B : 31 18. 1.11950 vin huzur ve emniyeti sarsacak bir vüsat ikti­ sap ettiğini müşahede ettikten sonra bunu tah­ dit yoluna yönelmişlerdir. 1946 senesinde İsviçre Sendikalar Birliği lokavtı, grevi gayrinizami olarak ilân etmiş­ tir. Sayın arkadaşlarım beni tenkid eden muha­ lif hatip arkadaşlarım politika yaptıkları için bunlara karşılık vermek isterdim. Fakat huzu­ runuzu fazla işgal etmiş olmak istemem. Bir iki cümle ile mâruzâtımı bitireceğim. Sayın Hulusi Demirelli'nin temsil ettiği parti qrevi ele alarak, kimseye hayır etmiyen, mem­ leketin ne işçisini, ne iş verenine ne de memle­ ketin yüksek menfaatine asla uymıyan bir ko­ za el attıkları zaman yüreğim sızladı. Ben Kema­ list rejimin esasları dairesinde, Demokrat Par­ tiyi bir kardeş parti, beraber yürüyen, memle­ ketin, yüksek menfaatlerinde bizden ayrılmıyan bir parti olarak görmek isterdim. Böyle esaslı bir noktada Demokrat Partiyi yanlış bir yolda görmek beni üzdü. öbür tarafta şunu da gördüm ki, Demokrat Parti saflarında .çok ha­ miyetli ve vatanperver birtakım vatandaşları­ mız vardır ve bunlar grev meselesini ortaya atan arkadaşlarını kendi aralarında şiddetle tenkid etmişlerdir. Demokrat Parti saflarında bu vatanperver arkadaşların mevcudiyeti bana teselli verdi, kendilerine karşı minnettarlık duy­ maktayım. Şu noktayı da ifade etmek isterim ki, bizim şu anda iktidarda bulunan ve memlekette he­ def tutulan dâvaları gayelerine doğru yürütme mesuliyetini taşıyan parti olarak yapacağı­ mız daha çok işler vardır. Bugün hastalık sigor­ tası, öbürgün ihtiyarhk sigortası, ertesi gün mesken dâvasının halledilmesi için lâzımgelen esbabı istikmal etmek için çalışacağız. Biz bun­ ları yapmakla meşgul iken istiyenler istedikleri kadar grevi terennüm edip dursunlar. BAŞKAN — Hasene İlgaz. HASENE İLGAZ (Çorum) — Efendim, be­ nim bir etüdüm var. Bu etüd bir gezintide işçi­ lerle yaptığım temas neticesini müşahedelerimi içinde toplamış bulunmaktadır., çok şayanı dik­ katti. Ve bilhassa işçi ile karşı karşıya konuşa­ rak; yaptığım bir tesbittir. İşçilere grev hak­ kı için Mecliste bir temayül var, bâzı arkadaş­ lar grev istiyor, ne diyorsunuz, bunu müdafaa 0:1 etmek için İstanbul'dan seçtiğiniz işçi vekiliniz var, kendileriyle bu mevzuda konuştunuz mu? [Dedim. Bana hayır dediler, bu hususta hiç kim­ seye salâhiyet vermiş değiliz. Bunu biz istemi­ yoruz. Bunun tek sebebi de biz halk istemeden Büyük Cumhuriyet Hükümeti ve onun Hükü­ metleri teker teker bize haklarımızı vermiş­ tir. Hakkı verilen bir vatandaş, bir işçi zümre­ sine grev istemek ne demektir? istiyecek hak­ kımız yoktur ki, biz buna yeltenelim, dediler. Benim yakında inşaallah basmaya muvaffak olacağım (Bir işçi gezintisi) kitabında bu işçi­ lerin isimleri, bulundukları mevkiler, hattâ bir kısmının resimleri de yer alacaktır. Eskiden Zonguldak mıntakasmda bir incir ağacının al­ tında gece sabaha kadar yatıp ertesi günü kal­ kıp ocağa giren bir işçi bugün ranzada Ameri­ kan çarşaflı bir yatakta yatmakta ve 15 günde bir de yatak çarşafları temizlenmektedir. Ay­ rıca ocağa girdiği zaman elbisesini değiştirmek­ te, günlük elbisesini bir torbaya koyduktan son­ ra raflara asmaktadır. Ocaktan çıktığı zaman da sabunlarını eline alarak sıcak duşta yıkan­ makta Hükümetimizin vermiş olduğu bir kilo ekmeği, pişmiş sıcak bir yemeği alarak sofra­ sında iştiha ile yemektedir. Ben de ocakta yap­ tığım etüdde onlarla suyun seviyesinden 250 metre aşağı indim. Onların sofrasına oturdum, yedikleri yemeği yedim, kendileriyle konuştum, anlaştım. Şimdi bu işçi neden grev istesin? Onun ne eksiği kalmıştır. Hemen hemen hiç ve­ ya pek az... Bir yurtdışı gezintisinde; amiyant maden amelesinin grevinde bulundum. Ameleler sıra sıra yol üzerine dizilmişlerdi. Dediler ki, ami­ yant amelesi grev yaptı. Amele önlerine tak­ mış olduğu kartonlar üzerine isteklerini yaz­ mışlardı.. Bunları tercüme ettirdim. Levhalar­ da yaptıkları yerlerde hayvanın bile yatmıyacağmdan şikâyet ediyorlardı. Bir kısım lev­ halarda ise, paralarının çok az olduğu yazılı idi. Bundan şikâyet ediyorlardı. Yiyeceklerini bu­ rada bulamadıklarından bahsediyorlardı. Bir 'kere de bizim Zonguldak h düşününüz. 17 mil­ yon her yıl sosyal işlere sarfedilmektedir. Sayın arkadaşlarım, şahsi teşebbüslerin mu­ rakabe edilmesinden bahsettiler ve grevi bumlar için istiyoruz dediler. Bunda ben de onlar­ la beraberim. Fakat TDU da kolaydır. Biz etüt esnanaemda İstanbul'da Edirnekapı dışında bir eski