M. Meclisi B : 72 sındaki denge ve toplumdaki ekonomik çıkar grup­ ları ile, çalışanlar arasındaki denge ile ilgilidir. Batılı demokratik rejim temel tercihimizdir. Buna rağmen, bu rejimin sağlıklı İşleyişi ile ilgili manivela­ ları ve unsurları Türk çalışanlarına tanımaktan kaçı­ nıyoruz. Batıda olduğu gibi sendikal özgürlük sağlamak, memurlara da örgütlenme, toplu sözleşme ve grev hakkının verilerek çözümleme son ve kesin çözümle­ medir. Bunun dışındaki çözümlemeler bunalımı artır­ maktan öteye sonuç sağlamaz. Cumhuriyet Halk Partisi, çağdaş demokrasiden, onun kurum ve araçlarından yana bir partidir. Bu te­ mel tercihimiz, halkımız gelişme, yenileşme ve demok­ ratikleşme özlemleri ile özdeştir. Sürekli, güçlü hükümetler kurulmadıkça ve Parla­ mento içi çoğunluk el vermedikçe, kısaca Cumhuri­ yet Halk Partisi tek başına iktidara gelmedikçe son ve kesin çözüm sağlanamayacaktır. Yukarıda belirttiğim gibi, bu Kararname bir ölçüde ve Parlamento aritmetiğinin olumsuz koşullarına rağ­ men, yararlı, ileri bir ölçü getirmiştir. Değerli milletvekilleri, güvenceden yoksun, ekono­ mik ve sosyal bunalım içindeki kamu personeli huzur­ suzluk içindedir. Demokratik hakları gerçek anlamda Anayasa değişiklikleri ile birlikte sağlanmadıkça, öz­ gür bir teknokrasi yaratılması olanağı sağlanmadıkça, kamu yönetimi düzgün işlemeyecek, verim alınamaya­ cak, halka gerekli hizmetler istenilen ölçüde sağlana­ mayacaktır. Bizler de, bu kısır döngünün içinde, bü­ rokrasiden ve yönetimden şikâyetleri tekrarlayıp du­ racağız. 12 sayılı Kararnamenin yayınlandığı günlerdeki Adalet Partisi sözcülerinin beyanlarını da, ne denli işçiden yana ve çalışandan yana olduklarını göstermek bakımından okumak istiyorum. Aynen : «657 sayılı Kanun, Devlet personelini memur, sözleşmeli, yevmi­ yeli diye bir tasnife tâbi tutmuşken, Kararname bir de, «işçiler» şeklinde tasnifi öngörmüş bulunmakla, ka­ mu hizmetlerini, icabında grevlerle felce uğrayabilmesi durumunda teşvik etmiş bulunmaktadır» demekte­ dirler. Açıkça görülmektedir ki, «Bir kısım memuru işçi sayarak, işçilere tanıyacağınız olanaklara karşıyız» de­ nilmektedir ve grev hakkını demokratik *bir hak say­ mak yerine, kamu hizmetlerini felce uğratan bir araç göstermektedirler. 6 . 5 . 1975 O : 1 Bu düşünceyi halka anlatamazsınız, işçiye, memura anlatamazsınız. Bu haklar ve özgürlükler, liberal ol­ manın asgarî önkoşullarıdır. Aksi, devlet ve yasalar eliyle, çalışanlara karşı çıkar çevrelerinin özlemleri ile özdeşleşen, en azından antidemokratik bir düşüncedir. Meydanlarda sık sık söylenen, hürriyetçi ve medeni-* yetçi demokrasi düşüncesine temelden karşıdır. Şayet aksini iddia ediyorsanız, çoğunluğu bulunan Cephe Hükümetine, işçi ve memurdan yana olma fırsatı şim­ di doğmuştur: Verdiğimiz önergelere oy verirsiniz ve­ ya daha ileri bir önerge sunarsınız, mesele aydınlık kazanır. Değerli milletvekilleri, milliyetçiliği, sadece sözleri ile tekeline almış bir partinin yandaş örgütlerinden bi­ ri, Türkiye'deki tüm Türk - İş işyerlerine gönderdiği bildiride, Cumhuriyet Halk Partisinin Plan Komisyo­ nunda 200 bin işçiyi resmen memurlaştırdığını söyle­ mektedir. Bu kadar büyük bir yalanı yeni bir kışkırt­ ma vasıtası bulanlarla, Cumhuriyet Halk Partisine «Memuru işçi yapıyorsunuz» diyen Cephe liderinin, Adalet Partisiyle, bu yasanın görüşülmesi sırasında iş­ birliği içinde bulunmaları tarihsel bir tesadüf değildir. îşçiye işçi olma hakkı tanımamak, memura örgüt­ lenme, grev, lokavt hakkı tanımamak, demokrasi ve özgürlük düşmanlığıdır. Sizler gibi, muhalefet için mu­ halefet de etmiyoruz. Sizin başarısızlığınız, bizim ba­ şarı göstergemiz de değildir. 12 sayılı Kararnamede bizleri eleştirenlere, yeni, ileri ve demokratik işçi hak­ larını koruyacak öneriniz varsa, «evet» diyoruz. BAŞKAN — Lütfen tamamlayınız, süreniz doldu. ALİ SANLİ (Devamla) — Tamamlıyorum efen­ dim. Muhalefet döneminde, yeni seçenekler ve halkın ye­ ni özlemlerine formüller bulmak yerine, olumsuzlukla­ ra dayalı bir politika ve çarpık yalanları taktik diye su­ nanlara tarih, şimdi, Ecevit Hükümetinin getirdiği esp­ riyi onaylatıyor. Bu ölçüyü yenmeniz de bir ölçüde olumludur. Ancak, dağıtılan 155'e 2 nci ekte, memur kavra­ mının, kamu yetkisi unsurunun kaldırılmasıyle genişletildiği endişesini taşıyoruz. Çünkü, kamu hizme­ tiyle görevli olanların tümünün kamu yetkisini kul­ lanma olanağı yoktur. Bu ölçünün kaldırılması işçi yararına değildir, bir adım geridir. Yasada, kamu yetkisini kullanma unsuru saklı tutulmalıdır. Hükü­ met buna dayanarak siyasal tercihini belirlesin. O zaman, Cephe Hükümetinin işçiden yana olup ol­ madığını hep birlikte görürüz, bize bu fırsatı veri­ niz.