Ağustos 2012

advertisement
AYLIK RAPOR
Ağustos 2012
VakıfBank Ekonomik Araştırmalar Müdürlüğü | İstanbul
İÇİNDEKİLER
Haziran ayında dış ticaret açığı 7.2 milyar dolar ile beklentilerin altında geldi
Haziran ayında dış ticaret açığı bir önceki yılın aynı dönemine göre sert şekilde gerileyerek 7.2
milyar dolar olmuştur. Böylece 12 aylık kümülatif dış ticaret açığı 94.6 milyar dolar seviyesine
kadar gerilemiştir. Dış ticaret açığındaki bu yavaşlamada ithalatın hemen hemen tüm
kalemlerinde görülen sert düşüşler ve görece olumlu ihracat performansı etkili olmuştur. Bu
raporumuzda Haziran ayı dış ticaret rakamları ayrıntılı bir şekilde incelendikten sonra, altın
ticaretindeki dikkat çekici gelişmeler ve ticaret ortaklarındaki değişim bağlamında ihracat ele
alınmıştır.
Altın Fiyatlarının Seyri ve Beklentiler
Son dönemde dış ticaretimiz içindeki payı ani şekilde yükselen altın, sıkça tartışılan
konulardan biri olmuştur. Bu raporumuzda, altının dış ticaretimizdeki yeri incelendikten sonra
uluslararası piyasalarda altın fiyatlarının seyri ve altın fiyatları üzerinde önümüzdeki
dönemde etkili olabilecek faktörler ele alınacaktır. Son olarak ise altın fiyatlarına dair
beklentilerimize yer verilecektir.
1
Haziran ayında dış ticaret açığı 7.2 milyar dolar ile beklentilerin altında geldi
Haziran ayında dış ticaret açığı bir önceki yılın aynı dönemine göre sert şekilde gerileyerek 7.2 milyar dolar
olmuştur. Böylece 12 aylık kümülatif dış ticaret açığı 94.6 milyar dolar seviyesine kadar gerilemiştir. Dış
ticaret açığındaki bu yavaşlamada ithalatın hemen hemen tüm kalemlerinde görülen sert düşüşler ve görece
olumlu ihracat performansı etkili olmuştur. Bu raporumuzda Haziran ayı dış ticaret rakamları ayrıntılı bir
şekilde incelendikten sonra, altın ticaretindeki dikkat çekici gelişmeler ve ticaret ortaklarındaki değişim
bağlamında ihracat ele alınmıştır.
Grafik 1
Grafik 2
Dış Ticaret Açığı (Milyar $)
Dış Ticaret Açığı (y-y,%)
130
Enerji Hariç Dış Ticaret (Milyar $)
Enerji Hariç Dış Ticaret (y-y,%)
May.12
Eyl.11
Oca.12
May.11
Eyl.10
Oca.11
Oca.10
May.10
Eyl.09
May.09
Eyl.08
Oca.09
May.08
Kas.11
Mar.12
Tem.11
Kas.10
Mar.11
Tem.10
Kas.09
Mar.10
Mar.09
Tem.09
Kas.08
Mar.08
Tem.08
Kas.07
Mar.07
Tem.07
-120
Eyl.07
-70
Oca.08
-20
Oca.07
30
May.07
200
160
120
80
40
0
-40
-80
80
Kaynak: TÜİK
Son on iki aylık toplam rakamları kullanılmıştır.
Kaynak: TÜİK
Son on iki aylık toplam rakamları kullanılmıştır.
TÜİK tarafından açıklanan dış ticaret verilerine göre, Haziran ayında dış ticaret açığı bir önceki yılın aynı dönemine göre
%30’luk sert bir düşüşle 7.2 milyar dolar açıklanarak 8.3 milyar dolar olan bizim ve 8 milyar dolar olan piyasa
beklentilerinin altında gerçekleşmiştir. Haziran ayında ithalat bir önceki yılın aynı dönemine göre %5.4 oranında
azalarak 20.4 milyar dolar, ihracat ise bir önceki yılın aynı ayına göre %16.9 oranında artarak 13.3 milyar dolar
olmuştur. 12 aylık kümülatif dış ticaret açığı ise Haziran ayında, %2.6’lık düşüşle 94.6 milyar dolar seviyesine kadar
gerilemiştir. Böylece 12 aylık kümülatif dış ticaret açığı 2010 yılının Nisan ayından bu yana ilk kez yıllık bazda
küçülmüştür. Haziran ayı ile birlikte yılın ilk yarısına ilişkin tablo da netleşmiştir. Geçen yılın ilk 6 ayında 54.1 milyar
dolar olan dış ticaret açığı bu sene 42.8 milyar dolara gerileyerek ekonomideki yavaşlamanın da göstergesi olmuştur.
Enerji dış ticareti dışlanarak hesaplanan enerji hariç dış ticaret açığı, son 12 aylık toplamda bir önceki yılın aynı ayına
göre %24.6 oranında gerileyerek daha belirgin bir toparlanma sergilemiştir (bkz. Grafik-2). Bunun en temel nedeni
enerji dışındaki diğer sektörlerin hemen hemen hepsinde ithalat performansının yavaşlamasına karşın enerji ithalatının
azalan ivmede de olsa artış yaşamaya devam etmesidir. Önümüzdeki dönemde gelişmiş ülke merkez bankalarının
parasal genişlemeye gitmesi ve arz yönlü nedenler ile petrol fiyatlarında görülebilecek yukarı yönlü hareketler dış
ticaret açığı ile enerji hariç dış ticaret açığı performansı arasındaki farkın daha görünür hale gelmesine neden
olabilecektir.
Altın Hariç İthalat ve İhracat
(12 aylık kümülatif, 2007=100)
Grafik 3
İhracat
İthalat
Kaynak: TCMB; TÜİK
*altın ithalat ve ihracatı için kıymetli taşlar faslı verileri
kullanılmıştır.
Haz.12
Oca.12
Ağu.11
Mar.11
Eki.10
May.10
Ara.09
Tem.09
Şub.09
Eyl.08
Nis.08
Kas.07
Haz.07
Oca.07
170
160
150
140
130
120
110
100
90
Haziran ayı dış ticaret rakamları fasıllar itibariyle
değerlendirildiğinde,
kıymetli
taşlar
ithalat
ve
ihracatındaki yüksek oranlı artışların devam ettiği
görülmüştür. Altını da içeren söz konusu fasılada Haziran
ayında %693’lük artışla 1.6 milyar dolarlık ihracat
gerçekleştirilirken, 1.4 milyar dolarlık ithalat yapılmıştır.
Böylece 2011 yılının Ocak-Haziran döneminde 1.6 milyar
dolar olan kıymetli taşların ihracatı 2012 yılının aynı
döneminde 6.8 milyar dolara ulaşırken, aynı dönemde söz
konusu faslın ithalatı ise 4.1 milyar dolara ulaşmıştır.
Geçtiğimiz hafta TÜİK son dönemde artan tartışmaların
ardından altın ihracat ve ithalat rakamlarına ilişkin bir
açıklama yapmıştır. Bu açıklamaya göre, 2011 yılının Ocak-
2
Haziran döneminde 1.9 milyar dolar olan altın ithalatının, 2012 yılının aynı döneminde 3.7 milyar dolara kadar
yükseldiği görülürken, altın ithalatının 1.6 milyar dolarlık büyük kısmının Birleşik Arap Emirlikleri’nden yapıldığı dikkat
çekmektedir. Öte yandan 2011 yılının Ocak-Haziran döneminde 574 milyon dolar olan altın ihracatının ise 2012 yılının
aynı döneminde 5.4 milyar dolara kadar ulaştığı dikkat çekerken, söz konusu dönemde yapılan ihracatın 4.4 milyar
dolarlık kısmının İran’a yapıldığı görülmektedir. Grafik-3’de dış ticaret verilerindeki kıymetli taşlar ithalat ve ihracat
rakamları kullanılarak altın hariç ithalat ve ihracat hesaplanmıştır. Altın hariç ihracat ve ithalat rakamlarına
bakıldığında, 12 aylık kümülatif ihracatın 2007 yılbaşından bu yana ithalatın üzerinde olduğu ancak 2010 yılının Ekim
ayından itibaren bu durumun terse döndüğü görülmüştür. Altın hariç ihracatta yaşanan sınırlı artışların aksine altın
hariç ithalatta daha sert artışların görülmesiyle iki rakam arasındaki fark giderek açılmıştır. Ancak ihracattaki sınırlı
artışın devam etmesinin aksine ithalat rakamlarının gerilemeye başlamasıyla aradaki farkın yeniden kapanmaya
başladığı görülmektedir. Bu durum önümüzdeki dönem dış ticaret verileri açısından olumlu bir görünüm çizmektedir.
Mevsim ve Takvim Etkilerinden Arındırılmış
Dış Ticaret (yıllık, % değ.)
Grafik 4
60
40
20
0
-20
-40
Kaynak: TÜİK
May.12
Eyl.11
Oca.12
Oca.11
İthalat
May.11
Eyl.10
Eyl.09
Oca.10
May.10
İhracat
May.09
Eyl.08
Oca.09
Oca.08
May.08
Eyl.07
Oca.07
May.07
-60
Ekonomik Gruplar İtitbariyle İthalat (yıllık,
% değ.)
Grafik 5
60
40
20
0
-20
-40
Ara Malı
Kaynak: TÜİK
Sermaye Malı
May.12
Eyl.11
Oca.12
May.11
Oca.11
Eyl.10
May.10
Oca.10
Eyl.09
May.09
Eyl.08
Oca.09
May.08
Eyl.07
Oca.08
Oca.07
May.07
-60
Tüketim Malı
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış veriler de
Haziran ayında ithalattaki yavaşlamanın devam ettiğini
göstermektedir. Mayıs ayında mevsim ve takvim
etkilerinden arındırılmış olarak bir önceki aya göre %1.1
artan ithalat, Haziran ayında %0.1 gerilemiştir. İhracat ise
Haziran ayında bir önceki aya göre %2.9 artarak güçlü
seyrini sürdürmüştür. Yandaki grafikten de görüldüğü gibi
son dönemde ihracat ve ithalatın performans olarak
ayrıştıkları görülmektedir. Böylece, mevsim ve takvim
etkilerinden arındırılmış dış ticaret açığı bir önceki yılın aynı
ayına göre %23.7 gerilemiştir.
İthalat verilerine alt gruplar itibariyle bakıldığında, tüm
gruplardaki yavaşlamanın hızlanarak devam ettiği
görülmektedir. Haziran ayında bir önceki ayın aynı ayına
göre yatırım malları ithalatı %30.7 gerilerken, tüketim
malları ithalatı ise %20 düşmüştür. Ara mallarında ise
yavaşlama devam etmiş ve Haziran ayında bir önceki yılın
aynı ayına göre %3.3’lük sınırlı bir artış yaşanmıştır. Yıllık
bazda değerlendirdiğimizde yatırım ve tüketim malları
ithalatının bir önceki yıla göre düşüş gösterdikleri
görülmektedir. Söz konusu iki grubun ithalatındaki düşüş
üretim ve iç tüketim kanalı ile ekonomik aktivitedeki
yavaşlamaya ilişkin önemli bir gösterge olarak karşımıza
çıkmaktadır.
3
Grafik 6
70
Ülke Grupları İtibariyle İhracat (%)
60
50
Grafik 7
60
En Çok İhracat Yapılan İlk On Ülkenin
Toplam İhracat İçindeki Payı (%)
55
40
30
50
20
10
0
45
2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012*
AB Ülkeleri
Afrika
Diğer Asya
Kaynak: TÜİK
Diğer Avrupa (AB Hariç)
Yakın ve Orta Doğu
Diğer
40
2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012*
Kaynak: TÜİK
Türkiye ekonomisinde uzun süredir devam eden ihracat
Kurlar
2.7 yapılan ülkelerin çeşitlendirilmesi, yaşanan küresel
2.5 çalkantılara karşı dış ticaret kanalı ile dayanıklılığı
2.3 artırmaktadır. 2003 yılında %58 olan AB ekonomilerinin
toplam ihracat içindeki payı 2011 yılı itibariyle %46.2’ye
2.1
gerilemiştir. 2012 yılının ilk altı aylık bölümünde ise Euro
1.9
Bölgesi’nde artan makroekonomik sıkıntıların da etkisi ile
1.7
söz konusu oran %39.6’ya kadar düşmüştür. 2003 ile
1.5 2012 yılının ilk altı ayını kapsayan dönemde Yakın ve Orta
Doğu ülkelerinin payı önemli ölçüde azalmıştır. 2003
yılında toplam ihracatın ancak %11’lik bölümü söz konusu
USD/TL
EUR/TL
(sağ
eksen)
bölge ekonomilerine gerçekleştirilirken 2012 yılı Haziran
Kaynak: Reuters
ayı itibariyle toplam ihracatın %26.7’si Yakın ve Orta Doğu
ülkelerine yapılmıştır. Asya ve Afrika ülkelerinin toplam ihracat içindeki payı sınırlı da olsa yükselmiştir. Son dönemde
TL’nin Euro karşısında dolara göre daha fazla değer kazanması, Euro Bölgesi’ndeki ekonomik gelişmelerle birlikte
değerlendirildiğinde, söz konusu ülkelerin ihracatımız içindeki payının düşüşünde önemli rol oynamaktadır. Döviz
kurlarındaki söz konusu gelişme aynı zamanda yoğun olarak, dolar cinsi ticaret yaptığımız Yakın ve Ortadoğu ülkelerine
olan ihracat artışımızı da açıklamaktadır. İhracatta ülkelerin yoğunluğuna bakıldığında da önemli bir yapısal değişim
göze çarpmaktadır. 2003 yılında en çok ihracat yapılan on ülke toplam ihracatın %58’ini kapsarken, bu oran 2009
yılında %48’e gerilemiştir. 2010 ve 2011 yıllarında nispeten sakin bir seyir izleyen söz konusu oranın 2012 yılında bir
miktar yükseldiği göze çarpmaktadır. Bu durum özellikle İran’a yapılan ihracattaki hızlı artıştan kaynaklanmıştır.
Grafik 8
2.0
1.9
1.8
1.7
1.6
1.5
1.4
1.3
1.2
1.1
1.0
Haziran ayında dış ticaret açığı beklentilerin altında gerçekleşmiş ve daralmaya devam etmiştir. Altın ihracat ve ithalatı
ise dış ticaret dengesi üzerindeki önemini devam ettirmektedir. Haziran ayındaki 1.6 milyar dolarlık ihracat ile değerli
taş ihracatı son 6 ayda 6.8 milyar dolara ulaşmıştır. Haziran ayında dış ticaret açığının beklentilerin altında kalmasında
temel olarak ithalat gelişmeleri etkili olmuştur. Önemli ithalat kalemlerimiz genel ortalamalarının üzerinde bir
yavaşlama yaşarken, hava taşıtları ithalatının bir önceki yılın aynı ayına göre yaklaşık 400 milyon dolar azalması
ithalattaki düşüşte etkili olmuştur. Dış ticaret dengesinde gerek enerji hariç gerekse mevsim ve takvim etkilerinden
arındırılmış veriler de yavaşlama eğilimini yansıtmaktadır. Dış ticaret açığındaki toparlanma Türkiye ekonomisi için en
önemli risk unsuru olarak düşünülen cari işlemler açığına da olumlu yansıyarak, yabancı yatırımcıların ülke
ekonomisine ilişkin olumlu algılamalarını da güçlendirmektedir. Önümüzdeki dönemde TL’de hali hazırda yaşanan
değerlenmenin dış ticaret açığındaki toparlanmaya olumsuz etkilerde bulunması söz konusu olabililecekken, petrol
fiyatlarında Mayıs ve Haziran aylarında görmüş olduğumuz düşük seviyelerin enerji ithalatını önümüzdeki çeyrekte de
azaltmaya devam etmesine katkı sağlaması mümkün görünmektedir. Ancak önümüzdeki dönemde gelişmiş ülke
merkez bankalarının yeni bir parasal genişlemeye gidecekleri beklentilerinin güçlenmesi ve Suriye ve İran kaynaklı arz
şoklarının ortaya çıkması ile petrol fiyatlarında bir yükseliş görülebilecek olması dış ticaret açığı üzerinde baskı
yaratabilecektir.
4
Altın Fiyatlarının Seyri ve Beklentiler
Son dönemde dış ticaretimiz içindeki payı ani şekilde yükselen altın, sıkça tartışılan konulardan biri olmuştur.
Bu raporumuzda, altının dış ticaretimizdeki yeri incelendikten sonra uluslararası piyasalarda altın fiyatlarının
seyri ve altın fiyatları üzerinde önümüzdeki dönemde etkili olabilecek faktörler ele alınacaktır. Son olarak ise
altın fiyatlarına dair beklentilerimize yer verilecektir.
Türkiye’de altın ihracatı hızla yükseldi
Grafik-1
8
Altının Dış Ticaret İçindeki Payı (%)
7
Grafik-2
300
6
Altın Üretimi (ton)
200
5
4
150
3
100
2
50
1
0
0
Kaynak: TÜİK
*: 2012 Ocak-Haziran
Altın İthalatı (ton)
250
İthalat
İhracat
Kaynak: İAB, Altın Madencileri Derneği
*: 2012 Ocak-Temmuz
Son dönemde dış ticaret verileri altının dış ticaret içindeki rolüne ilişkin tartışmaların artmasına neden olmuştur. 2011
yılının ilk altı aylık bölümünde 1.9 milyar dolar olan altın ithalatı, 2012 yılının aynı döneminde 3.7 milyar dolara
yükselmiştir. Yine söz konusu dönemde altın ihracatı 574 milyon dolardan 5.4 milyar dolara çıkmıştır. Son dönemde
altın ithalatı önemli bir yükselişe işaret etmesine karşın, tarihsel olarak bakıldığında önemli ipuçları taşımaktadır. Altın
ithalatının toplam ithalat içindeki payına baktığımızda söz konusu oranın 2001 yılından itibaren nispeten istikrarlı bir
seyir izlediğini görüyoruz. 2008 yılından itibaren yaşanan krizle birlikte altının toplam ithalat içindeki payı %1.2
seviyesine kadar gerilemesine karşın, 2010 yılından itibaren kriz öncesi oranların yeniden elde edildiğini görüyoruz.
İhracat tarafında ise çok daha belirgin yapısal bir değişim dikkat çekiyor. Küresel krizle birlikte ihracatın sert bir şekilde
gerilemesi ile artan altın ihracatının toplam ihracat içindeki payı 2010 yılından itibaren düşmüş 2012 yılının ilk altı aylık
döneminde ise %7.2 seviyesine kadar ulaşmıştır. Türkiye’deki altın ithalatına ve üretimine miktar bazında baktığımızda
toplamın krizle birlikte önemli ölçüde gerilediği dikkat çekmektedir. Özellikle 2008 yılında 165.9 ton olan altın ithalatı
2009 yılında 37.6 tona gerilemiştir. Altın üretiminde ise bir artış yaşansa da toplam düzey kriz öncesi seviyenin oldukça
altında kalmıştır. Küresel finansal krizin ardından gelişmiş ülke merkez bankalarının parasal genişleme önlemlerini
uygulamaya koyması ile altın fiyatlarında görülen sert yükseliş altın ithalatının kısılmasında başlıca neden olarak
karşımıza çıkmaktadır. Türkiye’nin altın ithalatı 2012 yılının ilk altı aylık döneminde kriz öncesi dönemdeki trendine geri
dönmüş gibi görünmesine karşın, altın fiyatlarının kriz öncesi seviyesinin hala çok üzerinde olması altın talebimizde
ihracat olanaklarımıza bağlı bir artışın yaşandığına işaret etmektedir. Son dönemde TCMB’nin zorunlu karşılıkların altın
cinsinden tutulabilecek kısmının üst sınırını artırması yurtiçinde bankacılık sektörünün altına olan ilgisini de
tetiklemiştir. Bu durum gerek yastık altı olarak ifade edilen altın stokunun sistem içine girmesine gerekse, yurtiçi altın
talebinin de yükselişinde rolü olması mümkün görünmektedir. Sonuç olarak, altın fiyatlarındaki gelişmeler kriz sonrası
dönemde Türkiye’nin altın talebi üzerinde etkili olmuştur. Son dönemde, artan ihracat olanaklarının ithal altın talebini
de hızla artırması altın fiyatlarının gerilemediği bir süreçte yaşanmıştır. Bu bağlamda, yaşanan gelişmeler altın
fiyatlarının seyrinin Türkiye ekonomisini farklı açılardan da etkilemesine neden olabilecektir. Raporumuzun bundan
sonraki bölümlerinde altın fiyatlarının seyri ve fiyatlara ilişkin beklentiler ele alınacaktır.
5
Merkez Bankaları’nın politikaları altın fiyatlarını destekleyebilir
Grafik 3
2000
1800
1600
1400
Altın (dolar/ons) QE2
QE1
başladı
QE1
bittiğinde
altın %27
yükselmişti
QE2
başladı
Grafik 4
bittiğinde
altın %11.25
yükselmişti.
Politika Faiz Oranı (%)
6
1200
1000
5
ABD
4
Euro Bölgesi
3
İngiltere
2
Japonya
1
800
05.2012
01.2012
09.2011
05.2011
01.2011
09.2010
05.2010
01.2010
09.2009
05.2009
01.2009
09.2008
05.2008
01.2008
09.2007
01.2007
Kaynak: Reuters
05.2007
0
600
Kaynak: Bloomberg
Son dönemde küresel ekonomiye ilişkin yavaşlama sinyallerinin artması ile birlikte başta ABD olmak üzere gelişmiş ülke
merkez bankalarının ekonomiyi desteklemek için yeni adımlar atacağı beklentilerinin arttığı görülmektedir. Euro
Bölgesi’nde hâlihazırda belirsizliğini koruyan borç sorununun ve bunun bankacılık sektörüne çıkarabileceği ağır
faturanın yanı sıra ABD’de yavaş bir toparlanma gösteren işgücü piyasasının ve bütçe konusundaki anlaşmazlıkların
küresel ekonomiye ilişkin büyüme yönlü riskleri artırdığı görülmektedir. Ayrıca açıklanan son veriler dikkate
alındığında, Çin’in küresel büyümeye ilişkin bu riskleri telafi edemeyeceğine yönelik endişeler de büyüme açısından
karanlık bir tablo çizmektedir. Büyüme yönlü kaygıları hafifletmek amacıyla Temmuz ayında 25 baz puan faiz indiren
Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) önümüzdeki dönemde yeniden tahvil alımına başlaması ve ABD Merkez Bankası’nın
(FED) ise bu ay sonundaki Jackson Hole toplantılarında üçüncü niceliksel genişlemeyi açıklaması beklenmektedir.
Alınması beklenen bu genişletici önlemlerin küresel ölçekte likiditeyi artırarak enflasyonist baskıları da beraberinde
getirmesi mümkün olabilir. Söz konusu süreçte enflasyonist beklentiler altına olan talebi de artırmaktadır. Geçmiş
dönemler incelendiğinde, alınan genişletici önlemlerin ardından altın fiyatlarında yükselişler yaşandığı görülmektedir.
Örneğin küresel krizin başladığı 2007 yılının Aralık ayından QE1’in başladığı 2008 yılının Kasım ayına kadar altın
fiyatlarında %3 civarında artarken, QE1’in başladığı tarihten, QE1’in bittiği tarih olan 2010 yılının Mart ayına kadar %27
oranında yükselmiştir. Benzer şekilde QE2’nin başladığı 2010 yılının Kasım ayından bittiği 2011 yılının Kasım ayına
kadar geçen 1 yıllık süreçte de altın fiyatları %11.2 artmıştır. Düşük faiz politikasını sürdüren gelişmiş ülke merkez
bankalarının önümüzdeki dönemde parasal genişlemeye gitmesi altın fiyatlarında yukarı yönlü hareketleri
destekleyebilecektir.
Grafik 5
Dolar Endeksi
Altın Fiyatları ($/ons) (Sağ Eksen)
90
85
80
75
70
Kaynak: Bloomberg
2100
1900
1700
1500
1300
1100
900
700
500
Altın fiyatlarının hareketinin USD’nin seyri ile birlikte
incelenmesi iki nedenle önemli görünmektedir. İlki altının
dolar cinsinden fiyatlanan bir emtia olması, ikincisi ise
güvenli yatırım araçları olarak altın ve doların ikame
edilebilir olmasıdır. Altın fiyatları ile Dolar endeksini
birlikte incelediğimizde, son dönemde USD’nin değer
kazandığı aynı dönemde altın fiyatlarının ise aşağı yönlü
hareket ettiği dikkat çekmektedir. Güvenli liman olarak
görülen iki yatırım aracından USD’nin tercih edilmesi,
dolar değer kazanırken altın fiyatlarının aşağı yönlü
hareket etmesine neden olmuştur. Önümüzdeki dönemde
merkez bankalarının yeni parasal genişlemeye gitmesinin
USD üzerindeki etkisi altın fiyatları açısından bu kanal
aracılığı ile de önemli olabilecektir.
6
Altın Fiyatları ve Enflasyon
Spot Altın Fiyatı (dolar/ons)
Enflasyondan Arındırılmış Altın Fiyatı (dolar/ons)
2000
1500
1000
500
Grafik: 7
Eyl 09
Tem 12
Kas 06
Oca 04
Mar 01
May 98
Eyl 92
Tem 95
Kas 89
Oca 87
Mar 84
May 81
Eyl 75
Tem 78
Kas 72
0
Oca 70
2000
1800
1600
1400
1200
1000
800
600
400
200
0
$
Spot Altın Fiyatı
(Ocak 1975-Haziran 2012)
Grafik:6
Kaynak: Bloomberg
0
Kaynak: Bloomberg
50
100
150
200
250
ABD TÜFE
(Ocak 1975-Haziran 2012)
Altın fiyatlarının küresel krizin ardından alınan parasal
genişleme önlemleri ile hızla yükselmesi ile birlikte
2369.97
2550
enflasyondan arındırılmış fiyatların seyri de daha yakından
2350
izlenmeye başlamıştır. Altın fiyatları nominal bazda tarihi
2150
1950
yüksek seviyelere ulaşmasına karşın enflasyondan
1750
arındırılmış rakamların yükseliş göstermekle birlikte zirve
1550
1350
seviyesinin altında olduğu dikkat çekmektedir. Grafik 6’da
1150 851
ABD enflasyon oranından arındırılmış altın fiyatları ile spot
950
750
altın fiyatları birlikte gösterilmiştir. Altın fiyatlarının gerek
nominal gerekse enflasyondan arındırılmış haliyle 2000
Kaynak: ABD Çalıışma Bakanlığı
yılından bu yana yukarı yönlü hareket ettiği görülmektedir.
Ancak, enflasyon düzeltmesi yapılmış altın fiyatlarının ise 1980 yılındaki 851 dolar/ons’luk zirvesinin altında kaldığı
görülmektedir. Altın fiyatlarının 1980 yılından itibaren enflasyon oranında bir artış göstermesi durumunda 2369.97
dolara yükselmesi gerekmektedir. (Grafik-8) 2012 yılbaşından bu yana en yüksek 1784 dolar/ons seviyesine dek
yükselen altın fiyatları şu sıralarda 1611 dolar/ons seviyelerinden işlem görürken, fiyatların 2369.97 dolar seviyesinin
altında kalması altın fiyatlarında yükselişlerin devam edebileceğine işaret etmektedir.
Altın ve Enflasyon
1980
1982
1984
1986
1988
1990
1992
1994
1996
1998
2000
2002
2004
2006
2008
2010
2012
Grafik: 8
Altın fiyatları ile enflasyon arasındaki ilişkinin incelendiği pek çok literatür çalışması bulunmaktadır. Söz konusu
çalışmalar baz alınarak yapılan analizde Ocak 1975-Temmuz 2012 arası altın fiyatları ile ABD tüketici fiyatları
enflasyonunun dağılımı (Grafik-7) verilmiştir. Grafikte kırmızı çizgi ile gösterilen regresyon eğrisi enflasyonun arttığı
zamanlarda altının da yükseldiğini göstermektedir. Bu durum yeni bir parasal genişleme paketinin yaratacağı olası
enflasyonun altın fiyatlarındaki yükselişe kaynaklık edebileceğine dair önemli bir gösterge olarak karşımıza
1
çıkmaktadır.
1
Claude B. Erb and Campbell R. Harvey ‘The Golden Dilemma’. August 2012
7
QE2’nin bitişinden sonra doların da değer
kazanmasının etkisiyle altın fiyatlarında
aşağı yönlü bir hareketin başladığı
görülmüştür. Böylece altın, 2012 yılının
başından beri kıramadığı 55 haftalık
hareketli ortalama değeri olan 1,670
dolar/ons seviyesini kırdıktan sonra 100
haftalık hareketli ortalama değeri olan
1,560
dolar/ons
seviyesine
kadar
gerilemiştir. Altın fiyatlarında şu anki 100
haftalık hareketli ortalama değeri olan
1,560 dolar/ons seviyesinin altına hızlı bir
haftalık
kapanış
gerçekleşmesi
durumunda 1,480 dolar/ons, bu seviyenin de kırılması durumunda ise 200 haftalık hareketli ortalama değeri olan
1,300 dolar/ons seviyesine kadar sert bir gerileme görülebilir. Ancak böyle bir sert gerileme beklentilerimiz dahilinde
bulunmamaktadır. Çünkü son dönemde açıklanan ekonomik veriler yeni bir parasal genişlemenin gerçekleşme
ihtimalinin yüksek olduğunu göstermektedir. Piyasalarda parasal genişleme beklentileri artarken, faiz oranlarının çok
düşük seyrettiği hatta negatife döndüğü bir ortamda, servet saklama aracı özelliğiyle altının alıcı bulma ihtimali yüksek
görünmektedir. Altın fiyatlarının 2011 yılının üçüncü çeyreğinden beri 1,530 dolar/ons seviyesinin altına geri
çekilmemesi, altında yukarı yönlü hareketlerin görülebilme ihtimalini artırmaktadır. Altında yukarı yönlü hareketlerin
hızlanması ve kalıcı olabilmesi için 1,700 dolar/ons’un üzerinde bir kapanış gerçekleşmesi gerekmektedir. Altında 55
haftalık hareketli ortalamanın işaret ettiği 1,670 dolar/ons’un üzerindeki bir haftalık kapanış yaşanması, aşağı yönlü
hareketlerin sona erdiğine dair ilk işaret olacaktır. Ancak asıl işaret altının 1,680 dolar/ons’un üzerine hareket etmesi
durumunda görülecektir. Kısa vadede dar bir bantta hareket eden altının, 1,670 dolar/ons’un üzerine 1,550
dolar/ons’un ise altına hareket etmesi zor görünmektedir. Ancak orta ve uzun vadede altının 1,790 dolar/ons’u kırması
durumunda yeni rekorlar görülebilecektir.
Altın Fiyatlarına İlişkin Senaryolar
Altın fiyatlarının önümüzdeki dönemdeki olası hareketleri üç senaryo altında incelenebilir:
Senaryo-1: ABD’de makroekonomik verilerin beklentilerden yavaş bir ekonomik aktiviteye işaret etmesi, düşük
enflasyon ortamında FED’in yeni bir parasal genişlemeye gitmesine neden olabilecektir. Yeni parasal genişlemenin en
erken Eylül ayında ilan edilmesi beklenmektedir. Bunun yanı sıra AB’nin borç krizi sonrası ECB’nin sterilize edilmemiş
tahvil alımı ve 3 yıllık refinansman programı ile parasal genişlemeye gideceği beklentisi artmıştır. Bu iki büyük merkez
bankası dışında, BOJ’un enflasyon %1 seviyesine gelinceye dek ucu açık parasal genişleme kararı almış olması ve
BoE’nin de tahvil alımına devam etmesi hali hazırda faizlerin düşük seyrettiği ortamda likidite tabanında genişleme
yaratarak arzı sınırlı olan altın fiyatlarını yukarı yönlü destekleyebilecektir.
Senaryo-2: Dünya ekonomilerinde şu ana kadar uygulanan parasal genişleme politikalarının ekonomi üzerinde olumlu
etki yaratması halinde oluşacak enflasyonist endişeler, reel faizlerin negatife dönmesi riski yarattığından altın
fiyatlarını destekleyebilecektir.
Senaryo-3: Yukarıda değindiğimiz iki senaryodan farklı olarak son senaryo altın fiyatlarının sert düşebileceği bir
durumu yansıtmaktadır. Bu senaryoda son dönemde yavaşlama emareleri gösteren makroekonomik verilerde belirgin
bir iyileşme olması ve buna bağlı olarak merkez bankalarının yeni parasal genişleme önlemleri almaktan kaçınmaları
durumu ele alınmıştır. Özellikle ABD ekonomisinde ekonominin düzelmeye başladığı beklentisi FED’in belli bir süre
sonra faiz artıracağı beklentilerini destekleyebilecektir. Böyle bir durumda hâlihazırda FED’in uzun süre faizleri sıfıra
yakın tutacağı beklentisi ile fonlama için ABD dolarını kullanan yatırımcıların kısa pozisyonlarını kapatmasının ABD
dolarında yaratacağı değerlenme altında sert düşüşlere neden olabilecektir. Ancak halihazırda bu senaryonun
gerçekleşme ihtimali şu an için en düşük senaryo olduğu düşünülmektedir. Altın fiyatlarına ilişkin ele aldığımız üç
senaryoyu incelediğimizde, önümüzdeki dönemde altın fiyatlarının yukarı yönlü hareket etmesi ihtimalinin daha
yüksek olduğu görülmektedir.
8
Vakıfbank Ekonomik Araştırmalar ekonomik.arastirmalar@vakifbank.com.tr
0212‐398 18 98 Cem Eroğlu Kıdemli Ekonomist cem.eroglu@vakifbank.com.tr
Nazan Kılıç Ekonomist nazan.kilic@vakifbank.com.tr
Ümit Ünsal Ekonomist umit.unsal@vakifbank.com.tr
0212‐398 18 99 Emine Özgü Özen Ekonomist emineozgu.ozen@vakifbank.com.tr 0212‐398 18 90 Naime Doğan Eriş Araştırmacı naimedogan.eris@vakifbank.com.tr 0212‐398 18 92 Fatma Özlem Kanbur Araştırmacı fatmaozlem.kanbur@vakifbank.com.tr
0212‐398 19 02 0212‐398 18 91 Bu rapor Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. tarafından güvenilir olduğuna inanılan kaynaklardan sağlanan bilgiler kullanılarak hazırlanmıştır. Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. bu bilgi ve verilerin doğruluğu hakkında herhangi bir garanti vermemekte ve bu rapor ve içindeki bilgilerin kullanılması nedeniyle doğrudan veya dolaylı olarak oluşacak zararlardan dolayı sorumluluk kabul etmemektedir. Bu rapor sadece bilgi vermek amacıyla hazırlanmış olup, hiçbir konuda yatırım önerisi olarak yorumlanmamalıdır. Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. bu raporda yer alan bilgilerde daha önceden bilgilendirme yapmaksızın kısmen veya tamamen değişiklik yapma hakkına sahiptir. Vakıfbank Ekonomik Araştırmalar
Download