î : 61 22 .5 .1942 C : 1

advertisement
î : 61
22 .5 .1942
ve kazaya uğrıyan işçileri parasız tedavi ettir­
meğe mecburdurlar.
Bu maksatla hastanesi olmıyan mahallerdeki
madenler bir hasta odası ve ilk yardım vasıta­
larını ihzar ederler. Yüzden beş yüze kadar iş­
çisi olan madenler bir revir mahalli ve beş yüz­
den yukarı işçisi olan madenler yüz kişisine
bir yatak hesabiyle hastane açmağa mecbur­
durlar.
Birbirine yakın olan madenleri işletenler
müşterek bir hastane kurabilirler.
Tedavi altına alınanlardan işten dolayı has­
talanmış veya kazaya uğramış olan işçilere al­
makta oldukları ücretlerin aşağıda yazılı olan
miktarı verilir.
Yiyecekleri temin edilmek şartiyle hastane
veya revirlerde tedavi edilenlerden:
a) Bekâr olanlara
*
% 25
b) Evli çocuksuz olanlara
% 50
c) Evli ve çocuklu olanlara
% 75
Çalışamıyacakları günler için ayakta tedavi
edilenlerden:
a) Bekâr olanlara
% 50
b) Evli çocuksuz oanlara
% 65
c) Evli ve çocuklu olanlara
% 80
ABDURRAHMAN NACİ DEMİRAĞ (Si­
vas) — Efendim, elimizdeki madde ile oku­
nan fıkra farklıdır Buna rağmen bir ciheti tas­
hih etmek istiyorum. Maden işletenler hasta ve
kazaya uğrayan işçileri parasız tedaviye mec­
burdurlar diye bilâ kaydü şart kati bir hüküm
konuyor. Tedaviye alınanlardan işten mütevel­
lit hastalıklar için yevmiye veriliyor. Fakat
bir defa tedaviyi esas olarak bu madde kabul
ediyor, tster işten mütevellit olsun, ister ol­
masın. O halde tasavvur ediniz ki, bir işçi alı­
nıyor. Bu adam bir frengi hastalığına mübteladır. Fakat aldıkları sırada hastalık meydana
vurmamış, işe alındıktan sonra hastalık görü­
nüyor. Bu takdirde dahi iş sahibi tedaviye
mecbur. Ancak yevmiye vermiyecek. Çünkü
işten mütevellit değildir.
Sonra ciğer hastalığına müptela olan birisi
vardır. Bunu almamak lâzım. Çünkü ilânihaye
sanatoryumlarda tedaviye mecburdur. Almazsa
bir içtimai sefalet çıkmış olur. Çünkü hastane­
lerimiz her hastayı yatıracak vaziyette değildir.
Binaenaleyh bunlar şurada burada dolaşır, iş
sahibi, sen hastasın diye almazsa o zaman müş­
külât çıkar. Onun için ben, son tadilât yerine
şöyle bir şey teklif ediyorum: «İş esnasında ve
iş yüzünden hasta olan ve kazaya uğrayan işçi­
ler» dersek o halde hastalığın iş esnasında ol­
ması şart olduğu gibi, bir de iş yüzünden olması
şarttır. Maden sahiplerinin tedavi etmesi için
bu şekil kabul edilirse muvafık olur. Yok,
esasen hasta olarak gelmişse o zaman iş mües­
sesesi doğrudan doğruya içtimai muavenet mü­
esseseleri haline gelmiş olur. Bilmem Encü­ ı
C :1
men bunu ne şekilde telâkki buyurur. Lüt­
fen izah etsinler.
İKTİSAT En. NAMINA KASIM GÜLEK
(Bilecik) — Abdurrahman Naci Demirağ arka­
daşımız burada tedavi edilecek hastaların yalnız
işten dolayı...
ABDUJRRAHMAN NACİ DEMİRAĞ (Si­
vas) — İş esnasında ve işten dolayı.
KASIM GÜLEK (Devamla) — İş esnasında
ve işten dolayı hasta oldukları zaman tedavi
edilmelerini istiyor. Arkadaşlar, maden işleri
gayet ağır işlerdir. Burada çalışanlar çok feci
şerait altmda çalışmak mecburiyetindedirler ve
gayet güç bir hayat sürmektedirler. Bunları
maden işleri gibi işlerde kullanabilmek ve bu­
ralara celbetmek için elden gelen içtimai yar­
dımlarda bulunmak ve mümkün olduğu kadar
iyi kullanmak ve bakmak lâzımdır. Nasıl hata
ve kusur aranmaksızın bunlara tazminat veril­
mesi bütün dünyada mevzuubahis olmuş ve ni­
hayet kabul edilmişse ve biz de bunu istisnaen kabul etmişsek, bu meselenin de burada is­
tisnai olarak kabul edilmesi lâzımdır. Biz te­
daviyi yalnız işten dolayı hasta olanlara hasre­
decek olursak, evvelâ bunun tesbitinde çok
müşkülâta uğrarız. Bu ağır işte çalışan amele
terlemiş ve madenden çıkmış orada üşümüştür.
Bunun neticesi olarak da zatürrie olmuş ve bu­
nun neticesi verem olmuştur. Halbuki eski bir
hastalıktır biz buna bakamayız derler. İşte bun­
lara mâni olmak lâzımdır. Esasen iş sahibinin
orada hastanesi vardır, hekimi
vardır.
Biz oraya müracaat eden hastaya, sen acaba iş
üstündemi hasta oldun, yoksa bu hastalık eski­
den sende var mı idi diye uzun bir sual ve mu­
amelâta maruz tutacak olursak birçok zavallı
tesbiti mümkün olmıyan bu hallerden dolayı te­
davi harici kalacaktır.
ABDURRAHMAN NACİ DEMİRAĞ (Sivas)
— Emrazı efrenciyeye müptela olanları dahi bu
müesseseler tedaviye mecbur mudur?
İKTİSAT En. M. M. KASIM GÜLEK (Bile­
cik) — Bunun tesbiti daha zordur. Firengiyi
orada da kapalıdır. İş esnasında arkadaşının
bardağından su içmiştir, dudaklarında bir yarık
vardır, bu suretle hastalık geçmiştir. Verdiği­
niz misal tamamiyle maksadınızın aleyhindedir.
Böyle tesbiti gayrikabil olan işlerde ameleyi iki­
ye ayırmak, sen daha evvel hasta idin, seni te­
davi etmem, sen burada, iş üzerinde hastalan­
dın, seni tedavi ederim demek, içtimai yardıma
uymaz arkadaşlar. Biz bu gibi ağır iktisadi iş­
lerde daha çok muffak olmak ve semereler al­
mak için ameleyi madene bağlamak ve bunu
sevdirmek lâzımdır, taki, babadan oğula ma­
dencilik sınıfı diye bir sınıf teşekkül etsin. Bu,
rasyonel bir meseledir. Her halde maddenin
aynen kalması doğru olur. Maddenin kabulünü
rica ederim.
— Ş39 —
Download