonumuz­
da kabul edilmiş ve Yüce Meclis de daha evvel
bunu bu hali ile tesbit etmişti. Zannediyorum
ki, konuşan arkadaşlarımızdan Sayın Asutay
da bu mevzuda her hangi bir kaydı ihtirazı ilerisürmemişti. Binaenaleyh, buradaki beyanla­
rına hayret ederek, ileri sürmüş olduğu mah­
zurun iki noktada giderilebileceği veyahut id­
dialarının mukni olmadığı, görüşünü ileri sü­
receğiz.
Download