Prof.Dr.Hasibe ARTAÇ Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk İmmünoloji ve Allerji BD İmmünoloji ABD Konya ALLERJİDE EOSİNOFİL VE MAST HÜCRELERİ Erken ve geç faz allerjik reaksiyonlar Allerji; mikrobiyal olmayan çevresel allerjenlere immün yanıtların neden olduğu hastalıkların bütünüdür. Allerjik yanıtın efektör fazında mast hücreleri ve eosinofiller aktive olur, hızla salgıladıkları mediatörler vasküler permeabilite artışı, vazodilatasyon ve bronş ile visseral düz kas kontraksiyonlarına neden olur. Bu reaksiyon erken aşırı duyarlılık olarak adlandırılır. Antijen maruziyeti sonrasında dakikalar içinde başlar ve ciddi klinik sonuçları vardır. Erken cevabı izleyen daha yavaş gelişen inflamatuar süreç geç faz reaksiyon olarak adlandırılan nötrofil, eosinofil ve makrofajların birikimi ile karakterizedir. Antijenlerin tipleri, klinik ve patolojik yansımaları çok farklı olmasına rağmen, bütün allerjik reaksiyonlar ortak özellikleri paylaşırlar. Allerjik hastalıkların özelliği IL-4 üreten yardımcı T hücrelerinin aktivasyonu ile IgE üretimidir. Sağlıklı kişiler çevresel antijenlere yanıt vermezken atopik kişilerde IL-4 üreten T yardımcı hücreler gelişir ve IgE üretimi olur. IgE’nin mast hücrelerine bağlanması duyarlılaşma olarak adlandırılır. Çünkü IgE bağlanmış mast hücresi antijenle karşılaştığında aktive olmaya hazırdır. Allerji prototipik olarak Th2 aracılı hastalıktır. Klinik ve patolojik olaylar vasküler ve düz kas kontraksiyonunu içerir. Mast hücreleri bağ doku ve epitel altında vardır ve bu dokular klinik bulguların en yaygın görüldüğü bölgelerdir. Etkilenen dokuya bağlı olarak deride döküntü, bronkokonstrüksiyon, karın ağrısı, diyare ve şok tablosu oluşabilir. MAST HÜCRELERİ Mast hücreleri kemik iliğinde öncülerden gelişir. Normalde mast hücreleri periferik dolaşımda bulunmaz. İnmatür hücreler periferal dokuya göç eder. Mast hücre, öncül hücresindeki c-kit reseptöre bağlanan doku hücreleri tarafından salınan stem-cell faktörü içeren lokal biyokimyasal faktörler ile farklılaşır. Stem cell faktör (SCF) c-kit reseptörüne bağlanan bir sitokindir. Fibroblast ve endotelyal hücrelerden üretilir. Normal serumda 3.3 ng/ml dir. C-kit bir tirozin kinaz reseptorüdür. Aktivasyonu RAS/ERK, PI3-kinaz, Src kinaz ve JAK/STAT gibi pekçok yolağın aktivasyonuna yol açar. C-kit ve onun ligandı stem-cell faktör melanositlerin gelişimi-migrasyonu yanısıra, hematopoez, gametogenez ve mast hücre gelişiminde çok önemlidir. Stem-cell faktör, mast hücre prekürsörlerinin göçü, yaşaması hem inmatür hem matür mast hücresinin adezyonu, proliferasyonu, mast hücre mediatörlerinin salınımının indüklenmesi ve IgE aracılı aktive olan mast hücre mediatörlerinin salınımını regüle edebilir. Matür mast hücreleri vücudun her tarafında özellikle kan damarlarına ve sinirlere yakın epitel altında bulunur. Lenfoid organlarda da bulunabilir. Mast hücrelerinin şekli değişiktir. Yuvarlak nükleuslu ve sitoplazmasında membran kaplı granüller ve lipid cisimleri vardır. Granüller bazik boyaları bağlayan asidik proteoglikanlar içerir. Aktive mast hücrelerinin sekrete ettiği mediatörlerin bazıları granüllerde depolanır ve aktivasyonla salınır, diğerleri ise aktivasyonla sentezlenir. Mast hücresinin iki majör alt tipi tanımlanmıştır. Biri GİS’in mukozasında bulunur. Diğeri bağ dokuda bulunur. Mukozal mast hücreleri bol miktarda kondroidin sülfat ve triptaz, az histamin içerir. İntestinal mukoza ve akciğerde alveolar alanda bulunur. Bağ doku mast hücreleri granüllerde bol heparin ve nötral proteazlar bulunur, büyük ölçüde histamin üretir, deride ve intestinal submukozada bulunur. Mukozal mast hücrelerinin gelişimi için T hücre yardımı gerekir, bağ doku mast hücresi değil. Lokasyon, granül içeriği, T hücre bağımlı cevap farklı mast hücre popülasyonlarında hastalık oluşumu için önemli olabilir. Mukozal tip mast hücresinin T-hücre ve IgE bağımlı erken aşırı duyarlılık reaksiyonlarına akciğerlerde astıma aracılık ettiği, bağ doku mast hücresinin ise deride erken aşırı duyarlılık reaksiyonuna aracılık ettiği muhtemeldir. Bu alt gruplar mast hücre çalışmalarında değerli bir çerçeve oluşturmasına rağmen bu popülasyonların o dokuda sabit veya ayrılabilir olup olmadığı açık değildir. Bazofiller mast hücrelerine yapısal ve fonksiyonel olarak benzer kan granülositleridir. Antijen varlığında dokuya geçip erken aşırı duyarlılık reaksiyonlarına katkıda bulunabilirler. Mast hücre ve bazofillere IgE bağlanmasında Fcԑ reseptörü rol oynar. FcԑRI, IgE yi bağlayan mast hücre ve bazofil yüzeyinde bulunan antijen reseptörüdür. IgE için afinitesi çok yüksektir. IgE’nin normal serum konsantrasyonunun diğer Ig izotiplerinden çok düşük olmasına rağmen FcԑRI bağlanma için yeterlidir. Her bir reseptör IgE’nin Fc kısmını bağlayan α zinciri, sinyal iletiminden sorumlu bir β ve 2 γ zincirinden oluşmuştur. Tirozin bazlı aktivasyon motifi (ITAM)’ın fosforilasyonu mast hücre aktivasyonu için gerekli sinyal kaskadını başlatır. FcԑRI knock-out farelerde bilinen bir allerjene IgE enjeksiyonu ile anaflaksi gelişmemiştir. FcԑRI ekspresyonu IgE tarafından arttırılır, dolayısıyla bu IgE aracılı reaksiyonların bir artış mekanizmasıdır. Mast hücre aktivasyonu Fc reseptörlerine tutunan IgE moleküllerine çoklu antijenlerin çapraz bağlanması ile gerçekleşir. Allerjik kişilerde mast hücre yüzeyinde FcԑR1’e bağlanan o antijene spesifik IgE vardır. Antijene maruziyet mast hücre aktivasyonunu tetiklemek için yeterli IgE molekülünü çapraz bağlayacaktır. Non-atopik kişilerde ise IgE bağlayan mast hücreleri çok farklı antijenler için spesifiktir ve hepsi düşük miktarda IgE üretimine neden olabilir. Bu yüzden tek antijen mast hücre aktivasyonu için IgE molekülleri ile yeterince çapraz bağlanma yapamayacaktır. Mast hücre aktivasyonu 3 tip biyolojik cevapla sonuçlanır: 1. Depolanmış granül içeriğinin ekzositozla salınımı (degranülasyon) 2. Lipid mediatörlerinin sentezi ve sekresyonu 3. Sitokinlerin sentezi ve sekresyonu Mast hücre aktivasyonu T hücrelerine antijen bağlanması ile gerçekleşen olaylara benzer. Lyn tirozin kinazlar FcԑR1 β zinciri ile ilişkilidir Antijenin FcԑR1 ile çapraz bağlanması ile Lyn tirozin kinaz β ve γ zincirindeki ITAM’ları fosforile eder. Sonra Syk tirozin kinaz γ zincirinin ITAM motifine bağlanır ve sinyal kaskadının diğer proteinleri aktive olur. LAT T hücrelerinin aktivasyonu için bir adaptör proteindir. Fosfolipaz C γ LAT a bağlanınca fosforile olur ve fosfoditilinozitolbifosfatı inozitol trifosfat (IP3) ve diasilgliserole (DAG) katalize eder. IP3 sitoplazmik kalsiyum düzeyinde artışa neden olur. DAG protein kinaz c yi aktive eder. Degranülasyon. Aktive protein kinaz C plazma membranının altında lokalize olan aktinmyozin kompleksinin myozin hafif zincir komponentini fosforile eder. Bu sitoplazmik granüllerin plazma membranı ile kontak hale geçmesine izin verir. Mast hücre granül membranı plazma membranı ile birleşir. SNARE denilen protein kompleksi bu füzyona aracılık eder. Farklı SNARE proteinleri füzyonu katalize etmek için multimerik kompleks halinde granül ve plazma membranında vardır. İstirahatte iken SNARE kompleksinin formasyonunu kontrol eden düzenleyici proteinler granül ve plazma membran füzyonunu bloke eder. Fakat hücre içi kalsiyum artışı ve PKC aktivasyonu düzenleyici protein fonksiyonunu inhibe eder. Membran füzyonundan sonra ekstraselüler alana granül içeriği boşalır. Bu olay FcԑR1 in çapraz bağlanması ile saniyeler içinde oluşabilir ve yoğun granüllerin dansitesinin azalması ile morfolojik olarak gözlenebilir. Lipid mediator üretimi Lipit mediatörlerin sentazi sitozolik enzim fosfolipaz A2 (PLA2) ile kontrol edilir. Bu enzim 2 sinyal ile aktive olur. Artmış sitoplazmik artmış kalsiyum ve MAPkinaz tarafından katalize edilen fosforilasyon. ITAM reseptörü boyunca başlatılan kinaz kaskadı sonucu olarak aktive olur. PLA2 membran fosfolipidlerini hidrolize eder. Substratlar son mediatörlere dönüştürülür. Major substrat araşidonik asittir. Lipo ve siklooksijenaz ile farklı mediatörlere oluşur. Sitokin üretimi: Aktive olan mast hücrelerinde sitokin gen transkripsiyonu olur ve bu olaylar T hücrelerindekine benzerdir. Çeşitli adaptör proteinler ve kinazların aktivasyonu Nükleer faktör (NFAT), NF-kBAP-1 gibi transkripsiyon faktörlerinin nükleusa girerek çeşitli sitokinleri ekspresyonunu stimüle ederler. IL-4, 5, 6,13 ve TNF gibi. Fakat T hücrelerinden farklı olarak IL-2 yoktur. Mast hücre aktivasyonu stoplazmik kuyrukta ITIM motifi içeren inhibitör reseptörlerle kontrol edilir. Fc γRIIB mast hücre degranülasyonunu regüle eder. Mast hücreleri alerjenden bağımsız faklı mekanizmalarla aktive edilebilirler. Mast hücrelerinden salınan mediatörler: Mast hücre fonksiyonlarına aktive hücrelerden salınan mediatörler aracılık eder. Bu mediatörler biyolojik aminler ve granül makromolekülleri ile yeni sentezlenen lipid mediatörleri ve sitokinleri içerir. Biojenik aminler Vazoaktif aminler olarak adlandırılır. En önemli mediatörü histamindir. Histamin hedef reseptörlere bağlanarak etki eder. Histamin kısa ömürlüdür. Çünkü amin spesifik transport sistemi ile ekstraselüler sıvıdan uzaklaştırılır. Selüler reseptörlerine bağlandıktan sonra intraselüler olayları başlatır (fosfoditil inozitolü IP3 ve DAG a hidrolize eder). Bu ürünler farklı hücre tiplerinde farklı yanıtlara neden olur. Endotelde endotel hücrelerinin kontraksiyonu interendotelyal mesafenin artışına neden olur. Vasküler permiabilite artarak vaskülerden dokuya kaçış olur. Histamin aynı zamanda vazodilatasyona neden olan vasküler düz kas gevşeticileri nitrik oksit ve PGI2 sentezini stimüle eder. Histaminin etkisi erken hipersensitivite reaksiyonunun endurasyon ve hiperemi yanıtına neden olur. İntestinal ve bronşial düz kas kasılmasına neden olur. Böylelikle sindirilen ve inhale edilen alerjenlere karşı artmış peristaltizm ve bronkospazm ile ilişkilidir. Bununla birlikte astımdaki bronkospazmın daha uzun sürmesi erken hipersensitivitenin bazı formlarında diğer mast hücre mediatörlerinin etkisi olduğunu düşündürmektedir. Antihistaminiklerin astımda etkisinin olmaması gibi… Granül enzimler ve proteoglikanlar Triptaz ve kimaz gibi nötrol serin proteazlar mast hücre sekretuar granüllerinde en bol bulunan protein içeriğidir. Erken aşırı duyarlılık reaksiyonunda doku hasarına katkıda bulunur. Triptaz mast hücresi dışında herhangi bir hücre tipinde bulunmaz. Bu nedenle biolojik sıvılarda artışı mast hücre aktivasyon markerı olarak kabul edilir. Triptaz fibrinojeni parçalar, kollajenazı aktive eder. Böylece doku hasarına sebep olur. Kimaz ise anjiotensin I’i II’ye dönüştürebilir, epidermal bazal membranda parçalanır ve mukus sekresyonunu uyarır. Diğer enzimler karboksipeptidaz A ve katepsin G dir. Eozinofil granüllerinde de bulunan majör basic protein ve lizofosfolipaz diğerleridir. Heparin ve kondroidin sülfat içeren proteoglikanlar hem mast hücre hem de bazofillerin majör içeriğidir. Bu yapı granül ekzositozu sonrasında farklı oranlarda biojenik aminlerin salındığı bir yapı oluştururlar, istirahate geçişi engeller ve erken aşırı duyarlılık reaksiyonunun kinetiğini kontrol edebilirler. Lipid mediatörler Major araşidonik asitten siklooksijenaz yolağıyla üretilen PGD2 dir. Düz kas hücrelerindeki reseptörlerine bağlanarak bronkokonstrüksiyon ve vazodilatasyona neden olur. Nötrofil kemotaksisi ve inflamatuar bölgede toplanmasını da destekler. PGD2 sentezi siklooksijenaz inhibitörleri aspirin ve NSAİ ile önlenebilir. Bu ilaçlar araşidonik asitten lökotrien üretimine şant nedeniyle paradoksik olarak astmatik bronkospazma neden olabilir. Diğer majör araşidonik asid derivesi ürün lökotrienlerdir. Özellikle LTC4 ve ürünleri D4, E4. LTC4 mukozal mast hücreleri tarafından üretilir. Bu LT’ler PGD2 den farklı olarak düz kas hücrelerinde spesifik reseptörlere bağlanarak uzamış bronkokonstrüksiyona neden olurlar. LTC4, D4, E4 birlikte SRS-A (anaflaksinin yavaş reaksiyon veren maddesi) olarak adlandırılır ve astmatik bronkospazmın önemli mediatörleridir. Üçüncü lipid mediatör platelet aktive edici faktör (PAF) dır. PAF direk bronkokonstirüksiyon yapan aktiviteye sahiptir. Endotelyal hücrelerin retraksiyonu ve vasküler düz kas relaksasyonu yapar. Bununla birlikte PAF hidrolaz ile hızla yıkılır ve biyolojik aktivitesi kısa sürer. PAF hidrolaz konjenital eksikliği olanlarda erken çocuklukta astım gelişir. PAF geç faz reaksiyonlarda etkili olabilir ve inflamatuar sitokinleri aktive edebilir. Sitokinler Mast hücreleri allerjik inflamasyonla karekterize geç faz reaksiyonlara katkıda bulunan sitokinler üretebilir. TNF, IL1,4,5,6,13, CCL3 (mixed lökosit göçü),CCL4 (T hücre, dendritik h, monosit, NK göçü), IL3 gibi faklı hemotopoetik koloni uyarıcı faktörler ve GM-CSF. Mast hücre aktivasyonu sitokin gen transkripsiyon ve sentezini indükler, fakat TNF granüllerde depolanabilir ve FcR aktivasyonu ile salınır. Mast hücreleri ve Th2’lerden salınan bu sitokinler geç faz reaksiyon ile ilişkili inflamasyondan sorumludur. TNF nötrofil ve monosit göçünü sağlayan kemokinler ile birlikte adezyon moleküllerinin endotelyal ekspresyonunu aktive eder. Allerjik inflamasyona ek olarak infeksiyonlara doğal immün yanıtlara da belirgin katkıda bulunur. Mast hücreleri bazı bakteriyel enfeksiyonlara etkili defans için gerekmektedir ve bu efektör fonksiyona büyük ölçüde TNF aracılık eder. EOZİNOFİLLER Kemik iliğinden köken alan allerjik hastalıkların pekçok patolojik sürecinde ve geç faz reaksiyonların inflamatuar infiltratlarında bol miktarda bulunan bir granülosittir. GM-CSF, IL3 ve IL5 myeloid prekürsörden eosinofil maturasyonunu destekler. Eozinofiller periferal dokuda vardır, özellikle solunum, GİS ve genitoüriner yolun mukoza hattında bulunur ve sayıları inflamasyon ile artabilir. Granülleri bazik proteinler içerir. Th2’lerden üretilen sitokinler eosinofillerin aktivasyonu ve geç-faz reaksiyondaki inflamasyon bölgesine göçünü destekler. Hem Th2 hem de doğal lenfoid hücreler IL5’in kaynağıdır. IL5 bir potent eozinofil aktive edici sitokindir. Eozinofil granül içeriğinin salınımını ve kemik iliği prekürsörlerinden eozinofil maturasyonunu arttırır. Geç faz reaksiyonlarda inflamasyon bölgesine toplanmaya kemokinler ve adezyon moleküllerinin etkileşimi aracılık eder. Eselektin ve VCAM-1 eksprese eden endotelyal hücrelere bağlanır. Th2 tarafından üretilen IL4 eozinofiller için adezyon molekül ekspresyonunu arttırır. Eozinofil dokuya infiltrasyonu ve toplanması allerjik reaksiyon bölgesindeki epitelyal hücreler tarafından üretilen kemokin eotaksin (CCL11) bağımlıdır ve eozinofillerden eksprese edilen CCR3 kemokin reseptörüne bağlanır. Ek olarak kompleman ürünü C5a ve lipid mediatörleri (mast hücreden üretilen PAF ve LTB4) eozinofillerin kemoatraktanı olarak da fonksiyon görür. Eozinofiller helmitlere toksik olan granüllerini salar ve normal dokuya zarar verir. IgG, A ve E için spesifik Fc reseptörleri vardır. Eozinofillerin granül içeriği lizozomal hidrolazlar, majör bazik protein, eosinofil katyonik protein ve eozinofil peroksidaz içerirler. Aktive eozinofiller lipid mediatör PAF, prostoglandinler, LTC4, D4, E4 üretir ve salar. Bu lipid mediatörler allerjik hastalığın patolojik sürecine katkıda bulunur. Doku hasarı ve inflamatuar sürece katkıda bulunan sitokinler de üretebilir fakat biyolojik önemi bilinmemektedir. Kaynaklar 1. Allergy. Abul K. Abbas, Andrew H. Lithman, Shiv Pillai. Cellular and Molecular Immunology. Eighth edition. 2015 2. Rosenberg HF, Dyer KD, Foster PS. Eosinophils: changing perspectives in health and disease. Nature Reviews Immunology 2013: 13; 9-22. 3. Galli SJ, Tsai M, Piliponsky AM. The development of allergic inflammation. Nature 2008: 24; 445-454. 4. Amin K. The role of mast cells in allergic inflammation. Respiratory Medicine 2012; 106: 9-14 5. Barnes PJ. Pathophysiology of allergic inflammation. Immunological Reviews 2011: 242; 31-50. 6. He S, Zhang H, Zeng X, Chen D, Yang P. Mast cells and basophils are essential for allergies: mechanisms of allergic inflammation and a proposed procedure for diagnosis. Acta Pharmacologica Sinica 2013; 34: 1270-1283. 7. Fulkerson PC; Rothenberg ME. Targeting eosinophils in allergy, inflammation and beyond. Nature Rev Drug Discov 2013: 12.