KAMU PERSONEL SEÇME SINAVI LİSANS ALAN BİLGİSİ TESTİ (HUKUK-İKTİSAT-MALİYE-MUHASEBE) 17-19 MART 2017 Çözüm Kitapçığı Deneme-7 Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının Merkezimizin yazılı izni olmadan kopya edilmesi, fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar gerekli cezai sorumluluğu ve testlerin hazırlanmasındaki. mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır. 2017 - KP SS/AB 1. HUKUK 3. Danışma Kurulu, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı’nın başkanlığında siyasi parti grup başkanları veya vekillerinden biri veya onların yazılı olarak görevlendirdiği birer milletvekilinden kurulur. Kurul, İç Tüzük’te kendisine verilen görevleri yerine getirir ve Başkan’ın istemi üzerine danışma niteliğinde görüş bildirir. Gerektiğinde bir hükûmet temsilcisi veya Meclis başkanvekilleri de Danışma Kuruluna çağrılabilir. Danışma Kurulu, Başkan’ın gerekli görmesi veya bir siyasi parti grubu başkanlığının istemi üzerine en geç yirmi dört saat içinde Başkan tarafından toplantıya çağrılır. Türkiye Büyük Millet Meclisinin Anayasa ve İç Tüzük ile belirlenmiş kendine has bir çalışma düzeni vardır. ● Yasama Dönemi: Yasama dönemi iki milletvekili genel seçimi arasındaki süre olup bu süre, Anayasa uyarınca uzatılmadığı veya seçimler yenilenmediği takdirde dört yıldır. ● Yasama Yılı: 1 Ekim’de başlayıp 30 Eylül’de sona eren, Meclisin bir yıl içinde çalıştığı dönemdir. ● Birleşim: Genel Kurulun belli bir gününde açılan toplantısıdır. ● Oturum: Bir birleşimin ara ile bölünen kısımlarından her biridir. ise m 2. ya yın cılık A B C D E TG D E NE M E Ç Ö ZÜM - 7 Anayasa’nın özel karar yeter sayıları öngördüğü durumlar şunlardır: ● Anayasa’nın değiştirilmesi: Üye tam sayısının üçte ikisi veya beşte üçü (m. 175) ● Genel ve özel af ilanı: Üye tam sayısının beşte üçü (ayrıca açık oy ile) ● Türkiye Büyük Millet Meclisi başkanının seçimi: Üye tam sayısının üçte ikisi veya üye tam sayısının salt çoğunluğu (m. 94) ● Gensoru neticesinde yapılan güven oylaması: Üye tam sayısının salt çoğunluğu (m. 99/4) ● Görev sırasında güvenoyu: Üye tam sayısının salt çoğunluğu (m.111) ● Yüce Divana sevk kararı: Üye tam sayısının salt çoğunluğu (m. 100/3) ● Cumhurbaşkanı’nın vatana ihanetten dolayı suçlandırılması: Üye tam sayısının dörtte üçü (m. 105) ● Devamsızlık nedeniyle milletvekilliğinin düşmesine karar verilmesi: Üye tam sayısının salt çoğunluğu ● Kamu başdenetçisinin seçimi: Üye tam sayısının üçte ikisi veya üye tam sayısının salt çoğunluğu (m. 74’te yapılan 2010 Anayasa değişikliği) ● Anayasa Mahkemesi üyelerinin seçimi: Üye tam sayısının üçte ikisi veya üye tam sayısının salt çoğunluğu (m. 146’da yapılan 2010 Anayasa değişikliği) A B C D E 4. A B C D E ● Seçimin başlangıç tarihinden üç gün önce; ● Seçim dönemi bitmeden seçimin yenilenmesine karar verilmesi hâlinde ise bu karardan başlayarak beş gün içinde; ♦ Adalet, ♦ Ulaştırma, ♦ İçişleri bakanları görevlerinden çekilir. A B C D E 5. 2577 sayılı İYUK’a göre, davanın hasım gösterilmeden açılması hâlinde, dava dilekçesinin tespit edilecek gerçek hasma tebliğine karar verir. Somut olayda husumet Adalet Bakanlığına yöneltilmiştir ancak husumetin İçişleri Bakanlığına yöneltilmesi gerekmektedir. A B C D E 2 Diğer sayfaya geçiniz. TG D EN EME ÇÖZ ÜM -7 6. 20 17- K P S S /A B 9. Dilekçe incelemesinde sıra şu şekildedir: ● Görev ve yetki ● İdari merci tecavüzü ● Ehliyet ● İdari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı ● Süre aşımı ● Husumet ● 3 ve 5’inci maddelere uygun olup olmadığı Kısmi kamulaştırmada eğer taşınmazın diğer kısmı kullanılamaz bir hâle gelmişse taşınmazı kamulaştırılan kişi kamulaştırma işlemine karşı iptal davası açmamış olmak şartıyla kamulaştırma kararının kendisine tebliğinden itibaren 30 gün içinde idareye başvurarak kalan kısmında kamulaştırılmasını isteyebilir. A B C D E A B C D E 10. 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu madde 30’a göre; il özel idaresi stratejik plana uygun olarak yönetmek, il özel idaresinin kurumsal stratejilerini oluşturmak, bu stratejilere uygun olarak bütçeyi, il özel idaresi faaliyetlerinin ve personelinin performans ölçütlerini hazırlamak ve uygulamak, izlemek ve değerlendirmek, bunlarla ilgili raporları Meclise sunmak valinin görevidir. 2577 sayılı İYUK’a göre, İYUK’de veya özel kanunlarda yetkili idare mahkemesinin gösterilmemiş olması hâlinde, yetkili idare mahkemesi, dava konusu olan idari işlemi veya idari sözleşmeyi yapan idari merciin bulunduğu yerdeki idare mahkemesidir ve bu durum genel yetkiyi ifade etmektedir. Ancak ● kamu görevlileri ile ilgili davalarda, ● taşınmaz mallara ilişkin davalarda, ● taşınır mallara ilişkin davalalarda, ● tam yargı davalarında 11. Koşullu salıvermede aranan infaz şartı, hükmedilen cezanın miktarına göre değişmektedir. 5275 sayılı Kanun’a göre, koşullu salıvermeden faydalanmak için ceza infaz kurumunda geçirilmesi gereken süre, müebbet hapis cezasında 24 yıldır. A B C D E ise m 7. ya yın cılık A B C D E Özel yetki düzenlemesi bulunmaktadır. A B C D E 12. 8. Genel af TCK’nin 65/1. maddesine göre, kamu davasının düşmesini ve hükmolunan cezaların bütün sonuçlarıyla ortadan kalkmasını sağlayan aftır. Bu durumda soruşturma evresinde bulunuyorsa şüpheli hakkında kamu davası açılamaz, kamu davası açılmış ancak karar kesinleşmemiş ise kamu davasının düşürülmesine karar verilir. Genel affa uğramış mahkûmiyet ertelemeye engel olmayıp tekerrür hükümlerinin uygulanmasına engeldir. Genel ve özel af TBMM üye tam sayısının en az 3/5’nin kabul oyuyla ilan edilir. Genel af cezayı tüm sonuçlarıyla ortadan kaldırırken özel af yalnızca cezanın infazını engeller. Cumhurbaşkanı’na tanınan af yetkisi özel af niteliğindedir. Merkezden yönetimin sakıncalarını ortadan kaldırmak ve özellikle bu yönetim biçiminin yol açtığı kırtasiyeciliği bertaraf ederek hizmetlerin taşrada gecikmeden yürütülmesini sağlamak amacıyla yetki genişliği ilkesinin uygulanması yoluna gidilmiştir. Adli para cezalarına ilişkin özel af çıkarılamaz. Genel affa uğrayan mahkûmiyetler tekerrüre esas olmaz ancak özel affa uğrayan mahkumiyetler tekerrüre esas olur. A B C D E A B C D E 3 Diğer sayfaya geçiniz. 2017 - KP SS/AB 13. TG D E NE M E Ç Ö ZÜM - 7 16. Betül muhakkak ve ağır bir tehlikeden kurtulmak amacı ile Ersin’in sürat motorunu rızası dışında almıştır. Olayda zorunluluk hâli söz konusudur. Betül’e ceza verilmez ancak unutulmamalıdır ki eğer motor zarar görmüşse ve hakkaniyet gerektiriyorsa Ersin’in uğramış olduğu zararları tazmin etmesine karar verilir. A B C D E Türk Ceza Kanunu madde 31 ve 33 uyarınca A ve B seçeneklerinde verilen kimselerin ceza ehliyeti yoktur. Bu kişilere hiç ceza verilmez. 17 yaşını doldurmuş sağır ve dilsize ise işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamaması veya davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmemiş olması hâlinde ceza verilmez, 20 yaşını doldurmuş sağır ve dilsizlere ise indirilmiş ceza verilir. Bu yüzden C ve E seçenekleri de yanlıştır. A B C D E 17. Çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren konularda hâkim veya mahkeme resen veya tarafların talebi üzerine bilirkişinin oy ve görüşüne başvurabilir. Bilirkişinin görevini yerine getireceği süre en çok 3 aydır. A B C D E ise m A B C D E Evlatlığın kendi kan bağı olan alt soyu ile miras açısından bir farkı bulunmamaktadır, dolayısıyla kök içi halefiyet ilkesi gereği evlatlığın çocuğu da mirasçılar arasında yer alır. ya yın cılık 14. Miras bırakanın alt soyu bulunduğundan kardeşi 2. Zümre mirasçı olarak mirastan pay alamaz. Aynı zamanda eşi de sağ olduğu için eşi ile birlikte alt soyu mirasçıları olarak belirlenir. 18. Kural olarak her taşınmaz için tapu kütüğünde tek sayfa açılır. Ancak bazı durumlarda taşınmaz için bölünme gibi nedenle açılan sayfada ayrı kayıt bulunmasına rağmen ilk kayıtın kapatılması unutulabilir, bu gibi durumlarda ortaya çıkan durum eşya hukukunda çifte tapu olarak adlandırılır. A B C D E 15. 6638 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikle, münhasıran cumhuriyet savcısına ait olan “gözaltına alma” kararı verme yetkisi katalog suçların varlığı hâlinde mülki amirlerce belirlenecek olan kolluk amirleri tarafından da kullanılabilecektir. A B C D E 19. Soruda verilen kanun hükmünde, evlilik birliğinin sürekli ihtiyaçlarının nelerden ibaret olduğu sayılmamış ve genel bir kayıt kullanılmıştır. Dolayısıyla kural içi boşluk söz konusudur. A B C D E 4 Diğer sayfaya geçiniz. TG D EN EME ÇÖZ ÜM -7 20. 20 17- K P S S /A B 24. Vakıflara üyelik mümkündür. Türk Medeni Kanunu’nun 101. maddesindeki; “Vakıflara üyelik olmaz.” şeklindeki üçüncü fıkra cümlesi Anayasa Mahkemesi’nin 17/04/2008 tarihli ve 2008/92 sayılı kararı ile iptal edilmiş ve yürürlüğe girmiştir. A B C D E Öneri, bir sözleşmenin kurulabilmesi için gerekli olan irade beyanlarından zaman itibarıyla önce yapılmış olanıdır. Bir irade beyanının öneri sayılabilmesi için ● Öneri sözleşmenin bütün esaslı noktalarını içermelidir. ● Bağlanma iradesi taşımalıdır. ● Yeni BK’ye göre, reklam broşürü, fiyat listesi ve fiyatını göstererek mal sergilenmesi aksi açıkça anlaşılmadıkça icap sayılır. A B C D E 21. Eşlerden biri diğer eşin açık rızası bulunmadıkça ● Aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez. ● Aile konutunu devredemez. ● Yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejiminde aksine anlaşma olmadıkça, eşlerden biri diğerinin rızası olmadan paylı mülkiyet konusu maldaki payı üzerinde tasarrufta bulunamaz. 25. A B C D E Feri haklar asıl alacağa bağlı ancak ondan bağımsız haklardır. Gecikme faizi, cezai şart asıl alacağı genişleten ferî haklardandır. Kefalet, rehin, ipotek, hapis hakkı gibi haklar ise asıl alacağın ödenmesini teminat altına alan haklardır. 22. Sevcan, Ayşe’ye bisikletini emanet olarak bıraktığına göre, eşya üzerindeki zilyetliği bir başka kişi aracılığıyla devam etmektedir. Dolayısıyla zilyetliği dolaylı zilyetlik türüdür. ise m ya yın cılık A B C D E A B C D E 23. 26. Nispilik ilkesinin istisnaları şunlardır: ● Kuvvetlendirilmiş kişisel haklar ● Borcun üstlenilmesi ● 3. kişi yararına sözleşmeler ● Halefiyet ilkesi Şerh verilebilen nispi haklar şunlardır: Şahsi edim kişisel özelliklerin önem taşıdığı edim türüdür. Örneğin işçinin iş görme borcu, ressamın portre çizme borcu şahsi edimin konusunu oluşturur. Borçlunun mal varlığıyla ifa edilen edimler ise maddi edimleri oluşturur. ● Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden doğan inşaat hakkı ● Sözleşmeden doğan ön alım hakkı ● İştira hakkı ● Vefa hakkı ● Kira hakkı ● Bağışlayana rücu hakkı ● Taşınma satış vadi vb. Dolayısıyla tapuya şerh edilen ön alım hakkı nispilik ilkesine istisna teşkil eder. A B C D E A B C D E 5 Diğer sayfaya geçiniz. 2017 - KP SS/AB 27. TG D E NE M E Ç Ö ZÜM - 7 31. Nispi muvazaada tarafların gerçek arzularına uymayan ve 3. kişileri aldatmak amacıyla yaptıkları görünürdeki işlem sayesinde, gerçek iradelerine uyan asıl işlemi gizlemektir. Görünürdeki işlem muvazaa nedeniyle geçersizdir. Gizli işlemse diğer şartları taşıyorsa geçerlidir. Anonim şirketlerde ● Genel kurul kararlarının sakatlığı üç türlü olabilir. Bunlar yokluk, butlan ve iptal edilebilirliktir. Genel kurul kararının iptali için ortada bir genel kurul kararının olması ve kanunda sayılan iptal sebeplerinden birinin bulunması gerekir. Bu iptal sebepleri şunlardır: kanuna aykırılık, esas sözleşmeye aykırılık, dürüstlük kurallarına aykırılık. ● İptal davasında yetkili mahkeme, şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesidir. Görevli mahkeme ise ticaret mahkemesidir. İptal davası kararın alındığı tarihten itibaren 3 ay içinde açılır. Üç aylık dava açma süresi bitmeden duruşmaya başlanamaz. Hâkim, aynı konuya ilişkin davaları ise birleştirerek görmektedir. A B C D E Somut olayda bir kesin vade söz konusudur. Kesin vadeli ve iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde borçlunun temerrüdü hâlinde alacaklı ek süre vermeksizin seçimlik haklarını kullanabilir. Borçluya ek süre vermeksizin alacaklı, ● Aynen ifa ve birlikte gecikme tazminatı talep edebilir. ● İfadan vazgeçip müspet zararlarının tazminini isteyebilir. ● Sözleşmeden dönüp menfi zararlarını talep edebilir. 32. ise m A B C D E A B C D E ya yın cılık 28. 29. Ticari işletmenin devri için tek bir sözleşme yapılması yeterlidir. Borçlar Kanunu, işletmelerin devrine ilişkin sözleşmeler için herhangi bir şekil şartı öngörmemiş olsa da TTK md. 11/III ile, ticari işletmelerin devrine ilişkin sözleşmelerin yazılı şekilde yapılması ve ticaret siciline tescil ve ilan edilmesi şartı getirilmiştir. A B C D E 30. Gerçek kişilerin tacir sıfatı, ticaretin terk edilmesiyle sona erer. Ticaret siciline kayıtlı bir tacirin ticareti terk ettiğini, tacir sıfatının son bulduğunu ticaret siciline bildirerek kaydın terkinini istemesi gerekir. Ticareti terk eden gerçek kişi tacir hakkında terk olayının ilanından itibaren 1 yıl daha iflas yoluyla takip edilebilir. A B C D E YTTK madde 344/1’e göre; anonim şirketlerde nakden taahhüt edilen payların itibarı değerlerinin en az yüzde yirmi beşi tescilden önce, gerisi de şirketin tescilini izleyen yirmi dört ay içinde ödenir. Payların çıkarma primlerinin tamamı tescilden önce ödenir. A B C D E 33. YTTK’nin 616’ıncı maddesine göre, genel kurulun devredilemez yetkileri şunlardır: ● Şirket sözleşmesinin değiştirilmesi ● Müdürlerin atanmaları ve görevden alınmaları ● Topluluk denetçisi ile denetçilerin atanmaları ve görevden alınmaları ● Topluluk yıl sonu finansal tabloları ile yıllık faaliyet raporunun onaylanması ● Yıl sonu finansal tablolarının ve yıllık faaliyet raporunun onaylanması, kâr payı hakkında karar verilmesi, kazanç paylarının belirlenmesi ● Müdürlerin ücretlerinin belirlenmesi ve ibraları ● Esas sermaye paylarının devirlerinin onaylanması ● Bir ortağın şirketten çıkarılması için mahkemeden istemde bulunulması ● Müdürün, şirketin kendi paylarını iktisabı konusunda yetkilendirilmesi veya böyle bir iktisabın onaylanması ● Şirketin feshi ● Genel kurulun kanun veya şirket sözleşmesi ile yetkilendirildiği ya da müdürlerin genel kurula sunduğu konularda karar verilmesi A B C D E 6 Diğer sayfaya geçiniz. TG D EN EME ÇÖZ ÜM -7 34. 20 17- K P S S /A B 38. Çek, emre yazılı bir senettir. Poliçe bir kredi aracı olduğu hâlde, çek bir ödeme aracıdır. Bu sebeple çekin muhatap tarafından kabulü söz konusu olamaz, düzenleyenin muhatap nezdinde bir provizyonunun (karşılığının) bulunması gerekir. Türkiye’de ödenecek çeklerde muhatap ancak bir banka olabilir. A B C D E Defteri tutulan malların bedelinin adi tasfiyenin masraflarını karşılayamayacağının anlaşılması hâlinde bu tasfiye usulüne karar verilir. Bu karar ilan edilir ve ilan ile alacaklıları 20 günden az 2 aydan çok olmamak üzere belirlenecek süre içinde alacaklarını ve iddialarını bildirmeye davet edilir. Yine aynı süre içinde alacaklılar başvurup masrafını da peşin vermek suretiyle tasfiyenin adi şekilde yapılmasını talep edebilirler. Ayrıca adi tasfiye 6 ay içinde bitirilemeyeceğini anlaşılması üzerine, ikinci alacaklılar toplantısında alacak çoğunluğu ile alınacak karar ile basit tasfiyeye dönülebilir. A B C D E 35. Hacze imtiyazlı iştirak edebilecek kişiler şunlardır: ● Borçlunun eşi ● Borçlunun çocukları ● Borçlunun veli, vasi ve kayyımlıktan doğan borçları ● Ölünceye kadar bakma alacaklısı ● Nafaka alacaklısı 39. Komiser, alacaklıları 20 gün içinde alacaklarını bildirmeye davet eder. Ancak bu alacakları kabul veya ret yetkisi yoktur. ● Masa mallarının satış şekli belirlenir. ya yın cılık 36. İkinci alacaklılar toplantısının görevleri şunlardır: ● Acele satışlar yapılır. ● Adi tasfiye 6 ay içinde bitirilemezse basit tasfiyeye karar verilir. ● Hukuk davalarına devam edilip edilemeyeceğine karar verilir. ise m A B C D E ● Müflisin konkordato teklifi görüşülür. ● İşlemlerine karşı 7 gün içinde şikâyet yoluna gidilebilir. Malların satışı icradaki usullerin aynısıdır. İflas idaresi satıştan sonra pay cetveli düzenler. A B C D E A B C D E 37. Maddi hukuka veya takip hukukuna ilişkin itiraz sebepleri şunlardır: ● Alacak hiç doğmamıştır veya istenildiği kadar değildir. ● Alacağı doğuran sözleşme geçersizdir. ● Alacağın vadesi gelmemiştir. ● Borç son bulmuştur, ödenmiş veya zaman aşımına uğramıştır. ● Alacak ikincil bir şarta bağlıdır. ● Alacaklı veya borçlu sıfatı yoktur. 40. “Borcunun, mevcudu ile alacağından çok olduğunu bildiği hâlde bu vaziyetinden haberleri olmayan kimselerden ehemmiyetli miktarda veresiye mal satın yahut borç para almış ise” durumu taksiratlı iflas hâlleri arasında yer almaktadır. A B C D E A B C D E 7 Diğer sayfaya geçiniz. İK T İS AT 2017 - KP SS/AB 1. 18. yüzyılda Fransa’da gelişen fizyokrasinin temel düşüncesi net ürünün topraktan sağlandığı ve tarım haricindeki sektörlerin kısır olduğu yönündedir. Devletin tek vergiyi tarım sektöründen alması gerektiğini savunan ekol ekonomideki “doğal düzen”in dengeyi sağlayacağı görüşündedir. TG D E NE M E Ç Ö ZÜM - 7 TP 5. max T TP A A B C D E L0 L1 L L2 AP 2. MP J. Duessenberry tarafından geliştirilen Nispi Gelir Hipotezi’ne göre, ekonomik birimlerin tüketim kararları içinde bulundukları çevre ve alışkanlıklara göre belirlenir. Bu nedenle gelir azaldığında tüketimde yaşanan azalış, gelir arttığında yaşanan artıştan daha yavaş olacaktır. Bu durum Mandal - takoz etkisi olarak da adlandırılır. MP0 AP0 A B C D E AP L0 L1 L L2 MP AFC MC MRS x, y = MU x MU y 1 1 2U 1 & MU x = 4 : : X 2 : Y 4 2 2X 3 1 2U 1 MU y & MU y = 4 : X 2 : : Y 4 4 2Y 1 1 1 : X 2 : Y4 2 MRS x, y = 3 1 1 4 : : X2 : Y 4 4 4: 2Y 2Y & MRSx, y = 0, 5 = & 4Y = X olacakt›r. X X Bu durumda, Y = 16 & X = 4 : 16 & X = 64'tür. X ve Y değerleri fayda AFC MPO APO 1 1 ● Marjinal ürün maksimum, marjinal maliyet minimum değer alır. ● Ortalama ürün eğrisi pozitif, ortalama değişken maliyet ve ortalama maliyet eğrileri negatif eğimlidir. Ortalama maliyet eğrisinin bu üretim düzeyinde negatif eğimli olması firmanın atıl kapasitede üretim yaptığını ifade eder. ● Ortalama sabit maliyet eğrisi ise her üretim düzeyi için negatif eğimlidir. 1 U = 4 : X 2 : Y 4 & U = 4 : _ 64 i 2 : _ 16 i 4 & U = 4 : 8 : 2 & U = 64 olacakt›r. A B C D E L Kısa dönem toplam ürün eğrisinin büküm noktasında (A noktası, L0 işçi düzeyi) fonksiyonuna yazılırsa 1 AC AVC & MU x = MRSx, y = MC şeklindeki fayda fonksiyonunda MRSx, y ya yın cılık U = 4X 1 : Y4 ise m 3. 1 2 A B C D E 4. Düşük malların giffen türünde malın fiyatı ile tüketim miktarı arasında doğru yönlü ilişki söz konusudur. Çünkü giffen mallarda ikame etkisi negatif yönlüyken daha baskın olan gelir etkisi pozitif yönlüdür. Bu nedenle giffen mallarda sadece ikame etkisini gösteren telafi edilmiş talep eğrisi negatif eğimli çizilirken fiyat etkisini gösteren sıra olan talep eğrisi pozitif eğimli çizilir. Bu mallarda fiyat ile tüketim miktarı arasındaki doğru yönlü ilişki nedeniyle talebin fiyat esnekliği pozitif değer alırken gelir ve tüketim miktarı arasındaki ters yönlü ilişki nedeniyle talebin gelir esnekliği negatif değer alır. A B C D E 8 Diğer sayfaya geçiniz. TG D EN EME ÇÖZ ÜM -7 6. 20 17- K P S S /A B 8. P 50 – 2Q = –10 + 3Q & 60 = 5Q & Q = 12 ve P = 26 olacaktır. S 8 Vergi uygulaması sonrası yeni arz fonksiyonu, a a PX = –10 + 3QS + 10 & PX = 3QS olacaktır. Q 10 Bu durumda denge, Arz esneklik formülü fs = P = 50 –2QD ve P = –10 + 3Qs şeklindeki arz ve talep fonksiyonlarına sahip malın vergi öncesi piyasa dengesi 50 – 2Q = 3Q & 5Q = 50 & Q = 10 ve P = 30 olacaktır. 1 P : ’dur. Yandaki arz fonksiyonunun eğimi, e€im Q E€im = tan a = Bu durumda piyasa denge fiyatındaki 4 birimlik artış tüketiciye yansıyan vergidir. 10 TL’lik verginin tüketiciye yansımayan 6 birimlik kısmı ise üretici tarafından karşılanmaktadır. Sonuçta piyasa denge miktarı 10 birimdir ve devlet ürün başına 10 TL vergi almaktadır. Bu durumda toplam vergi hasılatı = 10:10 = 100 olur. _8 - ai 10 10 8 10 8 & fs = : olacakt›r. f s = 4 & 4 = : 8 - a 10 8 - a 10 A B C D E & 8- a = 2 & a = 6 7. ya yın cılık A B C D E P1 A P0 B C D1 Q0 ise m P D2 Q1 9. AC MC LRMC LRAC Q Talep esneklik formülü, fD = 1 P : 'dur. Birbirine paralel doğruların eğiminin e€im Q Q0 Firmanın ölçeğe göre azalan verimle çalıştığı üretim düzeylerinde (Q0 dan sonraki üretim düzeyleri) eşit olduğu düşünülürse fA = Q P1 1 : 4 Eğimler eşit ve P1 > P0 olduğu için e€im Q 0 fA > fB olacaktır. P0 b_bb 1 b fB = : e€im Q 0 bbb b b` Eğimler eşit ve Q1 > Q0 olduğu için P0 bbb 1 bb fC = : e€im Q 1 bb a fB > fC olacaktır. ● Marjinal maliyet artar. Bu nedenle toplam maliyet artarak artar. ● Marjinal maliyet, ortalama maliyetten büyüktür. Bu nedenle ortalama maliyet artar. Ancak uzun dönemde tüm girdiler değişken girdi alarak ele alındığı için sabit maliyetlerden bahsetmek mümkün değildir. A B C D E A B C D E 9 Diğer sayfaya geçiniz. 2017 - KP SS/AB 10. TG D E NE M E Ç Ö ZÜM - 7 13. P MC Marjinal dönüşüm oranı bir malın üretimi artırılırken diğer malın üretiminin ne kadar azaldığını gösterir ve üretim imkânları eğrisinin o noktadaki eğimidir. AC A B C D E 10 7 D = P = AR A MR 10 Q Firma dengesi (kâr maksimizasyonu) MR = MC (A noktası, QD düzeyi) koşulunda oluşur. Bu noktada firmanın ortalama hasılatı, AR = P = D = 10 birimdir. Bu durumda firmanın toplam hasılatı, AR = TR & TR = AR : Q & TR = 10 : 10 = 100'dür. Q Bu noktada firmanın ortalama maliyeti, 14. AC = 7 birimdir. Bu durumda firmanın toplam maliyeti, AC = TC & TC = AC : Q & TC = 7 : 10 = 70'dir. Q Pareto optimumu piyasa başarısızlıklarının oluşması durumunda gerçekleşmez. Bu durumlar: ● Eksik rekabet piyasalarının varlığı (Monopolcü gücün oluşması) ● Kamusal malların varlığı ● Asimetrik enformasyon ● Dışsallıkların varlığı Monopolcü gücün oluşmadığı tam rekabet piyasalarının varlığı ise pareto optimumumun oluşmasına engel teşkil etmez. Dolayısıyla firmanın kârı, A B C D E ise m A B C D E ya yın cılık r = TR - TC & r = 100 - 70 & r = 30'dur. 11. Tam rekabet piyasasında normal kâr dengesi, ortalama maliyetin minimum düzeyinde yani tam kapasitede oluşurken tekelci rekabet ve tekel piyasalarında normal kâr dengesi ortalama maliyetin azalan bölgesinde yani eksik kapasitede oluşur. A B C D E Nominal 12. Arzın pozitif, talebin negatif eğimli çizildiği durumlarda Walras Fiyat Uyumu ve Marshall Miktar Uyumu açısından istikrarlı denge söz konusudur. 15. Nominal Gelir : 100 & DEFLATÖR = = Reel Gelir Gelir & Nominal Gelir = A B C D E Deflatör : Reel Gelir 100 80 : 500 = 400'dür. 100 A B C D E 10 Diğer sayfaya geçiniz. TG D EN EME ÇÖZ ÜM -7 16. 20 17- K P S S /A B 19. Gini katsayısı bir ekonomide gelir dağılımında adaleti ifade eder ve değer sıfıra yaklaştıkça adalet artar. Bu nedenle A ülkesi, B ülkesine göre gelir dağılımında daha adaletlidir. A B C D E P P0 AS ADı AD Y0 Y1 Y Kısa dönem Keynesyen toplam arz eğrisi yüksek eksik istihdam ve sabit maliyetler nedeni ile veri fiyat düzeyinde yatay eksene paraleldir. Bu durumda merkez bankasının para arzını artırarak toplam talebi sağa kaydırması durumunda veri fiyat düzeyinde denge gelir artacaktır. A B C D E 17. SAFİ (NET) MİLLÎ HASILA = GSYH + Net dış faktör geliri – Amortisman – Dolaylı Vergi SMH = 1500 + (–100) – 200 – 150 & SMH = 1050 20. ise m ya yın cılık A B C D E 18. Çekim hipotezine göre genişletici politikalarla fiili işsizlik doğal işsizlik oranının altına düşürüldüğünde enflasyon önce artacak, daha sonra yeni işe alınanların verimliliklerinin artması sonucu eski seviyesine dönecek, dolayısıyla doğal işsizlik oranı fiili işsizliğe doğru azalmış olacaktır. A B C D E i i1 A LM 21. IS Y0 Y A noktası, Monetarist görüşün temel aldığı uyucu (adaptif) beklentiler sonucu işçiler fiyat tahmin hatasına düşecek, bu nedenle de toplam arz kısa dönemde pozitif eğimli olacaktır. Dolayısıyla kısa dönemde uygulanan talep yönlü genişletici politikalarla denge gelir artırılabilecekdir. A B C D E IS eğrisinin sağındadır ve mal arz fazlasını (Y > AE) ifade eder. LM eğrisinin solundadır ve para arz fazlasının (Ms > Md) ifade eder. A B C D E 11 Diğer sayfaya geçiniz. 2017 - KP SS/AB 22. TG D E NE M E Ç Ö ZÜM - 7 25. Yd = Y – T & Yd = Y – 40 olacaktır. M1 para arzı, (T → Otonom vergi) Bu durumda tüketim, M1 = m1:B formülü ile hesaplanır. C = 140 + 0,8(Y – 40) & C = 140 + 0,8Y – 32 f & C = 108 + 0,8Y olacaktır. Dengede, M 1 $ M 1 para çarpan› B $ Parasal taban m1 = p 1 + 0, 2 1+ c & m1 = rDD + e + c 0, 1 + 0, 1 + 0, 2 Y = AE & Y = C + I + G & Y = 108 + 0,8Y + 200 + 52 & m1 = & Y – 0,8Y = 360 & Y = 1800 1, 2 0, 4 & m 1 = 3 olacakt›r. Bu durumda, A B C D E M 1 = m 1 : B & 750 = 3 : B & B = 250'dir. JKrDD $ Zorunlu rezerv oran› NO O KK KKe $ serbest rezerv oran› OOO OO KK O Kc $ nakit tercih oran› L P A B C D E AE Y = AE ya yın cılık 123 AE1 ist syon Defla Açık AE2 AE 45° Y0 YN Y Ekonomide yaratılan denge gelirin (Y0) tam istihdamın (YN) altında olması durumunda yukarıdaki grafiğe göre AE2 - AE1 arası kadar deflasyonist açık vardır ve genişletici mali politikalar yoluyla toplam harcamalar AE2 düzeyine yükseltilmelidir. 26. ise m 23. A B C D E Friedman’ın Modern Miktar Kuramı’na göre para hem finansal aktif hem de reel aktiflerle ikamedir. Bu nedenle para talebi, ● sürekli gelir, ● tahvil getirisi, ● hisse senedi getirisi, ● beklenen enflasyon, ● beşeri ve fiziki servet, ● zevk ve tercihler unsurlarına bağlı olarak belirlenir. A B C D E 24. BP eğrisi ödemeler bilançosunun dengede olduğu noktaları ifade eder. Ekonomideki faiz artışları ülkeye sermaye girişine neden olarak sermaye hesabını artırır. Bilançonun dengede kalabilmesi için gelir artışının aynı miktarda net ihracatta azalma yaratması gereklidir. 27. REZERV PARA = Emisyon Serbest Rezervler + Bankadışı kesim Mevduatı + Fon Hesabı PARASAL TABAN = Rezerv Para + APİ işlemleri A B C D E A B C D E 12 Diğer sayfaya geçiniz. TG D EN EME ÇÖZ ÜM -7 28. 20 17- K P S S /A B Taylor Kuralı’na göre, enflasyon hedeflemesinde kullanılması gereken araç değişken kısa vadeli faiz oranıdır. 31. P S A B C D E 15 I 10 D 100 250 450 500 Q Yukarıdaki grafiğe göre, tarife uygulaması sonrası devletin elde edeceği tarife geliri I numaralı alandır. Tarife Geliri = 5:200 = 1000 A B C D E 29. Y B ülkesi iç fiyat doğrusu A ülkesi teklif eğrisi M B ülkesi teklif eğrisi Dış ticaret haddi Teklif eğrileri üzerinde yukarı doğru hareket edildikçe ülke aynı miktarda ithal mal için daha az ihraç malı teklif eder. Teklif eğrileri ülkenin arz ve talep koşullarına bağlı olarak çizilir. A B C D E 32. ise m X Teklif eğrileri bir ülkenin belli miktarda ithal malı karşılığı önerdiği ihraç mal miktarını ifade eder. Teklif eğrileri ülkelerin iç fiyat doğrularına teğet geçer. ya yın cılık A ülkesi iç fiyat doğrusu Gümrük tarifesinin yarattığı sonuçlar: ● İthalata rakip endüstride üretim artar. ● Üretici rantı artar. ● Tüketici rantı azalır. ● İthalat azalır. ● Toplumsal refah azalır. A B C D E 30. 33. Yurtiçinde üretilmeyen bir malın ithalatına tarife uygulanmasının temel nedeni hazineye gelir sağlamaktır. A B C D E Rostow’un gelişim aşamaları: ● Geleneksel toplum aşaması ● Kalkışa hazırlık aşaması ● Kalkış (Take - off) aşaması ● Olgunluk aşaması ● Kitlesel tüketim aşaması A B C D E 13 Diğer sayfaya geçiniz. 2017 - KP SS/AB 34. TG D E NE M E Ç Ö ZÜM - 7 37. Az gelişmiş ekonomilerde görülen hızlı nüfus artışı bağımlı nüfusu artırır ve kamu yatırımlarının altyapı yatırımlarından eğitim ve sağlık gibi alanlara sapmasına yol açar. Marshall Planı yardımları Türkiye’de 1948-1951 yılları arasında uygulanmıştır. A B C D E A B C D E 38. 35. 2016 yılı TÜFE %8,53 olarak açıklanmıştır. Az gelişmiş ülkelerin ekonomik özellikleri: A B C D E ● Yüksek tüketim eğilimleri ● Düşük tasarruf eğilimi ve düzeyi ● Yetersiz sermaye birikimi ● Yüksek sermaye-hasıla oranı (sermayenin marjinal veriminin düşük olması) ● Düşük kişi başına gelir düzeyi 39. ise m ya yın cılık A B C D E y 36. (d + n)k y = f(k) y0 A k0 sy 2008 küresel krizine karşı Türkiye’de ● Teşvik belgeli yatırım kazançlarına vergi indirimi uygulanmıştır. ● Yeni konut satışlarında KDV indirimine gidilmiştir. ● Kayıt dışı varlıkları kayıt altına almak için “Bazı Varlıkların Millî Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanun” yürürlüğe konmuştur. ● Bankaların kâr dağıtımı BDDK’nin onayına bağlanmıştır. ● Yabancı para zorunlu rezerv oranları azaltılmıştır. A B C D E k Solow modeline göre durağan durum dengesindeki bir ekonomide (A noktası) ● Tasarruf oranı, yıpranma oranlarına eşittir. ● İşçi başına sermaye ve hasıla düzeyi sabittir. ● Nüfusunun artması sonucu durağan durum denge düzeyi azalır. ● Tasarruf artışı sonucu durağan durum denge düzeyi (işçi başına sermaye ve hasıla düzeyi) artar. 40. A B C D E Türkiye’de kâğıt para basma yetkisi TCMB’ye aitken madenî para basma yetkisi Hazine Müsteşarlığına bağlı Darphaneye aittir. A B C D E 14 Diğer sayfaya geçiniz. M A L İY E TG D EN EME ÇÖZ ÜM -7 1. 3. Modern (Fonksiyonel) Maliye Yaklaşı’mın temel görüşleri aşağıdaki gibidir: 20 17- K P S S /A B Statik piyasa başarısızlıkları aşağıdaki gibi sıralanabilir: ● Monopol ve oligopol piyasalar (aksak rekabet piyasaları) Süzgeç devlet teorisi (ikincil dağılım) esastır. ● Sosyal malların (kamu hizmetlerinin) varlığı ● Hazinenin gelir sağlama fonksiyonu vardır ve borçlanma normal bir kamu geliridir. ● Dışsallıklar ● ● Bütçe dengesi değil, makroekonomik denge esastır. Ortak mülkiyet konusu kaynakların varlığı (meralar, göller) ● Ekonomi daima tam istihdam denge noktasında değildir. ● Doğal tekeller ● ● Ekonomide çarpan etkisi vardır. Gelir dağılımındaki eşitsizliklerin ve yoksulluğun düzeltilememesi ● Yüksek bilgi edinmenin maliyeti (iş bulma, deprem sigortası vs.) ● Asimetrik bilgi ● Müdahâleci/sosyal devleti savunur. ● A B C D E Dinamik piyasa başarısızlıkları ise şunlardır: ● Makul bir büyüme hızına ulaşılamaması ● Makro dengesizlikler (işsizlik ve enflasyon) ● Sermaye kıtlığı ● Mali piyasaların yani para ve sermaye piyasalarının yokluğunun sanayileşmenin finansmanını engellemesi Kamu maliyesinin amaçları şu şekilde sıralanabilir: ● Kaynak kullanımında etkinlik: İktisat biliminin temeli kıt kaynaklarla ve sonsuz olan ihtiyaçların nasıl karşılanacağı sorunu üzerine kurulmuştur. Nitekim, kıt kaynaklarla sonsuz olan ihtiyaçlar karşılanırken kaynakların etkin kullanımı bir zorunluluktur. Kamu sektörü de aynı kıt kaynakları kullanarak toplumsal ihtiyaçları karşılamaya çalışmaktadır. Bu anlamda kaynak kullanımında etkinliğin sağlanması kamu sektörünün, diğer bir ifadeyle kamu ekonomisi içinde temel sorunlardan ve ulaşılması gereken amaçlardan biridir. ● Bölüşümde (gelir dağılımında) etkinliğin sağlanması: Kamu ekonomisinde sunulması zorunlu hizmetler için kaynaklar toplanmakta (vergi), toplanan kaynaklar bu hizmetlerin sunumu için gerekli olan maliyetlere harcanmaktadır. Bu süreç nihai olarak bütçe ile şekillenmektedir. ● Ekonomik istikrar: Ekonomik istikrarın sağlanması iki temel veriden oluşmaktadır. Bunlar, fiyat istikrarı ve tam istihdamdır. Fiyat istikrarı, fiyatlar genel düzeyinin aşağı ya da yukarı doğru dalgalanmaması yani istikrarlı olmasıdır. Tam istihdam; geniş ve dar anlamda tam istihdam olarak ikiye ayrılmaktadır. Burada dar anlamda yani sadece iş gücünün atıl kalmayacak şekilde kullanılması ifade edilmektedir. Kısaca işsizliğin olmaması, tüm iş gücünün kullanılması kastedilmektedir. Geniş anlamda tam istihdam ise tüm üretim faktörlerinin tam kullanımı demektir. ise m 2. ya yın cılık A B C D E 4. Öncelikle Kaldor tarafından önerilen ve Hicks tarafından da benimsenen tazminat çözümü, pareto kriterlerine yeni uygulama alanı açmıştır. Hicks-Kaldor ölçütü, bireyler arası fayda karşılaştırmasını dolaylı olarak gerçekleştirmektedir. Negatif dışsallık meydana geldiğinde dışsal maliyete neden olan taraf, üretim sürecinden zarar gören tarafa denkleştirici olarak üretim sürecinden elde ettiği dışsal faydayı karşılık olarak sunar. Bu durum Hicks-Kaldor Tazmin Prensibi olarak adlandırılır. Bir akarsuya zehirli atıklarını boşaltan A boya fabrikası, nehir aşağı kıyısında balık üreticiliği yapan B üreticisine negatif dışsallık yaratmaktadır. B üreticisi, balık üretme çiftliği üzerinde mülkiyete sahip olduğu için bir zarar uğramakta ve bu zarar, aynı zamanda tazminat hakkı doğurmaktadır. A’nın kazancı ile B’nin kaybının eşitlendiği miktardaki tazminat A tarafından B’ye ödenmektedir. Bu tazminat A’nın üretimi arttıkça artan negatif dışsallık nedeni ile artacağından A belirli bir noktaya kadar üretimini artıracak ve bu zararı tazmin edecektir. A B C D E A B C D E 15 Diğer sayfaya geçiniz. 2017 - KP SS/AB 5. TG D E NE M E Ç Ö ZÜM - 7 8. Condorcet paradoksunda, ortak rasyonelliğin yani oy birliğinin, demokratik görüş belirleme sisteminde tam sağlanamayabileceğini ve bireysel tercihlerden, toplumsal tercihlere geçişkenliğin var olmadığı iddia edilmektedir. Diğer taraftan çoğunluk ilkesi hâlinde de sonsuz bir devresel hareket yani her bir tercihin diğerine tercih edildiği süreç başlamaktadır. Condorcet, en az oyu alan seçimlerin elenmesi ile ancak devresel hareketlerinin alanının daraltılabileceğini ve en etkin tercihe bu sayede ulaşılabileceğini ifade etmiştir. Özel kesimin yapmış olduğu taşınmaz aynı yıl içinde devlet tarafından satın alınıyorsa söz konusu yapılan ödeme yatırım harcamasıdır. Çünkü özel kesim söz konusu taşınmazı devlet için yapmıştır. Ancak önceki dönemlerde yapılmış olan taşınmazı devlet ileriki yıllarda satın alıyorsa bu sefer sermaye teşkili için transfer harcaması kapsamındadır. A B C D E 6. Kamu sektörünün özek sektöre ait taşınır sermaye malları ile cari dönemde değil, önceki dönemlerde üretimi yapılan taşınmazları satın almak için yapmış olduğu harcamalara sermaye teşkili için yapılan transfer harcamaları adı verilmektedir. Söz konusu harcamalar, transfer harcamaları içinde sayılmakta ancak asıl transfer harcamaları gibi karşılıksız nitelikte değildir yani sermaye teşkili için yapılan transfer harcamaları karşılıklı transfer harcamalarıdır. Sermaye teşkili için yapılan transfer harcamalarına kamulaştırma, devletleştirme, ikincil piyasalardan alınan tahvil alımı gibi örnekler verilebilir. Topluma sunulan kamu harcamalarındaki artış ile birlikte ekonomiye sunulan mal ve hizmetlerin miktar ve kalitesinde de artış yaşanıyorsa kamu harcamaları gerçekte artar. Tersi durumda ise yani topluma sunulan kamu harcamalarındaki artışa karşın ekonomiye sunulan mal ve hizmetin miktar ve kalitesinde herhangi bir artış görülmüyorsa kamu harcamaları görünüşte artar. A B C D E Ayni ekonomiden parasal ekonomiye geçilmesi ● Fiyatlar genel seviyesinin yükselmesi (para değerinin düşmesi) ● Bütçe usullerinin değişmesi (Safi usulden gayrisafi usule geçilmesi) ● Ülke sınırlarının genişlemesi ● Kamulaştırma ve devletleştirme Özel teşebbüslerin gerçek karşılıklarının ödenmesi suretiyle kamuya geçirilmesi devletleştirme, özel mülkiyette yer alan taşınmazlara kamu yararı adı altında devlet tarafından el konulması ise kamulaştırmadır. Dolayısıyla yapılan harcamalar görünüşte harcamalardır. ise m ● ya yın cılık Kamu harcamalarının görünüşte artış nedenleri şunlardır: A B C D E 7. 9. Belirli bir girişimin yaratacağı fayda ile doğuracağı maliyetin karşılaştırıldığı ve net fayda sağlayacak olan girişimlerin kabul gördüğü analiz, fayda-maliyet analizidir. Fayda-maliyet analizini ilk yapan kişi Dupuit’tir. Sosyal fayda maliyet analizi daha çok kamu yatırım projelerine uygulanmaktadır. Çünkü cari harcamalar, daha çok kısa vadeli olduklarından olası yanlış kararlardan dönmek mümkündür. Oysa yatırım projeleri, uzun vadeli harcama programları olduğu için başlangıçta etkinlik analizlerinin titiz biçimde yapılması gerekmektedir. A B C D E Rostow’a göre kamu giderlerinin artışı, ekonomik gelişmeye bağlıdır. Rostow, ekonomik büyümenin sağlanması bakımından, kamu yatırımlarının önem taşıdığını ve devletin bu bakımdan iktisadi fonksiyonlara sahip olmasının, kamu harcamalarını artırdığını ileri sürmüştür. Farklı gelişmişlik düzeyinde bulunan her bir ülkenin, sosyoekonomik ve siyasi niteliklerine bağlı olarak devlet, değişen büyüklüklerde üretimde bulunmuş ve bulunmaktadır. Bazı ekonomik ve sosyal faaliyetlerin devlet tarafından yapılması ve özel sektör tarafından üretilemeyen bazı mal ve hizmetlerin devlet tarafından üretiliyor olması, kamu harcamaları üzerinde etkileyici ve yönlendirici olmuştur. A B C D E 16 Diğer sayfaya geçiniz. TG D EN EME ÇÖZ ÜM -7 10. 20 17- K P S S /A B 12. İşlevsel (Fonksiyonel) sınıflandırma; kamu harcamalarının, kamu hizmetlerinin niteliğine göre ayrımıdır. İşlevsel sınıflandırma ayrımın amacı, çeşitli devlet faaliyetlerinin maliyetini tespit etmektir. Devletin klasik ve sosyoekonomik nitelikteki hizmetlerinin göz önünde tutulmakta olduğu bu sınıflandırma şeklinde her bir hizmet grubu için yapılan harcamalar dikkate alınmaktadır. Aynı hizmet, birden fazla kamu kuruluşu aracılığı ile gerçekleştiriliyor ise her kuruluşun o hizmet için yaptığı giderler toplanmakta ve böylece her hizmet için toplam gider belirlenmektedir. Mamelek gelirleri olarak da adlandırılan mülk gelirleri ile patrimuan gelirler olarak da ifade edilen teşebbüs gelirleri, devletin bina, arazi, orman, maden gibi gayrimenkullerinden veya ticari ve mali girişimlerinden elde edilen gelirlerdir. Devletin bazı taşınmazlarını satması veya kiraya vermesi sonucu elde ettiği gelirler mülk gelirleri iken bazı iktisadi işletmeleri işletmesi sonucu elde ettiği gelirler patrimuan gelirlerdir. A B C D E Dolayısıyla aynı hizmete yönelik harcamaları engellemeye ve tasarruf sağlamaya yönelik olan işlevsel sınıflandırmada bu sayede etkinlik ve verimlilik artar. Genel hizmetleri yürüten kuruluşlardan bazıları şunlardır: ● Cumhurbaşkanlığı ● Anayasa Mahkemesi ● Başbakanlık ● Dışişleri Bakanlığı ● Millî Savunma Bakanlığı 13. Ulaştırma Bakanlığı ● Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ● Karayolları Genel Müdürlüğü Sosyal hizmetleri yürüten kuruluşlardan bazıları ise şunlardır: ● Sağlık Bakanlığı ● Diyanet İşleri Başkanlığı ● Üniversiteler A B C D E 11. A B C D E ise m ● ya yın cılık Ekonomik hizmetleri yürüten kuruluşlardan bazıları şunlardır: Bir kamu idaresi, herhangi bir yerde yaptığı bayındırlık hizmeti sonucunda o bölgede yaşayan vatandaşlara iki farklı fayda sağlar. Biri bölgedeki emlakların değerinin artması, bir diğeri de bu bayındırlık hizmetlerinin bölge halkına sağlayacağı toplumsal faydadır. İlk faydaya bağlı olarak hizmeti yerine getiren kamu idaresinin bu faydadan yararlananlardan, bu hizmetin maliyetine ortak edilmeleri karşılığı aldığı bedel şerefiyedir. Yapılan bayındırlık hizmeti, emlakların değerini arttırmadığı hâlde tahsil edilen maliyete yani katılım bedeli karşılığında alınan bedellere harcamalara katılım payı denir. Harcamalara katılma payı, değer artışını vergilendirmek gibi sosyal bir amaçla değil, öngörülen harcamayı finanse edebilmek için alınmaktadır. Ekonomik sınıflandırma içerisinde yer alan transfer harcamaları, cari dönem üretimine karşı devlet tarafından doğrudan talep yaratma niteliği taşımayan ve kamuya ait kaynakların bireyler ile kurumlar arasında el değiştirmesi niteliği taşıyan harcamalardır. 14. Transfer harcamaları mali, sosyal ve iktisadi (ekonomik) transfer harcamaları şeklinde ayrıma tabi tutulur. Vergi, kamusal hizmetlerin finansmanı için gerçek veya tüzel kişilerin gelir, servet veya harcamaları üzerinden karşılıksız ve cebren alınan parasal değerlerdir. Verginin amaçları mali (fiskal) ve mali olmayan (ekstra fiskal) amaçlar olmak üzere ayrılabilir. Verginin fiskal (mali) amacı, verginin kamu hizmetlerinin finansmanı için toplanmasıdır. Bu amaç yerine getirilirken vergi yükünün adil dağılımına dikkat edilmeli ve vergi yükü mümkün olduğunca asgari düzeyde tutulmalıdır. Ekonomik transferler, firmalara yapılan ve genel olarak sübvansiyon adı verilen karşılıksız ödemelerdir. Devletin buradaki amacı; belirli malların fiyatlarını düşük tutmak ve malın kullanımını teşvik etmek, ithalat ile ihracatı artırmaktır. Verginin ektra fiskal amaçları ise iktisadi ve sosyal amaçlarından oluşur. Gelir dağılımında adaleti sağlaması “sosyal”, iktisadi büyüme ve kalkınmayı sağlaması, ekonomik istikrarı sağlaması vb. fonksiyonları da “ekonomik” fonksiyonudur. Sosyal transferlere işsizlik ödemeleri, müşkül durumdaki ailelere yapılan yardımlar, yaşlılara sunulan hizmetler ve emeklilik ödemeleri örnek gösterilebilir. A B C D E Mali transferler ise kamu kurum ve kuruluşların açıklarını kapatmak maksadıyla verilen hazine yardımlarıdır. A B C D E 17 Diğer sayfaya geçiniz. 2017 - KP SS/AB 15. TG D E NE M E Ç Ö ZÜM - 7 17. Vergileri açıklamaya ilişkin görüşler, faydalanma teorisi ve otorite (iktidar) teorisi olmak üzere ikiye ayrılır. Faydalanma teorisi ise değişim teorisi, sigorta primi teorisi ve verginin sosyal üretim giderlerine katılma payı teorisi olmak üzere bölümlere ayrılır. Vergi tazyiki sonucunda ortaya çıkan kişisel tepkiler şu şekildedir: Değişim teorisine göre vergi, kamu harcamalarında elde edilen faydaya göre ayarlanmalıdır. Şöyle ki özel mal ve hizmetler için ödenmesi gereken bir bedel varsa tam kamusal mal ve hizmetler için de olmalıdır. Dolayısıyla vergi geliri, merkezî otoritenin üretimini sağladığı mal ve hizmetlerin bedelidir. Sigorta primi teorisine göre vergi, bireylerin yaşam ve mülk güvenliği kamu otoritesi tarafından güvence altına alınması karşılığında ödenen bedel olarak sayılır. Dolayısıyla bu görüşe göre vergi, güvenliği sağlayan devlete, söz konusu hizmetlerden fayda elde edenlerin karşılık olarak ödedikleri sigorta primi niteliğindedir. Ödenmesi: Vergi borcunun mükellef tarafından ödenmesidir. ● Terkin: Mükellefin vergi borcunun silinmesidir. Mükellefin vergi borcu doğal afet, vergi hatalarının düzeltilmesi, yargı kararları, tahsilden veya tahakkuktan vazgeçme şeklinde olabilir. ● Zaman aşımı: Vergi borcunun belirli bir zaman içerisinde vergi idaresi tarafından talep edilmemesi sonucu sona ermesidir. Buradaki zaman aşımı hak düşürücü zaman aşımı niteliğindedir. ● Verginin Mahsubu ve Takası: Bir verginin daha önce ödenmiş olan kısmının vergi borcundan düşürülmesine verginin mahsubu denir. Aynı türden karşılıklı ve muaccel olan iki borcun mübadele edilmesine verginin takası denir. Takasın mahsuptan farkı aynı türden ve muaccel iki borcun olması, takasın tahsil, mahsubun ise tarh aşamasında gerçekleşmesidir. ● Af: İdari, siyasi ve bazen de ekonomik nedenlerle devletin vergi veya vergi alacağına bağlı olan vergi cezalarının silinmesidir. Vergi bilincinin zedeleyen, mükellefler arası eşitliği bozan bir unsurdur. Birçok kaynağa göre vergi borcunu ortadan kaldıran bir hâl sayılmaz. ● Vergiden kaçınma ● Vergi kaçakçılığı ● Vergi borcunun zamanında ödenmemesi ● Vergi yansıması ● Verginin reddi ● Vergi grevi Vergi nedeniyle gelirde yaşanan kaybın daha çok çalışarak giderilmesi ise verginin gelir etkisi olup vergiden kaçınma yöntemlerinden biri değildir. A B C D E ise m ● ya yın cılık A B C D E Vergi alacağını sona erdiren durumlar: ● Bireylerin kanunlara aykırı davranış sergilemeksizin vergi ödeme yükümlülüğünden kurtulma amacıyla yaptığı fiiller, vergiden kaçınmadır. Vergi avantajlarından yararlanma, gelir aktarımı, verginin ertelenmesi ve vergi arbitrajı ise vergiden kaçınma yöntemleridir. Kanunlarda yer alan muafiyet ve istisna gibi kurumları araştırarak buna uygun eylemlerde bulunması vergi avantajlarından yararlanmayı, verginin gelecekte ödenebiliyor olmasının avantajından yararlanılması verginin ertelenmesini, yüksek oranda vergi ödeyen mükellefin, hiç vergi ödemeyen yakınlarına gelir aktarması gelir aktarımını, farklı vergi oranlarının avantajlarından yararlanılması ise vergi arbitrajını ifade etmektedir. Sosyal üretim giderlerine katılma payı teorisine göre vergi ise devletin üretimden almış olduğu pay şeklindedir. Yani bireylerin tamamını üretici, toplumu ise üreticilerin oluşturduğu birlik olarak görerek devletin üreticiler birliğinin genel giderlerini karşıladığı ve söz konusu giderlere üretici birimlerin katkısının vergi olduğunu ifade eder. 16. Ödenen verginin vergi mükelleflerinin üzerlerinde oluşturduğu psikolojik tavırlara vergi tazyiki, bir diğer ifadeyle vergi baskısı denmektedir. 18. Verginin, belli bir dönem içinde karşılanması gereken kamu giderleri açısından yeterli finansmanı sağlamaya yönelik olmasını ifade eden ilke randıman ilkesidir. Verimlilik ilkesi de denilen randıman ilkesi, vergiden beklenilen hasılatın belirli bir dönem içinde elde edilmiş olmasını öngörmektedir. Uygunluk ilkesi, verginin mükelleflerden en uygun zaman ve biçimde alınmasını öngörmektedir. İstikrar ilkesi, vergi ile ilgili olarak vergilendirme tekniği konusunda yapılan düzenlemelerin sık sık değiştirilmemesini, düzenli olmasını ifade etmektedir. Esneklik ilkesi, verginin, mükelleflerin vergi ödeme güçlerindeki artma ve azalmayı izleyebilmesidir. Uzlaşma: Vergi mükellefi ile vergi idaresi arasındaki uyuşmazlığın idari aşmada çözümü ile vergi borcu kısmen indirilebilir. İktisaidilik ilkesi, vergiden amaçlanan hasılatın en az masrafla gerçekleştirilmesini öngörür. Seçeneklerde yer alan tecil ise erteleme anlamına gelmekte olup vergi borcunu sona erdirmemektedir. A B C D E A B C D E 18 Diğer sayfaya geçiniz. TG D EN EME ÇÖZ ÜM -7 19. 20 17- K P S S /A B 22. Yüksek faizli devlet borçlanma senetlerinin, düşük faiz oranı taşıyan borçlanma senetleri ile değiştirilmesi işlemine konversiyon adı verilir. Devletin faiz yükünü azaltma dolayısıyla borç yükünü azaltma amacını taşıyan bu işlem ile ağır bir borç daha kolay yönetilebilir bir hâle getirilir. Kalkınma amacını taşıyan kredilere kalkınma kredileri denmekte olup şunlardan oluşmaktadır: ● Proje ve program kredileri ● Bağlı ve serbest krediler Konversiyonun etkileri şu şekildedir: ● Satıcı (İhracat) kredileri ● Borç yükü azaltılır (borç senetlerinden alacaklıların elde edeceği faizin vergiden muaf olması hâlinde). ● Röfinasman kredileri ● Gelir dağılımını olumlu etkiler. (Daha az faiz ödenmesi hâlinde, faiz ile neden olunan gelir transferinin boyutları da azalır.) ● Borçların ertelenmesi ● Borç günün koşullarına uydurularak borcun gizli amortismanı sağlanır (Amortisman, borcun itfası veya sona ermesidir.) Proje kredileri, kalkınma planlarına ilişkin kamu ve özel kesim yatırım projelerinin gerçekleştirilebilmesi maksadıyla alınan kredilerdir. Program kredileri, bütçede meydana gelen açıkların kapatılması ve yedek parça, ham madde gibi malların ithalinin finansmanının sağlanması amacıyla alınan kredilerdir. Buradaki temel husus ithalat aşamasında ortaya çıkabilecek tıkanıklıkların bertaraf edilmesidir. A B C D E Kredilerin hangi alanlarda ne nerede kullanılacağının belirtildiği krediler bağlı krediler iken herhangi bir şarta bağlanmayan krediler serbest kredilerdir. Dış borçluluk değerlendirme oranları: Risk ve güvenilirlik (Ekonomik, politik istikrar) ● Dış Borçlanma Kapasitesi: Bir ülkenin ithalat harcamalarının, döviz birikimlerine (döviz rezervleri) bölünmesiyle bulunur (Düşük çıkması olumludur.) ● Dış borç ödeme kapasitesi (Büyüme, ihracat, borçlanma kapasitesi vb. göstergelerden hareketle değerlendirilir). ● Dış borç servis oranı: Bir ülkenin bir yılda sağladığı döviz gelirlerinin ne kadarının dış borç servisine (anapara + faiz) ödemelerinde kullanıldığını gösterir. A B C D E 21. İhracat kredileri, özel sektörde satıcı firmalardan sağlanan kredilerdir. Pahalı bir finansman şekli olup diğer dış borç türlerine göre vadeleri daha kısadır. Borçların ertelenmesi, vadesi gelen bir borcun ileriki dönemlere daha düşük bir faiz oranı taşıyan senetle değiştirilmesidir. ya yın cılık ● ise m 20. Röfinansman kredileri ise vadesi geçen bir borcun ödenmesine yönelik kullanılan yeni bir dış borçtur. A B C D E 23. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ortaya çıkan hasar ve zararları tazmin etmek ve az gelişmiş ülkelerin ekonomik kalkınma ve gelişmeye yararlı kamu ve özel kesim yatırımlarını uzun vadeli kredilerle destek vermek amacıyla kurulan Dünya Bankasının fonksiyonları şunlardır: ● Üye ülkelerin bilançolarındaki dengesizlikleri gidermek ● Üye ülkelerin ulusal paralarının değerini korumak ● Uluslararası kredi sağlamak ● Az gelişmiş ülkelerin sermaye ihtiyaçlarını karşılamak ● Dünya kaynaklarının gelişmesine yardımcı olmak suretiyle yatırım yapmak Hazine kefaletini haiz bonolar, merkezî devlet teşkilatı dışında kalan kamu kuruluşlarının ham madde veya ürün alımı gibi farklı gereksinimlerini karşılamak amacıyla hazine güvencesiyle çıkarılır. En fazla 9 ay vadeli olabilirler. Örneğin KİT’ler ve diğer kamu kuruluşları ham madde veya ürün alımı gibi çeşitli ihtiyaçlarını zamanında karşılayabilmek için hazinenin güvencesi ile çıkarılan bonoları Merkez Bankasına iskonto ettirerek avans alabilmektedirler. (2001 yılında Merkez Bankasına iskonto ettirilerek avans alınması kaldırıldı.) A B C D E 24. Uluslararası ticareti genişletmek ise IMF’nin fonksiyonları arasında yer amaktadır. A B C D E Magna Carta, kral ile halk ve kral ile baronlar arasındaki ilişkileri düzenleyen ve 63 maddeden oluşan bir anlaşmadır. Anlaşmanın, “Yasalar dışında hiçbir vergi, yüksek rütbeli kilise adamları ile baronlardan gelen bir kurula danışılmadan haciz yoluyla veya zor kullanılarak toplanamaz.” hükmü bütçe hakkının ve parlamenter demokratik sistemlerin gelişimi için önemli bir adım olarak tarihe geçmiştir. Daha sonra 1688 yılında İnsan Hakları Kanunu (Bill of Rights) bütçe ve bütçe hakkını gelişimini pekiştiren adımlar olmuştur. Türkiye’de de ilk bütçe hakkı 1876 Kanunuesasi diğer bir ifade ile ilk anayasada yer alan hükümler ile elde edilmiştir. A B C D E 19 Diğer sayfaya geçiniz. 2017 - KP SS/AB 25. TG D E NE M E Ç Ö ZÜM - 7 28. Sayıştay tarafından yapılacak harcama sonrası dış denetimin amacı, genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin hesap verme sorumluluğu çerçevesinde, yönetimin malî faaliyet, karar ve işlemlerinin; kanunlara, kurumsal amaç, hedef ve planlara uygunluk yönünden incelenmesi ve sonuçlarının Türkiye Büyük Millet Meclisine raporlanmasıdır. Dış denetim, genel kabul görmüş uluslararası denetim standartları dikkate alınarak ● ● Kesin hesap kanunu tasarısı ve genel uygunluk bildiriminin Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş olması, ilgili yıla ait Sayıştay tarafından sonuçlandırılmamış denetimleri önlemez ve hesapların kesin hükme bağlandığı anlamına gelmez. kamu idaresi hesapları ve bunlara ilişkin belgeler esas alınarak, mali tabloların güvenilirliği ve doğruluğuna ilişkin mali denetimi ile kamu idarelerinin gelir, gider ve mallarına ilişkin malî işlemlerinin kanunlara ve diğer hukuki düzenlemelere uygun olup olmadığının tespiti, A B C D E kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli olarak kullanılıp kullanılmadığının belirlenmesi, faaliyet sonuçlarının ölçülmesi ve performans bakımından değerlendirilmesi suretiyle gerçekleştirilir. 29. 26. Maliye Bakanlığına bağlı İç Denetim Koordinasyon Kurulu, yedi üyeden oluşur. Üyelerden biri Başbakan’ın, biri Kalkınma Bakanlığının bağlı olduğu bakanın, biri Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu bakanın, biri İçişleri Bakanı’nın, başkanı dahil üçü Maliye Bakanı’nın önerisi üzerine beş yıl süre ile Bakanlar Kurulu tarafından atanır. Maliye Bakanı tarafından önerilecek adaylardan birinin ekonomi, maliye, muhasebe, işletme alanlarından birinde doktora derecesine sahip öğretim üyeleri arasından olması şartı aranır. Üyeler, bu sürenin sonunda yeniden atanabilirler. ise m A B C D E ya yın cılık Dış denetim sırasında, kamu idarelerinin iç denetçileri tarafından düzenlenen raporlar, talep edilmesi hâlinde Sayıştay denetçilerinin bilgisine sunulur. Sayıştay, denetim raporları ve bunlara verilen cevapları dikkate alarak düzenleyeceği dış denetim genel değerlendirme raporunu Türkiye Büyük Millet Meclisine sunar. Sayıştay tarafından hesapların hükme bağlanması; genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin gelir, gider ve mal hesapları ile bu hesaplarla ilgili işlemlerinin yasal düzenlemelere uygun olup olmadığına karar verilmesidir. Türk bütçe sisteminde jestiyon sistemi geçerlidir. Buna göre kamu gelir ve giderleri tahakkuk ettirildikleri mali yıl hesaplarında gösterilirken, kamu gelirleri tahsil edildiği, bütçe giderleri ise ödendiği yılda muhasebeleştirilir. Türk bütçe sisteminde jestiyon usulünün istisnaları mahsup ve emanet işlemleridir. ● Denetim daha güçlü ve etkin yapılır. ● Esnek bir sistem değildir. ● Tasarrufu sağlar. ● Yıl sonuna doğru harcamaların yoğunlaşmasına ve bu nedenle kamu kaynakların etkinsiz kullanımına neden olabilir. ● Yıllık olma ilkesi ile uyuşur. ● Bütçelerin karşılaştırılması güçleşir (birden fazla yıla yaygın hâle gelen harcamalar ait olduğu yıl değil, harcandığı yıl bütçesinde gözüktüğü için). A B C D E 30. A B C D E 27. Sayıştay, merkezî yönetim kapsamındaki kamu idareleri için düzenleyeceği genel uygunluk bildirimini, kesin hesap kanun tasarısının verilmesinden başlayarak en geç yetmiş beş gün içinde Türkiye Büyük Millet Meclisine sunar. Genel uygunluk bildirimi; dış denetim raporları, idare faaliyet raporları ve genel faaliyet raporu dikkate alınarak hazırlanır. Bütçe tasarısı Bakanlar Kurulu tarafından TBMM’ye sunulduktan sonra Meclis Başkanı, tasarıyı Plan ve Bütçe Komisyonuna gönderir. En az 25’i iktidar partilerinden, kalanı ise muhalefet partilerinden olmak üzere toplam 40 üyeden oluşan komisyondaki çalışmaların 55 gün içerisinde tamamlanması gerekir. Üyelerce incelenen tasarı, TBMM Genel Kuruluna sunulur. Kuruldaki görüşmeler esnasında milletvekillerinin gider artırıcı ve gelir azaltıcı teklif vermeleri mümkün değildir ve buradaki çalışmaların 20 gün içerisinde tamamlanması gerekir. Kuruldan sonra bütçe tasarısı, Cumhurbaşkanlığına gönderilir. Onaylanması hâlinde de mali yıl başından önce Resmî Gazete’de yayımlanarak 1 Ocak’ta yürürlüğe girer. En önemli temsilcisinin Milton Friedman olduğu Monetarist Yaklaşım’a göre ekonomide meydana gelen istikrarsızlıkların nedeni, yanlış uygulanan para politikalarıdır. Ekonomide doğal işsizliğin bulunduğunu ileri süren yaklaşımın savunucularına göre uzun dönem Phillips eğrisi diktir ve para arzı sabit orana göre artırılmalıdır. Bu anlamda para arzı önem arz etmektedir. Kamu harcamalarının, borçlanma yoluyla finanse edilmesinde finansman kaynağı kişiler olursa dışlama etkisi ortaya çıkacağını ifade eden yaklaşımda özel sektör istikrarlıdır, kamu sektörü ekonomiye müdahâle etmemelidir. Monetaristlere göre millî gelirin belirleyici unsuru, gelecekteki gelirdir. Dolayısıyla geçmiş deneyimlere göre değil, gelecek deneyimlere göre iktisadi politikalar yönlendirilmelidir. A B C D E A B C D E 20 Diğer sayfaya geçiniz. TG D EN EME ÇÖZ ÜM -7 31. 20 17- K P S S /A B 33. Enflasyon, bir ekonomide, belirli bir süre içinde, fiyatlar genel düzeyinin devamlı yükselmesi olayıdır. Enflasyonun çeşitli nedenleri ve buna bağlı olarak çeşitli tanımları vardır: ● Talep Enflasyonu: Ekonomide toplam talebin, tam istihdam gelir düzeyi için gerekli gelir miktarını aşması ile ortaya çıkmaktadır. Toplam talep düzeyi, bu noktada toplam arz düzeyini aşar. ● Maliyet Enflasyonu (Çekirdek Enflasyon): Piyasada talep ile desteklenen ancak öncelikle maliyetlerin artması sonucu ortaya çıkan enflasyondur. ● Ücret Enflasyonu: Verimlilikte artış olmaksızın ücretlerde yapılan artışın fiyatlar genel düzeyinde artışa neden olmasıdır. ● ● Ortodoks IMF Programı; Yapısal Enflasyon: Ekonomide talebin artışına bağlı olarak bazı darboğazlar nedeniyle arzın artırılamaması durumunda ortaya çıkar. Örneğin enerji, ham madde kıtlığı nedenleriyle. İthal Enflasyon: Üretimde kullanılan ve dış ülkelerden sağlanan ham maddelerin fiyatlarının yükselmesi ile maliyetlerdeki artışa bağlı olarak ortaya çıkan enflasyondur. Sentetik Enflasyon: Bu enflasyon çeşidinde, fiyatlar genel düzeyinde sürekli ve hissedilir bir artıştan ziyade fiyatlar genel düzeyinin, yüksek kamu zamları ya da ithal girdi fiyatlarındaki ani yükselişler nedeniyle bir defalık sıçramasına sentetik enflasyon adı verilir. devalüasyon veya döviz kuru ayarlamaları, ● dış ticarette liberalizasyon, ● para arzı artışının sınırlandırılması, ● yurt içi fiyat ayarlamalarının ve kamu harcamalarının azaltılması, ● vergilerin artırılması, ● dış borç ödemelerinin gerçekleştirilmesi, ● kısa ve orta dönemli borçların sınırlandırılması gibi önlemleri kapsamaktadır. Ücret ve fiyatların dondurulması ise heteredoks politikalardan biridir. A B C D E ise m A B C D E ● ya yın cılık ● İstikrar programı, birkaç yıldan fazla olmayan bir dönem için enflasyon, bütçe açıkları, ödemeler dengesi problemleri gibi sorunları çözmeye yönelik kapsamlı önlemler dizisini içermektedir. Programlar çoğu kez IMF desteği ile yürütülmektedir. Bu durumda program koşula bağlı olmaktadır. Bunun anlamı, üye ülkenin, IMF’nin finansal desteğini sağlayabilmesi için kabul edilebilir bir istikrar programı izlemesini gerektirmektedir. İstikrar programlarını genel olarak ortodoks ve heterodoks olarak ikiye ayırmak mümkündür. 32. Enflasyon, fiyatlar genel seviyesinde yaşanan sürekli artışlar anlamına gelmekte olup bu dönemlerde toplam talep toplam arzı aştığından talep şişkinliği yaşanmaktadır. Enflasyonist dönemlerde hükûmetin amacı toplam talebi azaltmaktır. Dolayısıyla hükûmet ya kamu harcamalarını azaltmak suretiyle ya vergi oranlarını artırmak suretiyle ya da kişi ya da firmalardan yapılacak borçlanma ile toplam talebi düşürecektir. 34. Ekonomik kalkınmanın sağlanması için Enflasyonla mücadelede harcama politikaları şu şekilde olacaktır: ● Ekonomik kalkınma kavramı, kişi başına gerçek gelir miktarındaki artışın yanı sıra, ilkel üretimden çağdaş üretime geçişi, millî gelir içinde tarım sektörünün payı düşerken sanayi sektörünün payının yükselmesini ve ekonomide sosyal ve politik alandaki çağdaşlaşmayı kapsayan bir kavram olarak tanımlayabiliriz. Genel olarak harcamalar kısılır ancak cari ve transfer harcamalarının kısılması zor olacağı için yatırım harcamalarının kısılmasına gidilir. ● İç tasarruf artırılmalıdır. ● Yatırımlar artırılmalıdır. ● İhracatı geliştirici politikalar izlenmelidir. ● Dış kaynaklara yönelik politikalar izlenmelidir. ● Bu dönemde gelir dağılımı daha da bozulacağı için transfer harcamaları kısılamaz. ● Kamu yönetiminde etkinliği artırıcı politikalar izlenmelidir. ● Yatırımların süreleri uzatılarak yıllara yayılabilir, kamu harcamalarının verimliliği artırılabilir, lüks tüketime yönelik kamu harcamaları daraltılabilir. ● Teknoloji ithaline yönelik politikalar izlenmelidir. A B C D E A B C D E 21 Diğer sayfaya geçiniz. 2017 - KP SS/AB 35. TG D E NE M E Ç Ö ZÜM - 7 38. Açık bir ekonomide sabit kur politikasında genişletici maliye politikası olarak kamu harcamalarının artırılması, işlem güdüsüyle para talebini artırır, artan para talebi faizleri yükseltir. Faizlerin yükselmesi yabancı sermayeyi ülkeye çekerek genişletici etki yaratır. Diğer taraftan, sermaye girişine bağlı döviz arzındaki artış nedeniyle döviz alımı yapan merkez bankası yerli para arzını artırdığı için düşen faizler yatırımı artırarak genişletici etki yaparken sermaye girişi de durur. Hem kamu harcamalarının artışından hem de ülkeye giren yabancı sermayenin yerli paraya çevrilmesinden kaynaklanan para arzının artması genişletici etki yaratacaktır. Maliye politikası etkindir. Tahakkuk zaman aşımı vergiyi doğuran olayın gerçekleştiği yılı takip eden yıl başından itibaren 5 yıldır. Tahakkuk zaman aşımında sadece emlak, veraset intikal ve damga vergisinde vergiyi doğuran olayın olduğu yıl değil, vergiyi doğuran olayın vergi idaresince öğrenildiği yılı takip eden yılbaşı itibarı ile zaman aşımı işlemeye başlar. Tahakkuk zaman aşımını durduran hâller: ● Vergi idaresince vergi matrahının tespiti için takdir komisyonuna başvurulması ● Mücbir sebepler A B C D E A B C D E 36. 39. Yasama organından doğan kaynaklar: ● Anayasa ● Kanun ● Uluslararası anlaşmalar ● Kanun hükmünde kararname ● Bakanlar Kurulu Kararları ● Tüzük ● Yönetmelik ● Tebliğ ● Genelge ● Mukteza ya yın cılık Yürütme organından doğan kaynaklar: Anayasa Mahkemesi Kararları ● İçtihadı Birleştirme Kararları ● Diğer yargı kararları Diğer kaynaklar: 37. ● Doktrin ● Örf ve âdetler ● Şubat ayında beyan edilen gelirler için şubat ve haziran aylarında iki taksitte ● Mart ayında beyan edilen gelirler için mart ve temmuz aylarında iki taksitte ● Ülkeyi terk hâllerinde ülkeyi terkten önce 15 gün içinde ● Ölüm ve gaiplik hâllerinde beyanname verme süresi içinde (4 ay içinde) ● Zirai kazançları, beyan edilen toplam kazancın %75’inden fazla olanlar için kasım ve aralık aylarında iki taksit hâlinde A B C D E ise m Yargı organından doğan kaynaklar ● Yıllık beyannamelerde verginin ödenme süreleri şu şekildedir: 40. Damga vergisine tabi olan kâğıtlar şunlardır: ● Sözleşmeler, taahhütnameler, teminatlar, temlikname, kefalet, rehin senetleri vb. A B C D E ● Makbuzlar, beyannameler, (GV, KV vb.) bildirgeler, resmi dairelere sunulan bilançolar, gelir tabloları, işletme hesap özetleri Verginin yerelselliği, ülke sınırları içerisindeki vergiyi doğuran olayların tümünden (gelir, harcama, servet), mükellefin ülke vatandaşı olup olmadığına önemsenmeden vergi alınmasıdır. Verginin şahsiliği, ülke vatandaşı olan herkesin ülke içi ve dışındaki vergiyi doğuran olaylarının tümünden vergi alınmasıdır. Her iki ilkenin birlikte uygulanıyor olması çifte vergilendirmeye neden olacaktır. ● Konşimento, irat senedi, ipotekli borç senedi vb. ● Kararlar ve mazbatalar (ihale ve hakem kararları) Ülkemizde istisnalar hariç tutulmak kaydıyla emlak vergisi, motorlu taşıtlar vergisi gibi servet vergileri ve tüm dolaylı vergiler (KDV, damga vergisi, ÖTV, BSMV) gibi vergiler yersellik ilkesine göre alınırken gelir vergisi, kurumlar vergisi gibi vergiler şahsilik ilkesine göre alınmaktadır. Her iki ilkeye göre uygulanan vergi ise sadece veraset ve intikal vergisidir. Damga vergisine tabi olmayan kâğıtlar ise şunlardır: ● Noter kâğıdı, mal beyanı vb. ● Protesto, vekâletname, resen senet, banka çekleri ● Nüfus cüzdanı, aile cüzdanı, ehliyet ● Sürücü çalışma, motorlu araç trafik ve tescil, iş makinesi tescil belgesi ● Pasaport, yabancılar için ikamet tezkeresi A B C D E A B C D E 22 Diğer sayfaya geçiniz. TG D EN EME ÇÖZ ÜM -7 1. MU H A S E B E 3. Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği’ne göre, kişilik kavramı, işletmenin sahip veya sahiplerinden, yöneticilerinden, personelinden ve diğer ilgililerden ayrı bir kişiliğe sahip olduğunu ve o işletmenin muhasebe işlemlerinin sadece bu kişilik adına yürütülmesi gerektiğini öngörür. 20 17- K P S S /A B İşletmenin kredili olarak maliyetine varlık satması hâlinde yapılacak kayıt aşağıdaki gibidir: (Varlığı demirbaş olarak varsayalım.) Alıcılar Muhasebecilerin yapmış olduğu hata ya da hile sonucu vergi cezasının işletmeye kesilmesi, işletmeye ait varlıkların şahsi menfaat için kullanılması ve şahsi ihtiyaçların muhasebe kayıtlarına geçirilmesi kişilik kavramına aykırılık teşkil eder. XX Demirbaşlar XX 120 Alıcılar hesabında artı görülürken 255 Demirbaşlar hesabında azalış görülür. Ancak her iki hesap da varlıklarda yer aldığından aktif ve pasifte herhangi bir değişim olmayacaktır. A B C D E Zararına varlık satışı, nakden kısa vadeli borç ödenmesi aktif ve pasif toplamını aynı tutarda azaltırken işletmenin sermaye artırımına gitmesi ve işletmeye yeni ortak alımı aktif ve pasif toplamını aynı tutarda artırır. Tam açıklama kavramı; mali tabloların bu tablolardan yararlanacak kişi ve kuruluşların doğru karar vermelerine yardımcı olacak ölçüde yeterli, açık ve anlaşılır olmasını ifade eder. Mali tablolarda finansal bilgilerin tam olarak açıklanması yanında, mali tablo kalemleri kapsamında yer almayan ancak alınacak kararları etkileyebilecek, gerçekleşmesi muhtemel olaylara da yer verilmesi bu kavramın gereğidir. ise m 2. ya yın cılık A B C D E 4. Kâr/Zarar = (Dönem Sonu Varlıklar – Dönem Sonu Borçlar) – (Dönem Başı Varlıklar – Dönem Başı Borçlar) – Eklenen Değerler + Çekilen Değerler 5.000 = (60.000 – Dönem Sonu Borçlar) – (46.000 – 24.000) – 1.000 + 2.000 5.000 = (60.000 – Dönem Sonu Borçlar) – 21.000 Dönem Sonu Borçlar = 34.000 TL A B C D E Nazım hesapların kullanılması, varlıklara ait ipoteklerin ya da varlıkların toplam sigorta değerlerinin bilanço dipnotlarında gösterilmesi, ortakların sermaye yapısının açıklanması tam açıklama kavramı gereğidir. A B C D E 23 Diğer sayfaya geçiniz. 2017 - KP SS/AB 6. İşletmenin kuruluş kaydı: Kasa 80.000 Ödenmemiş Sermaye 80.000 İşletmenin senetsiz borcu olduğundan daha önce alacaklandırılan Satıcılar hesabı ters kayıtla kapatılarak borçlandırılmalı, senetsiz borca karşılık senetli borç imzalandığından Borç Senetleri hesabı ise alacaklandırılmalıdır. Arada oluşan işletme açısından olumsuz fark ise Finansman Giderleri hesabında borçlandırılmalıdır. İşletmenin banka hesabına para yatırması kaydı: Satıcılar Bankalar 20.000 Kasa 2.000 Finansman Giderleri 300 Borç Senetleri 20.000 2.300 Dolayısıyla yapılması gereken düzeltme kaydı aşağıdaki gibi olacaktır: İşletmenin mal satın alımı kaydı: Ticari Mallar 12.000 Kasa 5.000 Borç Senetleri 7.000 Faiz Gelirleri 300 Satıcılar 2.000 Finansman Giderleri 300 Alıcılar Fatura ödenmesi kaydı: 2.300 Borç Senetleri Genel Yönetim Giderleri 300 A B C D E 1.000 1.000 Buna göre Kasa hesabının borç kalanı aşağıdaki gibi olacaktır: 100 Kasa 80.000 20.000 5.000 1.000 80.000 26.000 ya yın cılık Kasa ise m 5. TG D E NE M E Ç Ö ZÜM - 7 Kasa hesabı borç kalanı: 54.000 TL A B C D E 7. Sermaye Yedekleri grubunda yer alan hesaplar aşağıdaki gibidir: 520 Hisse Senedi İhraç Primleri 521 Hisse Senedi İptal Karları 522 Maddi Duran Varlık Yeniden Değerleme Artışları 523 İştirakler Yeniden Değerleme Artışları 524 Maliyet Artışları Fonu 529 Diğer Sermaye Yedekleri Seçeneklerde yer alan Özel Fonlar, Statü Yedekleri ve Yasal Yedekler Kâr Yedekleri grubunda yer alırken Sermaye Düzeltilmesi Olumlu Farkları Ödenmiş Sermaye grubunda yer alır. A B C D E 24 Diğer sayfaya geçiniz. TG D EN EME ÇÖZ ÜM -7 8. 20 17- K P S S /A B 10. Mizan, yevmiye defterine kaydedilen bilgilerin büyük deftere aktarımının doğru olup olmadığını matematiksel olarak kontrol etmeye yarayan tablodur. Borç kalanı: 32.650$ – 32.345$ = 305$ Aradaki fark: 340$ (Fiilî durum, borç kalanından büyük olduğundan oluşan fark, kasa fazlasıdır.) Mizan türleri aşağıdaki gibidir: ● Fiilî durum: 645$ Aylık mizan, yevmiye defteri kayıtlarını büyük deftere geçirdikten sonra her ay sonunda kontrol amacı ile düzenlenen mizandır. Genel mizan da denir. ● Genel geçici mizan, 31 Aralık da düzenlenen yani dönem sonu envanter işlemlerinden önce düzenlenen mizandır. ● Kesin mizan dönem sonu kayıtlarından sonra düzenlenen mizandır. 20.10.2016 tarihinde kur 3,5 TL olduğundan 340$ x 3,5 TL =1.190 TL Buna göre, yapılacak kayıt aşağıdaki gibidir: Kasa 1.190 Sayım ve Tesellüm Fazlaları A B C D E 391 Hesaplanan KDV, teslim edilen mal veya ifa edilen hizmetler üzerinden hesaplanan Katma Değer Vergisi ile işlemi gerçekleşmeyen ya da işlemden vazgeçilen mal ve hizmetlere ilişkin katma değer vergisinin izlendiği hesaptır. Hesaplanan katma değer vergisi bu hesaba alacak kaydedilir. Düzeltmeler bu hesaba borç kaydedilir. Vergilendirme dönemi itibariyle bu hesabın bakiyesi, “191 İNDİRİLECEK KDV” ve/veya “190 DEVREDEN KDV” hesapları ile karşılaştırılır. “Yapılan karşılaştırmada bu hesabın bakiyesi “191 İNDİRİLECEK KDV” ve/veya 190 DEVREDEN KDV” hesaplarının bakiyesinden fazla olduğu takdirde vadesinde ödenmek üzere “360 ÖDENECEK VERGİ VE FONLAR” hesabına aktarılarak kapatılır. 391 Hesaplanan KDV 190 Devreden KDV 191 İndirilecek KDV ya yın cılık 191 İndirilecek KDV, her türlü mal ve hizmetin satın alınması sırasında satıcılara ödenen katma değer vergisinin kaydedildiği ve izlendiği hesaptır. Mal ve hizmet alımlarından doğan indirilecek katma değer vergisi bu hesaba borç, mevzuat gereği yapılan indirimler ve hesaba yapılan düzeltmeler ile indirilemeyen ve “190 DEVREDEN KDV” hesabına aktarılan borç bakiyesi bu hesaba alacak yazılır. A B C D E ise m 9. 1.190 11. 340 $’lık kasa farkının dönem sonundaki değeri (1 $ = 3,2 TL) 340 $ x 3,2 TL=1.088 TL Yukarıdaki çözümde Sayım ve Tesellüm Fazlaları hesabını 1.190 TL olarak elde etmiştik. Dönem sonu kur ayarlamasında 1.190 TL olan kasa fazlası, dönem sonunda 1.088 TL olarak güncellendiğinde aradaki fark işletmenin Kambiyo Kârları hesabında alacaklandırılacaktır. Sayım ve Tesellüm Fazlaları 1.190 Diğer Olağandışı Gelir ve Kârlar Kambiyo Kârları 1.088 102 A B C D E 112.250 9.250 121.500 A B C D E 25 Diğer sayfaya geçiniz. 2017 - KP SS/AB 13. Aktifi düzenleyici pasif karakterli hesaplar şunlardır: 600 Yurt İçi Satışlar hesabı, yurt içindeki gerçek ve tüzel kişilere satılan mal ve hizmetler karşılığında alınan ya da tahakkuk ettirilen toplam değerlerin izlendiği hesaptır. Satış gerçekleştiğinde hasılat tutarı bu hesaba alacak kaydedilir. (X) işletmesinin yaptığı satışın KDV’siz tutarı şu şekilde hesaplanacaktır: ● 103 Verilen Çekler Ve Ödeme Emirleri (–) ● 119 Menkul Kıymetler Değer Düşüklüğü Karşılığı (–) ● 122 Alacak Senetleri Reeskontu (–) ● 124 Kazanılmamış Finansal Kiralama Faiz Gelirleri (–) ● 129 Şüpheli Ticari Alacaklar Karşılığı (–) ● 137 Diğer Alacak Senetleri Reeskontu (–) ● 139 Şüpheli Diğer Alacaklar Karşılığı (–) ● 158 Stok Değer Düşüklüğü Karşılığı (–) ● 199 Diğer Dönen Varlıklar Karşılığı (–) ● 222 Alacak Senetleri Reeskontu (–) ● 224 Kazanılmamış Finansal Kiralama Faiz Gelirleri (–) ● 229 Şüpheli Ticari Alacaklar Karşılığı (–) ● 237 Diğer Alacak Senetleri Reeskontu (–) ● 239 Şüpheli Diğer Alacaklar Karşılığı (–) Yurt İçi Satışlar 80.000 ● 241 Bağlı Menkul Kıymetler Değer Düşüklüğü Karşılığı (–) Hesaplanan KDV 14.400 ● 243 İştiraklere Sermaye Taahhütleri (–) ● 244 İştirakler Sermaye Payları Değer Düşüklüğü Karşılığı (–) ● 246 Bağlı Ortaklıklara Sermaye Taahhütleri (–) ● 247 Bağlı Ortaklıklar Sermaye Payları Değer Düşüklüğü Karşılığı (–) ● 249 Diğer Mali Duran Varlıklar Karşılığı (–) ● 257 Birikmiş Amortismanlar (–) ● 268 Birikmiş Amortismanlar (–) ● 278 Birikmiş Tükenme Payları (–) ● 298 Stok Değer Düşüklüğü Karşılığı (–) ● 299 Birikmiş Amortismanlar (–) KDV’siz bedel = 94.400/(1 + 0,18) = 80.000 TL KDV bedeli = 94.400 – 80.000 = 14.400 TL 391 Hesaplanan KDV hesabı, teslim edilen mal veya ifa edilen hizmetler üzerinden hesaplanan Katma Değer Vergisi ile işlemi gerçekleşmeyen ya da işlemden vazgeçilen mal ve hizmetlere ilişkin katma değer vergisinin izlendiği hesaptır. İşletme KDV bedeli nakit olarak tahsil ettiğinden Kasa hesabı 14.400 TL ile borçlandırılır, kalan tutarı kredili olarak tahsil ettiğinden Alıcılar hesabı borçlandırılır. Buna göre yapılacak kayıt aşağıdaki gibidir: Kasa 14.400 Alıcılar 80.000 ya yın cılık A B C D E ise m 12. TG D E NE M E Ç Ö ZÜM - 7 14. 50 adet tabletin KDV hariç tutarını bir önceki çözümde 80.000 TL olarak elde etmiştik. Tabletlerin adedi = 80.000/50 = 1.600 TL olacaktır. 8 adet tablet iade edildiğinden 1.600 x 8 = 12.800 TL Satıştan İadeler hesabında borçlandırılacaktır. İade alınan malın KDV’si ise İndirilecek KDV hesabının borcunda izlenecektir. Öncüllerde yer alan Ödenmemiş Sermaye hesabı ise pasifi düzenleyici hesaplardan biridir. 12.800 x 0,18 = 2.304 TL İndirilecek KDV A B C D E İşletme açısından iade edilen malların karşılığı olarak ise kasadan para çıkışı olacağından Kasa hesabı alacaklandırılır. (Aksi belirtilmediği müddetçe ödemeler nakit kabul edilir.) Buna göre yapılacak kayıt aşağıdaki gibi olacaktır: Satıştan İadeler 12.800 İndirilecek KDV 2.304 Kasa 15.104 A B C D E 26 Diğer sayfaya geçiniz. TG D EN EME ÇÖZ ÜM -7 15. 20 17- K P S S /A B 17. Vergi Usul Kanunu’na göre işletmede bir yıldan fazla kullanılan ve yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunan demirbaşlar amortisman ayrılmak suretiyle itfa edilecektir. İşletmeler demirbaş eşyalar için normal veya azalan bakiyeler usullerinden birini tercih etmekte serbestlerdir. Bahri işletmesi kasa hesabında bulunan 280.000 TL’yi bankaya yatırdığından Bankalar hesabında artış olacak ve ilgili hesap borçlandırılacak, kasada azalış meydana geldiğinden Kasa hesabı ise alacaklandırılacaktır. 102 Bankalar 280.000 100 Kasa Normal amortisman usulü (VUK315): Mükellefler amortismana tabi iktisadi kıymetlerini Maliye Bakanlığının tespit ve ilan edeceği oranlar üzerinden itfa ederler. İlan edilecek oranların tespitinde iktisadî kıymetlerin faydalı ömürleri dikkate alınır. 280.000 A B C D E 1 rakamının faydalı ömre bölünmesi sonucunda uygulanacak amortisman oranı bulunacak yıllar itibarıyla bu oran üzerinden amortisman ayrılacaktır. Azalan bakiyeler usulü ile amortisman ayırma yönteminde ise normal amortisman oranının iki katı esas alınmakta ancak bu oran %50’yi geçememektedir. Her yıl ayrılan amortisman tutarından hesaplanan tutarın düşürülmesi ile elde edilen amortisman miktarı şu şekilde bulunacaktır: 1/ekonomik ömür = amortisman oranı 1/8 = %12,5 %12,5 x 2 = %25 Üçüncü yıl amort. bedeli = (150.000 – 37.500)112.500 x %25 = 28.125 Dördüncü yıl amort. bedeli = (112.500 – 28.125)84.375 x %25 = 21.093,75 Beşinci yıl amort. bedeli = (84,375 – 21.093,75)63.281,25 x %25 = 15.820,31 Altıncı yıl amort. bedeli = (63.281,75 – 15.820,31)47.461,44 x %25 = 11.865,36 Yedinci yıl amort. bedeli = (47.461,44 – 11.865,36)35.596,08 x %25 = 8.899,02 Son yıl amort. bedeli = 35.596,08 – 8.899,02 = 26.697,06 ise m İkinci yıl amort. bedeli = (200.000 – 50.000)150.000 x %25 = 37.500 ya yın cılık Birinci yıl amort. bedeli = 200.000 x %25 = 50.000 A B C D E 18. 01.09.2016 tarihinden 31.12.2016 tarihine kadar geçen süreçte 4 aylık faiz geliri hesaba katılacaktır. Faiz hesaplaması şu şekilde olacaktır. Günlük faiz bedeli = (Anapara x faiz oranı x vade)/36.000 Aylık faiz bedeli = (Anapara x faiz oranı x vade)/1.200 Yıllık faiz bedeli = (Anapara x faiz oranı x vade)/100 Soruya baktığımızda 4 aylık faiz hesaplaması yapacağımızdan 4 aylık faiz bedeli = 280.000 x 12 x 4/1.200 = 11.200 TL olacaktır. 16. Dönem sonunda işleyen faiz kaydı ise aşağıdaki gibi olacaktır: 340 Alınan Sipariş Avansları, işletmenin satış amacıyla gelecekte yapacağı mal ve hizmet teslimleri ile ilgili olarak peşin tahsil ettiği tutarların izlendiği hesaptır. Alıcılardan alınan avanslar bu hesabın alacağına, malın teslim edilmesi, hizmetin görülmesi hâlinde borcuna yazılır. Gelir Tahakkukları Faiz Gelirleri A B C D E 11.200 11.200 A B C D E 27 Diğer sayfaya geçiniz. 2017 - KP SS/AB 19. TG D E NE M E Ç Ö ZÜM - 7 21. 2016 yılına ait 4 aylık faiz getirisini 11.200 TL olarak yukarıdaki çözümde elde etmiştik. 280.000 TL’lik anapara 9 aylığına bankaya yatırıldığından 2017 yılına ait 5 ay kalmıştır. 5 aylık faiz getirisi = 280.000 x 12 x 5/1.200 = 14.000 TL olacaktır. 2016 yılı ile 2017 yılına ait toplam faiz getirisi olan Muhasebe uygulamaları genel tebliğine göre diğer hazır değerler hesabı; nitelikleri itibarıyla hazır değer sayılan pullar, vadesi gelmiş kuponlar, tahsil edilecek banka ve posta havaleleri (yoldaki paralar gibi) değerleri kapsar. Bu değerler elde edildiğinde hesabın borcuna, elden çıkarıldığında da hesabın alacağına kaydedilir. Posta pullarının muhasebeleştirilmesinde iki yöntem kullanılmaktadır. ● 11.200 + 14.000 = 25.200 TL ise %25 oranında stopaja tabi tutulduğundan Peşin Ödenen Vergi ve fonlar hesabının borcunda 6.300 TL (25.200 x %25) yer alacaktır. Buna göre vade bitiminde yapılacak kayıt şu şekildedir: Kasa 298.900 Peşin Öd Ver ve Fon Posta pulları alındığında 6.300 Gelir Tahakkukları 11.200 Faiz Gelirleri 14.000 Bankalar Aktifleştirme yöntemi: Posta pulları öncelikle diğer hazır değerler hesabında takip edilerek aktife kaydedilecek, dönem sonunda posta pullarının kullanılan miktarı ilgili gider hesabına aktarılarak gider yazılacaktır. İşletme soruda görüldüğü üzere aktifleştirme yöntemini seçmiştir, yapılması gereken kayıtlar aşağıdaki gibi olacaktır. 108 Diğer Hazır Değerler 2.440 100 Kasa 280.000 2.440 Dönem sonunda, A B C D E 770 Genel Yönetim Giderleri 1.800 20. Vergi Usul Kanunu’na göre, varlıklar ile borçlar arasındaki fark öz sermayeyi ifade eder. Alınan Çekler 45.000 Alıcılar 60.000 Ticari Mallar 85.000 Demirbaşlar Toplam varlıklar ise m ya yın cılık 108 Diğer Hazır Değerler ● 1.800 Giderleştirme yöntemi: Posta pulları öncelikle gider hesabına alınacak, dönem sonunda posta pullarının kullanılmayan miktarı diğer hazır değerler hesabında aktifleştirilecektir. İşletme giderleştirme yöntemini seçmiş olsaydı yapılması gereken kaydın aşağıdaki gibi olması gerekirdi. Posta pulları alındığında 770 Genel Yönetim Giderleri 2.440 100 Kasa 2.440 Dönem Sonunda 25.000 108 Diğer Hazır Değerler 215.000 640 770 Genel Yönetim Giderleri Banka kredileri 40.000 Borç Senetleri 35.000 Satıcılar 10.000 Toplam Borçlar 85.000 640 A B C D E (Varlıklar) – (borçlar) = Öz sermaye 215.000 – 85.000 = 130.000 A B C D E 28 Diğer sayfaya geçiniz. TG D EN EME ÇÖZ ÜM -7 22. 20 17- K P S S /A B 24. Can işletmesi malı satın alan taraf olup KDV dâhil 2.124 TL ödemede bulunmuştur. KDV’siz bedel = 2.124/1,18 = 1.800 TL 7/A KDV tutarı = 2.124 – 1.800 = 324 TL Can işletmesi 324 TL’lik KDV bedelini peşin ödediğinden Kasa hesabı, 800 TL sini çek karşılığı ödediğinden Verilen Çek ve Ödeme Emirleri hesabı, kalan 1.000 TL’sini ise kredili olarak ödediğinden Satıcılar hesabı alacaklandırılacaktır. Can işletmesinin kaydı: Ticari Mallar İndirilecek KDV 7/A ve7/B seçeneği maliyet hesapları aşağıdaki tabloda görüldüğü gibidir: İlk madde ve malzeme giderleri Direkt işçilik giderleri İşçi ücret ve giderleri Genel üretim giderleri Memur ücret ve giderleri Hizmet üretim maliyeti Dışarıdan sağlanan fayda ve hizmetler Araştırma geliştirme giderleri Çeşitli giderler Pazarlama satış dağıtım giderleri Vergi, resim ve harçlar Genel yönetim giderleri Amortisman ve tükenme payları Finansman giderleri Finansman giderleri Gider çeşitleri yansıtma hesabı 1.800 Üretim maliyeti hesabı 324 Kasa 7/B Direkt ilk madde ve malzeme giderleri A B C D E 324 Ver Çek ve Öd Em 800 Satıcılar 1.000 ise m ya yın cılık A B C D E 23. Canan işletmesi malı satan taraf olduğundan Yurt İçi Satışlar hesabı ile Hesaplanan KDV hesabı alacaklandırılacaktır. KDV bedelini peşin olarak tahsil ettiğinden Kasa hesabı, 800 TL’lik çek aldığından Alınan Çekler hesabı ve kalan 1.000 TL’lik bedel kredili olarak tahsil edildiğinden Alıcılar hesabı borçlandırıralacaktır. 25. 60.000 / (35.000 + 45.000) = 0,75 35.000 x 0,75 = 26.250 TL (a mamulünün genel üretim gideri payı) Canan işletmesinin yevmiye kaydı: Kasa 45.000 x 0,75 = 33.750 TL (b mamulünün genel üretim gideri payı) 324 Alınan Çekler Alıcılar 800 Toplam üretim maliyeti = Direkt İlk Madde ve Malzeme Giderleri+ Direkt İşçilik Giderleri+ Genel Üretim Giderleri 1.000 Yurt İçi Satışlar Hesaplanan KDV Genel Üretim Giderleri/Toplam Direkt İşçilik Giderleri formülü ile genel üretim giderlerinin direkt işçilik giderlerine dağıtım oranı elde edilir. 1.800 Dolayısıyla a mamulünün toplam maliyeti = 60.000 + 35.000 + 26.250 = 121.250 TL olacaktır. 324 A B C D E A B C D E 29 Diğer sayfaya geçiniz. 2017 - KP SS/AB 26. TG D E NE M E Ç Ö ZÜM - 7 29. Denetim teknikleri şunlardır: ● Yeniden hesaplama ● Gözlem ● Belgelerin incelenmesi ● Kayıt süreci ● Fiziki inceleme ● Analitik inceleme ● Soruşturma ● Doğrulama TMS 27 Konsolide ve Bireysel Finansal Tablolar Standardı, bir ana ortaklığın kontrolü altında bulunan bir grup işletmenin konsolide finansal tablolarının hazırlanmasına ve sunumuna ilişkin esasları belirler. Bu standart, herhangi bir işletmenin yerel mevzuat gereği ya da kendi isteği ile bireysel finansal tablo düzenlemesi söz konusu olduğunda bağlı ortaklıklar, iştirakler ve müştereken kontrol edilen işletmelerin muhasebeleştirilmesinde de uygulanır. Azınlık payı, bir bağlı ortaklığın net varlıklarının ve kâr veya zararının ana ortaklık tarafından, doğrudan veya bağlı ortaklıkları vasıtasıyla dolaylı olarak sahip olunmayan paylara isabet eden kısmını ifade eder. A B C D E A B C D E ● Bilanço (finansal durum tablosu) ● Gelir tablosu ● Öz kaynak değişim tablosu ● Nakit akış tablosu ya yın cılık TMS 1 Finansal Tabloların Sunuluşu tablosuna göre tam finansal tablo seti aşağıdakilerden oluşmaktadır: A B C D E ise m 27. 30. Üretilen Mamul Maliyeti 260.000 Dönem başı mamul (+) 60.000 Dönem sonu mamul (–) ? ----------------------------------------------------Satılan mamul maliyeti 250.000 Buna göre 260.000 + 60.000 – dönem sonu mamul = 250.000 Dönem sonu mamul = 70.000 TL olacaktır. 28. TMS 16 Maddi Duran Varlıklar Standardının amacı, finansal tablo kullanıcılarının işletmenin maddi duran varlıklardaki yatırımını ve bu yatırımdaki değişimleri belirleyebilmelerini sağlayan maddi duran varlıklarla ilgili muhasebe işlemlerini düzenlemektir. Maddi duran varlıkların muhasebeleştirilmesindeki temel konular; varlıkların muhasebeleştirilmesi, defter değerlerinin belirlenmesi ve bunlarla ilgili olarak finansal tablolara yansıtılması gereken amortisman tutarları ile değer düşüklüğü zararlarıdır. A B C D E Amortismana tabi tutar ise bir varlığın maliyetinden veya maliyet yerine geçen diğer tutarlardan kalıntı değerin düşülmesiyle bulunan tutarı ifade eder. Bu tutara hurda değeri adı verilmektedir. A B C D E 30 Diğer sayfaya geçiniz. TG D EN EME ÇÖZ ÜM -7 31. 20 17- K P S S /A B 33. Gelir tablosunda yer alan herhangi bir hesabın dikey yüzdesini elde edebilmek için ilgili hesap, net satışlara oranlanır. Finansman oranı, öz kaynakların yabancı kaynaklara oranlanması ile elde edilir. Finansman oranı = Öz kaynaklar/Toplam yabancı kaynaklar = 60/100 Net satışlar = Brüt satışlar – Satış indirimleri Net satışlar = 70.000-10.000 = 60.000 olacaktır. Öz kaynaklara 60k, toplam yabancı kaynaklara 100k diyelim Faaliyet Zararı kaleminin dikey yüzdesi ise Aktif toplamı = pasif toplamı eşittir. Faaliyet Zararı/Net Satışlar = 9.000/60.000 = 0,15 olacaktır. Pasif toplamı = Kısa vadeli yabancı kaynaklar + Uzun vadeli yabancı kaynaklar + Öz kaynaklar A B C D E Pasif toplamı = Toplam yabancı kaynaklar + Öz kaynaklar 500.000 = 100k + 60k = 160k olduğuna göre, k = 3.125 olacaktır. Özkaynaklar 60k olduğuna göre 60 x 3.125 = 187.500 TL olacaktır. 32. Satışların maliyeti = Dönem başı stok + Dönem içi mal alışları – Dönem sonu stok 34. Aktif = Pasif Dönen Varlıklar + Duran Varlıklar = KVYK + UVYK + Öz kaynaklar Devamlı sermaye = UVYK + Öz kaynaklar Pasif toplamı = KVYK + Devamlı sermaye 225.000 = KVYK +185.000 ise m ya yın cılık A B C D E KVYK = 40.000 Satışların maliyeti = 50.000 + 165.000 – 80.000 = 135.000 TL Asit-test oranı = (Dönen varlıklar – stoklar)/KVYK Ortalama stok = (Dönem başı stok + Dönem sonu stok)/2 2,5 = (Dönen varlıklar – 60.000)/40.000 Ortalama stok = (50.000 + 80.000)/2 = 65.000 1.000.000 = 10.Dönen varlıklar – 600.000 Stok devir hızı = Satışların maliyeti/Ortalama stok Dönen varlıklar = 40.000 Stok devir hızı = 135.000/65.000 A B C D E Stok devir hızı = 2,07 A B C D E 35. Cari oran, dönen varlıkların kısa vadeli yabancı kaynaklara oranı ile elde edilir. Cari oran = Dönen varlıklar / KVYK Cari oran = 40.000/40.000 Cari oran = 1 A B C D E 31 Diğer sayfaya geçiniz. 2017 - KP SS/AB 36. TG D E NE M E Ç Ö ZÜM - 7 39. Satılan ticari malın maliyeti = Ticari mallar hesabının borç kalanı – Dönem sonu stok Satılan ticari malın maliyeti = 300.000 – 50.000 = 250.000 Faiz getirisi = (Anapara x Vade x Faiz oranı)/100 → yıllık faiz Faiz getirisi = (Anapara x Vade x Faiz oranı)/1.200 → aylık faiz Stok devir hızı = Satılan ticari malın maliyeti/Ortalama stok Faiz getirisi = (Anapara x Vade x Faiz oranı)/36.000 → günlük faiz Stok devir hızı = 250.000/50.000 = 5 Buna göre 360/Stok devir hızı = 360/5 = 72 günde bir stokların satışı yapılmaktadır. ● Faiz getirisi = (768.000 x 30 x 600)/36.000 A B C D E ● Faiz getirisi = 384.000 TL olacaktır. A B C D E 37. Başlangıçta işletmenin 100X TL olduğunu varsayalım. 100X TL’nin %20si ile borç ödendiğinden işletmenin elinde 80X kalacaktır. 24X = 25.800 TL olduğuna göre X = 1.075 olur. Başlangıçtaki para 100X = 107.500 TL olacaktır. A B C D E ise m 48X paranın %50’si ile ticari mal alındığından 24X harcanmış olur ve aynı şekilde 24X kalmış olur. ya yın cılık Kalan 80X paranın %40’ı ile bilgisayar alınırsa (80X:%40) 32X TL harcanmış olur. Kalan para ise 80X – 32X = 48X olur. 40. Malın maliyetini 100X olarak varsayarsak %50 kâr ile satış fiyatı 150X olacaktır. 150X satış fiyatı üzerinden %30 indirim uygulandığına göre yeni satış fiyatı, 150X – 150X:%30 = 105X olur. Dolayısıyla 100X maliyetli malın satış fiyatı 105X olduğundan kâr marjı %5 olacaktır. A B C D E 38. Malın maliyetini 100A olarak varsayalım. 100A – 100A x %20 = 80A = 128.000 A = 1.600 Malın maliyeti = 100A = 160.000 TL olacaktır. 160.000 TL lik mal 224.000 TL ye satılsaydı kâr marjı, 160.000 + 160.000 x %B = 224.000 64.000 = 160.000 x %B B = %40 olacaktır. A B C D E 32